,İ€konomi İmişti. Komisyon mesa- 0 | “aslamıştır. Balkan Tica- e oferansında Balkan mem a, “inin alâkadar eden müş meseleler görüşülecek- , meselelerin o başlıcasını is k sr teşkil edecektir. “misyon Balkan memleket z yetişen tütün, halı, af- İ i maddeleri üzerinde Balkan, başlamıştır. Sadi bir eser yazılması için Saka açılmıştır. Bu müsa Ne Ticaret Odası raporlö- yes Nezihi B.de iştirak et ie Buğday fiatleri i, vğday fiatlarımdaki düşük- m va mediyor. Dün borsada şak buğdaylar 5 buçuk © » Bi y.y?dan gelen haberlere gö- haylanistana buğday ihraca- (Gİ, iyade sert buğday satın alı giliz mensucat fab- rikatörleri gelecek İ siliz mensucat fabrikatör- İ Pangaltıda Meşrutiyet cad- sinde 152 numaralı evde Pizmetkâr Ahmet Efendi evvel İŞ Sün evin üst katındaki pen- Neve perde takarken ayağı İoymış ve 8 metreden yere dü ek muhtelif yerlerinden Ya- 'anmış, nakledildiği hastane- ölmüştür. Kaçak sigaralar | Tahtakalede bir kahvede 4 “0 kıyılmış tütün bulunmuş- *- Bundan başka Yağkapanm Aslan motöründe 18 paket zar sigarası, 70 defter siga- ıdı yakalanmıştır. ütün muhafaza müdürü İl B. Şile ve civarından tütün alçılı takıbatma — çıkraış- Sustalı" çakı ile. Valide Hanında oturan © cı Mehmet ile akrabası İs- Pail arasında ailevi bir mese- den kavga çıkmış, neti İehmet sustalı çakı ile Isma- #0! böğründen teblikeli su- Ptte yaralamıştır. Mecruh Cer paşa hastanesine kaldırıl- "5, Mehmet yakalanmıştır. ki intihar teşebbüsü Dün bir erekek, * bir kadın *ndilerini denize atarak inti- Ara teşebbüs etmişler, fakat Mişilerek her ikiside kurta. 'mışlardır. N etihara veşebbüz eden Dı. rda oturan ve Halk tram- Ylannda makasçılık eden Os sr Fikriye Hanım- » Hanım kocasile | Et etmiş, sonra da bu kav- Üy, ütecssir olarak kendi- ia küdar vapur iskelesinden Fiyat mştar | dm e Hanımın denize atıl | na, Sörenler derhal arkasın- | Hardır. atlamışlar ve kurtar | taşer teşebbüs eden erkek Balkan konferansı için azırlıklara başlandı a im 3 #omisyon, Balkan memleketlerini #lâkadar eden mesaili görüşüyor alkan konferansı için Tica: | lerinden mü: dasında bir komisyon teş | memleket n Ticaret Odası, Balkan | mmleketlerine dair | tan muamele görmüştür. | lamıştır. Yunanistan da- | * Bir'-adam evin katından düştü uhtelif yerlerinden yaralanan zavallı İ nakledildiği hastanede öldü icede | şanlısıdır. Raşit Efendi. nişam- | İBelediye mali rekkep bir grubun i ziyaret edeceği iden ha- bildirilmiştir, | Ticaret Odası şımı İ zırlıklara başlamıştır. Oda bu münasebetle başlıca ihracat maddelerimiz için İngilizce bir kitap çıkaracaktır. Fransanın harici ticareti PARİS, 30 (A.A) — Fran- sanın 1931 senesi ilk sömestri- ne ait olan harici ticareti şu dur: İthalât | 23,201,864,000 frank. Geçen senenin ayni dev- resinde ithalât miktarı 26 mil- yar 831,721,000 frank idi. İh» racat 16,324,583,000 frank, ge seneki miktar 22 milyar MILLIYCI VUMAMI RE 2 Belediyede | Kaymakamlar İçin. — em... Kazalar dahilinde konaklar yapılacak Bu sene belediye bütçesine kaymakam konakları için 9 bin İira tahsisat konulmuştur. Bu