No: 4 Istanbul'da ağıza dolaşan bir şayia — “Hüsrev zindandan kaçmış, Hüsrev hakikaten zindandan kaçmıştı..,, - Çok mühim iş için geldim Padişah Ali Paşa ile görü- şürken, Sakızlı Ahmedin uzu Tu hümayuna girmek istediği- ni söylediler Sultan Mehmet müsaade et ai. Ahmet huzura gil hn sükün, larak, Hüsrev hatı verdi: — Bu sabah Edirnekapı ci- varmda dolaşırken uzakta bir atlı geçti, hünkârm! Me- rak ettim; arkasından koştum, yetişemedim Ahmet, g: —Fakat ler, bu atlıyı ca aslan, ğırdılar, Ahmet sustu. Ali Paşa önüne bakıyordu. Sültan Mehmet canı sıkıl- dığı zaman, Sakızlı Ahmedi yanma oturtur ve onun tahaf sözlerini, maziye ait meraklı hikâyelerini dinlemekten zev- kalırdı. Fakat, Ali Paşanın verdiği malümat padişahın ca bını sikmıştı. Sakızlı Ahme- din saçmalarını dinlemeğe ta- hammül edemezdi. Ahmede hitaben: — Gevezeliğin sırasr değil, dedi, ben de mühim bir şey söyliyeceksin zannile senin gelmene müsaade etmiştim. Haydi, git işine! Padişah, Ali Paşa ile sözü- ne devam etti: — Hüsrevi Yedikule zindan larında mahveden İshak Pa- şanm gözü kör olsun.. Bu ce- sur delikanlıyı gözümden dü- şürdü ve niha da öldürüncye kadar uğraştı. Halbuki, Ali Paşa Hüsre- vin Yedikule zindanlarında öl düğüne inanmıyordu. İstanbulda ağızdan dolaşan bir şa bir ce, padi nden cesaret a- hakkında şu iza r nefes aldı: sokaktan geçen- tanıdılar ve: “Ko ölmemişi,, diye ba- şi ağıza “Hüsrev zindandan kaç- muşt,, Hüsrev hakikaten zin- dandan kaçmıştı. O vakıt, bu hâdiseyi Sultan Mehmede baş ka şekilde anlatmışlar ve bir başka mahktümun cesedini sa- raya getirerek: “— Hüsrev Demişlerdi. Sultan Mehmet bahçeye i- nip te cesedi muayene edecek değildi yat... Pencereden cesedi öldü... ce: — Gömün! Demiş ve Hüsrev hâdisesi | bu suretle kapanmıştı. merkezi Cenevreye geçti. hafta Cenevre için çok dolu bir haftadır. Bu satırları muh- | terem karilerimiz okurlarken, Cenevrede Avrupa birliğini i onu içtima ojesinin geçen se- zaman- hi ev- Birlik asi Bu, say etmişti ie cephesi tebarüz etmişti. Briand'm Avrupada Ver muahedesinderberi takip etti- tatokovu muhafaza siyase tinin yeni £ senedenberi l rupa Umutavazı bir #ekilâp etmiştir. Maamafih gü“ *i, daralmakla beraber, basından çıkarak ha- . yet onu zindan- | görün- | Yazan: M. Yavuz ağızdan | halk arasında kuvvetli bir i- İ man halinde devam ediyordu Ali Paşa da bu iman ve ka- naatle yaşıyanlardan biriydi İ — Acaba. Hüsrev, hakika- İ ten zindanda öldü mü? | du- | tekrar a- Diye sorarken, ayakta ran Sakızlı Ahmet, tıldı: —Padişahım! dedi Hüsrev İ yaşıyor... Gördüğüm atlı o idi.. Sultan Mehmet (Kostan tin)in hazinelerini bulmuş gi- İ bi sevindi | — Sahi met? mi söyliyorsun, Ah MAYIS HARİCİ HABERLER 1931 İUmumi bir tees- sür var, MADRİT 13 (A.A.) - rada, bilhassa Brenada ve İ kant'ta yeniden bir takım hâ- diseler olduğu Bir çok manastırlar yakılmış- tur, Kadiks'te meşhur San Do- mingo manastırında yeniden yangın çıkmıştır. Nümayiş yapan ehali ile za: bıta arasında bir çarpışma ol- muş, nümayişçilerden bir kişi ölmüştür. Arcos - de - La Fron pura'da Sal&siens'lere ait bir mektep yakılmıştır MADRİT 13 (A.A) — Po- lis