Fikir, Asrın umdesi “Milliyet” tlr I K, EVVEL 1930 İDAREHANE — Ankara caddesi No: 100 Telgraf adresi; Milliyet, İs- tanbul. Telefon numaraları: İstanbul 3941, 3912, 3913 ABONE ÜCRETLERİ G Türkiye için Hariç için 3 aylığı o 400 kuruş 800 kuruş 6. 70 . 1400, iğ 1400 2700 Gelen evrak geri verilmez Müddeti geçen nüshalar 10 kuruş tur. Gazete ve matbaaya ait işler için müdiriyete müracaat edilir. Gazetemiz ilânların o mes'aliy. kabul etmez. Bugünkü hava Dün hararer en çok 14 en a2 7 ruzgür lades direce idi Bugün esecek hile açık olacaktır EFELERİ Mehterler! “ Cuma günü bahar kadar gü- zel havanın başımda esmesi ü zerine Gülhane parkına gitmiş tım. Dönerken askeri müzenin önünden geçtim. İki şey nazari ,dikkatimi celbetti. Birisi müze- nin önünde yaptıkları parkın içine girmek ve orada duran be heri bir kaç ton çeken eski topları tetkik etmek mümkün değil, Halbuki bu topların üs- tünde tarihleri; hangi orduya! âit oldukları yazılı. Lâkin etrafı| siper tellerile çevrilmiş. Acaba| bu yasak topları birisi alır gö- türür korkusundan mı, yoksa el sürerler de paslanır endişe sinden mi?. İ İkinci : gözüme ilişen şey, Mehter kılığında zurnacı ve da vulcunun hâli: Malüm ya Meh-; ter kılığı, eski Yeniçeri kılığı- dır ve Yeniçeriler de iri yarı çam yarması gibi adamlar idi. Halbuki müzenin (kapısında zurna davul çalan iki kişi o ka- dar cılız ve ileze ki başlarmdaki koca kavuklarla tıpkı eski me- zar taşlarını andırıyorlar. Bu adamlarm daha irisi yok mu? Hele Mehterhane nâmma çifte telliden başka şev çalamazlar mı? Bedmestler! Allah rizası için Polis müdü rü mü olur Vali Bey mi, Kay- Fransada neşredilen mühim eserlerden bahsetmek isterken son iki üç aydır her tarafta pek büyük bir alâka uyandıran bir eserden gene bahsetmek mec- buriyetini duyuyoruz. Fakat hemen söyliyelim ki bu tatlı bir mecburiyettir. İmparatorluk Almanyasmın pek mühim bir siması olan mü- teveffa başvekil Bulow'un ha- turatından geçenlerde bahsetmiş tim. Bu meşhur devlet adamı nın vefatından sonra neşredil- mesi vasiyetile bıraktığı ha “a ta ne kadar kıymet ve ehemmi- yet verilse azdır. “Hatırat” m ilk cildinin neş- rinden geçenlerde bahsettik. Müsaade ederseniz bugün de ha tıratın diğer neşredilen kısım- larmdan bahsetmek istiyoruz. Fransız neşriyat âlemi eski Alman başvekilinin tercüme ve kısım kısım neşredilen bu hatı- Tatı ile yeni bir harekete maz har oldu. Prens Bülow'ün hatr- ratmın her tarafta bu kadar bü yük bir alâka ve merakla okun- masının hikmeti hiç şüphesiz yazılışındaki güzellik, bu hatıra tı birakip devlet adamının kale mini kullanırken pek geniş bir irfan membamdan istifade et- iş olmasıdır. Prens Bülow vâ- si bir irfana sahip, dünyayı bi lir bir devlet adamıydı. Hatıra tı okurken mübalâgasız denebi- Kir ki her satırda sahibinin zati kıymeti göze çarpıyor. Prens Bülow hatıratının ahi- Ten neşredilen kısmında kendini ikbalin en yüksek tepesinden nihayet idbar ve sukuta sürük- liyen âmilleri anlatmaktadır. Buna âmiller demek te ne ka- dar doğru olur bilmeyiz?.. İm- peratorluk Başvekilinin düşme- sini intaç eden daha doğrusu bir tek âmilde