LI Pİ e No:7 (7 777) Yazan: M. Yavuz Hüsrev surlar altında! —— ve emme —— Sur dahilinde top kaidesinin otuz kadem şarkında gizli bir taş kapağı olacaktı işti -bu çapkın çocu ızımdan ıda, kendi kız kardeşini de ver onunla dalma koyun ko- le, Şer'i habisin ida me caizken onu li affetti niz? — Sultan Mehmet, İstanbul kadısı Şemsettin Efendiden hoşlanmıyordu. Hüsrev hak- kında söylenen sözlere ehem- mi yet vermedi. rev, Fatih meydanın sür'atle geçerek (Roma- nos portas) a gitmişti. Padişa- ha — Hüsreve iradenizi tebliğ ettik. Derhal Edirnekapıda giz li hazineyi taharriye gitti. Dediler, Hüsrev surlarm arasma ka- Tıştı, Onun nerede ve ne yapa ımı kimse bilmeyordu. inde çalışan a- mele, kazmaları elinde, toprak kazmaktan usa — Hüsre hazineyi bir an evvel bulsakta her gün sa- bahtan akşama kadar yer al- tında çalışmaktan kurtulsak. Diyorlardı. Hüsrev surların altında dola ir kalın bir duvarın kena- rında durdu ve bafızasmın iz lerinde yol hatları- nı araştır: aşladı, Hüsre- vin hatıcında ka ldığına göre Sur dahilinde büyük top kaide si tuz kadem şarkında giz ü taş kapak vardı, Costantin (Bizans) m suku tundan iki gün mukaddem bü- tün mücevheratını ve bazı kıy 5: metli eşyayı burada saklayaca “e © Zinr söylemişti ölr Hüsrev saatlerce, karanlık Si Suvarların arasında dolaştı. Üst üste döşenmiş taşları kaldırdı muhasara esnasında Türkler tarafından açılan lâ- ğımların menfezlerini buldu. Artık müşkilât kalmamıştı. Lâğım menlezinin otuz kadem İ şarkında taharriyata başladı Hüsrev aradığı taşın üstün- de durduğunun farkında değil- di. Toprakları karıştırırken a- yağının altında bir taş oynadı. Hüsev taşı muayene edince buldum... sr. Diye bağırdı. cin Yerdeki taşın üzerinde yan- İd. yana dizilmiş iki büyük baş res mi vardı. Bu resimler, gizli ha- zinenin rumuzlarıydı. Hüsrev yere eği Taşı kal dırdı. İşte hazinenin yolu.. Diye bağırdı. İki üç basamak merdivenle bi başlayan bu karanlık yoldan © yürümek o kadar kolay bir iş ke İdeğildi. w | Hüsrevbu gizli yolun içine iy İmasıl girebilecekti. Kostantinin mücevherleri a- # v Mi in “ sa şi m fas. yir a “ le fe Geri döndü. Surların arasında dolaşırken “azaktan gördüğü bir ameleyi tanımıştı. Hüseyin, saray bab- ,çıvanlarından biriydi. Hüsrev, Hüseyini buldu. — Bana bak, yavrum, dedi, © sen bir kaç saat, şurada benim- le çalışabilir misin? Hüseyin eski efendisi Hüsre yi derhal tanımıştı. "da keşfettiği taşı kaldırdı.. Hü seyinle birlikte dar bir yoldan © yer altına indiler. Hüsrev, yaktığı meşalenin tında, Kostentinin sözlerini itarladı: Kırmızı tuğla ileğ. İlmüş bir duvarın arkasında akşama kadar yer al- arları kazmakla meş- havasızlıktan bu- Ciğerleri ağzina gele i soluyordu. Hüsrev, inatç ıbir gençti. — Mademki Padişah bu işi bana havale etti.. Metfun hazi- neyi mutlaka bulacağım! is Fatih'iu sevdiği kadın Klio, İmperator Konstanti- Bin en ziyade sevdiği güzel bir kadındı. Bizansın sukutundan evvel Lukas Notaras tarafından Edir neye gönderilen heyete Sultan Mehm. nezdinde giden ve heyetin avdetinde Edirnede ka lan Klio Padişaha büyük bir sa dakat göstermiş ve Fatihin Ru meli seferinden muzaffer ola- rak