para ile bu sene yalnız Yalova» da kaymakam için bir konak yaptırılacaktır. Buna mukabil kaymakamdan mutedil bir kira almacaktır. Gelecek seneler, diğer kazalarda kaymakamla- rm ikametleri için konaklar in- sa edilecektir. Bütçe Belediye ve idarei hususiye bütçelerinin bir haftaya kadar geleceğine dair malümat gel miştir. Yeni e muhteviy: üzerine derhal bir mesai prog- ramı yapılacak ve derhal tatbi- kata başlanacaktır. Bütçenin daha evvel gelece- ği tahmin edilerek hiç bir işe başlanmamıştı. Fakat, bütçe- nin geciktiği nazarı dikkate a- lınmış, bazı müstacel işlerin te- ehhürüme meydan verilmemek 627,623,000 frank idi. Fransada buğdayın temevvücüne mâni olmak için İ PARİS, 30 (A.A) — Ziraat İ nezareti buğday fintmda gö- vüçler karşısında bir tebliğ meş İ ederek bu vaziyete nihayet vermek için kanunda muayyen müeyyideleri ve cezai hüküm- eri kat'i bir surette tatbik ede ceğini bildirmiştir. | t üst i te Mahmutpaşada Kemerli 80- kakta oturan 2044 numaralı 0- tomobilin şoförü Eğinli Fehmi Ahmettir. . Fehmi Efendi sarhoşlukin intihara teşebbüs etmiş ve ken disini Sarayburnundan denize atmıştır. Fehmi kurtarıldıktan sonra ayılmış, bir daha kendini deni- ze atmağa tövbe etmiştir. Ustura ile cerh Seyyar karpuzculukla müşta gil Arap Hüseyin dün Zürefa sookağında 4 numaralı umum- hanede oturan Katinayı ustura ile yüzünden yaralamış, kaç- muştur. Kıskanç nişanlı Şehzade başımda Cemalpaşa caddesinde oturan Raşit Efen- di dün Melâhat isminde bir kı- zın yanağını kesmiştir. Melâ- hat Hanım Raşit Efendinin ni- İısını yanına alarak gezmeğe çıkmış ve bu gezme esnasında her nedense Melâhat Hanımın kıskanarak sol yanağını kes- miştir, Melâhat Hanım hasta- neye yatırılmış, Raşit Efendi yakalanmıştır. Araba altında. Kasımpaşada vapur iskelesi civarında oturan Bitlisli Abdul | lah Ağanın 9 yaşındaki kızı| Fikriye evvelki gece uzun yol. dan geçerken Kadri isminde bir sürücünün idaresinde, odun cu Fabri Efendiye ait bulunan 4391 numaralı arabanın altın- da kalmış, ağır surette yaralan mış, Etfal hastanesinde tedavi altına alınmıştır. Polise tecavüz Belediye işlerini tedvir eden rülen sebepsiz ve hadsiz temev | üzere daimi encümen mes'uliye ti deruhte ederek bütçede bulu nan bazı işleri yapmıştır. Büt- çenin bu kadar gecikmesinden inşaatın son bahara kalacağı muhakkaktır. Belediye ve idarei hususiye bütçelerinin en mühim kısmı il allâk ettiği için bu faaliyetin en ziyade müsait bu- lunan yaz günlerinde gösteril- mesi lâzım geliyor. Bunu nazarı dikkate ala, inşaat mevsimi dil alinarak meselâ mart bidayetin de başlaması için hükümete mü racaat etmek üzere şehir mec. lisinden bir karar alınması dü- | şünülüyor. Meccanen tedavi Belediye bütçesi gelir gel mez tayin edilecek yeni hekim ler fakirlerin tedavisine başlıya caklardır. Belediye alacağı bu yeni ve hayırlı tedbir ile İstanbulda te- davisiz, bakımsız şehirli kalma masına dikkat edilecektir. 