aramalı. İmperato- run tahammül edilmiyen hali, Prene Bülow 909 senesi yas da ve bir deniz tenezzühü esna sında hükümdara istifasmı veri or. Kayser kimbilir ne vakitten- beri beklediği bu istifayı kabul hususunda şayanı dikkat bir is- tical göstermekten kendini ala: mamıştır. Hattâ halefinin kim olacağını da müstafi Basvekile söylemiştir. Düşünce, malümat, ruh... Hü iâsa daha bir çok mühim itibarile hükümdar ile Başvekil arasında büyük bir tezat var- makam Bey mi olur, bir gece'gır yaya olarak Beyoğlunu gezse de sarhoşların hâdini görse. Değil kabili setrü ihfa olmıya- cak hattâ ölüleri uyandıracak kadar nara atan sarhoşları tu- tacak susturacak ortada kimse kalmadığını zannetmek bana pek elim geliyor. FELEK Tnika Senelerdenberi Harbive mekte binde ve Kuleli İisesinde sin ted Başvekil devletin mukaddera! tını idare ederken ne kadar s0- ğuk kanlı ve ağır başlı olmak mecburiyetini duyuyorsa impe- rator her hanmi "i vesile ile a- aklına gelen şekilde ve şu veya bu devleti kuşkulandıracak su- rette galeyanlı nutuklar söyle- mek merakından kendini alamı yordu. Bu bilhassa harici siyasette pek çok kereler pek nazik vazi- #isati yapan İldir oğullarından ML Binbaşı Aziz Bey müpreli Olduğu hastalıktan ivileşemiyerek cuma günlü velat etmiştir, Csnazesi aym gün kaldınlarak hmerteki aile kab Tiseamne — naklolunmuştur.. Merhum vazifesine merbutiyeti ile temayöz et mişti. Kederdide beyanı tazlyer ederiz. silesin; yetler ihdas etmiştir. Fakat imperatorun en ziyade tenkit edilmeğe değer hareketi bir İngiliz gazetesine verdiği mülâkat olmuştur. İmperator bu mülâkatında İn gilizleri cenubi Afrikada yap- tıkları ve hayli uğraşmağa mec bur kaldıktan sonra kazandıkla- (#illiyetjin edebi 39 ES EE YE GEREN EA ZARLAR ER Beş hasta var! windirici bir itidalim vardı. Bu kadarı da paşayı boyuna kadar memnunluğa sokabilirdi! Ni: Etem İZZET kumarbaz hassaslığı ile ayakla- ruma kapanıyor, ellerimin biri- ni tutup birini bırakıyor, karşım kim de öyle oldu. Dehşetli ü-jdadiz çöküp ağlayan bir ses- mide dü: yoluna adım atmış, hattâ kendi sinden biraz hoşlanmaya başla mış gibi zannetti. Ve. Aklınca beni bu yola biraz daha çek- mek için bin dereden su getir- “meye, aşkının, sevgisinin derin- Hğine inandırmaya (Çalıştı. Ben yine arada bir: —— Rica ederim, bana aşkmız-| dan igin filân bahsetme | yiniz, » Dedikçe, ka: memeye çabalayan dü: ü, beni yatışmış, rızalle: — Belkiys... — Belki — Sana perestiş ediyorum... Diye yalvarıyor, ayaklarımı yüzüne gözüne sürüyor, öpü- yor, öpüyordu! Bir aralık, — Pek te sicak... | — Müsaadenizle Diyerek soyundu, bir göm- İzerime fenalık geli-İlek vebir pantalonile kaldı, “Tekrar yanıma geldi, usul usul, zandığını kâybet-| korka korka beni kucaklamak kün birjiçin yoklamalar yapmaya baş- Mi Yri Mizah, Edebiyat, illiyet Fransada neşredilen mühim eserler rı muharebenin plânları kendi tarafından yapıldığını, bu suret- le kendisinin İngiltereye pek bü yük bir hizmette bulunduğunu söylemiştir. İmperator İngilte- re ile kendi memleketi arasında dostluktan bahsederken en bü- yük delil olarak bunu ileri sürü-| yor, İ Mülâkatın