ai zama Mas EDİR E e LİL INI) İstanbul'da Yazan: M. ortaya Yavuz atılan bir şayia imperator Kostantin bütün mücevher- lerini gizli bir mahzene saklamış. — Sen hakikaten çok temiz kalpli ve merhametli bir adam sın! Demek o vakıt Hüsreve gök acımıştın, öyle mi? — Bırak yavrum bu geçmiş şeyleri .... Hem sen, zindanda toprağa karışmış bir adamla neden b ukadar meşgul oluyor sun? Zerefşan Ahmedin kolun- dan çekerek hakikati itiraf et- ti! — Hüsrev yaşıyor Ahmet! O ölmemiş... — Hadi canım, benimle a- lay etmeyin!. — Vallahi yaşıyor... Ve sa- na bahsettiğim idam mahkö- mu da ondan başka bir kimse değildi. Sakızlı Ahmet şaşırmıştı. — Ne günlere kaldık, yarab bi! Kaç seneden beri öldü san dığım bir adam bugün yaşıyor ha? — Yaşıyor... Ve sende ona yardım edeceksin! Ahmet cevap vermedi. Zerefşan tekrarladı: — Söz veriyorsun değil mi? — Korkarım... Z — Haniya demin “yardım ederim!,, demiştin... Senin gi- bi, temiz kalpli bir erkek, böy- le, bir dakika içinde tülürdü- günü yalar mı?, Ş ti — Peki, dedi, elimden ge- İen yardımı yapacağım, Fakat bu sır aramızda kalacak. Zerefşan sevindi. Ayrıldılar. Sarayda eğlence devam €- diyordu, ... İstanbulda bir şayia çıkmış tı: “İmparator Kostantin. (Bi zans)ın sukut edeceğini anla- yınca, bütün mücevherlerini (Romanos Portas) civarında gizli bir mahzene saklamış... Bu haber Fatihin kulağına © gittiği gündenberi, Edirmeka- pr civarmda tahariyat yapıl yordu. (Hakç)te çalışan amelenin kısmı azamı Romanos Portas'a sevikedilmişti, Gizli hazine taharriyatı gün lerce, haftalarca devam etti, Sultan Mehmet: — Kostantin'in hazinesini bulan adam ihya edeceğim Günler geçtikçe bütün ümit ler sönüyor, hiç bir iz elde edi temiyordu. Bir gün Ali Paşa, Sultan Mehmetle konuşurken dedi &i: — Şevketlim! Eski hatıra- lardan bahsetmeme müsaade buyurursanız, efendimize bir “ hikâye anlatacağım. Padişah — Peki söyle bakalım! Dedi. Ali Paşa (İstanbul)un mu- hasarası esnasında şahit oldu- gu bir vak'ayı şu suretle anlat mağa başladı: — Romanos Portas'a açı- lan lâğımdan içeriye girmeğe muvaffak olan (Hüsrev) şim- di sağ olsaydı bu hazineyi keş fetmekte güçlük çekmezdi.. Sultan Mehmet sordu: — Güçlük çekmez miydi? —Evet padişahım! Hüsrev bir gece lâğımdan avdet ettiği zaman: “Paşam ben bir hazi ne keşfettim; Kostantin bütün slmaslarını Remanes Portas civarında bir vere gömmüş sonra bu işle Cevabını ver- yunda arzetmiştim. Padişa- hım! Fakat şehrin işgalini mü teakip, meşgali âzime arasın- da bu işle meşgul olmağa vak tiniz yolotu! — Bir aydanberi uyuyor- mydyn? Edirnekapı civarında yaptığımız taharriyattan ha- berin yok mu? — Belki bir izi bulunur diye süküt ediyordum, padişahım! | Sarfedilen emeklerin boşa git- iğini görünce, efendimize bu hikâyeyi hatırlatmağı faydalı buldum. — Hüsrev o vakıt mevki ta- yin etmiş miydi? çekinerek cevap Fakat, ihtiyar | him bir şey unutulur mu? Ka fanm içinde hıfzedemedinse bir tarafa kaydetmek te hatırı na gelmedi mi?. Ali Paşa sustu. Sultan Mehmet, asabi adım larla odanın içinde dolaştı: —Bu hazineyi mutlaka bul malıyız, Ali! Kostantin elmas- larmı acaba bizim kazdığı-| mız lağamın sağ tarafma mı İ gömmüştü, yoksa sol tarafına mr?. Ali Paşa