Bile bile ulakikate . öz yumanlar (Başı 1 inci sahifede) Son Postanın muharriri köylünün li mühim ve en büyük sarfiyatı 2rs- da şekeri saymakla da çok yanılı- - Galiba bu arkadaş, köylülerimi- şekerden ziyade bal ve pekmez diklorini bilmiyor! Cümhuriyet Halk Fırkasınm ve niş muafiyetler, imtiyazlar verdiği izahını başka bir makşleye bera» ouz. Son Postanım iddizsma göre “sa- Yin himayesinden istifade etmek '*yon sormayedarlar her bulduk” t kanunlarına mugayirdir. Bu > #ermayedarları himaye için yapı” tan heee mecburuz. Bir te- 'ümetin nizamı, diğer fa “en İnbrikalardaki tenrmil; çalış şeraitinin iddin edildiği gibi €0- yanıma münidir. Fabrikalarda 12 * çalışan amele varsa, fazla me *si için ücret alıyor, © demektir. pon Postanın ii en anlı inşasını olur mu? Şu da var ki, eğer, sedilen bu küçük fabrikalarda *i Serait çok müsait değilse, bum ., Eelecek zarar, yalnız işçi smıfe. ii münhasır kalmaz. Bu fena şera- (visa iş kanunu, sermayedarların ol- ğu kadar amele ve işçi zümresinin İe hor türlü hukuk ve menafini si- Tanet edecek hükümleri havidir. lerinin say ve menfaatleri arasında İhenk gözetilmediğini göstermek is- iyor. Eğer bu kanaati ve görüşü kendisince ciddi bir retkik ve mür İalen neticesi ise, gazetenin buna benzer terkiyklerinde iambet aramak hatâ olur. Çünkü iddinlarının reali- islerle münasebeti yoktur. Eğer gö” hüşlerinde ve ifadelerinde hakiykat bevgisi değil de, politika imülühazası İiikim ise, ona da bir diyeceğimiz ok: haz, O vakit te efkâri in Eğ hülemünü vermekte tered- kz Siirt Meh'usu MAHMUT ' ire ze ayni le ha; > i kz Kor, Kamer'e söyle.. Şim li buraya gelsin! : Kamer dadı beyin davetine erhal icabet etti. Fazla ağla- hakizn yanakları kıp kırmızı Mmuştu. 4 — Söyle bakayım. Ne bili- 'orsan hepsini başından sonü- *4 kadar anlatacaksın! İbrahim Bey de mutat sükü- etinden eser kalmamıştı. Kamer kendini tutamıyarak akü hüngür ağlamağa baş- hı, >> Vah yavrucuğum.. Canım Serim,. Beni bıraktın da nere "e gittin?.. Biraz evvel odası- a girdim. Sokak elbiseleri or Sda yoktu, Pencere de arkası 2 kadar açıktı, Ne oldu? Ne- Sve giti? Allahım sen bilir- * | gözlerinin aşkını (Başı 1 inci sahifede) olmasın sanki.. Meselâ Sokra- tik aşk..! sürçü lisanda bulunduğunu anlamıştı, hemen tashih etti: —Pardon, sokratik aşk baş- ka manaya gelir. Plâtonik aşk diyecektim.. Hani şu maddi hiç bir isteği olmayan ilâhi sevgi. Ben böyle bir sevgi olabileceği ne gençliğimde inanmaz, Plü- tonik aşk dedikleri zaman gü- geçerdim. Şimdi anlayorum ler i | ki ihtiyarlıkta aşk, sade gözler le de tatmin edilebiliyormuş. Tolstol bir eserinde diyor kiz “erkek veya kadın, aşkı tahrik edici bir güzellik karşısında ka lıp ta “ah, şununla birleşsem,, arzusunu” zihinlerinden geçir- dikleri gibi vuslat vaki sayılır,, der. Yalan mı sanki. Yalnız illerin bütün — Sr seve seve katlanan ihtiyar âşıklar az mı? Ben aşk yüzünden harap ol- muş ne ihtiyarlar bilirim ki sev diklerinin hiyanetine vâkıf ol- dukları halde vaz g ğ Geni ben de sevdim. Hattâ bir defasında yecse kapı lp intihara bile kalkmıştım. (Başı 1 inci sahifede) Bilhansn