( Hatıratımla başbaşa! “(Ümtişar etmemiş kısa sözler) Saraydan bir kaç hatıra Siz bu ittihatçı vükelâya fazla yüz veriyorsunuz! Sultan Reşat, o bu talebin gayri kanuni olduğunu, böyle | bir şey için.meşrutiyet & idare nizemlarının haricine çıkamıya cağımı, mes'ul bir mevkide o- lan vükelâya bu yolda malâyü- tak tekliflerde bulunamıyac. nı eğer nakte pek ihtiyacı var- sa, kendi kesesinden elli lira kadar bir şey verebileceğini bi- rer birer Vahdettine anlatarak kan ter içinde onu ikna etme- ğe çalıştıkça, o da muannida- ne bir tavurla' sakim tara- fından tutturarak ısrar ediyor- du: — Siz bu adamlara (yani sağ vükelâya!) pek fazla iz veriyorsunuz. Hanedanın eni selbediyorlar. Siz | müdafaa etmiyorsunuz. Maliye | hazinesi bizimdir, bhanedanm- dır, Ben bu parayı sizden iste- miyorum, kendi öz malımız o lan hazinemizden, hakkı sari- Saatlarca Vahdettinin taz- yiklerinden, israrlarından bi- zar olan Sultan Reşat, nihayet onun bu sözlerinden son dere- | x sıkıldı, ona şu cevabı — Anlaşıldı.. Sende çok €s- ki ve yanlış bir zihniyet var. Meşrutiyet devrindeyiz. Nizam lar, hukuklar, kanunlar bü- tün âleme toplarla davullarla i Hazinei imaliye bi- İletindir. Sen hâ- ye, hazinei ma- Hye ile hazinei hümayunu biri birinden tefrik etmekten âciz- sin, Yarın, sen bu ( zihniyetle milletin başında, benden daha le isbat etti —6— Sultan Reşat, işinde gücün- de vakit ve saatle hareket eder di. Yemek vakitleri, me: resmiye ile iştiyal müddetleri, namaz ve niyaz veya tenezzüh saatleri, uyku ve istirahat za- manları hep bu ayni rttırat da- bilinde geçerdi . | İşlerinde güçlerinde vakit ve saatle hareket etmiyenleri rüfeka arasında (nöbet) usulü cari o olduğun- dan, yekdiğerimize (her gün sabahlar: saat (onda nöbetin devri teslimi mutat olmuştu. Bir sabah, tam saat (oOonda Sultan Reşat beni istetmişti. Daireye hilâfı mutat biraz te- Haftalık Edebi Yazan: İZZET ZİYA hirli gelmiştim. Aradan da raz vakit geçmiş (olduğu için ikinci bir habere intizaren E zura çıkamamıştım. Ertesi günü aynı saatte bir müsahiple tekrar daireye ha - ber yollamış, beni istetmiş, bu haber aksi bir tesadüf, gene bi razcık gaybubetime rast gel- mişti Ertesi sabah, (devri nöbet için, miat saatte dairede bulu- nuyordum . Odaya © bendegândan bi girdi, Sultan Reşadın beni is- tediğini tebliğ etti. o Saatime baktım, saat tam ondu . Padişahların © tabiatlerine akıl ermezdi. Akıllara estiği zaman adam çağırırlar, ve son ra da hakiki bir mazereti ken- | di mağrur nefislerince şayanı kabul görmezlerdi. Odada karşı | karşıyı Bir dakika sonra, beni niçin il sabahtan beri hep aynı saatte arattığını anladım. Emrini te- lâkki ettim, tam yanından çı- kacağım esnada sordu: — Mabeyne saat kaçta geli yorsun ? — Onda efendim. — Ben de bunu bildiğim için evvelki sabah onu çeyrek geçe sana haber yolladım, yoktun. Dün sabah, gene öyle oldu... Sözünü ceva; | olmamak için, lâalettayin şöyle diyiverdim: — Efendim, bazan saate al- danıyorum, ara sıra ayarı beni yanıltıyor... Sultan Reşat sustu, ben de yavaşçacık odadan çıktım. Daha ertesi sabah, gene sa at onda haber geldi. e Yanıma çıktığım zaman, selâm verdi, mi m üstünde kırmızı kadi- bir mahfaza içinde duran murassa bir saati bana uzata- rak şu sözleri söyledi: — En