korkusundan titre meğe başladı. Ne cevap ver- sindi?. Aradan seneler geçmiş, ha tırında bir elime bile kalma- mıştı . Sakızlı Alrmet, padişahın #vüzuruna girmek için, kapının önünde perdeağası ile konuşur ken, uzaktan Ali Paşanın se- sini iştti ve kulak verdi: — Hüsrevden bahsediyor - Sakızlı Ahmet, Hüsrevin 8- randığını işitince yüreği hop- Kapıdaki nöbetçiye: (Arkası var.) M. Doumer (Baş tarafı Tinci sahifede) VERSAİLLES, 13 A.A. — M. Paul Doumer, saat 14te milli meclisi açmıştır. Komünist (o meb'uslardan Duclos'un söz istemesile başlı- yan ve daha başka komünistle rin de nümayişler yapmasına sebep olan kisa bir hâdiseden sonra saat 14,10 da rey toplan masına başlanmıştır. Meclis hademesi Douclos'un müdahalesinin şiddetle protes- to eden sosyalistler ile nümayiş yapan komünistlerin aralarına girmeğe mecbur olmuşlardır. Komünistler sükünu ihlâle çalışmanın faydasız bir hareket olduğunu görerek yerlerine o- turmuşlar ve rahat durmuşlar- dır. Milliyet — Dünkü nüsha- mızda yazdığımız gibi Fransız Reişicümhurluğuna iki kuvvet- i namzetlelirmişti. Bunlardan iri hariciye nazırı M. Briand, diğeri de Âyan Reisi M. Dou- mer idi. M, Doumer'in intiha- bile bir kere daha anlaşıldı ki Fransız Reisicümhurlarının in- tihabinda Âyan Reislerinin hakkı takaddümü vardır. Çün- kü bir çok defalar Reisicümhur lar Âyan reislerinden intihap edilmişlerdir. M, Doumer'in in tihabına karşı söylenen yeğâne söz, Âyan reisinin yaşlı olması ve Fransız siyasetinin pek zi- yade İnaliyet gösterdiği şu 81- ralarda Reisicimhurluk vazi- felerini hakkile ifaya sinninin müsait olmaması il Filhaki- ika M. Doumer bugün 74 yaşm dadır. Müddetini bitirmezden evvel sekseni tecavüz edecek. MILLIYET UARSANRA MİLLİYET PERŞEMBE . 14 İspanya'da kiliseleri yakıyorlar! Gece #ölkpel tafsilât Katalonya bu harekete karışmamıştır. Karışık yerlerde örfi idare ilân edilmiştir İspanyada son günlerde baş gösteren hâdiseler calibi dik- kat olmasa gerektir. İspanyol inkılâbınnı kan dökülmeden ve şiddetli bir takım harekâta mü racaat edilmeden cümhuriye- tin ilânı her tarafta takdiri cel betmişti:. Fakat şimdi baş gös teren bır takım hâdiseler bu memlekette sükünun devamı ile yeni idarenin bir an evvel memleketi bugünkü müşkül vaziyetten çıkarabilmesini bek leyenleri düşündürecek mahi- yettedir. İspanya papasliktan, taassuptan çok ziyan görmüş bir memlekettir. Bugün kilise- lerin yakılması şekliride baz İN | ki katlık taraftarları Başvekil M. Zamora gösteren hareket belki de bu uzun zamanın papas istibdadı- na karşı uyanmış infislin meti- cesidir. Fakat acaba bu kabil hareketler memleketin müh- taç oldağu sükünu ihlâl ede- rek yapılması elzeni olan işle- ri geride bırakacak değil mi- dir?.. Eğer İspanyada vatan | işlerile meşgul olacak | daşlar arasında dahili bir harp çıkarsa ne olacaktır? Sükün i- le yapılan inkılâbın çok geçme den kanlı bir takım vekayi ile sarsılması istenir şeylerden de ğildir. İspanyada cumhuriyet ilânı akabinde papaslık makamın Madritte olup biten şeyleri bü yük bir merek ile takip ettiği söyleniyordu. Papalık makamı nın endişesi İspanyada inkılâp idaresinin katolikliğe karşı ne“ vaziyet alacağı idi. Cümhuri- yet idaresinin din ve dünya iş lerini ayırarak bundan sonra İspanyanın omukadderatında papasların rol oynamalarına mâni olmak emelinde olduğu anlaşılıyordu. Yalnız yeni ida re herhangi şekilde şiddetli ha rekâtı caiz görmeyeceğini de anlatmıştır. Hülâsa yeni idarenin başara cağı bir çok işler vardır. İktısa di ve mali vaziyetin arzettiği müşkülât karşısında memleke- tin sarsıntılara uğraması yel- nız inkılâp düşmanlarını sevin dirir. Şayanı kaydölan cihet Katalonyanın bu harekâta işti rak etmeyişidir. İspanya hükümet reisi hükü metin vaziyete hâkim olduğu- | nu söylüyor. Cümhuriyet hükü meti tabil ve sükün dahilinde memeleketi idareye devam e. derken o kiliselerin - yakıl- dığı için şehirde O örfii- dare ilânına mecbur kalmıştır. Her halde sükünun bir an ev- vel iadesile tabii halin avdeti bekleniyor. MADRİT 12 (A.A.) — Alikant ta tedhiş taraftarları gece cizvitlerin ikametgâhile yedi man, iki ga- zete idacebanesini ve baş piskopos- luk dairesini ve müteaddit dini mek tabi yağma etmişler ve yakmışlar- dır. İlarp halinin ilânmdan sonra sü kün İde ve tesis edilmiştir. Kadix'te mürfitler dört manastırı yakmışlar. dır. Asker ateş açmağa mecbur ol- muştur, Şehirde müthiş bir panik hüküm sürmektedir. Malagada dün gece nümayişçiler piskoposluk daire Sile iki manastırı yakmınlardır. Gre- nada da bir çok eşhas Karmenit sna Bastırınım bir kısmını dinamitle ha- vaya ağmışlâr ve Maris manastırı ile Gazet du sud iderehanesini yakma» ğa teşöbbüs etmişlerdir. Örfü idare İ MADRİT 13 (A1) — Ör ide- ze ilân edilmiş olan Grenade şehrin- deki mühtelif manastırlarda hâlâ bir takım hâdiseler çıkmaktadır. Andalosie'de . papaslar. aleyhine İ baş gösteren dümanlık duygu ve hareketlerinden bilhassa Kordu'da bir galeyan basıl etmek maksadile geniş mikyasta istiladeye çalışmak- tadır. “Kordu'da kıyam. erbabı polis kuvvetlerile kendi aralarında bir ar- bede çıkmasına sebep olmuşlardır. Bu arbede esnasında dört kişi ölmüş İ ve bazıları ağır surette olmak üzere İ 12 kişi yaralanmıştır. Madrit'te bir tevkif MADRİT 13 (A.A.) — Madritte mahafilinin reisi maliyecilerden. Kont Gamazo zabıta tarafından e tevkif edilmiştir. Bu tevkifin sebebi elyevm cereyan etmekte olan vak'aların bu mahafil de tertip edilmiş ve başlanmış olma sadır. Katalonya karışmıyor BARCELONE, 13-(A.A.) — Es- talonyâ parlamentosunu teşkil ede- cek Katalonyak 46 mümessilin şeçil mesi içini yapilacak intihabatın 24 mayısta başlayacağı. bildirilmiştir. Bu parlamento, Katalonya hüküme tinin kanunu esasisini kaleme alacak tır. Bu kanunu esas liyihasının ka- bulü hakkında Katalonyalıların â yi umumiyesine müracaat © tir Barcelone'da sökün hüküm 5 İ mektedir. Sair taraflarda vuku bu lan kargaşâlıklar o Barcelene'da hiç bir akis ve tesir yapmamıştır Sendikalar mahafilinin din ve pa- paslar âleyhine müteveccih her han gi bir harekete maruz bulundukları zanriolunmaktadır. 206 Efgan sefiri dün geldi Sefir, Efganlı talebenin Efgan sefiri Sultan Ahmet Han dün Ankaradan şehrimize gelmiştir. Sefir Hz. kendisile görüşen bir muharririmize de- miştir ki; İstanbulda bulunan EF ganlı talebeye ait bazı hususa- tin halli için geldim. Şehriniz- de epey kalabalık bir Hifgan ta- İebesi kolonisi vardır. Liselerde okuyanların mevcudu — 130ile 140 arasındadır, askeri liselerle İ Harbiyede de 40 kadar talebe- miz var, Bu talebeye Türk mu- alimleri ve Türk arkadaşları taralından gösterilen alâka ve İ kardaşliktan çok mütehassisiz. Talebemiz kıymetli muallimle- İ rindeh pekçok istifade etmekte dirler,bu gençlerin irfan vatan İlarr olan Türkiyeden çok kıy- metli irfan hamulesile avdet e- deceklerinden eminiz, Türkiye ile Eiganistan ara- sında siyasi münasebat her za- man olduğu gibi çokk samimi ve mükemmeldir. Zaten başka tür. lü olmasınada imkân yoktur ki. Komşularımızla ve siyasimüna sebatta ; bulunduğumuz sâir memleketlerle de tam bir a- şamaktayız. Efganisten ticaret ve sanayii yavaş yavaş inkişaf etmektedir. Memleketimiz da- ha ziyade bir iptidai mevat ih- sullarımızı komşularımıza hat- tâ Türkiyeye kadar göndermek teyiz. İktısadıyatımız malik ol- duğumuz kıymetli madenleri i letmeğe başladığımız zaman ta bil çok inkişaf edecektir. Zen- gin altın, bakır ve demir maden lerimiz var, fakat sermaye nok sanr dolayısile bunlardan istifa de edemiyorur. Memleketimiz dahilinde bir çok islahat yapıl- makta ye Efganistan munta- zam adımlarla terakki ve inki- şaf etmektedir.” Sultan Ahmet Han üç gün sonra Ankaraya avdet edecek ve bir müddet sonra yaz tatili- ni geçirmek üzere şehrimize ge lecektir. Henk ve samimiyet içinde ya-| raç eden memlekettir. Bu malı | Fransada | Reisicümhur intiha- bı veilk tahminler... | PARİS, 12 A.A. — Marin, | Franklin - Bouillon ve Magino | grupları M. Doumere teveccüh | lerini teyit etmişlerdir. Ayan meclisinin 22 azadan mürekkep olan sol cenah cümhuriyetçile- ri M. Doumer'e rey. verecekler | İdir. Mezkür meclisin 72 azadan | İ mürekkep olan cümhuriyetçi- İler birliği grupu yarınki inti- | hapta azasını tamamen serbest İ bırakmağa karar vermiştir. Ma | amafih, M. Millerand, daha ilk | intihaptan itibaren M. Döumer in ismi etrafında bir blok yap- mann bu grup için haiz olaca- ğı ehemmiyete işaret etmiştir. Âyan meclisinin cümhuriyet çiler birliği grupunun hey'eti İ mecrmuasının M, Doumer'in namzetliğine pek ziyade taral- ter olduğu ehemmiyetle kayde dilmektedir. Meb'usan meclisi, sol cenah cümhurietçileri pü da azasını t nrakmıştır. kal demokrat birliği de az serbest bırakmıştır. Bunlardan | İ yarısının M. Briand yarısının | M. Dot r lehinde rey leri zannediliyor. 'ARİS, 13 A.A. — Âyan meclisleri, on ü- ümhuru intihap et ik üzere bugün saat 14 İ sailles'da milli meclis halinde İ toplanacaktır. İr p, hazır bulunmamaları muhtemel olan pariâmento azası hesaba katı- mak şartile ve takriben 450 rey den ibarı olacak olan mutlak ekseriydüe olacaktır. Bütün a- | za, intihap sandığınm önünden birer birer geçeceğinden ilk in- tihap neticesi ancak saat 16,30 da belli olacak ve şayet ikinci intihap yapılmasma lüzum hâ- sıl olursa bunun neticesi de tak riben üç saat sonra anlaşılacak tr. Hali hazırda gazetelerin tef- sir ve mütalealarından intiha- bin neticesinin ne olacağını is- | tihraç etmek müşirüldür. Çün- | kü mücadele münhasıran M. i Briand ile M, Doumer arasında i olacaktır. Şiddetli ve fakat mü- camelekârane bir surette cere- yan edecek olan bu mücadelede her iki namzet te gerek şahsi- yetleri ve gerek mazileri itiba rile perlâmentonun bütün grup | larındaki hararetli taraftarları ! na ve sadık dostlarına güvcn- mektedirler. Maten gazetesi: nin iri harflerle koymuş olduğu ibare, bugünkü intihabm mahi yetini ve ne gibi ahval ve şerait altında cereyan edeceğini gös- termektedir. | “Matin” gazetesinin yazdığı 'Hiç bir zaman Riya- seticümhur il i bu kadar açık sahada ve bu kadar az vazih bir şekilde siyasi sahada mevzuu İ bahsolmuş değildir.” Her iki namzedin taraftarla rı, ayni emniyet ve itimadı İz- har etmektedirler, Sol o cenah gazeteleri, M. Briand'ın ilk in- thapta kâfi miktarda rey ala- rak muvaffak olacağı mütalea- sında bulunmaktadırlar. Bilâ- kis, sağ cenah gazeteleri M. Doumer'in galebe çalacağı ka- | naatmdadırlar. Mamafih “Ma- | tin” gazetesi diyor ki: j isim ve nüfu- | zunun mumaileyhin lebine bir | a tevlit etmiş olduğu gö- | rülüyor, Bitaraf * müşahitlerin bunu ehemmiyetle kaydetme- leri iktiza eder.” Berutta boykot bitti Berut, 13 — Haikın elektrik şirketine yaptığı boykot, şirke tin elektrik fiatmı 23 kuruştan 15 kuruşa indirmesile nihayet bulmuştur. Tramvay ücretleri de hir miktar tenzil edilmişti | Kongrede bazı meb'uslar jüri ihdası lüzumun ANKARA 13 (Telefonla sabaha karşı) — Gece celi projesinin müteakıp maddelcri mü. zâkere ve kabul cdild. Programın heyeti umumiyesi reye kondu. Al kışlar arasında kabul olundu. Maddelerin müzakeresi sırasında iktısat kısmında azadan biri fman- lar nişaatına münasip zamanlarda başlanacaktır. fıkrasındaki “müna- sip,, kelimesinin hangi zamanı ifade ettiğini sordu. Hasan Fehmi Bey en cümen namına izahat verdi — İşin ehemmiyeti lüzumu kadar tebarüz ettirilmiştir. Umanlar inja atı büyük sermaye işidin. Bu fıkra İcra heyetine direktiftir, dedi Mütcakıben muhtelif maddeler ü zeinde münakaşalar oldu. Ezcümle Yusuf Akçora Bey spor teşekkülleri nin himaye edileceği | haklamdaki maddeye milli, edebi teşekkülerin de himayesinin ilâvesini istedi, Dahiliye vekili itiraz ederek kima | ye edilecek: cemiyetleri büleümetle fırka tayin eder Bunu programda umumi tarzda tesbit kâfidir, dedi, Cevdet Kerim ve Pazıl Ahmet B. ler ayni madde üzerinde söz söyledi | Adliye siyasetini | ler. Müteakiben gösteren maddenin müzakeresinde Vasfi Raşit Bey söz alarak dedi ki: a milletin ha- edilemez. Jüri usulü | Prag konferansında murahhaslarımız ANKARA, 13 (Telfonla) Prğda tecplanacak olan beynel | milel parlamentolar kongresinde Me ticaret Büyük Millet i Necmeddin Sadrk ve şref Beylerin temsil leri takarrür etmiştir. Abbas Hilmi Paşa KAHİRE, 13 A.A. — Röy- ter Ajansı muhabirinin bildirdi ğine göre Başvekil, gazetecile- re sabık Hıdiv Abbas Hilmi pa- şanm kral Fuadı Mısırın meşru hükümdarı olarak ve Mısır tahtından tamamile fe- rağat etmiş olduğunu söylemiş Suzan H. İzmire sevkediliyor İzmirde bir mücevher harsez- lığı yapmak ve kendisini çocuk inde program | dan bahsettiler ihdısı hizemdir. Bunu roddet niz hiç bir sebep bulamazsır Bunu reddetmek kendi prensipk müze ancak hiyanettir. Antalya usu Raşit Bey yerinden bağırdı — Kefaletle takliyeyi kaldıral İ kötidir. (Handeler) | Salâhaddin