dv vu Pe Ve ve e EE e Xk Ge kn Güller ve dikenler muharriri|çini eşya ve saireden mürekkep Merhum “Abdullah Zühtü,, Be- Yi, herkes meşrutiyetin ilk se-|sahip olmuştu. Nelerinde çıkardığı “Yeni Ga-| “Bu eşyadan mühim bir kısmı, Zete,, si ile tanır, Meğer Abdul-| Amerikada, diğerleri de İstan- lah Zühtü Bey, ayni zamanda| bulda satıldı. Elde kalanların çok kıymetli bir koleksiyona zindezanneder,Duvarları yüzler çe senelik Kütahya çinileri, es- ki ressamların tabloları ile do- ludur. Selçuk asarından tahta pymalı vitrinler içinde yüzlerce fincan ve şurada burada erba- bmnca paha biçilmez birçok imin yatörler, derhal nazarı dikkati celbeder. Levhalar “Zonaro” nun enfes “Çingene ”. kızm, eski İngiliz ressamı “Me Wng,, in “Arnavutköyünde Sait |Paşa yalısı,, ve diğer İstanbul İmanzaraları. “Köy yolunda mu- (hacır arabası,, eski Türk mahal İleleri ve saire gibi çok kıymetli levhalar vardır. Bu meyanda 1277 tarihinde Mustafa Celâled din Bey isminde bir Türk ressa İsaire bilhassa şayanı dikkattir, arasında ressam Müthiş bir antika meraklısı i- miş, Geçenlerde, bir mecliste, Merhumdan bahsedilirken an- iattılar; kıymeti de, satılanlardan aşağı Kalmaz.,, Bu tafsilât aldıktan sonra va- kıt geçirmeden merhumun oğlu mın eseri olan birresim (bil hassa şayanı dikkattir. Resmin altında şu izahat vardır! — Antikaya öyle meraklı idi| Tevfik Zühtü Beyi arayıp bul- ki, senelerce üşenmeden Rume-|dum. lihisarı bürçleri arasında hafri-) Ve bir sabah, evinde ziyaret Yat yaptırmıştı. Çanak, çömlek,| için müsadesini aldım. Tevfik he buldu ise toplattı. Bir yerde| Zühtü Bey, Tophanede, Tom- tarihi kıymeti haiz eşya bulun-| tom sokağında bir apartman da duğunu işitmesin, onu ne yapıp| iresini işgal ediyor. Bu dairenin| Yapıp mutlaka elde ederdi. dört geniş odaya açılan korido- Bu sayede, kıymettar tablo-İruna girer girmez, insan kendi- , halılar, vazolar, muhtelifini Topkapı sarayının bir dehli- Sekiz çocuk babası adam “Tarafı valâyı serdarı ekremi den Avniye miralaylığı tevcih olunan Süleymaniye sancağın- da Caf aşireti reisi Keyhusrev Beyin köyünde haremi ve ço- cuklarının kıyafetine taaccüp fincan, yeniçeri damgasını ti yan fincanlar, hiç olmazsa 250 senelik ömrü olan kahve değir- menleri, çeşmi bülbül dedikleri parlak camdan yapılmış çanak- lar, Kırım muharebesinde ku- mandanlık eden Ali Paşanın Rusyadan getirdiği tabaklar ve Türk tahta mamulâtına gelin ce, bunlardan Selçuk işi bir vit- rin, geniş bir divan, ve bir kaç dolap zikre değer bir mahiyet-| tedir, Bu divanın bir hatırası da! var: Harbi umuminin son sene-| ilerinde Enver Paşa Abdullah Zühtü Beyi davet ederek bir eşi ancak Topkapı sarayında bulu- nan bu divana 500 altın lira tek Wi etmişse de Abdullah Zühtü Beyi iknaa muvaffak olamamış tır. Ayni divana, geçenlerde sa- tılığa çıkarıldığı zaman, (150) dira bile veren olmamıştır. Abdullah Zühtü Beyin met- rukâtndan geçen seneler 8000 lirlik eşya satıldığını söylemek eylediklerinin resmidir, ve bunların yok bahasma gitti- Porselen evani içinde 1240 ta)ğini ilâve etmek, bunların kıy- rihinde İstanbul Ermeni patri-| meti hakkında küçük bir fikir kinin kahve içtiği üzeri salipli| verebilir, Havale gişesi Lİ Bir kariimiz yazıyor: çıkardığım resmi , Bendeniz Kemaliyeliyim. Ve|rum. iye nçarşı başında Yavaşça şa-| Uzunçarşı başmida Yavaşça ay pahallesinde Mektep soka-| şahin mahallesinde Mektep s0- “a 16 No. hanede müsteci-|kağında 16 No lı hanede müs tr ikamet etmekteyim. Sekiz| teciren sakin Kemaliyeli Bekir gönderiyo- ladılar, toplıyacaklar.. Bütün Göprü müruriyesi kalktıktan! sonra köprü başları, panayır ha line geldi. İşportasını alan köp- Dilencileri topluyorlar, top-İlerinden ayırmıyor. İşte size günlük hasılatını saymakla meş gul bir dilenci. . Kısa günün bu Jâflar, onları tatlı meşgale- kârı ax olur fohvasınca, kim! pm RA RM MM, Köprü başı mı, panayır y 2, Ne MA > A ri 4 elyl dir nereden ve kimlerden topla dığı metelik