© vakit kervan develerini bile be- Zeytindağı Çöl destanı Biz İngiliz ordusunun Ga-| zeye geldiği gibi, Kanal'a tiren | yük seller, burad k © içinde gitmemiştik. | Biz geçtiğimiz ozamanlar, Peygi Musa- nın g zaman kadar 1s$iZ, boş, kuru ve çoraktı. Fakat biz Allah ile konuşup kudret belvasma ağız açma- dık, Filistin sonlarından Ka- nah'a doğru, bütün çölde Türk kudreti yumruğu ile taşı, toprağı ve kumu dövdük; ber tarafı elekirik, makine, su, bah çe ve kasabalarla donattık. Kanal'da birinci keşif harbi > senesi şubatında olmuş- DS tabloya dikkatle bakınız: Mısıra gidiyoruz. İnsanlarımız ve hayvanlarımız Rumeliden, şark ve garp Anadolusundan ve Suriyeden, fenni şeyler, si- lâh ve mühimmat Avrupa ve İstanbuldan, buğday şimal Su- | riyesinden, Hap ve Adanadan gelecektir. He viz ne menzille. rimiz, re de askeri şoselerimiz var. Anadoludan gelen demir- yolunu bir defa, Konya ile A- dana arasında Toros dağları, Adana ile Halep arasında da| Amanos dağları kesiyor. Bu dik, sarp ve yolsuz dağları a-| rabalar, katırlar ve otomobiller | le aşacaksınız. Dahası var: De-| niz yolu olmadığı için Adana hattına ve Suriye hattına ne ye agon, ne de ağır malzeme getirilebilir: Bu, kabiliyeti art- mayazi, her gün kuvetten dü. şen ve odun yakan bir hattır. Odun işin, menziller için, yol yapmak i için Kanal'a götürdü- günüz insanların bir kaç misli- |di ni arkanızda bırakacaksınız. Sonra yiyeceği düşününüz: Kudüs sancağı, Berut, Şam ve Akkâ şehirleri, Lübnan sanca- ğı, hemen bütün sabil kasaba. ları hepsi yemek ister ve ayni ile onlara da buğday götürmek lâzımdır. Üst taraf- ta yalnız Havran ve Gerek san cakları müstahsil iseler de me- deni vasıtaları yoktur. Bütün möstehlikler, ordu ve şebirler cenupta idi, Her şe- yi bu kırık dökük demiryolun- dan bekliyorduk, Ya çöl? Ordunun — geçi yerlerde ilk yolları develerimi- zin ayak izleriyle açmıştık. Tih © sahraenüç:köşeye benzer: Bir | bedeviler çok yerlerinde hiç insan yok- tur, Urban denilen fakir bede- viyler odun bulunabilecek yer- lerde'wesu çukurlarının dibin- de otururlar. Çölün başlıca güzergâhlarmdan biri Süveyş ile Akabeyi bağlayan eaddedir. © Bu caki güzergâh bile hakika- ite bir izdir: Yalnız gece gün-| düz üstünden gelip geçen hay- van ayakları yolun rengini, iki tarafının renginden ayırmıştır. Büyük rüzgâr olursa bu renk ayrılığı da ortadan kalkar; gün lerce boş ve ümitsiz fakar i- sında Cefir Dadyan, zi © Tih badiyesi, cenupta Sinâ ba. diyesi vardır. Filistin ve Mısırın eski yo- lu Cefir badiyesinden geçiyor. © Kervanlar eski zamanda bura. dan işlediği gibi, İsrail oğulları | kiş 'nınkırk sene kaybolduğu çöl de burası idi, Badiyede hiç iymar hatıraları yok değildir. Fakat “eski saray ve mabetlerden taş, toprak ve tuğla yığınlarından başka bir şey kalmamıştır. Arişten geçenler bir evliya türbesinin etrafını çeviren me. zarlığın taşlarından birinde şu — kelimeleri x “Yeniçeri A- ğası Emir Emiyran.,, Türklerin eski Mısır seferinden belki çöl. © ler içine yalnız bu dört kelime © kalmıştır. Biz ise çölde silin. mez unutulmaz bir umran des- “tanı bıraktık. Her sene hazirana doğru Ce fir badiyesinin havasını kor. | doktor: kunç sinek sürüleri basıyor. O | ğı her tarı Tih sahrası sert taştan