Bey (Koeseli) Vs İ Raşit Beye cevap verdi | — Bizim namimıza hüküm veri yiniz. Vasfi Raşit Bey ilâve etti: —Jüri olmadığı içindir ki mah meler hakkında dedikodular çıkay Müteakıben Kütahya murahhası” lâeddin Bey söz aldı Dedi'ki: | — Meseleyi encümende'ben ol İ ya attım. arşıma iki kozla çıktı) | Dediler ki; “Milletin seviyesi buna müsait İ ildir. Bu memlekette bir cemaat vat bunun bir aklrselimi de vardır. H bir gölemedeni kanunlar aldık. Ji yi bir ideal olarak programa kayi delim. Mütcakıben Refik Şevket Bey | cümenin jüriyi neden kabul etme ğini izah etti, Vasfi Raşit Beyin t dil takriri okundu. Vasfi Raşit Bi iddiasını tekar izaha çalıştı. Fak heyeti umumiye takriri kabul etn di. Kongre geç vakit içtimaa nik yet verdi j hü | Romada bir tayya recimiz kaza geçird ROMA, 13 -A.A. — Rom civarındaki Kurbara tayyare | manında bulunan Türk tayyar zabitlerinden Sabri Bey, idare sindeki avcı tayyaresi ile Akro batik bir uçuş esnasmda 100 metre yükseklikten sukut et miştir, Pilot; makinayı tekrat hattı müstakim üzerinde uçuş! koyamadığından paraşütle sa| ve salim yere inmiştir. Seferde şimendüfer tellerinden istifade ANKARA, 13 (Telefon) Devlet Demiryolları ve liman ları idaresi teşkilât ve vazi felerine dair olan kanunun bi: maddesine âtideki fıkranm ilâ vesi hükümet tarafından bir yiha ile meclise teklif edil tir. Sefer vaktinde askeri yatma taallük eden umurd askeri makarri larr “Devlet Demiryolları aski ri komisyon riyaseti, istasyotf ve hat kumandanları” katarla| rım işlemesine ait muhaberat sektedar etmemesi şartile de- mir yol telgraf hatlarından delicap istifade ederler, Darülfünunda barem Muammer Raşit B. Bugün İsmire mahfuzen sevkedile- eek olan Hafize Suzan Hanım yeğeni ile bir arada sahibi gibi göstererek sahtekâr lıkta bulunmak cürümlerinden: dolayı hakkında takibatta bu- lunulan İzmir sabık Fransız konsolosu M. Giy'nin zevcesi Hafize Suzan H. dün öğleye doğru Müddei umumiliğe celp edilerek bir müddet alıkonul- muş ve bu esnada ihzaren celbi için İzmirden yapılan istilima telgrafla gelen cevap kendisine tebliğ edilmiştir. Hafiz Suzan H. hakkımda lâzım gelen mua- mele ikmal edildikten sonra Za- bıtaya teslim edilmiştir. Suzan H. bir polis memuru refakatin- de müdiriyete götürülmüştür. Suzan Hanım bugün Adnan va purile İzmire sevkedilecektir. Hafize Hanımın o saba- hü kadar serbes bırakılması hakkında vaki olan ricası kabul edilmemiş olduğundan kendisi geceyi vapurda geçirmiştir. Adnan vapuru bugün öğle üze- ri hareket edecektir Raşit Bey dün aksam Anar ya gitmiştir.Da rülfünun bu se- ne bareme gir- mesi dolaysile Muammer Bey vekâlet nezdin- de bütçe işile meşgul olâcak- tır. o Ankaraya hareketi esna- sındâ kendisile görüşen bir ar kadaşmıza Mu ammer Raşit B.k dünkü gazetelerden birin kendi resminin altma yazıda) satırlardan bahsederek demis tir — “Tıp fakültesinin yarak rını deşmesi lâzımgelen” ka; dından, gazetenin ne demek i tediği anlaşılmayor. Ne mi satla yapıldığı bilinmeyen ufak resim altı, Darülfünun * bilhassa Tıp fakültesi nezdind büyük bir teessür uyand tır, Yapılacak şey, hiç şüphesi bu şekilde neşriyatta buluna gazeteye beyanı teessür ad ln in eta