25 Eylül 1931 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 3

25 Eylül 1931 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Asrın umdesi “Milliyet” tir. 25 EYLÜL 1931 IDAREHANE. — Ankara cndde- i No: 100 Telgraf adresi: Milliyet, İstanbul, Telefon numaraları: 24311 — 24312 — 24313 İli ABONE ÜCRETLERİ G Türkiye için Hariç için » aylığı © 400 kuruş 809 kuruş 4, 760 , 1400 » Ri 1400 ,, 2700 » Gelen evrak geri verilmez Müddeti geçen nushalar 10 kuruş tur. Gazete ve matbanya sit işler için müdiriyete müraenat edilir. Gazetemiz ilânların mes'uliyetini kabul etmez. - Bugünkü Hava Dün azami hararet 18, asgari 12 derece idi. Bu- ün ruzgâr mütahavvil va bulutlu. ! ği | “Şu satırları yazarken müziç (© İhir karın ağrısı kuyruğuna ba- © al giş solcan gibi beni kıvran- © ine teslin Artık bu vaziyette bir © nüjitiref et, tuhaf yazı çıkabilir ân bir kediğinün. Yalnız bu ka- © istediler. Onuf “Karnaksi!,, şek vurdum” Demekâini? olan (karın ağrısı; van... İNSANI İZ'AÇ €- © denlere karşı en iyi bir tersle- | me tabiri olduğunu öğretti... İ Gelelim sadede: Bilmem sizin haberiniz var mı? Benim yoktu, yeni öğren- dim. Fırınlar teftiş edilecek- miş.. Bana vız gelir. Fırmda mercimeğimiz yok ki; yakala. © nır diye korkalım... Hamur da © değilim.. Hem adam akıllı piş- © 0 kânim. Okkamız da eksik değil * ki; cezadide olalım.. Kalıyor fi "at meselesi.. Daima narhtan a- ğı satılmakta olduğumuz için , az daha ileriye atıp kış rinde yapmak daha iyi değil mi?.. Şöyle sıcacık!.. Nereden çıktınız? Kısacık boylu bir zat bir ye- ” *e iş aramak için müracaat edi yor. Müracaat ettiği yerden şu vuali-soruyorlar?. — Ne iş yaparsınız? — Mühendisim., — Hangi mektepten mezun ., — Yüksek Mühendis mekte- >inden, r i Bu zatın boyu 1,58 olduğu suali soran da (Mühendis 3endis Beyin kendine izafe et- diğini zannetmiş olmalı ki; şu abı veriy: — Bu boyla 'mı?.. azlı Beyin beyanatı © Gazetelerde bir haber intişar Hsi, Beyin sıkleti 99 kilo , 100 kiloluklar hkik ettik.. Böyle bir şey BAŞI DÖ Süheylâ Hanım, bir kahka- kopardı: — Nedir allah aşkına bu cid — Fransmcsdan — cek. Muayene etmek bahanesile ce- bindeki evrakı alacak ve kimse o Saat dokuzu vurdu. Otel derin bir sükün içinde uyu yor. Avlu loş, merdivenlerde kimse lar yok. Üst katta uzun bir koridor ve bu koridora açılan üstleri numaralı bir çok kapılar var. 7 numarada Abojörlü küçük bir lâmba, odaya belirsiz bir ışık dağı tıyor. Müphem hayaletrele benzi yen eşya içinde bir karyola ve kar- yolada bir kadın yatıyor. a Birden merdivenlerden bir ayak sesi duyuldu. Birisi üst kata çıktı, koridora daldı ve 8 numaralı odanın kapısına vurdu. Kadının yattığı oda del elma pe vur. yacak. Genç kadın titredi; Çünkü idama mahirüm edilen © adamın ismini de öğrenmişti, Demir bir el kalbini bur kuyor gibiydi. Ostünde gecelik, çıplak © ayakla. rile, sessiz, divara doğru yürüdü ve daha iyi işitebilmek © için kulağını dayadı. Fakat artık öteki odada pek yavaş konuşuyorlardı, Genç kadın, söylenen sözler arasında ancak tek tük birkaç kelime anlıyabiliyordu. Hiç şüphe yok! Bir cinayet tu- zağı kuruluyor. Taammüden cina- yet! Hem de kim Kapı açıldı ve meçhul adam içe. | komşusu mösyö Dubois! Evet! her riye girdi. sabah, tesadüf ettikçe