: İİ d&r, orada, kimsenin gös © Bahri Bey! Bu zat mal, mülk, © yatağa on ikinci Lowis'nin yat — sardırmış, boyuna arayor. > yat bu, usul bu, kaide bu. Men- Asrın umdesi “MİLLİYET” tr 5 NİSAN 1932 İdarehane : Anlamı caddesi, 190 No. Telgraf adresi: İst. Milliyet Telefon Numaraları: Başmuharrir ve Müdür 24918 Yazı işleri Müdürlüğü 24319 İdare ve Matbaa 24310 (ABONE ÜCRETLERİ: Türkiye için o Hariç için | BUGÜNKÜ HAVA Yeşilköy askeri rasat merke- Hikâye Antika konsol Gavsi Efendi dünyanın en mes'ut adamlarından biri olabi lirdi. Marangozdu. Küçük atel- | yesinde sabahtan akşama kadar çalışır, çeşit ço mobilyeler ya par ve sataj Günün e antikacılığa merak eti antikacılığa baş- ladı, Dünya bu? Yaptığı mobil yeleri ucuz ucuz satacağına, an tikadır diye pahalı satmağı kur muştu, Çünkü eski eşyanm da-| ha para ettiğini haber almıştı. | Bu sefer kendisi de yepyeni mo | bilyeler yapacağma, eski eşya | yapmağa başladı. Çabucak ta muvaffak oldu. Tabii bu eşyayı herkesin gö önünde imal etmiyordu. Çünkü nının arka tarafında bir yer var işme den antika mobilyeler ağardı. Bu kısmın küçük bir penceresi ve şişman bir adamın güçlükle ceği bir de kapısı var- çi Gavsi Efendi evvelâ eski ve mükellef sandalyalar yaptı. $: raydan getirildi diye bunları iyi fiyatla sattı, Bundan cesaret 2 sağl daha hararetle işe koyul. “Günün birinde koodisini zen Me odamla, tahıştırdı kar 8 vini antika eşya ile süslemektir. Onun evinde tâ Fransadan ge- tirilmiş neler, neler yoktu? On ikinci Louis'nin yattığı yatak bile vardır. Yahut kendisi bu tığı yatak der, Bahri Bey şimdi de Sultan Azizin kullandığı eşyaya merak Gavsi Efendi böyle yağlı bir | aldıracak ta bir tarafı yok. Ha- faat kalıptan kalıba, kılıktan kılığa gire çıka, yüksele i ime hep ; ayni şart ve ayni davayı güdü- | arkasından | — Hem biraz içer.. Hem de bir iki diş esrar alırım. Bu iel şam Sarayiçine gideriz!. İ rada da daha dördüncü dubleyi tamamlamadan başımın derdi geldi çattı. Piyasada ırgat mı | kalmamıştı, bugün her | kesin gözü beni mi görüyordu?. Altın diş Ali, Kundura Re- cep, Arnavut Yahya bir masa- da hararetli hararetli ser vansmmlan bie asla Ürüne İ | beynde imiş. Babadan oğla mahallede tanmmıştı. Dükkâ-|5i — Aman Beyim, ben Sultan Azizin saraymdan alınmış bir konsol biliyorum. Tanıdıklar- dan birindedir. Öyle bir konsol ki şimdi eşi bulunmaz. Bu zatın büyük pederi o zamanlar ma- mış bir hayli eşyası var, Fakat şimdi malüm ya, buhran.. müzayakası olduğu i için sataca- | İef uzuvların da tensik ve ıslahı lü: | dikten sonra düş İ yi tir. Senelerce çalışmış ve fakat va zifesinde muvaffakiyet göstereme — Eder dediğiniz gibi ise kadar verebilirim, a Yüz belki de razı © İllar, Yalnız ben kendisi ile gö- İ rüşeyim. Siz dört beş gün son- ra teşrif ediniz. Gavsi Efendi beş yüz liranın İ harsı ile hemen işe başladı. En- kazcılardan tahta aldı, konsolu yaptı, boyadı, sonra bu boyanın yeniliğini giderecek bir çok ma rifetler yaptı. Hülâsa günün bi rinde konsolu hazırladı. Bahri Bey de merakını yene- meye-ek arasıra dükkâna uğrar ve sorardı — Nasıl, razı oluyor mu? Her defasında da Gavs: Efen di şöyle bir cevap verirdi: — Biraz daha sabır Bahri B. Bu zat beşyüze biraz burun kı- vırıyor: “Nasıl olur, büyük ba- |badan kalmış” filân diyor am. İ ma, ben onu Jaka kandıraca ğım. Gavsi EF, nihayet konsolu ta mam edip hazırladıktan sonra, birgün Bahri Bey geldiği za- man müjdeyi verdi: — Aldım, dedi, bir başka me raklı görüp istemesin diye dük kânın arka tarafına sakladım. Her ikisi de dükkânm arka tarafma gittiler: — Bir defa şu konsola bak be im, Bunu Sultan Aziz Mığır | be isminde bir marangoz ustasına yaptırmış. Yalnız şu tarafında. ki yaldızlar biraz dökülmüş am (ma, ei ; inç sene bu? konsola lala Evindeki antikalar i | bundan i iyisi ve kıymetlisi olma İ yacaktı. Ah, evine her gelen dostuna: — Bakın şuna.. Sultan Azi- alınmıştır, diye hayran O da, bütün diğer Gi me raklıları gibi hemen konsolu a- hp götürmek istedi. Küçük bir kamyon dışarıda bekliyordu. Gelen hammalla konsolu kaldı- rıp kamyona yerleştirmek iste- dikleri zaman, başka bir mesele tahaddüs etti. Atelyenin kapısı konsolun çıkmasma O müsaade etmeyecek kadar dardı. Uğraş- tılar, uğraştılar, nafile! Bahri Bey bir aralık düşün. ar ve en sonunda de- i kiz — Yahu, bu konsolu çıkara. mıyorsunuz. Peki amma, nu nasıl buraya soktunuz. İşte orasını anlayamayorum. Dr. Celâl Tevfik Zührevi ve idrar yolu hastalıkları mütehassıs: Sirkeci Muradiye caddesi No. 35. Her gün saat 14-19. Milliyet'i in Edebi Romanı: 60 GÖZYAŞLARI: Elem IZZET kal. | ni teşkilât, ve ıslahattan sık sık bu | termiştir. MİLLİYET Son zamanlarda adliyede ye- iliyor. Kamınlarımızı tama men yeni csaslara istinat ettirdik ten sonra bunları tatbikle mükel çetin olduğunu vekilin vak- ide hukukcu- | derecede: muz vardır. Bugün adliyeden si- | kâyet ediliyorsa bu,istenilen rand- manm © alınamamasmdı, U isteni len süratin temin edilememe: den dolayıdır. Binaenaleyh ön müzde, yeni bir makinenin kurul masmın arzettiği ağır müşkülât mevcut değildir. Adliyenin tensik ve ıslahımda | yeni teşkilâttan bahsedilirken çok | ameli fakat eyni zamanda çok ra | ter. dır. Evvel emirde geniş bir teşki- lât yapmak ve bunun iktiza ettir diği kemiyeti elde etmek içir key fiyetten fedakârlık etmek en yan hş bir harekettir. Eğer şimdiye ıslahat dikal ve şümullü düşünmek lâzım E kadar yaptığımız adl | kim esasını kabul ettiğimiz zaman İse emg anasırın kâfi olup ol ütçemizin müsaadesi- ni ni hiç düşünmedik, adliye ei taya düştük. Ve nihayet bu g: teşkilâtı doldurmak için İkkemiye- te verdiğimiz ehemmiyet tama- men iyetin hine Ve bu hareketler birçok kıymetli | hukukçuların hâkimlikten uzak- laşmasını intaç etti. Bugün ilk 15- lahatta lüzumundan çok fazla ge | niş tutmuş olduğumuz teşkilâtı | İ imkân nisbetine irca etmeğe baş- | lamak lâzımdır. Fakat kadroyu , bütçeyi tenkis ve ta- sarraf manasma almamalıdır. Fil meme böylemi tasarruf Devlet 5 > i şeklini imkân yoktur. Bu bye dahilir. | de yükü hafifletmek, eldeki para | yı bihakkın ve filen çalışan ve se | mere verebilecek olan unsurlara ve sahalara hasretmek lâzımgelir. | Meselâ kirk elli hâkimi olan bir | vilâyetimizin on kuvvetli hâkim | ve altı hâkimli iki istinaf mah. kemesile, ön on beş kalemin bü- tün © vesaiti mevcut beş kalem Ye bugünkü bes hattâ on misli se- mere vereceğinde hiç şüphem yok tur. Ancak, dörtte inen bu teşkilât, bugünkü tahsisatr tama- men yenmek, kendilerine ağır bir mesai tahmil edeceğimiz zevat her türlü endişe ve düşünceden uzak bulundurmak zaruridir. Bu nu yapmak istediğimiz zaman ö- nümüze iki mânia çıkacaktır: Ba rem ve hâkimler kanunu. Bir hâ- kimin 3: 4 yüz lira alması belki bugünkü baremin — koyduğu bir teadülü bozacaktır. Fakat hâkime tahmil ettiğimiz fikri mesai ve va zifesinin mahiyet ve şeraiti göz önüne prensibinin her daifeye teşmilif mümkün ve muvafıktır. Bu, belki bir zaman meselesidir fakat adli- al yapılması zaruri olan | Her şeyden evvel kıdem | esasını nazarı itibara alan hâkim | ler kanunu — da, bugünkü yeni bir inkişaf seyri takip eden ve yeni genç unsurlara muhtaç olan adli yemiz için hiç te muvafık değil- dir. Bizim bugün hakimde her şey arayacağımız, seciyeden | sonra yeni kanumları tamamen an | recek, Orayı dikizleyeceksin., — Yapma. Etme.. Bu gece bir âlem yapaca-! Filân dedim, Dinleyen olma | İ terdi: fe T ku bahisleri Je) Adliyede yeni ıslahat ve teşkilât | siyetin bugünkünden çok fazlı SALI 5. NİSAN layabilmek ye herkesi tatmin ede bilecek bir surette şuurlu ve mu- vaffafkiyetli bir surette tatbik daha yüksek mahkemeler de- , tekaüt ve istirahat olmalıdır. lari anlamış >ve tatbik bütün unsurlarımızı toplamak ve eldeki bu unsurlar nisbetinde yap tığımız teşkilâtı bu tensik edilmiş. ha z ve çok kuvvetli on beş veya yirmi İstinaf mahkemesi teşkil eylemek le bu iş temin edilir. İcra daireleri ye mahkeme kalemleri ise, Noter likler şekline ifrağ edilmek ve her davada cüz'i bir kalem harçı alınmakla, bütçeye bar olmakar- zm Noterlikler gibi intizama ko- nulmak çok mümkündür. Adliye Vekâletinin hâkimi münferide ve | İstinaf mahkemeleri teşkilâtına mütemayil olduğunu işitiyorum. Eğer Yöküler bu işi bugünkü âza ve âxa mülâzımlarının hemen hep i mek şeklinde tatbik edecekse kâyeti mucip olacağında hiç şüp he etmemelidir. Tekrar ediyorum, | adliyede bugün mesele kemiyet- | te değil, keyfiyettedir. En kalaba- | İ irk vilâyetimizdeki o mahkemele- ! rin adedi az değil, çoktur. Eğer seyi vermiyorsa sebebi ! deği başka âmillerde aramalıdır. | Adliyemiz, tensik ve ıslah edil dikten sonra yeni hâkimlerin ye- | tiştirilmesi de bir usul ve intizam | altma alınmak icabeder. staj ve tecrübe devresi geçiğriöden, hattâ inkişafların: v i vaz, ifa etmedefi'Kâkim sınıfına ithal. leri ve bu süretle kadronun kü- zumsuz yere genişletilmesi de çok yanlış bir harekettir. Hâkimlik için asgari bir haddı ehliyet var. dır. Bunun imeveudiyeti temin ve tenbit edilmeden bir genci hâkim sınıfına almak, o gencin istikbali için © de faideli “olmaz. Hukuk tah- silini bitiren gençler Noterlik ve muddeiumumiliklerle avukat yı zıhaneleri de dahil olduğu halde bütün adliye cihazlarında iki s6- Be sisj gördükten ve bu stajdan iyi notlar aldığı takdirde bir de çe- tin mesleki imtihan geçirdikten ve en aşağı yirmi sekiz yaşı sonra veya melidir, Maarif, Ha riciye, Dahiliye ve Maliye Vekâ- İetlerimizin kısmen tatbik ettikle ri bu gayet tabii ve faideli usulün adliyede ihmal edilmesi doğru de ğildir. Hâkimlik kadrosuna an. cak tam bir ehliyet gösterenler girmeli ve eğer elde böyle unsur. |İl ar yoksa hiç bir zaman kemiyetin temini için keyfiyetten fedakârlık edilmemelidir. Kanunlarımızm ta | mamen tecdidinden sonra adliye. |İİ mizin ıslahı artık hâlim ve mad- di vasıtalar meselesi olmuştur. Bunu belki zaman halledecektir at derhal ie başlamak ve mun SARI VESIKA çizi (Le passeport jaune) başında Aşk - Heyecan - Tehlike - Fedakârlık - Menfa ELISSA LANDI LIONEL BARRYMORE Bir kadın kalbinin yapabildiği en büyük fedakârlığın kuvvetli dramıdır Ünümüzleli perşenbe aşa Artistik'te - MAJİK SİNEMASINDA 7 Nisan Perşembe akşamından itibaren Haşmetpenah Eğleniyor Fevkalâde neşeli büyük OPERET Georg Alexander, Lien Deyers, Trude Berliner ve Paris'in (Rue de la Paix, Champs Elysoes)'nin Lücien Lelong, Maria Guy, Lucie Paray, Maggy Rouff ilh gibi en büyük moda müesse- selerinin son mevsim modelleri teşhir olunacaktır. ve P. D. C. sen Dünya hevadisleri Yarı. akşam MELEK SİNEMASINDA Saadet Gölgesi (Papa Longues-Jambes) Tamamen Fransızca sözlü filminin nefis ROMANINI her genç kez YAŞAMAK isteyecektir. Mümessilleri: JANET GAYNOR ve WARNER BAXTER. LETAFET... AŞK. GENÇLİK ... Bu meşhur romanı Türkçeye “ÖRÜMCEK DEDE” namı ile tercüme edilmiştir. Yarın akşam Elhamra Sineması WİLLY FRİTSCH -LİLİAN Harvey ve CONRAD VEİDT'i Kongre Dans Ediyor (Le Congres s'amuse - Der Kongress Tanzt) Muazzam filmin Almanca kopyasında takdim edecektir | | Istanbul Evkaf Müdürlüğünden Kıyye 2500. Buğday | Ea çağ İ “FENNL TERCUME | Anadoluhisarma bir buçuk | BÜROSU İ od mesafede bulunan Vakıf | Her nevi fenni, askeri, adli, tica- so anbarmda ba | ri v.s, eserler, teklifnameler, muka- İda ml r hububat 3 Nisan | velenameler, şartnameler, resmi | ve 932 tarihinden itibaren 23 Ni-| “ve seami > saz 982'terihine kadar müzaya | 7711071 vektaplar ee ü deye konulmuştur. Talip olan- ların İstanbul Evkaf Müdiriye tinde Orman ve Arazi idaresi- ne müracant eylemeleri, (1336) 'Tiühaci Milli TÜRK SİGORTA ŞİRKETİ Harik ve hayat üzerine sigorta muamelesi icra eyleriz. Sigortaları halk için müsait şeraiti havidir Merkezi idaresi: Galatada Ünyon Hanında Yalı aranıyor Denize nazır bahçeli, mobilyalı ve müstakil bir hane kira ile aranmak. tadır. Arnavutköy - Bebek ve etin | ye - Büyükdere arasında olması şart tır. İstiklâl caddesi OSI mumarada| ilinci kat, Kadri Beye müracaat. İstada Osmanlı Bankası kargoda DANUB SİGORTA HAN No, 25. zam bir program dahilinde ça- mak çartiyle Sıddık SAMİ Der gibi eli şöyle bir sak | ei — Altın diş hiç kimseye gü- venir mi2. Okka dört yüz dir. /dı. Altın diş, elinin tersini gös İemiz Demeden adımını atmaz. * Dedi ve bir başın emir tevdi catal Pl şehirlerde acenta aranmaktadır. ne kadar gelmiştik. Yahya: | — Şimdi ben önden gidece- ğim, receğim, Recep te girecek, Bel ki başka bir işçide getiririz. Ky ri slm re- iz'in adı böyle yerde anılır! Sordum: — Ne zamana kadar bekleye | edişi gibi kedisine yüksek, mü- him, erişilmez bir eda vere rek devam etti: — Yok be bunak. Ben de gi| yorlardı. Altın diş: | — Çamur.. Hişt Çamur!, — | Diye seslendi. Aldırmamaz- | lığa geldim. Tekrar etti: — Hey. Ulan! Ve.. Bir nefes alarak devam ettiz | — Çamur buraya gel.. | — Dalga geçme, Dişlerini! ağzına dökerim!, Demek istedi. Ve.. biraz son İra Yahyanın peşine > takıldık. | ' Başka çare yoktu. Yolda Yahyaya: * Daha akşam bile olmadı. | Baktım. lim. — Ne var?, İ — Ben konağı sana göstere! ,, Demeden olmayacak, göz u ceğim. Dilenci yerde o cile: turup konağa girip | çi lara — Ne istiyorsun?, bakacak, gece bize rapor ede- Diye bir işaret verdim, Gö- ceksin, zünü kepi, parmağını kıvırdı: | o Dedi, Ve. ilâve etti: — — İçerde adamımız var! arr gittim. — Kim?. — Otur bir tek at!, — Altın dişin eski metresi di Dedi, sonra kulağıma fısla- ! Zehra. iz — Bu gece bir r konağı boşal. i A Or Si dale dl. 8 Ve.. bir sır vermiş gibi ya- vaşçacık kulağıma söyledi; — Zehra ile iyi ayrılmadılar. Kadın konakta hizmetçi amma, faklı fikri Altın dişte, Yine bera — Beni takip edersin. Dik: kat et. Yere eğilip kunduraları ine sıkıştıtacağım. Bil ki önün. de durduğum kapı konağın ka” pısıdır. Ondan sonra ben çekip gibi bir soygun olursa beş| on bin lira se çinde var, de-( 6 İber yaşamak istiyor. Belki de bi gideceğim, oo Kenar! diz. ona metres olmak için konağılda Obir (yere (mendil se (Ve. ilâve etti: bp meri Fakat, Altın man-İrer © oturursun. (Kapıyı is) o — Gözcülüğe Hüsey- depsiye bâsmamak için işi daha | yi dikiz et. öm kaç er |ni de getireceğiz. İkiniz bir ca- İsağlam tutuyor.! was gibi, | lışırsınız. Anlaşılan epeyce zengin alar Mağ: Akşam | — Bu uzun iş! bir adamın konağı?. i, yahut gece bir yere çıkı | (o Dedim. Dedim. yorlar mı? Polise benzer kimse! — Ne yek — Dehşetli zenginmişler. ip geçiyor mu?. Zehra Altın Öyle; saat burada Dedi ve,, ilâve etti; bir tuzağa düşürmek isteye beklemek ! :evherattan o yana da Danışıklı döğüş olmasın. Omuzuma mi örs Zağlı imişler.. Sivil, resmi akşamdan konağa | — Uzatmabe,. Senide a- Ve., korka korka fısladı: | polis alıp Altın dişi bastırabi. |dam yerine iti Diye ni — Eğer Altın dişin istediği | lirl lah harca | ceğim?. İ — Yatsıya kadar beklersin. Sonra arka sokakta, ön sokak- ta dolaşır, devriyelere gözük- | mezsin. Biz gelip seni bulaca- Müessir ve mühiç bir Kil RASPUTİN Büyük bir san'atkâr CONRAD VEİDT OPERET KRALI KALMANN... OPERETLERİN KRALIÇESİ RONNY'yi ibda etmiştir. Mümessilesi; KATE DE NAGY Ne Sevimli! HENRY GARAT Ne Sevimli! HENRY GARAT İ RADYO Bugünkü Program İSTANBUL (1200 m. 5 kilovat) 18 gramofon, 19,30 Hafız Bürhan Bey heyeti, 20,30 opera, 21 Hafız Bürhan Bey heyeti, 22 orkestra BELGRAT (431 m) — 1805 gramofon Çek dersi, 19,08 Viyana dan nakil. BUKREŞ (394 m.) — 19 könfe- ranı, 19,30 operadan maki, BUDAPEŞTE (550 m.) — 19,40 konser, 23 almanca konser. PARİS (1725 m.) — 17.20 ingi- lizce ders, 20 tiyatro havadisleri 20,18 bedii musahabe, 20,30 imgiliz- ce ders, 20,40 havadis, 21 1900 se nelerinde moda olan şarkılar, 21,30 | bavadis, 21,45 radyo konseri, 22,15 havadis. PRAĞ (488,6 m.) 19,25 kunretto, 22,05 konser, 20,55 radyo jurnal, 21 orkesira konseri, 22 son haberler, 22,20 müzik. VARŞOVA (1411. m.) — 20,15 balik konseri. VİYANA (517,7 m.) — 19,05 mü e 21,55 havadis, 22,10 dans mu RAŞİT RIZA TİYATROSU Kadıköy Süreyya sinemasında İ| 6 Nisan çarşamba akşamı AFACAN —a— ECONOMOU OPERET HEYET Fransız Tiyatrosunda Bugün saat 17 de metine TRİS AGAPES, Akşam saat 21,30 te TE RESİNA. Yarın akşam HALİM? Pek yakında GİGOLETTE. — Alşu papeli. Acıkırsan bir şey mırsın |. Dedi, Ve.. ilâve etti: — Sakın fazla kaçırayım.. deme! Kendin de temizlenir. sin, bizi de temizlettirirsin.. — Meraklanma!. Dedim, amma. bu iş hiç he şuma gitmi; Rakı içme ispirto alma, esrar ALE Du Or on iki saat burada “bekle. Ben buna nasıl o dayanırdım. Böyle şeyler yapabilecek olsam biraz daha ayık durur, kendim ya- e İpe sapa, yola nizama iremediğim için ki işi serseri ğe ede Fakat, ons ,|da söyledi — Ben silip bir şişe alma yınca imkânı yok, duramam. Bir şişeye razı oldu. Ayrıl. dık. Hakikaten yüz adım ka dar ötede yağlıboya, büyük bah çe içinde muhteşem bir kona- Eın önünde eğildi, kundurasın: . pi kimi bir m yaptı tüm, Balki Hal de Zekayi