faideli hediyeler, sanın ihtiyacma hizmet eden- lerdir. Düşündüm, sana vakti- ni şaşmayan bir saat veriyo- rum. Kıymeti altın, ayarı sağ- lamdır. Saati aldım. Hattâ kısaca ifa etti vecibei teşekküre bir kelime daha ilâve etmek is temedim. Çünkü, bu saat v. | kıa kıymetli bir hediye idi, f: kat taltif sadedinde © verilmiş hediyelerden değildi. Bu müs- rifane bahş ve ihsanın altınd. im vazife saatlerinin güya ademi intizamını ima eden ga- rip bir ihtar vardı! Eylâl — 338 (Devamı var) Musahabe Fikirler ve insanlar Bir ilâhın sonu bulunduğu bül; bemiyenleri haylıca şaşırt. ek tat lı vehimlerinden hâlâ silikinmek iste alya şimdi “baban, dön bekisi lik yüzünden kendiliğinden masal lat olmuş unsurlardan çıkar. Bir tar lanın, yağınurun tahminden az veya gok olması neticesi, bir sene evvel. kinden eksik veya fazla mahsul ver mesi bir buhran addolunabilir amma iki tarlanm bir tarladan ziyade mah sul vermesine buhran denemez; bu istenilmiş, beklenilmiş bir şeydir. İnsanlar, bu son senelerde, ke- miyet medeniyetinin yanarak bekle diği neticelerin bir kısmı ile karşılaş tılar ve bağırmağa başladılar. Kolay. ık, sürat ilâhlarına taptık, tapıyo-! ruz; fakat bunların “kahharlık,, ile| mutlasıf olmalarını bir türlü kabul edemiyoruz. İnsanı, görünüşe göre hükmede.| rek, menfaatine bağlı sananlar ne” kadar aldanıyorlar. O, idealist biz hayınadır ve böyle olduğunu, ber b bat etmiştir. Ancak, bazı) zamanlarda, bu dindarlığın bir men! fantperestlik perde: mek ister. Meseli bu | sal. ğildir. Vakık her yaptığımız iş te, modaya uyarak, bize kâr kın, Bu anlak bizi rahatımızdan ediyor ve zarara sokuyor; en kök. a : lenmiş 1, zevkderimi altüst ediyor, değiştiriyor. Gramo- fon birçok kimselerin başına bir pink masrafı çıkardı, klasık musiki. den başkasına tahammülü olmıyan. ları vahşi havaları dinlemeğe alıştır. dı. Geç vakte kadar uyumağı seven- ler, üpürge- nun için avuç dolusu para vermeğe razı oldu. Boş vakitlerini, arkasında bırka, ayaklarında terlik, evinde ge- . ho; tomobill girmekten ylananlar © uzak uzak yerlere gidiyor ve benzin, masrafını hiçe sayıyor. Kâr ve hat. Ers ziynet olan şeyi tal ihtiyaç addeden, rahatını mütemadi harekette arıyan, üstelik kâğıt pa- raya emniyet eden bugünkü insanin kârdan, rahatlan bahsetmesi, eski zamanların debdebesi, caki mol yanın rahatsızlığı ile alay etmesi ka dar tuhaf şey olmaz Makinaya ber işini gördürüp mümkün olduğu kadar az adam kul. lanmağı istiyen kemiyet medeniyeti | Malthus'u da taşladı ve tevellüdatın çoğalmamasına razı olmadı. bunda, bir taraftan haklı var. kü makinanın günden güne artan mabsulünü istihlâk için dünya » fusunun da fazlalaşması Çok insan, çok'makina, çok istih. Her şeyde kemiyetin zaferi, Zaten * Milyonlarca insanı ateşle veya açlık: İ tahdidi te: Pivover-Le mi > | Mülâkatı Hoover de Borah'nın | fikrine iştirak ediyor VAŞİNGTON, 25 (AA) — (Havas) Hoover > Laval mülâkatla rının neticeleri halkında neşredile;| cek müşterek tebliğde siyasi mesele lerden ziyade iktısndi işlerden balı.) sedilmesi muhtemeldir. Avrupanm emniyet ve selimetini daha iyi bir) bale koyabilecek çare ve tedbirlere! dair bir imada bulunulmayacak gibi) görünmektedir. e Teslihatın tahdidi ve 1952 de Cenevrede toplanacak| hat konferans mu