mütebessima- Genç kadın yatakta hâlâ müste- | De kendisini selâmlıyan, hali tavrı rih, uyuyor. ile çok sempatik ve mazik bir insan hissi bırakan bu genç adamın, 'böy- le gözü kanlı bir haydut, bir katil sesler geliyordu. İki kişi komuşu- | olabileceğine kim ihtimal © verebi- yorlar. Bu muhavere gittikçe can. | lir bandı. Itilen bir sandalye (sesi! Bir iki Uyuyan genç kadın birden bire | adım! Komşu odanın kapısı yavaşça uyandı ve doğruldu. açıldı. Genç, kadın, şimdi bütün | Yüksek sesle konuşulan birkaç | canını kulağına vermiş, £ dinliyor- kelime onu uyandırmağa kâfi gel. | du. — Allaha ısmarladık, demek ko- nuştuğumuz gibi, — Evet, böyle daha iyi — O halde pazartesiye! | İİ — Evet, pazartesiyel Koridora çıkan ayak sesi, merdi- venlerde kayboldu ve bina tekrar os | ki sükütuna daldı. o Herkes uyur yor. Yalnız genç kadın, soğuga, yor- mişti, Henüz uykusu dağılmıyan göze Jerini uğuşturduğu zaman, işittiği yeni birkaç. cümle, kadını hayret» ten puta çevirdi. Öylece donup kal mıştı ve dinliyordu. Öteki odadaki muhavere devam | ediyor Artık onu ortadan kaldırmak lâzım geliyordu. Böyle hotbehot birisi hakkında idam hükmü veren bu insanlardan öteki sordu: — Bıçakla mı öldüreceksin — Hayır! Bir kaza olmuş gibi göstereceğim. Çünkü polise ipucu vermemek icap ediyor. ten söylendiği için genç kadın bunu işitemedi. Kadının hayreti haşyete inkılâp etti. Battaniyeyi fırlattı ve rını öğrendiğini hissederse. Beş dakika sonra komşulun öz; yattığını anladı, Amenk ondan son- ra yatağına girdi. — Fakat uyumak ne mümkün? Kafası daima işittiği | cümlelerle meşbu, sağn dönüyor, na | file, sola dönüyor aafile | Kendisini bir caniden incecik bir dıvarın ayırdığı bir odada uyumak yataktan fırladı. mümkün müdür? Öteki odada muhavere devam e diyordu: mâni olmalı? o Kalkıp ta komşusu naz — Ben sırrımızı — Evrakı ne yapacaksın? — Şöyle düşündüm. Oradan gü ya tesadüfen sahte bir doktor geçe ——— yok!, Fazlı Bey bu işi tashih i- çin bize şu sözleri söyledi: — Yanlış efendim! Ben bir defa 99 kilo değilim.. Vakıa şu günlerde bir az perhiz etti- ğim için belki okkadan düşmü- şümdür. Lâkin sırası gelince ben ağır basmasını bilirim.. Akvam cemiyeti Şaşıyorum.. Gazeteler bir Ja pon - Çin harbi ihtimalinden bahsederlerken Cemiyeti Ak- vamın bu işe neden karışmadı- ğını yazıyorlar. Yahu siz ger- çekten Cemiyeti Akvamın har- be müni olacağına inanmışmıy dınız!, Şaşarım aklınıza. Eğer öyle bir kudrette olduğunu his setseydi... Senenin 13 aya tak- İ simi, umumhanelerin beynelmi lel tetkikatı gibi gülünç şeyle- re bakar mıydı?.. FELEK öğrendim, Six meli? ti çılgınca buldu. Charles Borri: öldürmek © istiyenler, bu cinayete mâni olmak istiyeni de pek âlâ orta .Charler Boris! Charles Borris! Bu isim mütemadiyen zihninde can lanıyor. Ortadan kıldırılmak iste nen bu adam kümdir? Bu adamın ölümünde ne fayda var? Sabah saat iki oldu; Genç kadın artık uyuyamıyacağını anlayınca, ya taktan kalktı. Lâmbayi yaktı, Ve bu ışıktan kuvvet alarak, tekrar ya tağa girdi ve yorgunluk galip gelin. ce uyudu. Ertesi sabah * ber verecekti, Kapıcı, genç kadını periğân bir halde görünce şaşırdı; — Ne o kızım, hasta mısın? Sap yorum. Reşit Bey tabii mi tesna sizde, görüyorum ki, pek böyle salonların