t ii İ f Yilliyet 21 MAYIS 1932 İdarehane: Ankara caddesi, 100 No. Telgraf adresi: fet. Milliyet Telefon Numaraları: Başmubarrir ve Müdür: 24318 Yazı işleri Müdürlüğü 24319 İdare ve Matbam 24310 (ABONE ÜCRETLERİ: Türkiye için © Hariç için! LK. LK 3 aylığı 4 — s— e ; 7 2 — 2 4 — 3— Gelen evrak geri verilmez — Müddeti geçen nüshalar 10 ku. ruştur. Gazete ve matbanya ait edilir. Gazetemiz ilânların mes'u- Haftanın Yazısı Bir senaryo Müsveddesi Bir muharrir © var... Mizah iri. Gazetesine bir gün bir yazı yazıyor .. Bu yazıda bir karı, kocasını dövüyor.. Bu bir masal... Bu yazı biraz hoşa gi- diyor.. Okuyanlar gülüşüyor- lar... Herkes bir tanıdığı karı kocaya — atfediyor. Halbuki iş masaldan ibaret. DE Başka bir sahne... Biribirini döğen, daha doğ- rusu karısı, kocası döğen bir çift bu yazıyı okuyor... Her iki si de hiddetleniyor.. Erkek da. va etmekten, kadın da intikam dan bahsediyor.. Düşünüyorlar, dava etseler, herifi mahküm etmenin ihtima | y Hi yok!.. Çünkü isimleri uymu- yor... Ne yapmalı? Bu edepsizi cezasız o bırakmak olur mu?. Yarın başka bir mahrem işe de parmağını (o sokar. Ne yapma- 117... Ne yapmalı?.. Bu karı koca bir gece bu işi düşünüyorlar. Ve bir karar veri yorlar.... PR Mizah mubarriri tiril bir a- damdır.. Metelik tutmaz. Bir gün kendisine bir mek- tup geliyor... “ Bir karı (o kocasını döğe- mez... Döğse de buna (o mizah muharrirlerinin karışmak had- İleri değildir. Asıl dayak yeme- ğe müstahak sensin! İnşallal yakında eşek sudan gelinceye kadar sana-sopa atarlar. İmza: Kâmile.,, Her gün türlü türlü mektup almağa alışık olan mumaileyh tabii mektubu yırtar atar... Aradan dört beş gün geçer | bir mektup daha, “ Ayağını denk al! Sopalar hazır! Eşekleri de suya gönder Milliyet'in Romanı: dik. Yakında işe başlıyacağız.,, ge muharriri güler, mek “ Sırtımı pekçe tut! Kamı- nı iyi doyur. Mukavemetini tez yit et! Dayak cennetten çıkma dır ve ancak sizin gibi cennet- ik muharrirlere mahsustur ya- kında görüşürüz.” Bu sefer mektubu o hey'eti tahririyede arkadaşlarına göste Gülüşürler., Biraz takılır. Fakat mektup yine sepete İ düşer.. Mizah muhavriri birkaç İ gün etrafma bakarak gider, ge je Aradan beş altı gün geçer, (iş unutulur... * sepete atar... İki gün son- »* On gün kadar sonra mizah görenler şaşırırlar... | gözü sarılı. Soranların ki- misine: İ Saç kıran oldum.. Diyor. imisine: — Otomobil çarptı.. diyor... Kimi, im ağırıyor... diyor, İ © Nisanın 27 inci günkü gaze- telerde bir ilân: “VARİS ARANIYOR, İ | Hindistanda vefat eden İ bir zatın İstanbuldaki İ rislerinden birisi . aranmakta- İ dır. Bu zatın vasiyetnamesin- | de bu varisin ismi zikredilme- mekte olup yalnız (Beylerbe- yinde Nuriye Hanımın mah- dumudur. Mavi gözlü otuz beş yaşlarında kadardır.) diye i de Kasap cıkmazında 12. nu- İ maraya müracaatı . rica olu- mur.) silmeniz. Evsafı ilânda yazılı olan a- dam mizah muharı J Aklına hiç bi den hemen oraya gidiyor. Ka- pıyı açıyorlar. İçeri | girer gir. mez... Kapı (o kapanıyor. Orası biraz loşça bir methal... Ne iste diğini soran sakallı birisine ilân meselesini söylüyor... Ondan sonrasını o muharrir derhatır edememektedir. Kaç kişi olduğu, kim olduğu hâlâ keşfedilemiyen bir takım adam lar üstüne çullanıyor ve mü- kemmel döğüyorlar.. Dayak es. da bağırıp çağırmasın di- nün boş arsalarından — birinin bir köşesinde © olduğunu görü- yor... Hemen polise müracaat ediyor. 