avdetini müteakıp Edirne- den İstanbula gelmişti. io, Kostatinin metrükâtı hakkında en ufak bir malümata bile sahip değildi. Fakat, Padi şahın bu mesele üzerinde fazla meşgul olduğunu görerek, Fa- tihe yardım etmek, onu bu ü- züntüden kurtarmak istemişti. Hüsrevin “er altında meşgul olduğu bir gandü. Sultan Mehmet Klio ile ko- nuşuyordu: — Edirneden geldiğin gün- den beri benden hiç bir şey iste medin.. Hayatta benim yapabi leceğim bir arzun yok mu? Kiio, sehhar gözlerini kaldır dı: — Padişahım! Cariyeniz, si- zin âfiyetinizden başka bir şey istemem, Fener sahilinde verdi ğiniz bir köşkü erkek kardeşi- me hediye ettim... Sayenizde hiç bir şeye ihtiyacım yok, — Sen ne fedakâr bir kızsın Klio?! Eğer Hüsrev, iddia etti ği gibi, Kostantinin mücevher. lerini bulacak olursa, bunların en kıymetlisini sana verece- ğim! » Bizans dilberi Padişahın ete ğini öptü: — Teşekkür ederim şevket- akat, Hüsrev Beyin ta- harriyatından müsbet bir n. ce elde edileceğini zannetmiyo rum. — Niçin?... — Çünkü, Kostantin, son günlerde cariyelerinin göğüsle rindeki elma: ve zümrütleri bile, barut ve silâh mukabilinde sattırmışt... (Bitmedi) Tenis maçı ANKARA, 17 (Telefon) — Lehistan sefareti parkındaki tenis kurunda bir tenis turnuva sı yapılmıştır. Müsabakada İs- mail Şevki Beyin refikası ile Şevki Bey kazanmıştır. Turnu- vadan sonra mükâlat tevzi e- dilmiş ve sefaret - parkında bir garden parti verilmi, Afyon konferansı ANKARA, 17 (Telefon) — Afyon konferansına iştirak ede cek olan heyetimiz ki cumartesi günü buradan NE reket edecektir. Terbiye âlimi bir konferans verecek İlk konferans bigün. Maruf Amerikan terbiye â- limlerinden San fransiskolu Bp born a İ gelmiştir. Mu maileyh bu gür saat 13,Sda mu allimler birliğin de ferdi tedri sat — hakkınde bir o konferans verecektir. Bu âlim” hali hazırda ilk mskteple rimizde tatbik edilen toplu ted risata musrızdır. MİLLİYET PAZARTESİ i 18 MAYIS kas 1931 HARİCİ HABERLER.. Cenevrede düello başladı Avusturya - Almanya gümrük birliği etrafında murahhaslar noktai nazarlarını söylediler.. M. Curtius ŞAsimrazı:| Gümrük birliğini müdafaa ediyor Alman Hariciye nazırı CURTIUS Alman - Avustürya gümrük birliğinin aylardan beri daği- nık bir halde devam eden siya- si münakaşa düellosu, şimdi Cenevrede, müzakerelerine baş lıyan Avrupa ittihadı. tetkik komisyonuna intikal etmiş bu- İunuyor. Bu ilo bilhassa Alman hariciye nazırı Von Curtius ve M. Briand arasında cereyan ediyor. İlk çarpışma- nın telgratla bildirilen hülâsası nr aşağıya dercediyoruz. Anla- şılıyor ki, komisyonun müza- kereleri gayet çetin e geçecek. Ancak varılacak neticenin 'ne olacağını şimdiden kestirmek kabil olamıyacağına göre, mü- zakereler etrafında peyderpey gelecek malümat: dikkatle ta- kip etmek lâzım geliyor. dü CENEVRE, 16 A.A. — Avrupa birliği komisyonu, Avrupada hüküm. süren iktisadi buhran hakkında mü- zakcreye başlamıştır. Müzakerede Türkiye, Sovyetler birliği hüküme- ti ve İzlanda mümessilleri de hazır bulunmuşlardır. M., Briand; mezkür hükümelle- rin mümessillerine ve (yeni gelen murahhas hey'etlere beyanı hoşame- di etmiş ve kendilerine karşı sami- mi