hamlada Yusuf hariklâde idi, İkinci gelen Fenerliler yarışı sonuna doğru birinci ile aralarında. beklemek | ve i mesafeyi kapatmak için çok çalış m de muvaffak olamadı. Yarışa yalnız Beylerbeyi kulübü: ün yedi küresi Kuran Hi dümendeki Iffet H. iştirak etti- ler ve güzel bir gösteriş çekişinden Bunu müteakip altıncı yarış ola- rak iki çifte krdemsiz yarışı yapıldı. Buna da iki kulüp girdi: Fener - Beykoz! Beykozlular rakiplerini iki yüz metre açarak birinci geldiler. Üç çifte Hanımlar müsabakasına yalnız Beylerbeyliler girdi ve mu- vaffakıyerli” bir çekişle yrışı kazan- 'dılar, Hamlada Kâmran Süreyya Ni- hal ve provada Bergüzar Hanımlar bulunuyordu. Dümende gene İffet Hanım vardı. İki çifte kıdemsiz di. iki kulüp girdi: RR ER en ve muvaffakıyetli çekişmelerden sonra rakiplerini geçerek birinci oldu. Bun dan sonra padılbot yarışları vardı. Buna da Beylerboyliler yalnız olarak iştirak ettiler ve kazandılar. Bir çifte kademsizler yarışına buna da yalnız Fener ve Beykoz iştirak etti, Fener başi itibren aldığı tefev vuku idare ederek rakibini yendi. İki çifte Hanımlar müsabakasına gene yalnız olarak Beylerbeyi işti- rak etmiş ve kazanmıştır. Bunu müteakıp günün en heyecan h ve en zevkli yarışı yapılmıştır. Bu yarışa üç kulüp iştirak etmiştir. Fe- ner, Beykoz, Beylerbeyi, Görünüşte her üç takım yekdiğerine müsavi gi , “İbrahim Bey kendine mali olmayan bir adam gibi bahçeye koştu. : Bahçe kapısından Kerime hanımın penceresinin altıma ka dar çıplak ayakların izi görünü yordu. Kapıdan, giren adam doğrudan doğruya Kerime'nin ine gitmişti. Ayni 5 mın sarmaşığa rpm kadar tar mandığı anlaşılıyordu. İbrahim Bey ayak izlerini takip etti. Ay ni istikamette gocuk Dp bi mini mini bir çift ayağın izl . ri farkolunuyordu. Bu iki ya ; izi bir deve ayak izlerinin Y nında kayboluyordu. Hakikat dı. Yolda yanımdan geçip ken- di arabasını geride brahim Beyin söz | mir E leri önünde birden bire pa” | sana söz veriyorum. Sin bırakan de- | Aşka dair ne düşünüyorsunuz? Elimde tabanca, Alemdağı ta- raflarında günlerce dolaşıp dur dumdu. Artık bunların bepsi bitti. Şimdi rahatım.. Her zamandan iyi düşünebiliyorum.. Olanı bi teni daha iyi görebiliyorum... Bugün en büyük aşkım müta leadır. Öyle değil mi Hulüsi Sizde her zaman için muta lea vardır... Sil son sualimi sordum: — Niçin seversiniz? Hüseyin Rahmi Bey bunu da cevapsız bırakmadı: — Sevgi tenasüli vazife ica- bıdır. Fakat aşkta, hiç birimiz bunu hatıra m i yiz... Tenasüli vazifenin içine derin bir haz koymuş.. Tabiat kendi hesabına bizi istediği gi- bi çalıştırıyor... ö Hüseyin Rahmi Beyin hakkında düşünceleri işte bun- lar... Komanlarımaa ilk mahalli çeşniyi katan kıymetli muhar- ririn sohbeti de romanları ka dar tatlı... Üstatla konuşurken insan, yarattığı tiplerin her biri le ayrı ayrı tanışmış gibi olu- yor. M. Salâhaddin Dünkü deniz yarışları bi, İlik fırlayışta Beykoz iyi çıktı bu- na inzimam eden takımın. hafifliği sayesinde rakiplerini on metre kadar açtı, bunu müreakıp Fener İagçe ge- liyordu, Beylerbeyliler sona kalmış lar. Fakat o kadar iyi kürek çekiyor lardı ki