vaffakıyeti lehinde bir hitapta bulu- mulacaktır. Tamirat meselesine ge lince Hoover ımoratoryomunun müd deti biter bitmez muayyen taksitle- rin tediyesine tekrar başlamak lüzu munu kaydeyleyecektir. Bu itibari 1932 Temmuzundan evvel Avrupa devletleri arasında Young plânı esa- sı üzerine yeni bir tesviye sureti ak tedilmesi icap edecektir. Bunun ne olarak hükümetlerin biri bi ne alan borçlarını azaltmak hususun da bir itilâf yapılması lâzım gelecek tr. M. Borah'nın fikrine M. Hoover de iştirak ediyor NEVYORK 25 (A.A.) — Balti- more Sun gazetesinin doğru malü- ai tanınmış Vaşington mu erdiği bir habere göre ME Bana Versay muahedesi, emniyet ve tahdidi teslihat mesele leri hakkındaki noktai nazarına M.| Hoover'in de büyük bir mikyasta iştirak ettiği zannını uyandıracak ciddi sebepler mevcuttur. İki gün evvel M. Hooverle M. Borah öğle ye meğini birlikte yemişler ve M. La- val ile yapılacak mülcâlemelerde tet kik ve müzakere olunacak mevzular hakkında iki saat görüşmüşlerdir. Mülâkatların neticeleri VAŞINGTON, 25 (AA.) — Ha vas Ajansının hususi muhabiri Va- şington mükülemelerinden beklene- bilecek neticelerin M. Hoover'in A- merikayı Avrupa işlerine alâkadar et mesine imkân hâsıl edecek derecede inkişaf etmemiş olan Amerikan siya | setini iyiden iyiye bilen bazı mütte. fiklerin tahinin ettiği gibi çıktığını yazmıştır. M. Laval M. Hoover ile yaptığı gayet samimi mi osnasında emniyet ve selâmet mese lesi dolayısile bir takım hayali temi mat istemekte ısrardan sakınmış, bu na mukabil Fransanın Young plânı dairesinde tamirat tediyatına olan hakkının mahfuz kalmasını temin et miştir. Vaşigton mülâkatı yalnız bu neticeyi vermekle kalacak olsa bile faidesiz bir temas addedilemez. Çün kü bu görüşme Fransa ve Amerika. nın siyasetlerinden mes'ul iki dev- let adamının. biribirini tanımasına ve ileride iki memleket eficârı umu. miyesi arasında çıkabilecek anlaşa-! mamazlk sebeplerinin önüne geçme ğe imkân hâsıl etmiştir, ——ee:e — — Şüpheli motör IZMIR 26 — Çeşme ile Kula a- rasında İlder körfezine girmekte ©- | lan bir motör jandarmalarımız tara fından şüpbeli © görülerek, durması işaret edilmiş ve durmadığı için a- tep açılmıştır. Bu sırada motörde bir infilâk olmuş ve iki kişi kendilerini denize atmıştır. Yüze yüze sahile çıkan bu adamlar Sisamlı oldukları. nı ve motörün Yunan motörü oldu- ğunu söylemişlerdir. Nihayet mak- satlar. anlaşılmayan bu adamlar Çeşme mahkemesine verilmişlerdir. ! tan öldüren hâdiseler hep bu kemi yet esasının meticeleridir. Bu ve kemiyet medeni-! yetinin her yeni zaferi, birçok kim-| #elerin felâketine sebep oluyor. Sesli ' sinemanın yaptığını düşünün: Be yaz perdedeki hayalin çıkardığı ilk, 463, sinema saloni gıcılara: “ Çk sürün!,, emri oldu Bu yüzden ekmeksiz kalan binlerce kişi, makinanın terakkisi neticesi olarek sürünen kütlenin, ehemmi. yet verilmiyecek kadar küçük bir kısmıdır. cedir. Makinanın zuhurunda, o za- manın tezgâhlarında çalışan işçiler, yerlerini kaybatmnktan herkimonla dış fakat sanayiin inkişafı onların yanıldığını, çünkü her gün yeni ça. İışma sahaları bulunduğunu göster. i. Fakat onlar haklı idi; çünkü yeni sahaların arkası gelmeğe mah. kümdu. Kemiyet medeniyeti iflâs ediyor. Vakıa daha bir müddet onu yaşat” mak