alışkınların. be değilsiniz. Fakat öteki- — Şeyda Kâmil Beyin an- lamadığına şüphe yok. Lâkin Mukbil Nedim Bey, gördünüz ya, çok takdir etti ” — Bana öyle geliyor ki o- munkisi de anlıyarak © değil; şöyle bir üzenme . — Neden öyle zannettiniz? — Bilmem, Bana öyle gel- di. Bu Beyefendiyi | ilk defa görüyorum. Fakat aldanıyor- sam fikrimize yüreğile, kafasi- le değil, yalnız kendi hayatın- se hoşnutsuzluğile ortak ol. se , Jörakim Necmi kalktılar. Ahmet Nebil tered- dütle Nemika Sırrı Hanımın yanma yaklaştı: — Dans eder misiniz, Ha- nımefendi. — Hay hay, Beyefendi. Dans ederken Ahmet Nebil duyduğu takdiri saklıyamadı: — Ne güzel, ne yeni fikir. leriniz var, Nemika Hanım. Demin söylediğiniz sözleri çok takdirle dinledim. — Keşke söylemeseydim, . a Nebil Bey. Korkarım ki fikir- — Belki. Fakat Hanımlar lerim bu salona ve bu salonda | sözlerinize çok kiymet verdi- yaşamaya alışmış olanlara çok | ler . yabancı, hattâ çok delişmen gelmiştir. — Zannetmem. Görüyor- — Muhteşem Nihat Hanım efendinin fikirlerini anlıyama- nen dım, Mübahaseye girişmiye- sunuz ya, hepsi sizi nasıl din. | cek kadar kendisini yüksek lediler! tutuyor galiba. O yeni gelen Dinlediler. “Evet. Fakat Hanım bir şey anlamadı. Mü- kuruyor? oda | edileceğine kat Fakat bu müthiş cinayete nasl | ya kadar beklemesi hiç te doğ- bu cinayeti ika edemezsiniz, mi de. | göre KÖP! Biraz düşündü. Bu tarzı hareke | ca ederiz.,, de odasından | çıktı, Hattı hareketini tayin etmiş - | ti. Evvelâ kapıcıya, sonra polise ka | sefaine teşekkürleri. Geçen günkü nüshalarımız- dan birinde, sabah akşam sefer | lerindeki izdiham dolayısile Kadıköy ve Haydarpaşa vapur larının ayrı ayrı tahriki zum: | nında karilerimizden aldığımız dikkatini celbetmiş. idik. Hal- | kın esbabı istirahatini daima temine gayret eden Seyrisefaim | umum müdürlüğü keyfiyeti 18- yık olduğu ehemmiyetle naza- rı itibarile alarak sabah ve ak- seferlerinden şimdilik iki- sini ayırmıştır, İdarenin bu ha- reketi Kadıköylü karilerimiz- den bir çoğunu minnettar br- rakmıştır. Aldığımız teşekkür mektuplarından birinde ikinci bir ricada daha bulunuluyor ki muhik olan bu talebeni de is'af etle eminiz. Kariimiz diyor “Seyrisefain idavesi iki gür- dür sabahları Kadıköyünden 8,05 ve akşamları köprüden 6,40 hareket eden vapurları Haydarpaşaya uğratmıyor. Bu suretle bir deröcey kadar kela- balıktan kurtulduk. Ancak 6,40 tan sonraki 7,10, hattâ 7,55 postaları di mühtacı ıslahtır. Bü vapurlardaki izdihamın de- ; recesi tasvir edilemez. Memur, | tüccar ve esnafin avdet zaman- ları ehemmiyetle nazarı itiba- ra alınarak hem seferler sıklaş- : tırılmalı, hem de vapurlar ay- | rilmalıdır. Geçen seneki tarife- de bu postalara, ayrı #yrı ve- pur tahrik edilirdi. Sabahtan akşama kadar çalışarak kalmış bir adamın tam isti hat edeceği bir zaman. çeyrekte varacağı Kadıköyüne bem ayak üzeri olarak tamam temenniyatımızı da kabul eder | » HAMMMMENNN se çök memnun olacağız. İkin- ci bir ricamız da 10,15 den son ra saat bire kadar Kadıköyle İstanbul muva, ın inkıtaa uğramasına “bir çare bulmak. Filhakika İstanbulda bir işi o- lup ta geç kalan. bir yolcunun gece yarısmdan bir saat sonra- ru değildir. Kâdıköyünden ge- ce 11,5 te birivapur ölduğuna rüden aynı zamanda