müdür ajansı mu- habirine vaki beyanatında, pa- zar tevkif edilen 80 ki şiden bir çoğunu serbestt bıral mış olduğünu, çünkü bunların erak saikasile şurada burada toplanmış veyahut komünistle Havas gecesi Ali Paşa sakalını kaşıya- rak gilmeğe başlamıştı Ahmet, bu tesadüften Ve padişah zafından istifade et mek istedi: — Onu, atla giderken, £ zümle gördüm, padişahrm!. Hüsrevi yoldan geçenler de ta nıdılar ve arkasından “Yaşa koca aslan!,, diye haykırdılar. — Başka bir şey işitmedin mi? — İdam mahkümu diye kim se yanma sokulmuyordu.. Za ten, sokulmağa da vakıt kal- İ madı, atını sürdü, rüzgâr uçup gitti —Halkın ne dedi tin mi? — Herkes atının bastığı ye- re yüzlerini sürerek ağlaştı.. Onu affediniz, merhametli pa- dişahım! Fakat çocuk gibi, şaşkım bir halde, Ahmedin yüzüne bakı yordu. — Sen rüyâ me görüyorsun, Ahmet? dedi, Yoksa çıldırdın mı?, Ali Paşa söze karıştı: — Kulunuz biraz evvel, Hüs revin (Yedikule zindanlarında dan firar etmiş olduğunu arzet | tiğim zaman gülmüştünüz! Za man, bütün cinayetlerin esrar perdesini yırtan bir kuvvettir... ikçe gizli hakikatler ay- ılanır.. Kulunuz da Hüsre- vin hayatta olduğuna inanan- ardan biriyim padişahım! Sultan Mehmet, Ali Paşanın sözlerinden tnüteessir oldu. Başını önüne eğdi: — Hüsrev hayatta ise, onu affediyorum, dedi, Kostanti- hazinesini o bulsun! Bu i- Sakızlı nin $e onu memur ettim. Ahmet sevindi: — Onu şimdi Zum, padişahım! gidip bulaca- Bir saat sonra, Hüsrevin pa İ dişah tarafından affedildiği ve (Kostantin)in gizli hazinesi- ni bulacağı şayi oldu. Herkes hayretle biribirine soruyordu (Devamı var) kikat Sahasına ve ameli si-| yaset sahnesine geçtiğinden | daha müfit bir teşekkül de ol- muştur. şeklini topla- narak buğday ıstoklarnın tev. di ve zlirraa kredi meselesile İ buğday ist re teveccühlerini göstermek çin kalabalık arasına karışmış selerden ibaret olduğunu söylemiştir. MADRİT 13 (A.A.) — Sa- lamangue ve Saragoss gos'tan gelen haberler | papaslar ahaliden tanıdıkları | kimselerin evlerine iltica et- mektedirler, Herhangi bir ha- dise vukuuna oktur. mleketin | daki eyaletlerden & da papaslar hususi. meskenlere iltica etmekte ve İspanyadan çıkp gitmek için (hazırlıklar yapmaktadırlar. Cordoue'da grev umumi bir şekil almıştır. Bütün dükkân ve mağazalar hattâ meyhane- ler bile kapalı bulunmaktadır. Şehrin sevkülceyşi noktaları âsker tarafından işgal edilmiş tir, Sokaklarda süvari müfreze leri dolaşmaktadır. Son günler de cereyan eden vak'alar hal- | kı büyük bir hüzün ve yeis i- çinde bırakmız$ır. MADRİT 13 (A.A.) — Pa- zar günü A, B, C, gazete idare hanesinin önünde ölen duvar- er ile oğlunun cenazeleri kaldı rılacağı esnada, komünistlerin yapacakları bildirdikleri nü- mayişe mâni olmak için cenaze ler daha gün ağarmadan kaldı İ rılmış ve görülmüştür Cebelüttarika kaçan İspanyollar CEBELÜTTARIK 13 (A. A.) — Malagadan gelmiş bir takım komünistler burada ba- zı kargaşalıklar çıkarmışlardır Cebellüttarıka gelmekte olan bazı mültecileri getiren otomo biller yollarda durdurularak ya kılmış, içinde bulunanlar bir hayli hırpalanmıştır, Bunların beraberlerinde