için çare bulacaklar. Meselâ M. Ford'un teklif ettiği gibi işçinin ça lışma saatleri azaltılacak ve bu saye- de işsizliğin önüne g: bünler ancak birer “ palliatif, tir; hastayı iyileştiremez. Çünkü yarın, icat olunacak bir makina yine bir) şak içinin gıkardımasma sebep ola- caktır. Bugünkü Fransız romancı ve mü mekkilerinin; zamanımız meselele- rini en ziyade dikkatle takip &dem- lerinden biri olan Jean-Richard Blo- eh'un, 15/10/1931 tarihli “Europe, ' nccmuasndaki — yazısını okurken bunları düşündüm, Jean - Richard Bloch bir makina mühendisinin, kâ töbe ihtiyaç olmadan, ber söylediği." -| hali kalmamaktadırlan | kül bir mevkide bulunuyorlar. Bu | münasebetlerin temini meksadile gay Mançuride Vaziyet Japonlar icabında dünyaya meydan okuyacaklar LONDRA*25 (A.A.) — Tokio'- dan Reutere' bildirildiğine göre, bü- tün memleket, Japon mukabil teklif. lerinin Cemiyeti Akvam meclisi ta-| rafından kabul edilmemiş olması dan dolâyı inkisarı hayale uğramış- br. Çin - Japon ihtilâfı, Japonya i- çin Bir hayat veya memat meselesi teşkil etmektedir. B mahafilde ( tamaı kökleşi miştir. | Mezkür mahafil, Bant bütün dünya- yanın hattı hareketinin tadil edile. meyecaği ehemmiyetle kaydedilmek- tedir, Salâhiyettar mahafil, Cemiye- ti Akvam medlisi tarafından kabul e dilmiş olan kararın Çinin sureti za- hirede cihanın manevi kazandığını göstermekte olduğunu kabul ve tes- imi etmekle beraber meclisin miha yet Japon metalibinin doğruluğunu kabul edeceğine itimat beslemekten Aynı mahaz fil, M. Yoskizaxa'nın Cenevrede Jar pon hükümetinin ileri sürdüğü beş nokta hakkında izahat vermesi zaman bu esaslı prensiplerin mâna ve mahiyetini açıkça izah ede- memiş olması dolayısile oldukça müş izahatın verilmeyişinin Japon dava- sını ızrar edeceği ve alponyanm ha- kiki maksatları hakkımda şüpheler uyandıracağını söylemektedir. Japonlar beyannrme neşrettiler TOKİO 25 (A.A.) — Rebgo a- jansı Japon hükümetinin yeni bir be yanname hazırlamakta olduğunu ve yar sabah neşredileceğini bildir. mektdir. Japon muhtırası, Japon hü kümetinin iki memleket arasında nor imal münssebetlerin temini hususun- daki lüzumu takdir eylediğini söyle | yecek ve vakit kaybetmeksizin bu hiç bir şey ihtiva eyleme noktayı teklif ri kanuni yen âtideki esaslı beş ettirecektir. Şöyle ki: i — Masuniyetlerinin ihlâl edil. meyeceğine dair her iki memleket tarafından mütekabil teminat itası. 2 — Çin hükümeti tarafından Ja- 3 — Çin hükümeti tarafından ) pon hükümetinin Mançurideki ik iraat hakların tanın ömeti | tarafından hüküm. tinin arazisine ait tama. ü hürmet edilmesi ümeti o tarafından Mayer DE Gerçi mmol hürmet edilmösi. Japon mallarına öoykotej PEKİN, 25 (A,A:) — 21.000 Çin Ti talebe bütün mağazaları teftiş ede rek Japon haciz altına mışlardır. Hiçbir bidise çıkmamıştır. Bombalar , 25 (AA.) — Harbin den gelen bir Japon tayyaresi Chan- | gbun şehrinin şimalinde m le hienpo'ya beş: bomba atmıştır. Jl pon tayyarelerinin Heiluag Kinng NANKIN, İ m merkezi olân o Tsitsihar “şehrine sık sık akın yapmakta oldukları bil dirilmişti Berlin Sefirimiz Almanyodan geldi ve dün | Axkaraya gitti Berlin sefirimiz Kemaleddin | Sami Paşa şehrimize gelmiş ve dün Ankaraya gitmiştir. nizi derhal kâğıta yazıverecek bi | makina icat eti