bir kabul göştermiştir. Umumi müzakere esnasında Al- man mümessili ve hariciye nazırı M Fon Curtius bir nutuk söylemiş ve demiştir ki: “Avrupa için bir tek kurtuluş yo- lu vardır, o da ayni zamanda hem birçok taraflı veya mevzii mahiyet. te hem de iki taraflı itilâflar aktet mekten ibarettir. CENEVRE, 16 ALA. — Avrupa birliği komisyonunda M. Fon Car. tus gümrük birliği be- yanstma devamla demiştir ki: “Ben Almanya ile bir o gümrük birliği vücude getirmek için müza- kereye girişmek arzusunu göstere. cek büyük veya küçük devletlerden herhangi birile fikir tentisine hazır bulunuyorum.” M. Briand, bu sözlere derhal ce. vap vermek lüzumunu — hissederek M. Fon Curtius'un Almanya - A- vusturya gümrük birliğini o muhik göstermeğe çalışmak — hususundaki bu teşebbüsünü kat'i bir vuzuh ve şiddetle protesto etmiştir. M. Briand, Avrupanın umu- mi mahiyette bir tesviye sure- ti bulunması: ihtiyacı olduğunu kaydetmiş ve demiştir ki: Böy le bir hal suretinin şimdiye ka- dar husule gelememiş olması onu elde etmeğe çalışmaktan vazgeçmek için bir sebep teş kil edemez. Bu hususta müra- caat edilecek bir takım usuller daha vardır. Fakat, her şeyden evvel yapılması lâzım olan iş caiz olmayan teşebbüslere gi- tişmekten çekinmekten ibaret- tir, M. Briand'an sonra İtalya harici- ye nazırı ve İtalyan murahhas heye | İ ti reisi M. Grandi söz alarak, şim- | diki buhran zuhur edeceğini bildi- ren emarelerin çoktan beri ö çarpmakta olduğunu raber Avusturya - Alman gümrük itilâfı projesine dair bir imada bulu. narak iktisadi noktai nazardan daha | kümeti mokul esaslara müstenit ber | İ türlü az kuvvetli bulunan © memleketleri dun hir mevkide kalmala- rını intaç edecek mahiyetteki iktana. di birleşmeler aleyhinde bazı müts söylemiş -t de etmeğe sarih bir surette zikretmemekle be. | leyh, muhtelif gruplara ayrılarak ça İ | vam edileçeletir. İ reisliği için demirbaş bir namzet ol- Doumer ve Briand Mayısın on üçüncü günü, üçün | gün rubu asır evvel hazırladığı bir nat ku söyledi. Dowmer, — “Meb'usan ve öyan meclisinin, dedi “hakkımda gösterdiği ve teveccühten dolayı müteşekki- rim.,, Yeni Risicümhur bu söziri rubu | asır evvel söyleyecekti. Çünkü Reisi cümhurluğa namzetliğini ilk defa | olarak koyalı aradan çok zaman geç: | miştir, O zamandan bu zamana ka- ! dar da Dowmer, Fransada cümhur | imuştur. Ancak daima mağlüp olan | Doumer, bu defa şimdiye kadar kar sılaştığı namzetlerin en kuvvetlisini mmağlüp etmiştir, di için bu mağlübiyet o kadar olmuşlar ki, demirbaş Hariciye nazırı istifaya teşebbüs etmiş, hattâ, il dikten sonra yapıl da yeri almıştır. Briand'ım mağlâbi- yetine sebep, Fransada muhafakâr sağ cenah fırkaların, telâşlarıdır. Briand'a sol cenah fırkalar yardım ediyordu. Ve Hariciye nazırı, sol ce- | nahım namzedi olarak ileri sürül | şümtü, Gariptir ki, Fransada sol cenah fırkaları, 1924 senesinden- beri mecliste ekseriyetle oldukları halde, siyasi sahada muvaffakiyet denileck bir şey ihraz edememişler- | dir. Hükümete geçmek için yaptık- ları teşebbüsler bir netice vermemiş. tir. Mecliste ekseriyeti muhafaza et- tikleri halde hükür lisyon suretile ris bir defa girmek istemiş mahietmiş sonra da bu fırkal bardan düşmüşlerdir. Briand tihabı, 1924 seni sol cenah fır- leri gündenberi kazandıkları ilk bü- yük muvaffakiyet olacaktı. Gerçi Fransada Relkicümhur bir” süsten ibarettir. Fakât Fransanm bu gün kü politika hayatında hülümet re isi intihabı meselesinde Reisicüm- hur büyük rol oynayabilir. Çünkü bütün O hükümetler kualisyondur. Kualisyon da pazarlıkla olur, Bu pa zarlığı başaracak adamlardam'şu ve- ya bunu intihap etmek Reisicümhu. run elindedir. Bugü ziyetine göre Reisi fesinin ehemmiyetli olmasıdır ki, sol cenah fırkalarınm o mamzedi olan | meni mağlübiyetini intaç elmiş- alel ferkalarının Ler Briand için bir zaaf olmuştur. temezdim. Dese ne kadar yerinde bir söz söylemiş olur. ... eğe M. Snowden istifa etmedi LONDRA, 16 A. A. — Madam Snowden zercinin maliye nazırlığın dan istifasına dair olan te mamile uydurulmuş bir şayiadan i- baret bulunduğunu söy! l Icalar yürütmüştür. M. Grandi, itimadın ve sulhün devam ve muhafazası hususlarınm, iktisadi vaziyetin ihyası için en mü vermiştir. M. Grandi'nin nutku bittikten sonra M. François Poncet, Fransız mmuhtirasını okumuş ve bu muhtara hakkında izahat vermistir. M. Pan- cet, sözlerini şu suretle bitirmiştir: “Bizim yalnız vakinlardan ilham almamız ve sarsılmaz bir birlik zih. niyetile çalışmamız icap eder, Bundan sonra M. Sehobor, Avus turyanın vaziyeti hakkında izahat vermiş ve bu vaziyetin son derecede buhranlı bir safhada olduğunu söy- lemiştir. M. Sehober, Avusturyanın içinde çarpınmakta olduğu buhrandan İçur- tulmak için sarfetmiş olduğu semere siz gayretleri hatırlatmış ve demiş. bir kiz “Bizim öçin gümrük birliği usulü Bü tecrübe etmekten başka yapıla. cak bir liği Avusturya için hayati ret halini alınıştır. Bugünkü şerait dahilinde muhtelif devletler arasın. | da mahiyette bir anlaşma el- | ân yoktur. Binaona- | lışmak lüzumu tahakkuk etmekte. | dir, Bununla beraber Avusturya bü- müzakerelere girişmeğe hazır bulunmaktadır.” Müzekereye pazartesi günü de Brezilya Ankaraya bir or-! taelçi gönderiyor! CENEVRE, 16 A.A. — Türkiye hariciye vekili ve Türk murahhas heyeti reisi Tevfik Rüştü Bey, Har vas Ajansı muhabirine vaki tında Ankara'da bir Br. çöliği ihdasının Türkiye pek ziyade memnun edeceği lemiştir. Tevfik Rüştü Bey, beyanatına devamla demiştir ki: Brezilya hükü- meti tarafından Ankara'da bir orta elçilik tesisi Brezilya ile Türkiye a- rasında mevcut olan ve gi ki saf etmesi tahil bulunan ticari birçok menfaatlara pek iyi ve hayırlı bir çurette tevafuk edecek- Türkiye hükümeti Rin de Jane- ro'ya bir mümessil göndermiştir. An kara'ya güzide bir diplomat izam den dolayı M. Mello Franco'- ya teşekkür imkân: elde den dolayı büyük bir memnuniyet hissediyorum. Kral Corc Alman nazırlarını kaönl edecek. LONDRA, 16 A. A. — Almanya | | , keşfettiğini söylüyor Başvekili M. Brünning ile hariciye nazırı M. Fon Kurtüue yakında Lon- drayı ziyaretleri esnasında Bucking- ham sarayında kral tarafından kabul | edileceklerdir; 7 Haziranda bariciye nezaretinde Alman nazırları şerefine bir ziyafet verilecektir. Nazırlar, İngilterede kalacakları müddetin