500 lâmba daha.. Belediye, sokaklara 500 lâm ba daha ilâvesi için elektrik şir ketile temasa girişmiştir. Bu te sisatın masarifi, senelere tak- sim edilerek belediye tarafın- dan taksitle şirkete tesviye edi lecektir. Bu sene belediye bi çesinden tem için 220 biri lira tahsis edilmiş tir. emmez aranan amman anaosanmma lif hareket eden seyyar çorapçı çı Mustafa Efendiyi karakola götürürlerken, seyyar esnaftan İsmail, Aram ve İbrahim Efen dilerin tecavüzüne maruz kal- mışlardır. Muhtar ve Ziya Efendiler bu üç mütecaviz ile uğraşırlarken, çorapçı Must kaçmıştır. Polisler Mustafanın firarına sebebiyet verdiklerinden dola- yı üç mütecaviz aleyhinde ka- nuni muameleye tevessül etmiş lerdir. | Paylaşılamıyan kadın Evvelki gün Beyazıtta med- rese sokağında kadın den bir cerh vak'ası olmuş, Da vutpaşada oturan Ahmet ile Kırkçeşmede oturan arap Mu- sa bir kadını paylaşmayınca işi | bıçağa havale etmişlerdir. Kavga neticesinde Musa Ah medi ayağından tehlikeli suret te yaralamıştır. hastaneye kaldırıl. mış, Musa yakalanmıştır. Akıntıburnundan denize.. Arnavut köyünde oturan ve hizmetçilikle geçinen Kirkor kı zı Asrebet dün Akıntı burnun- dan denize düşmüş, fakat etraf tan yetişen sandalcılar tarafın- dan boğulmak üzere iken kur- tarılmıştır. Asrebet fazla deniz suyu yut polis Muhtar ve Ziya Efen- diler evvelki gün Mahmutpaşa da belediye nizamlarıa muha- tuğundan hastaneye kaldırıl- mştar. Etıbba Odası Dün altı aylık içti- mamı aktetti Etibba odası mutat altı aylık içtimaını dün saat on dört buçukta eski Türk oca- İı binası salonunda ve reis tevfik Salim Paşanın riyase- tinde: aktetmiştir. | Tevfik Salim Paşa içtima açar açmaz allı aylık devrei faaliyetin kısa bir hülâsasını yaptı ve kazanç vergisi lâ- yıhasının doktorlara müteal- | lik ahkâmı hakkında yapılan teşebbüsleri izah etti. Tevfik Salim Paşa Ankara ya gidilerek hünümete bu | vergi hakkındaki noktai na- | zarlarının anlatıldığını, diğer odaların ve tıp cemiyetlerinin mutalaaları alındığını, İzmir ve konya odalarının da ken- di noktai nazarlarıne iştirak ettiklerini anlattıktan sonra lâyihaya konulan yeni mad- delerin doktorlarla tahakkuk memurları arasındaki daimi anlaşamamazlığın önüne ge- çilmesi emelile vazedildiğini söyliyerek hükümetin noktai nazarlarını nazarı dikkate aldığını, lâyihayi tadil etti- ğini bildirmiştir. Tevfik Salim Paşanın içti- maa gelenlere verdiği izahata nazaran, yeni yapılan tadilât | mucibince doktorlar isterlerse mesken bedeli icarının ve kabineleri bedeli icarının nısfı yekünundaki © sal vergisini | kab beyanrame us edeceklerdir. Fakat bunl dan hangisinin kabul edildiği bildirilmiş ise o şekil beş sene devam edecek, beş seneden evvel vergiye itiraz olunamiyacaktır. * * Etıbba odası bu şasta da ARA 1vg1 > ütçenin martta başlamasını İsteyor Istanbul cuma günleri nasıl eğleniyor? — Sabah doktoru... dokteru?.. — Hay gidi doktor hay... * Eğer bugünlerde, erkenden sokağa çıkmak itiyadında değil seniz, mümkün değil “sabah doktoru,, nun kim olduğunu bi lemezsiniz. Ben de daha bu sa- bah, öğrendim. Bakınız nasıl; - Saat 6,5 la 7 arası... Bayazıt (o meydanında tramvay bekliyordum. Dükkân ların çoğu henüz