neşrinden evvel müsveddeleri okunmaz bir ha de Başvekile geliyor. Prens Bülow her vaki rator'un bir çam devirmesine meydan vermemek için onun di yeceklerini, dediklerini srkı su- rette mürakabe etmek ister, ht kümdar da —her halde istemi yerek— buna razı olurmuş. Fa- kat bu sefer nasılsa Başvekil bü müsveddeyi okuyamıyor, harici ye nezareti erkânından lâzım ge İenlere tetkik için havale edi- yor. Onlar ise asıl çıkarılması lâ zim gelen yerlere ilişmedikle rinden mahut mülâkat İngiliz! gazetesinde çıkıyor. Kopan kıyameti analmağa lü zum var mı?... İngiliz matbuatı, | parlâmentosu heyecana geliyor. Harbiye nazırından istizah edi- lirken nazır böyle bir plânın! mevcut olmadığını söylüyor. Ce nubi Afrikadaki muvaffakıy tamamile İngiliz kumanâ t olduğunu anlatıyor. Bu suretle Alman imperatoru hakikate muvafık olmıyan bir! iddiada bulunmuş olmak vazi- yetinde kalmıştır. Bülow bütün kâbahati kendi üzerine alarak meseleyi tamir cihetine gidiyor, Fakat Alman efkârı umumiyesi bu vesile ile imperatora karşı infial göster- mekten kendini alamamıştır. Nihayet Bülow meseleyi ka- patmağa muvaffak oluyor; İmperator her vakit yaptığı! bu hataları yüzünden bir gü memleketin feci bir akibete sü- rükleneceği hakkında herkes ta rafından izhar edilen endise ve Kamaat karşısında tahtından fe- ragat etmeği düşünmüş ve gün lerce asabi bir buhran içinde kıvranmıştır. Başvekil bu hususta imperato riçe tarafından gösterilen endi- $eyi tatmin ederek imperatorun tahtından vaz geçmesine bir se- bep bulunmadığını, artık mese- lenin kapandığını, fakat bundan sonra imperatorun nutuk irat e derken, gazetecilere beyanatta| bulunurken âzamı derecede ihti yatlı olması lâzım geldiğini an. latıyor. İ Bu hâdiseden bahsederken şu nu da unutmıyalım ki imperato- run mülâkatıma ait müsvedde- nin tetkiki kendilerine havale e dilen memurlar muhtelif suret- n! a ! 3 vaziteyi ifada ihmal göstermiş olmaktan mütevellit vicdan aza bı ile beynine bir kurşun sıka- rak hayatına nihayet vermiştir.| Bu hâdise 908 teşrinisanisinde olmuştur. Bosna — Hersek me selesi henüz devam ediyordu. 509 senesi yazında Bülow istifa ediyor. Eski Başvekil 908 teşri- nisanisi ile on sene sonra yani 918 teşrinisanisini mukayese e- diyor. Bu hâdiseden tam or se ladı. Elimi vücudüme dokun- durdukça ben kendimi çekiyor, Biraz yumuşak, daha çok sert gözlerinin içine bakıyor, — Yapmaymız... | Demek istiyordum. Bu anlar da o, bir şeyler anlatmaya çalışı Ge benim güzelliğimden, şirin İliğimden, cana yakınlığımdan İdem vwuyor, yine arada bir eli| İni kaçırmak, kolunu vücudüme İsarmak için fırsatlar arıyordu. | İBen de tıpkı bir sahne. artisti! İgibi rolümü muvaffakiyetle oy İnamağa çalışıyor, ne yapmak! İne koparmak istediğimi iyice! İ VALAM ER ; MALE WEAR *YV gk Lirik tenorların en cazibedan * ve şimdiki CARUSO JAN KIEPURA < birlikte pek yakında BRIGITTE HELM le COŞKUN SELDE filminde görünecektir. Bilmecemiz i 98-4 s4lol Her kes tarafindan görülehilmesifi temin için arze ve talebi umu üzerine ERSERİ KI şaheseri daha bir Kaç gün Ihamra sineması irdesine dıvam edilecektir. Müveten © Yeni FOX JURNAK