Asrın umdesi “Milliyet” tir 26 TEŞRİNİSANİ 1930 © İDAREHANE — Ankara caddexi “No: 100 Telç:-f adresi: Milliyet, 1s- tanbul, Telefon numaraları: İstanbul 3911, 3012, 3913 ABONE ÜCRETLERİ Türkiye için Hariç için | Gelen evrak geri verilmez Müddeti geçen nüshalar 10 kuruş tur, Gazete ve matbaaya ait işler © çün müdiriyete müracaat edilir. Gazetemiz ilânlarm mes'uliyetini kabul etmez. Bugünkü hava Dün hararet en çok 12 en 4 derece idi. Bugün rozgür mütehavvil esecek hava kısmın kapak olacaktır. Keşişlere gıpta! Bir arkadaş var, Akdenizin * Afrikaya yakm bir adasmdan- dir, Bir münasebetle birlikte zi- yaret ettiğimiz bir papas mües- sesesinden çikarken dedi ki: — Monşer güya bu herifler * tariki dünyadırlar. Yerler, içer- © “ler, okurlar, gezerler, borç ola- cak, kam, çoluk çocuk düşün- © Smezler. Dünyada hiç bir kaygu Tiları yoktur. Ben hemen cevap VE erdim: 3 — Azizim,me duruyorsun, «men papas ol! W Lâtfe bertaraf, bazan şu t Dünya dağdağasma bakıyorum 'a tariki dünya isminde başını E dinleyen bu adamlara o arkada- a gibi beyhude gıpta ediyo- aşi Avdet ie Ecnebi edebiya Yazmak bahsi Paul Val&öry muhatabına dai- ma yeni bir libasa bürünmüş fi-. kirler getiren bir ediptir. Ekseri ya, muharririn: bize ne söyle- yeceğini az çok biliriz. Merakı- mızı uyandıran, ne söyliyeceği değil, nasıl söyliyeceğidir. Ye- nilik ve güzellik fikrin şeklin- dedir: Hattâ bütün kıymet ve mânası da. Denilebilir ki ayni fikri kaç türlü ifade ederseniz mânası o kadar defa değişir. Bir muharrir için en büyük hüner, vesaitini kullanmasın: bilmek, ve bilhassa alıştığı, sevdiği, has sasiyetini okşıyan kelimelerin cazibesine kapılmamaktır. İşte Val&ry bu noktai nazardan em- si lâzım gelen sey sadeliktir. Sa delik kelimesinin mânasını: faz- İn basitleştirmiyelim: Ondan maksat fikriy kıymetine, asale- tine sada yahut şekil itibarile asalet ifade eder gibi görünen kelimelerin yalancı kiymetini ilâve etmemektir. Hattâ fikri tamam ifade etmek için bu ke- lmelerin tahakkümüne tabi olmaktansa zevkin ihtarmı| dinleyip oicabında na ta- mam ifade etmek mürac- cahtır, Valöry: “İki kelime ara- sında “ehvenini, daha hafifini intihap etmelidir,, demekle san atın bu ana kaidelerini kat'i bir ekilde vazetmiş oluyor. #alsiz bir muharrirdir. Üslübünl Pikrin, san'atın, ifadesine ve daki vüzuh, isabet ve emniyeti şekline harikulâde bir yenilik ANİ 1930 biyat, Sarnv'at » Kendini teda İhtilâl henüz bitmemişti. İh-i tilâlciler her şeye karşı, her ih timal önünde son derece uya- nık davranmak mecburiyetinde idiler. Kendilerinin kuvvetleri; vazivetleri hakiımda öbür tara- fın en ufak bir malümat elde et mesini bile istemiyorlardı. İbtilâı him vazifesi genç binbaşı Fer- nandez'e tevdi edilmişti. Yaka- ladığı casusa karşı merhamet- siz davranmak bu genç zabitin hareketinin bu mü-| eden bir kadın —Bresilya hikâyesi— Kadır şiddetle reddetti. Son- ra: — Ben, dedi, isnat edeceği- iz cürümleri kabul ediyorum. Ben casusüm. Ben mahküm e dilmeliyim. Vazifenizi yapt nız! Ertesi sabah