Bakla “Akşamdan akşama, bir sürü, gö “> mütesrifeleri yanyana sıralayan Xi beceli acaip imza nihayet gele #le Nurullah Atönm mukavva ma. “dine çattı, Ne Nurullah o Atânm Ykılmasından korktuğum için mu- “va mabedine dokunmak, ne de akşamcının keyfini kaçırmak is- Yalnız şark ile garbin muka- Yüminde daima sapıln gelmekte 0- İn çapraşık bir yolun üstünde şöy- İk bir akşam serinliğinde dolağmak #2u ediyorum. Garp ufuklarındaki gök gürül iltülerini, Şarkın durgun ve lâ- İS semalarında araşiran gözleri; Miz, bilmem hangi karlı Asya dağ- İnen ardından doğan güneşten ka Nayır, Şarktan Garba giden mede- MYet, kürkçü dükkânına dönen til- ye San'at bahsi üstünde konuşurken ütenahi haz ve neş'e duyduğum kemik bariz üslüple a hem iölenceli, © hem istifadeli mac mat veren bu muharrir uzun tan ağzında ıslatamayıp ortaya $sne kaz katı fırlatıyerdiği bu bak- ile şöyle bir falımıza bakalım. Birlikte okursak fena olmaz: "Garp san'atkörları tablo yapmış Şi Şarklılar, halı, çini, talik, sülüs | çizmiş, yahut | boyamıştır. et tablolarda bulduklarınızı ha Mirda ararsanız karşınızda mukav- * mabet görürsünüz... Nasıl? demedim mi? Şimdi biz Hüreniyoruz ki Şarkta resim yoktur. alı vardır. Bize şimdiye kadar bu malümatı vermiştir.? Bunu Kimden, öğrenebilirdik? Müstehzi ve ü yazılarında birer cevheri kıy- * medfun olan bu hayırhah mu- kn tavanda benler bize “retiyor, Şarkın san'at eserleri üstünden İalıyı ciğner gibi dolaşıp geç X İsteyen bu muhterem efendiyi rek selimlarız. Elif Naci Tagora vü Göre San'at.. Bir mevzuun hurda teferrüata Bitmek, onun selabetini bozar, 9 & Yalnız şahsi olarak görmek sure- ir ki ahenk vermek, imkân da- line girer. Binaenaleyh san'atkâ- 4 Vazifesi bir şeyin zevabirile ba. Mi arasındaki alâkayı sezmek ola- ter. Şarkta ve bilhassa Çin ve Ja- n yada san'atın güzelliği ve aza ti noktadandır. Orada san'at- €şyanın ruhunu ( sezerler ve İN Göre inanırlar, Garp, insanın ruhuna inanabiliz 9 Fakat o, bütn künatım bir re- a dağuna inanmış değildir. Şar- iü, beşeriyete vermiş olduğu bü- 1, san'at eserlerinde bu noktada Biz, yarin teferrünti eşyadan İ öz, miyiz. Yalnız ruhu kâinatı Yünürüz; Şark hükemasını istiğ- sevk eden, şark san'atkârları- İ iş sserlerinde tebarüz eyleyen mok- Budur, u Sünkü bizim bu ruhu kâinata Mantmez vardır tarz 5 gülemik, kaveöt va ha: | 2 hükemamız, hissiyatlarını sade *afi bir hale koymağa uğraşmış» dar. Zira sade ve saf, bir hakikat iş, büyütülmüş hakikatler. İS daha hakiki ve mösesirdir. ME, omlet yalniz şahsi olan be ilerle uğraşır derken ber halde Sa mücerret olan felsefi efkârı bu daire haricinde bırakmış ol- ae Bunlar da bizim Hint 6- W Yanda mevki almışlardır. Çün “da «kâr da bizim şahsiyetimi- “İyafile örülmüş şeylerdir. Nakili; © Mehmet Nüreddin ilerine kafiye olan asrın pervane | benziyor. Ben bu tilkiyi hiç te | Modern san'attan evvel “modern, tabirinden ne anladığımız. şüpheli- İ dir. Kalem kavgaları çok kere tabir- lerin vuzuhsuzluğundan neş'et eder. Yaşanılan zamanda