getirmekte ol- dukları eşyalar da alınmıştır. Cebelüttarıktaki oteller şid- detli bir korkuya tutularak ka çışmakta olan mülteciler ile a- ğız ağıza dolmuştur. Bir çok İspanyol rahibeleri Cebelütta- riktaki Lorette manastırmda leşmişle, | | l İ | ! dair malümat cenubun. çoğun- komisyonunun iktısadi cephe- si bu şekilde tebarüz ettikten sonra siyasi müzakerata Rus- ya ve Türkiyenin iştirak etti- rilmemeleri hakkındaki tasav- vur da manâsını kaybetmiş o- luyor. Esasen şunu hatırlamak lâzımdır ki, bugünkü vaziyet- te iktısadi meseleleri siyasi meselelerden tefrik O etmek mümkün de değildir. M: arının tev; meşgul olmuştur. E râ geçen inartta Pariste teşkil | edilen bir encümen cemi teşkilâtı ve ruznamesi ile mes- gul olmuştur. Bu encü hazırladığı rapor bugünkü iç- timada müzakere edilecektir. | Ruzname iki kısma ayrılıyor: enin 1 — Teşkilât raş I 2 — İktısadi o meselelerin müzakeresi, imen, teş nin daha evvel raporda yazmakla beraber, L | talya ve Almanya, evvelâ tısadi meselelerin müzakeresi- İni istemişlerdir. Avruoe birlik ilât vr | ndan son- | tin | tısadi bir mesele olduğu halde yasi bir mesele de addedile- bilir, Sonra Rusyanın i bir mesele mi, tısadi bir mesele mi? Bir nok- tai nazardan birinci der iktisadi bir mesele olduğ de, diğer cepheden de derecede ir meseledir. Yalnız beynelmilel siyaset sa hasmda değil, politika saha- sındabile siyasiyat iktisadi- attan ayırmak hayli müşkil dir. Siyasiyatın iktısadiyattan ayrılamayacağı nda gü- zel bir 6 “Hükümet mekinesi iyi yü- rümedikce . mevaddı gıdaiye bir ha z söylenmişti bildirilmiştir. | İk M. Briand istifamı İ edecek?.. İ | | Fransa hariciye nazırının çekilece İğişayiaları şimdilik teeyyüt etmiyor İ Nihayet Fransada Riyaseti- cümhur intihabı yapıldı. Neti- ceyi öğrendik: Ayan reisi M. İ Doumer devlet reisliğine inti- İ hap edildi, Hariciye nazırı M. İ Briandın namzetliğinden, inti- İ hap edileceğinden çok bahse- İ dildi. M. Doumer'in intihap e- dilmesi hiç kimseyi şaşırtma- mıştır, M. Doumer memleket dahil ve haricinde pek büyük İ bir itibar ve nüfuz kazanmış, fırkalrın fevkine çıkmış, bir İ devlet adamıdır. Onun için sol conah fırkalarının müzahereti- İni kazanmış olan M. Briand'ın mühim bir y reyleri karşısında milli mecli- İ sin eksi ti M. Doumer'i bu İ ma kama lâyık görmüştür. M. Doumer Fransanın ayni zaman da pek maruf bir kalem adamı İ der. “Oğullarımın kitabı, ün- İ vanile memleket gençliği için | yazdığı kitap pek kıymetli- İ dir. Pek genç iken siyasi ha yata girmiş ve şimdiye kadar muhtelif nezaretlerde ve bil- hassa def'atla maliye nezare sinde bulunmuştur. M, Dow mer yaşlı başlı bir devlet ada- | mıdır. Sinni yetmişi geçmiştir. İ Fakat çalışmaktan daima zev kalan bir adamdır. Onu bu değerli devlet adam İ Fransa cümhur riyas İ habı dahil ve hariçte bu İ kam için tam yerinde bir inti. İ hap olarak karşılanmıştır. İ Sol cenah firkalarının müza İ heretini gördükten ve bu fırka ların teşvikile — namzetliğini koymuş olau -M. Briand'ın al- dığr reyler de:az değildir. Bu | kendisine olan umumi teveccü İ hü göstermeğe kâli olsa gerek | tir. Fakat Hariciye Nazırımn