Attın umdesi “Milliyetir” 29 MAYIS 1931 İDAREHANIE — Ankara caddeyi 0: 100 Telgraf adresi: Milliyet, is Telefon numaraları: 24311 — 24312 — 24313 i İİ © ABONE ÜCRETLERİ i Türkiye için Hariç içla 400 kuruş 890 kuruş ' 750 1400 , 1400 270 , © Gelen evrak geri verilmez b Müddeti geçen nüshalar 10 kuruş WE, Gazete ve matbaaya ait işler i e müdiriyete müracaat edilir. li ilâniarın mes'uliyetini NR etmez. 1 Bugünkü Hava Dün enfar'a hararet 23 | “İ mütehavvilhava bu'utlu ve çisinti muhtemel, Ekstra ekstra ;(4 İstanbul vilâyeti mali idaresi ;1 8 İstanbuldaki sinemaların a- İş) ası açıldığını, her kes duydu. | #m gelirse Londrada bulunan Ağa bile işitmiş. Efendim ii eh sene de gene Defterdarlıkla * inermaların bu mevsimde arala 44 açılmıştı. Anlaşılan, havala- |! inantık üzerine hayli tesiri var. e .Jalnız geçen sene Defterdar yalnız idi, Bu sene Vali Muhid- Li İikkidir. Geçen sene bu iki ği aemur, sinemalara kimlerin be çil vi girecekleri hakkında hem a Defterdarlığın sinemacılara Mn gösterdiği azim ve naka- “âli tahammül güçlükten bahse 5 iye memurlar tahsil edeceği “erginin hazineye bir ayak ev- "| el girmesini ve “kendisinin 'l öşünür, başka şeye hele bu va idat membanın. kuruyup ku- © umayacağına bakmaz ve bü- #nnettiği mülâhazalarını tat- ui ika mecbur addeder. Bu naza Wi düşünce maalesef seneler ve Sİ âleti ruhiyenin mahsulüdür. © Öyle (şıp!) diye koparılıp atı- g5 amaz. lan şey bizim Vali muavini şu sözüdür: yi Kendilerinden sormuşlar: 8 sayınca içeriye artık müşteri al pe gayın diyorsunuz! Bir çok se- (ör, dünyanın her yerinde böy- Bunu nasıl terviç buyur- i İlunuz? “ inenin nef'ini korumak için bu gn aldık.. Her kes badema me alışır ve nasıl vapuru, , | venim pek iyi hatırımdadır. Ge ; atl, tabiatın (işleri yürüten ni “in Beyle beraber. Bu da bir ilkir değildirler.Ben bu satırlar “ecek değilim. Zaten bizim ma âes'uliyetten halâs olmasını,, ün mükellefleri onun doğru > enelerden beri söküp gelen bir hi Benim asıl hayretimi mucip ağ — Efendim! Sinemalar baş- “irciler sonradan gelir ve girer ba — Ne yapalım efendim; Ha- diferi kaçırıyorsak sine- sayı da kaçırıcağız! Çok doğru Muavin ii ti, Kerime mutlaka Adada nak isteyordu. Halbuki İb- üm Bey de Bursa'ya gitmesi susunda israr ediyordu . Yusuf Paşa kızına gittiği za- tan Kerime bir köşeye büzül- müş dalgın dalgın çamları sey- güne H. dan henüz hiç bir er alamamıştı. Esasen acaipti. kızın endişesi artıyordu. bir felâket sediyordu. Bu vaziyette ha- Jarile yalnız başına uğraş- —ecburiyetinde idi, “mek istedi. Yani açıkcası, Jor- | *sinttâ rivayetlere inanmak lâ- | Pol, doğduktan on yedi $e- ne, üç ay sonra kendisine ilk de fa olarak bir metresi buldu. Jorjet isminde terzihanede ça- lışan güzelce, esmer bir kız. Doğduktan on yedi sene, üç ay, on beş gün geçmişti. Hep- sini kaybetti. Yaşlarmı değil