hususiyet gös teren şeylere tâ “Aristo, zamanım dan bu güne kadar hep “modern, denmiştir. Daha açık söyleyelim: Çiçeği burnunda olan her “zemane Darülfunun müderrislerin- den Mustafa Şekip bey alem olmuştur. Bu iş haddi zatinde pek büyük ve eherimiyetli olduğu gibi, pek küçük ve ehemmiyetsiz de olabilir. Bunu ancak zaman göste- rir, Bugünkü san'at ta “modern, olduğunu iddin ediyor ve bu husus taki şuurunun tezahürlerini hem a- meli, hem de nazari bir surette or- taya koymuş bulunuyor. Bence he- üz ameliyatmdan ziyade nazariya- tu kuvvetlidir ve en muhim iddiası i Darülfünun ruhiyat müderrisi Mustafa Şekip Beyin... | İ modern san'at hakkındaki fikirleri işi, me “modern, tabiri ötedenberi | bugünkü san'atkârm “taklit tekni- sarfedile b” “cek bir hürriyet ve salete kavuşması, dir. Bu istiklâl mutlak mıdır bilmiyorum; fakat mu hakkak ki fotoğraf, sinema, matbaa gibi teknik vasıtaları bugünkü res samı tabiatı taklitten çok, bem de | pek çok vareste kılmıştır. Çünkü taklit, muhitin mukavemeti karşısın da yapılır. Fotoğraf, tabiatin bütün mukavemetlerini kırmıştır. Binacn- aleyh tabiati doğru taklit etmek ar- tık büyük bir “marifet ve ustalık, Eski san'atkârın büyük perestijlerinden biri hiç şüphesiz bu ustalıktı. Ustalığın ehemmiyeti kal mayınca san'atkârdan beklenen şey “sırf san'at,, yani şahsı tabiatin bü. | , daha doğrusu “kendi lirizmi,, olmak lâzem gelir, İşte ben- e modern san'atın en kuvvetli ve en haklı iddiası. Harici tabiattan kovulan san'at- kir kendi tabiatine kapanmasın. dan daha tabii ne olabilir? Pirimitif san'at ta böyle bir ihtiyaçtan doğ- uyuştu. Malömdür ki din, tabiatı fax ni, Allahı baki tanıdığı için pirimi- kinden makine sayesinde kurtulmuş | olması ve bu sayede de bütün kuv- | vetlerinin kendi lirik. ihtiyaçlarına | üfler tabiattan ziyade mistik bir şahsiyete tercüman oludular. . Me dern san'ata tercüman olmak iste Yen şahsiyetler ise dini, felsefi ve ilmi devirleri idrak etmiş oldukları için bütün bunları görmüş geçirmiş Kömselerin lirizmine tercüman ol: | mak yani resim bassasiyetimize müs takillen renk ve şekillerin lirizmini ilâve etmek istiyorlar ve diyorlar “Bach,, tan evvel musiki de şa- irlerin, güftenin hizmetkâr: if İteyi terennüm et- “biyano,, su yoktu. Şimdi ise gülte musikiye tabidir. Ve bu sa yededir ki musiki, sanatların en hür, en asil ve en muvaffakiyetlisi olmuştur, Diğer bütün san'atların hakiki “kader, i musiki mahiyetin- de olmaktır. Resmin bir “piyano, su yani renk ve şekillerin bedii bir ka musu vücude getirildiği gün resim de kendi kader ve mahiyetinde müs takil bir san'at olacak ve bütün ser- samlar bu şekil ve renk piyanesile olanca bestelerini çala bileceklerdir. Bach nasıl musiki hassasiyetimize swf deruni, brolirik bir buut ilâ ve ettiyse modern sam'attan bekle. İ nen kudret te bu olabilir. Aksi tak- dirde resim, eski prestijini artık başka türlü ihya ve inde edemez. M. Şekip EN Avni Lifij günü Haziranın ikinci salı günü Res sam merhum Avni Lifij öleli tam dört sene oluyor. Vefatınm dördün cü yıl dönümüne müsadif önümüz- deki salı günü Gülhane parkının tsalindeki Güzel san'atlar birfliği de bir Avni Lifij günü yapdacak. Merhumu sevenlerle meslekaşları toplanarak: Avninin aziz batırasını tebcil edeceklerdir. Marc Chagall Mark Şagall yeni san'atın en kuv vetli, bilhassa en garip, en esrarlı şahsiyetlerinden biridir. Bir kaç se ne evvel Fransaya gelmiş olan bu Rus Yahudisi, az zamanda Avrupa san'at hayatmda ismi her zaman lerinin garabeti, hayalperestliği ile hayret ve takdiri celbeden bir şah- siyett olmuştur. Filvaki, hakikatperest ve maddi- yetperesi Fransız san'at muhitinde Mark Şagal'in o garip levhaları çok bariz bir hususiyet gösterirler. Şa gali'in her tablosu bir rüya gibi, bi. zi mantıki hayattan çıkararak, ef- sane, garabet, sesrar Âlemine sokar, O tablolarda, insanlar gök yüzünde yürürler, kanatlanıp uçarlar; evler seffaflanıp dahillerini görürler; i- neklerin karınlarında ağaçlar türer; ölülerin yanında muzika çalarlar; acaip şekilli hayvanlar, kilize çanla- rına çıkarak borazan çalarlar. Şagall'in san'atı yalnız rüya ve garabettir. Fakat ayni zamanda en mmuztarip, en endişeli, en gayri man tiki, aykırı bir zekânın mahsulüdür. Şagall'in çok kuvvetli tekniği, res sim san'atinin bütün güçlüklerine nüfuz eden bilgisi vardır. Onun için bu jantesist değil, fakat eseri yaşa- yacak olan entellektüel bir san'at- kârdır. Sagalin bir eserr MİLLİYET CUMA Mükafila Dün sahiplerine tevzi edildi Ziraat odası. tarafından geçen cuma Taksim bahçesinde açılan meyvacılık ve tavukculuk sergisinde madalya ve nakdi mükâfat alanlara dün vilâyet ziraat odasında mükâ- Fat ve madalyeleri tevzi edilmiştir. Büyük şeref madalyasını tavuk- guluk kısmından Ratip Tahir, Nu- reddin, Arifağa zade İsmail, bahçe- vanlıktan bahçe mühendisi Lütfi A- rif Bey, İstanbul belediye bahçesi, Halkalı Ziraat bahçesi, bahçevan Si- mon, Trüfo ve Sabuncaki efendiler almışlardır. Fridman aşısı ——— Mesele dün Etibba oda sında da görüşüldü. Etibba odası heyeti idaresi dün Dr. Tevfik Salim Paşanın iyasetinde toplanarak, Odaya ait bazı müzakerelerde bulun- muş ve haysiyet divanında Dr. Fuat Sabit Bey hakkında itti- haz edilen kararın mumaileyhe tebliği kararlaştırılmıştır. Hay siyet divanı kararları hafi oldu ğu için, kararm şekli hakkında malümat alınamamıştır. Fakat bizim yaptığımız tahkikata na zaran, kararda, Fridman aşısı 20 seneden beri bilinen ve mü- teaddit tecrübeler» neticesinde faidesi gö: aşı olduğ tavsiy: zikredilmektedir. Taksitlerini vermeyenler Azasından taksitlerini zama nmda vermeyenler hakkında Sıhhiye vekâletinden bir ta- İ mim gelmiştir. Tamimde tak- sitlerini vermeyenler odalar ni- zamnamesinin 12 maddesi mu cibince haysiyet divanlarma tevdi edileceği, odalara hiç kay dolunmayan ve yahut kayıtlı olup ta taksitlerini vermsden diğer mıntakalara tahvili vazi- fe eden doktorlardan aidatları- nım tahsili için bütün odaların delâlette bulunmaları bildiril- mektedir. Hintli bir ticaret odası reisi geldi Hindistan ticaret odaları re- islerinden birisi evvelki gün şehrimize gelmi Bu zat ev- veli gün Odayı ziyaret ederek ticari bazı malümat almıştır. —— Ingiliz sefiri hareketini bugüne bıraktı Dün Ankaraya gitmesi mukarrer olan İngiliz sefiri M.G. Klark ha- reketini © bugüne İthir etmiştir. Lord Athlon ve refikasile beraber İngiltereye giden ledi Klark henüz avdet etmediğinden, İngiltere kralı Hazretlerinin itim günü davetlileri. ni yalnız seir cenapları izaz etmiş olacaklardır. —— Kadınlar birliği kon- gresi kaldı Türk Kadınlar Birliği dün sene- lik kongresini ekseriyet olmadığı i- çin aktedememiştir. Kongre bu per sembe öğleye kalmıştır. Mi İki Romen muh- ribi geçiyor Prens Nikola kumandasında Ro- manya filosuna mensup iki muhrip, indei ziyaret maksadile Maltaya git mek üzre bu sabah Boğazdan gece- rek durmadan yollarina devam ede- ceklerdir. Ayni muhripler haziran on dördünde ayni şekilde dünecek- lerdir, | | saport çıkarıp Parise gideceği- Süzan H. Kocası tarafından Pa- rise çağırıldı İZMİR 28 (Hususi) — Hafi | ze Suzan Hanıma kocası M, Gi den bir mektup gelmiştir. M. İİ | Gi bu mektubunda diyor ki: || “Ortada sana atfedilen bir hâdiseden bahsediliyor. Ben se nin samimiyetinden eminim. O nun için bunlara inanmak elim den gelmiyor. Bu hafta Parise gidiyorum. Sen de derhal işle- rini bitirerek Parise hareket et Seni bekliyorum. Selâm. | Suzan H. imkân bulurt», pa- ni ve çocuğunu da beraber ala- cağını söyleyerek diyor ki: — Manevi çocuğumu Parise | götürecek, kocama tanıtaca- ğım. Bu çocuk hayatıma karış- tığı günden beri bana pek çok üzüntü verdi. Fakat hayatımda Japki rapt altma girmiş olda. Bu çocuktan ayrılmak mecbu- riyetinde kalırsam bu benim i- çin felâket olur... Bir haftada evlenenler Fatih evlenme dairesinde şu | çiftlerin nikâhları kıyılmıştır: | Müzeyyen H. - Osman EF, Esma H. - Zekeriya Ef,, Lâti- fe H. - Rahmi EF. Feriha H. - Yakup EF., Hayriye H. - İsma- il EÇ,, Fatma H. - İbrahim Ef,, Hatice H, - İsmail E., Nerime H. - Yahya E€,, Kiryakiçe H. - Ahya EF, Zafya H. - Samoel EF., Melâhat H. - Cemal Ef. Anjel . Herant EF., Emine H., Osman Ef., Mihver H, - Hüse- yin B., Zehra H. - Recep Ef,, Firdevs H. - Ahmet EK, Eminönü evlenme di in de bir hafta zarfında nikâhları icra edilen çiftlerin isimleri şunlardır: Peruz H. - İbrahim Ef., Mu- azzez H. - Mehmet Ef,, Sadiye H. - Ali EF,, Marya H. - İstel- yo EF., Hafize H. - Cemaleddin Ef., Vida H. - Yafef Ef., Fat- ma H. - Hasan Ef., Emine H. - İ İhsan Ef,, Şaziye H. - Mehmet EF., Zarohi H. - Bedros EF, Bedriye H. - Fazıl EF., Faika İ H. - Yakup Ef, acar rakerer — | Ihtisas vesikaları Trp fakültesi müderrislerin- den Akil Muhtar ve Server Kâ- mil Beyler ihtisas vesikaları i- çin Sıhhiye vekâletile temas et mek üzere cumartesi günü An- karaya hareket edeceklerdir. Etibba muhadenet cemiyeti Etibba muhadenet cemiyeti bu gün son aylık içtimamı ak- tederek:' yaz tatili kararını ver. miştir. Kadastro müdürü Ankaraya gitti