kendilerinden beş metre ile- ride olan Fenerlileri üç yüz metre sonra geçtiler, Arcak bu müddet zar fında Beykoz arayı 35.40 metre kadar açmıştı. Beylerbeyliler ne ka- dar mesafeyi kapatıyorlarsa da Bey kozlular ellerinde ellerinde bulundu ğu bu tefevvuku bırakmayarak bi- rinci geldiler. Beylerbeyliler cidden barikulâde çalıştılar. Yalnız bir nok- ta var ki orasını da İyice öğrenmele ri lâzım, İlk çıkışta sık kürek atıyor lar, Eğer bu hatalrını da tashih ede eek olurlarsa bugünkünden çok iyi Son amatör yarışı olarak iki çifte kademsiz Hanımlar yarışı yapıldı. ve yalnız olarak iştirk eden Fenerli Hanımlar güzel kürek çekerek mü. sabakayı kazandılar. Bundan sonra iki tane profesyo- sel yarışı ve tahlisiyeler tarafından bir de resmi geçit yapılarak yarışlar biririldi, Bundan sonra kazanan kulüpler müküfadları dağıtıldı ve bu deniz günü de böylece bitmiş oldu. M.Ö. ——— Yeni neşriyat Türkspor Dünkü Beykoz deniz yarış ları tafsilâtını da muhtevi oldu ğu halde zengin münderecat ile bugün intişar etmiştir. anın Kadri Bey ol- duğu gün gibi âşikârdi. köçekleri seyredeceğine doğ- rudan doğruya gitmiş olsaydı, yapuru kaçırmıyacak, öylelikle İ belki de karısı ile âşıkını Mu- danya vapurunda tanıyıp yaka İ lattırabilecektir. İbrahim Bey ruhunun yarası na derman oluyormuş gibi karı sım baş örtüsünü halâ elinde tutarak Fettah'a sordu: — Bana bak! Azat olmak is tiyor musun? Haremağası kulaklarına int | hamıyormuş gibi bir an İbra- him Beyin yüzüne baktı, Son- — Beni yalnız bir şey daha fazla memnun edebilir, dedi. — Ne memnun edbilir? Arap gözlerinin akını mey. dana çıkaracak cevap verdi: — Yusuf Paşanın ölümü! — Karımı bulduğun gün o | muradına da nail olursun. İşte ilik ra: İstanbul'a dönmekten başka ça Birinci sahiteden geçen yazılar Kandilli tepelerin- de bir aşk faciası (Başı 1 inci sahitede) zabitin Kandillide oturan ve Emin- önü merkezinde zabıtai belediye ko- miser muavini Emin Efendinin mah 'dumu 22 yaşmda zabit vekili Vahit Efendi, kızım da gene Kandilli sa- kinlerinden Safer Bey ailesine men- sup Felemenk bankasında daktilo 19 yaşında Belkis Hanım olduğunu Polisin yeknazarda cinayet tah- min ederek ele aldığı bu vak'a tetki- kat ilerledikçe çok şayamı dikkat safhalar arzetmiş, hâdisenin yeni bir aşk faciası olduğu anlaşılmış ve öğre nilmiştir ki: Zabit vekili Vahit Efen di evvelâ Belis Hanımı öldürmüş, sonra öldürdüğü bu vücudün üzeri- ne yatarak intihar etmiştir. ! Faciayı mahallinden tahkik etcik. | Aldığımız malâmatı berveçhi ari nak | lediyoruz; Vahit Efendi Harbiye mek'ebin- den bu sene neş'et etmiştir. Küçük- Tüğünden beri mahallelerinde oturan | Belkıs Hanımla tanışmakta ve onun la sevişmektedir. Yegâne emel ve Sayesi mektepten neş'et eder etmez | Belkıs» Hanımla evlenmek, senelerin kuvvetlendirdiği aşkla bir aile yuva- #1 kurmak, Belkıs Hanım da vaitle- | ri, mektupları ve sözleri ile Vahit Efendiyi bu gayesinin bir gün tahak kuk edeceğine inandırıyormuş. Ken- l di aşkı gibi sevgilisinin aşkına iman eden genç mektebini bitirip te za bitlik diplomasını alır almaz, ona se vinç günlerinin yaklaştığını müjde- lemiştir, Bells bu tobşire pek bigâ me görünmemiş, fakat eskisi kadar da ateşin bir alâka göstermemiştir. ih aşkının devam ettiğine Vahit Efendiyi inandermaştır. Tahmin edildiğine göre Belkis Hanımın küçüklük aşkı bilhassa Fe- lemenk bankasında daktiloluğa haş- Indıktan sonra bir ez sarsılmış, Va- hir Efendiye karşı olan ruhi tema- yülü azalmıştar. Son günlerde likaydi o dereceye varmıştır İki banu Vahit Efendi de hissetmiş ve Belkısla bu hususta konuşmak ihtiyacını duymuştur. Evvelki gece iki sevgili başbaşa- tekrarlamışlar, daha ilk günden beri | birihirlerine yazdıkları mektupları & | kumuşlardır. Sonra ne olmuş, burası belli de. Zil, belki de iki genç sevgili aşkları. İ nın temadisini imkâmsz görmüşler ve biribirlerinden © ayrılmağa karar vermişlerdir. Belki de biribirlerin. den ölürken bile ayrılmamaya ahtet mişlerdir. Verilmiş bir kararın ne Wcesidir ki iki sevgili gece yarısin- dan sonra kolkola girmişler, gezege- 20 Fustıklı tepesine doğru yürümüş. ler, tepeye giden bir patikanın üze. rinde bir selvi ağacının dibine otur. muşlar, orada küçükcen beri biribin. lerine yazdıkları mektupları bir ara ya koymuşlar ve bir kibrit çakarak | ateşlemişlerdir. Bütün bunlar vek'a mahallinde bulunan küller, izler ve | nutmuştu. Nihayet garson geldi ve “| va intihar etmiştir. — Çok zergin adam! On- bin Hira borcu var. Şarkı Bir bahçede alaturka şarkılar s0y leniyordu. Halime hanım, kocasi ve misafirleri gelip bir masada oturdu- Tar, O sırada bir şarkı söyleniyordu Halime şarkıyı beğendi ve garsonu çağırarak sordu: — Bu şarkının ismini biliyormmu- > — Öğreneyim efendim. Garson gitti, Aradan epi zaman geçti, Halime hanın sorduğunu u- Halime hanımın kulağına eğilerek dedi ki: —Koymaz mısın şu kalbime elini. vedâ in kalbine tevcih ede- rek iki el ateş etmiş, sonra da kendi | kalbine iki kurşun sıkmış ve sertüs- tü düşüp ölmüş olen sevgilisinin ü- zerine kapanıp son nefesini vermiş- tir. vg Iki gencin beraber ölüm kararı ve- rerek bu faciayi tevlit etmeleri ihti. mali olduğu gibi, genç zabitin sev- gilisinin başka bir gençle sevişmesin den ve kendisini ihmal etmesinden, mek istemesinden müteessiren kızı öldürmüş, sonra da intihar etmiş ol iması muhtemeldir. Olüm hâdisesimin gece yarısından sonra vuku bulduğu tecyyüt etmek- tedir, Vak'a ancak sabahleyin Ha- tice Hanım tarafından görülmüş ve | *zabrtaya ihbar edilmiş, polis ve ad- liye tahkikatı bunun üzerine başla” mıştır, Zabıta ve adliye tahkikata de vam etmektedir. 4 Son dakika Son dakikada aldığımız malüma- | fa nazaran val'anın bürün nahiyedi anlaşılmıştır. Vahit Efendi evvelâ kıskançlıkla bir Gnayet işlemiş, son- Belkis Hanım Felemenk bankasın da daktilo olduktan sonra eskiden | beri devam eden çocukluk aşkımı w- | nutmuş, daha büyük ve daha zengin | bülyalara düşmüş ve zengin bir gen | Gi sevdiği için Vahit Efendiden yüz | çevirmiştir. Son sovdiği gençle meletuplaşir ken mek?uplardan biri Vahit E fendinin eline geçmiş, bu mektup fa- cianın başlıca sebebi olmuştur. Bu mektubun parçaları cinayet mahallinde bulunmuştur ve anlaşıl muştır ki Belkıs Hanım cinayete te- kaddüm eden saarlerde Vahir Efendi bazı emarelerden anlaşılmaktadır. Gene anlaşılmaktadır ki bütün bu işlerden sonra Vahit Efendi evvelce hazırladığı cabancayı çıkarmış, ev re yok. Arabaya yeni atlar ko şulsun. Derhal yola çıkacağız! Çok geçmeden İbrahim Bey ikinci defa olarak yola Çıktı. Bu sefer Fettah kapki sile habis bir ruh gi nın yanma oturmuştu, İbr. Beyin aklıma türlü türlü ihti. | maller geliyordu. Kerime'nin kaçmasından Yusuf Paşa'nın her halde malümatı vardı. İbra him Bey bunu Paşa'ya zorla iti raf ettireçekti. Mudanya'ya geldikleri za. man İbrahim Bey Fal ve i bir takım talimat verdi ve Yip bitiren acıyı unut- mak için güvertede dolaşmağa başladı. Çok geçmeden İstan. bul ufukta seçilmeğe başladı. İbrahim Bey vapurun yanaş masını güç bekledi. Mümkün ol sa karaya uçup gidecekti. Va- pur yanaşır yanaşmaz kendini dışarıya dar attı, en yakın ara- baya atlayarak emretti, —Sadrazamın konağına çek, türlü bitmek bilmiyordu. Niha li olmadığını bildirmiş, Vahit Efen- ye artık birleşmek imkân ve ihtima- di de kıskançlık ve aabiyetle kızı öldürdükten sonra intihar etmiştir. — Biliyorum Efendim. Şişli de değil mi? — Evet Şişlide... Hızlı sür anladın mı? Ibrahim Bey düşünceli bir ta vurla arkasına yaslandı. Yol bir yet konak gözüktü. Araba dur madan bey on sekiz yaşında bir delikanlı çevikliği ile dışarı atladı. Kapıyı açan adama: — Paşa ile işim var, dedi. Kendini hemen şimdi görmek istiyorum. ibrahim Bey odanın kapısını bir tarafa itip içeri girdi. — Affedersiniz Beyefendi. Paşa Hazretleri çiftliktedir. Ge lecek haftadan evel dönmiye- cekler. — Çabuk efendini bul, Ben saraydan geliyorum. İbrahim Bey maksadına eriş mek için yalanın her şeklini mübah gören takımındandı. | Küçükyalı 9,37, Bostancı 9,40, Suadiye 9,44, Erenköy 9,49 bir iş varsa ona dit bir tavırla serkâtibe baktı. Adam daha bir şeyler söylemek istiyordu. Fakat İbrahim Bey buma vakit bırakmadan emretti odasına gelsin, Kendisi ile ora- da görüşeceğim. atle geçti ve Paşanın hücresi mesaisinin kapısını açınca ka- yın babasile yüzyüze geldi: üzere olan boğalar gibi bir müd det bakıştılar, İbrahim Bey da- ha fazla beklemeye lüzum gör- meden taaruza geçti, riye kaçtı! dun, Kızını sen saklıyorsun. hiç malümatım yok, Buraya ge | —Paşa m içeri mi- | lecek safir alma diye sıkı sıkı ! evine göndermesini bilirim. tembih etti, Ama devlete ait| kasKarime'yi ne diye zahmet AM İicaret mektebi ömeg HİMAYESİNDE (| ANKACILIK ve TİCARET Gece dersleri ' | Yeni kayt 15 temmuza kadar İ Sultanahmette Ali Ticiret mektebine cumartesi, pazartesi, çarşamba 5 ten itibaren Tuzla içmeleri Açıldı Sabahları Köprüden Haydarpaşa'ya hareket eden 7 ve ondan sonraki o vapurların trenleri omembalara gider, | Fiatlar tenzil edilmiştir. B Devlet Demiryolları İdaresi İlânları Pendik Tuzla arasında kâin “ İçme ,, namile maruf si mahalline gidip gelecek yolculara bir suhulet olmak üzere bu senede 3-7.931 tarihinden itibaren âtideki katarln| mezkür mahalle kadar devam ettirilecektir. Köprü Haydarpaşa © İçme Köprü Katar No. hareket hareket muv. hare m a 16-25 7— 735 OBA 854 1027 20-27 8— 830 950 Y35 1145 24-29 10,— 10,25 1138 1141 13,10 26-33 1140 o 1208 1335 1340 1533 30-37 1355 O M25 1540 1545 1725 9 — — 056“ ye 10 — — 20,57 20,58 Bu katarlar seyrüsefer ettiği müddetçe 25-27-29 No Banliyo katarlarının tarifelerinde atideki şekilde tadilât icri edilecektir, Bu tadilât 3-7-931 tarihinden itibarendir. 25 No. katar: Pendik 9,14, Kartal 9,21, Maltepe 9,30 Göztepe 9,53, Feneryolu 9,56, Kızıltoprak 9,58, Haydarpaşı 10,05 tir. Vapurun Ha; dan hareki 10,10 , Köprü" muvasalatı 10,27 dir. yap Di a 27 No. katar: Pendik 10,28, Kartal 10,36, Maltepe 10,4* Bostancı 10,55, Suadiye 11,—, Erenköy 11,06, 11,10, Feneryolu 11,14, Kızıltoprak 11,16, Haydarpaşa 11,2* tür. Vapurun Haydarpaşadan hareketi 11,28 Köprüye mu vasalatı 11,45 tir. 29 Nu. katar: Pendik 11,55, Kartal 12,08, Maltepe 12,1: Bostancı 12,20, Suadiye 12,25, Erenköy 12,31, 12,35, Feneryolu 12,39, Kızıltoprak 12,41, Haydarpeşa 12,4t ai Mali eti 12,53 Köprüye mu vasalatı 13,10 dur. Daha fazla malümatın İstasyonların bekleme salonlarını talik edilmiş olan ilânlarda mevcut olduğu muhtörem a liye ilân olunur. ... Bir sene zarfında Derince limanma getecek müzemenie tahmil ve tahliyesi kapalı zarfla münakasaya konmuştur. Münakasa 22 temmuz 931 çarşamba günü saat 15 de Ankarada Devlet demiryolları idaresinde yapılacaktır. Münakasaya iştirak edeceklerin teklif mektuplarını vi muvakkat teminatlarını aynı günde saat 14,30 a kadar mü. nakasa komisyonu kâtipliğine vermeleri lâzımdır. Talipler münakasa şartaamelerini beş lira mukabilinde Ankarada ve Haydarpaşa idare veznelerinden tedarik ede bilirler. ... ; Haydarpaşa - Eskişehir hattı üzerinde Bozö: istasy. tivarlada 257 ve 258 nci kilometrelerde vaki die vena dei çıkarılacak4000M? Balast ihraciyesi kapalı zirfla münakasa- "ün nm 37 931 tesi i akasa emmuz cum irteşi Ankarada devlet demiryolları İdaresinde mer a Münakasaya iştirak edeceklerin teklif mektuplarını ve mu- vakkat teminatlarını a; dne saat 14,30 münakasâ isyonu kâtipliğine yim lâzımdır. Ezim 4 Talipler münakasa şarlnamelerini iki lira mukabilinde A; kara veya Haydarpaşada idare veznelerinden tedarik ede- silirler. il İstanbul Belediyesi ilânları | Su fıçılarında kulanılmak üzere lüzumu olan bir milyoğ damga kurşunu kapalı zarfla münakasaya konmuştur. Tali lerin şariname almak için her gün levazım müracaatları münakasaya girmek için de 150 liralık j makbuzile şartname ve teklif mektubunu mühürlü zarfa yarak iha'e günü olan 16 temmuz 93İ perşembe günü saat on beşe kadar Encümeni daimiye vermeleri. iyeceğim yok! | edip arıyorsun? İlk Haremağası bir ân mütered- ! rın o değil ki.. a Paşa bu sözleri küstah bir te e ağ — Söyle Etendine selâmlık ut arada. — Kim bilir? dedi. Belki ke disine hüsnü muamele etm: de R İbrahim Bey koridordan sür İkisi de birbirine saldırmak | melesi ettim; her arzusun nu incitmemek için korkuyordum. Şimdi siz bana dünya zindan ol ) suz yaşayamıyacağım. bana, Kerime'yi nerede bulab; lirim? Bana bir akıl öğreti, 1 — Kerime beni birakıp Kad. — Ne kadar çabuk! - —Kızının kaçacagını biliyor olursa ben onu kocasınm Fa