bir dağ silsilesi | ii “Kum daha azdır. yade Sini o badiyesinin ia uzaktan renkli görü. Bu müthiş © badiyedo hiç kaynak suyu yoktur. gibi, İdil, Tih üzerinden hecin deve- leriyle geçtik. Böyle bir sefer rüyasına bile İmamıştı. De iytina ile ba- kılmak, yüklerini, seferlerini kendi âdetlerine göre idare et. mek için yetişmiş adamlarımız yoktu. Çabuk hastalanıp ölen bu develerin yerine, çölde aşiy- ret bulup deve satın alıyor ve altın bulup veriyorduk. Hafir ile Nahilden başka hiç bir yerde ne ağaç, ne ot vardı. Urban dağ gölgelerinde, kaya diplerinde yatıyor. Erzak ver- mek değil, bu bedbahtlar ara- sında at gübresinden arpa ayık- layanlar ve atılan kemiği kemi renler az değildir. — Çadırın nerede? Diye sorduğunuz zaman ço- ğu size eğri bir taşın babasın. dan kalma gölgesini gösterebi- lir, Geçtiğimiz yer bir istika- mettir: Ne yol, ne de işaret var dır, Bugün tekerleğin oyduğu izi bir fırtına silip bozar. Ni- şan koyduğunuz tepe, yerini de giştirir. O vakitler rsmi tebliğ. e meselâ İbin gibi isimler işitirdiniz: Bunlar ne köy, ne kasaba, ne vaha, yalnız çadır kurulmuş toprak ve kum konak dü. |ları idiler, Bir büyük şehir ka- dar şöhret kazanan İbin çadır. larla birlikte, veya © bir fırtına ii zaman kaybolup gider Bi ri Hâsânâ denen noktadan sonra artık sapsarı, ayak bi- l kadar geçen kumdan başka bir şey yoktur. İnsan bu kumda, bir batakta gibi yürür, ayağımı güç çeker, her adımda bir günlük yol zabmeti duyar. Çölle sıcak insana suyu dü- şündürür: Uzun bir yaz gü bir çöl yazının günü, bir deli ten ateş kuyusuna iniyor gibi, gittikçe eriyerek yürüyen ker için bir içim sudan, yüzüne serpilmiş bir avuç sudan mu- kaddes ne olabilir? o Sinâ taze su kuyulardan mahrumdu. Yal. nız şimaldeki badiyede tatlı ve tuzlu bazı kaynaklar varsa da koyunlarla develere içirdikleri için bu sular pis ve bastalıklıdır. Bazı meçhul su- ları yalnız Urban bilir, fakat hiç kimseye haber vermez. Çö. İn en büyük sırrı bir damla ve bir avuç gölgedir, Biz mur birikintilerinden istifade etmiştik. Bunların © arasındaki mesafe bile yirmi beş kilometre den aşağı değildi. On seneden beri yalnız se. fer zamanı Tih sahrasına yağ- mur düştü. Ordu Kumandanlı- emirler gönderip | yağmur sellerini tutturdu, ve setlerle toplattı. Kumandanlı. ğın ikinci bir emri (O her insan için yirmi dört saatte bir mata. ra suya İzin veriyor ve fazla su için birikintilere tecavüz eden- leri pek ağır cezalarla tehdit e- diyordu. Yalnız kumandan, büyük bir ordu içinden tek bir in, yüzünü (yıkamak için ikinci bir matara su kullanmak hakkı vardi. Ordu Kumandanı kendi karargâhı (O ümerasından birinin haftalardan beri su gör meyen yüzünü yıkamak için yal vararak istediği bir matara su- yu esirgedi. Her o parça su en tehlikeli cephaneliklerden hada fazla bir iytina ile ve kat'i emir almış süngülü neferlerle sakı- nılmıştır. Bu ufak çukurlar bin geşit böcek, mikrop ve daha bil mem nelerle dolu idi. Hattâ bir gün ordu Kumandanınm yave. b ez pis bir çukurdan matara. kadehini doldurmuştu. Çar rengini ve içini gören VE karma reisi sıfatiyle si- zi bu sudan içmeği , dedi. Kadehi dudağma kadar gö- türen zabitin kurumu HARICIT HABERLER Painleve de kabineyi teşkil edemedi M. Doumer müşaverelerinde berdevam! PARİS, 20 AA. — M. Painlevâ, | sabahleyin biribirini müteakip âyan | reisi M. Lebrun, meb'csan reisi M.| Bouisson ve bunlardan sonra da M. Tardisu ile M, Herio'u — kabul ct- Gayretler boşa gitti PARIS, 20 A.A. — Reisicu: run müdahelesi üz: tarafından dün öğleden sonra ve ak- #âm üstü teşkil edeceği kabineye bir uzlaşma hükümeti mahiyetini ver mek için sarfedilen gayret ve teşeb- büsler neticesiz kalmıştır. M. Painlevâ teşebbüslerinin seme resiz kalmış olmasın» rağmen gece zarfmda kabinesini teşkil etmek ni- yetindedir. M. Painleve'nü: PARİS, 20 AA. — M. P. matbuat mümessillerine beyanatta | bulunarak iki günden beri cümburi- yetperverler uzlaşma kabinesi teşki- İi için hiçbir gayreti esirgememiş ol- duğumu söylemiştir. Memnileyh demiştir kiş Sol ecnah grupları, feragatin son | haddine kadar giderek benimle ta-| pamile teşri mesai derelerin beyan ettiler. Güvenmekte haklı ol duğum diğer & yardımlara gelince bunlar sistematik bir sörette benden bir lde teşkil edebilecek idim. V& sıl olduğum netice işte budur, bu i- se memleketin menfantlerine ve ba- | Sabık Kral Alfons Istanbula gelmek üzere Napoliden Pireye hareket etti NAPOLİ, 20 (A.A.) — Sabık İs panya Kralı Alphonse (dün sabah Gauthier vapurile Napoli'ye gelmiş- ti, Sabık İkral şehrin temaşaya değer yerlerini gezdikten sonra ayni vapur Ia Pire'ye hareket (o etmiştir. Sabk kral Atina, İstanbul, İzmir ve Ro-| dos'u da ziyaret edecek ve oradan Şam'a kadar gidecektir. Sabık kral bu şehri de ziyaret ettikten sonra Fi Tistin'e yahut Mısır'a (o gidecek ve Marsilya'ya avdet için İskenderiye. de vapura binecektir. lik su ancak içindeki böcekleri ıslatmağa kâfiydi. Kıt'alar Kanal'a kadar katı peksimetler yedi, Yemleri kal- mayan develere, (insanlardan artan peksimet kırıntıları verdi ler. Tahammül edemiyen deve. lerden bir çoğu yollarda ölüp gitti, Haftalardan beri sıcak ve yu- muşak yemek görmiyen kıt'a lardan biri Kanal'a yakın bir tepenin üstünde, hayatta belki son geçirecekleri bu akşam bi- raz et yemek istemişti. Asker. | lerin birer matara suları vardı. | Nafile taşıdıkları karavanaları- | ni zayıf tahtalarla yaktıkları a- teşlerin üzerine koydular ve te- penin dibinde yatan ölü bir de- venin başımı kesip ( pişirmeğe başladılar. Karavanada, hep | beraber bir deve başını güç 1s- Yatan, krymettar sular tebahhur diyordu. Fakat talih, akşam üs. tü hafif çizgi halinde Kanal #u- yunu gören ve Mısır hikâyele. | riyle sarhoş olan bu kıt'adan, ak için bir-son geceyi çok | , Aldıkları emir üzerine | sularını kumlar ler. Tulumlarını alıp Kan: gittiler. İşte Anadolu çocukları ka- | nala böyle gittiler, Bu, Anado- lunun her yerdeki, Çanakkale. deki, Erzurum dağındaki, Me- dinedeki destanıdır. Fakat Sa. nâ çölünde Türk milletinin bir i destanı daha varki her İ ranının dördüncü g hi İşi rk çocuğuna belletmek lâzım gelir. Onu da yarm anlataca- hangi damla damla, serinliğini ruhun- da duvarak içti.. Ve bu bir içim ğım Falih RIFKI Da tevdi edilmiş olan vazifeye muha- liftir, Reisicümhura © giderek bana tevdi etmiş olduğu velcileti kendisi- ne inde edeceğim.” Mecliste sebiğet PARIS, 20 A.A, — Kabine sm eler. devam ediyor. M. Painlev&'- in kabine teşkilinden feragat etme-| gi, branın