yor, Bu müthiş al raf kazları işlerinden ett kten başka) yazı makinasi larının da ilâ.) sina sebep aliyor. Daktilografla hipleri de onlarla birleşiyor, müthiş arbedeler kopuyor. Yeni Makinayı! inşa eden fabrikayı basılıyor; birkaç yorlar? Bm icat vıunan e ları mahvediyor; mağa mecbur oluyor, halbuki çoğu daha tesis masraflarını bile çıkarma. muşlar; kendileri, Si leri A memleketlerde yüz bin düşacek;" onları müdafaa eden “bir kanun bile yok. “Muhterem Jüri Heyeti, burasrnı i dinliyor, zira şimdi meselenin ö- züne temas ediyor! Hiç şüphesiz ki ben onların hareketini, haklarınıbiz. zat istirdada kalkmaları mazur göstermek istemiyorum; fakat cemi yeti insan dehasına, bu dehanın keş. fiyatına ve bu keşfiyatı tatbik saha sına koyan fikiri teşebbüse karşı mü irkanan balaman mürakabe etmek üzere Cenevre'de beynelmilel bir komisyon toplamağa karar verdiler. Bundan böyle, hiç bir ihtira, o komisyonca tetkik edil. meden ortaya atılmıyacak, Bundan böyle, tekmil bir keşfi, beynelmilel resmi müsaadeyi istihsal etmeksizin meydana çıkarmak, cürüm telâkki | haiz değildir. İ civarında Novotelzi k Hariciye vekili- nin ziyafeti Tevfik Rüştü Beyin Balkanlılara hitabesi ANKARA, 76 (A.A) — Harici ye vekili Tevfik Rüştü Bey Balkan konferansı azaları şerefine bir öğle ziyafeti vermiştir. Ziyafetin sonle-| rında Tevfik Rüştü Bey ayağa kal- karak şu mutlu irat etmiş “Hanımlar, Efendiler; Ekserisi memleketleri bir nkir hareketini şahsan sevk ve idare etmek imtiyazına malik balı nan birçok mümtaz zevatın müi mi bulunduğu samiin huzurunda he yecanla söz alıyorum. Tamamen ta- hakkuk ettirmeği hepinizin der'uhte ettiğiniz bir eserin ihzarına burada | devama çağırılmış bulunuyorsunuz. Vakıa, mesainiz resmi bir mahiyeti Fakat, teşriki mesai- niz ne daha az münkeşif, ne de da- ha az müessirdir. Cesur Balkan letlerinden her birine hâs olan ev: İ saf derpiş edildiği ve bunların bey-' nelmilel camin içinde işgal etmeğe hakları olduğu mevkii elde etmek i- çin terakki ve medeniyet yolunda ayrı ayrı sarfettikleri harikülâde fa- aliyet düşünüldüğü vakit yekdiğeri le rekabet edecekleri yerde mesaileri ni tevhide muvaffak oldukları tak- dirde Avrupanın cenubi şarkisinde neler tahakkuk ettirmeğe kadir ola- bilecekleri kolaylıkla tasavvur edile. bilir, Balkan milletlerinin tarihleri- nin seyri e muvaffak olamamıştır. Bilâkis, milletlerin hayret verici hayatiyet ve muazzam kabiliyetleri buhran, fe dakârlık ve ıztırap alanlarında tecel li etmiş Hanımlar Efendiler; Deruhte ettiğiniz ulvi vazife hiç bir şeyin ayırmaması ve bilâkis mü- masil evsaf örf ve adetlerinin yakın laştırması Bize gelen bu halkı cenu bi Avrupa memliketlerinin tatbik etmekte (olduklarını gördüğümü muslihane, müsmir hir teşriki mesai hayatına hazırlamaktır. Binaenaleyh bu mssaiyi yalnız bir Balkanlı ve bir Avrupalı sıfatile değil, aynı za- manda' Lik insan sıfatile i alkışla mak lâzimder. Bunun kında tahil temenni ettiğim bu istikbalin ihzarı- na kânastle olduğu kadar ikdamla da çalışmanızı burada hürmetle se- lâmlamak benim için zevkli bi tedir. adehimi şerefinize kaldırıyorum. Mesainizin rvaffakıyetine içiyo. am, Tevfik Rüştü Beyin nutkunu mü teakıp bütün heyeti murahhasalar namina Yunan başmurahhax M. Pa) en uzun bir mutuk