ha, Jorjeti! Kabahat kendisinin! Bütün akıllı gençlerin yaptıkları gibi, bu muvaffakiyetini herkesten gizli tutacak yerde, saadetini tanıdığına, tanımadığına ilân etmişti, Jorjeti öyle methedi- yordu ki, arkadaşlarından Jul, kendi menfaatine de hizmeti İ gözeterek, Pola bir tevazu ver- | jeti Polun elinden aldı. | Bir başkası Pol'un yerinde olsaydı, belki verilen dersi ib- ret telâkki ederdi. Halbuki bu genç pek erken sefahate alış- mıstı, Jorjetin bıraktığı boş ye ri Loldurmak için taha: ta | başladı .Gene terzihanelerin bi rinde çalışan Odil ismindeu- i zunca boylu, sarışm bir kızla ahbap oldu . Onbeş gün sonra Odil de Jül isminde bir arkadaşı tarafından uçuruldu. Kafes gene boş kal- muşta. Polun üçüncü bulduğu kızın ismi Klodin idi. Bu terzihane- de çalışmayordu. Ne sarışımdı, ne esmer! Kırmızıya çalar saç- ları ve çok fettan bir edası dı. İki hafta sonra o da Jül tuzağına kapıldı. Polu bırak- tı. Teselli dünyası bu! Bu sefer Pol Bebi isminde birini buldu. On beş gün doluncaya kadar o da ötekilerin akibetine uğra- dı. Bir defa nasıl başlarsa, hep | öyle gidermiş. Hakikaten hep ö zaman Pol uğra- şa, çalışa şirin bir şeycik buldu mu, on beş gün geçmeden Jül elinden alıyordu. Vâkıa Pol günün birinde hep bunlardan ayrılacağına göre, kendisine bu yolda teshilât gösteren Jüle te- şekkür etmesi lâzımdı. Halbu- ki o kızıyordu. Jül'ün takip et- tiği usul kanına dokunuyordu. Hattâ bir gün, yolda karşı- laştıkları zaman, on sekizincisi ni de alıp götürdüğü için zaval- lı Jül'e çok kaba muamelede bulundu. Bereket versin ki, Jül, insan lar arasındaki yeni muaşeret tarzlarını biliyordu. Arkadaşı nın kaba muamelesine hiç kız- madı: —Canım, hiçyoktan mesele çı karıyorsun, dedi, bizim gibi iki eski arkadaş, bir kadın için şim di biribirimize gireceğiz? . Zatıâliniz demek izle kaçıraca- ğer! Var mı? Yok mu? Bana doğrusunu söylöyecek biri varsa alnını karışlarım: Damping var mı? Yok mu? FELEK İşte babası odaya girdiği za- man Kerime H. bunları düşü- nüyordu. Yusuf Paşa hiç bir şey olmamış gibi kızına yaklaş- tı, İâkayt bir tavurla elini okşa İ dı. — Bu akşam İstanbul'a dö- neceksin.. Söyledim eşyalarını | toplayacaklar.. Yusuf Paşa bu sözleri hiç bir girizgâh yapmadan, dam- dan düşer gibi, söylemişti . Kerime bu kat'i emir karşı- sında dona kaldı. Adadan gide- cek olursa Kadri izini tamamen kaybedecekti. — Aman babacığım, nasıl o- ur? Daha dün geldim. Rahat- Bizim. Yol yorgunluğu da beni büsbütün sarstı, Müsaade bu- yurun da burâda bir hafta ol. sun kalayım.. yo vk kaşlarını pe Sürpriz. — Fransırçadan — — Değil mi ya Sonra ben senin kadın hususundaki zev- kine ne kadar itimat ediyorum ki, kendim bile intihaba kalk- mayorum, Eline ne geçerse, gö zü kapalı kabul ediyorum. Ben in yerinde olsam, arkadaş - lar arasında kadın inceliğine vâkıf, zevkinde isabeti şaşma- yan bir genç