Ankara'da Gazi taralından yapıla$ Kocasına yalan söylemiş olmak için. 5 Fransızcadan Karı koca mes'utt, sakin bir İlerle eğlendiğini uzun uzadıya! hayat sürüyorlardı. Kocası karıfanlatırdı. Bunlar da yâlan mıy- sma sadık bir erkekti. Kadın da|dı?.. Yalan değilse hakikaten imdiye kadar kocasını aldat-|bu takiplerde kendini kurtara mamıştı. Kadın bu hayattan şi-|bilmis miydi? kâyet için sebep bulmıyor, koca| * Bir kadın mın samimi muhabbeti kendi-'ne kadar 67 hayal kuvvetii ait ise o kadar! n eli RESMİGEÇİT « “Türk - Yana ğe sine kâfi geliyordu. Bu hayat|canlı surette bunları anlatırken! y ii Ea 2 kaç senedir böyle âakin ve mes|o burları dinliyor, fakat biribi zina 1001 ale Ri A ZARO AĞ ağ ut geçiyordu. jrine uymiyan cihetleri derhal kalmak; TEE ENİ Fakat bir tesadüf genç ve mes'ut kadınım hayatını di tirmek hususunda büyük sir yaptı. Bu tesadüf şöyle oldu. Pek eskidenberi tanıdı kadın vardı. Senelerce tepte arkad; ra her iki ya vardıktan sonra biribirlerini görmez olmuşlardı Senelerce sonra bir tesadüfle! #cçi iki eski ahbap gene buluştular.'det e farkediyordu. © Bu yalan söylemek itiyadı, daha doğrusu zevki kendisini e sarmağa başlamıştı. Bir ak- am hiç lüzum olmadan yalan söyledi. Sonra buna pişman ol- git gide elinde olmı « kendisi de valan söyleme| adı | anlatıyor MELEK SİNEM, Dilber ve büyük setin MARIE BELİ *Gasino de Paris, den ve * Momey *OUİL, , Ğİ ile beraber çevirdikleri TEHLİKELİ © OYUN nam mühteşem ve muazzam Fri” sizce sözlü film başlıyor. İlâveten Yeni FOX JURNAL Ankarada Gazi huzurunda yapıl hirlerinden ge) O gene kocası ile! lnız; sade hayata av- sıdu, Fakat yalan din| Kızlık zamanlarına sit hatırala lemek ve söylemek onun için! zesmigeçit ve Türk. Yanan doşiiiiğii rı tazelediler. İkisi de kendilesibir ihtiyaç olmuştu. Artık koca| muahedusiain imza merasimi. rini bu tesadüften son odereceİsma yalan söyliyordu. Fakat| Yeni makine sayesinde mükil€ İmesut sayıyorlardı. Artık biri-jevvelâ zararsız gibi görünen meler Türkçe ve Fransızca 8 yamanda filmde gört z —-İSABELLE birlerini ziyaretler çoğalmıştı. |bu yalanlar sonra şu neticeye İkisinin de kocaları iş yapan! vardı: para kazanan adamiardı. Bitta, (Bir gün sokakta kendisini bi kazandıklarını zevceleri için! bir genç takip etti. Sonra bu Bugünkü bilmecemiz Soldan sağa ve yukardan aşağı sarfetmekten geri kalmıyorlar:| gence tekrar tesadül etti. Artık) 1 — Bayat değil(4). Birrenk|. P“ Gül ve sh sözü dı. O zamana kadar yalnız koca bu muntazaman takip hâline|ismi (4) Me smın' muhabbetiyle sakin bir geldi. Genç kadın o zâmana ka) 4 — Erkek (2) kaplıca ( 5) MAJ İK hayat süren genç kadının haya'dar kocasına hiç hiyanet etme-| Beyaz (2) . in z ik Hakıyedf tnda bu tekrar buluşmadan! mitşi, Gene de böyle bir arzusu) 5— Ama (5) | Üzzemmire gerili seste sonra başka bir değişiklik oldu.| yoktu. Fakat kocasına o gün) 6— Su tenelfüs eden mahlâkjğ . , .,',*" ei NAR Eski ahbabı olan kadın, daima! nerede olduğunu söylerken ya-| (5) Bir siyahı hayvan (5). - (MG ©© gi EF YE 1s şen, neşeliydi. Denebilirdi ki,'lan söylemiş olmak için bu gen) 7 — Hasis (5). e e air aşi kizlık senelerini taze neşesini! cin davetini kabul etti. Artık eyi (2). Bir Ermeni ka-| YE GM © Zamanın tebessümünü hâlâ düşmüştü. O akşam kocasına) dını (5). : muhafaza ediyordu. bir ahbabını ziyarete gittiğini| 11 — Sıcak (4). Fidanın yav. GARP CEP Fakat önda bir fazlalık hiç söylemişti. Kocası buna inan-|rusu (4). Dört piyadeler beğenilmiyecek bir fazlalık varmıştı, Kadm için asıl istenen dı: Daima, fazla masraf eder, şey kocasından hakikati gizle- arzuları için pek çok para sarfe'mekti! den birkağın olarak kendini gös termek istiyordu. Daima terzi” sinden, yeni gördüğü ve he- 7 Kânunüevvel MAJIK'te Ferah Sinemedi bu gece SAHİR OPERETİ Meçhul Serseri 3 perde san İMekte Gazinin seyahati ler müsabakası Sul günü ak- İSTANBUL BELEDİYESİ men kestirdiği bir kumaştan #2412130 bahseden bu genç kadın bir t8-) © Gazi Hazretlerinin seyahati Sa”talnız. mu: | Fabri beyin iştirakile sinema YArfEZ iz senakuzlara da düşüyordu. bu haftanın en mühim haberi- alim vetalbe | 2 asırdanberi maruf geçmeden anladı ki bu eski | dir, " z ahbap yalancı bir kadın olmuş-| © Reisi cümhurumuzun geçti- Bir kavuk Halis zeytin yağından a ” Onun için yalan söylemek ği bütü, ği ri «jj; | kaynama (Hacı Cemal Zade) : tu. Onun için yi öyl ği bütün şehirlerde halk bü: devrildi. İla e Dehn ii bir ihtiyaç hâline gelmişti. Her|bir heyecan ve tahassürle halâs İİ ööetde rahle; | dalma külamme Topa SETİ gün terziden, kumaştan bahset-| kârı karşılıyor. Sanki memle- Tarihi piyeş | kende Asma Alı No 77 mek te kâfi gelmiyordu. Genç kete yeni bir hayat başlamış vE : kadın kendisini takip eden âşık! gibi köylerde, kasabalarda şe- TAKLA arat ade Şark demiryolları Jardan bahsetmeğe, beslarıştı| birlerde canlı bir hareket var. Celal Bey 1926 senesinde tabedilen #5 Bu âşıkların kendisine malik ol! Her kes sevinç icinde Sok mak için neler yaptıkların, Serli. Mal 26 çırpı: kat kendisinn nasıl mu-| Gazi adı her Türkün ruhun kavemet ederek bütün bu takip da idi Gis Ve abe —ğ— nefhumudur. Onun sözleri bü-| yas ne sonra yani 918 teşrinisanisin |tün kanaatlerin fevkindedir. a ge ile de hemen günü gününe impera| Muhterem reis, seyahatında, perde veryete dans tor, Alman orduların mağlü.| her türlü varlığını saadeti için mann ee m biyeti karşısında tacını, tahtını vakfettiği halkla temas cdrek # bırakarak kendisine iltica ede-!derdini dinlemiştir. Halâsi SIGORTA ŞİRKET! cek bir yer bulmak için Hollan-'nı yanmda arkadaş gibi gör- Türkiye iş Bankası tarafından teşkli edilmiştir Yangın - Hayat - Nakliye - Kaza - Otomebil - mes” da hududunu aşıyordu. mek o millet için ne büyük 8a- Yağmurlu, mağmum bir son| adettir. Biz bu saadetin vücudi müliye Siçortalarımı kabmi eder, Adres 4 üncü Vak! han istanbıl susi tarifeler mecmussına E bulunan ikramiyeli husus © tarihindi” 0 Pangalı sinema yarmki sah günü akşamı komik Şevki bey sabik darülbedayi sönatkânı Kınar hanım Manaleyan EL tercüme fe 1 K sani 1931 itibaren iâğvedilecektir. ktanbul, 29 T. sani Müdiriyet bahar günü ki çihan harbinden |le bugün çok bahtiyarız. Cüm- mağlüp çıkan Almanyanın es-| huriyetin aldığı kuvvet vatanm ki Kayseri yapyalnız, sessiz bir| her köşesinde hararetli kalple-| 33 halde memleketini terkediyor-İre ayni refahı sunmaktadır. Ga zinin irşadı Türk milleti için bu akibetin »w-İdaima nur daima hayattır. Galatasaray lisesi Prens Bül a velden tahmini kabil olduğunu anlatmak istiyor. İkafamın içinde kararlaştırmak| de kendimi boğulmuş görmek istiyordum. Belli idi ki, paşa bü) istiyorum.. gece benden hiç olmazsa bir ö- pücük almayı kurmuştu. Bunu vermemek, verirken bile mutla- 'ka bir maksat için vermek ve pahalıya satmak lâzımdı. Bu- nun içindir ki, onu menederken bile tahrik ediyordum. Hele, bir saniye geldi ki, pasacet heye- can ve hırsından titremeğe baş ladı, sesi değişti, * ğ — Belki; cunda, zihnimin içinde ne varsa|labilecek mukavemetlerimi ge- htirastan kararan £“ dı Deyişi değişti, gözleri bir tu-| söyliyebilirdim. “Tam vicudü-|riye bırakarak her dediğimi o-| gözlerime dikti. İhtimal haflaştı, mü kuvvetli kollarınm arasına|na yaptırabilmek için biraz dani çok flu bir fotoğraf s€' — Yavrucuğum. alıp göğsünün üzerine çektiğilha hızlanabilmesini bekliyor-| gibi görüyordu. Diye kasırgalandı, belimilve dudaklarının dudaklarıma|dum. Sahiden de öyle oluyor.) — Ne onlar?.. gi kavradı, başımı & dudaklarına) yapışmak için gerilip ateşlendi) Kadın yumuşak bir mukave- (Dedi. Ve.. Ağzımda” doğru çekti, şiddetle: ği bir saniyede, bütün gücümü |metle korundukça erkek daha|cak cevabı bekledi: şe” — Ne yapıyorsunuz. Ok|topladım, hızlanıyor, sabırsızlanıyor, | | — Çok değil. Bir tek güazl — Ne yapıyorsun paşa, bı-|düşkünlüği irk 7 ml Dedim, tehlikeyi ben de his|rak benit.. Beklediğim bu * hızlarıman > söyleyiniz. ik settim. Gözleri o kadar bulan) o Dedim, kalkmak, vücudümü|sabırsızlığın, bütün şiddetile| Diyor, başı elektrik mış, heyecanı © kadar kabarmış| saran kol çemberini sıyırıp at-|coştuğu bir saniyede idi: jeibi milanıyordu ? gi tek mak e çırpındım. O, sadece: m bu el © Yapmayı vadediY" Gözağ — Olmaz Belkiys. Billâh ol-| kurtulamıyacaksın!. Her şeye (00z?...,., | < e in ii maz, Sen benimsin! karar vererek yanma geldim. — Söylemiyorsunuz İn ramiz nikâkın icaplar için| , Diyor, beni kollarının arasın) Dedi. Zaten, böyle olduğu) — Söyüyeeğim” | da tutmağa, bütün bütün sıkış-| belli idi. —E Maya eki tırmağa uğraşıyor ve: — Artık, pazarlığa ea — Ben, Cahidi gö: Dedi, bir hamle daha yaptı. 20 TAYA eli "Dedim. O, bu hale geldikçe | — Ne münasebet? Bir lâhze düşündüm: — Düşündüklerimi yapmak için bu bir fırsat mıdır?.. Ve... Karar verdim: — Evet... Gözlere şehvet perdesinin indiği ve'her şeyin feda edilir gibi olduğu bir anda dilimin Diye inliyerek, erkekliğinin bütün kuvvetini toplamağa ça- lışıyordu. Ben de, — Olmaz. Kat'iyyen ol- maz! Diyerek hem yakmlaşan tehlikeden korunmak istiyor, beni daha çok ikaz ediyor, ted- birlerimi daha kolaylıkla tat- bik edebilmek için serin kanlı- İığımı arttırıyordu. — Paşa... Dedim: — Benden istediğiniz şey)mi” 'u-) hem de'en çetin, hattâ, haşin o|için sizden de istediklerim var... — Bir arkadaş gibi. Bir saniye sie E İİ düşündü. 2 — Bir arkadaş gibi m” — Evet. vi — Fakat, bir defa içi /Bi ti