açılmamış. Sabah İ Trasvaylar, tek tük fasıla ile İ işliyor. Sokaklar, nisbeten ten- ha, wa kahvelerin önüne geldi- ğim zaman bir vaveylâdır kop- tu: — Sabah doktoru... doktoru! Doktora para verme e- fendi,. Sabah doktoruna gel! İçi tepeleme karpuz dolu bir muhacir arabası.. Etrafına bir Sabah itiraz etmiş ve beş sene müddetin iki seveye' indiril- mesini, bir şehirden diger bir şehre nakleden bir dok- torun ilk kabul ettiği vergi- den feragat edebilmesi kay- dının, yani İstanbuldan başka bir şehre nakleden bir dok- torun İstanbulda kabul ettiği şekilde vergi *vermekle mü- kellef tutulması mecburiyeti olmadığının — kanuna ilâve edilmesini istemiştir. Fakat henüz bu ikinci teşebbüs neticelenmemiştir. Tevfik Salim paşanın bu izahatından sonra celse altı ay zarfında vefat eden oda azasının hatırasını tsziz için beş dakika tatil edilmiş, mü- teakiben doktorların ihtisas meselesi mevzuubahs olmuş, Tsvfik Salim paşa kimlere mütehassis denileceğinin ka- nunda müserrah bulunduğu- nu, mütehassıslıkların tasdiki için etıbbanın vesikalarının vekâlete gönderildiğini, tesa- düf edilmeyeceğini izah etti, Bundan sonra bazı azanın taksitlerini vermedikleri mev- zubahs olmus, Tevfik Salim paşa bunların cezalandırıl. ması cihetine gidileceğini bil- dirmiş ve hifzissihha kanu- nunun bir maddesi hakkında azanın nazan dikkatini celp edilmiştir. Bu madde muci- bicince doktorlar bir takım hastalıkları hükümete ihbar mecburiyetindedirler. Halbuki bir takım doktoların bu | maddece riayet etmedikleri görüldüğünden oda doktor- lara bu şarta riayet edilme. sini tavsiye etmiştir. Bütün bunları müteakip azaya beynelmilel (mesleki tababet (cemiyetine o Türk etibbasının duhulü için tet- kikat ve teşrini evvel icti- mamda oda intihabı için istihzarat | yapıldığı tebliğ edilmiş, altı aylık hesap ra- poru da okunarak iç'imaa | nihayet verildi. sürü adam toplaiımış sokak or- tasında hatırhatır karpuz yiyor lar. Meğer, bu sabah — doktoru, karpuz değil mi imiş? Aç karnına yenilen karpuz, güya mideyi,böbrekleri filân te mizlermiş te, insanı doktora muhtaç etmezmiş... Siz buna inanmazsanız da inananlar pek çook. Karpuz arabasma yapı- Jan hücumu, içindekilerin ade- ta yağmaya uğrarcasına nasıl kapışıldığını görseniz, halkın böyle reklâmlara karşı olan zâ- fına hayret edersiniz... Bence bu iş, doktorlarımızı alâkadar etse yeridir. Öyle ya! Kirlarına kesat, kendilerine ye | » ibir rakip çıkıyor: Karpuz! | Maamafih,buna biraz da ken | dileri sebep oldular. Filin mey vada vitamin (A) var. Filânca meyvada vitamin (B) var, der. ken iş çığırmdan çıktı, Kimi kavun karpuza, kimi elma, ar- muda, kimi şeftaliye kayısıya sarıldı. Bu gidişle meselâ gü- nün birinde, bir sürü rakı şişe- si ile, akşam evimize dönerken karşımıza çıkıp: — Haniya, akşam doktoru! — Doktora para verme efen- di.. Akşam doktoru hu... Diye haykıranlar olursa ben hiç şaşmıyacağım!. »... Adalardan bir yar gelir biz- lere... Mahut şarkı, çoktan unutul- du amma, adalar unutulmadı, adalardan yar bekliyenler, yar gelmeyince yarı görmek