.enmek nedense tabii yor.Halbuki bir artist için,babu sus Amerikada, yaşın kıymeti var mıdır? Nice karkını aşmış ika: dınlar vardır ki, yirmi yaşında- kileri cebinden çıkarırlar.Bahu sus ki güzelleşmek san'atının alıp yürüdüğü bu asırda... | nun için Mac Murray'in yaşmı kendisine bırakalım. Fakat tekrar sinemaya sv- det ediyor. Hem de nasıl? Bü- tün başmeti ile. Yeni filminde dekorları ve kendi tuvaletleri- ni bizzat ihzer etmiştir. Doğ- duğu gündenberi yerinde dur- mayan ve yorulmak bilmeyen bu kadın için, daha rm annesi şu sözü söylemişti: : ii Bu çk yok mu? Ah, bu çorap düşmanı çocuk? Daha çok erkenden (o şayanı dikkat bir dansöz (kabiliyeti gösteren Mac Murray sinema- ya girmezden evvel, muzik Hel lerin beynelmilel şöhret kazan mış artistlerinden biri olmuş” tu. O Mac Murray şayanı hayret > derecede mukavim bir kadın- dır, Bunu şu suretle izah eder: | — Ben serbest yolu ve mace rayı seven bir kadınım. Bir der dim veya bir kaygum olöa, yol yürüyerek, derdi de, kayguyu » da yeniyorum. Yürümenin o kadar büyük zevki vardır ki.. Sİ Yağmur altında bile yürümek- ten hazzalıyorum. Sonra in- san sevdiği bir meslekte çalı- şırsa, ayrıca enerji sarfetmesi- ne lüzum yok ki.. Çünkü san'- at ve meslek aşkı zaten enerji menbasdır. Yorulmak imkânı da yoktur. Belki ben onun için kendimde hiç bir yorgunluk # duymayorum.Sonra sıhhat.ben ce güzellik desteğidir. Dans g* zelliğin emin bir vasıtası oldu- ğu Kadar, vücudü daima an form tutan idmandır. Ben şah- san vücudümün ve zihnimin is tirahatini dansa medyunum.” Mac Murray Uzun zamandanberi sahne- gördüğümüz Mac Murray rar sinemaya avdet ediyor. bir harp filmi Cehen , Amerikada cidden mühim | © ir para sarfile yeni bir harp ilmi vücuda getirildi: “Cehen,! *m melekleri.,, i , Simdiye kadar vücuda ge- tilmiş olan tayyarecilik Film- “i içinde de bunun kadar aza isi ve muvaffak O olmuşu oktur, , İki İngiliz tayyareci kardeş “man hatlarını geçerek bir Şaneliği ateşledikten sonra etlerinde düşman arazisine eğe mecbur kalıyorlar. Yal İ kullandıkları tayyare, Al- »» tâyyarelerine benzediği i- Wi kendilerine kurşuna dizile iri söyleniyor. Yalnız İn- ”x ordusunun ne zaman ta- Tuza geçeceğini söylerlerse, Yatları bağışlanacak. Büyük kardeş rolünü yapan Mes Hell küçük kardeş ro- Yapan Ben Lyon'un zayif ilç « biliyor. Ölüm korku- ; askeri sırrı faşetmesin- “kuyor. Ben Lyon'un cesaretini art Bak için ne lâzrmsa söylü- » fakat nafile! © muvaffak iyor. Bunun üzerine kar- i öldürüyor. Ve onu bağ b stıktan sonra, kahra- e siyaset meydanma yü- Filmin en m rının Londraya hücum- ağ tasvir o edilmektedir. Çeplinin süvarisi, | balonu ta- kip eden İngiliz tayyarelerin- ğri öeE bir . ray i ır “Yaşasın Alman ya; nidaları ile kendilerini boşluğa atıyorlar. z ilmi hususiyeti var kar iile edilmemiş r, U- Filmde Alman tayyare ve James Hall, Joan “ Milliyet ,, yıldızlar diyarı olan Hollyvsod'da bir muhabir temin etmiştir. Badema ve önümüzdeki sinema mevsiminde muhabirimizin göndereceği mektupları peyderpey neşredeceğir. Yukarki resim Metro Goldvin Mayer artistlerinden Marjo- re King “ Milliyet ,, i gözden geçirirken alınmıştır. nem Melekleri üheyyiç kısımlarından: Bulutlar üstünde Ee hava muharebesi mumi harpte karşı (o karşıya gelmiş orduların her iki tara- fnda da nasıl (o kallramanlar çıktığını anlatıyor. Filmde bir hava muharebe- si tasvir edilmektedir. Bu sa- yede harp esnasında tayyareci- lerin geçirdikleri hayatı takip edebiliyoruz, Bulutların üzerin de birbirlerini kovalamalar, a- lever içinde sukutlar, Ohülâsa harp tayyareciliğinin en mü- heyyiç safhaları. Teknik