olaral r ede rim. Halbuki sen tersine! Kızı- yorsun.. Pol, hakikaten burasını dü- ü dü, Şimdi on bike ara yordu. Bir gün caddede gider- ken, altmışlık, fakat podralı, levantalı, kozmatikli bir kadı- nın dönüp dönüp kendisine bak tığını gördü. Bu kadm hiç te tanıdığı kadınlardan değil. O sırada kafasında bir ışık dolaştı ve acuzenin müânalı na- zarlarını cevapsız bırakmadı. Konuştular, tanıştılar, anlaş. tılar.. Pol neşesinden kabın. yordu. O kadar ki, gi dar ifrata varan neşesini, alt- mışlık kadın biraz da istihzaya hamletti ve bundan hakaret sezdi. Lâkin Pol teminat veriyor- | duz — Sakın aklına böyle bir şey gelmesin cicim. Arkadaşlarım dan biri var. hazırlayorum da, fer ne yapacak diye, keyfimden İ yerimde duramayorum.. — Nasıl sürpriz? — Şimdi sö gün sonra anlarsın.. Yeni neşriyat Gasson'un eserleri | Mübahat Beyin tercü- meleri ve ideal büro Büyük İngiliz ameli hayat mütefekkiri Gağson'un iki sene den beri tabedilen kitaplarının mütebakisinin tab'ını Milliyet matbaası deruhte etmiştir. Mil. liyet matbaası tarafından tabe- dilecek kitapları da evvelkileri tercüme etmiş olan muallim Mübahat Bey tercüme edecek- tir. Mübahat Beyin Gassondan tercüme edeceği yeni eserlerin bir kısmı şunlardır: 1 — İdeal büro 2 — Yeni müşteri bulmak san'ati 3 — En iyi ticaret mektup- ları 4 — Para kazan mes'ut ol, mes'ut et. 5 — Camekânlar (ticaretin canıdır, 6 — Seyyarlar nasıl çalışma- dır? Bu eserlerden İdeal büro i- simli eser üç haftaya kadar mü nevverlerimize takdim edilecek tir. Mimar Ayda bir intişar etmekte olan | (Mimar) mecmussınn (5) inci mu- marası intişar etmiştir. © Şsert bir sesle: — Sen benim sözümü dinle. dedi. Rahatsızsan Bursa kaplı- calarma gidersin.. Bir şeyin kal maz! — Aman babacığım, müsaa de buyurun, bari bir gün daha kalayım.. İstirahate çok ihti- yacım var.. Kerime babasına kendi isti- rahati nimına yalvarmıyordu. Ada'da bir gün daha kalsa vazi yeti biraz anlayabileceğini ve bu suretle beynini yiyen üzün- tüden kurtulabileceğini ümit ediyordu , Fakat Yusuf Paşa fikrinde israr etti; — Haydi kuzum, bu saçma lâkırdıları bırak.. Yarım saate kadar hazırlanıp benimle bera- Ber İstanbul'a gelirsen gelir- sin.. Yoksa karışmam ha... Kerime babasının kat'i mera mı karşısında israrın beyhude olduğunu anladı, Bir iki kere ike sonra boynunu eğ. N Yusuf Paşa kızmı iskeleye ein kişi kaşe. kek. el apak emekle MİLLİYET ÇUMA, 2D. IÇapras kelimeler 3.4567 8 9j0n z| | ZE > irem > s>iaridir>iz Yeni şekil Soldan sağa 1 — Paranın bulunduğu yer (6) Baş (4) 2 — İzzetli (4) Edat (2) Nuhun oğlu (3) 3 — Göl (3) Süs (8) 4 — Maziye mit (4) Erkek ismi (5) 5 — Bir yıldız (5) Muti, mün kat (3) 6 — Meçhul değil (5) 7 — Saç (3) Kesenin büyüğü (5) 8 — Halk (5) Hint mihraçesi (4) 9 — Alın kundurusı (3) Tence- renin büyüğü (5) 10 — Bilgiç zat (4) Zamiri şah- si (3) Ayak (2) 11 — Keder (4) ishâl (4) Yukardan aşağı 1 — Yumuşak tabiatli, sakin a- dam (5) Uçmak için (5) 2 — Büyüklük (6) Akrabadan bi- ri (4) 3 — Dervişin ibadeti (5) Su ka- İ almamış (5) 4 — Leke, eser (2) Cemubun ake- si (5) Su (2). 8 — Yangın (5) 6 — Düşman eline düşen (4) Es- kilerin bastonu (3), 7 — Ben (5) SİS taraf (2) Bi- rinin aleyhinde bulunmak (3) B — Arkadaş (2) Karınca kadar (6) 9 — Ceketin iç kumaşı (5) Bir vilâyet merkezi (3) 10 — Nota (2) Uzağa işaret (2) Tok değil (2) 11 — Kör (3) Tevakkuf, hat (4) Renk (2) istira- Kartal icrasından: Nişan ve Artiki efendiler- le Nevart ve ararik hanımla- rın şayıan ve müştereken mu- tasarrıf oldukları kartalda kumlar mevkiinde iki kıt'a kostanın İzalci şayuu 4-7931 saat 15 de satılacı ğından talip olanların kıymeti mubsmminesi olan dört bin liranın yüzde on pey akçesi- le tarihi mez ürda ve şart- İ ramesini gö mek istiyenlerin 28-5-931 tarbinden itibazen Kartal Suih İcrasına müraca- at eylemeleri ilân olunur. perdaleri : kupa arabası getirtmişti. suretle Yegâne H. ın köşkünün önünden geçerken bir şey göre bilmek ümidi de kalmayordu. Kerime böylece İstanbul'a döndü. Ertesi gün akşama doğ | ru; içi kan ağlayarak Mudanya vapuruna bindi. * Mudanya'ya geldikleri za- man Yusuf Paşa bir arabaya, Kerime ile halasi da diğer bir arabaya bindiler. Dört saatlik bir yolculuktan sonra Bursa | ya vardılar, Bursü'da girdikleri kocaman konak Kerime'ye bir | zindan kadar kasvetli göründü. ca genç kız bütün mahvolduğunu hissetti. Kadri | Bey, hayatından tamamile si- linmiş gibi idi. Kadri Bey, kayığın yalpala- rile hafif sallanarak giderken yava Şeviy Mamğlni geli. Ye İlin kahrma uğradığını artık an layordu. Fakat acaba Kerime ne halde idi? Acaba o nasıl bir felâkete uğramıştı? Yerinden MAYIS zımnında açık arttıama ile | Istanbul ve taşradaki Devair ve Müessesatı Resmi- yenin nazarı dikkatine: 1 Haziran 931 tarihinden itibaren gazete- mizde neşredilecek bilümum devair ve mü- essesatı resmiye ilânlarının teahhüre uğra- mamasını ve muntazamen neşrini “teminen yeni teşekkül eden ve merkezi Istanbulda, Ankara caddesinde Kahraman Zade hanında ÜÇÜNCÜ Katta bulunan Resmi ilânlar TÜRK LİMİTED ŞİRKETİNE gönderilmesi iktiza ettiğini devair ve mües- sesatı resmiyenin enzarı ittilâma arzeyleriz. > Telefon 20960 < Ticaret İşleri Umum Müdürlüğünden: 30 İkinci Teşrin 330 tarihli kanun bükümlerine göre tescil edilmiş olan Alman tabilyetli C Blayhröder Unt Ko İstern depariman Gazelşaft mit Beş: venkeer Haftung:Bileichiröder Co Easter Departman Gazelsehaft mit Mese: hrankter Haftung şirketi) bu kere müracaatla 11-430 tarihinden itibaren Türkiyedeki faliyetine nihayet verdiğini ve şirketin tsfiyesine doktor Vaydeminın tayin edildiğini bildirmiş olmakla mezkör şirkede alâkası bular nanların mumaileyhe ve icabında Istanbul Mincakası Ticiret müdürlüğüne müracaat eylemeleri ilin olunur. Istanbul Ithalat Güm- ... .. .-.. rüğü Mü ürlüğünden: Adet omarka numara cinsi eşya 207 — Bilâ TU Rendelenmiş'çam tahtası 2 hçı muhtelif muhtelif o 86 Tereyağı Göğü > 141 Türen Bavyak 1, BA V. 62530 181 Kestane hülâsası 2 S. Bilâ Bilâ 130 Demir makine aksamı keski 1 S. Adres ” 25500 Demir testere 223 Bilâ 945 Çam tahtası 2 parça”, 7 196 Makine aksamı IS CZ 10 30 Vernikli boya 1 $. AH Bili o 74,500 Vaketa deri Balâda muharrer eşya Transit olarak İstanbul ithalat güm- rüğü müdiriyeti satış komisyonu tarafından 3-5-931 tarihin- de bimüzayede satılacağı ilân olunur. i Devlet Demiryolları İdaresi İlânları | EEE Haydarpasa Demiryollar mağazası müdürlüğünden: İdaremiz için pazarlıkla satın alınacak (5) kalem linolyom, takım çeliği, lokomot'f bacası için kafes tel, hakkiye işi gibi malzemenin pazarlığı 1-VI-931 tarihine müsadif pazartesi günü icra kılınıcığından tel'plerin yevmi mezkür saat 9 dan 11,30 kadar ispatı vücut elmeleri ve tahriren fiat vermeleri i ilân olu olunur. “> Dr. HORHORUNİI «<- Beyoğlu Tol Her an yanında mektep sokak 35 hi 5 z sabahtan akşama kadir Balya Hukuk Mahkeme- sinden: Balya - Kara aydın maden şirketi nakliye müdürü Nuri BEBEK'te | ik pe İ şanma davasının icrası için tayin olunan günde mezbure- nin ikametgâhının meçhul ol- duğu Istanbul tebliğat müdü- r'yetinin işarı resmisinden an- laşılmış ve binaenaleyh müd- deinin talebi ile ilânen tebli- gat icrasına ve muktazi me- rasimin ifasına ve tahkika- tın da 13-6-931 saat 10a ta- likine karar verildiği ilân olunur. İmam Yaz mevsimi için İ Zayi — Abmet namına mah- kük tatbik imzamı gaip ettim. Mezkür mühürle kimseye kor- cum yoktur. Yenisini hakket- treceğimden zayiin hükmü yoktur. Liman şirketi müteahhitle- | ra etmeyeceği Hafızasını topladığı ozaman | racaattan başka aya ya bu acıyı bir kat daha arttıran | (o Yanı başımdaki adamın dizle nü | dr. Her halde kendisinin oraya Konağm büyük kapısı mii ! bazı elim hatıralar dımağına üşüştü. | Kendini bu tuzağa İbrahim Bey düşürmüştü. Kerime'nin müthiş tehlikelere maruz bulun duğu da bundan anlaşılabilirdi. ? Olduğu yerde daha rahat bir vaziyet almak istediği za- man, ellerini, ayaklarını bağla- | yan ipler etini keser gibi a- cattı, Başında bekliyen adam çuvalm kıpırdadığını görünce İ eee bir tekme ile kendisini rahat durmağa davet etti, | disini bu sandalla nereye iyorlardı.? Kerime nere- Çi idi OKerime'nin istirabını düşünmek, ciğerlerini kavuran susuzluktan fazla kendini muz- tarip ediyordu. İbrahim Bey ar tık sandalda değildi. Acaba Ke rime'yi ele geçirmiş midi? Kad. ri Bey, bu vaziyette kaçmak te- şebbüsünü pek beyhüde olduğu nu anlayordu. Üç azılı adamın elinden kurtulabilmek mucize -İ disini tone 2 ri arasında bir tüfek duruyor- du. Sonra ayni adamın kuşa- ğımdan bir kamanın ucu dışarı çıkmıştı. Şu