12 Kasım 1931 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

12 Kasım 1931 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— ex 21) t AMAY A Asrın umdesi «Milliyet» tir. 12 TEŞRİNİSANİ 1931 İDAREHANE — Ankara cadde- - a Telgraf adresi: 231) oy 44310 — 24319 — 24318 ABONE ÜCRETLERİ G Türkiye için Hariç için 3 oyliğı o 400 kuruş 800 kuruş 6 750 1400 ız 1400 Gelen evrak geri verilmez Müddeti geçen nusbalar 10 kuruş tur, Gazete ve matbaaya mit işler için müdiriyete müracaat edilir. Gazetemiz ilânların mes'uliyetini kabul etmez. Bugünkü hava Kandilli rasathanesinden verilen malümatâ göre dün azami hararet 19,5 asgari 12 derece idi. Bugün rüzgâr Lodostan esecek ve hava ekseriyetle bulutlu olacaktır. EE Şenlendirmek için! Artık her taraf kendi semti- nin şenlendirilmesi için teşeb- büsatta bulunmağa karar ver- miş.. İşittim ki; Üsküdarda Ka racaahmet tarafları hayli tenha laşmış. Bunun için o semt halkı bir mazbata yaparak şehir stad yumunun Karacaahmet tarafla rında yapılmasını isteyecekmiş. Doğrusu hakları var. İstan- bulda şenlenecek yer yalnız Ye nibahçe mi?.. Belediye Üsküda rın, Kasımpaşann, Eyübün, Ayvansaraym, Kuzguncuğun, Acıbademin, Fıstıklının, Bey- lerbeyinin, Kuruçeşmenin, Feri vrikapısının bele- ? Oraları neden şenlendirmeyi düşünmüyorlar da ille Yenibahçede ısrar edi- yorlar.. Eğer Yenibahçe tara- fında stadyuma elverişli yer bulunmasaydı, maazallah hali- miz ne olacaktı. Liman meselesi Profesör (Yansen) İstanbu- lan plânmı yapacakmış. Allah yardımcısı olsun. Profesör İs- tanbul plânına başlamadan li- manın nerede yapılması lâzım geleceği tayin edilmek İâzm gelmiş.. Aman bu işi belediye fen beyetine sormasınlar, şen- lendirmek lâzımdır. diye alim allah limanı Çekmece gölüne götürür. Kadın polis! Nihayet mürüvvetlerini gö- receğiz.... Kadınların polis ol- maları hakkında hükümetçe ba 11 kanunt teşebbüsat yapıliyör- nız kadm polise tutulmanın a- leyhindeyim... Bir de gece dev- riyelerini oOkadınlara vermek doğru değildir. Malüm olduğu üzere kadın cinsi nâzik ve kor- kaktır. Gece vakifesinde kendi- lerinden bihakkin istifade edile mez., Fakat gündüzleri hele işaret memurluğu, seyrüsefer MİLLİYET PERŞEMBE Genç ve ihtiyar Bir ziyaretçinin (o geldiğini haber verdiler. Biraz evvel yaz mağa başladığı satırları bitire- medi. Yerinden kalktı, ve hiz- metçiyei — Gelsin! dedi. Bu gelen adam şayanı dik- kat birisi idi. Kısa boylu, kam- bur bir adamdı, Saçları da bem beyaz! — Ne vakitten beri görün- müyorsunu, Ne oldunuz, nasıl sınız? Gelen adam ne cevap vere- ceğini şaşırmış gibiydi. Böyle hiç beklemediği bir sual karşı- sında tereddüt etti: — Nasıl olacağım? İşte gör düğünüz gibiyim, dedi. Bu cevabı verdikten sonra da ilâve etti: — Galiba sizi (o rahatsız et- tim, Yazı yazıyordunuz. De- mek ki hep yazı yazıyorsunuz. Hâlâ bu işten bıkmadınız. — Ne yaparsınız? İnsam bir defa alışınca vaz geçemiyor. Bu zat şimdiye (kadar bir kaç eser neşretmiş bir adamdı. Fakat kendi kanaati hilâfına, bu eserler tam birer muvaffakı yet kazanmış sayılamazlardı. Kendisi de bunu hissediyor ol malı idi ki, daha iyi yazabil. mek kaygusu'ile boyuna yazı- yordu. Karşı karşıya oturdular. Bi- ribirlerini dinlemeğe hazırlan- dılar. Hangisi söze başlayıp an latacaktı? Gelen ziyaretçi daha ziyade gibi işlerde pek güzel hizmet edebilirler... Bundan başka taharri me- murli ğu, sivil polis, siyasi po- istifade memuldür. Yalnız ağız ları pek sıkı değildir. Günün bi rinde: — Sen beni biliyor musun? Ben sivil polisim! Adama du- man attırırırm! diyerek hüviye tini ortaya atabilir... Kadın polis olduktan sonra da dikkat edilecek cihet güzel kadınlardan polis almamaktır.. Çünkü hükümet: vekarını tem- sil edecek bir memura birisi ge Hp ilân: aşk ederse, hele ifayi vazife esnasında peşine düşer, taciz eylerse, karakolda oturur pencerenin önüne dikilirse garip bir vaziyet hâsıl olur.. Maamafih, olsunda baka- lım! Belki bunların hiç biri ol- mar da saat gibi işler. Serbest liman Gene serbest liman meselesi canlanmış... Gazeteler yazmi; Ve bu haber Liman şirketi kânından bir zatın kulağına git miş.. O esnada köprüden geçi- yormuş.. Tenha bir halde olan limanı gösterip: — Yahu! Bundan serbest li- man nerede vardır?.. Hâlâ ser. best liman diye bar bar bağırı- “ Anlaşılmaz şey vesse- FELEK Milliyet'in Edebi Roman BASI DÖNÜKLER — Ey? Piliç kömesi ile piliç kü mesi.. Birbirine ne kadar ya- kın, değil mi Muhi teşem Ni- ne kadar da nükte perdaz: niz. Nihat İlhami Bey, Yazıcı Zadenin arakasından ilerledi: — Maşallah, efendim, ma- şallah, efendim, sefa geldiniz, sefalar getirdiniz. Diye söylenerek misafirleri ni ağırlıyordu . Ferit Necdet Bey, sadece, silikçe içeriye gi: Muhte- $em Nihat Hanımm elini öp- tü. Hemen Semiha Nazmi Ha nımın yanma geçti, oturdu. Yazıcı Zade, Mebruke Nu- man Hanımı lâfa tutuyordu. Muhteşem Nihat Hanım: — Baksanız a, Nazmi Bey, pi İbrahim NECMİ size takdim edeyim: Refik Ce- mal Bey. Dedi . — A! Ben Beyefendiyi bir yerde görmüşüm ama... a Refik Cemal hürmetle eğil- iz — Bendeniz Öz Türk'ün ik- tısadi muharririyim. Çok defa lar idarehanenizde teşerrüf et- mişimdir, efendim. Ha! Ha! Hatırıma gel. di. Öyle ya! Bosüvar, Beye- fendi Nihat İlhami de Refik Ce- malin elini sıktı: — Sefa geldiniz, müşerref oldum, Beyefendi . Sonra döndü, durdurmak istedi: — Ey, haydi bakalım, her- kes yerine: Misafirlerimizin şe refine birer kadeh.. Kadehler — doldu, kargaşalığı içilidi. — Fransızcadan — beklemeğe lüzum görmedi ve anlattı: — Ah, bu parasızlık! Şimdi yazı yazıp para kazanmak çok müşkül bir şey oldu. Sen beni bilirsin. Benim işim gücüm bu dur, yazmak ve para kazan- mak! Fakat bakıyorum