hapishanenin ufak bir höcresinde ihtiyar bir papas ile bu kadın. konuşuyor- idu. Papas soruyordu: — Mücrim olmadığın halde İ Önümüzdeki cuma gfrüi saat IBA0 da pi Pransız tiyatrosunda JACOUES THIBAUD saat 18,30 de Veda konseri Yarın akşam ASRİ Sinemanın vasi ölone *Comedle Prahsase Şürekâsindan ve göçen sene kei disine yapılmış olan ildfatları ha- halk perestişkân urlayan onu en mümtaz üstatlar arasma yükseltiyor; ve lisanının karan- lığı ile şöhret bulmuş olan bu a dam, dikkat edilirse en vazih, en berrak üslüba maliktir. Çün- kli onun için kelimelerin kiy- meti ahenklerinde değil, mâna- larındadır. Bir muharririn ekse! riya, kelimeleri birer vasıta ola rak kullanacağına şekil veya sadalarının füsununa dayanamı | yarak orilara alet olduğu düşü-! nülürse Valâry'nin bü hususta! ki kudreti büsbütün şayanı tak dir görülür. Hangi sahada olur sa olsun, kullandığımız aletin, malzemenin esiri olmağa daima mütemailiz: Çünkü onları kul-| lana kullana aramızda bir mevi| alilik peyda olur ve bunun hâsıl ettiği otomatizmin kolay lık ve rahatına kendimizi terke deriz. Bunlar bizimle âdeta teş- riki mesai ederler; işimizin ya- rısını görürler. Öyle ki anlarla mücadele şöyle dursun, müma- şat yolunu ihtiyar ederiz. Hal buki san'atkâr, vesaitine hâkim olandır; sadaların ve renklerin, şekillerin sihrini bozarak vücu-! de getirmek istediği esere kabil olduğu kadar net bir şekil ve mâna vermesini bilendir. İ Siyasi seyahatlar İistasmın (avdet edenler) slitununda * Tayı tebdili abu hava karşıyaka- ya gitmiş olan Ş. K, hisar meb'- usu M, E, Beyfendi avdet et- mişlerdir.” Haberi okunmuştur. İsteyenlere id “İ|bir tarzda tenvir ediyor: Fakat Valâry'nin yeni çıkan iki ese- ri, bizi bu hususta mükerniçi bu sefergtatbikatla, yani misal- lerle değil, münhasıran nazari yatla (1). Kısa, sarih ve kati formüller halinde ifade edilmiş olan bu fikirler silsilesini takip ederseniz, müellifin yazı yaz- mak san'atı hakkındaki görüşü- i vermiş olan Valöry esas itil rile yeniliğin aleyhindedir: “Ye nilik, eşyanm fenaya mahküm olan kısmıdır. Yeniliğin tehli- kesi, yenilikten derhal çıkma- sındadır: Gençlik gibi, hayat gi .” Bu sözden maksadın ne ol duğunu keşfediyorsunuz. Müel- HE, edebiyatta mutlaka “yeni- Hik,, yapmak arzusunda olan â- cemilerden bahsetmek istiyo; Ve hakıki yeniliğin nasıl yüj labileceğini bizzat eserlerile gös İtermiş olan bu emsalsiz muhar- rir, san'atta daima riayet edil- mesi lâzım gelen bir kaide da-! ilk vazifesi idi. İniçin her şeyi kabul ettin kı- Onun için herkesten ve her-!zım?.. İseyden şüphe ediyordu. En u-) — Ben masumum. Buna vic- İfak bir şüphe üzerine yakala-|danen eminim. Böyle bir güna- İnan bir adamı saatlerce ve hat-| hım yok.. İt& günlerce istiçvap ettiği görü! — Niçin kendini ilama mah- 3 İkü mettirdin kızım?, İhtilâl, muvaffakıyetinin bül — Ah, size söyliyeyim. yük bir kısmınıda bu üyanık!ben bu genç zabitin aşkın: din- zabite borçluydu. İlemis olsaydım beni kaçıracak Gene şüphe üzerine biri yaka! tı, kurtaracaktı. Fakat