ar tık istila edeceğine dairbir rivayet dönmeğe başlamıştır. M. Brian'ın hakikaten Harici- ye Nezaretini terkedip etmeye ceği çok geçmeden anlaşılabi- lecektir, Fransanın 13 üncü re isi olan M, Doumer ancak önü müzdeki ayın 13 ünde vazifesi- ne başlayacaktır. O zaman şimdiki Lâval ka binesi usulen yeni devlet reisi ne istifasinı verecektir. Eğer M. Briand kabinede kalmak is temezse bu suretle çekilmiş o- lacaktır. O zamana kadar bir ay vardır. Bu müddet zarfında Fransa Hariciye Nazırı Cenev reye gitmiş olacak ve orada mevzuu bahsolacak mithim me sailin münakaşasında memle- ketini temsil edebilecektir. M. Briand'ın Hariciye Nazı rı olarak kalmakta devam etti ği takdirde beynelmilel siya- set sahasında son âltı senedir fasılasız surette çalıştığı yolda arfedecek demek. | iyi tevzin edilemez. Mevaddı gxdaiye iyi tevzin edilme: | bülcümet makinesi iş mez. Bunlar biribirinden ayrıl- mayan iki şeydi iktısadi işler arasında işsizlik, fazla buğday stokları, at kredisi gibi meseleler dır. zira- var- Birlik komisyonunun içti- mamdan üç gün sonra yani ma yısın 18 inci tesi Cemiyeti Ak meclisini, içtimar vardır. Bu defaki top- lanış Cemiyeti Akvam mecli- sinin 63 üncü içtimaıdır. Mec- Misin bu defaki içtimammen büyük ehemmiyeti, Avusturya Almanya mrük ittihadı meselesinin mevzuu bahsedil- mesidir. Malümdur ki geçen sonlarına doğru bu haberin şuyuu bir bomba patlayışı te sirini yapmıştı. Avrupa birliği martın tetkik komisyonunun müzake- | ratmda bulunmak üzere Pari- se hareket etmek üzere bulu- | Meslek EE Besim Atalay B sınde picrı VE ey “Bize ekmeğini ir çıkaran adam yetiştiren meslek mektebi lâzımdır, ANKARA; Fırka kongresin memleket maarifi hakkında söz söyleyen hatipler arasında Besim Atalay Bey 14 (Telefon) — i memleketimizde meslek mek- üna baliğ olan | M, Briand etleri karşısında ilk düşünü len şey bunun aslı olmayacağı olur... İntihabın son netices şöyle çıkmıştır. M. Doumer| 504 rey, 34- Briand 402, M. Morraud 320 . YARİS 14(A A.)— Briand akşam tas: kında kimi memiş, olmakla beraber nazır- lar meclisinin sabah de ısını vereceği zannedil mektedir | PARİS 14 — Saat Briand istifa ettiği 1 M. Laval, milli mecli | in riyaseti cümhur hakkında- | ki kararının asla harici siyaset | aleyhinde olmadığını kaydede rek teşriki mesaide devam et- mesi için M. Briand nezdinde pek ziyade ısrar edecektir. M. Laval kabinenin mecburi ola- rak çekileceği 13 haziran tari- hinden evvel her türlü kararın tehirini talep edecektir, Bu tar zı hal, M. Briandın Cenevre müzakeratına iştirakini müm- kün kılacaktır. M. Briandin talebi kabul edilerek istifa et- se bile cuma günü Cenevrede toplanacak olan Avrupa birliği komitesinin küşat celsesine iş tirak ederek arkadaşlarma ve da eyleyeceği ümit edilmekte- dir. M. Laval, Cenevre seyaha tinde M. Brianda refakat ede rek icap ederse or Saat 205| vuratı b ye bir şey söyle-| takdirde | iç hazirana kadar orada kendisini istihlâf etmek fikrindedir. M. Briand, Vesailles'dan ayrılmadan bir az evvel M. Do wmerg'i görerek intihap netice sinin aralarmdaki dostluğu hiç İ bir veçhile ihlâl etmeyeceğini temin