4 Astın umdesi “Milliyet,, tir, 7 HAZİRAN 1931 IDAREHANE — Ankara caddesi © No: 100 Telgraf adresi: Milliyet, Istanbul, N Telefon numaraları: ; 24311 —24312 —24313 ABONE ÜCRETLERİ Türkiye için Hariç için 400 kuruş 800 kuruş 750 , 1400 ,, 1400 ,, 2700 ,, Gelen evrak geri verilmez Müddeti geçen mushalar 10 kuruş © tur. Gazete ve matbaaya ler " üracaat edilir ların mesuliyetini ye "gil çi kabul etmez. iie Bugünkü Hava Dün en fazla hararet 21 en az 16 ydı. Bugün hava ekseriyetle açıktır. Tevekkeli değil! Eskiden beri siftah denilen şeye büyük ehemmiyet atfolu- nur. İyi günde iyi saatle bir © Bir binanın temel 'küşat resmini, nikâh .ni yapmak için hep iyi günler “ ararlar.. İşte bu kaygu iledir mukavelenamesi de uğurlu ol- © sun diye Muharremin onunda imzalanmış.. Malüm ya bu ta- rih İmamı Hüseynin susuz ola- rak şehit düştüğü tarihtir, Ben bunu işittikten sonra : bu gibi © şeylerde gün've saatin bir tesi- EE oluğun artık inandım, Te- © vekkeli İstanbul Terkos yüzün dın Kerbelâya dönmedi “Ters işleyen makine! © Evinizdeki herhangi bir ma- #lineyi, et makinesi, kahve de- Şürmeni, dikiş makinesi, gra- raofon, sinema... yı tersine çe- yirirseniz ne olursa şimdi Ma- Tiye tahsil şubelerindeki teka- âit ve dul maaşları muamelesi “de o şekilde. Daima tahsil et- © meye çalışmış olan bu şubeler İİ şümdi tediyeye başlayınca fena halde yadırgamış görünüyor- lar. Dün yakınlarımdan birinin maaşını almaya gittim.. Yarin sast bekledikten sonra maaşın defterde o mevcut olmadığını .söylediler ve beni Beyoğlu mal müdürüne gönderdiler, Orası © da iki gün sonra tek * müracaatımı söyledi. Şimdilik iş burada,. Sinemacılar işi olma | sa Defterdarlık bu işe bakar | amma... El'akdemü fel'akdem. 5 Çerkes köyündeki ; kariimize ! Mekinbunuzu aldım.. Ana- ık hakkındaki tevilkâr satırla. İınız hoştur... Ben de bu husuş. “ta size iltihak ederim. Küfür gi bi “en samimi, söyzlerde bile — sime ne kadar dikkat ettikleri- — mibildikleri için hiç kimse yeri- şaşırmıyordu. Yüzbaşı Celâl rütbesine göre tayin edilen yerine gidiyordu ii seslendi; ğ Celâl Bey. Şöyle karşıma ge- Bu iltifata rkânı harp il genç erkânı hayret etti, Kumandanın karşı- — sındaki yer levazım reisi Binba — Şıya aitti, © Kur bıyıklı levazım reisi yeri ç Bin genç yüzbaşıya verilmesin den müteessir geriye çekilir- © ken kumandan hafif bir tebes. “ sümle yerlerine oturmak için isini bekliyen zabitlere işa t ederek; © — Reis Bey sizde erkân yanıma oturunuz, Ve sr. milliyet Çamlar Cenabı hak Cebrail aleyhis- selâm ile semavatta dolaşıyor- du. Bin bir kâinatm âlemleri içinde olup bitenlerden mem- nundu: — Meselâ şu zühreye bak de di, ben buradaki insanları tek gözlü, kuyruklu ve boynuzlu yarattım. Hepsi de kendilerini güzel yaratmış olduğum kana- atindedirler. Şu Neptün yıldı. zındakilerede bak. Her biri ü- çer ayaklı ve beşer kolludur. Kafalarmda dört tane göz var. Gene öyle ip:n kadınlar erkek- leri teshir ediyorlar. Fakat hiç birini tariki haktan ayırmayor lar. Fakat yerde şu yer yüğün- | deki insanlara bak. Hepsini de iki gözlü, iki ayaklı, iki kollu iki kulaklı boynuzlu demeyece dim, çünkü boynuzu onlar ya- rattılar bir ağızlı, bir burunlu, | hülâsa tam insan şeklinde ya- rattım. Cenabıhak meyusane düşün- dü: — Fakat bu yer yüzünün in- sanları beni çok müteessir edi- yorlar, Cebrail aleyhisselâm dedi kiz — Efendim, yer yüzünde bir | çok milletler var. Bu milletle- rin pek çoğu çalışıyor. Balon- lar, tayyareler yaptılar, hattâ geçenlerde birisi on altı bin metre kadar bize yaklaştı. di elektrik devrini kı “Kozmik,, denilen yeni bir ğin devrini açmak üzeredirler. Artık makineleri ve motörleri kaldırıp yerine “Kozmik,, ışık- larını kullanacaklar. Maddede mündemiç kuvveti imal et- mek yolunu bulmak üzeredir- ler. Her halde teessürünüz bu- nun için olmasa gerek.. Cenabıhak: — Hakkın var, dedi, bu kul- larımdan memnunum, Bilirsin ki, çalışanlar nezdi ulühiyetim de makbul ve muteberdirler. Fakat yer yüzünde her millet böyle çalışmayor. Bak şu müs- | lüman milletlere.. Yalnız Türk ler daha yeni çalışmağa başla- dılar. Lâkin onların bir kısmın dan da memnun d Cenabıhak gözlerini indirdi. Ve elile İstanbul canibini gös. terdi; Ya Cebrail, tecasürümün sebebini soruyorsun. Bir kere | şu İstanbul canibine nazar ey. | le! Ben bu şehri dünyanın en güzel şehri olmak üzere hal. | | kettim. Müslümanlar buraya girdikten sonra, hayli çalıştı. lar, Camiler, O kütüphaneler, imarethaueler, bentler yaptı- lar, Bir derece ümran hâsıl ol. | , Fakat git gide bu ümran umandanın teşrifata, mera | ra bozulmasın! | | | sönmeğe başladı. Bu güzel şeh şeye cevap lütfeder misiniz7. 1 — Telkinin lüzumu? II — Neden Havva anamıza nisbetimiz yalnız telkine mün- hasır? Niçin bize daima Ali oğ Iu Veli derler de Ayşe oğlu Ve li demezler?.. Bütün dünya ne- den nesepte babayı esas tut- muştur2., FELEK pi Durnan Lahit Rütbe ve kıdem sırası yalniz yüzbaşı Celâl için değişmiş olu yordu. Herkes bir sandalye al- tındaki yeri işgal ederek yer- leştiler. umandanın bu akşam neş'. esi vardı, Mükâleme mevzuunu idare etmekte derin bir mahareti o- lan paşa Almanyada Kayserin yaptırdığı bir büyük manevra- daki hatıralarını anlatıyordu: “.. Kıt'amız Ştütgart üzeri. ne gitmek için emir almıştı, Di yordu. Yolda emniyet tertibatı Dr yapıyor. Uzun bir yürüyüş kolu ile. hareket ediyorduk. Ben bir takımla Piştar piştarı olarak ileri geçmeğe memur e- dildim. Çıkardığım üçler, keşif kollarile temas ediyorduk. di re ben daha güzel ve cennetten bir parça ihsan ettim, Civarın- da bir kaç ada halkeyledim. Ve bu adayı çamlarla süsledim. Halbuki bu insanlar adaların en güzel zineti olan çamlara bi le bakmaktan âcizdirler. rusu bu güzelliklerin kadrini bilmeyenler nankörlük ediyor- lar. Hani bazan düşünüyorum da, onların yerine, yaptıkları günahın hesabını sormadan ev- vel, yeni insanlar halketsem, diyoruum. Cebrail bu fikri ilâhiyi beğen di: — Zatı ( ulühiyetpenahınız isabet buyuruyorsunuz, dedi, belki bu yeni insanlar onlara ib ret olur. Kıyametten evel, ten belliklerine nadim olurlar da, biraz olsun çalışırlar ve biraz olsun ellerindeki mevhibei ilâ- hinin kıymetini öğrenirler. Bir sabah Cenabıhak, Cebra- il aleyhisselâmi yanına alarak adaya indi. Çamların arasında dolaşıyorlardı: — Ya Cebrail! diye sordu, buranm cennetten farkı var mı? Fakat bir kere şu çamların hâline bak, Kimi kurumuş, ki- mini Urtıl tutmuş.. “Yahak!,, dedi ve m halkedilmesine in yeni ii tizar etti. Cenabıhak o sırada ayağına ilişen bir çam kozasına ayaği- le vurdu ve koza birdenbire in san oldu. Oldu amma, adamcağız aya ğa kalkar kalkmaz, yüzü hid- detten değişmiş bir halde, yum ruklarını ve dişlerini sıkarak, Allahın üzerine yürüdü: — Be adam, diye bağırdı, sen kim oluyorsun ki, bana tek me vuruyorsun?, , Cenabıhak sükünetini muha- faza etti ve semavata çekildi. Yeni insan yalnız kalınca bir sigara yaktı ve çamların altın- da uyudu. Sigara kuru yaprak ları tutuşturunca ormanın bir kısmı yandı. Şimdi artık o da çamların bir gün olup ıslah edilebileceğine inanmıyor. İrtihal Meclisi Maliye reisi ve Os- manl: Bankası nazırı merhum Mazhar B. mahdumu ve pi- yade dairesi birinci şube mü- diri mütekait miralây Ali Nazım B. vefat etmişlir. Cenazesi | Kızıl toprakta Tuğlacıbaşı camii karşısında- ki evden saat onda kaldırı- larak Kalamışa ve oradan motörle Sirkeciye nakloluna- cak; cenaze namazı Merkez. efendide kılındıktan sonra Silivrikapısında aile kabris. tanına defnedi'ecektir. Merhumun mahumları Emlâk Bankası İstanbul, şu- besi şeflerinden Ahmet Na- zım ve avukat Hâmit Nazım Beylerle damıdı gümrük mü- fetlişlerinden Arif Hakkı Eeye beyanı taziyet eyleriz. İkinci gün akşamı postalar. dan haber kesildi, Beş | kişilik bir kol daha çıkardım. Ondan da haber almayınca merak et- tim, Muharebe halinde olsaydık endişeye lüzum yoktu. Fakat mânevre keşif kollarının kaybo luşu.. Değil mi? Tabii kuvvei külliyeyi haber dar ederek bizzat kendim kalan iki maoga efratla yürüyüşe de- vam ettim. Sağda solda köyler görünüyordu. Onlara posta çı- karıp arattırdım, Bizimkiler o- ralara uğramamışlar bile... Me rak içinde idim. Cebri yürüyüş- le yarım saat daha rlemiş- tik ki, karşımıza büyük bir fab rika çıktı. Ve bizim keşif kolun dan bazı askerler silâhsız, ağır İrksız, kasketleri ellerinde bizi âdeta bir düğün karşılayıcı a- lay gibi naralar, kahkahalarla istikbal ettiler, Meğer bu fabrika meşhur bir bira fabrikası değil miymi, Yol yürüyüp hararet basan a3- ker fabrikayı bulunca dayana- mayıp taze biralara yanaşıyo MİLLİYET PAZAR or | şeygres. # Çapras kelimeler 12 436 78 9 Yeni şekil Soldan sağa 1 — Meyva (5) Vahit (5) 2 — Kemiğin içi (4) Bir nevi oyun (6) 3 — Genç kız (6) Edat (3) 4 — Demir (4) Nota (2) olmak (7) Koku (3) 6 — Geri değil (5) Tavır (3) 7 — Meze (6) 8 — İnatçı (4) Bir nevi tarih (4) 9 — Eziyet (5) Göl (3) 10 — Kudurmuş (4) Meyva (3) 11 — Mükemmel (4) Etli (5) Yukardan aşağı ir semt (6) İrat (4) 2 — Göz rengi (3) Herkese ma- lâm etmek (4) KA (2) 3 — Korumak (5) Kısa değil (4) 4 — Adet (3) Hicap (2) Salta- nat markası (4) 5 — Dursun (5) 6 — Keskin zekâ (4) Şöhret (2) 7 — Ermenice çok kullanan bir tabir (2) Sinir ilâcı (4) Emmek (3) 8 — Dün (4) Genij değil (3) No- | ta (2) ı 9 — Geminin süre Yapılmış (5) > 10 — Kansızlık (5) Kör (3) 11 — lagilizce “Bayır, (2) Şart edatı (3) Çire (4) iü (3) İRTİ HAL Hanımlar terzihanesi sa- hibi Zühal Hanımın pederi ve Belediye mimarlarından Ecvet Beyin büyük pederi eczacı miralaylarından müte- kait Mehmet Tevfik Bey müptelâ olduğu hastalıktan iyileşemeyerek dünkü cumar- tesi günü vefat etmişve Ka- raca Ahmet mezarlığında aile makberesine defacdil- miştir. Ailesine beyanı tazi- yet ederiz. Şehzadebaşı Kalenderhane mahallesi Cüceçeşmesinde 11 numaralı ahşap: hane acele satılıktır. Galata İthalât güm- rük anbar memuru Nail Beye müra: ve... i Kumandan, salonu dolduran kahkahalar arasında önündeki bira kadehini kaldırdı. Güldü: — Çok şükürkü biz manev- rada değiliz arkadaşlar! dedi. Ve hep beraber bardaklarını bo şalttılar, Silâh arkadaşlarının bu tatlı sofra başı hoş müsahabelerle geç vakite kadar devam etti. Yemekten sonra isteyen git mekte serbestti. Ve bu akşam- lar daha fazla neş'eli olan genç zabitler ne kadar olsa havasın- da bir Di inzibatı dolaşan zi- yafet salonundan uzaklaşmak- ta acele ediyorlardı. Yüzbaşı Celâl de habersizçe kapıdan çıkıyordu ki kumanda nın sesi duyuldu: — Celâl Bey biraz kalır misı nız ? Genç erkânı harp birdenbire durdu. Yanımda düran mülâzem Ri- fat yavaşça fısıldadı: Kr Fond. rhanın yeni bir pilânı var galiba, dedi ben sıyı- eramamaaasasassnmus0samisoeeansama sanan Satılık hane I eğe seli hi ENAM. MANA tarafından ! | zim edebiyatımızda da bir başlangıç olan bu kıymetli eserde ayni zaman odabaşısına mürzcaatları. itibaren bir hafta rae edilecek BİLLIEDOVE TOP ATEŞLERİ ALTINDA filminde YAZ FİATLARI 25,40,50 localar 4 kişilik MELEK SİNEMASINDA RUDOLPH VALENTİNO $i' ÇAPKIN PRENS filminde eserşesanerasesezasis04 Önümüzdeki çarşamba ak- şamından itibaren GEL EVLENELİM MARGUERİTE MORENO ALİCE COCEA va ELHAMRA Sinemasın a SAİNT GRANIER - MAR- GUERITE MORENO'yu ŞEKERİM filminde görünüz. Önümüzdeki çarşamba ak- şamından itibaren wELLY FORST BİR TANGO LÜTFEN filminde Yeni neşriyat NAMIK KEMAL hayat ve eserleri Büyük vatanperver (Namık Ke- mal) in tercümei halini yepyeni bir tarzda ve âdeta çok tatlı bir roman gibi anlatan hu eser matbuat âlemi- nin bu güne kadar gördüğü bütün (tercürmeihal) eserlerinden bambaş- ka bir mahiyettedir. Garp edebiyatı nın büyük adamları haytalarına dair olan yeni neşriyat çığırma bi- da büyük Kemalin edebi hüviyeti ile öserlerinin tablili ve meşhur (Var tan) piyesinin tamamı vardır, Naşiri Kanaat kütüphanesidir. Havacılık ve Spor'un 48'inci sayın çök rengin ve caziptir. 16 Küyük sahife , b dünya, spor hareketleri, fen- ni ve içtimai tetkikler seyahat sporları, futbol, sinema, çocuk Ve hikâye müsabaka Bu sayının sinema anketi çok caziptir. Kiralık hamam Çar;şu,u kebirin Mercan yokuşu cihetindeki kapısında Örücüler hamami namile ma- ruf hamam kiraya verilece- inden ta ip olsn'arın Beyoğ- lun'da o Aynaliçeşme'de ek- mekçi firin: karşısında 9 No. lı Reşatpaşa apartmanı Diş tabibi Suat İsmail Avrupadan gelmiştir. Yeni postane caddesinde İkbal kütüphanesi karşı- sında. Ter İst, 4156 Hank Hayat Kaza ve Otomobil Sigortalarınızı Galatada Ünyon hanında kâin ÜNYON SİGORTASINA yaptırınız. Türkiyede bilâfasıla icrayı muamele etmekte olan ÜNYON kumpanyasına bir kere uğramadan sigorta yaptır- mayınız. Telefon: Beyoğlu 2002 İstanbul ve taşradaki DEVAİR VE MÜESSESATI RESMIYENİN Nazarı Dikkatine: Yeni teşekkül eden ve merkezi İstanbulda Kahtaman zade hanında ÜÇÜNCÜ KATTA bulunan Resmi ilânlar TÜRK LİMİTED ŞİRKETİ 1 Haziran 931 tarihinden itibaren ifai muameleye başlamıştır. Gazetemizde neşredilecek bilümum devair ve müessesatı resmiye ilânlarının techhura uğramamasını gf ve muntazaman neşrini temin için merkür şirkete gön- , | İ , | | | | | derilmesi iktiza ettiğini devair ve müessesatı resmiyenin (7 enzar: ittilâma arzeyleriz. > Telefon 20960 Et, Ekmek, Sebze, | .. Mahrukat münakasası! Nafia Fen Mektebi mübayaat ko- | misyonundan: p Mektebin baziran 931 Iptidasindan mayıs 932 nihayetine kadar bir senelik ihtiyacı olan Et, Ekmek ve erzakı müte- “İl, Devvinmum, 29 hatiran' 931 pazartesi günü “saat İS ta v8 mahrukatında 30 haziran sah günü saat 15 te "kapalı zarf usulile ihaleleri icra kılınmak üzere münskasaya vazoluna- caktır. Taliplerin muhasibi mesullük veznesine verecekleri teminatı muvakkate makbuzile ticaret vesikalarını mustashi- ben yevmi mezkörda Gümüşsuyundaki mektep komisyonuna müracaatları ilân olunur. 125 kuruş yüzü ile kuştüyü yastık | İstanbul'da Çakmakçılar'da kuştüyü fabrikasında “yüzile şilte 12 liraya, yüzile yorgan 15 liraya, yağlıboba yastık 5 | liraya, kuştüyünün kilosu 125 kuruştan başlar. Kuştüyüne mahsus kumaşlar çok ucuz satılır. Tel. İst, 3027 #pSıhhatinizi düşünüyormusunuzi Muallim Ahmet Halit kitaphanesi, milletimiz için faydalı olacak bir seri sıhhi kitaplar ha- ği zırlamıştır. Bunlardan birincisi “ Dr. Pauchet,, in İğ | Genç kalınız! İsimli eseridir. Bu kitabı okursanız yirmi sene fazla yaşayacağınızdan emin olabilirsiniz. Saadet yolu Aynı muharririn diğer kıymetli ve sıhhi bir eseri olup hayatınızı saadetle geçirtecek bir © Çocuk | Hayata nasıl hazırlanmalı? | Bu kitap da ayni muharririndir. Muallimler, mürebiler, 1 analar ve babalar bu kitabı ezber edeceklerdir. Bu eser- Hİ ler maddi ve manevi hayatımızda inkilâp yapacaklardır ği! On gün sonra arayınız Ve genç mülâzım arkadaşını başıyla selâmlayıp ayrıldı. Yüzbaşı Celâl. salonda bir kaç yüksek rütbeli zabitlerle kalmıştı. Kumandan ona oturmasını işaret etti, Ve diğerleri önün genç er- kânı harple hususi bir şey kö- nuşacağını tahmin ederek birer bahane ile çekildiler. Yalnız sü vari alayı kumandanı Kayma- kam Şakir Bey müsaade ister- a» kumandan onu da alakoy- —İşiniz yoksa biraz daha ka Iınız! dedi. Biraz sonra salonda üçü kal mışlardı. Kumandan altın tabakasın- dan onlara bir sigara verdi. Sonra genç yüzl güldü, samimi intibaları, aktüalite bahisler - harp gergüzşetleri - mektep İ | — Ey. Yüzbaşım, dedi. Ha- lepte meşhur olmak kolay. Fa | kat bu şöhreti birazda ileri mevkilerde kazanmak istersin değil mi? nandanın | derhal an. | mevki badiyelerden gelen aşi” lamıştı, O muhakkak arkadaşı | retlerin âdeta üssülharekesi o- Yüzbaşı Kadrinin yerine Cebe- | luyor. Halep, Urfa ve Mardin li Ebyazı i. özlük Sazak e da Göz fırlatarak cevap Pa, yrilkum, Sevkul alli de) — Emrinizi icraya hazırım eni Gdü i e bir çeki paşam! dedi. romen iy | aşiretlerin içtima : noktası ol- | Fırka zabitlerinin Fonder Or- | muş, Çöl içindeki bu rmühim han demekte biraz hakli ol. | lap ra z dukları ku kendisi g tayı tahkim etmek ve bura stajlarını Alman £ ordularında | da süvari, piyade ve mitralyoz || yapan iki silâh arkadaşı arasın | dan mürekkep bir kuvvet bu: (| da konuşmaktan zevk alıyordu. | lundurmak lâzım, Bu kuvveti || Süvari alayı kumandanı Kay makami Şakir Bey sordu: — Celâl bey. galiba Cebeli Ebyaza gidecek öyle mi paşa. Kumandan başını salladı. Sonra mühim bir mevzua gi. receği zaman aldığı ciddi, sert ti: vaziyeti bulduz. | — Biliyorsunuz ki “Deyrk, $ — Hayır dedi. Bu akşam yal ie EN Hayı n izor,, de ve Fırtın garp sahi" $ nz üçümüzün görüşzceğimiz | linde çok nüfuzlı hili A | bir mesele var, Şark yolunda dier le şiretler vardır. Bilha, | (Aynilkum) mevkiini tahkim | ki ve kuvvetli olar Teağr etmek, sabit bir kıt'a bulundur Seyhi Sadun bu havali y sk akp elin Erk kn | gön e yenin gösterdiği bu 1 eline vereceğimiz e arkadaşımı" || zın bura ahvaline vâkıf olduk” tan başka resen karar vermeğe salâhiyettar olması lâzem. | Kumandan sigarasını derin derin çekerek sözüne devam et