da baş kaları daha iyi muvaffak olu- yor ve para kazanıyorlar, Hal- buki ben aksine! — Meselâ ben (o de yazıyo- yüm, Fakat senin gibi kazana- mıyorum, diyecekti, açıkça söy liyemedi. Fakat biraz evvel başladığı yazıya, ziyaretçinin gelmesi ü zerine fasıla veren genç edip bunu hissetti. O da kendi ken- dine şöyle düşündü: — Bu adam, işe yarayanlar- dan biri! Fakat bir türlü ede- biyat ailesinden istifa edemi- yor Sonra çehren dedi ki: — Sizin edebiyat âleminde kıymetini bilmiyenler olabilir. Fakat emin olunuz, bunu bi- lenler de vardır. Öteki omuzlarını silkti, son ra acı acı gülümsedi — Teşekkür ederim, lâkin beni teselli etmek mi istiyorsu nuz? — Haydi canım! Sizin tesel liye ihtiyacınız mı var? Mese- lâ ben sizin kıymetinizi takdir edenlerden birisiyim. Öteki bu söze inandı. çok neş'elendi ve dedi ki: — Rica ederim, bana edebi yat âleminde haksızlık edildi ni görüyorsunuz değil mi? Bir takım mektep çocuklarına da- ba fazla kıymet veriliyor da, be nim gibi yetişmiş olanlı mal ediliyor. Vallahi Az ihtiyar ziyaretçi- daha bir çok şey ler söyledi. Nihayet . ziyaretçi bundan cesaret alarak dedi ki: — Yeni bir eser hazırlıyo- rum, Bereket versin bunu ala- cak bir kitapçı buldum. Genç edip elini gayri ihtiya ri cüzdanma uzattı: — Mükemmel! dedi, o hal- de eserinizi sattmız. Ve ihtiyara para verdi: — Siz de kitapçıdan paranı- zı aldığınız zaman izde edersi- niz, İhtiyar uzatılan parayı aldı ve artık daha fazla oturmağa lüzum görmeden çıkmağa ha - zırlandı. O zaman genç edip: — Uzun sözün kısası, budur, ledi, kim bilir o belkibir gün ben de genç meslekdaşlardan böyle yardım istiyeceğim. Dr. Süleyman Sırrı Alemdar Sıhhat Yurdu dahili ve narkoz hekimi Her türlü dahili hastalrkları her ve tedavi eder anım sor- — Reşit Bey yok mu, ku- zum? — Ha! Gelecek. Telefon et tik. Fakat “sizinle gelemem, başka arkadaşım var,,, dedi. — Kimmiş acaba arkada © — Bilmem.. Söylemedi. Nevzat Süreyya söze atıl. — Belki o akrabasından o- hanımla beraber gelir. Ney di onun adı? Hani kara, kuru şey. Semiha Nazmi Hanım, oğlu “na tekdirle baktı: — O nasıl söz, Nevzat? — Afedersin, anneciğim, ağ zımdan kaçtı. Mukbil Nedim Bey, tekrar söze boğduğu Şeyda © Kâmil | Beyi bir dakika için Mink yere — Öyle ise gimi de Reşit | sofradan bir. — Hay hay! Nidası şangırtısr dışardan gelen bir taştı. Kadehlerin | Çapras kelimeler Lıms : LIMSJE FTA HEJT / İ LİE V A U T A ı Ss A K m Li Ss N Gİzmiz > İ | E L EE GC Ni 2 — Sıcak rüzgür (3) Göz ren- si (3) 3 — Bugünlük (6) Dal (3) 4 — Bilen (4) Ezan okunan yer (6) 5 — Rih (3) Ev yapan (5) 6 — Nota (2) Zaman (2) Gelir w 7 — Ateş (3 Büyük (3) 8 — Birli (2) Hece (2) İri hay- van 8) 9 — Pazara çıkan (3) Yapmak (O) 10 — Göstermek (4) Yağlı hu- bubattan (5) 11 — Uzağa işaret (2) İdare öden (5) Yukardan aşağı 1 — Hicap (2) Fesat karışmış (s) 