etmiştir. M. Briand, 80- | rulan bir suale verdiği cevapta | Cenevreye hareketi hakkında henüz bir karar almamış ol- duğunu, bu mesailin perşembe sabahı nazırlar meclisinde mü zakere edileceğini beyan etmiş İlk intihap neticesinin anla şılmasındaı kongre & nan İngiliz Hariciye nazm Mr. Henderson, Parise gider gitmez, meselenin Cemiyeti Akvama havalesini teklif etti, Ve bu suretle hava da sakin- leşti. Almanya ve Avusturya- İ nm ayni mealde olmak üzere verdikleri cevap, meselenin hukuki cihetinin tetkikinde bir mahzur görmedikleri, - fa İkat siyasi cepheden tetkike | razı olama İde idi nın bul i oslovakya, i cepheden de tetkiki iç ediyorlar. Binaer evvelâ Cemiyeti Akvam karar bunun tetkik edilece- Durun ale mec lisinde verilecek hangi cephederi Meselenin hukuki safhası- na gelince; bu, ancak Cenev- re protokolu denilen ve 1922 | senesinde imzalanan mukave- | le ile mevzuubahis olmakta- | dır. Avusturya, 1922 senesinin İY son baharında mali müzayika teplerinin derin bir ihtiyaç ol duğunu ileri sürerek ezcümle demiştir kiz — Yapılcak işleri iktisadi ölçü ile ölçmek zarureti vardır. Mektep yapalım demek kolay- dır. Fakat bu teplerden çı kanlar ne ol ? Hepsidev let bütçesinin etratır lar. Bu sene Uşy Akrabamdan mektebe vermiş okutuyor. Ço cuk mektebi bitirmek Ailesi tezg tandaştır. Oğluna demiş k el bana da, ip boyamayı öğreteyim, Çocuk cevap vermiş: — Ben öğrenmek istemem. Ben memur ve mebus olaca- öm. Arkadaşlar, anı anarşiş yoldur. gayesiz tahsil yapmak için Memleketimiz | ın içtimamda | bilhassa | | çocuğunu | İ yası Ç üzere. | ıta çalışan bir va- | tan ac de 31 meslek mektebi 21 tane lise var, Danimarkada ise 2 li- seye mukabil 279 meslek mek tebi var, Orta mektep ve lise gibi yiyici yetiştiren mektep- ten ziyade bize ekmeğini taş- tan çıkaran adam yetiştiren meslek mektebi lâzımdır, Ev. velâ halka istihlâkten ziyade istihsal terbiyesi vermek lâ- zumdır. Hangi zengin Türk ailesi ta nırsınız ki servetini yüz sene devam ettirebilmiştir. Oğlu bitirmemişse, o serveti behema hal torunu bitirmiştir. Lise, sanayii nefise akadem kahkahalar) değil. Mem tte su maşrapası yapmak- “Kel başa şimşir ta rak,, Bizimkine heves derler heves... Ben ne Serasker Rıza Paşanın oğlu, ne de Turlu Paşanın çocuğuyum. Ben de mirci Mehmet oAğanm oğlu yum, Paranın nasıl kazanıldı. ğını bilirim. Bu sözlerimder milliyet aleyhtarı olduğumuan lamayın, Nur âşıkı bir adamım, Fakat bilirim ki aç gözlere ışık batar. Güzellik kraliçesinin maarifle alâkası kesildi ANKARA, 14 (Telefon) — Güzellik kraliçesi Naşide Ha- | nmın muallimliğinin devam e dip etmeyeceği hakkında salâ hiyettar bir zat dedi ki — Güzellik kraliçeliğine in- tihap edilmiş olan Naşide Ha nım, Boğaziçindeki te muallimdi. İstifa etti, Vekâ let yerine başkasını tayin etti, Bu gibi müsabakalara maarif mensuplrın iştirak etmemele olar azedilmis tir. Naşide Hanımm bundan sonra omaarife münasebeti mevzuu bahsolmaz. Iş bankasının Gaziayin- tap şubesi GAZİAYİNTAP, 14 (Mik ik mektep” | liyet) — Bugün İş Bankasının bura şubesi muameleye başla mıştır. Milli duyguları yüksek olan Gaziaymtap halkı İş Ban- kası