giddeti in işe başlamak li ceğini söylemek doğru değildir. ra M. Painlevö'nin teşebbüsü reisi. Cumhura fırkaların vaziyetini daha iyi görmek imkânını bahşetmiştir. Maamafih, intihabatın yakın ol- masının bütün parlâmento | da bir nebze asabiyet hâsri olmasına | sebebiyet vermektedir. Sol cenah, sağ cenah ve | hattâ 'kezdeki mutediller her zamanki İallerini gösterememektadirler, Filvaki, bukranın bidayetinde söy tenildiği yeşile bilye Bezareti. Miele on iadiğme gelmiş 0 son haddine ia ir Bölermek . Tardicu, nezaretsiz nazırlık alacaktı PARIS, 20, A.A. — M. Tardieü icra etmiş olduğu mü likat esnasında bü zihniyeti ile ve Cenevre'deki Fransiz beyeti- a namzetliği Hitler gibi sergüzesiçuya başımıza getirmiyelim CASSEL, 20 (A.A) — Tunç Cephe ismindeki cumhuriyetperver cemiyetin Cassel'de aktetmiş olduğu bir içtimada sabık sosyalist mazırlar. dan M. Sollmann, sosyal demokrat- ların reisicumhur > intibabı mesele. sindeki vaziyetlerini tarif eylemiştir. Mumaileyh, Hindenbourg'ün si- set moktai nazkrıdan cümhüriyet | mnesinden başka bir ananeye men | p bulunmakta olmasına rağmen üşarünileyhin yedi senelik riyaseti esr ında kendisini 1928 senesinde intizap etmiş olan masyonalistlerden çok daha ziyade siyasi kiyaset-gör- termiş olduğunu beyan etmiştir. Sosyalist hatip, netice | olarak, Alman cumhuriyetçilerini Mitler gi- bi sergüzeşten bir faşistin / iktidar mevkiine gelmesine mâni olmak için veylerini kanunu esasinin badimine vermeğe davet eylemiştir. Bir otomobil kazası CHALONS. SUR SAONE | teslihat Suya mı i Düşüyor? | Terki teslihat konfe- ransını yağı tükenen kandile benzetiyorlar CENEVRE, 20 A.A. — Bugün- den itibaren tahdidi teslihat konfe- üzere bulunan bir kandil haline gel- 3 15 gün evvel açmış olda. ğa umumi müzakereyi la hatip vardır. Fakat Fransız heyeti, tamamen ve ni nılması imkânı mevcut olmadığını nazari itibare alan konferans, mesai- sini tebir etmiştir. Vaşingtomun doğumunun yal dö. nümü olan pazartesi günü beyetine bir riayet olmak üzere ia ferana içtima etmiyecektir. Salı günü konferans, Paris vaka- yüne nazaran biraz işle meşgul ola- cak ve umumi müzakereleri kapata- lan divan, dan tanzim miş in abdi te Tihata müteallik muhtelif teklifleri karşılaştıracaktır. İ meni harekete getirmek icap edecek ör. Hâkim olan fikir, bu encümeni önümüzdeki perşembe veya cuma gü nü iştirak edeceği ve 2 marta kadar içtimamda devam eyisiyeceği mer- kezindedir. O tarihte uzak şark me” selelerile iştiyal etmek üzere Yeti Akyam büyük reeclisinin içtim a daveti mukarrer olmasma binaen Akvamın ihdaindan beri, ikinci defa | olarak ihzari cemiyetin hemen bütün azasının Cenevre'de bulunmakta ol- masından dolayı kolay olmuştur. vr teslihat konferansının, ihzarı pek başka bir Bu noktai nazar, ei hakika- te tetabuk etmektedir. o Uzak şark vakayii, ve bunların yakında hâsl edeceği neticeler, Cenevre afakı ü- zerine ağır bir endişe halinde çök- mektedir. Dün akşam, emi Avam meclisi tarafmdan Japon taarruzuna birkaç saat kala ktedilmiş olan ade- ta feci celse, | bazirunda derin bir heyecan laran tar. Umumi fikre göre 3 mart mecli- sikebiri, Cemiyeti Akvam meclisin den fazla birşeyyapması olmadığı Umumt müzakerenin sonu CENEVRE, 20 ALA. — Tahdidi 20 A.A. — Cenetreye gitmekte | yay olan Sovyetler sefiri bir otomo- | bil kazası neticesinde başından yaralanmıştır. Sefirin sıhhi vas ziyeti memnupiyeti mucip bir haldedir. M. Briand'ın sıhhati PACY. SUR EURE, 20 A. 'A, — Amerikan “gazetelerinin verdikleri bazı haberler hilâfına olarak M. Briand'ın sıhhi vazi- yetinde hiç bir vehameğ hâsıl olmamıştır. M. Briand Coche. | rel'de istirahat etmektedir. Yugoslavya'da bir köy- de çıkan hâdise ROMA, 20 A.A. — Zara'da çıkan Littorio Dalmatico gaze- tesinin verdiği bir habere göre Yugoslavya'da Rasbnze köyü civarında bulunan köylüler iki jandarmayı öldürmüşler ve bir 'oğunu da yaralamışlardır. Bu hâdisenin yiyecek. tedarik et. ü İtalya'ya gitmekte olan köylülerin yahat için kendilerine verilmiş rm geri alınmasın. intikam maksadile İ teşebbüs ettikleri bir hareket- ten ibaret olduğu söylenmekte. dir, Fransız âyanı önünde yeni nümayişler PARİS, 20 A.A. — Ouartier Lâtin'de âyan meclisi aleyhin. de yeni nümayişler yapılmıştır. Polisler yüzlerce talebeyi Mont parnasse mahallesine doğru u- zaklaştırmışlardır. Bir kaç kişi tevkif edilmiştir. İ lenmektedir. Çarşamba gü! rans bürosu muhtelif teldifleri laştıracak, Perşembe yabut o Cuma | günü umumi İkomisyon tır, Cemiyeti Akvam Büyük Mask sinin fevkalâde içtima mumi komisyon mesaisini 3. vaa tehir edecektir. karşı , Mısır'da uyuşturucu maddeler ticareti KAHİRE, 20 A.A, — 1931 senesinde uyuşturucu maddeler ticaretile müştagil 4,237 — kişi mahküm edilmiştir. 1930 sene- sinde mahküm edilenlerin mik. tarı 1564 idi, 1931 de bu ticaret le iştigal edenlerin Omiktarı 2,882 ve 1930 da 5,681 idi. M. Mihalakopulos'un seyahatı NAPOLİ, 20 A.A.— Yunan Başvekil muavini M. Mihalako pulos Anghor vapurile Napoli'- ye gelmiştir. Mumaileyh bera. berinde Yunan konsolosu bulun duğu halde şehirde Pompei ha rabelerini gezmiştir. M. Mihalokopulos dün ak. İşam Marsilya tarikile Cenevre- İye hareket — İrlanda intihabatı DUBLİN, 20 A.A. — Fırka i veçhi ati idi Hükümet taraftarı namzet. ler 45, o Cümhuriyetçiler 61, Müstakiller ve çiftçiler 15, A. mele ve müstakil amele 9, Cüm huriyetçiler 11 âzalık kazanmış lardır, rantı, şa'şasını kaybetmiş, sönmek| “Araşit yağı işi Muafiyet listesine araşit yağı konmıyor Iktisat vekilinin cevabı man Naki Beyin tahlifi Kocaeli meb'umu Serrı Beyin Araşt yağı ve Hindistan 'cevizi ithalâtına dair sual takririne | İktisat Vekili Mustafa Şeref Bey cevap vermiştir. Vekil Bey ezcümle demiştir ki: 802 senesinde yeniden tertip olu- nacak teşviki sanayi kanunu muafi- yet listesine araşit yağını koymuya- cağız. (güzel setleri). Araşit fıstığı bilhassa o yiyecek zeytinyağı tedarik etmek üzer mem (Telefonla) — | bekete ithal olurmaktadır. Bunun ANKARA, > kü 329 senesi ve. ondan evvelki seneler. nın fiatının düş kete girmiştir. Bi teşviki sanayi kanunu muafiyet liste ni İtiş! etmiyece- lan yağ yerine memek diğer tohumlarımızın kullanılması temin edilecektir. Meclis perşembe günü toplanacak ber. 3 üncü kontenjan listesi resmi gazetede intişar etti ANKARA, 20 (Telefonla) — İsmet Paşa avdetini müteakip hey'eti vekile içtimama riyaset (etmiştir. Bu içtimada üçüncü kontenjan listesi ve o merbut kararname (müzakere ve intaç © dilmişr. Liste ve kararname bugünkü resmi gazetede intişar etmiştir. Bu maksatla sabahları intişar eden gazete teahhurla akşam yirmide neşrolunabilmiştir. Yeni kararnamenin birinci maddesi aynen şöyledir: “11986 numaralı birinci müzeyyel kararnamenin 8 inci madde- sine şu fıkra ilâve olunmuştur: Ancak bu nakiller bir kontenjan devresi zarfında yapılabilir. e Devrei sanide kalan (bakıyeler müteakip kontenjan listesi devresip? *naklalın»maz.,, kararma. menin ikinci müzeyyel maddesinde birinci kararnamedeki A.B.C. ilb.. istelerinin aynen muhafaza edildiği musarrahtır. Üçüncü lir tenisandan itibaren tatbik edilecektir, Geçen defa olduğu gibi bu iste de üç aylıktır. »İJzfisat vekâleti şeker meselesile meşgul olmağa başladı ANKARA, 20 (Telefonla) — Şeker fiatınm sebepsiz olarak yükselmesi Ankarada eyi uyandırmıştır. İktisat vekâleti bu işle meşgul Icra ve iflâs kanunu ANKARA, 20 (Telfonla) — Adliye encümni bugünkü içti. mamda icra ve iflâs kanun lâyihaları üzerinde tetkikatına devam miş ve 34 müzakeresi ikmal edilmiştir. Müzakerat esnasında muhtelif müesselerden gelen mütalealar Dazarıdikkate alınmaktadır. Yeni Fransız kabinesini M. Tardicu teşkil ediyor PARİS, 20 (A.A.) — Saat on sekizde Elysöe'ye gelen M. Tardicu yeni kabineyi teşkil vazifesini kabul etmiştir. M. Tardicu, bu vazifeyi ifaya çalışacağını söylemiştir. Rıhtım şirketi sui istimalı IZMİR, 20 (Hususi) — Rıhtım şirketindeki swiistimal üze. rine tevkif edilenler bugün tahliye dilmişlerdir. İzmirde yeni tevkifat var İZMİR, 20 (Hususi) — Komünistler hakkındaki tahkikata edilmektedir. Yeni tevkifat vardır. Edirnede şiddetli kar fırtınası EDİRNE, 20 (A.A.) — Bir haftadan beri devam eden kar şiddetini sön iki gün zaffında arttırmış ve bu yüzden münakalât kesilmitşir. Bugün hava açıldı, fakat kar otuz santimetreden faz ladır. Trenin yarın gelebileceği zannediliyor. Gripten mektepler on gün müddetle tatil edilmiştir. Tohum ıslâh kongresi Ziraat vekilinin nutku ile açıldı 'ANKARA, 20 (A.A.) — Bugün önat 12 de Ziraat vekili Muh lis Bey, Ankara yüksek ziraat mektebi konferans salonunda t0- bum ıslah kongresini mühim bir nutukla açmıştır, Vekil Bey demiştir ki: “Tohum islahı kongresini açıyorum. Bu toplanışı sizlere bir ay evvelisi gönderdiğimiz ruznamedeki maddeleri görüşmek için rica etmiştim. Her sene yine bu ayda ve yahut hey'etinizin daha elverişli gördüğü diğer bir zamanda toplanılacaktır. yer işler çok ve mühimdir. Zamanınız dardır kı edeceğim, Programinızın ana hatları belli. tohumların amin ve ame 4 — Bu tohumların en verimli ve kârlı surette ekilmesi tarz: ve usullerinin tesbiti. Islah işleri ilerledikçe çalışma neticeleri alımdıkça bütçemi zin müsaadesi nisbetinde İstasyonları genişleteceğiz. Adedini ar- tıracağız. Muhtelif mıntakalarda gecrübe tarlaları açacağız. To- hum üretme çiftlikleri yapacağız.” Nutuktan sonra kongre reisliği ve mazbata muharrirliği im- tihabı yapılmış reisliğe yüksek ziraat mektebi rektörü Aziz, maz bata muharrirliğine Eskişehir tohum ıslahı istasyonu o müdürü Ahmet Emcet Yekta Beyler intihap edilmiş ve kongre dağılmış. tır, Kongreye Ankara, Eskişehir, İstanbul ve Adana Türk ve ec- nebi mütehassısları Vekâlet ve yüksek ziraat mektebi erkünt işti- İ rak etmitşir,