Azı'ı bir katil SOFYA 25 (Milliyet) — Solya nde bira dam bir den aynı köyden birini öldürdükten sonra, e- vine kapanarak, © kendisini tevkife gelen jandarmalarla 24 sani muhare İ be etimiştir. En mibayet tevkif edi. k disini linçetmek isteye halk « elinden güç kurtarılmıştır. olunan bir suçtur... Daha dün herke ine ve şahsi teşebbüsün eline bırakılmış olan leği © (la profestion şimdi, kâr yanında mes'uliyetleri de bulunan bir memurluk, bir mansıp, bir nevi rahipl'k (office) halini al - i bu cesurane © tedbirler me avdet edildiğinden, “Maitrise,, ler ile “Jurande,, lar ihya olundu ğundan bahsedenler — bulundu. Bu tedbirlerin, Devlet | sosyali rinin hayali kavrayıveren bir ( biri kullanarak, o “Yeni bir Orta - Za- man,, diyenler oldu. “Ne yapalım! Iki şerden en ha- fifini tercih etmek lâzımdi. “Yüz elli sene evvel bir terakki yazısında, devletçilik tarafına mey- İediyor. Sağ cenah taraftarları bel- ki başka hal çareleri gösteriyor; fakat müşahedelerde fark olamaz: Günden güne daha az kine medeniyeti, insanların saade- i temin etmek şöyle dursun, bil- onları mahvediyor. J — R. Biloeb'un tasavvur ettiği tedbirlerin neticesi ne Ginbile? Ba- ihaz etse, deha ve fikri icat biç de sönmiyecektir; ancak şimdi çalıştığı sahanın dört duvarla kapa- tıldığını görüp o kendilerine başka | dahilinde | Gazi Hz.nin Balkan devletleri reislerine telgrafları ANKARA, 26 A.A. — Reisi Cumhur Hazretleri bugünkü içtima münasebetile Heyeti murahhasalarım gerek ayrı ayrı ve gerek müctemian şahsına ve Türk Milletine karşı izhi rr ettikleri hissiyattan pek ziyade mütehassıs olarak konferansa iştirak et- miş olan bilümum milletlerin devlet reislerine ayrı ayrı her Bal- kan milleti ve onun muhterem devlet reisi için saadet temenni et | tiklerine dair telgraflar keşide buyurmuşlardır. Hükümetimizin Arnavut krallığını ( tanıması murahhasları sevindirdi ANKARA, 26 (Telefonle) > Cumhuriyet hükümetimizin 101 lanıması konfcranstaki Arnavut murahhasla rı arasında derin bir memnuniyet tevlit etmiştir. Ticaret ve Sanayi odaları kongresi dün Ankarada açılmıştır ANKARA, 26 (Telefonla) — Ticaret ve Sanayi odaları kon gresi bu sabah iktısat vekili Mustafa Şeref B. in bir nutku ile a- çılmıştır. Mütcakiben encümenler intihap edilmiştir Üçüncü Balkan konferansının Bükreşte toplanması kuvvetlidir ANKARA, 26 (Telefonla) — Üçüncü Balkan konferansınır nerede toplanacağı henüz malüm değildir. Maamafih konferan. sın Bükreş'te toplanması ihtimali kuvvetlidir. Bulgaristanda yeni Evkaf müdürü SOFYA, 25 (Milliyet) — Bulgar hükümeti, Türk cemaati- nım başlıca varidat membamı teşkil eden Evkaf müdürlüğüne Türk mütecedditlerinin vamzedi olan Rasim Beyi tayin etmiştir Bulgar müftüsü vazifeden alınıyor SOFYA, 25 (Milliyet) — Hükümet Şumnuda çıkan “İnti bah” ismindeki irtica gazetesinin mürevviclerinden başmüftü Hü seyin Hüsnü efendiyi tekaüde sevketmeğe karar vermiştir. İngilterede intihabat mücadelesi LONDRA, 25 (A.A.) — İntiha- bat tarihiyaklaştıkça kaşalarının — tonu yükselmektedir. Dün söylemniş olan nutuklarla, eş redilen beyannamelerin bilhassa ma- kit meselelerine müteallik bulundu- ğu dikkate şayandır. İhtimal bu te- mayül Fransa ile Acmarikanın ban- ka muamelelerinde daha vâsi mik- yaşta teşriki masai