bir vapur kaldırılmasını çok ri- sarı olmuşsun. Yoksa gece rahat e- demedin mi? , — Hayır, 6 değil: Genç kadın cevap verecekti. Tam o sırada postacı geldi ve mösyö Du bois namına bir pakt © gazete ve | mektup berektız | — Madam, dram ve piyes mu- harrirlerinden mösyö Dubois bura- 'da mı oturuyor?” I Kapıcı, genç kadına döndü? Sizin oda korişunuz için gelen mektuplar! dedi. Postacı gidince de ilâve ettir — Çok terbiyeli ve r cuk sizin oda komşunuz. “Charles Borris'in katili, i bir piyesi oysanayacak. ilet vadetti. dünüz ya! — Evet, Fakat Semiha Naz mi Hanım ? — İçlerinde en münakaşa edilebiliri o. Fakat onun da| esaslı bir fikri yok galiba,. || | — Demek kimseyi beğen- mediniz burada, Nemika Ha- nım ? Plâk bitmişti. Çiftler ayri- lırken Nemika Hanım içini çek tü ” — Bilmem herkesi kolayca beğenmek ( daha mı iyi olur- du? İkinci dansa © başlanırken Reşit Bey müsaade istedi. Ne- mika Sırrı Hanım, herkesin eli kaytsızca sıktı. Ahmet Ne- genç kızın kendi elini sr- ken, bir fikir arkadaşı gi- a canlı ve hararetli dav bi, randığını farketti. Bu defa Muhteşem Nihat Hanım, gramofona bir plâğı koymuştu: Hatırladınız mı bu Val. Vals | © — Evet, Hanımefendi. Em | Bu akşam yemeğe büradesin « Yarından itibaren büyük kıtada ve yeni bir şekilde çıkıyor. : Üç güzel tefrikasını takip ediniz. Sinemanın muktedir gan'atkârı i GEORGES, BANCROF . Dün akşam ASRİ S , iz #fakiyet ; filminde büyük muvatlakt “imi mutlaka Hissi ve feci ve gayet kuvvetli . olan bu filmi herkes görmelidir. ar İlâveten: Mühim ve zengin VARYETE numerolar GLORYA ri Bugün bu akşam ve yarm yalnız matinelerde MARKİZ DÖ POMFARUR... Harikulâde Fransız opereti. Heyeti temsiliyes” mi iş 3 ANDRE BAUGE ve MARCELLE DENYA. İlâveten: OSWALD'ın canlı bir resmi üyük drami Mevsimin ilk bi FEVKALADE ŞEN vodvil n FAK. ARON, | GGUKUM GE emel ayd SÜZY VERNON tarafından i 1 ! MELEK '?'te ELHAMRA'da Saat 1 den itibaren matineler Saat 10,4$ de tenzilâtir matine İlâveten: Sesli ve halihazir dünya havadislerile sesli ve sözlü varyeteler, Her ikisi de Paramount filmlerdir. MARY GLORY ve JEAN MURAT'ın mükemmel ve zevkli filmi KÜCÜK DAKTİLO Sizlere SAADET ve AŞKIN ;sırrinı öğretecektir, Dün aksam Bugün OPERA'da ARTİSTİK Denizde cereyan eden en SİNEMASINDA büyük dram olan İkinci Programı ve WALTER Gaip Fener (Aşk ve Vazife) Tamamen Fransızça sözlü film. | Mümessili: (Rransızların JAN- | NİNGS) i HARA BATR İlâveten: SesK şsözlü ve şarkılı VARYETELER. Bugün saat 10,30 da matine Umumi döhuliye 25 kuruş —RURTULUS. “KURTULUŞ, Biçki ve dikiş dersanesi Maa- rif vekâletinden musaddak müdiresi Mm, PAPAZYAN Haftanın dört günlerinde, günde tla üç ay zarfında öğretir. Ve Maarif müdüriyetinden musaddak diploma lar verir. Dersler Teşrinievvelde Tepeüstü JANSSEN'in temsil ettiği YALNIZ..SEN (NUR DU) operetini görenler VİLLİ WOLF'un bu yeni operet re- vüsünün evvelkinden yeni “iki kalp birleşince” operetinden da ha yüksek olduğunu taicdir et mişlerdir. Hâveten: MİCKEY MOUSE & FAS tar Bugün saat 10,30” da matine Umumi dühuliye 25 kuruş. smmm» Dünükşün amman wAJİK Sinemasının Ş| YENİDEN KÜŞADI | Çok parlak olmuştur. Büyük sanatkâr ALBERT PREJEAN FLORELLE tarafından vw W PABS tara tertip edilen DİLENCİLER OPERA ve sehhar SI tamamen