Gayri menkul «emval ve ka- dastro hakkında izahat vermek üzere kadastro ve fen müdürü Halit Ziya Bey dün Ankaraya gitmiştir. Ve bir kaç günden beri şehrimizde bulunan kadas tro ve fen müdür muavini Salih Bey de Ankaraya dönmüştür. Hasekideki doğum kısmı Haseki kadın hastahanesin- deki doğum kısmı bu sene da- ha fazla ihtiyaca tekabül et- mek üzere tevsi edilecekti: kooperatifçilik Cemiyet 10 haziran tekrar toplanıyor Kooperatifçilik cemiyeti 10 haziranda umumi bir içtima yaparak, bu içtimaa cemiyetin İnbii azası olan bütün muallim leri davet edecektir. Bu toplen tıda kooperatifçilik için nasıl propaganda yapılacağı hakkın- da muallimler tenvir edilecek- tir, Cemiyet bir de mecmua neş- redecektir. Manisada iki tevkif MANISA, 27 — (A.A) —Bi- rinci Noter ve Eytam müdürü, zim Maarif emini geldi Maarif emini Muzaffer B. dün Peşteden gelmiştir. Mumaileyh Peş tede toplanan beynelmilel tarih kon gresine darülfünumumuz nama İş- tirak ettiği için bu hususta ihzar et- tiği raporu maarif vekâletine takdim edecektir. Bulgar şampiyonu neden gelmiyor?. Bugün Robert College'de atletizm müsabakaları yapılacak.. Bu gün (Robert College) de koşması çok faideli olacak ve yapılacak olan atletizm maçla- | bizim sporcular da çok istifa İ deedeceklerdi. rma Bulgaristan (o koşucusu, 1500 metre şampiyonu ve 800 | Balkan şampiyonu stil itiba- metre ikincisi Pedan iştirak €- | rile çok değerli ve taklit edil. İ meğe lâyik bir sporeodar. demeyecektir. Bundan evvel alı ban telgrafta geleceğine dair cevap vermişti. Halbuki alâka- dar mahafile gelen malümata nazaran mumaileyh şehrimize gelemeyecektir. Sporcular her ihtimale karşı kendisini garda beklemişler, fakat maalesef ve- rilen haber doğru çıkmış ve ko şucu Pedan gelmemiştir. Bu memleketimizde sporcunun M.Ö. Rana bey geldi Türkiye idman cemiyetleri ittifakı merkezi umumi birinci reisi ve İstanbul meb'usu Rana Beyfendi iki gün kalmak üzere evvelsi gün şehrimize * gelmiş» tir. Beşiktaş cinayeti Yarası iyileşen Ali Şevket B. Be- 'yoğlu zükür hastanesine kaldırıldı Evvelki gün Beşiktaşta vuku bu- n parayı paylaşırken, Remzi oğla lan müessif cinayetin tafsilâtını dün ! Ali ile kavga etmiş ve bu kavga ew yazmıştık. Müddeiumumilik bu husustaki tahkikatına devam etmektedir. Müd 'deiumumi muavinlerinden Muhlis Bey dün de Gümüş suyu hastanesi- ne giderek, Ali Şevket Beyin istic- vabına devam etmiştir. Ali Şevket Bey dün Gümüş suyu hastenesin- den kaldırılmış, hasta otomobili ile Beyoğlu Zükür hastanesine makle- dilmiştir. İclâl hansmın cesedi de Müddei- umuminin gösterdiği lüzum üzerine morga naklolunmtuştur. Ali Şevket Bey hareketinden çok müteessirdir. Cinayeti yaparken a- sabına hâkim olamadığını ve bu ne- ticeden çok müteessir olduğunu söy lemektedir. Yunanlı yankesici dün gönderildi Yananistana serkedilmek üzere hudutta Yunan emniyet memuru M. Lambrosa teslim edilmek için kon vansiyonele bindirilirken © intihara teşebbüs ettiğini yazdığımız. Am dreya Kosti dün sevkedilmiştir. Intihara