etmek için esas itiharile itiif etmiş olduklarına dair Vaşingtonda gelen haberlere bizöne değildir. M. Baldwin, Giaisgnow'da söylemiş olduğu bir nutuktar “Ame- le fırkası programını benimserseniz “Lira,mız “Pens” e tahavvül edecek tir. Ya elleri serbest olanları veya- but kızıl ellileri intihap etmek icap eder.,, demiştir, M. Snowden, mat- busta göndermiş olduğu bir mektup a Amele fırkasının üi sahalar arıyacaktır. Fikir, madde ve realite yollarında, Papin'denberi hayli güzel şeyler yarattı; şimdi "e ruh ve hakikat tarafına dönebi- “Bir zamanlar terakki ve halâs karlanan e, Artik bir e aksi de doğrudur: Bim beli be- lâ olan, artık terakki ve halâs adde dilebilir, Zaten her tarafta böyle madde- den ruha dönmenin — tezahürlerini görüyoruz. Alman gençleri, millet. lerine has olan heyecanla, medeni- ültür arasında azim farklar sn Pöguy'nin “message, dan sola da sirayet etmeğe başladı. İngiltere'de “Neo - metafizik,, çiler ber gün artıyormuş. Madde mede- niyetinin en büyük mabedi olan A- merika'da bile, ruh ilâhları eskisin- den fazla hürmet görmeğe başladı. Makine ve kemiyet medeniyeti. nin iflâsını, daha doğrusu bir müd. det için tekrar uyuyacağını bunlar haber veriyor. Buşku emareler de var: Daha ek- şeyler bugün realite oluverdi; hem de o derece sür'atle oldu ki bugün, malirieden, elektrikten bahseder | ken hiç bir geye imkânsız ruz ve hiç bir yeni icat hayret etmiyoruz. Sesli sessizinden çok daha tel dık. O halde icat, bir yenilik olmak sıfatını kaybetti, “surprise, zevkini veremiyor. Halbuki insanı, ihtira: götüren sadece bir müşkülü hallet mek ihtiyacı o değildir. Çünkü en | müşkül şeylere dahi zamanla "adep! tâ, oluruz; asıl saik çok daha fikeri- dir; tabii kuvvetlere hâkim olmak, | muhal gözükeni mümkün kılmak he. le edeceğini teyit etmektedir. Sir Hilton Young, Lincolnshire'de kâin Alford'da bir matuk irat ederek İn- giliz lirasmın memleket dahilinde değil ecnebi memleketlerde kıymet. ten düşmüş olduğunu söylemiştir. Muhalifler tarafında, leri ekseriyet reyinin 100 kadar ola- cağı maa edilmekte, sağ cenah i- Mülkü birliğin fekiyetine gitgide daha ziyade ibti- mal verilmektedir. o Fakat kabine gümrük meselesi hakkında bir nok- tayı iltizam etmeğe karar verdiği zaman şimdiki hükümet taraftarları nın saflarında esaslı fikir ihtilâfları zuhur edeceği derpiş olunmaktadır. ikna ederek kendine en müthiş dar. beyi vurmuş oldu. inkılâbena kalacaktır! ».. Bunları düşünürken, iç hakikat leri realiteye, ruh maddeye galebe ediyor diye sevinmiyorum. Zaten bunların arasında esaslı farklar bu- eğilim; de insan oğlunun yüksekliğini söy ler, her ikisi de onun izini taşır, Bı nim iman ettiğim şey de, kendi sü retinde ilâhlar yaratmış hay van olen insanın büyüklüğüdür. e gnkinlrin, korkaklarn fazilet © itidali etmediğindendir. Karaman are her devrin 'de göstermiştir; daima ateşle, ölüm le oynamıştır. Sandetini, tecessüsü De daima feda etmiştir. Yarattığı ilâhlara kendini teslim ediyorsa bu onlarda kendini, köndi kuvvetinin içindir. Bıkıncı Beşeriyet yine ilâh değiştirmek üzeredir. Çoktandır taptığı makin artık fazla mükemmelleşti. Üzerin de üzene bezene çalışacağı genç bif Bu ilâhm ne olacağını tahmin © demem; fakat ona şimdiden - secde ediyorum. Nurullah ATA