için o- raya gidenler eksik değil.. i dalarda.. Sevişmek için adalardan mü nasip yer olmadığına bende inanırım, Yalnız sevi raret basarsa iş fena... Bir dam la su bulamaz, cayır cayır ya- narsınız. . i Zamane âşıklarına, akar sula rı bol olan yerleri tavsiye eder- sem bana gücenmesinler.... Neyse uzatmıyalım, o benim ne yardan hattâ nede ağyar- dan bir bekliyenim olmadığı , Adalar ve merkep gezintisi için adaya sadece bir müşahit dan, Yörükâli'ye kadar eşek tünde geçen küçük bir seyahat ten sonra iskeleye döndüm. sefer bana olodukça tenha gö- ründü. Ya, ziyaretçiler, benim göre lerdi. yahut ta, vakit erken ol- duğu i çocuğu, çetrefil dilile anlatı- yordu: — Bu sene, aniya, kalebalik yok... Bekliyorduk ki, safiye- ler. Sordum: — Hangi Safiyeler? , — Ne diyorsunuz siz. Hani — Evet, bu sene hepisi boş. Buyukada, ne ise.. Amma, Hey beli, butun butun fena... Nizam caddesinde, deh çüş giderken iri yarı bir papasla karşılaştım. Cübbesini topla- maş, eşeğin üstünde tin tin gi- diyordu. Çocuk, tanıyormuş: — Görüyorsunuz bu papazı. Arma, nekadar zampara a- — Çok kizlar tanıyor.. Pazar m çamlıkta geziyor bara- ves Papaz efndi, nedense bugün yalnızdı. Fakat sakın, bu tariki dünya efendiyi altmışlık ih tiyar zannetmeyiniz. Bilâkis, daha sakal başları bile yeni çi- kıyor. Hem genç, hem de yakı. şıklı. O sırada yanımızdan geçen iki kadın, papaza dik dik bak- tılar. eğin zekâsı... Büyükada bilmem neden bu | miyeceğim yerlere gizlenmiş- | n ortada kimseler yok- | tu. Eşeğini kiraladığım Rum | Büyükadanın tur yolunda.. Ada, iyi hoş amma, tenhalık ona hiç yaraşmıyor Sabah doktoru.. sabah doktoru..— Adalardan bir li 5 yar gelir.—S; li bomboş... — Zendost papas — Eş meyi g Bana bu bakışlarda biraz da sıfatile gittim. Nizam yolun- | aşinalık var gibi geldi. Daha ilerde, eşek bir aralık durdu. Baktım birden bire başımı al. mış, çamlığa doğru gidiyor. Çocuk, gülmeğe başladı: — Her Pazar, burada bir müşteri bırakırım da... Sizde oraya çıkacaksınız zannetti. Bir de şu açık göz hayvan “eşek,, diye tahkir ederiz. Bek sanıza, gittiği yeri, bir daha vw. nutuyor mu? Yörükâli gazinosu, o kadar tenha ki, beş dakika oturama- dım. Çocuğa: — Haydi, gidelim! Dediğim zaman tuhafına gitti: — Yorgolu, zamanı bundan sonra... Ne vakit ki akşam olu- yor, hoples, hoples... Ne kadar gayduraki var, hepsi tura çıkı- yor. Aldırmadım. Eşeğe atlayıp yürüdüm. İyi ki, yürümüşüm., Biraz daha gecikeymişim, va- puru kaçırdığımın resmi imiş... Gazinoda bir dondurma ye- meğe ancak vakit bulabildim. | Vapur, düüüt diye düdüğünü | öttürüp Heybeliden kalktı. Ada, iyi hoş amma tenhalık ona hiç yaraşmıyor... Tahsil şubeleri Bugünden itibaren, şimdiye kadar defterdarlığı merbut 0- lan maliye tahsil şubeleri mal Varidat müdürü Maliye Vekâleti varidat u- — Yahu şu terkos şirketi olur şey değil, boruların- da bir damla su bulunmayan masluklar açıldığı zaman saatları gene tıkır tıkır işleyormuş!... — Sende amma insafsızlık ediyorsun be birader. Her vakit (sudan) para alacak değil ya, biraz da (havadan) para alsı