mütebaki kısmında Che. aeers de M. Mac Domald'ın hususi olacaklar ve 9 Haziranda dömeceklerdir. Bir Rus casusu PARIS, 16 A.A. — Komintern'- in mühim bir hususi memuru olan Victor Sarkas isminde bir Çekoslo. vakyalı dün Pariste tevkif edilmiş- tir. Bu adamın frank bulunmuştur. Sarkas, bu para nın nereden geldiğimi edeme- Mevkufun hamil bulunduğu şahsi evrakı kendisinin Fransadan çıkarıldığı tarihe tesadüf eden 1921 Kânunusanisinden beri o muhtelif memleketlerde birçok hususi vazife. ler ifa etiğini göstermektedir. Sar- kasın bu memleketlere uğradığı gün lerin bir takım ihtilâl hareketlerinin veya komünist propagandasında gö- rülen şiddet ve faaliyetin vukuu za- manına tesadüf ettiği de sabit ol. muştur, Bir haftada 50 yangın TOKYO, 16 A.A. — Japonyanın cenubu garbisinde bulunan Matsue Honshu da yeni bir yagın daha ol- muştur, Bircok ev ve otel yanmıştır. İ Zarar miktarı milyonlarca yen tah- min edilmektedir. Bu © şehirde bir hafta içinde çıkan yangınlar bu se ferki ile elliyi bulmuştur. ettiğim- | üzerinde 60 bim | ANKARA, 17 A.A — İran Şahı Rıza Şah Pehlevi Hz. den Rei. sicümhur Gazi Mustafa Kemal Haz. retlerine, Reisicümhurluğa imtihap- ları dolayısile aşağıdaki tebrik tel. | grafı gelmiştir: Ankarada Reisicümhür Gazi Mustafa Kemal Hz. ne | “Zatı devletlerinin Reksicümhur- luğa intihaplarından dolayı büyük meserret duydum, Zatı devleilerinin saadetlerile birlikte Türk milletinin biyemi takdim ederim” Rıza Şah Pehlevi ANKARA, 17 (Telefon) — | Sivas - Erzurum hattının inşa- | İ sına talip Alman konsorsiyo- j Mu pek yakında müzakerata gi İ rişmek üzere mümessillerini Ankaraya göndereceğini bildir | İ iştir. | Gazi Hz. ile in Şahi arasında Reisicümhur Hazretlerini İran Şahına cevapladı Alâhazteti akdesi hümayun hinşahı İran Rıza Şah Pehlevi Yeniden Reisicümhurluğa in hap edildiğimden dolayı vaki tebrikâtı şahanelerinden pek bassiz oldum. Kalbi teşekkürat ve zatı şahamelerinin — sandetler İran milletinin refahı için en mi temenniyatımı takdim ederim. Gazi M. Kemal Sivas - Erzurum Hattın inşaatına talip olan grup Ankaraya mümessil gönderiyor Bundan maada, muhtelif letler sermayedarlarından mi takil bir grup ta yeni demiryoi lu ve liman ihşaatma taliptir. Bu gruplar, mümessillerimi bugünlerde Ankaraya gönderi! eklerdir. Ölümün sırrı ! Bursada bir hanım ölümün sırrını; | BURSA 17 (Milliye: Bugün vilâycte Safiye Mithat isminde bir Hanım müracaatla ölümün sırrını, ölmemehin çare sini bulduğunu söylemektedir. | Darülfünun Ifünun müderrislerine vak | ,i Mülkiye ANKARA, 17 (Telefon) — Bütçede yapılacak tasarruf me yanında Mülkiye mektebinin il gası ve talebesinin hukuk mek tebine devri düşünüldüğüne da j ir olan haber etrafında tahkikat ta bulundum. Aldığım malüma Gazi Hz. veni sinemada ANKARA, 17 (Telefon) — Gazi Hz., yeni sinemayı teşrif buyurarak Şarlonun Şehir Işık ları namındaki filmini temaşa buyurmuşlardır. Şurayı devlet teşkilâ- tanın tevsii ANKARA, 17 (Telefon) — İ Hükümet Şurayi devlet teşkilâ tmın tevsi hakkındaki lâyiha- İ yi Metlisten geriye almıştır. Rasim Ali Bey tekrar fakülteye alınacak mı? Son kararın şeklin şeklinde noksanlar olup olmadığı tekrar tetkik edilecek Tıp fakültesi müderrislerinden Rasim Ali Beyin yazdığı fiziyoloji uzun dedikodulardan, içtimalardan sonra, nihayet Fa. külteden ihracın: sebep olmuştu. B karar üzerime Ra sim Ali B. maari vekâletine müra: |” cantte bulunmuş. Vekâlet te bu me sele haklında An- karada bulunan Dadülfünun Muammer Raş i Beyin malümalı müracant etmisti. - O vakitten beri ğ An A gazetelere biribirini ik mayan haberler geldi, Bütün bu şa yisları dün tahkik ettik vaziyet şu- dur: Vekâlet Rasim Ah Bey hakkın daki ihraç kararında kanuni noksan» lar olup olmadığı tahkik için me- seleyi darülfünun emanetine havale etmiştir. Tıp fakültesi reisi Tevfik Recep B. de bu mesele hakkında ma lümatma müracaat edilmek üzere, birkaç gün evvel Ankaraya davet e dilmnişti, Mumaileyh dün sabah av- det etmiştir. Muammer Raşit B. de bir kaç gün sonra gelecektir. Rasim Ali Beyin Fakülteye tek- var alınması takdirinde tahaddüs e- decek vaziyet hakkmda Fakülte mü- derrislerinden bir zatın fikrini sor- duk. Bize dedi ki: — Rasim Ali Beyin tekrar Fa- külteye iade edileceğine ihtimal ver miyeruz. Eğer böyle bir şey varsa Fakülte meclisi tekrar toplanarak ihraç kararında İsrar edecektir.” öylendiğine göre, Rasim Âli B. ikaten Fakülteye iade se | bütün müderrinler istifa edecekler İ dir. Ancak bu istifa meselesinde de bazı müderrisler arasında münaka. #alar bile olmuştur. Bir kısım hoca- lar toptan istilaya riza gösterme mişler, Hakiki vaziyet Muammer Raşit Beyin şehrimize gelerek, işe varı- yedetmesinden sonra belli olacaktır. tile haber vermiş, mühimsemâi | mirler bir kediyi diriltmiş, keğ fim zırva değildir diyor. Dari fünunda tetkikini istiyor. Vilâsi İ yet istidayi Darülfünuna havi le etti. mektebi Bu eski irfan ocağının lâgvedileceği “ doğru değildir.. ta göre bu haber arasıra orti ya atılan şayialardan ibarettir. Mmeleketin en eski ilim ve irfan müessesesi olan bir mekte bin cümhuriyet hükümeti ta: fından ilgası mevzuu bahis deği ğildir. Denizliden hey'et ' geliyor ANKARA, 17 (Telefon) — Lâğvı mevzuu bahis Denizli vi lâyeti namına bir heyet gelmek tedir. Bu heyet, vilâyetin kaldı rılmaması hakkında hükümet | nezdinde teşebbüsatta buluna- caktır. Yeni bir köprü GİRESUN, 16 A.A. — Giresun - Trabzon şosesi üzerindeki Çavuşlu köprüsüne iaşaniz| a ye açılma Giresun - b gösesinin leri metresinde olup inşaatı iki seneden- beri devam etmekte idi Duvarları kârgir ve ayakları demirdendir. U zunluğu 90 metredir. Denizdeki altınlar LONDRA, 16 A.A. — “Reclai- iner” İsmindeki tahlisiye vapuru bu | sabah esraralüt şerait altında bir semti meçhule gitmiştir. Zannedil. diğine göre, bir kaç sene evvel harp esnasında Östante açıklarında bat- mış olan ve içinde bir milyon İngi- Tiz liralık çubuk altın bulunduğu söy lenen Felemenk bandıralı Tubantin gemisinin enkazmı arayıp bulmağa çalışacaktır. Balatta bir cinayet Dün saat 16 da Balatta Tah taminare mahallesinde bisiklet çi Hasan Basriyi kömürcü Le- on isminde bir yahudi, bir ka- dın meselesinden dolayı üç ye- inden bıçakla Acem Alinin kahvesinde yaralamıştır. Mecruhun yaraları ağırdır. Kendisi hastahaneye kaldırı! muştır.