se Ni t : © birlik Kadınlar Birliğinin kuv- | Asrın umdesi «Milliyet» tir. 11 KEVVEL 1931 İDAREHANE — Ankara cadde. si No: 100 Telgraf adresi: Milliyet, Istanbul, Telefon numaraları: 24310 — 24319 — 24318 ABONE ÜCRETLERİ G Türkiye için Hariç işin 3 aylığı o 400 kuruş 800 kuruş 8 1400 12 2700 m 1400 ei Gelen evrak geri verilmez Müddeti geçen için müdiriyete müracaat edilir. Gazetemiz ilânların mes'uliyetini kabul etmez Bugünkü hava Yeşilköy öskeri rasat merkezinden aldığımız mâ- Jümata nazaran bugün hâ- va, bulutlu ve hafif yağ- mutludur, Rüzğâr mütahav vil ve kuvvetli esecektir. Dün tazyiki nesimi 763 mi- Jimetre azami suhunet 12, asgari 8 derece idi. Ersekler birliğine | Arkadaşlar! | Gazetelerden birinde bir ha- | ber okudum. İzmirde bir Erkek | ler birliği teşekkül etmiş. He- Düz bunun doğru olup olmadı- ğını tahkik edemedim. Fakat doğru imiş gibi hareket etmeye ve şu mektubu size yazmaya karar verdim. Bundan bir gün evvelki (Milliyet) te ben Ka- dınlor Birliğinin lüzumsuzluğu nu iddia ederken “Bakınız, Er- kekler Birliği var m?,, süalini sormuştum. . Beni tekzip ve mahçup ettiniz! Haklarını mü- dafaaya tek basma. kuvvetleri | kâfi gelmeyenler birlik teşkil | ederler. Erkekler böyle bir acze | mi düştüler? Kadınlara karşı | zayıf mı kaldılar?. Ne lüzumu var efendim, birliğin . ne lüzu- mu var?.. Bir teker kek bütün dünya kadınla rma karşı erkeklerin hakkı- nı müdafaaya kâfidir. Böyle bir likler teşkil etmek, cemiyetler yapmak, cinsi hasmımız olan | kadınlara fazla paye vermek- | tir... Ne oluyorsunuz yahu! Yü veklerinizi pek, ağızlarınızı pek ve ellerinizi pek tutun kâfidir. Rica ederim, E: "ekler bü derhal feshediniz... Böyle bir | vetlenmesine sebep olur... Eorsada yağcılık!, Ticeret odası nebati yağlarla sabunun ve peynirin ticaret bor İ sasıra sokulmasına karar ver- miş... Bir taraftan ticaretimizi asri şekle sokmaya çalışırken öbür taraftan satışlarımızı pâ- nayır usulü başı boş bırakmak tab'i doğru değildi. Fakat bu karar bir taraftan tüccarı kız- dırmış... rorlarmış ki: — Borsada yağcı kim var?.. Gösterin bize!.. Borsa o heyetinden birile bu. işi görüştüm. Bana dedi ” — Efendim! Biz suya sabu- Ne yapalım... Şimdi artık yağ- iz... Sabunculu Hele peynirin borsaya girmesi işimizi çok güçleştire- cek. Malüm ya! Lâf ile peynir gemisi yürümez!.. Adalarda elektrik!. lerek oralar sekenesinin gözle- ri nurlandı.. Bu münasebetle i- ki gün evvel, Büyükadada bir resmi küşat, daha doğrusu res- mi ikad yapıldı. Elektrik şirke- ti müdürü M. Hansens ile İs. nutuklar söyledi- | ler. Hattâ Vali Bey bu münase betle söylediği sözler arasmda. — İstanbulun en bahtiyar a- damı benim!., dedi.. Allah bahtiyarlığını arttır. . Onda gözümüz yok! yi mütehassıslar duymasınlar, be yarlık vergisi projesi *hazırlar- lar.. Benim nazarı dikkatimi cel- beden nokta şudur: 1931 senesi sonlarında mödeni dünyanm şehirlerinden “birinin bir çok mahallelerinde olduğu gibi bir semtinde de elektirik yokmuş. Buraya elektrik" vermişler. E- lektrik, su, gaz.. Bunlar insan yaşayan yerlerin en mübrem ha cetleri... Bu elektrik verilirken 60 milyonluk bir şirketin müdi rile 700 bin nüfuslu şehrin va- isi nutuklar irat ediyorlar. Ve kendilerini bundan dolayı bahti yar addediyorlar. İşte gıpta &- İ dilecek, hayret edilecek şey bu- dur. Geçenlerde Kasımpaşa ta- raflarında da bir kaç sokağa €- lektrik İâmbası konmuş ve'ten | virat. yaptırılmıştı.. O zaman M. Hansensin ve Vali Beyfendi nin nutuk irat ettiklerini batır lamıyorum... dar gibi 70 bin nüfuslu bir semtin - yüzde doksan mahallelerinde elektrik yok!.. Acaba oralara da elektrik ge- lirse makamı: vilâyetin bahti- yarlığı ne - derecelere varacak ve acaba M. Hansens Cenapla- fiz neler söyleyecekler?.. FELEK İRTİHAL Adana “Tütün İnhisarı Fabrikası #murakıbı Abdullah o Beyin pederi tetkiki muhasebat müdürlüğünden İ mütekmit ve esbak Seyrisefsin mu- basebecilerinden Tevfik Bey hü- lülü eceli mev'udile Kadıköyünde Yoğurtçuda kâin binelerinde irti- hali dari saim ile Karaca Ahmet İ mezarlığına defnedilmiştir. Mevlâ rahmet eyleye. Muayen shane akli Dr.Celâl Tevfik Frengi ve ilrar yolu hâs- talıkları mütehass'si:5 rkeci, Muradiye caddesi No. 35 Sa. 14.18 ZAYİ — İstanbul İthalât Gümrü- ğünden alıy olduğum 80943 No 13 | Eylül 931 tarihli mahsup makpuzu nu zayi etllm. Yenisini | çıkaraca- ğımdan hükmü yoktur, Muharrem Sadık, İstanbul Taşçılar Düğmeci Has No 2. Milliyet'in Edebi Romanı: 104 BAŞI D — Öyle mi? Deyişi bu zannını kırıyor- — Nasıl öyle mi? Bu haber piyasayı alt üst edecek. — Ne yapalım? — Bu defa haberi tam ye- rinden aldım. Bedri Suat bu- gün işin biteceğini söyledi. — Bedri Suat? Şu Yazıcı Zadenin başkâtibi ha? Ahmet Nebilin sesinde de- tin bir kinin gümürdeyişi var- dı. Refik Cemal hayretle bak- ti; — Evet. Tanıyor musun? defa gördüm. De mek o söyledi ha? — Evet, Sevincinden de e- tekleri zil çalıyordu. — Çalıştığı Hicarethanenin e de iflâs a seviniyor mu? ÖNÜKLER İbrahim NECMİ oğlu hindir. Zaten Yazıcı Za- de ticarethanesini asil çeviren | o idi. Hiç şüphe yok ki bu if- lâsta da en kârlı o çıkacak. — Cezası yok mu bunun? — Ceza mı? Adam sen de! Meydana çıkar mı hiç böyle şeyler ki cezası verilsin? — Yazıçızade (o haber ver- mez mi? — Yazıcı zade mi? Onun haberi bile olmaz. Bedri Suat ona yine en felâketli dakika- da bile sadık kalmış bir kâ tip görünür, — Nihat İlhami? — Birak şu zevzeği! Zaten ona tiçaretten, şirketten anlı yacak göz yoktur. O rakı iç- sin, poker oynasın, kadınlarla eğlensin de isterse dünya bat- sm! Yazıcı zade karısile Muh MİLLİYET CUMA kazanmıştır.) Ben bu, gafları maziden el toplamış değilim. Fakat son üç bin sene içinde hâdisatın cereya- nında kat'i neticeler vermiş, iktısadi, fikri ve içtimai hayatta müessir ol. muş hatalardan bahsedeceğim. Abraham Linolr Biz Amerikalıları en ziyade alâka | dar eden gaf Abraham Lincoln öldü | rüldüğü zaman, makamatı aidesinin gö acizdir. Çünkü o tarihte milletin her zamandan ziyade bu dev Isi adammın hizmetlerine ihtiyacı Amerikanm teşekkülünden be edilmiş en korkunç ve-ay- Bı zamanda çok pahalıya mal olmuş! hata budur. 14 nisan — 1855 te Lin- İcin, yorgunluğunu bir parça unut- İ mak için © Vaşingtondaki O Fords | tiyatrosuna gitti. Amerikan zabıtası dört sene süren vahışiyane dahili mu. harebeleri hatırlayarak, ancak harp yerlerinde k>: nu Bilmeli idi. Bu adamlar hari yeri | kalmayınca, gayelerin: varmak İçin, pek tabii olarak başka vasıtalara mü edeceklerdi. Halbuki o zabıta ik tedbiri hile almadı ve li katlinde kendini mevkide bıraktı. Lincoln müsalemetkirane münasebatın tahak İ kulu bir mesil gecikti. Lenine Modern tarihte en büyük gaf, | Rusya bolşeviklerin elin: düşmeden, | Almanya ile müselâha yapmayan iti- | Y£ özyietlerine aittir. Lenjinin Rusya ya avdetini Almanların tes dağ Zaten Almanlar | bunu böyle yapmamış olsalardı, gü- lurlardı. Almanların istedikleri kaç sokek muharebesi ile Çarlığı çi rütmekti, yoksa bolşevilelerle komşu olmak değil! Alman hükümeti, bu işte büyük kozu oynadığını pekâlâ biliyordu. Almin Hariciye müste- sarı M. Kuhlmann İsviçre ve Fele- menğin delâleti ile itilâf devletlerine mmüracani ederek. çok geç kalmadan enkei bir sal yapılanan tell et. &. Almanya Fransızların ii siyetii tarilln edecek fedakar da hazir bulunuyordu. Alsas Loreni verecekti. Fekat itilaf devletleri o ta- dan sonra büt gün Bolşevikler hâlâ Moskovada kimdirler ve bütün hiristiyanlık öle mi ümitsizlikten kıvranıyor ve işle- Kudüs af ta milâdın 76 ci rafından irtikâp e- dilmiştir. Bu adamı, Kudüsü hâl e yeksan ederek, Yahudilerin bütün dünyaya yayılmalarına sebebiyet ver di. Bunu yaparken de, hıristiyanlığın tevessüünü kolaylaştırdı. Bu suretle de Roma düştü, Yahudileri bil be bilen Romalılar onlarin münmsehette Yahudileri yerlerinde rahat birak imaktı. Romalılar Yabudileri Fi de toplu buralap, imperatorluğu teş kil eden milletleri selimette tatacak yerde, bu mutanss*p ırkın dahili işle- yine karştlar, . payitahilarnı peri- İ şan ettiler ve hepsini de imperatorlu ir yaptırmıştı. Eminim ki Nihat İlhami daha vaziyetin tehlikesini bile tamam anlıya- mamıştır. — Şirket te iflâs mi? ! . — Çaresiz. Zaten şirketin büyük sermayesi Yazıcı Zade nindi. Diğer hissedarlar de ortaya para koyup şirketi tutacak kimse yoktur. Ahmet Nebil, yorgun yor- edecek cile kâğıdın üzerine çizgi! çizerek sustu. odanın içinde dolaşıyor, arada pencereden bakıyordu. — Hah! Patron da geli yor. Ahmet Nebil, tekrar başı- nı kaldırdı. Gözlerinin hiç pa- rıltısı kalmamıştı. Bir endişe bulutu bakışları örtüyordu. Ya! Dedi. Refik Cemal, endişe içinde, arkadaşına baktı: — Nen var, kuzum Nebil? zel bir fersatı ellerinden kaçırmış o-| rin burava kadar yürümesine sebebi | ği için kendi kendini sevze | Bir Amerikalı müverrihe ıe göre Tarihte yedi büyük hata yapılmış! | Bu yazıyı yazan Amerikanın maruf müverrihlörinden M. Hendrik Van Loon'dur, Cornelf darülfünununda müderristir, “Beşeriyetin tarihi” ve “Colomb'dan Coolidge'e kadar” isimli iki kitabı ile Amerikada şöbret — New Yörkta çıkan THE FORUM dan — bertaraf edilmesi kabil ve| ğun muhtelif istikametlerine hicrete faillerine gayrikabili tamir fenalık- | mecbur bıraktılar. O zamandan ları dokunan kaba hatalara “gaf,, de- gelişi İ şehri re ! | met Nebil hürmetle ayağa kalk | Refik Cemal, | 11 iba ren Yahudiler dünyanın her köşe: de koloniler kurdular. Muharimet Bir büyük gaf tw Yahudilerin Haz eeüi Muhammetle teşrik mesaj et- mek istememeleridir.Bu suretle Yahu di dininin dünya dini olması fırsatı- mı ellerinden kaçırdılar. Başlangıçta Hazreti Muhammet Medinede ii. | Medine ise © tarihte canlı bir ticaret | ü ve bü şehirde mühim bir Yahudi kolonisi vardı. O vakte kadar büyük bir muvaffakıyet güstereme- Muhammet, Medi- | lere büyük bir teklif.) te bulundu: — Biz Musanın iz, dedi, fakat rak. Yahudiler pek inanmadılar ve ha- bamlar Hazreti “Muhmmedi “Tal mud. üzerinden çimthana çektiler i kabul edece tadilât yapa- diler Mühammedden yüz çevirdiler ve kendisine: Sahte Peygamber, geçmeden Muhammel kim kesildi ve Yahadil beceremediklerini görünce, düşman- larına karşı masl'hareket ediyorsa, Yahudilere karşı da öyle harek-t et- ti, yani hepsini ezdi, bitirdi. Eğer Ya budiler Hazreti Muhammedin tekli- etselerdi, busün Asyanın büyül kısmında ve şimali Afriler | da müslümanlık yerine, Yahudi dini hüküm sürecekti. Bizans Avrupanın baristiyan hükümetleri Bizansı kendi; halinde bırakarak, Türkleri Avrupaya sokmakla en bü- yük hatayı irtikâp ettiler. On beşin- ci asrın nısfında -Bizan Avrupaya gürmek için Asyalıların bir kapısı ol- du. Türkler ileri hareketlerinde İstan bule tehdit etmişlerdi. O züman Bi- zansklar garpli kardeşlerinden imdat Altıncı gaf | rededen katolil başladı ve bir çak Alman köylülerini kendine bendetti, Fakat kilise buna hocayı yola getirmek için, bazı talep ii nazarı dikkate alacaktı. Öyle Yapmayınca da kili mühim'bir azyu iandisinden' ayrildi ve artık bu uzuv bir daha da birleşe mez. İ Müstemlekeler | Son gaf ta büyük babalarımızın. | dır. Bunlar müstemlekâttaki zencile re okuyup yazmak öğrettiler. Üç yüz için yavaş yavaş iptidai mele tilâ ve yağma ederek, bura nüfusu esir gibi kullanmak kâ- i im öğrettiler. Hulya ! sey öğrenmeğe biç | erdi. te arzukeş di Bunun üzerine sarı, siyah ve tunç | | senkli adamlarda yeni şeyler öğrene mek arzusu hâsıl oldu. Ondan sonra ti. Şu satırları, yazarken, | Avrupalılar bütün müstemlekelerin. de riç'at halindedirler. Çini kaybet tiler, Mesir kaybettiler. Hinditami ve bütün Afrikayı da kaybetmek üze r, Beyazların en büyük hatası alfabedir. — Bilmem, Öyle bir takat sızlık.. — Gidip rahat et. Ben se- nin işini yaparım. — Mersi . kardeşim, ama nereye gideyim? — Meroya olacak? yahu. Ahmet Nebil cevap verme- di. İçini çekti, Reşit Beyin girişi, sözün de İ vamna mabal bırakmadı. Ah- | Evine, ti, Başmuharrir paltosunu ha- demeye vererek delikanlıların ellerini sıktı: — Bonjur, Nebil Bey. Bon jar Refik Bey. ki genç, o patronlarını se- lâmladılar. Refik Cemalin sö- ze başlaması, Ahmet Nebille bir nefes aldırdı. Delikanlı Reşit Beyin halini" sormasın- dan, mahut izdivaç bahsini tek | rar açmasından adeta korku- KANUNUEVVEL İ olacağı şüphesizdir, 1931 Suriyede İntihabat Vataniler arasında tejrika | çıktı Suriyeden Adana gazetelerine vi diriliyor Suriyedeki son vaziyet kandaki tefsirler devam ediyor.” © | etin intihabata müdehale etmiyeceği hakkındaki fikirler git- tikçe kuvvetlenmektedir. Vatani far- kası geçen hafta Şimda bir günde üç defn toplanmış ve hiç bir karar vermeden dağılmıştır. Bu toplanışlar halkında harice bir şey haber verilmemekle beraber aldığım malumata göre Vatani rasında iki fikrin tebellür ett fırkanın ikiye ayrılmak il duğu anlaşılmaktadır. Bu ayrılık müritler ve mutedil- ler namile iki çenah halinde telâkki olunabilir, Müfritler (İbrahim He- nano) nun etrafında toplanan âza- lardır kiz Her ne olursa olsun Fransızlara karşı mukavemet ve muhalefette de- yam. etmek. ve Suriye kat'i istiklâl ve milli irlareye mail oluncaya kadar bu mücadeleye devam prensibini ile sırlarla uyuşarak Suriye'ye artık bir istikrar ve sükün temin etmek i yenlerdir. Son partinin daha k vetli olduğu anlaşılmaktadır. Fi içinde bezi mutavassrtlar nokiai nazarlarmı — birleştirmek ve | fırkayı teşttüte düşürerek zayıflat- | maktan kartarmak için çalışıyorlar. | Eğer hu tosebbüste muvaffak o- lurmazsa İbrahim Henanonun ayrı | bir grup helinde fırkadan ayrılması! muhtemel görülmektedir. Suriye intihabında Antakyalılar Antakyadan Adana gazetelerine : Son siyasi vaziyet İsken- derun ve Antakya da şayanı dikkat bir hasasiyet uyandırmıştır. Antakya sancağının bir abtle mu hafazatına yerini edileni istiklâlini muhafaza ve müdafaa etmek © üzre halk kendi arasından kendini tem- sil edecek ve Fransızlara alet olmi- yacak genç ve azimkâr ürk meb'usla rı, intihap etmeğe katiyen karar ver miştir. Halk şimdiye kadar intihap edi- len ve senelerden beri Fransızlara alet olan eşraf meb'usları seçmeme- meğe yemin etmiştir. Bunun için €ç- raf efendiler arasında dehşetli bir te- lâş baş göstermiştir. Bu hal ayrıca Fransızları da düşündürmektedir. İntihap mücadelesinin çok hararetli Abdülkadir Kemalinin gazetesi Halep'te *Vakıt,, ismindeki pa enn Gİ Al le gli Abdülkadir Kemali bu — teşebbüste de muvaffak olamamış ve gazetesini kimseye okutturamamıştır. Türkiye hakkında yazdığı maka- leler saçmalarla doludur. Gazetesini Antakya da sattırmak için bir bayi aramış, fakat kimseyi tar. En nihayet Antakya'da bulunan arkadaşlarından birisine bir mikdar İ gazete göndermiş ve ancak beş tane sattırabilmiştir. Bu gidişle bu gaze tenin de yakında kapanacağı muhak kaktır. Kendi aleyhinde neşriyatta' * bu- lunduğundan şehrimizde münteşir “Yeni Gün,, gazetesi aleyhine dava ikame edeceğini söylemişsede gali- ba buna cesaret edememiştir. Mahkemci Asliye İkinci Ticaret dairesinden : ret Herdeğer ve Kir- kor Muhbiryan ; şirketi tarafından. dairci icraya mütadantla alacaklıla râ karşi teklif ve akit eylediği kor- göfdatonun tasdiki o 16-12-5931 çar- şamba günü saat 1330 ön üç bu gukta muallak olduğu * alâkadaran ca malüm olmak üzere ilân olunur. attı. Bu defa tafsilât daha 3 yade idi: Bedri Suattan alman | malâmata göre son zamanlar- da ticarethane bütün ihtiyat sermayesini kullanmış, elinde- ki eshamı kırdırmış, bonoları nı karşılamağa çalışmıştı. Fakat bütün bunlar elden çık tıktan sonra yine mühim bir borç vardı ve bunu karşılaya cak artık hiç bir şey kalmamış tı, Vaziyeti hisseden bankalar ralarmı almak için sıkıştırma- ğa başlamıştı. — Yazıcı Zadenin haberi var mı? — Vaziyeti biliyormuş. Fa kat düne kadar bir ümit peşin de koşuyorlarmış. Şimdi o ü- mit te boşa çıkmış. — Nihat İlhami? — Bedri Suadin ( fikrince onun bu işle de bir rolü (o ola- mazmış. Demek Bedri Suat artık im bir adam oldu? Refik Cemal, garçabuk hali palıyanı, patronunun yüzüne Melek v ve Fia sinemalarında Senenin muazzam ve fevkalâde muvaffakiyet Istanbul sokaklarında Türkçe sözlü ve şarkılı mükemmel filmi devam ediyor. Seans saatleri: MELEK: 1, 3, 5, 7 saat 11 de ten. ELHAMRA : 12,0 da tenzilâti Çok güldürücü mevzu — Çoşkun aşk, lâtlr matine, —240 — 4,30 — 6,30 sanat 10,30 matine , - Hayrctbahş Boks müsarsaları — İşte dün akşamdanberi ASRI SİNEMADA WİLLİAM HAİNES — JOAN CRAW FORD ve KARL DANE gibi üç büyük sen'atkâr tarafından temeli edilen BOKSÖRLER KIRALİ filminde görülen başlıca vak'alar bunlardır Bu mükemmel eseri bütün İstanbul halkı her halde gidip görmelidir. Gece: Meşhur İspanyol mugannisi ——— URİBARRİ ile Eksantrik hokkabazlar JESSY ve HAVEL İstanbul İkinci İcra Memurlu- ğundan: Bir borçtan « dolayi mah- tuz ve satılması mükaerer Tezgâh Bankosu üzerinde © Elektro Motör takrmale birlikte 15-12.031 tarihine müsedil Salı günü saat 10, Vi de Galatada Kalafat yerinde 77 huma- zada satılacağından takip olanların 931-589 dosya numarası hâmilen mahallinde hazır bulunacak inemu- râ müracaatları ilân olunur, İstanbul 5 inci İcrasısdan : Mab- cüz ve furuhtu mükerrer büfe, ay- a, kanape, takımı çini soba ve öai- ve 13-12.931 tarihine müsadif pazar günü İstiklâl caddesinde Mulenruj karşısında 69 No. lu apartmanın ikinci katında satılacağında talip clanların yevn © mezkürde mahak- Jinde hazır bulunmaları ilân olu- nur. DEVREDİLECEK İHTİRA BERATI Muzaaf nitrat dü kalsiyüm imali De ait ıslahat” hakkında olan bir ih- tira beratı talebi için İstanbul Vilâ yeti celilesine 25 Kününsevvel 1929 tarihinde takdim olunup 23605 nu- mara ile mukayyet müracaat üzerin deki hukuk bu kere ferağ veyahut icara verileceğinden mezkür ihti- Tiyi satın almak veyahut isticar et- mek arzusunda bulunan zevatın İs tanbul Bahçekapr Taş Han No 43 48 de mukim vekili H. W. İstok Efendiye müracaatları. ZAYİ — 1551 mumerolu otomobil plâkası zayi olmuştur. Yenisi alma sağından hükmü yoktur. Kocataj | suyu deposu. Çok çay içen japonyalı sinirlenince Bromural alır, rahat eder, tatlı uyku uyur, Bu ilaç zararsız yeğine müsekkindir. (Ludwigshafen a.Rh., Almanya) Knoll AG, Kumpanya sının Bromural'ı çeyrek asırdanberi halkın aradığı ve heryerde muhtaç olduğu bir ilaçtır. 40 ve 20 komprimelik tüpler içerisindedir. — Nasıl? Bari kendi yük mü yapmış mı? — Zannederim; efendim. — Yüzde kaçla iflâs ede. cekler ? — Bedri Suat konkordato ya bile imkân yok diyor. Un- yon olursa alacaklılara yüzde ya beş, ya altı düşermiş — Maşallah! Ne temiz iş- miş bu böyle? — Tabit Yazıcı Zade iflâs edince şirket te devrilecek. — Öğle yal — Halbuki şirketin kefili de Yazıcı Zade idi. — Şirketin mevcudatı? — Bedri Suat, mevcudat yoktur diyor. — Mükemmel. İyi hisaplan mış bir iflâs... değil mi' — Şüphesiz, Beyefendi. — Yazıcı Zade ile Nihat Ilhami de hazırlık yapmışlar mı? — Anladığıma göre Bedri Sunttan kasbe wömle!i — Ya? Reşit Beyin alnı kırıştı. Bir den bire bir düşünce ini işgal etmişti. Ahmet: Nebile döndü: — Acaba Süheylâ Hindi parasını kurtarmışmiydi. Bili- yor musunuz, Nı Bey? Ahmet Nebil, fikri daima başka yerde olduğu halde, mi haniki bir hareketle mükâleme yi takip ediyordu. Sual üzeri- ebir an şaşaladı. Sonra cevap w — Vallahi pek iyi bilmiyo rum, ama zannetmem O Beye- fendi. — Evet. Evvelki gece ben- den fikir sormuştu. Galiba siz. de parasını çekmesini nasihat etmişsiniz. — Evet, efendim. — Ben de ayni fikirde bu- lundum, Hattâ Fuat Sami Be yi tavassut etmesini söylemiş- tim. Acaba ne yaptı? Ahmet Nebil sustu. Reşit Bey odanın içinde dolaşarak düşünüyordu.