Tarihi Tefrika: 12 y kendisine düşen vazifenin 'ne olduğunu düşünüyor, aca 'ba elinden gelebilecek bir şey yapıp yapamıyacağını soruştu- : — Sizin selâmet (o çarenizi | ben biliyorum!.. İ Sabetay Zevi evvelce dü- #ündüğü zaman dünya yüzü- nün hakikatlerile (kendisini pek alâkadar addederek bu ha kikatlere fikrinde mevki ve €- miyet vermezdi. Sabatay «ekidon ruhani ve esrarengiz olan cephe ile meşguldü. Fa- kat şimdi zaman buna müsait miydi?.. Sabatay O kavminin maddi ve fili yaralarını görüyor, onun feryadmı işitiyordu, Ya- hudilik bu yaraları iyi edecek kendisini ıztıraptan kurtara- İ cak birisini bekliyordu. Onu düşmanlarmın elinden kurta- Tıp çıkaracak bir halâskâra inti zar ediyordu, Pek mühim bir nokta ve pek mühim bir tahavvül “Mesih,, e itanarak onun gelmesini beklemek yahudilik âleminin eski sürüklenip gelen bir akidesi idi. Fakat bu her türlü hare- ket ve faaliyetten (o mahrum, yalnız kalplerde kalan bir aki- de i albuki şimdi o “Mesih, i beklemek böyle kalbi bir ve akide olmaktan çıkarak ha- reket ve faaliyete sürükliyen tahrik edici, canlı bir fikir olu yordu. Yahudiliğin ıztırabı bu > Bu icap ettirmiş (o “Mesih, i beklemek artık bir an'ane ol- maktan çıkarak siyasi ve milli bir mesele olmuştu!., Sabatay Zevi-işte bu büyük değişikliği | hissetmiş, anlamış tı. Onun fikrini, meselenin si- yasi ve milli cephelerini ayır. mak kabil değildi. Artık mev- Zuu bahsolması, dahledilmesi lâzım gelen şey (o Yahudiliğin siyasi ve milli meselesiydi. Sa batay Zevi şuna karar verdi: Bu vaziyeti yalnız bilmek kâfi değildir. Harekete © geçmek lâzımdır, Bu hareketi kim yapacak- tı?.. Bizzat kendisi, (o Sabatay Zevi!, Sabatay gitgide kendisini halktan ayırmış, sonra gitgide kendisinin halkın fevkinde bir insan olduğu kanaatine varmış tı. Şimdi “de yahudiliği kur- otarmak gibi büyük bir rolü ifa €lmek için kendisini (o manevi bir vazife yüklenmiş yegâne adam olarak görüyordu. | İşte hareket ve faaliyete o geçmek için lâzım olan tahrik kuvveti ni ele geçirmiş demekti, Yahu. dilik feryat ediyordu. Sabatay bu feryadın kendisini vazifeye davet için olduğuna kanaat ge- tiriyordu. Yahudilik muztarip ti: Sabatay bu ıztıraba nihayet verecekti, Fakat etrafındakilerden kim seye hiç bir şey söylemiyor. du. Sabatay kimse ile konuş- mak değil bilâkis ME £ bir kat daha uzak kalarak vazi ü tiyordu. feryadı, bir halâs- kâra olan ihtiyacı gösteriyor. du. Bu halâskâr niçin Sabatay olmasın?.. Fakat bunun i için kendisine iluam gelmesini, vazifesinin tasdik edilmesini bekliyordu. Bir taraftan son derece ihti yatla hareket ederek © yakın taraftarlarını kendi hakkında ki fikirlerini, dusylaarımı ahin | kendine: mağa çalışıyordu. Bir gün on lara sordu: - Beni nasıl bir adam ola- ak tanıyorsunuz?,. Sabatay Zevi! ahudilik âleminin yalnız kalp- lerde saklı bir akidesi vardı Halbuki şimdi Mesihi beklemek artık bir ümit ve akide olmaktan çıkmıştı ni bekliyordu: asırlardanberi | Meclis reisimiz Dün ie Ankaraya gitti (Başı 1 inci sakifede) dir. Közım Pş. Hz. Aero klüp hakkındaki ihtisaslarını soran Nakleden : R.N. ta bulunmuşlardır : —“Sivil tayyareciliğin inkişa fına ve meslek O mensubini ile tayyareciliğe alâka ve muhab- betleri olan vatandaşlar arasın- da tesanüt ve içtimai münase- betleri tezyit maksadile tesis o lunan Aero klüp, temiz ve yük sek bir gayeyi istihdaf etmek- te olduğundan teşvik ve tergi- be İâyıktır. Klübü gezdim, İdare âzasm dan izahat aldım. Bu vatandaş larm çok hüsnü niyetle ve çok saf bir maksatla (memlekete hiznret etmek istediklerini an- ladım. Klübün münevver sınıf arasında hususi bir & alâka ve rağbet görmesi şayan © arzu- Onların verdiği (o cevaptan anlaşılan şu oluyordu: Taraf. tarları, daima kendisile bera- ber bulunanlar Sabatayı âlim, fazıl, ve akıllı bir adam olarak tanıyorlardı. Fakat hiç biri onun bekledi ği cevabı vermemişti. Sabatay Zevi kendisine şöyle denmesi- — Uzun zamanlardan beri beklenen Mesih olacaksınız!.. Sabatay Zevi bu netice kar şında şaşırdı. Ve korktu. Onun kendi kendine hazırlan» ması, kendini böyle büyük bir ifasına iyi edil- i etmesi kâfi değildi Mp Bir de başkaları tara fından böyle tanmması lâzım geliyordu. Tenha bir tarafa çekilerek ibadetini yaptıktan sonra tek- rar onların (o yanına ağır ağır gelirken taraftarlarınm: — İşte Mesih geliyor!.. Demelerini istiyordu. Tıpkı bulutlar arasından zuhur ede- rek yer yüzüne inen bir Me- sih gibil. Fakat bu arzusu olmıyor- du. Onun için etrafındakileri buna alıştırmak, onlara istik- baldeki vazifesine dair bir ta- kım beyanatta bulunmaktan kendini alamıyordu. Geceleri kendisine bir takım — işaretler ve ışıklar belirdiğini, esraren- in Meclisin ne vakit tatil ede- ceği ve bu sene zarfında hangi aylarda kapanacağı hakındaki suale cevaben Pş. Hz. demiş- tir ki; Mecliste mühim olarak | müzakere edilecek © kanunlar, kaçakçılığa ait olanlardır. Bun lar hükümet tarafından hemen kâmilen hazırlanmış ve mecli- se gönderilmiştir . Önümüzdeki hafta zarfın- edileceklerini tahmin rum, Bu kanunların icap ettirece- ği teşkilâş ve sair tedabir kısa nacaklardır. Meclisin 10 güne kadar tatil edeceğini ve bu tati lin bir ay devam edeceğini zan mederim. Meclis şubatta | tek-| rar toplanıp bütçe (o kanununu müzakere edecek ve diğer işle söylemeğe başladı. Etrafında kiler gitgide buna inandılar. Ve nihayet onlar da böyle bir takım işaretler ve ışıklar gör- düklerini, esrarengiz sesler i- şittiklerini söylediler. Yahudi- liğin meşhur peygamberlerin- den “Eş'ıya,, nin şu (o sözlerini tekrar ediyordu: “İntikam gü nü benim kalbimdedir. Kurtu- luş günüm yakındır!,, Etrafındakiler buna da i- yıs nihayetine kadar mesaisi. ne devam ettikten sonra ve bel ki de haziran iptidasında (yaz tatili yapacaktır, Bu tatiller ni hayet 3 aydan fazla olmayacak tır. İşte Meclisin bir senelik me saisi bu tarzda cereyan edecek da Mecliste müzakere ve intaç | ediyo- re bakılacaktır. Bu suretle ma- | nandılar, Sabatay bu suretle adım, a- dım onları inandırdı ve onla- rın görmediği, bilmediği. 