Pr Nü ve şarkılı süperfilminde büyük muvaffakiyet kazanmışlardır. sızça başlıyacaktar, reder misiniz ? — Haydi bakalım. Üçüncü plâk © konulduğu Düzlerken Muhteşem Ni- | zaman, Süheylâ Hanım: hat Hanrmefendi Ahmet Nebi | (o — reyi les SR > le baktı : ye bağırdı - hep 8! z *— Sizinle hiç oynamıyacak | oynamanın hiç tadı Else tım, ama. Ahmet Nebil Bey, su — Neden, Hanımefendi? | tu sizinle oynuyalım. bele — Sus, sus, hâlü öyle “ne-| © Muhteşem Nihat ee den?,, diye sorma. Daha şim- | fendi, biraz öfkeyle N di burada Nemika Hanım mi- | baktı. Sonra, Dele pa dır, nedir, o kap kara, kup ku | Mukbil ee Beyle ru mektep kızile gözüm önün- | yuna karıştı - zili de sevişmeğe kalktın . Süheylâ Hanım Ahmet — Ben mi? bilin e ii Çi N — Yek, ben! Anlaşılan se- Eee aaanaya: geceli” nin zevkin hep kara surath- ven lar. Cuma günü © Neriman | tik” ine He: Gzlüçit Hann, bugün Naki: | (5; (MERE Ma ka Srrrr Hanım. . nimefendiye S laydum. Ge Ne münesebet, Hanım- | ra Meal oldu sinemamıza - Nasıl ne münasebet? Be RM şöle Muk- ni anlamaz mı zannediyorsun? | Ahm erek ett SA — Ayaklarınızı öpeyim, işi | bil im Ber ald: ya ET sende! Sen gel- si Nebil Bey? Hani sizinle ilk seydin ben onu ne yapar, Ya- si imi “ N | meti muhammenenin istişare ooınız; sıze 4 seğetesini verecektir. — Şehzadebaşı Hilâl Tiyatrosu Süreyya Opereti Yunus Bey Operet 3 perde Kapuçelli idaresinde Üsküdar Hâle Sinemasındı Titina Kıralıça Mümessilleri: Lilyan Harvey Villi Eriç. e ZAYİ — 929 senesinde 35 inci ilk mektepten aldığım şehadetnameyi zayi ettim. Hükmü yoktur. Rüchan a Istanbul, Dördüncü İcra Memur. luğundan: Veli Ef.nin Azime Hadanİstilraz ex emiş olduğu Mebsliğe Mukabil ve. fen mefrüğ bulunan macuncuda uzun Yusuf mahallesinin Vani tele; kesi sokağında âtik; cedit 47 Nu maral bir bab hane otuz gün müd. detle ihalei evveliye müzayedesinç vazolunmuştur. Hududu: Metyen Hanın arsası ve Ali Rauf efendinir haneleri ve tari ile mahdudtur.H; neye dört ayak merdivenle giril dikte zemini malta döşeli bir taşlık bir halâ bir oda ve merdiven alt üzerinde bir Küp zemini malta taş- lik bir matbah üst katta Küçük bi: sofa üzerinde iki oda bir hâlâ bü gusulhane ve bunun, üstümdeki kat ta çatı arası olup bir sofa halinde İ ve iki dolabı hâvidir. Önünde zemi »i çinko bir taraça vardır. Deru nunda inedyün sakindir, mesaha tah minen 144 metro murabası terbiim. İ de ölüp krymeti mühammenesi te mam: 1000 Tiradır talip olanlar kıy: 9 dem nisbetinde pey akçesini alara! 926/4955 Dosya numarasi ile saa: 14 ten 17 ye kadar 20-10-981 tari. hinde İstanbul Dördüncü İcra Me: murluğuna müracaat etmeleri ilân olunur. mmm mlm HACI FİDAN ri Beşiktaş'ı FENNİ Beni | M. EMi —— —— Mukbil Nedim Bey, bir dans fasılasından istifade ede, rek karısının o kolundan tut. 7 — Süheylâ, bir parça da Fuat Sami Beylere uğramamız lâzım . Hal Sahi! Hadi gide. fendi misafirlerini alıkoymak ister gibi davrandı: — Aceleniz ne, canım? Siz herkesten sonra geldiniz , Mukbil Nedim, ısrar etti; — Müsaade buyurunuz, Ha, nımefendi. Hatırmızı sormak istedik. Semiha Hanımefendi de dün akşam biraz rahatsızdı lar. Bir kere onların da hatır, larını soralım. - egri Nazmi Hanım da, dakika sonra yerinden kalktı. (Devamı var) &

Bu sayıdan diğer sayfalar: