Asrın ümdesi “Milliyötie” 25 MAYIS 1931 IŞAREHANE — Ankara caddesi to: 100 Telgraf adresi: Milliyet, Ts. | janbel Telefon mümaraları: s ı 24311 — 24312 — 24313 , £ ABONE ÜCRETLERİ 6 Türkiye için Hariç için İS ayirğı 400 kuruş 800 kuruş ği 750 1400 2 Gelen evrak geri verilmez | Müddeti geçen nüshalar 10 kuruş işler! f Lir. Gazete ve matbasya ait İĞ müdiriyete imüracset edilir. yin | Bugünkü Hava Dün enfazla hararet 24 en az “194iBüğlün hava mütehavvil kapalıdır. i “ ! ve kismen . 'i , İTito merkezleri ! Size bir sual sorayım: En te- | $ İz olması lâzım gelen dükkân İşte Galatada gümrük soka- | “denen bir dar sokak vardır ki | İÜ tüç nevi dükkânm üçünden N vardır. Bu sokakta bir hafta © £ güpe gündüz lâğım açıyor- (1 « ve açılanyere değil lizol, | sik falan gibi ilâçlar hat $ olsun diye bir tutam toz ki- ;bile atmayorlar, Sırası gelin Wfodan şikâyet ediyoruz. | 1 vaziyette siz tifo mikrobu ; sanız o dükkünlara gitmez mi “iz? Alemin sihhatile bu ka- r lâkaydâne oynanır mı?Dün am her yerinde bu gibi işler ce yapılır. Bizde de böyle ya- $a kıyamet mi kopar? | Ziftin peki Gümrükte olmuş bir va mrük muayene memurları si $ İi bir adamın eşyasını yok- x orlar. Ortada birel sepeti Memur soruyor: li Ziftin peki! Memur hiç | madan: ; i — Şahsi gıda. Gümrüğe ta- İ leğil! diyor. i Zaro ağa | Garo ağadan yenibir haber | | öa zeldi.. İngilterede istinaf İ kemelerinden birini dinler. dikkatli okuyunuz, dinler- İ İdiyorum. Çünkü telgraflar ile haber veriyor Memek ki, Zaro ağa İngiliz- j de öğrenmiş. Evet dinler- , üstüne fenalık gelmiş ve o- a yığılmış. Reis Zaro a öldüğünü zannetmiş, muha nihayet dok | mevlidi nebevi ordu. İbrahim Bey pek doğ | üşünüyordu. Bülbül'ün vü- | ortadan kaldırmak icap . Bunu ilk defa olarak in ağzından işitti m bilâ ihtiyar titremiş- | i şimdi yalnız başma İs düşününce işe biraz aklı yatıyordu. bu olmayacak bir şey İdi, sada vepur Büyükada » Arap bir çeyrek son- öne Harrmım köşkünde in bir | gitmesi, şam gidip rıh- beklemesi tembih edili: | ip Kadri Beyi alacaktı. Kİ, mektubun Bülbül | > değil de Ferah'la gön | ndeki hikmeti anlama ah'a Kerime hakkın- Müderris (Talebeye) — Has- taya dikkat ediniz. Bakınız ku- lakları nasıl sarkık, gözleri çö- kük, yözü soluk, * dudakları a- sık, Hasta — Müderris bey, âiz de afeti cihan değilsiniz ya. Aslanın kafası Ben Amar'a: — Aslanın kafası neden bü- yüktür? diye sormuşlar. Demiş ki: — Başını demir parmaklıle tan çıkarmasın diye... — Ya zürafanın başı uzundur? — Vücudü bağına diye.. Mahkemede Reis maznuna soruyor!: — Karını neden öldürdün? niçin yetişsin hi senin derini yüzerim,, Ne yi ka in önüne geçtim.. | — Doğrusu Hikmet Hanım | çocukların hiğ kusurunu gör müyor — Canım her anne zaten öy ledi — Hiç te değil. Benim ço- cuklarımın bir tek kusuru olsa ben derhal görüyorum. Mevliai nebevi kıraati | Wayıs 27 inci bu çarşamba | | günü öğle namazından sora | Eyöpte camii kebirde merhum müşir Fuat paşanın ruhu için hafız Nuri, hafız Kudsi ve hafız Kemal efendiler tarafından lâvet edile- duası icra rek hatmi şel | olunacaktır. Merhumun ehib- bası ile arzu eden zevat da- vet olunur. Zayi — Pertevniyal lisesin den 16-5-931 tarihinde aldı. | gşpy ar Mahmn bir gü ğim tasdiknamemi Fatih: Be. | gay ege <7 Kö de şiktaş tramvayında zayi et- tim. Yenisi — alınacağından hükmü olmadığını ilân eyle- rim. Etem m m maşlar. Bana öyle geliyor ki, bu biçare ihtiyar son deminde âleme eğlence oldu. Artık şuna bir nihayet verilse Fena olmaz. Felek da bir çok sualler sordu. Arap | yalanmı meydana çıkarmaya- cak suretle tertipli cevaplar | verdi. Nihayet Yeşgâneden mü- saadeşalıp çıktı. Arap evden çı- kar çıkmaz Yeğâne Kadri'yi ça | gırdı, mektubu kendisine verdi. — Ben hemen bu akşam Be- | beğe zideceğim, dedi. Sen de | nhtımda Kerimeyi bekliyecek- İ sin, Ben de sizinle beraber bu- | lunmağı çok isterdim amma. | Ne yapalım, Kerime öyle mü- | nasip görmüş. Ben sizden nasıl haber alacağım? | —Merak ötme kardeşim. Ba | ker bize yardım edeceğini vâ- detti, Bizim nerede bulunduğu | muzu o sana haber verecek. | Sen hiç üzülme. Kerime aklı ba şinda kızdır. Bak her şeyi ne iyi | tertip etmiş. Yegöne H. mahzun duruyor — Sen kaçmak için bütün ha zül. Beşivci snıfdan No 349! iğrm dairenin Nazmi Bey isminde bir müdiri vardı ki, çekilmez bir adamdı. Her zaman suratı asık, ka- şı çatıktı. İş bir dakika geç mi | kalmış, bir ağzını açar, söyle- nrakmazdı. Eh, niha na ters birşey söyletmemek ve hışmına uğramamak © gayesile elimizden geldiği kadar çalışır: dık, Elimizden geldiği kadar değil de, daha fazlasile çalışır» dık. Çünkü müdürün biç şakası yoktu. Hemen müdiri unüümi- ye gider, kimi şikâyet ettiyse, zavallıyı ekmeğinden ederdi. Ne zaman bir memur imza için bir kâğıt getirse, gözlükle ri arkasından gözleri döner, bir iki küfür savurur, evrakta mutlaka bir yanlışlık bulur, yanlışlık bulmasa bile: “Şöyle yazmışsın, böyle yaz,; der. Hu İâsa memurları bin bir müşki- lât içinde üzerdi.. Bir defasında maroken san- daliyesine iğneler koyduk. De- yle sertmiş ki, farkına bile Yarmadı, Müessesenin en eski memur ları bile, bu adamı bir gün şöy- di: ta, şu adamı başımızdan de- fet!,, diye yalvarırdık. Anlaşı- lan bu nevi adamlar, müessese- lerin işine daha iyi geldiği için, nafile yere mucize bekler durur duk . Bir defacık olsun, güld nü biç hatırlamam. Bir sabah müdür içeriye dikten sonra, sıra ile hepi zin hatırmı sorup, elimizi $ tığı zaman şaşırdık. Kendimi. Zi rüyada zannettik. oOndan böyle bir iltifat sâdır olsun. İmkânı mı var? O gün hepimiz bu tahavvü- lün sebebini bir hayli araştır- dık. — Mirasa mı kondu acaba? — Daha yüksek bir yere mi tayin edildi? Allah vere de öy- le ol — Birisini seviyordu da, en nihayet emeline muvaffak mı oldu? Hulâsa bin bir tahmine rağ- men, hakiki'sebebini keşfede- medik . Fakat ertesi gün hakikat an laşıldı. Meğer bizim müdür B. uyuza tutulmamış mı imiş Ateş behası Sultan Mahmut bir gün teb- iyor muş. Bir köye varmıslar. Hava soğuk. Dışarıda durulacak gi- bi değil... Bir köylünün evine misafir olmuşlar. Köylü, zeki adam, yanındaki adamların halinden ve tavrın- dan evine gelen zatın padişah olduğunu sezmiş. Hemen koca bir mangal ateş yakmış, odaya getirmiş. Misafirlerini izaz et- İ miş, ikram etmiş. Uzun bir seyahatten ve yor- zırlıklarını temamladın mı? — Her şey tamam. Bu ak- şam Baker'le her şeyi kararlaş- urdık. Kerimeile doğru Bake- | rin evine gideceğiz. İmam ora- du bulunacak, hemeri nikâhımı 71 kıyacek, İbrahim Bey mâni clsun da göreyim!.. Sen hemen Bebeğe git.. Bir hefta sonra ye ne hep burada buluşuruz. O zaman Kerime ile evlen- miş olacağım. Kız kardeşi Kadri de od hazırlanırken mını da geçerken dostunun evi ne bırakmak üzere bir kutuya koyup yanına aldı. Sevinci kal. bine zor siğryordu.” Demek hayet sevgili Kerime'sinin nâ. rin vücudünü kolları arasına a- i! Kadri, müstakbel merek, hemşiresiz nin yanına döndüğü zaman onu tahmini hilâfına, mahzun Bul- du, Ne o? Neden böyle hüzün | #i durüyorsun? Ben seviniyo- rum diye mi? — Yok, onun için değil. Senin ve Kerimenin hesabına korkuyorum, Bu'ne tahavvül? İ mek için yola çıkacakları sıra- i yanağından öptü gunluktan sonra, ateşin karşı- sında gevşeyen Sultan Mah- mut yanındakilere: — İşte bu ateş bin lira değer demiş . O gece orada yatmışlar. Er- tesi sabah başka bir köye git- da Sultan Mahmut ev sahibine hesap sormuş. Zeki köylü te | reddüt etmeden: — Efendim borcunuz bin | bir lira! demiş. Sultan Mahmut şaşırmış: Yahu, biz bin bir liralık masraf ettik mi ? — Efendi hazretleri, ateşin bin liraya değdiği dün gece kendi ağzmızla söylediniz. Ö- teki masraflarda bir hira tutu- yor. Etti bin birlira.. Hesap meydanda! memek için köylüye bin bir lira vermiş. İ İstanbula döndüğü zaman, | hikâye sarayda malüm olmuş. | Artık kim bir şey aldıracaksa; — Aman dikkat et. Ateş pa- hası olmasın, derler miş ; a vel Zaro ağa perişan! Ailesi bir istida ile vilâyete müracaat etti Zaro ağanın torunları ve zevcesi dün İstanbul vilâyetine bir istida | ile müracaat ederek dedelerinin $0- yulduğunu ve Londra'da sefalet i- çinde kaldığını bildirmişlerdir. Zaro | ağanın ailesi tarafından verilen istidunın sureti şudi İgfal ve izlâl edilerek hiç mizin haberi olmadan bin bir çe vaitler ve pek çok para kazanılarak zengin olacaği ümitlerile Amerika- | ya götürülen ve bu defa İngilterede | Londra şehrinde pörasız ve pulsuz sokaklara atılan dedemiz Zaro a-! İ ğanın hukukunun muhafazas ve ken | disini bu sefalete sarukleyerek kaza alan paradan beyinlerinde munakit cibince hissesine isdbef eden miktarı zimmetlerine geçirip kaçanarkadaşla larının derdesti vevdedemizin İstan. bula indesi sunda İ Torunu Cafer, torunu Aziz, toru İ nu Emin, zevcesi Kudret. | İstanbul Muallimler Bir. liğinden: 26 mayıs pazartesi günü saat 15,30 da — Sultanahmetteki Bi merkezimizde haftalık konferansl dan $ mevzuu üzerine Hıfzurrahman Ra şit Bey tarafından verilecek ve mü- teakıben veçen haftalarda cereyan eden (Toplu Tedris) inakaşala. cektir, 4 BAKTERİYOLOG Memi | Dr. IHSAN SAMİ / Bakteriyoloji “laboratuvarı Urum kan tahlilâı, Frengi no kal nazanndan(Wassermanın denmilü MMA Lİ İbrahim çok nüfuzlu bir a- dam, Senden müthiş bir inti- kam alacak diye korkuyorum. — Vakıa saraydaki mevkii» miz ayni değildir. Fakat iş a- çıktan açığa mücadeleye biner se evvelallah altında kalmam! — O sana yapacağını el al- tından yapar. Bana durup dururken hü. cum edemez, Kerime Hanımı bana vadettiler. Böyle bir inci- yi kaybetmemek için padişahın gazebine uğramağa bile razı- yım, — Her halde sizden iyi bir haber almadıkça içim rahat et- meyecek. Ben sizi burada bek- leseydim, daha çok iyi olacak: | tı, Yok, sen her halde git. Kerimenin mutlaka bir düşün- düğü vardır ki senin Bebeğe meni yazmış. Haydi çabuk | ol, burada böyle çene çalarsak | vapuru kaçırırsın Kadri kardeşini kapıda bek- liyen arabaya bindirirken iki Yegâne Ha- i Sultan Mahmut, küçük düş- | ve noterden musaddak mukavele mu || zimmetlerine geçirip kaçan'arkadaş- || (Mürebbinin Ruhu) (İİ İ nu büsnü muhafaza edeceğim- nım sraba ile köşeyi dönerken istemiyerek ayrıldığı evine bir kere daha baktı. OCA MAR Yeni şekil Soldan sağa Sağdan sola 1 — Peygamber (5) Temiz (3) 2 — Kibarlık (6) Eski hakim(4) 33 — Yer örtüsü (5) Sual (2) Erkek (2) 4 — IR (2) Bir kasaba (7) 5 — İbadet (5) 6 — Dünya (4) Bir şarap (6) 7 — Derin (4) Cilve (3) 8 — Geri gelmek (4) Emmek (3) Nota (2) 9 — Ekmek (3) Yazacak şey (5) 10 — Kadınım çiğnediği | (5) Renk (2) 11 — At satılan yer (8) Vefa (2) Yukardan aşağı İ 1 — İşleyen şey (6) Zaman (2) 2 — Düşman eline düşen (4) Al | dırış etme (6) 4 — Fen (4) Kadın (3) SA (2) İ murluğundan: 3 — Nehir sandalı (3) Ant (5) 5 — Derhal (5) Ördeğin büyü- | ğü (3) 6 — İsim (3) Sonuna S ilâve ede | İhtirailânı “Çelik - Krom - nikel öste- nitik halitaları,, halkında is- | tihsal olunan 22-4-929 tarih ve 754 numaralı ihtira beratı | bu defa mevkii fiile konmak özre ahere devröferağ ve icar edileceğinden talip olan- ların Galata'da Çinili rıhtım hanında Robert Ferriye mü: racaatları ilân olunur. Istanbul İKİNCİ icra me: Bir barçtan dolayı mahcuz ve paraya çevrilmesi mukar- rer Balatta iskele caddesin- de Değirmenciyan Ef; in un fabrikasi “civarında müesses vatka, östüpü ve iplik fabri- kasında mevcut olup ( Etüv kazanı, Tez, Rayser temizle- | me Klofer ve sair makine ve kazanları ve teferruatı muh- tevi ) makine alât ve edevatı 20-5-931 tarihinde icra kılı- man açık arttırmada altı yüz lira mukabilinde talibi zuhur etmiş isede verilen kıymet er- babı: vukuf raporunda mu- harrer kıymeti bulmadığından ikinci artırma karar verilmiş- tir. İkinci artırma günü olan 28-5.931 ne (omüsadif perşembe günü saat 10 dan İle kadar talip olanların mu- ayyen gün ve saatte memuri- yetimizin 931 - 1203 dosya | numarasila mahallinde hazır | bulunacak memura müra. ları ilân olunur. rseniz keser (4) 7 — Böyük (4) Hafit değil (4) 8 — Dalğınlık (5) Ağrı (4) 9 — Ayak (2) Namaza davet (4) | 10 — Cennet (44) Kader (3) Oyun kâğıdında birli (2) | 11 — Şehir harici (3) Bir kasa- ba (2) | Ben Amar İstanbul 4 üncü icra me müurlüğundan: ' 2500 kıymet takdir | edilen Üsküdarda Tenbelha- cımehmet mahallesinin Atla$ | mataşı caddesinde 67 numa- ralı gayrı menkulün ardiyesi ve bahçesi üstünde hanesi bulunan sebzevatçı dükkânın temamı açık arttırmaya vaz- edilmiş. olup 11-6-931 ta- rihinde şartnamesi divanha- neye talik edilerek 25-6-931 tarihine o müsadif perşembe günü saat İ4ten 16 ya ka- dar İstanbul 4 üncü icra da- iresinde satılacaktır. Birinci arttırmada en ziya- de 1800 Tiraya talip çıkmış» tır. Arttırma ikincidir. Em- niyel sandığına birinci dere- cede ipotektir. En ziyade arttıranın üzerinde bırakıla- caktır. Artırmaya iştirak için “67 teminat alınır. Hakları tapu sicilile sabit olmıyan ipotek alacaklılarla alakadaranın ve irtifak hakkı sahiplerinin bu haklarını ve hususile faiz ve mesarife dair olan iddialarını ilân tarihinden itibaren 20 gün içinde evrakı müsbitele- rile bildirmeleri lâzımdır. Ak- si halde hakları tapo sicilile sabit olmıyanlar satış bede- inin paylaşmasından hariç kalırlar. Alâkadarların icra ve iflâs kanununun İl9uncu madde- sine göre tevfik hareket et- meleri lüzumu ve müterakim vergi, belediye vakıf icaresi müşteriye aittir. Daha fazla malümat al mak istiyenlerin 66/930 dos- ya mumarasile memuriyeti mize müracaatları olunur. kı Sirkın gördüğü büyük ragbet ve kazandığı parlak muvaffakıyete rağmen, mahza bütün ailelerin İstanbul'da bir daha görülemiyecek | böyle fevkalâde ve hakikaten yekta bir temaşanın görmelerini teminen mü yet; bütün İstanbul temaşa müessesatı gibi yaz fiatlarını tespit etmeğe karar vermiştir. MEVKiLERİN FİATLARI: İkinci mevki Birinci mevki Stal Hususi Localar , So kuruş l 75 100 150 200 ” ” iyi bir tavsiye: Sirkın Sofya'ya hareketinden evvel son günlerinden istifade ve Kadri Bey bahçede limon a- ğaçlarının altında durmuş hem şiresine çocukça bir sevinçle el sallıyordu. Atılacağı mücadele. nin heyecanı ekseriya solgun duran çehresini pembeleştir- mişti. Koyu kestane rengigöz- lerinde de başka bir parıltı var dı. Bahçe kapısını kapadıktan Baker'in köşküne geçti. "arkadaşının verdiği ku- tuyu gülümseyerek aldı. — Sen dönünceye kadar bu- den emin olabilirsin, dedi. İma mı nikâh için bir saat kadar son ra çağırtacağım. Kadri içini çekerek cevap ver iz — Inşallah! Kerime ile birlikte el altın- dan yapmağa hazmrlandığı işin ehemmiyetini takdir ediyordu. Bu hareketile nüfuzlu düşman lar edinmiş olacaktı, Kerimeyi elde etmek için Yaptığı bu cür'etkârane teşebbüsün gerek Yusuf Paşa, gerek İbrahim B. tarafından oaffedileceğini dü- şünmek her halde safdillik o- lurdu .Fakat Kerimeyi Yusuf görmeğe şitap ediniz. nın mevkiini kurtarmak i- | çin oynadığı mezbuhane kuma- ra feda edemezdi. Sadrazamın kızını birdenbire Başkâtibe ver meğe kalkışmasına her halde | başka manâ verilmezdi. Kadri biraz sonra deniz ke- narına inmişti, Elini gözüne si- per ederek sağa sola bakındı. Ve istedi; görünce neş'e ile | haykırmaktan kendini alamadı. Açıktan gelen bir sandalda düğü zarif bir kadın hayali bü- tün kanını başına çıkardı. Saa. detten adeta konuşamıyordu. İ Kadri derhal yanaşan sandala atladı, çarşaflı kadına doğru dü, — Kerime! Kerime! Fakat tam bu sırada peçenin altından müstehzi bir erkek kahkahası duyuldu. Ayni za- manda Kedrinin bâşına bir çu- val geçirildi. Delikanli etrafını görmeden mezbuhane mücadele etti. Ras gele sağa sola yumrullar savu- | rurken iki kol gövdesini sımsı- kı kavradı. Başında ani bir acı duydu, ağzında kan lezzeti his- setti. Yüzünden sıcak bir şey akmağa başladı. Yüzü koyun | Askeri mektep besile askerlere ca tenzilât yapılacaktır. adamlardan birinin dizleri üs- tüne düştü Fasıl 8 BİR FEDAKARLIK Plânınmi'alt üst edildiğinden tamamen bihaber olan Kerime Hanım sevdiğine kavuşmak ü- zere yol hazırlığında bulunu- yordu. Geceyi pek fena geçir- mişti. O gün yeni Avrupadan gelmiş gayet şık bir elbise giy- di. Biraz sonra konak “arabası razırlanıp kapıya geldi. Kamer arabacı zim gelen emri verdi yalnız ; — Çabuk, Kamer küçük hanımının kar şısına, Ferah da arabacının ya- nına oturdu. Biraz sonra Ada vapuruna yetişmişlerdi . : Vapurda Kerime çok heye- canlı idi. Adaya çıktıkları za- İman bu heyecan bir kat daha fazlalaştı. Biraz sonda Kadri Beyin evinin önünden geçecek lerdi. Kadri her halde vapurun (Bitmedi).