2 — Okuyup öğrenmek (6) Bir hastalık (4) 3 — Bildiğini göstermek (7 ) Uzağa işaret (2) 4 — Bağışlama (2) Baba (2) 5 — Deniz kuşu (5) 6 — Emniyeği' (4) Masset (2) 7 — Babusiz (5) Ato (3) 8 — Uzvu (İğ) Erkek isini (4) Bir peygamber (8) 9 — Biriktirmek (8) 10 — Haya (2) Kirm (4) 11 — Keke (4) Aleni Teşekkür Hemşire zadem sevgili o Tevfikin pek genç yaşında üfullünden mütevellit uste. rap ve elemlerimize irk ederek tesel- limise koyan akrabn ve evidda hanım beyefendilere ve sösi rasimei vedas ge rek metfeni ebedisine kadar nde bulunan kıymattar dest v larımıza veTevfikin kıyınetli genç arkadaş larına maktap ve talgraflarla tesasürleri- ta muhteremeye ayrı ayrı ts'essürümür mâni oldağun- dan; bu vazifeye muhterem grretelerinin taransutunu börmetlerime terdifen rica eylerim efendim. Ailesi mama Dayısı HARUN SAFFET Yeni neşriyat: Gol çıktı Gol iyi bir basılış, temiz bir tertip ve nihayet çok kuvvetli yazılarla bugün çıkmıştır. Kari lerimize tavsiye ederiz. otomobilin gürültüsüne karış- mıştı, * Daha sofra halkı yerlerine oturup mezelerini çiğnemeğe vakit bulmadan salonun kapısı | tekrar açıldı: Doktor Lül Bey, bir teşrifatçı ağırlığile, İ içeriye baktı, sonra çekilerek yol verdi. Neriman Cemşit Ha nım, kara saçlarını kıvır kıvır , uzun kirpiklerini bi rer ok gibi dikmiş, gözleri süzük, esmer yüzü (hafif bir podra tabakasile matlaştırıl- mış, çok parlak renkli bir tuva İete vücu armış o olarak salonun kapısında doğuverdi. Yazıcı zade, yerinden fırlı rak: — O! Maşallah, Hanıme- fendi Diyordu. Fakat birden bire durdu. Neriman Cemşit Hanı- mın arkasından Reşit Beyin kestane rengi rının altındı müştü. Şimdi bütün salen ayaktay- dı: Neriman Cemşit | Hanımın | 12 TEŞRİNİSANİ 1931 İstanbul Belediyesi Darülbedayi temsi'leri Bugün akşam Saat 2130'da Dr. İHSAN Komedi 3 Perde lll Yazan : (o Fodör | Lâszlo Tercüme E, : H.N, Yakında: Mükaddes Alev, Üsküdar Hâle Sinemasmda: HALASKÂRI VATAN. Mü- messili: Duğlas Fairbanls, İ- lâveten: Yıldırım Ekspres. Usküdar - Kadıköy su Şi R KETİ tahvilât han ilân: Üsküdar - Kadiköy Su Şirketi Meclisi İdaresi 30 Mart 1931 tari- hinde münakit hissedaran heyeti &- | mumiyesi tarafından kendisine veri | len mezuniyete binaen şirketin tah vilât hâmillerini Ticaret kanunu- İ Dun 429 uncu o ve onu müteakip maddeleri ahkâmr mücibince heye- | « wmumiye halinde toplanmaya da vet eder. | İşbu heyeti umumiye 12 Kânun- | &vel 1931 tarihinde saat 11 de Şir. | l ri ketin Kadıköyünde Moda cadde. sinde kâin merkezinde toplanacak- tar, RÜZNAME: Aşağıkı maddelere milteallik Meclisi İdarenin izahnamesi ve Şir | ketin teklifleri: 1 — Tahvilâtın tediye tarzı ve bilhassa © amortisman müddetinin | temdidi ve şeraitinin tadili. 