12 numaraya (o gidiyor. lar. Orada bir âlil kadın ile genç kızı oturmaktadır... Polis soruyor; — Bir şeyiniz çalındı mı? — Hayır amma o dayak ye dim! — Akşam fazla mı kaçırdı. »ızdı?... — Ne münasebet?!.. Bütün taharriyata orağmen bu da kimin attığı anlaşıla mıyor... Yalnız ertesi günü ga- zeteye geldiği zaman $u mek- tubu buluyor: “Miras hissenizi afiyetle yi- yiniz.,, FELEK ipm Göz Hekimi İĞ Profesör Paristen mezun Dr. Esat Pş. Dr. Şükrü Bebsali Yilâvet karşısında No. 18 1 ! I 17 Eve Düşen Yıldırım! ve hatırası belki de senelere ye- iecek işler olacaktı. Fakat Sa- it o kadar kat'i bir lisanla ten- bih tmişti ki, Muazzezle Ahmet Sükrü Efendiye bir şey söyle meğe cesaret i. Esasen onlara söylemek < belki de hiç ©bir şey olmamasına sebebiyet verebilirdi. zel a Saat lam ondu. Hafifçe ka- piya vuruldu. Emine kadın te. tkte duruyordu. Hemen açtı. Biraz evvel de Siat gizlice gel. miş ve mutfağa girmişti. Muaz 262 odasına çekilmiş, belki ye- ni baştan uykuya dalmıştı. i Kapıya vuran © Namıktı. İÜlçeri girince yavaşça sordu: — Muazzez Hanım evde mi? — Evet Beyim. — Ondan başka kimse yok ya? Nahit Sırrı — Hayır beyim. Kendisini görmek istiyorsun değil mi? — Evet, — Haber vereyim öyle ise, — Nerede şimdi? — Odasında yatıyor. Doğruca genç kızın yatak odasına gitmeğe cüret etmi- yor, bunu adeta bir günah sa. yıyordu. Onu giyimli olarak, herkese göründüğü — kıyafetle görmek istiyordu. Emine ken- disini, hemen bütün eşyası bo- salmış olan misafir odasına al dı. Bu eşyasının büyük bir kıs mı boşaltılıp götü odada kalan şeyler de toz içinde idi. . | Yatağa uzanıp uyuyarak, ro- #nan okuyarak, yahut ta ayna. da yüzüne bakarak, günlerini geçirmek, onun adeti değil miy di? Her şey Eminenin eline kalmıştı. Muazzez Namığın gir va- |» |e|J ktısadi bahisler | | Amerika buhranı malisi ve esbabı Dünkü nüshamızdan mabat | Mevaddı iptidaiye ve mamül esya ile eaham ve tahvilât fiatla rı üzerinde vasati yüzde kırktan bir derece yükselmesine sebep ol muştur. Bu tedbir ile de hükümet ikti fa etmeyerek daha mühim ve mu feci vaziyetin tevlit ettiği bir çok a i e delay yeğin ten elğa bii Sex | eder, Tesisi, arm, obaman e hada tetkiki icap eden meselele- | hankasmm sermayesi, hazine bo- rin en başlıcaları şunlardır: | noları ile temin olunacaktır. Ta- I — Amerikiyziraatinin vazi- | bö bu hazine bonolarmın kısmı yeti hazırası, © | .., İ azamı, bankalar tarafından mü- , 2 — Amerika işçisinin vaziYe- | bayan olunacaktır. Son meşrolu- ve Senator M. Glass tarafın- takdim olunup kongrece ka kanun mucibince Fe- “ e z nan 3 — Amerika maliyesinin ve | dan bankalarının vaziyeti, Ziraatin