Lİ. ME IN No: 20 Yazan: M. Hisara kim geliyor? Yavuz Firuz Paşa gibi hiç bir şeyle elde edilmeyen bir kimsenin yerine acaba kim gelecekti ? Klio, padişahı, siyaset saha- sında mağlup görmüş olmak- tan mütevellit bir teessürle de- diki: — Bu tebeddülle Sinyor Kon tarino'nun ekmeğine yağ sür- müş oluyorsunuz, padişahım! Onun beklediği de zaten bu de gil miydi? — Sarayda, Sultan Mehmetle | Klio kadar serbes konuşan hiç bir kadın yoktu. Padişah, Klio'nun zekâsmı çok takdir eder, görüş ve düşü- © müşlerinden hoşlanırdı. / — Firuz Paşanın Hisardan ayrılışı seni endişeye düşürdü, değil mi? — Sinyor Kontarino çok teh likeli bir adamdır, padişahım.! — Merak etme.. ben, onu, kolu kanadı kırılmış bir karga gibi, sfahilde eli boş do- laştıracağım, Bütün donanma bu akşamdan itibaren faaliye- te geçecek... Firuz Paşaya ica- beden talimatı verdim. Akde- nizde dolaşan bütün korsanlar limana gelseler, gene bir şey © kaçıramıyacaklar.. O kadar mü kemmel tertibat alınacak ki, bu © meticeden bizzat kendisinin de © memnun kalacağını zannedi- yorum. Padişah fikrini izah etti: —Sinyer Kontarino Garbın meşhur siyasi ricalinden bi- ine karşı biraz da- | he müsamahakür davransay- dım, elbette kendi memleketi hesabına burada mühim bir fr- rıldak çevirecek ve ben yaptığı işlerden haberdar olunca, bitta- bi, kollarmı bağlayıp, kendisini bir kaçak eşya balyası gibi der hal memleketine iade edecek- tim. Sinyor cenapları böyle fe- ci ve gülünç bir akibete maruz kalmak tehlikesinden masum kaldığını ve bir müddet daha İstanbulda ifayı vazife edebile- ceğini anlayınca elbette mem- nun olacaktır. , l bu'derece de- ü tahmin etme- Bu oyunda Sinyor Kontarino , kaybedecek olursa, bunun ziya nı herkesten ziyade prenses E- leni'ye dokunacaktı. 2 HAZİRAN 1931 HARİCİ HABERLER. Ispanyada belediye intihabının | Cümhuriyet merkeği bankası idare meclis neticesi merakla bekleniyor Kuvvetli tahminlere nazaran cümhuriyetçiler ve sosyalistler koalisyonu kazanıyorlar yan bir kumandanın yerine kim gelecekti. ? Firuz Paşayı istihlâf edecek | her hangi bir kumandanı, çok kısa bir zaman zarfında, her ne Reyler Tasnif edilmediği bahasına olursa olsun derhal elde edebileceğini iddia eden Sinyor Kontarino, acaba, bu tebeddülden Fatihin düşündü- gü gibi mi memnun olacaktı? Yoksa, bu neticeyi kendisi için bir muvaffakiyet olarak mı te- lâkki edecekti Klio bunu merak ediyordu. — Padişahım! - dedi - Firuz Paşanın yerine, onun kadar te- miz ve müstakim bir adam bu- labilecek misiniz? Sultan Mehmet, bir kaç gün için gizlemek iste: yeni Hi- sar kumandanının ismini Klio ya söylemekte mahzur görme- di — Firuzun yerine, onun ka- dar namuslu ve bana merbut bir adam buldum: Hüsrev! Klio bu ismi işidince kalbi çarpmağa başladı. beyninin i- çinde bir uğultu hissetti. Demek ki, Hüsrev saraydan uzaklaşıyordu. Fakat, bu haber (Klio) yu neden bu derece sarsmıştı? Klio bu haberi alınca padişa- hım yanmda fazla kalmak iste- medi. Zaten, Sadrazam, Hünküârla görüşmek için kaç defa haber öndermişti. Rum dilberi, padişahın elin- den kolaylıkla kurtulmağa mu- yaffak oldu. Odasına gelince ilk işi Hüsrev'e gizli bir haber göndermek oldu. Hüsrev, Hisar'a gitmeden, bir defa olsun görüşecek, ona aşkımı itiraf edecekti. ... Fener kilisesinde bir ihtilâf Fener civarında iskân edilen Yeniçeri odabaşıları bir akşam bir araya toplanmışlar, mevlüt okutuyorlardı. Bu esnada, Rumların büyük paskalyaları olmak münasebeti İ le Fener kilisesinin en büyük çanları çalmağa başlamıştı. Çan sesleri, Yeniçerilerin âyi nini ihlâl edecek derecede şid- detli çalıyordu. (Dev: Haftauk Edebi Musahabe Edebiyat ve Turizm İ hiliye nezareti müsteşarı bele- | Milanoda bir konferans için netice yok! MADRİT 31 (A.A.) — Ma. liye Nazırı M. Pricto bir teblig neşrederek istifasını vetmiş ol- | duğunu, fakat M. Alcala Zamo | ranın bu istifayı kabul etmedi. ğini beyan etmiştir. Bu tebliğden anlaşıldığına göre M. Prietonun bütün mesai arkadaşları Maliye Nazırlığın- | da kalmasını mumaileyhten ri- ca etmişlerdir. Nazırlar Cortes meclislerinin müessisan halin- de içtima edeceği tarihe kadar aralarından hiç birinin istifa et | ni meyeceği hususunu kararlaştır mış olduklarından M. Prieto Maliye nazırlığında kalmağa muvafakat etmiştir. MADRİT 1 (A.A.) — De. | diye intihabatının neticesi hak kında şimdiden hiç bir şey söy lemeyeceğini, çünkü reylerin henüz sayılıp tasnif edilmesine devam olunduğunu beyan et- miştir, Bununla beraber müsteşar cümburiyetçiler ve sosyalistler koalisyonunun kazandığını d: ha şimdiden haber vereceğini de ilâve etmiştir. Milânodan 23 mayıs tarihile ga- zetemize yazılıyor: Bugün Milâno- da Lombardiya ziraat cemiyeti ta- rafından tertip edilen konferansta bir çok ziraatci ve profesörler bu- Tunmuştur. İki sene evvel iktisat vekâleti tarafından celtik ziraatinin tetkik ve ıslahı için Türkiyeye davet edi- len mühendis Sampietro da kürsüye gelerek, cihan pirinç £ #eriyatından bahsederken, Türkiyedeki çeltik zi- raatine naklı kelâm ederek, bu mah sulün öz vatanımızda göstereceği müsmir tahavvüilerden ve son za- manlarda Türkiye Cümhuriyeti hü. | kümetinin, ziraatın her şubesinde, olduğu gibi, çeltik ziraatine verdiği ehemmiyetten de takdir ve sitayişle bahsemiştir. M. ampietro fazla mah sul almak için takip edilecek tecrü- bevi usüllerden bahsederek, konfe- ransa nihayet verilmişti yazılmış eserlerimizi “de cenebiler yazmıştır. Profesör Manbury'nin bu | yoldaki eserinde Bizans kısmı misbe ten daha tafsilâtlıdır, gerçi Vahit B. bunu Türkçeye tercüme © ederken BUPLOMAT ANTASI. | Briand'ın Safderunluğu Briand nihayet istifası geri al. mağa muvafakat etti. Fransanın de- mirbaş Hariciye Nazırı, mayısın 13 ünde Reisicümhurluk için namzetli- ğini koymuştu. Briand bu intiha battaki mağlübiy: yalnız şahsi mağlübiyeti olarak kabul etmemiş, ayni zamanda takip ettiği siyasete karşı da itimatsızlık telâkki etmişti. Briand intihabatın neti- cesi malüm olur olmaz, istifasını Başvekile vermişti. İstifasını Başvekile verdiği gü- ferdasında Cenevrede Avrupa bin Cemiyeti Akvam meclisi toplanaca- gından arkadaşları her halde Cenev rede Fransayı o temsil etmelerini Briand'dan rica etmişlerdi. Briand da istifasını Başvekilin elinde bıraka rak Cenevreye gitmişti. Avdette Bri- and istifasını kabulünde tekrar 15- rar etti, Fakat arkadaşlarının ricası üzerine şimdilik Hariciye Nezars- nde kalnağa muvafakat etmiştir. Fakat bu ayın 13 ünde Reisicümhur değişeceğinden kabinenin istifası lâ- zım gelmektedir. Yeni kabine teşkil edilirken, Briandın bu defa kat'i su- rette itizar edeceği zannediliyor. Fakat Briand'ı istifadan vazgeçir- mek için kullanılan mantık şayanı dikkattir. Briand'a diyorlar ki: — İntihap edilmemenizin sebebi, siyasetinizin tasvip edilmemesinden değil, mahza şahsınızın buna lâyık | olmamasıdır, Bazı gazetelerde Biri. | andım kıyafetine karşı Tikayt oldu. İ ğunu, merasinden hoşlanmadığını ve cani sıkıldığı zaman “bu sikinti. sını izhar ettiğini söylüyorlar. Briandın eler yaptığını bilmiyo- ruz, kim bilir ayakkapları ayaklarını sıktığı zaman, ayaklarını mı Çıkarır? Muhatabının sözlerini enteresan bul madığı zaman esner mi? Kravatını iyi bağlayamaz mu? Paltolonu ütü- süz mü? Tırnakları cilâerz mı? Her halde Briandın âkıbetinden anlayo- ruz ki, Fransızlar bu kılık kıyafet metelesinde pek müşkülpesenttir. ler. Fakat siyaseti beğenildi amma, kendisi beğenilmediği edilmediğine kanaat getirdikten sonra Briandın istifasını geri alması da bir Hariciye Nazırma yakışma- yacak derecede safderunluktur. Binaenaleyh cemiyetin maksatları içinde biz yerlileri de leri vardır: Türk milletinin iftihar alâkadar eden ! | yeti vekile dünkü PENA Hissedarlar bugün toplanıyorla ANKARA 1 (A.A.) — He içtimamda hükümetin Cümburiyet Mer- 300 sene İlk ri çıkaran| İ den banka idare mel komisyona, üç gün sonra da | / adamın yıldönümü LOUDUN$I (A.A.) 1931 senesi mayisnm otuzunda “Ga İzette,, ilk defa olarak çıkan ve bu suretle son karnlerin ilk Fransız gazetecisi ünvanını ka zanan Theophraste Renaudot”- un üç yüzüncü yıldönümü Gü- zel san'atlar müsteşar: hazır bu | lunduğu halde bu gün tes'it e-| Italya - Papalık müna- sebatı gerginleşti VATİKAN, 31 (AA) — | Vatican mahafilinde eyaletler- deki katolikler aleyhinde vuku bulan hâdiselerin çok vahim İtalya hükümeti arasında siya- si münasebatın iade edilmiş ol- duğunu bilmemezlikten gel- mektedir. İ Bir kaç haftadanberi M.Mus solini Papa vekilini artık kabul etmeğe başlamıştır. İtalyanın Papalık makamı nezdindeki s€- | firi de Vaticanın siyasi makam | lerile mutat temaslarının arası nı kesmiştir. Action Catholigue teşkilâtı- nı vücuda getirmiş olan 4 cemi. | | yetin dağıtılacakları söylenm- | mektedir. VATİGAN, 31(A.A.) İ Papa Salösiens papas mektebi talebesini nezdine kabul ederek şu nutku söylemiştir: “Cebir ve şiddetin bizim için en kıymetli bir varlık mesabe- sinde olan Action Catholigue teşkilâtını hırpaladığı bir gü- nün akşamında bizi teselli etti- niz. Gerçi lâzım gelen siyi teşebbüslerde bulunuldu. nunla beraber hiç bir şey Roma seltmekten alıkoyamaz.,, İtalyan meb'usanı yihalarımı, bilhassa harp zama- nında zabturaptın muhafazası İ hakkındaki lâyihayı kabul et: | kez bankasına iştirak ettiği his seyi temsilen ve mezkür banka nın tesisine ait kanuna istina- reisli- ğine Şurayı devlet reisi Nusret ve azalığa Trabzon meb'usu Şefik Beyleri intihap etmiştir. Aldığımız malümata naza- ran banka hissedarlarının ya- rmki toplanışında diğer mecli are azalıkları için yapila- cak intihapta namzet olarak İk tısat vekâleti müsteşarı İhsan Abidin, Ziraat Bankası İstan- Sual takrirleri baş vekâlete bildirildi ANKARA, | (Telefon) — Manisa meb'usu Refik Şevket Beyin sual takrirleri Başvekâle | bul şubesi müdürü Cevdet, Ej lâk ve Eytam bankası İs şubesi müdürü Mahmut Nedif ve İş Bankası İzmir şubesi dürü Nusret Beylerin isim mevzuu bahsolmaktadır. »r ANKARA, 1 (Telefon) Cümhuriyet Merkez banki meclisi idare azalığına göst, len namzetler meyanında tidih, ret ofisi müdürü Cemal Beyiğli de ismi ileri sürülmektedir. fi İhsan Abidin Beyin yerin Ziraat müsteşarlığına o Mith Beyin (Gözlüklü Mithat B tayini mukarrerdi, Adliye vekili b geliyor ANKARA, 1 (Telefon) i Adliye vekili Yusuf Kemal bu akşam İstanbula hareket te ve Maliye vekâletine bildiril | miştir. Yusuf Kemal Beyin miştir. Askeri mütekaitler tek- rar hizmete alınırlarsa.. ANKARA, 1 (Telefon) — Askeri ve mülki tekaüt kanunu nun yedinci veon sekizinci maddelerinin sureti tatbikına dair Başvekâletin bir tefsir ta- lebi üzerine mili müdafaa «n- cümeni bu gün bu maddelerin | tatbik: hakkındaki telâkki tar- zımı şöyle tesbit etmiştir: Askeri mütekaitler tekrar j hizmete almırlarsa, hizmete 2- ındıktan sonr Madde 1 — .ğer yüksek bir derece ile hizmete alınmış ve yahut terfi etmeden veya ma- iâl olmadan tekrar tekaüde ir- ca edilmişse eski tekaüt maaşı na zammedilir. Madde 2 — Eğer ayni dere. ce ile ayni bizmete almdıktan sonra terfi eder ve malâl olursa dirde yeniden tekaüt maaşı tah | oldunur. Seylâp ve olud MANİSA, 1 A.A. — Yağmurlar fasılâlı surette devam etmektedir. Seylip ve doludan Demricinin üç yerindeki ekinler harap olmuş ve a- tirete ait 20 sığır telef olmuştur. Demirci - Borlu yolunun dört metre Hik kaamı harap olmuştur. Şark isyanında işlen- miş cürümler ANKARA, 1 (Telefon) — Adliye encümeni Şark is; rada yerleşen ecmebileri ve seyyah | miye geçenleri alâkadar © nâsile cihani bir şehir- tarihin bıraktığı bir servet olduğ nidir, Cemiyet şimdi her gün ve her | taraftan aldığı mektuplara muntaza- man cevap vererek Türkiyede seya- hat ahikkında istenilen malümatı ita | İNEBOLU, 1 A.A, — İş Bani $ı şubesinin küşat resmi bugün ni rasimle yapıldı. Bir iskele şehri © İnebolu da banka şubesinin mı leye başlaması halk tarafından yük hir memnuniyetle karşılanmığl tir. Muhafız Gücünün yıl dönümü tes'it edildi ANKARA, İA. A. — alayı ve muhafız gücünün d cu yıldönümü buşün öğleden İstiklâl spor sahasmda zengin programla tesit edilmiştir. reisi İsmail Hakkı Beyin hit mütenkip eğlencelere başlanmış bu meyanda ağır siklet alaturka alafranka güreş müsabakaları yap mıştır. Davetliler arasında © Büş Millet Meclisi Reisi Kâzm © Pa Hazretlerile Meclis reis vekil don Vsıf Bey ve birçok meb Milli Müdafaa müsteşarı Seydi P; $a ve daha birçok erkân ve ümera; askeriye ve zabitan © bulunuyo Ayrıca kalabalik bir halk kitlesi sahada şenlikleri seyretmiştir. Muhafız gücü atletleri bu sabahi İ seyahati hususi mahiyettedir. f» İş Bankasının İne- z bolu şubesi "l i | sat 6 da mukarrer seyahatlerine çı | mışlardır. Bisiklet takımı da bu ak- sam yürüyüş mebdej olan Se trenle hareket etmiştir, da işlenmiş suçların cürüm ad güzel ve |, muntazam bina mr Samknie İptidai bir zihniyetin galebesile bu hal se- nelerce nasıl tecviz olundu? Bilmi- yorum. Fakat bu, cidden yürekler a na göre bu miraıtan istifade etme mek bir cinnet: ve bir betbahtlık 0- lur. Bilâkis şehrin güzelliği dünyayı meclüp etmeli ve mühim bir rol oyna malı ki bu da âlemde bizim şerefi- mizi arttıracaktır. edebileceği eserlerin, şehrin ziyneti. ni teşkil eden âbidelerin ve memle. ketin güzel manzaralarının muhafa. | 2a ve idamesine çalışmak va bunla. Türk eserlerine ait kısmını bir ağ , Tabiatı ve manzarası itibarile dün | sen şehrin yalnız abidelerinden bah | tevsi etmiştir fakat bu ilâveler ese- yapn en güzel, ve tarihi eserleri | seden - iple, de By-İ rin Fransızca olan aslında noksan en zengin şehirlerinden bi- kelimesi cısıydı. Türkiye Turing klübü geçenlerde 1930 senesi (maliyeti için uzun ve te, faaliyet ve hizmetini günden gü. | tafsilâtlı raporunu ve bilânçosunu zance â Stanboyl, ünvanlı kitabı © rinde yaşayoruz. İstanbul tarzında meşrettiğimiz. eserler pek insanların başında bir hülya gibi dö | azdır. Şehrimizin güzelliklerini, ser vetlerini ve hayatını biz Avrupalı ların duyacakları bir lisanda söyle yemezdik. Ve hiç bir edibimiz daha İtalyan güzelliklerini, Romanın, Ve- pediğin havasmı, kokusunu, suyunu müyor. Fakat biz âşığı olduğumuz bu şehrin emsalsiz manzaralarını ne ediplerimizin kalemile tahlil ne e resmaınlarımızın fırçasile tesbit © “İstanbulun evsafını mümkünmü beyan hiç?,, Demiş olan Nedimin Istanbulu sa mimi ve cuşişli tasvirlerle gene bel- ki en canlı olandır. Fakat artık bu ç bir €ski zaman minyatürüdür, Geç- © miş bir zaman içinde kalan ve uzak. © tan görülen tılsanlı bir saray, bir © harem gibidir. Hamit - Sezai mesli- © nin Çamlıcasındailâhi bülbüller öter. Fakat başımızın dönmesinden kor- “kar gibi biz bu gün bu yüksek te dolaşıyoruz. Edebiyatı ce- dide zamanının yonularında. bazı parıltılı Boğaziçi ve Adalar tasvir. eri vardır. İstanbulu pek çok s6- “ven zavallı Ahmet Hikmetin bazı sabifelerini hatrlayorum. Son 7a- omanlarda Ruşen Eşref de Boğaziçi- dair çok güzel tasvirler neşretti. i hep gönlümüzde yüzen ve nde yaşarken bile basretini duy- ğumuz manzaraların bazı müstes mi enelerini bu sahifelerde bulduk. “Fakat biltün bu nakâfi edebiyat ancak Hisanınmızın kafesi arkasında ize mahrem kalan bir âlemdir. Bu Türk edebiyatı harice kâmilen meç- İstanbulu tanıtmak ve sev- için Celâl Esat Beyin - esa- D'Annunzio'nın yaptığı gibi, gözle ri kamaştıracak ve ruhu meclüp €- decek kadar kuvvetli ve diğer bir lisana geçmiş bir edebiyat halkede- medi. Denilebilir ki İstanbulun gü- zellikleri karşımda Türk gözleri mestolmuş, ve bu şür altında ezilen Türk ruhları artık onu tahlil ve de edecek kudreti bulamamışlardır. Garp zevkine Istanbul güzellik- lerinin propağandasını — yapanlar şimdiye kadar yarbin ressamları ol- gibi gene garbin şairleri ve muharrirleri oldu. İçlerinde İtalyan lar, Almanlar, İngilizler, ve sair mil- etlere mensup olanlar da var, Biz ekseriyetle bunların isimlerini bile İsem ime Yalnız Fransızlar ara Chateaubriand, o Lamartine, Tadepile Gantier, Görard de Ner- val, Pierre Loti, Miurice Barrâs, Henri de Rögmler, Claude Farrire, Contesse'de Noailles, Görad "How. ville, Lucie Delarue - Mardrus, Al- beri Flamant ve sair bir çok roman. cılar ve tarih ve âsar: atika için ya- zan bir çok maharrirler bulunduğu. nu biliyoruz. Hattâ seyyahlara rehber yolunda edebiyatın ne şümullü bir varlık ol- duğunu hem de bu itibarla bizim e- debiyatımızda bir çok hücrelerin ma atteessüf bomboş kaldığını görü yor. Edebiyatımız bu boşluğunu mev- zau bahsederken bu sahada iühüm bir hizmet ifa eden bir cemiyetin ya- ni “Türkiye Turing Klübü, nün mevcudiyet ve faaliyetini | hatırla- mak makul ve bekl olur. Zira bu- gün lisanımızda müstamel bir tabir olan “turizm, kelimesini bizde: ilk defa kullanmış olan bu cemiyet bin 923 senesinden beri faaliyettedir. İcra vekilleri hey'etinin geçen sene- ki musip bir kararile de monafii u- mumiyeye hâdim cemiyetler meya- Bina geçmiştir, Fakat efkârı urmumi- yenin ekseriyetince ne için teşekkül etmiş bulunduğu ve ne yapmakta ol duğu daha tamamen anlaşılmamış» kalıyor. Cemiyetin gayesi Türkiyede tu- i inkişafı, ve ek ka bul ettirmeğe, ilânlar bastırıp dağıt mağa, cemiyete mahsus bir kaç li sanda bir risale neşretmeğe, propa- gandayapmağa ve bu yolda iktıza © den herşeyoçalışmaktır ve gelenlerin barada güzel ve rahat bir hayat bu- larını da temin etmek. Çor Enn umumi bali buna müsa, di sümişim | ri been eylen izalesine nit te. şebbüslerde bul İuamak ve iemleke. su, kaplıca, sayfiye, tefer. rüç ve deniz banyoları merleszleri. nin imar ve teralekisine çalışmak ve saire gibi, lip gayet etraflı ve ciddi bir nizamnameye ve teşkilâta ve muh- tölif İisanlarin tsbolunan bir risale. ye malik bir cemiyettir. Ve içinde İstanbulda ikamet eden bir çok cc- mebiler de yokki şehirde oturanların ona karşı duyabilecekleri muhabbeti soutma- malı, teşvik etmetiyiz. Zaten klüp ni Zamnamesinin bir maddesine naza, van İstanbulda turizm ile alâkadar olan bütün devlet ve beledi leri, ve ticaret odası reisleri, bankalar, oteller, başlıca seyahat ve vapur acentaları, demiryolu ve seyri sefsin i bulunmaktadır. Şüphe yetlerinin tabii âzasıdır. İstanbul gibi maddeten dünyada emsali bulunmayacak kadar güzel, tarihen sinesinde eski iki medeniye- tin, Romen, ve Bizans medeniyetle. rinin bazı eserlerini muntazam bir tarıda muhafaza eden ve Osmanlı: lar devri eserlerinin mühim bir kıs- tan, bütün islâm diyarı. mın en güzel, en kesir camilerin toplayan le de yektâ Se bir şehir çinde oturan yerlileri değil, vatanın sair köşelerinden ona gelenleri, bu- coğrafi vaziyeti Yalnız i- Resimi ve nim resmi monbalardan aknabilen malümata göre İstanbula geçen sene Avrupa ve Amerikadan meler. seyyahlardan trenle gelenle- rin adedi 5 bine, deniz tarikile ve kafile halinde gelenlerin adedi 16 bi- ne ve matat postalarla gelen yolcu- ların adedi 25 bine yakınmış. Sey- yah ve yolcu mecmuunun yekünu böylece 45 bini geçiyor ki şehrimi zin dünyadaki mevkii nazarı itibara almırsa, bu mikdar az, pek “azdır. Son zamanlarda İtalyaya yalnız üç ay zarfında 70 bin seyyah gelmiş. Şehrimizin vaziyetinden ve güzelli- den henüz il fade etme- ğimiz iyor. Fakat | meri ke bakm takimlar bizm g5 len bu mikdardaki seyyahların şeh- rimize bırakmış oldukları paranın asgari 3 milyon lira olduğu hesap e- dilebiliyor Binaenaleyh bizde turizm için sarfedilen parayı çok görmeme Hidir. Alman ve İngilizlerin her se. 'ne memleketlerinde bu gaye için sar fettikleri paralar müthiş yekünlara baliğ olur ve bizim başımızı döndü. recek bir mahiyettedir. Bizde yapı- lan sarfiyat ile istihsâl olunan neti- cs hayrete şayandır, ve bu da, az pa ra ile iş görmeğe alışan Türklerin bir muvaffakiyetidir: Geçen sene bu uğurda yalnız sekiz bin lira sarfe. dilmiş? Bizde turizm için teşkil edilen ce ne arttırmakadır. Her takdire, her türlü yardıma lâyık olan milli ve hayırlı bir müessisedir. Reşit Saffet Beyin davetile bey- nelmilel turizm kongresinin geçen 1930 senesinde İstanbulda içtima et miş olduğu malümdar. Beynelmilel Turizm klüpleri gitgide bükümet- lerin yanında daha #meli ve daha müteşebbis bir takım teşkilât mev- kini iletisap ettikleri görülüyor. Bal kan Turizm ittihadı riyasetine in- ihap edilmiş olduğu gibi Paristeki beynelmilel Turizm İttifakı ile Lâ- heydeki beynelmilel milli turizm pre payandası heyetlerine de idare mec lisi âzası olarak intihap edilmiş olan cemiyetin müessis ve reisi Reşit Saf fet Beyi dahil ve hariçteki bu faali. yet ve muvaffakiyetinden dolayı teb rik etmeliyiz. Cemiyetin seyahatleri tesbil için sarfetmiş olduğu faaliyet ve bu sa- hada istihsâl etmiş bulunduğu neti- ce cidden şükrana lâyıktır. Pasa port muamelelerinde vesairede te- min edilmiş olan teshilât ve kabul ettirilmiş bulunan triptik kanunu va tannamına hayırlıişlerdir.Daha az za man evel bütün seyyahları pasaport larının vizesi için Cağaloğlu civarın da bir eski zaman ahırına benzeyen bir binaya bizzat gitmeğe icbar e- derlerdi. Maksat güya bütün buraya kadar gelenlere aleyhimizde bir fi- neşretti. Bu matbu risalenin nsütale- ası cemiyetin bir çok şeyler düşün- müş ve bunlara teşebbüs etmiş ol- duğunu gösteriyor. Turizm noktaj hazarından Mısıra ve Balkanlara ne kadar ehemmiyet verilse o kadar fay dalı olur ve Turizm © mefhumunus taammümü memlekete ne büyük is, tifadeler temin edeceği husulüne çalışmak hepimiz için de vaciptir,farzdır. Geçenlerde Fransa da yeni teşekkül eden kabine zama nında bir “Haut Commissariat du Tourisme,, ihdas edilmişti. İtalyada da en son defa doğrudan doğruys Başvekâlete tabi bir Turizm büyük komiserliği ihdas olundu. Bizde bu vazifeleri fahri olarak ve pek cüz, bir sermaye ile gören cemiyetin kad ri bir gün takdir ve samı hayırla ya dedilecektir. Cemiyetin raporunun bir fılrasın- da: “Temenniyatımızın biri de mua venetlerini bizden hiç bir vesile ile deriğ buyurmayan Türkçe ve Fran- szen milli matbuatımızın Turizm mesailine Avrupa matbuatı misilli. haftada bir gün gazetelerinin bir sahifesini hasretmeleridir. “denili yor, Ümit ederim ki kariler bun bilmem kaç yılda bir iki sütün tah vi etmiş olduğumuzu çok görmez ler! i Abdülhak Şinasi