teşebbüs ederek Yuna- nistana gitmemek jiletten me- det uman Andreya Kostinin kolun- da ve boğazında açtığı yara çok ha- fiftir, Cerrahpaşa hastahanesinde yatırılarak tedavisine küzum görül. memiş, yarası sarılarak, Yunanista- na kadar seyahat edebileceği anla” şıldığından polise inde edilmiştir. Poliste dün akşamki konvansiyonel - le Yunan emniyet memuruna teslim edilmek üzere merkumu hududa sevketmiştir. Meğer işin içinde iş varmış! Dünkü müshamızda Korgen is- minde bir adamın âşk yüzünden in- tihar edeceğini bildirerek ortadan kaybolduğunu yatmıştır. Polisin bu hususa dair tahkikatı devam etmek tedir. Korgenin annesini polise ver- diği malümata göre, Korgen intihar Karmanyoladan sonra Evvelki günlü müshamızda Da- vutpaşada Ali elendi isminde bir bakkalı karmanyola eden Remzi oğ- iu Ali ve Etem isminde iki kişinin yakalandığını yazmıştık. Meğer bu vak'anın bir mabadi, Remzi | oğlu Ali ile Etemini de Hasan isminde üçüncü bir arkadası varmış, Hasan vak'ayı müteakip karmanyola edir nasında Aliyi ehemmiyetli surette yaralamıştır. Fakat Ali asıl karman yola vak'asınım — duyulacağından korkarak yarasını tedavi ettirme: miş, fakat yakalanınca tedavi ettir mek mecburiyetinde — kalmıştır. O zaman Hasanın da kendilerine da- hil bulunduğunu itiraf etmiş, Hasan da dün yakalanmıştır. Mecruh Ziya Beyin hüviyeti Geçenlerde Papazan barında ya ralanan Zıya efendinin Türk değil, Antranik isminde bir Ermeni olduğu hakkındaki haber teeyyüt etmekte- dir. Polis mecruhun hüvyetini Zıya olarak tesbit etmiştir. Polisin ihmali yok! Evvelki gün Çarşambada bir ku: yuda boğulan Sacit ismindeki çocu- ğun ölümünde polisin ihmali bulun duğu yazılmıştı. Polis müdürlüğü bu hususta tah- kikat yapmış ve hâdisede polisin pek çok seri olan müdahalesini ci- var halkının da şehadetile tesbit et- miştir. Yapılan neşriyat asılarzdar. Tavla oynarken Sıhhat yurdunda çalışan Si- vaslı Kenan Koskada Rızann kahvesinde tavla oynarken, İsa isminde bir adamla aralarında kavga çıkmış, neticede İsa bı- çakla Kenanı gözünden yarala- mıştır. Kenan Cerrahpusa has- tahanesine kaldırılmıştır. Güzel sanatlar akade- misinde hırsızlık Beşiktaşta Serencebey yoku- şunda Sanayii nefise akademi- $i elektrikçisi Kenan, mektep sinema dairesine girerek maki- nehin objektifini aşırmış, fakat yakalanmıştır. Otomobil altında Hasköyde oturan Lâle ismin deki genç kız İngiliz sarayının önünden geçerken 400 numara kı hususi otomobilin altında kalmış, yüzünden yaralanmış, barümu da kerıltnıştir. Üsküdarda ağır bir cerh Dün Üsküdarda Şeyh camiin de ağır bir cerh vak'ası olmuş, Emin isminde bir adam Ligor isminde bir bahçevanı tabanca ile arkasından ve sol böğürün- den yaralayıp kaçmıştır. Cina- yetin sebebi bir alacak mesele- sidir. Ligor tıp fakültesi hasta hanesine kaldırılmıştır. Carih Arnavut Emin akşam geç vakit yakalanmıştır. ——e—— Bakkallar kooperatifi Bakkallar kooperatifi yeni dare heyeti çarşamba günü miyetin idare heyetile müştere ken bir içtima yapacaktır. ,