vaziyeti: Yukarıda yazmış olduğum ö- zere 1929 tarihinde | kredilerin | cağından, bonoları mübayaa et- bolluğu neticesi olarak bir dolar | miş olan bankalar, ellerindeki bo yirmi santimde tutulmuş olan buğ | noları Federal Rezerv Bankası dağ 1931 tarihinde kırk santime | nezdinde iskonto ettirebilecekler sukut etmiştir, bu fiat maliyet |dir fiatından dun olduğu için bu sene zeriyatn ez olacağı ümit oluna Bank'm salâhiyetleri tevsi olana an Bu suretle bu bankanın tesisi neticesi olarak Federal bükümet lerin ihraç bankal, karşı o lan borçlarmın mühim mikdarda çoğalmasına sebep olacaktr ki bul hal ani sukut (inflation) teh- likesinin berdevam olması ihtima lini düşündürmekte ve bu sebep- ten dolar meselesi muhtelif piya- salarda tetkik olunmaktadır. Federal bankalarm elyevm kasalarmda külçe altın olarak | bilir. Eğer Rusların buğday ihra- catı da bu sene fazla mikdarda piyasaya arzolunmıyacak olursa fiatlarm haddi makule tereffü et esi memuldür. Amelenin vaziyeti: suretle yevmiyelerin tereffü etti; yazılıdır. Bu zatın Feriköyün | Hı ne bükmetmek icap eder, halbu- ki amele yevmiysinde de yüzde on on beş nisbetinde te ra »: zaruret halindedir, bu Mali vaziyet: Geçen senenin banka bilânço ları tetkik olunacak olursa görü- Yür ki bankaların matluplarının ların: ve tahvilâtlarda 2097, üzerinde ikrazatta 10€, em | enkule üzerine İkra» | zatta 100, stok emtin üzerinde ki ikraz hisaplarında. l Geçen sene esham ve tahvilât | borsasmda vukubulan panik neti cesinde Amerika bankalarının ne mühim ve tehlikeli dakika lar geçirmiş oldukları kolayca an aşılır. Vaziyetleri bozulan banka ların para tedarik (edebilmeleri için piyasaya her ne pahasına 0- etmiş oldukları es olsn idi her halde tekmi! muamelâtın birden inkıtama şahit olurduk. Bu müş- kül vaziyeti takdir eden hükümet lâzım gelen tedbirleri almakta bir an bile tereddüt etmemiştir. cumu vukubulmuş Evvelâ haziran 931 tarihinde Hoover moratuvarı ilân olundu. Bu suretle beynelmilel yapılmak istenilen teshilât dolayısile borsa- larda itimadın iade olunacağı ve (donmuş) olan kredilerin bir kıs mın da canlanacağı ümit olun- bankaları tarafından, müşkülâta maruz kalacak bankalara yar- dım etmek vazifesile mükellef (National Credit Corporation) Bankasmı beş yüz milyon dolar sermaye ile tesis ettiler, Şimdiye kadar bu müessesenin (piyasaya yukubulan yardımları iki yöz mil yon doları tecavüz etmemiş olma sma rağmen borsa üzerinde İyi tesirler vücude getirmi iği önüne geçilmiş ve hai paniğin fiatlarm diği odanın tam üstünde yatar dı. Geldiğinin kendisine haber | kapının önüne geldi ve kaldı. verildiğini ve genç kızım kalkıp | O zama; olduğunu, Na- | dönerse ik duyduğu seslerden ve ha- jelin dışarıdan kapıyı açmak üze reketlerden anladı. hazırlanmakta Ne yapacağı ve ne söyliyece ği hiç bir 1.200 milyon dolar bulunmakta - “SÜPERSİ MİLLİ SANAYİİMİZE YENİ BİR MALZEMEİ İNŞAİYE İLAVE EDİLİYOR. Türk çimento fabrikaları çoktan beri şimdiye kadar imal ettikleri mal dan daha yüksek evsafı haiz hususi bir çimento imalile iştigal ctmektey diler Bu bapta icra eyledikleri tahar- riyalı fenniye sayesinde çabuk ta- sallup eden ve yüksek bir mukave meti haiz olan sun'i bir Portland çimentosu formülünü tesbit etmeğe muvaffak olmuşlar ve bu hususi çi- mentoyu “Süpersiman” tesmiye ey- lemişlerdir. Sun'i portland çimento- sunun bilimum evsafını haiz olan salifüzzikir “Süpersiman” hassil ve menafii dahi camidir: a) Seri bir tasallap. buk çıkarılabilmesi dolayısile | kalıp tahtalarındaki © tasarruf. Betonlar i- Gin müstamel çimento mıkdarının te nakusu. Bir bina inşasında istimal e- dilecek muhtelif aksamın tahdidi ve şekillerinin tahfifi, Bilümum ameli- yatın daha temiz icrası, İmdi “Sü- persiman” mimarları. müteahhitle- ri, inşat o mühendislerini vel bâsıl inşaat ameliyatmda beton is mal edenlerin kâffesini son derece alâkadar edecek bir malzeme imşa- iyedir. Çünkü maliyet fiatlarının te- mezzülünü temin etmekle inşaatları na fazla metanet ve emniyet ve umu miyetle şekillerine şayanı dikkat bir ileri vardı. Sonra ayak sesleri bulun | açması arasında sanki bir saat madan ( bekledi. Muazzezi bir | geçti. Belki bu bir lâhza idi defa daha, şüpbesiz #on bir de- | kendisine o kadar uzun görün. ayrıldığı anda Nihayet Muazzez içeri gir- ri, Muazzezi niçin göreceğini |daha kısa kestirerek yandan ta dır. İşbu mikdarın beş yüz milyo nu ecnebi müestiesatnı yani Fran- sz Bankas, İngiltere Bankası ve saire taraflarından alınm k çok muhtemeldir. Bu mikda: dıktan sonra kalacak olan zarafet bahşeden bir malzemedir . SATILIK ve KİRALIK HANE Beşiktaşta Kılıç Alide Alem Kadın sokağında 12 No. hane (6 oda mutbah, bahçe, kuyu ve tu lambası, terkos ve elektriği havı) satılık ve kiralıktır. Görmek iste- yenler yanındaki o baneden veys İbekçiden anahtarı alabilirler. Gö- rüşmek için de Milliyet matbaası- na Nihat ve Nuri Beylere müru dolarların kiymetini o muhafaza etmeğe kâfi gelecek midir? Hali tabiide bu mikdarın kif& yet edeceği muhakkak ise de dün yanm geçirmekte olduğu müşkül anlarda o kadar ümit bahşolacak bir vaziyet değildir. Bu teşkilâtın yanında hükümetin bütçede mü- vazeneyi temin etmesi lâzımdır. Yukarıda tadât olunnan çareler ile bunun temini mümkün değil- dir. Bu hususta teklif o olunacak yeni vergiler neticesi olarak bir çok eşyalarm fiatları artacaktır. Buhran dolayısile hâsıl olan müş külütm bu söretle bir kat daha artacağı şüpbesizdir. (Glass Bil) kanunu ile geçen öküğü devam e- esham kıymeti ve mavaddı iptidaiye fiatlarında sal üşahede edilir ve bu saye de Amerikaya tekrar ser mayelerinin girmesin ve banka kredilerinin buzları erimeğe baş- layabilir Fakat ahval tabii şeklini mu- hafaza etmez de itimatsızlıkla bir vakit yer miş ise de bu sene ticari iflâslarm pek çok olacağı ve yavaş yayı meydana çıkacağı anlaşılmakta. dır, Büyük şehirlerin iktisadi has talıkları kesbi vahamet etmekte. | galeyan vukubulursa , Son istatistiklere nazaran | İi ve ecnebi sermayesinin kaçmak mart 1932 ayının geçen seneki | ta olduğunu ve bu siretle banka mart ayı o ihracatına o nazaran | kasalarının tamamile boşaldığını 1.609 milyon dolar noksan oldu: | ve doların ani bir surette sukutu ğu anlaşılmaktadır. vu görürüz. Amerika hükümeti . bir çok Ahval bu şekli aldığı ve Ame mevani ve meçhulât ile mali bir | rika altın mikyasını terkettiği tak siyaseti iktısadiyeye cesürane a- | dirde netayici dünya için pek va- tulmışlır. Bu, siyasette Amerika | him olur. Doların sukutu İngiliz hükümetinin muvaffak olması da | Krasnın sukutundan daha derin muhtemeldir. . İ meseleler teylit edeceği şüphesiz Emtia, tahvilât ve eshamın fi- | dir. Böyle bir halden her ne ka“ atları filhakika haddi mal dar leketler müste- pek dun bir dereceye düşmüştür. | ge ezel ise de tekmil dünya pa Vasiyeti bir kimyaer SÖZÜ İle | ralarının osasatını yeniden tetkik ik olüranik ŞU Me | emek ihtiyacı hâsıl olacaktır. Müs etmiş bir 1914 tarihinden beri bugüne madde müvacebesinde bulunuyo- | kadar doların ani sukutu ihtimali dür. İşler yavaş yavaş başlama- İ Bunda tabii bi iyet olmağa, | tereffülere | “Benim bir yeğenim var.,, Ahmet Hikmet Oo merhumun o meşhur monoloğunu söyliyecek değilim. Hakikati söyliyorum. Ben amcayım, o da yeğen. Ger çi aramızda büyük bir yaş farkı yok amma, ne de olsa yine am. cayım, Babası bzak vir memle kette küçük bir memur. Elbette ki kardeş çocuğu. Tahsil ve ter biyesi de uhdemize (o mevdu.. bugüne kadar kendisine mcalik vazifesini yapabi ir fırsat ta zuhur et- memişti akat diyordum. El bette bir gün ben de hakiki bir amca olabilirim.,, mektebini bi. tirdi. Kendisine doktorluk gibi ciddi bir mesleği ii ip etmiş. Fakat o hâlâ dünkü Cevat, Be beklerinin, düdüklerinin, arasm da horoş şekeri ve sakız leblebi sile tegaddi eden küçük Cevat. Hiç değişmemiş. Yahut (bana öyle geliyor. Ben onun mesleği le tearüz eden hoppalıklarma, çocukluklarma alışkınım. Onda henüz ciddi bir meslek kaygu- su değil, mesleğin gösteriş ve caka tarafına — fa; görmekteyim, Gerçe ben amcayım amma, o öyle Zal oğlu Rüstem hikâye lerini benimsiyerek aile içinde EA Bir amca ile yeğen — Hah dedim tam Fakat yalnız değil yanm bir de kız var. — Aman.. Hayret demek bi zim yeğen yapılması lâzım ge len şeyi bizim nasihatrmıza lü- zum kalmadan © yapmış. Tabi gençlik nasihat (o istemez.. Her seyi lâzrm geldiği gibi, olması icap ettiği gibi olacak. (o İnsan için sevki tabii en büyük bir mü rebbidir... Merdivenleri dır dir dır dır atlıyarak yukarı çıktım. Bizim yeğen bir “defter pakize eda,, ile yan yana odamda oturuyor. Evet sarâhatn oturuyorlar. Yeğenim derhal atıldı ve tak tan çıkmış yüzüğü parlıyan eli ni sıktım. Fakat bu ne demek- nasihat etmek, çapkınlık dersi vermek istiyordum. Fakat bu bir meyil | çarpık vaziyet te nedir? Sor dum: — Nişanlım mar? — Evet. — Fakat ben bilmiyorum. anlatmağa çırpınırken ben öte. | Benim böyle nişandan haberim den: — At martini Debreli Ha- san!.. Şarkısını tutturur ve ha- fif tertip te kızdırmaktan kendi İ mi menedemezdim. Mektebini bitirdiğini söyle- İ miştim değil mi?.. Artık “Doktor Bey,, aşağı “Doktor Bey,, yukarı, Evde bir alaydır gırla gidiyor, Fakat her kes ona çocuk muamelesi yapı- | yor. Kimse onu “Büyük bir a- dam,, telâkki etmiyor. zatmıyalım! Mektep bitince ta- bii bizim yeğenin eli para tut- mağa başlıyacak ve Beyoğlun- da renk renk, çeşit çeşit kadm. lar. Yaşasın gençlik! bari di- yordüm. Bize nasip olmıyan şu hayal ham yeğenimize memba: ilham olsun. Biz de bir amca sıfatile uzaktan bu saadetin mes'ut bir seyircisi olalım . Ona kaç gün- dür güzel bir çapkınlık — dersi vermek suretile amcalık vazife etmeği düşünüyordum. “tam sırasr,, diyordum. Artıl madı. Kırmızı kurdelâlı diplo- ması aldığı o günden beri de bana bir def kekili i biraz da geççe eve gittim. — Cevat geldi, dediler, ruz. Mayi yani kredi tebahhur | ni üçüncü defa olarak görüyoruz. etmiş olduğundan bir tortu yani | Şimdiden netayicini keşfetmek ka serveti umumiyenin esas İstinat. | bil değildir. Ancak her cihetten ları kalmıştır. Eğer daha ziyade | zengin ve tabii serveti azim olan teshin olunacak olursa takallüs | bu memleketin atisine itimat et- | etmiş tortunun parçalanmasına | mek ve bu üçüncü imtihanda da | ye belki de içinde bulunduğu ka | muzaffer cıkacağına emin olmak | bın patlamasına sebebiyet verebi | her halde daha doğru olur kana | Bir. —— hali İmar? cereyan € | atindeyim. İ derse hayatı tısadiyenin yeni yeni tedbirler ve krediler ile ma- Döyçe Oryent Bank İzmir i maddesini çoğaltarak tekrer şubesi müdürü iyete getirilmesi mümkün- muk ona uzun uzun, yana yana baktı: Kardeşile nikâhlarının kâ Zıdı belediyeye asılıyormuş! — Safa geldiniz ağabey. Ne kadar tatlı bir ses! Onun sesinin bu kadar tatlı olduğunu insanı en nefis ipkelrde lunmayan n Gazişlerle sardığını Namık bile bilmemişti. Kız sus tuktan sonra da o sesi kulakla- rında duydu. — Teşekkür ederim . ın, girmekten vaz geçip diye korktu. Sonra, bir e uzandığını hissetti. Elin ka- pı topuzuna uzanmasile bunu de gelmiş, fakat bu fikir varlığı. |di. Bu cevabı zahmetle vermiş» Bı birden bire kaplayan bir alev) & Sade, düz mavi bir entari| ti. Başka bir şey demedi. gibi ona hâkim olmuş, onu pen | giymiş, biraz kızılımsı sarı saç-| — Yı nasıl? Şesine almıştı. Ve dünden be- (larının kesilişini de değiştirmiş, | — İyi, Teşekkür ederim. Sanki bu sözden - gayri bir ve bu görmeden ne “beklediği. | ramıştı. İri, uzun kirpikli ve az İni, hattâ ona ne söyliyeceğini| yeşile çalan mavi gözlerinde hâ tesbit etmemişti. Belki dima: |lâ biraz uyku, rengi ve kıvrım. ğının gizli bir noktası, kendin İlarile çok itinalı kesilmiş bi. ce de meçhul bir tarafı neler | rer yakuta benzeyen dudakların söyliyeceğini çoktan tayin et- | da oldukça endişeli bir tebes- mişti de bunlari henüz bilmi. |süm vardı, Entarisinin biç kolu söz bilmiyordu. Çünkü dudakla rını zapteden ve dilini kımıldat yehilirdi! Muazzezi o kendisine acmdıracak, (daima hüzün ve anlatacak sözler. Fakat o halde niçin bu sözleri, bu acmdıracak ve daima hatırlatacak © sözleri söyleyemedi! Bilâkis sesi kı- sık, yüzü kinle dolu, dudakların da acı bir tebessüm, konuştu! — Evleniyormuşsunuz. Teb- gçirmediniz. Evde biri evli bi- pi bekâr iki erkek © vardı. İkisi de bekâr olsalardı, belki biraz tanedir, artık düşünülecek bir şey kalmıyordu ki! Hemen mak sada doğru yürüdünüz, işi be. ki erkeği mahvedebilirmiş, ku- rulmuş bir yuvayı yıkabilirmiş, bir babayı evlâdından edebilir- miş, bunlardan size ne? Size koca lâzım, koca! Süsünüzü te- min edecek bir koca, ber ihti- da yaradı | lışın tesiri yok değil, Neyse u- | saat devam eden mutlkumda er- da bir pansiyon odası. Etrafın | ben i i Itiünadı TÜRK SİGORTA ŞİRKETİ Harik ve hayat üzerine sigorta muamelesi icra eyleriz. Sigortaları halk için müsait şeraiti havidir. Merkezi idaresi: Galatada Ünyon Hanında Acentası bulunmayan şehirlerde acenta aranmaktasır. İADE Tel: Beyoğlu : 4887 yok ki. Mukaddemesile başlı yan ve bilâfasıla altı o saatde. vam eden nutku müteakip ge rek beni dinliyen gençlerde ye rekse bende takat kalmamıştı. Yaş yirmi bir. o Evlenmek için pek erken. Nişanlı kalma- nın Oo manasını da anlamıyor. dum. Bir genç kızla | beraber yaşamak. Fakat bu yüzükle ol duğu gibi bir bilezikle de ola. bilirdi. Hattâ bazan buna bile Tüzum yoktur. Fena halde kız. mış, hiddetlenmiştim. Bu altı ken evlenmenin © âleyhi kadar fikrim varsa hepsi lâsa ettim. Bilhassa kıza hita- dedim ki: — Kızım bak, yeğenim çap- kınlık yapacaktır. Sen buna ya eyvallah diyeceksin, yahut de. miyeceksin. Eğer (o buna razı değilsen bu işten (derhal vaz geç, , Kız öyle kızardı ve mahcup oldu ki, ben de niçin böyle bir kaka. ördü gümü düşü düm. Biliyordum ki tanıdığım evlilerden yüzde yetmiş beşi, ev lenirlerken hiç te nutkumda an Fakat ona rastlamak kabil ol. | lattığım noktai pazarları şünmüş değillerdir. Yani ve i ir. Ve bu kadar hesapsızlıklarına rağ. , Geçen gece biraz keyif halile | men, mes'ut ta olmuşlardır. Sahiden saadet miyor.. hesaba sığ- > Mülli hafifleyerek, ağır ağır, ağlar gibi, inler gibi, kendi kendine yapyalnız inler gibi söyledi: — Seni son defa olarak gör- mek istedim. Bir kaç güne ka. dar Kayseriye naklediyorum. Seni son defa olarak bir kere görmeden gidersem yaşıyamıya cağımı N i bilsen nasıl sevdim, Muazzez! İlk ö ce ben de anlamamıştım. Bil. Fakat bekâr olanı mademki bir |m€mi ki nasil oldu; neden oldu! Sonra omuzlarını silkerek güldü: — Amma da aptalım ha! Ne cerdiniz! Amma bu izdivaç öte | den oldusu, nasıl oldusu var mi? Seni görüp te sevmemek kabil olur mu? Ne kadar güzel sin Muazzez, ne kadar güzel- sin! Bak, artık bütün hayatım kahır içinde geçeceği halde yi- hasretle hatırlamağa sevkede- | yacınızı, her hırsınızı temin e. ne: “ — Keşke seni görmesey- cek sözler. Muazzeze kendisini en çok bu adamın, bu talihsiz adamın sevmiş olduğunu, be- lediyeye asılacak nikâh kâğıdın | çekil Muazzez hep ayakta duru: yor; kapıya doğru yavaş yavaş iliyordu. N sake decek koca, genç koca lâzım! |dim!” diyemiyorum. Kahrola- caksam da ne beis var! Madem ki gözlerimde senin hayalin ya kuvs | sayacak