sırada kamayı eli- ne geçirebilse onunla müthiş iş ler görebilirdi. Kadri Bey mücadeleye giriş- mek niyetinde değildi. Çünkü bu mücadelede alt olacağından emindi. Onun için sabırlı ol- mağa ve fırsat kollamağa karar verdi, Kendisini bekleyen ada- mın elbette bir gafil zamanı 6- lacaktı. Kerime'yi kurtara bilmek için bir an evvel serbestisine ke vuşmak isteyordu. Fakat he- nüz vakti gelmemişti. Yavaş yavaş hava karardı. Berrak bir mehtap etrafı aydınlatıyordu. Oyle olduğu halde sandal halâ gidi rdu, yet gecenin bir saatinde da taşlı bir sahile yahaştılar. Adamlardan biri Kadri Beyin ayaklarındaki i ipi gevetti m Bu gün MELEK sinefiasında JEANETTE MAC DONALIŞ MONTE - CARLO Filminde rn V mükemmel lm müsabakasının neli- cesi şudur: Gel Evlenelim (390 Rey Yabancı 03 Çılgın Macera 370 ,, Cürmü Meşhut 300 , Dünyanın soru 290 ,, Kazanan numerolar Ms. lek sineması msdbalinde talik edi'miştir. Ölmeyi öğreniniz, çünkü siz öldükten senra hayat siz- lere hoş görünecek ASRi SİNEMADA NICOLAS KOLINE Yaşayan ölüler (Yahut yaşasın hayat) filminde mes'ut olmanın bu yeni usulünü sizlere öğre- tecektir. Bugün saat 16,1/2 mati- nesinde ve suvarede zengin varyete numeroları. Bugün Elhamra sinemasında MAURİCE CHEVALIER'yi Devlet Kuşu filminde görünüz Yaz fiatları: Duhuliye 30 kuruş ARTİSTİK Sinemasında BEBE DANİELS ve JOHN BOLES tarafından temsil edilen RİO RİTA filmini görünüz Bu muazzam eser ol- ca sözlü ve kısmen renk- lidir. Parter: 25 kuruş OPERA sinemasında Leonce Perret'nin eseri ve ANDRE ROAN'nın temsili İkimiz yalınızken Fransızca sözlü ve şarkılı film. Duhuliye 25 kuruş Istanbul Üçüncü İcra Da- iresinden: Bir borcun ödenmesi için haczedilmiş ve paraya çevril- mesine karar verilmiş olan ve dört yöz elli lira kıymeti mo- hamminesi olan de iskele civarında Evkal arsa üzerindeki Asya gözinosu denmekle maruf gazinonun enkazının hedmile alıp gö- türmek suretile 8 haziran 931 tarihine o müsadif pazartesi günü saat onda açık arttırma suretile satılacağından talip olanların mahallinde memu- runa müracaatları ilân olunur. geleceğini biliyordu. Çünkü çık tığı sahilde bir araba kendisini bekliyordu. Muhafızlar delikan lıyı arabaya ittiler. O zaman içinin geçtiğini hissetti, dumağı artık çalışmayordu. Yarı uyu- şuk bir halde arabanın bir köşe sine büzüldü. Arabanın ne ka- b gittiğini hiç tahmin edeme eğik araba da durdu. Ken disine inmesini söylediler. İn- di. Başından aldığı yara üzeri- ne kaybettiği kan, açlık, susuz- luk, bütün mecalini kesmişti. Bu mecalsizlik içinde etrafını zn hayal meyal görebiliyor. Karşısında bir bina vardı. Bü binanm önünde süngülü nöbet- giler bekliyordu. Kadri de bu- ranm bir askeri müessese oldu- ğunu bundan anladı. Kapıdan içeri girdi. Uzun bir koridordan geçti. Yanı sıra e- linde bir fener taşıyan bir adam geliyordu. Bir müddi i ten sonra bir kapınm