beni kur nmuştı, Fakat bu bir kadındı. tarırken kendisini idama mah- Üzerinde garip bir mektupi küm ettirecekti. Evet.. İhtilal | bulunmuştu. > onu affetmezdi. Onun için ben İçeri giren ve sert bir hâre-İher şeyi kabül ettim. © Bu sütunlarda arasıra eğri|nün pek sade, yani pek açık, fa- © veya doğru kendilerini alâkadar | kat o kadarda esaslı olduğunu İk etmiş şeylere rastgelenlerin bi-|anlarsınız. Ancak edebiyatta ze cevap yazmak istedikleri hal | sadelik denilen şeyin en müşkül 5 de buna yol bulamadıklarını işi-|iş olduğu da düşünülürse Va nın bilhassa nazarı dikkatini celbediyordu.Kadın karşıda bir sandalyeye oturdu: — Soracağınız her suale va- zıh, kati cevaplar vereceğin- den eminim, dedi, sizi bekliyo- rum. . Bunu dedikten sonra bir kolu nu kaldırdı, nazarlarını tavana diker gibi durdu. Ne oldu?.. Genç zabit yerin- den fırladı, Kadına doğru ilerli yerek; — Sen misin, sen misin?.. di- ye haykırdı. Beni hatırladm değil ? İİ £ diyoruz. Ayni uslup ve eda da ; olmak üzere bu sütunlara o ce- İl) vapları maalmemnuniye derce- ş deriz. Yeni şarkılar serisinden)X A.N. Beye ithaf (dünkü | makamdan). “Bu inkrtar hâzle ki bahtın gitabı var. | İsmet medar olsn cibete intisabı var Eyler sesimi fikri bize girdibldı gam Bu rürigier ker hevesin Inkıldbi var” FELEK ceze bandosu © Darulâ AN İnc valvarış, ne ağlayış? Bir Mem ” Beş hasta var! İ larında bir iştiha ilâcı gibi kul. Yanmak istiyen adamlardır. Pa- da bende bu lezzeti bulmak, hayı edinmek, bu zevke iyenlerden birisidir, ry'nin vazettiği kaidelere riayet | etmek için san'at vadisinde fev! kalâde bir iradeye sahip olmak lâzım geldiği görülür. Filhaki-| ka, yukarda da dediğim gibi san kolaylığın cazibesi hemen mukavemet edilemiyecek kadar kuvvetlidir. Bu kolaylığın da| itiyatla zevkin bir nevi imtiza- cından hâsıl olduğu malümdur. Binaenaleyh yalnız itiyatla de- gil, zevkimizle de mücadele et- mek mecburiyetinde bulunduğu yuz anlar olur. Şu halde san'atkârm her gey Gallimard, Pat Elem iZZEİ aşklar istenilen ve alman aşk- lardır. Vitrinde beğenilen bir kostümü alır gibi. Cebindeki ek mek parasını beğendiği bir dan tel parçasına veren kadınlar bi- Beni unutmadım değil mi? i Kadın hiç bir şey anlamamış —. REŞAT NURİ | görünüyordu. Fakat o devam et | Elim bir ziya Sebek — İstihkâm ve muhabere möfetişi Miralay Cemsi B irtihal etmiştir. Cenazesi begün öğleyin Kızıltoprakın. ihlamur o caddesinde 86) m alı hanesinten kaldırıla. rak Korucu Ahmetteki şehi nedilecektir. Yüksek bir fen ve aynı zamanda temiz bir Insan olan merhumu müşa- rünileybe mağfiret diler ve kederdi- de ailesine taziycler ederken İstan» buldaki silâh arkadaşlarımıza ve bi hassa bötün fen kıtaları zabitanına cenaze merasimine iştiraklerini ederiz. — Nasıl? Bundan on sene evvel Seninle ilk defa tiyatroda tanışmadık mı?.. Herkes gibi ben de Senin ateşli âşıklarımdan biriydi Sen herkesten esirgediğin ilti fatı benden esirgemedin.. Şöy- le. Kadın hep süsuyordu. Niha-| yet: — Yanlışınız var, dedi, beni başka bir kadına benzettiniz.. | hayır.. Cietta.. Bi | 0.) karması epey . iyana bilirdi.Ben de tuhafım. Fe na yâptım. Ayaklarımı avuçla- İrman içine almış, ağlar, yüzünü gözünü sürer: — Belkiys beni sev!... adamım bu yaşta bu kadar kuv- vetli bir heyecan ve ihtiras ile çırpmıp göz yaşı dökmesine hayret etmek kabil değildir. Fakat, sonunda yine ona a- gır bir şey söyledim, onu öy- İe fışkırttım ki, bir an için- ide göz yaşları kurudu ve hid- idetinden beni yiyecek gibi oldu. Belki paşanın yerinde hoyrat, kaba bir adam olsaydı yalnız kızmakla kalmaz, suratı) gı bir kaba lıkla: en aptal adamısın... Dedim ve.. Yine bu hırçınlık hattâ biraz terbiyesizlikle: luğun et parçası Cahidindir. Unuttun mu?.! | devmürekkep fevkalâde — Paşa Paşa.. Sen dünyanın) | —O her tuttuğun ve dokun-| Ağlaması bunun için, çırpınmaİle çoktur! Fakat, bizi maşkımız © si bunun için, bütün şeref Ve ser) malik olmak arzuşundan daima etini ortaya koyması bunun i-| uzaktadır, malikiyetin ta kendi- , Yaramaz bir çocuğun tat-| sidir. Bizimkine: ma bir iki tokat da yapıştırırdı.! adam. Bu nokta üzerinde kendi sine hiç bir şey söylenemez, De Sen hâlâ hiç bir şeyin farkında Doğrusu, çok kibâr, nazik biri değilsin. Ne kalın kafalı adam-| sin... Diye söze devam ettim. Bir İketle selâm veren askere biraz A, sönr ai il ha vazediyor. evvel tutulmuş olan kadını ge- sonra gardiyan gelmiş, San'atta (ham denilen bir â-İtirmesini emretti, milin de mevcudiyetine kani ol-| oAz sonra içeriye giren kadin muıyan Val&rynin nazarında yaz|metin bir vaziyette kendisine mak, aşağı yukarı hendese gibi| ne sorulacağını beklerken genç sarih ve kat'i bir fenni tatbika| zabit mümkün olabilen bir neza benzer. Üslübun berraklığı hen| zaketle: desi hatların vazih ve gölgesiz| — Oturunuz, dedi, maznun 6 hatırlatır, Berrak bir üs-İ larak bir kadını, karşıma getirt ip fikrin berraklığını göster-İmiş olduğum için çok müteessi mekle kalmaz; onun derinliğini| fim. de gösterebilir. Asker aldığı işaretle dışarı Bu iki küçük cilt, edebiyat|çıktı. Kadm pek genç değildi. ve san'at hakkında biri digerin-| Fakat çok güzelve bilhassa den doğru ve güzel daha bir çok| pek cazibeli bir kadındı. Vaziye vecizelerle doludur. Bunlar, za-|tindeki metanet genç binbaşı- manımızın en yüksek dimağla- rından biri olan Val&ry'nin be- dil telâkkileri hakkında bize bir fikir vermekle kalmıyor, Mor- sieur Teste mübdiinin düşünce ve fikirlerinin seyrini takip ede bilmek Zevkini de bahşediyor. Bu nefis kitapları okuyunuz: a (bilhassa Littöratur. de) sizi yeknazarda isyan etti- recek olan fakat bir müddet son ra isabet ve şümulünü hissede- ceğiniz bazı nazariyeler bula- caksmız. Valâry müstesna bir fikir muharrikidir. Onunla bir fikri, bir nazariyeyi tahlil et- mek yüksek ve asil bir meşgale dir. kadmı götürüyordu... Mektepliler müsabakası : | S.C. Enn infisahı 80 inci haftanm 4 üncülüğü- nü Erenköy lisesinden 14 Ni- met H. kazanmıştır. Yazısı şu- dur: 80 inci haftanınen mühim haberini 5. C. F. sının infisahı teşkil etmektedir. Üç ylık bir