2 — Vadesi huldl etmiş kupon yahut faizler hakkındaki ber türlü | mütalebattan sarfınazar, 3 — Mevcut tahvilâtn haiz oldu ğu bukukun fevkinde bir takım bu kuleu haiz yeni tahviller ihracı mem | rindeki tahvilâtr içtima tunan tarihden bir he yani nihayet $ Birinci Kânun 1931 tarihinde aşağıda isimleri münde | #iç bankalara tevdie mecburdurlar: Galatada Memaliki Şarkiye Fran sız Bankası (Türkiye). © Paris'te Bangue Française des Pays D'O- riem (Fransa). Brüksel'de Societe Generale de Belgigüe (Beiçika). Meclisi İdare — Ticaret davalarını da rüyete me- run İstanbul Asliye Mahkemesi Birinci Hukuk Dairesinden: Raşit usta ile Bismaz bânım meyanelerin de müteahaddis feshi akit davasın- dan dolayi Mahkemeden sadır olan 7 K. evvel 927 tarih ve 311 numaralı ilâmın indettemyiz nakzını müte- zammın Temyiz mahkemesi Birin- ci hukuk dairesinden muta 20 — T. evvel 924 tarih ve 266-4282 rumara- İs ilâmm ahiren Binnaz hanımın | vulau vefetile veresesinden Nişan- | taşı teşvikiye mahallesinde Küçük Çiflik sokağında 22-24 numaralı ha nede oğlu Saimin gaip ve ikamet- gâhımın meçhul bulunduğundan bil bahis bilâ tebliğ iade edilmiş | ve H.U. M, K. nun 141 inci maddele- rine tevfikan bir ay müddetle ilâ- nen tebliği karargir olmuş ve — bir | hushası da mahkeme divanhanesine tâlik kılminiş olmakla tebliğ maka- mına kaim olmak üzere keyfiyet i- ân olunur . | herkese merak ve heyecan ver- | rini öpüyor, erkeklerin ellerini mişti, Bu geliş, adeta yöni bir münasebetin açılma merasimi- ne benziyordu. Önde bir teşri- fatçı azametile. giren doktor Lütfi, arkada yaptak becakları üzerinde taşıdığı şişman vücu- dile alayı kapayan Nimet Ha- nım, bu münasebetin.iki şahidi gibiydiler. Muhteşem Nihat Hanım, dikkatle Ahmet (Nebile bakı- yordu. Delikanlının bu yeni çif ti kayıtsızlıkla karşıladığını a- cı acı hissediyor, kızıyor, — Görürsün sen! Görürsün sen! Diye homurdanıyordu. Son yüksek sesle: — Buyursunlar! Yeni çifte kumrular! Diye bir kahkaha savurdu. Süheylâ kahkahayla güle- rek: ri A! Muhteşem Hanımın üçüncü sürprizi bu muydu? Dedi. — Hayır, hayır. Onun daha vakti var. Reşit Bey, nazik, zarif, tatlı ! Reşit Beyin refakatile gelişi, bir tebessümle hanımların elle HAYATINI KAZAN filminden daba güzel ve daha mükemmel ranızça sözlü ve şarkılı film görmiyeceksiniz, Mümessilleri VİCTOR BOUCHER ve DOLLY DAVİS BUGÜN MELEK Sinemasında Müşkül İtiraf Fransızça sözlü film Cölette Darfevil, Joan * Pericr, Pierre Richard Willem tarafından. İlâveten: Micköy Mouse mek- tepe. BUGÜN ELHAMRA Lilian Harvey ve ARMAND'BERNARD AŞKA TÖVBE Pransısça sözlü ve şarkılı fi- minde , İlâveten! ARTİST RÜYASI şarkılı ve dansli yaryete, Paramount Jurnal - sesli halihazır dünya havadisleri, Sözlü bir Sözlü bir film © | | Fahişe?7?