ve kuruşları saya saya bitiremiyor. SE eri mi? rü bşına koşuyor, Bunların ek- sersi, bisküi, çikolata filân sa- tan küçük satıcılardır. Bu zaval lıların beş on kuruş ekmek para st çıkarmalarma kimse bir şey demez. Yalnız, hiç olmazsa yo- İu kapatmalarına mâni olunsaf Deri boyacılarının şikâyeti Sanayii dahiliyemizden derici lik çok ileri gitmiştir, boyacı- hleta da üç dört kişiden mürek- kep mütehassıs ustlarımız var- dır. Bunlar da âdeta Avrupa de- rilerine yakın deri boyarlar, Bu zavallıların şimdi elleri böğrün de kaldı. Bakınız ne oluyor. Bu boyacılar fabrikalar sattıkları veyahut Anadoludan gelen be yaz derileri bazı tüccarlar vga 5 hut kendileri alıp boyarlar w sonra yüzlerine parlaklık mek için kuvvei muharrikesi o- lan fabrikalardaki perdah ve zımpara makinelerinde fabrika- lara beher deride otuz para ve- rerek yüzlerini panlatırlar. Tabi idir ki bu olmazsa deri satıl- maz. Bundan dolayı fabrikalar- Büyük postahanede havalelerin tediyatı yapılan bir gişe var- dır. Bu gişe, günün bazı saatlerinde hıncalyynç kalabalık oluyor. Öyle ki, bir çok kimseler namlarına gelen parayı alabilmek için saatlerce ayakta beklemeğe mecbur oluyorlar. Acaba, bir gişe da ha açılsa da eshabı mesalihe işlerini biran evvel bitirmek imkânt| ah babasıyım, ve kendim de| Yeni hrfzıssıhha Kanunu 6 ve i. tsızım, : daha ziyade çocuklu ailelere ik e nun en büyüğü ise hiz-|ramiye verilmesini âmirdir. Ke ire Vataniyesini ifa etmek ü-maliyeli Bekir Eefendi de bu Kırklarelinde hudut bo- |ikramiyeye hak kazanmış de- Mladır, Çocuklarımla beraber mektir. verilmiş olsa posta idaresi bir şey kaybeder mi? diye düşünü! yoruz. Kendi vatana bu kadar tebrik eder; çocu a evlât . yetiştirdiğinden dolayı) ömür, bol kısmet dileriz. uza) dan beher derinin kıymeti üze- rinden yüzde altı muamele ver- gisi almak için tembihat icra e- dildiğinden fabrika sahipleri de boyacrların derilerini yapmağa müsaade etmiyorlar, Bundan dolayı bu zavallılar ne yapacak Irmı şaşırmışlar ve derhal ken- di cemiyetlerine müracaat etmiş lerdir. Bunu bir misal ile anlatalım: Bir deri için fabrikaya otuz pa- ra imaliye veriyor. Derinin kıy- meti de faraza yüzelli kuru; ise fabrika sahibi otuz paraya mukabil dokuz kuruş verecek? Bu nasıl olur. . Hiç olmazsa ya- pılan derinin mikdarı üzerinden! İtün bunların birer uydurmadan İsi bulunduğu bahsolunanlardan alınan otuz paranm yekünün- den imuamzle vergisi alınırsa ma Vay boza vayl. Sıracı dükkânlarında '& #denberi, sıra sıra dizilmiş) Bazı müşteriler, ekşi bozayı öte mermer boza küpleri gö-ünme-| kine tercih ederler, Resmimiz, ğe basladı. bozacı çıraklarını beyaz takke- Bu küplerin iki tane oluşunun! lerile boza küpü başında göste- sebebi, bi v buna bir diyecek yok. Makamı) sine yazdığım bir tekzipnamede aidi bu hususu nazarı dikkate) tafsil eylemiştim. “Yarın,, gaze alarak bu zavallılarn çaresine) tesi bitaraflığından dem vurur- © bakmalıdır. ken ismi ve imzası geçen bir va Debbağlar cemiyeti kâtibi |tandaşın bu tavzihini her ne umumisi Cema) |dense neşretmedi. Bu da bir nes Müdür Halis Bey ile hiç bir alış verişim yoktur, Hapisaniöde. çalıştığım işlerde hiç bir suretle Halis Bey hakkında vi bitaraflık değil, bir a ki, meseleye dair istidada imza | gildi.Bu ceza müessesesinin mü İdürü idi. Bu itibarla bize karşı “Yarm,, gözetesinin birkaç | 3 bir tanesi de benim. Hakka daima resmi vazifesinin icab gün evvel çıkan nüshasında hâ-, pisane müdürü Halis Bey hak- ü tle bii ee ça görem aç İl sal vadis intişar etmişti. Her şey. matlübum da yoktur. Halis den evvel şurasını arzedeyim| Bey, mahkümların avukatı.de- halde mevzuu bahis istidadan|n: yaprmıştır. Bu felâket yavru? külliyen haberdar olmadığım larından her zaman şefkat vemu” gibi şakısım hakkında yazılan! habbet esirgemediğini de bilmü, Şeyler de tamamen yanlıştır bül nasebe zikredeyim. vi Umumi hapisanede mahküm l şoför Ahmet j ibaret olduğunu “Yarm.. gazete l 1 ; d 7