noktasi nazarından “Cehennem melekleri,, şayanı hayret bir cür'et ve cesaret ese ridir. Filmin muvaffak olma- sı için hiç bir şey ihmal edilme miştir. Sonra “Cehennem me- lekleri,, ancak üç senede çevri | le bilmiştir. Howard Hughes babası öl- dükten sonra azim bir servete İ tavarüs etmişti. Ayrıca senede Filmin başlıca üç mümessili : Harlov. Ben Lyon bir buçuk milyon dolâra baliğ olan varidatı da olduğu için, sinemacılığa teşebbüs etmi, ilk sermaye koyduğu teşebbüs kendisine bir o miktar kazanç da temin edince, ikinci bir te- şebbüse de sermaye vermiş- tir. Bu teşebbüs de kazanç ge tirince, Howard bu defa bir ilik filmi o çevirmeğe tayya: karar vermiştir. Bunun Nailandan “Cehennem melek- leri,, ismindeki (o Senaryoyu 1927 de satın almıştır. Howard senaryo üzerine uzun müddet uğraşmış , niha- yet Paramuntun en iyi o reji. sörlernden Luther Reed'i, Ja. mes Hall, Ben Lyon ve kadın artist olan Greta Nissen'i an. gaje etmiştir . Fakat o zamandan O sonra i ) araya sesli film girince, Greta Nissen'in rollerini filmden çi karmıştır. Çünkü Gretanm İs veçli şive vetalâffuzlarının hal kın hoşuna gitmemesinden çe. kinmiştir. i mucibince başka filmler çe- virmeğe mecbur olan rejisörü- nü de değiştirmeğe mecbur kal mıştır. Filmdeki tayyare mu- harebeleri için Howard tayya- re şirketlerinin © muavenetini kabul etmemiş. bütün malze. menin kendisine ait olmasında evvel emirde harpten evvelki tayyare tipleri lâzımdı. o Fil. mm mevzuu 1918 de cereyan ettiği için. Muhtelif memleketlerde o tarihe ait tayyare aranmış ve bu tayyareler için Los Angeles civarında bir tayyare karargâ- hı vücuda getirilmiştir. Ho- ward zengia ve O azimkâr bir genç olduğu için, bu filmi mu hakkak nihayetlendirmeğe ka. rar vermişti. — Hattâ iş icabı öteye beriye sür'atle gidip gel mek için tayyare sevk ve ida. esini de öğrendi ve nihayet arzusuna da (o muvaffak oldu. Şimdi Amerika ve Avrupada Howard 1928 de mukavele. Marelen Dietrich ve kız en büyük rağbet © gören film budur. ısrar etmiştir. Çünkü film için * “İl ler, ipekli demezler, yün de- ! mezler.. Bir sandığa musallat Bir ay adada, teyzemlerde #aldıktan sonra, İstanbula, eve döndük. Fakat annem gardiro- bayı açınca çığlıklar kopardı: — Ah, bu güveler! Ah, bu güveler! elbiseleri didik etmişler. Herkes koşuştu. kışlık elbi- seler birer birer gardirobadan çıkarıldı. Hepsi delik deşik ol. muş, Annem: — Hepsini öldürmeli bunla- rın.. dedk Bir okka naftalin a- layım da bir tanesi kalır m görürsünüz? , Eyvah! Katliâm var. Ben himayei hayvanat cemiyetin? fahri âzasıyım. Bu katlikma ra zı olur muyum? güve, o da Al. lahin mahlâku! Eğer biz adada iken bu kadar çok şeyler yemiş lerse, aç kaldıkları için yemiş- lerdir. Kabahat onların mı? Hemen mutfağa indim. Ay. şe kadına sordum; — Ayşe hanım, yerler? — Ah, yavrum, güveler » Ne kumaş bulurlarsa yerle. Kadife demezler, atlas demez. didik güveler p / İ oldular mı, eyvahlar olsun! A- limallah, didik didik O etmedik bir şeycikler bırakmazlar. O, güveleri ben bil Hemen odaya im. Evin içinde ne kadar eski paçavı ve artık kumaşlar varsa, onler- topladım. Makasla ince inci doğradım. Bir çanağın içine koydum. Sabahleyin annem be ni gördü : — İrfan, ne yapıyorsün ora- m? Ah, bu çocuklar | Küçük Cemilin annesi s0 ruyorı — Yavrum, niye böyle ağ- lıyorsun? Cemil (hıçkırarak) — Be. ni.. beni. hocam döğdü. — Neden döğdü yavrum? — Bir sunl sordu. Cevap verdim de..ondan. — Fena mı cevap verdin? çi Hayır. İyi O cevap ver- m , — Allah allah. Peki, ne sordu yavrum? , — Sandalyesine.. ölü fare yi ben mi bağlarım diye sor Küçuk Cemil denizde