68- rarı kendinin bilip gördüğünü onlara kabul ettirdi. Beklenen “Mesih,, in kendi o olduğunu ilân edecekti!!, 1648 senesi artık nihayet buluyordu. Halbuki “Mesih,, in gelmesi için beklenen sene bu seneydi. Senenin sonu yak laştıkça yahudilik O âleminde rey, Kâzım Pş. Hz. dün akşam saat 18,5 ta hareket eden tren- le Ankaraya avdet dir. etmişler. Pş. Hz. istasyonda Vali Mu hiddin Beyle inhisar müdürle ri, çok zevat tarafından teşyi edil. mişlerdir. Polis müdürü (o vediğer bir Vatikandaki inşaat VATICANE, 25. A. A, — Kok! — heyecan ve intizar Gl a, Palu gendişe kala EE zar ve ümidi kuvvetlendiren lej tarafından yapılan kudsi temeo- hiç bir şey zuhur etmemişti. | Yetini söylemiş ve Rusya, Meksika olan dini kıtal. Ortnda hiç bir işaret. belirmi:! İ dünden çek milleri olan liği yordu. . bir tarafta ihtimal | verilmiyordu ki İzmirde yirmi | iki yaşlarında âlim bir o genç! yahudinin kendisini beklenen | Mesih olarak dünyaya takdim | etsin... Fakat bizzat Sabatay Zevi | intizar devresindeydi. O Ümidi- nin ne vakit tahakkuk edeceği ni de bilmiyordu. Senenin bit- mesi için daha ancak birkaç hafta kalmıştı, “Mesih, in zu- burunu gösteren hiç bir şey vuku bulmazsa etmiştir, Paps, Vaticanedeki inşanta tel. İstanbul Barosu Meclisi İnzibet âzasındanı Şirketi Hayriye Hukuk müşeviri Avukat Necati Beyin val desi ve İstanbul Mahkemei Asliye- si Birinci Ticaret dairesi âza mülâ- sımlarından Hamdi Beyin hemşire« sl Hâfıza Eemine Seadet H. irtiha- 1648 de “Mesih,, gelmezse bütün kehanetler asıl ve esas- tan âri kalmış olacaktı, Eğer bu sene bitmeden bir şey yapı- lamazsa “Mesih, hakkındaki itikat sarsılmış, belki de yıkıl mış olacaktı. Mesih mutlaka gelecekti!.. Fakat pe kadar hiç kim se kalkıp ta diyememişti: — Beklenen Mesih benim! Merhume salihatı nisvandan idi. Allah rahmet eyleye. B ören Sabatay Zevi a beklenen adamım kendisi oldu | Vatikan kazasının na itiket. ediyordu. Kendi beşinci kurbanı VATICANE, 25. A.A — Vatica- — Eğer o beklenen Mesih | ndeki kütüphane © kusmmın > bon da değilsem o halde kimdir?.. | masmda ölen “evnsi kazazedenin cesedi, etfaiye efradı tarlından en- “Devamı ver) | kaz altından çıkarılmıştır. MİLLİYET CUMARTESİ Birinci sahifeden geçen yazılar) ELER EEE 2 2 SR Bİ 2 v7 EE ENE bir muharririmize şu beyanat- | K* | bir zamanda icra ve tatbik olu- | Hama İ bolkaya verdi © da durdurmadan | 26 KANUNUEVVEL 1931 Dünkü Slavya Maçı (| (Başı 1 inci sahifâde, ğmuz yersizliktir. Zavallı misafir. lerimiz oyun oynamak için çek zor luk çekiyorlar ve katiyen oynaya- muyorlar, Bizimkiler de onlardan & oyun fevkulâde cansız ve ir nl :k büyük bir tel den kaptı bizim © merkez meavini | pek kolaylıkla atlatarak kalı pas kader yaklaşdı avuta kaçarken sol iç Puç yetişti, o | da şüt çekti ve kaçırdı. Bu golün ol- mamasının yeğane sebebi çamurdur. İki dakika sonra ayni vaziyette bir | tehlike geçirdik onu da çamur kur- tardı, Bütün bu tehlikelere rağmen Sle- eya oynyamıyordu. Bizimkiler koşuyorlar didiniyor- lar fakat topün kontrolunu yapmak imkân hari e ay iden ul pası da kaçırdı. Hiç eyi oynaya- yz Slavyalılar o gene akındalar. Svobodanm güzel bir zaviye plenie: | mu ile kornere attı, Slavy; eyi oynayanı Svoboda her alen gözüküyor o kurtarıyor, o hücüm | yaptırıyor tam manasile çalışıyordu. Netekim bu gayretinin neticesi © Gene bir akin esnasında Çek for- | vet hattınm orta kısmı bir (V) har: | fı teşkil ettiler top Svoboda da id. | şi eği geride | bulunuyordu! wfek bir ara pası ile topu sağiç So- sol içe geçirdi ve Puç ilk göllerini | kaleye üç pastan soktu, Bundan son ra oyun gene mütevazinleşti. Bizde, Nihat, Bürban, Zit Kemal aksayor. Zeki, Rebii, Muzaffer, Reşat, Süphi eyi. Oyun devam ediyor ve Slavyalı- ların bir akını avut oluyor, Tekrar oyun başladığı zaman hakem haftay mın bittiğini ilân ediyor. Vaziyet 10 Slavya galip. İkinci haftaym Bu devre bizim aleyhimize bâş- ladı. Daha ilk dakikada Mitat sağ iç Sobotkayi elle tutduğu için pen altı oldu. Çekler çektiler fakat | yer | ok çamurlu ve topta pek ağır oldu- ğu için Avninin kucağma attılar ve pen altı da böylece kaçmış oldu. Fakat Slavya işi tek kaleye döktü bu aralık bir pen altı daha oldu bu- nu da çektiler fakat direğe çarptı ve kale çizgisi üzerine düştü A sol zaviyeye yaktığı halde y sıçrayış daha yaptı ve topa zerine bloke etti. Bunun üzerine bizimkiler akına geçtiler fakat Muzaffer çok eyi bir vaziyette gol atamadı buna da s0 gene o menhus çamurdu. Sla- yyalılar mukabil akına &* tiler. Bi- zim mudafaa çok ilerde idi Svoboda topu kaptı ve sağ içe verdi o sürdü ortada yalnız. ei ka topu şayanı hayret bir sıyırılışla çapenaya; verdi ve © da ikinci geli kaydetti, Oyun bu devresi çok sert ve fa- vullu oynandı. Slavyalılar topa çok vi Ealsolar veriyorlar ve istedikleri noktaya a- tabiliyorlardı. Bizim m “tai | Read treneman eksikliği yüzünden bunla- rı tevkife muktedir olamıyorlardı. Kendi sahamızda oynayan Slavyak. lar tam kabiliyetlerini ortaya koy- madılar. Yalnız takımın tabiyesi çok yerinde ve her e m ei enerji sür'at ye top rolleri cidden fevkalâde idi. Pazar günü saha kuru olur ve yağmur yağmazsa bunlar çek daha eyi oysayaıklardr. Onun için ek 5 b Davet Galatasaray Kulübü Riyasetin- den: Kulübümüzün kongre- &i 15 Kânunusami 1932 .cuma günü saat 16 da Kulüp merkezinde nacağından bütün azamızm teşrif. Teri rica alınur. — oe.— Bir darülfünun yandı 7 JOHANESBOURG, 25. A. A. — merkez VE e be ia vi Him, 10 bn inilir. rene dan fazla tahmin edilmetk: İ lat Bey ie madaki propaganda seyahatini daha Gaziantebin Kurtuluş günü (Başı 1 inci sahifede) halk evinde © merasim yapılmıştar. Merasimde Vali Muhittin ve Cevdet Kerim Beylerden mada 500 kişilik bir kalabalık bulunmuştur. Merasim gok sade, fakat samimi ve hissi ol- muştur, Bir avuç kahramanla tam 1155 ay düşmanla pençeleşen ve ci- han taril da- zin mücahedesi ve bu mücahede in hatıraları anlatılrken, mütehas- sis olmamak, o gazenlerane macera- yi yaşayormuş gibi titrememek ka- bil olmıyordu. Merasim İstiklâl marşı ile başladı. İKaimen dinlenen ve o merasime sebep olan Gaziantep mücahede: bir teranesi odemek olan marşı mütcakip, müzamereyi tertip eden Gaziantep gençler birliği reisi Mehmet Bey söz aldı ve An- tep İstiklâl mücahedesinin derin ma Basını anlatarak, Antebin müdafaası uğrunda can veren 11000 aziz kah- ramanın tazizi hatırası için hazru- mı bir dakika ayakta durmağa davet / etti, Bir dakikalık kiyamı müteakip | Antep gençlerinden Nail Bey söz al- içinde, yiyecek- sini yaptı. Bu ii ve alemdarı Şehit Şahin Beyle 11 yaşındaki şehit İsmailin ve 10 ya- şmda Mehmedin hatıraları taziz © idi. Nail Beyden (sonra Kürsüye Zihni Bey çıktı, ie Beyle Meh- medin kahraman- lıklarını ve Meme şehadetleri- ni anlattı, Bundan sonra da Canbo- | üye geldi, 25 Kânunu- evvelin büyük manasını ve gençliğe terettüp eden vazifeleri anlattı. Can bulat Beyden sonra Esat Bey Kü süye gelerek Antep mücahedesinin şairane bir tarzda efsaneleri yapıi- dı. Bundan sonra Kürsüye o zaman | kuvayı milliyenin cenüp orduları er- kâmu barbiyesinde bulunan Cevdet Kerim Bey gelerek Gaziantep mü- | cahedesine ait hatıralarını anlattı. Daha sonra Hüseyin Nejat Bey Ga | ziantep mubasarası esnasında yazı- lan bir şiiri okudu. Bundan sonra da | © esnada Antepte Öğüt gazetesini çıkaran Sedat Bey hatıralarını an- lattı, Bunu müteakip on dakika is- rahat edildi, on dakika sonra da rı gösterildi ve konservatuvar tara- fından Antep havaları çalmarak me- rasime nihayet verildi. Ankaradaki içtima ANKARA, 25 (Telefonla) — Halk evinde bu sabah Gaziantepli- ler toplandılar. İçtimaa İshak Refet B. riyaset etti ve Antebin kurtuluşü tesit edildi. İtalyada Hitlercilik propağandası ROMA, 25, A, A. — Hitleri meb'usların İtalyada yapmış olduk- ları büyük propaganda seyahati şir di bönbürün tafailtiler alm, be: bunmaktadar. “Romadaki, Italyan resmi mahafi- bunların bariyer. irler. Yalnız Romada birçok Alman bu- anmasına bunların ancak 4 kişiyi ikna edebilmiş oldukları haber alınmıştır. Esasen, Hitlerci meb'asların Ro- uzatmamalarnın. sebepleri de sizlikten ileri geldiği Sir. Vaticano'a gelince, Romadadai ma ikmmet etmekte olan Hitlerin müznesili tarafından evvelce gep mış olan teşebbüsün akim kalması üzerine, Hitlerci meb'unlar tarafın» dan irtibatm temini maksadile ye niden bir icra girişmeğe Oce sare Mile kli Papara. it muhiti içinde birçok do bulunan hitlereilik Mİ "lake fazla kök salacağı kat'i gibi görün memektedir. Bir Hint prensi İtalyada ROMA, 25. A. A. — Behopal mih racesi refakatinde kızı olduğu halde Floransadan buraya gelmiştir. Mü- eke ik Er pek az bir müddet kaldıktan sonra Brindiziye gidecek © ve oradan Hin- emin giç Ven say Şikede Telefon: 24310 - ersan i Milliyet Matbaası NEFİS VE SERİ SÜRETTE Her nevi evrakı matbua tab'mı deruhte eder. Notere ait bilcümle evrak, mektupluk kâğıt, zarf, kartvizit, muhtıra, reçete ve faturalar renkli olarak el ve duvar ilânları yapılır. Fiatlar mutedildir. ADRES: Ankara caddesi dairei mahsusa 24318 - 24319 “Nasıl Para Kazandınız? Bizde bir fabrika açıldığı gün.... Besler çikolata ve bisküvi fabrika- sı sahibi Sami Bey neler anlatıyor? Bahçekapıda, Aksaray tram vaylarının durak yerinde bekli yordum, Bir dükkünm camekâ mı önünde epice bir (o kalabalık toplanmıştı, Yanlarına sokul- | duğum zaman, baktım ki came kân içindeki kocuman fili seyre diyorlar. Durmadan kulakları- nı sallayan ve arada bir hortu- münu oynatan bu fil, Besler çi kolatasının alâmeti farikası i- miş meğerse. Kendi kendime: — İşte, dedim, az zamanda mevki tutan bir firma daha. Besler fabrikası suhipl.- bulamıyor. o Tamam bir sene sonra makineyi işletecek birini ele geçirdik. Fakat (o şimdide | başka müşkilöt kendini göster di, Getirttiğimiz makinenin ta- vaları fırma © uymuyordu. Bu yüzden dar tavalar da gayet az © bisküvi çıkarabiliyorduk, Yeni. den sipariş verdik, fırma göre tavalar ve zımbalar getirttik. Artık, muvaffak olmuştuk. Fakat muvaffak oluncaya ka dar, iki kardeş, ne çektiğimizi biz biliriz. Bisküviciliğin kârlı bir iş olduğunu gören | büyük sermayeli rakiplerimiz de çok geçmeden harekete geldiler. Re kabet arttı, rekabet arttığı gibi işler de genişledi. Çeşitlerimi- zi çoğalttık. Bir müddet sonra, sade bisküvi ile kanaat etmiye rek, çikolata imaline de başla- dık, Rağbet, gittikçe artıyor. ia taraftan siparişler yağıyor a. Bugün, fabrikamızda O hem bisküvi, hem çikolata imal edi yoruz. Elli işçi, durmadan çalış tıkları halde, gene siparişlerin hepsine yetiştiremiyoruz. Bes- ler fabrikasının çıkardığı mal- lar, her tarafta tanındığı için istihsalâtı bugünkünün bir kaç misline çıkarmak zarureti var- dır. Bunun için Avrupa fırmla- rı derecesinde bir fırın yaptır. ms! niyetinde bulunuyoruz, Fı rını yaptırırsak, ihracat (© yap- mak dahi mümkün olacaktır, İşe başlarken doğrusu bu neticeyi pek ummuyorduk öy- le günler oldu ki, azmimizi ve rinden Sami Bey Tezgâh başında, nazik bir sat beni, karşıladı: nuz? — Müessesenin sahibini,. Ve kapıyı tıkırdatarak © içeri | projöksiyonla Gaziantep manzarala- | girdim. ümidimizi kaybetmek üzere i- dik. Fakat, sonuna kadar da- yandık. Ve bu dayanmanın mü kâfatını da gördük.Floransa ve Londra sergilerinde teşhir etti gimiz bisküvi © ve çikolatalar, — Kimi görmek istiyorsu- altın madalya ve mükâfatlarla tlf edildi, Şimdi hükümetimiz den ithalât için bazı sühuletler Kendini tanıttı; daha rica edeceğiz: Kakao ve — Sahiplerinden biri, benim | kakao yağı gibi “dakilden teda: efendim. İsmim Sami. riki mümkün olmayan yaldızın Fabrikamız “Sami ve Fehmi | da gümrükten resimsiz geçiril biraderler,, ünvanile tesçil edil- pe miştir. Bu takdirde çikolatalarımı- Bizim anketi takip ettikleri | zı daha ucuza mal edebilece- için uzun uzadı mı eye | iz. Ve ancak bu suretle başka filân hacet kalmadı. Sami Bey | memleketlerin çıkardıkları çi- söylüyor ve ben (o kaydediyo- | kolatalara rekabet mümkün ©- ram: — Biz iki kardeş, Mülkiye Sami Beyin sözünü kardeşi mektebinden mezunuz, Mekte- | ve ortağı Fehmi Bey tamamla bi bitirdiğimiz zaman, harbi u- “> İ mum patladı, Tabii askeri va- dı: — Burada bir fabrika açıldı- zifeye davet edildik. o Cephe. | ğı gün, Avrupada mutlaka bir den avdet ettiğimiz zaman, | fabrika kapandığına emin olma memleket hudutları daralmış, | kr... her taraf işgal altına alınmış Biz bu imanı hiç kaybetme tı. Memuriyet istemek, hatırı. | dik.. mızdan bile geçmedi. Elimizde bir mikdar sermayemiz vardı. M. Selâhaddin Bu sermaye ile küçük bir bak-| Terki teslihat konfe- kaliye dükkân: açtık. Zahire ü- zerine ufak tefek işler yapıyor duk; 1924 senesine o kadar bu işe devam ettik. Bir gün, yanı ransında azalık WASHİNGTON, 25. A. A. — A- merikanın Brüksel sefiri başımızdaki dükkânda, bir ya- | gri, vi katimizi celbetti, Yahudi, bu bisküvilerden çok para kazanı- yordu, Biz de bir zımba maki- nesi getirerek bisküvi imaline başladık. Fakat, bu küçük el zımbasile günde ancak bir kaç kutu bisküvi © çıkarabiliyor ve siparişler çoğaldığı zaman, ta- bii bisküvi kalmadı o cevabını yi mecburiyetinde kalıyor luk. Baktık, bu böyle olmaya-| cak. Avrupadan gelen bisküvi- ler, her halde elle yapılan şey- ler değil. Bu makine asrında, | başlamak üzre bisküvi makineleri de olsa ge- rek, diye düşündük. Nihayet araya araya (O kömisyoncusunu Bu komisyoncu — bize | bir takım kataloklar getirdi. | Fabrikalarla muhabereye gi- riştik ve neticede borç harç bir bisküvi i o getirtmeğe muvaffak olduk. Makine gel —| di, amma bunu kurmak bir me | sele., Memlekette bu işin usta- sı yok, Makineyi bir türlü ça- | Kay Usta diye da- | imizin hiç birisi, maki seden e etek di Fransız bankasının haf. talık bilânçosu PARİS, 25. A.A. — Franuz bankasmın haftalık bilânçosu vezne imevduatında 70 milyön franklık bir fazlalık kaydetmektedir. Fransız meclisi dağıldı PARİS, 25. A. A, — Mebusan Reveyonlarınız için G.H. MUMM CORDON VERT ŞAMPANYASI İmüstesna fiat: Şişesi 9,25 T. Ji rası İstok bitmeden tedarikte is- cal ediniz. Toptan" satış için! İhususü şerait. Eski Xloyd Har) No. 7 Tel, B. ©. 1837.