| Önümüzdeki 15 Teşrinisani ma Fahişe ?? | ni film. Pazar günü saat 15.30 te tine olarak FRANSIZ TİYATROSUNDA imeşhur piyanist HENRY FURLANİI tarafından iki piyanoda bir konser verecektir. BULGAR KOOPERATİF OPERET HEYETİ: Sofya Tiyatrolarmın en meşhur artistlerden mürekkep bir BULGAR KOOPERATİF OPERET HEYETİ: yakında şehrimize müvasaletle FRANSIZ TİYATROSUNDA bir kaç oyün verecektir. siller 19 Teşrinisaniden itibaren başlayacaktır. Istanbul Gümrükleri Mu- ... hafaza müdirliğinden: Asgari 350 azami 500 ton benzin mübayaasına ait) ti, 1 — Müdürlüğümi 500 ton benzinin mübayaası kapalı muştur. ze ait merakip için asgari 350 azami zarfla kırdırmağa konul- 2 — Kırdırma şartları kâğıdının tasdikli suretleri İstanbul Gümrükleri Muhafaza müdürlüğünden alınacaktır. 3 — Kırdırma İstanbul Gümrükleri Muhafaza Müdürlü- öğünde kurulacak alım satım komisyonu tarafmdan o yapıla- caktır. 4 — Kırdırma 18/11/931 tarihine raslıyan çarşamba saat 14 (on dört) tür. 5 — Teklif mektupları kanundaki hükümlere göre gün ve saa tinden evvel İstanbul Gümrükleri M. M. müteşekkil komisyo- na verilecektir. 6 — Kırdırmaya girecekler benzinle resen iştirakleri ha- linde ticaret odasıridan vesaikini ve bir müesseseyi temsilleri halinde vekâletname ve ticarethane vesikası hakkında vesika göstereceklerdir. 7 — Her istekli, biçilmiş bedelin 96 7,5 gu olan 9375 tiralık muvakkat güvenmelerile teminat belli saatten evvel komisyo- na gelmeleri. 8 — Örneği şartnamelere bağlı evsafı kimyeviye ve fenni- ye hususu şartnamede yazılıdır. 9 — Belli olan saatte tutulması âdet olan zabıt kâğıdı dol. duruiduktan sonra hiç bir teklif kabul edilmiyecektir.(3471) du. Refik Cemali görünce: — Merhaba! Burada da pi- yasa haberi toplıyacak mısın? Dedi. Ahmet Nebilin elini hararetle sıktı: — Nasılsın rüşemedik. | — Teşekkür ederim, iyiyim, efendim. Süheylâ, Reşit Bey elini ö- perken: —Sizinle görüşecek şeyle- rim var, Reşit Bey. Dedi. —Baş üstüne, hanımefendi. Yemekten sonra bendenize bir vals vaadederseniz... — Ettim, — İlk valsi mi, hanımefen- di. — Peki. İlk valsi — Mersi, efendim Reşit Bey, Ammet Nebile dönerek: — Görüyorsun ya, sen de ilk valse Neriman Cemşit Ha- nımı davet ediver Ded Kaç gündür gö | kayıtsız ve mağrur, sandalyası na oturuvermişti. Solunda dok- tor Lütfi emre amade bir ya- ver gibiydi. Sağında Yazcı za- de yutkunup duruyordu. Nimet Hanım da yerine otu- runca Nihat İlhami (Bey, bir rejisör azametile kalktı: — Hanımefendiler, beyefen- diler, biraz evvel Reşit Bey- efendinin sıhhatlerine içmiştik, Müsaade ederseniz şimdi de nazik refikaları Neriman Cem- şit Hanımın şerefine kadehleri mizi kaldıralım, kraliçe kurumile, yalnız başi hafif bir teşekkür işareti yap- tı. Süzük kara gözleri, intikam ışıkları saçar gibi, Ahmet Ne- bile dönmüştü. o Ahmet Nebil Yüreği biraz çarparak bu bakı- 'İ şa mukavemet gösterdi. Yazıcı zade, karşı sırada iki boş yer olduğuna dikkat etti: — Yahu tamam değiliz ga“ liba? (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: