MİLLİYET İ Biribirlerini kıskanan yıldızlar ollvvood'daki MAİ e Embassy kulübü artistlerin çarpıştığı bir mâreke meydanı gibidir ibirlerini kıskananlardan İollyvood'dan yazılıyor: adın fıtratan kıskanç yara- Ruştur. Bunlar yalnız erkek- değil, başka kadınları da Sinema yıldızları “n bu kaideden ızlarn kıskançlıkları, bura- mevzu arayan gazetecileri li meşgul etti. Bir zamanlar Norma She. ile Joan Cravford arasın başlayan mücadele az kalsın aları olan İrving Talberg küçük Duglas Fairbanks'r birine geçiriyordu. Şimdi de Constance Benett Lolyan Tashman cenkleşip *uyorlar. Bütün gazeteler ların © geçimsizliklerinden İsederek, karilerine zevkli unlar okutuyorlar Güzel oldukları İŞ gibi, ayni z e olan bir kaç İerikanın bir köşesinde top- Mir, bir araya gelirler de, hiç A neviden kavga, gürültü ol- > olur mu? Bir zamanlar da gayet kin # olan Clara Bov ile Alice ite-arasında çetin bir müca- İe olmuştu. Az zaman evvel ik bir daktilodan başka bir * olmayan Alice Vhite cür'- $ sayesinde merhaleleri 8 geçmiş ve #et sahibi bir yıldız olm Onun için eskiler böyle birer türeyen yeni rakipleri & görmüyorlar. Clara, rakibi için kime rast İli ise, kendisini i söylüyordu. Halbuki Clara suretle rakibine tam ma reklâm yapmış olduğunun kına bile varmamıştı. Kin ba N insanın gözlerini böyle ka Ytryor. “Güzel Meksikalı, denite. İores del Rio günün birinde *ksikaden, Lupe Velez ismin bir rakibin geldiğini gördü. be Velez henüz sinemacılık- 2cemi olduğu için, Dolores'i İklide başlamıştı. O nereye İse arkasmdan gelir, tuvalet- | İne kadar kendisini taklit e- #rdi, Dolores ise hiddetinden | disini yiyordu. Fakat gönül rakip Meksikalıya daha mü hayil görünüyorlardı Bir gün burada kadınların en ade devam ettiği Embassy | ibünde Lupe Velez, Lilyan tıhmans'ın dirseğine kadar an uzun bir eldiven giydiği. görmüştü, O tarihte bu el venler moda idi ve orijinaldi. be Velez derhal esmer kol- nı iki çay peşkiri ile sardı. hu göreni Lilyan hemen eldi *ledini çıkardı ve Lupe Ve- Vin masasına gelerek eldiven ti Meksikalıya hediye etti. Pe Velez mahcup mu oldu Yeceksiniz? Bilâkis, derhal “iyeyi kabul etti. Hediyeler dostlukları idame derler. Fakat bu küçük | © bu sözün hilâfına iki ar- tin arasını açtı. Lâkin Lil simdi Constance Benett n Lupe Velez'e aldırmıyor. Ülyan Tashman eskiden bir tişmiyor- da şöhret kadın | Beyaz perdede Collin Moore lar, Billie Dovejlar ismini unut turdularsa, o şimdi Embassy de intikamını alıyordu. Salona girdiği zaman derhal fısıltılar başlar ve başlar kendisine dö- nerdi, Lilyan bu klübe hiç bir vakit evvelce giydiği tuvaletle bir defa daha gelmemişti. Vü- cude yapışık ten rengi tuvalet modasını o çıkarmıştı. İ Lilyan'ın parlak devirleri. Bu sefer de sahneye Constancı Benett girince işler değişti. Constance da onun gibi sarışın Uzun boyluydu ve her gün bir tanesini değiştirecek kadar İ tuvalet yapmağa da serveti mü onra rekabetin asıl tehlike- | İli tarafı, gayet zarif konuşma yordu. Artık süvarelere Lilyan'ı değil, Constance'ı da- İ vete başladılar. Maamafih her iki kadın, gene süvarelerde kar şılaşıyorlardı. Karşılaştıkları zaman da, uzun kirpiklerinin altından ateş fışkıran mavi göz lerile bir nevi düelloya girişi yorlardı. Hele birinin tuvaletin de bir kusur olsun.. Alice Vhite ve Clara Bov revü kızı idi. O da sinemada şansını denemeğe gelmişti. O vakitler stodyo sahipleri boyu- na yıldız peşinde idiler. Li a da büyük roller verdiler, Li yan muvaffak olamadı. Bunu kendisi de itiraf ediyordu. Fakat Lilyan san'atından © herkesi Bunların mücadelesi | eğlendirirken, şimdi İde bir yenisi peyda kadar emin değilse, güzelliğin- cak? Pola Negri tekrar evleniyor “Deyli Kronifel,, | gazetesi- nin yazdığına göre, evlenip bo- İ şanmaları uzun müddet dillere destan olan Polanegri bu defa da maruf bir Amerikalı ile ev- lenmek üzeredir. İsmi verilme mekle bu Amerikalı- nın artistler âlemine olmadığı kaydedilmektedi, işan bozulmazsa, düğün yapılacaktır. erab; Yeni bir yıldız Greta Garbo ile Marlen Diet rich'i karşı karşıya birer rakip vaziyetine getiren Amerikan gazeteleri ,Hollywood semasın da yeni bir yıldızın yükselmek | $ üzere bulunduğunu haber veri- yorlar. Bu gazetelere göre, bu İy Idız henüz film nemiş- tir. Max Reinhard tiyatrosun- da temsiller verirken, sinema- cların nazarı dikkatini celbet | miş ve kendisi ile bir mukavele | İ yapılmıştır. (üni Sere Linda. Sara, Msrlen gibi sarışınmış ve gözleri Grata Garbo'nun göz leri gibi imiş. Burnu Marlene, ağzı Gretâa'ya benzeyormuş. Görülüyor ki şimdi iki rakibi bir vücutta bir- İeştirmeğe muvaffak oldula, Rozali Roy Marlen Dictrich Berlindeki den son derece emindi. Beyaz perde de kazanamadığı şehir | arkadaşlarına Hollywood'un de kazanmağa çalıştı. Bir defa | sinemanın cenneti, fakat artist enfes vücudü vardı. Kendisini | lerin cehennemi olarak tasvir kik etti. Orijinal bir tuvalet | €tmişti. Greta'ya gelince; bu buldu. Hollywood'un en enfes | meşhur yıldızın Metro Goldyin nal | hesabına bir tek film daha çe. omuzları üstünde en ori ikten sonra, memleketi o bir tuvalet., Derhal muvaffak Mez oldu. Okadar ki nerede bir sü- | lan İsveçe çel ceği söylen vare verilse, oraya muhakkak | mektedir. Greta Amerikanın Lilyan'ı ve kocası Edmund | havasına bir türlü alışamamış. | Lov'n davet ederlerdi . tir. Tuvalet maçında hâlâ uğraşunlardan Lilyan Tashman | ve Constance Benett Embassy | oldu: İna | Cisire.. Bakalım kim kazana. | SALI 2 Hesaplı domina | Evde yalnız. kaldığınız za- manlarda, eğer domüna takımı nız varsa, kendi kendinize va- kit geçirebilirsiniz. Bunun için dominalarla hesap eğlenceleri yapılabilir. Meselâ yukarıdaki gibi. Yukarıdaki domino taşlarını yukarıdan aşağıya doğru sıra ile sayarsanız, hepsinin yekân- ları birdir, Resimdeki taşlar 18 üzerine tertip edilmiştir. Her sıradaki noktaların yekünu mü savidir. Maamefih siz 25 veya 30 a kadar her hangi bir yekün üzerinden taşları sıralaya bilir- siniz. Vakti hissetmeden ge in bundan cazip eğlen- ce olamaz. Başa mülâsık şapkaların iki | renklileri bu sene daha makbu le geçiyor, Fakat bu şapkalar eğer beyaz ve yahut şapka renk lerine ahenk verecek her hangi bir renkte tüyle tezyin edilirse daha cazip oluyor. o Yukarıki model size güzel bir fikir vere. İ bilir . Amerikalılar | P İ p Z arif ve sale bir mayo mod li Zarif bir yestık yüzü HAZİRAN | | | İ göesne, Touville, Liyon, Sille, ! 1932 de üçüncü, 1935 te | roya dahil olacaktır. İ ni tertibat sayesinde buna Almanlar ve Fransa Fransanın 1914 teki Filosuna atfı nazar edersek, şunu görürüz; Proje halinde dört zırhlı: Du Hali inşada beş >erhli: Gascoyne, Normandie, Feandre, Langüsdoc, Bearn, İkmal edilmek üzere üç zırhlı: Bretagne, Provenece, Lorraine. Hali hizmette yirmi bir zırhlı, yir- 1900 den kalma hafif kruvazör, seksen ka | dar torpido ınubrihi ve kirk kadar tahtelbahir. . | durdu. mi İki zarlı kruvazör, dokuz Harp başlayınca inşaat Tersaneler daha ziyade ordu için ça. kışmağa mecbur kaldılar. Sadece Bretagne sisteminde ikmali kuvvei karibeye gelmiş olan kruvazörleri bi tirdiler, Bearn'dan mandası harpten sonra tahrin edildiler, Bugün Fransız filosunda dokur zarlı —1914 te yiymi bir tame idi— vardır. Bunların hepsi de eski sistem ge- milerdir. Halbuki Almanya, bu sene nihayetinde Versaille muahedesine rağmen, bahri devletler meyanına gi recektir. Muahedenin kendisine br raktığı gemilerden maada, geçen hafta diğer devletlerin on bin tonluk kruvazörlerine faik, bir gemiyi deni- | f ze indirdiler. Bu zırhlınm 28 lik topları, diğer devletlerin 35 likl Mazotla müteharrik olarak 26 mil sürati vardır. Saatte 2 mil sür'atle on bin mil (8,500) kilometre kate debilecektir. Almanlar bu sene içinde bir gemi- nin daha inş #liyacaklardır. ine muadil dördüncü kruvazörlerinin inşasma başlıyacak: lar. . 1836 de bu son üç gemi de kad Fransızların Colbert, Foch, Dup- lix gibi en son gemileri bile, Alman. ların bu son harp gemilerinin kar. şısında bir çeyrek saat tutumabilecek dirler Çöl otomobilleri Fransanın Afrikaya verdikleri as- 'keri ehemmiyetten sırası düştükçe bahsedeceğiz. Kendi nüfuzları altın da bulunan yerlerde, Fransızlar sü kün ve huzur temin ettiklerini daima Son zamanlarda noktaj nazardan ehemmiyeti aşikâr olan bir iş daha yaptıklarını anlatı söylerler askeri | yorlar. Bu da, şimdiye kadar Afrikada kum çöllerinde tesadüf edilen müş | Amerikada muazzam bir hava manavrası Yalnız Nevyorkun üzerinden toplu bir halde 672 tayyare geçti. Amerikan hafif harp tıyyarelerinden bir tip Amerikada bir kaç ay evvel Bahrimuhiti Kebir suların bü- | yük bir deniz ve hava manevra İarı yapılmış ve İngiltere de manevralarda küçük bir filo göndermişti. Mayısın 19 unda Amerikalılar bu manevralar- dan mada, daha büyük ve daha vâsi hava manevraları yapmış- lardır. Bu son manevralara merikan hava filosunun yarı: yani 672 parça tayyare iştirak etmiştir. Tayyareler sıra ile Şikago, Nevyork, Filâdelfiya bir kabiliyeti barbiyeye malik deği. | ve Poston şehirleri üzerinde uç muşlardır. Mnaevralara iştirak etmek mek üzere İllinua hükümeti da külât ve imkânsızlıklar kaldırarak, | Oğİ gölün otomobiller için de geçilir bir saha olduğunu göstermeleridir. İ Filhakika çölde askeri harekâtı teshil için, Fransanın müşkülütr ye. necek bir cok tecrübelere baş vur ması tahil idi. Fransızlar bilhassa 0- | tomobiller'de vücude getirdikleri ye. muvaf. fak olmurlardır. Dünya yüzme şampiyonu Jonni Va a yaruller iki yaşında çocuğu Marko ikretiyor. Bu çocuğun ileride sampiyon olacağına şüphe | | hilindeki Evanston tayyare ka rargâhı içtima merkezi ittihaz edilmiştir. Manevralara iştirak etmek İllimra hükümeti de çerek, Şikago ile şehrin cenup bavalisine taarruz etmişlerdir. Ayni günde 65 tayyareden mü rekkep başka bir grup ta Det roit üzerinde manevra yapmış- tır. Ayın yirminci çarşamba gü İ nü de, her sene yapılan manev ralara iştirak için 672 tayyare toplu bir halde Nevyork üze rinde uçmuşlardır. Havacılık tarihinde bu kadar muazzam ve toplu bir uçuş ilk defa olarak üzere Dershanede -532, sen kâlk bakalım. Ba if ma, yediği eti temin eden bir hayvan söyle. . — Kasap efendim. — 218 sen söyle... merbut olan hayvan dir? — Sülük efendim. e Hoca, talebesinden Cemile sordu: — Söyle bakalım! nısıfla on al. tıda sekiz arasında ne fark vardır. Cemil düşünmeden cevap veren çocuklardan değildi. Hoca Cemilin düşündüğünü görünce yardım ol. mak için bir misal gösterdi: — Meselâ örtada bir yarım porta kal ile on altı dilime kesilmiş bir portakalın sekiz dilimi var. Hangisi İ mi istersin? — İkiside müsavi efendim. — Aferin Cemil, Bu sırada bir başka çocuk ayağa kalktı: — Hoca efendi, Cemil bilemedi, dedi. — Nasıl bilemedi? — Ben olsaydım sekiz dilimi de- öil, yarım portakalı alırdım. — Peki ama, ikisinin arasında fa vik var? — Var ya. Sekiz dilim portalı. Im yarı suyu yere akmıştır. Halbu &i yarım vortekal öylemi ya?,