şubesinin teessüsünü se- vince karsılamıstır i ikinci intihapta ini muhafaza et- mesini ianddan ısrarla riça etmişlerdir. M. Briand bu yolda hareket etmesine şeref ve haysiyetinin müsait olma- yacağmı çünkü i muvafiakıyet ihtimali dilebilse bile bu intihabın cere yan edeceği dahilinde reisicümhurluk vazifesini için lâzım gelen manevi nüt ve kudretini elde etmiş olama yacağı fikrinde bulunduğunu nu söylemiştir. M. Doumerg, saat 22 de Ely söye gelmiş ve O M. Doumer- gue ile görüşmüştür. PARİS 14 (A.A) — grenin dünkü derpiş e şerait ifa Kon- M. Dowmerg'in intihabını mü- sait bir surette karşılamakta ve bu münasebetle Fransanm yapmış oldukları fedakârlıkla- rı hatırlatmaktadır. Bütün gazeteler, M. Brian- dın uğradığı muvaffakıyetsi ği dahili siyasete ait bir takım esbap ile ve bilhassa sosyalist lerin Hariciye Nazırı lehinde ki mükerrer müdahaleleri ile izah etmek iktiza ettiğini e- hemmiyetle kaydetmektedir- ler. Gazeteler, M. Doumergin intihap edilmesini sulh mesele leri hakkımdaki Fransız si tinin bir tebeddülü manasını İ tazammun ettiği hususuna ec- Fransada derin akisler hasıl et | miştir. Gazeteler, dört oğlunu kaybetmiş ve binaenaleyh harpten eden Fransanın timsal olan şısında Fransa, İngiltere, İtalya ve £ Çekoslovakyanm efaletile Cemiyeti Akvam- | para istikraz etmişti. Bu na mukabil de ne doğrudan doğruya, ne de dolayısile ii tısadi harekette dair taahhüt ni Ceni Germair mugayir lunamayacağına ıltma girmişti. © protokolu, St muahedesinin nok san kalan | : tamam layor, Avusturyayı kesk bağlıyordu. Cemiyeti Akvam meclisinin ve bunun hukuk müşaviri va- ziyetinde bulunan Lâhey mah xemesinit şimdi vereceği ka- rar, ittihat İle bu protokolün sının ihlâl edilip edil- mediği meselesidir. Almanlar ve Avusturyalılar iddia ed yorlar ki, ihlâl edilmemişti Fransızlar ve Çekoslovaklar iddia ediyorlar ki ihlâl edi miştir. Bu defaki Cemiyeti ikvam meclisinde bu ince hü- kuk meselesinin halli beklene- mez, Olsa olsa, mesele Lâhey mahkemesine havale edilecek, aksar ıwrak ahkâ muharebede | lt hir? bir Almanya | münasebatı nebi memleketlerin nazari dik kalerini celbetmektedir. İnti- haptan evvel olduğu gibi İn- tihaptan sonra da Fransanm riyaseti, sulhün idamesine ve sikine matuf ve müteveccih fakat her halde bazı hararetli nutukları dinleyeceğimiz smu- hakkaktır. Fransız Hariciye nezareti şimdiye kadar sükü- netini muhafaza etmekle bera- ber, Fransada efkârı umumi- yenin heyecanı Fransız meç- lisindeki nutuklardan anlaşı yor. Hafta arası, M. Briand dan harici siyaset hakkında iza hatte bulunulmuş ve Hariciye nazırına şiddetli hücümlar pılmıştır. Bazıları Fransa ile arasındaki siyasi katetmeği tavsi yeye kadar ileri varmışlardır M. Briand'ın süküneti bile âza dan bazılarının asabiyetlerine sebep olmuştur. Briand'm bu tenkitlere karşı cevabı vakura- nedir, Hariciye nazırı, — Fransanın davasını takip etmek ve haklı olduğumu gös- termek için mutlaka hiddet mi etmek lâzımdır? Diye sorduk tan sonra, demiştir ki: - Alman - Fransız münase- batının irikttamı ve Almanlara karşı harp ilânını . isteyenler varsa. bU siyaseti takip edecek