ömre malik o- lan ve tek fırka siyasetine niha| yet vererek kontrol tesisi ga- yesile teessüs eden bu fırka Ga zi Hazretlerinin tasvibile te- şekkül ve faaliyete geçmişti. Bunu herkes o memnuniyetle karşılamış ve Gazinin memle- ketimize yeni bir ibdar olarak nazarı dikkate almıştı. Fakat bugün bu yeni doğan çocuğun infisah ettiğini Lider Fethi Beyin; fırkasını kapata- rak, teşkilâtmı lâğvettiğini gö- rüyoruz. Bu münasebetle Fet-| hi Bey bir beyanname neşret- İmiş ve beyannamesinde infisa- ha sebep olarak, Gazi Hazretle- rile karşılaştırıldığını izah ve iddia etmiştir. Halk Fırkası mehafilince da Zılmaya sebep; S5. F nm idare- indeki yolsuzluklar ve idare sizlikler gösterilmektedir. Di- ğer taraftan Fethi Bey de müş İkül vaziyette kaldığını iddia et-) mektedir. İ Serbest Fırka taraftarların İdan bazıları Fethi Beye hak vermekte ve bazıları da kendisi | ni mes'ul addetmektedirler, YARIN AKŞAM Ferah Sinemada SİNEMA-OPERET- VARYETE müsamere iy İı sıkıya sara; leri soğuyuverdi, başı yukarı, gözleri bana dikili kaldı: — Belkiys Hanım, bu sözler bana söylenmez... Dedi, Fakat, ben o halimde yine hiç bir şeyin farkında ol- Jmadan, başka hiç bir şeyi dü- İşünmeden söylemeğe devam ettim: İ — Bu, sözlerin söyleneceği adam tamamen sizsiniz. Size a- Jit olmıyan bir kadınla halâ meş İ gul oluyorsunuz... — Siz benimsiniz. — İşte hatanız. Ben sizin d. ilim, — Karımsınız!, — Kat'iyen. | parlak artist MARİE BELL'in temsili muhteşemi - ve ( Besumare* chat ) nin şaheseri FİGARO filmini görmek Uzere koşacak te- maştkirma ufak gelecektir. Bu filmde MARİE BELL ile beraber ARLETTE MARCHAE, E. VAN DURAN ve “Comedie Fransase, den JEAN WEBER oynamaktadır. Bu gün FRANSIZ TİYATROSUNDA Sant 18,30 matinesinde fevkalâde bir programla EURYTHMIE'iİ Son temsili AŞK GECELERİ nin güze! mübdissi| MARİE BELL ALBERT o PREJEAN ve ANDRE ROANNE ile beraber temsil ettiği ikinci ve tamamen Fransizca, sözlü Tehlikeli Oyun filmi pek yakında MELEK sinemasında — irmesine aşi smacaktır yayan MADAM GABRİELLE DORZİAT TÜRNESİNİN veda temsilleri Bu akşam saat 31,80 da FRANSIZ "TİYATROSUNDA Madam Gabrielle Dorzlar şerefine veda gala inüsameresi olarak Büske nin en meşur şaheseri olan COMEDİENNE Piyesi temsil edilecektir. Perde aralarında Madam Dorizat ve Mösyö Magnicr tarafından mo- pologlar söylenecektir. Yarınki Perşembe günü talebelere ve halka mahsus bir matine verilecektir. Ba şah eseri olun BERENİCE piyesi tersil edilecektir. matinenin fiatlar; o koltuklar Balkon 100 ve galeri 50 matinede Racine nin Bu 150-200, akşamı kdmik Şevki Bey tesi” Son hatıra şarkısı kahramanı habım - tarafından konser arkas Nezihe kemancı Aleko udi Yorgi daşları iştirakile Şevki E dan tehiikeli randevu Tiyatro - Sinema İ.B. Darülbedayi temsilleri i Bu akşam sas a Venedik taciri $ pr İl nn ım Üniformalı biletlerde tenzilâr vardır. Yazan: Shak Tercüme eden M. Şükrü & sabitan: Ticaret işleri umum müdürlüğünden: 40 ikinci teşrin 830 tarihli ke” nun hükümlerine tevfikan Türkiyede iş yapmağa izinli bulunan venebi Şirketlerinden İtalyan tabilyetini, h8i# ( Sikmat Acentşhanelerini işletme için “ Sapı, Sagas Socleta «le e Pinanzleri ) şirketi bu kef müracaatla şirket a yapacığ” işlerden doğucak davalarda bürü” mahkemelerde dava eden ve edil” ve üçüncü şahıs sıfatlarile hazır b” lunmak ve şirket namına saz'ı imi ya aslâbiyattar zevata: iste Bi tereken imza koymak üzre Halasif Grssso efendiy! Türkiye için müd” rü seni ve vekil ve ( Cesare O” vari ) efendiyi de şirketin Ada” Şabesi vekilliğine tayin eyl bildirmiş ve lâğim gelen yesik#" vermiştir. Keyfiyel kanunt böküm” ler: mütatik yaşama, bunu iyice ka-, fana koy. Ne yapsan boş. Ben seninle yaşayamam, sana karı- kiys! * Belkiys, ben tasavvur #© lik edemem. Sen beni sevdiğin için değil, kalçalarımdan hoş- İlandığın için ayaklarıma kape-| sın asyorsun. Fakat ben senden hiç hoşlanmıyorum. Yüzünü görün- ce tiksiniyorum. Bu haldeki bir kadınla nasıl yatabileceksin?... Utanmıyor musun?.. Alnıma ta banca dayayarak koynuma gir- menle bu hal arasında ne fark var? Yaptığın ırz eşkıyalığın- dan başka bir şey değil. Güya da Paşasm, kibarsn; âsilsin. Senin yaptığını köprü altinda yatanlar bile yapmaktan utanır lar... tiğin adam değilim... — İlk defa sevdiği — Sizi bu tarzda konu görmek istemem... — Hata ediyorsunuz... — Yanlış düşündüğünüzü “ manla anlayacaksınız. — Diyordu. “En sert göyleği şey: a ik Söylediklerinizi kims$, e mesin, çok aleyhinize olur Size terbiyesiz. derler! Oldu, bundan sonra dai bi — Biriki gün sonra ei > şeyiniz kalmayacak. C3 e Şimdi hast” İrebeyliğinde, bana karşı işledi-) taraftan ben de mazurdum. Ben Diye, söylendim.. Söylen-İnutacaksınız.. © gendiği bir kadmı istemekteki E İurs ve heyecanı ayni şeydir. ” tün mevcudiyetlerini seferber > edenler az değillerdir. Baltacı Mehmet kimdir, yaptığı şey nedir?.. Böyle! Ei bu en büyük günahta bile yi-'de isteyerek söylemiyordum. | — Mükemmel olür, eğer, bu ne hiç olmazsa yaldız yerini tus! tan bir efendiliği var, İ i Bazıları: Denir. İşte paşanm anlayama| — Pıçak kemiğe dayandı dığı nakta, Der, köpürürler. .. Vurur, kı- Paşanın dizlerimin dibine ka-!rarlar.. Bunda o yok. Benim yap panıp ayak bileklerimi göz vağ| tığım şev karşısında bir başka- Veya: — Şehvet!. Ben de asabi idim, ben de her-| Yaptırdığınız sahte, yalan nikâh | hangi bir insan için en müşkül üzerinde kalsa gene siz be- sayılan bir an içinde idim, ben ti kendinize karr yapamıyacak- hayatımı altüst eden bir ha.| sınız. Bu yatakta size yer yok! dim ve: — Tuh sana... Diye de adamcağızm yüzüne tükürdüm. Ben, bütün bu sözle- ri söylerken hiddetinden kendi in sarsıntıları arasında i-| Daha kaba, daha bayağı: dim. Böyle söylemem galiba, — Paşa. Benim için iki yol çok ağırına gitti, birden bire) var, Ya ölmek, ya Cahidin koy- kendisini yiyor, fakat, yine sab- rm en dayanılmazını göste- riyor. sadece: Se e "edi ve... Yine reveransi$” nı unutmaksısın: Y — Allah rahatlık versin” Diye odadan çıktı! Ark dan da Harikayı yanıma “A, derdi. Şimdi düşünüyorum (Bitmedi) *