Fikir, Milliyet | > Asrin umdesi “Milliyet” ür. © 25 TEŞRİNİEVEL 1930 k İDAREHANE — Ankara caddesi Naz 100 Telgraf adresi: Milliyet, Ts- tanbu!. Telefon numaraları: İstanbul 3911, 3912, 3913 ABONE ÜCRETLERİ G Türkiye için Hariç içini A aylığı ve kuruş 800 kuruş 1400 ya 2700 Gelen evrak geri verilmez Müddeti geçen nüshalar 10 kuruş tur, Gazete ve matbaaya ait işler için müdiriyete müracaat edilir. Gazetemiz ilânların mesh , İç Bugünkü hava Dün en çok 7”? enaz 15 derece idi. Bugün rüzgâr mut havvil esecek hava bulutlu ol. Haftanın yazısı Bulunamıyan adam Bilediye juşkabı bitti. Va çok şükür ki bitti. Yoksa eğer biraz daha devam etseydi, haik,| fırkalar, polisler, jandarmalar, mahalle muhtarları, encümen azaları ve gazeteciler hep bir- den biz bitecektik. İstanbulun 300,000 intihapçı-| sından yalnız 40,000 kişinin bu imtihaba iştirak ettiğine bir nok tai nazardan memnunum. 40000) kişi verdiği zaman bu. kadar) Başlangıç Merhaba, Milliyet okuyucusu, Her hafta seninle sohbete geldim, Kılü kal içinde kurarak pusu, Lâtife babında hizmete geldim. Baktım ki, açılmış büyük bir kas Muharrir Beylerde kalmamış tasa, . Kurulmuş, bezenmiş meylerle masa, Bir kırık kadehle işrete geldim. Uzaktan görürdüm, getçi devranı, Olurdum çok yaman hatâ kurbanı, Çehrei zamanı, şekli irfanı, Biraz da yakından rüyete geldim. Kurşun bir kalemdir elimde asa, Oldum sayenizde asri bir Musa, Hayale tapalım, hakikat varsa, Sizi, hak yoluna davete geldim. Şiirler doğarken, koca Rüşende, Cirit oynuyorken Yakup her fende, Eskiler alayım, diyerek ben de, Mesçidi edepte, kamete geklim Dedim ki, kırayım miskin kalemi, Çekmeyim bir daha yazı elemi, Fakat, yadettikçe geçmiş âlemi, Yeniden yeniye gayrete geldim Geçmeden şu Borun büyük pazarı, Sürdüm eşeğimi dağdan yukarı, Çıktı kahbe nallı eşek haşatı, Piyade olarak kismete geldim. Lâtife, lâtifçe olmalı derler, Mizahın kabası, hezele gider, İşte bu niyetle gösterip hüner, “vaveylâ koptu, ya 300,000 kişi verseydi neler olmazdı? Ço- cuk düşüren mi cüzdanımı kay- beden mi, üstü başı yırtılan mı, fırkasını şaşırıp aksi tarafa rey | veren mi, tıkanan, nezle olan, siyatiği nükseden, dişi, başı, çarpıntısı tutan mı, nasırı, şap- Herkese takdimi hürmete geldim. FANİİ MAZLÜM başa (Ya vedut) (Elkâsibi ha- bibullah) (Aman ya hazreti Ab dülkadir Geylâni) daha aklıma gelmiyen levhalarla dolu. . Nasihe H. daha dün değil Fransız sefi Fransız sefiri kont dö Şamb rön cumhuriyet bayramında An karada yapılacak resmi geçitte bulunmak üzere pazartesi günlü kası çiğnenen mi, fırkası aşkı-)evvelki gün kadınlarm siyasi na gece gündüz on gün beledi-| ve beledi intihaplara taraftar yenin kapısında yatıp sakal bı- olmadığını gazetelere mülâkat rakan, bitlenen, dairesinden ko- şeklinde vermişken şimdi ken- vulan, uyuz, grip, gibi tehlikesiz |dini namzet göstermesi hiç ho- fakat müz'iç hastalıklara yaka-| şumâ gitmedi. Ahsen Paşa ev- lanan mı, kalabalıktan kurtula| velce Hazinei hassada idi, Ca mıyrak hacetini oracıkta kendi samimiyeti dahilinde de-|rm kodamanlarındandı.. Rubi fetmeğe mecbur olan mı, arıne-| Bey de ittihatçı değil mi idi. #ini kaybetmiş çocuk, çocuğunu | Nadir Et. iyidir, hoştur, ispritiz! kaybetmiş ana mı lâstiği patla-|meden başka şeyle uğraşmaz. mış otomobil, ödü patlamış fır- Bülent B. daha çocuk, tecrü- kacı mı, elhasıl daha neler ne-| besiz, müddeti hayatında şehir lersolurdu. .. Ben intihap esna-İnamına Eskişehiri bile görme sında İstanbulda değildim, rey! miş bir adam, Rahmi Efendi ise veremedim, arkadaşlara bunu evinden çıkacak hali yok, i büyük bir teesürle anlattığım yar bir adam. Elhasıl azizim! zaman bena hep birden güldü-| Gördün ya. Belediye namzetle- ler... ri arasında işime gelir kimseyi — Ne oluyorsun yahu... Bu bulamadım... Onun için rey farzı kifaye gibidir.. Bizim he- vermedim. Ben cevap verdim © sabımıza vatandaşlarımız ve-! — Öyle ise birader, gazetele- . Dediler... Kızdım, dedim! re şöyle bir ilân verip sana gö- re bir Belediye namzedi arama| — Ayol size olmuş olacak...'lı. Bu ne hasislik... Rey bile ver- “Ne genç ne ihtiyar, evvelce meğe eliniz varmıyor. Müna- İtilâfçılık İttihatçılık etmemiş, © kaşa uzadı ve bana ayrı ayrı) tecrübedide, arapça levhaları ol izah ettiler miyan, Beşiktaşta oturmamış| — Azizim ben, Kamber Beye ve Sultan Hamidin donanma- ki; velcep Beyin kaynatası itilâfcıla-| tır. rey vermemi, çünkü'o. vaktile| sında bayrak çekmemiş,Hazinci Beşiktaşta Serence Bey yoku- hassada, hasahırda bulunma-| şunda oturur donanma geceleri| mış, kadınların hukukuna aleyh) herkesten büyük bir (Padişa- tar olmamış mücerrep, eli aya- bım çok yaşa) bayrağı çeker-| gı düzgün bir kaç zata ihtiyaç diş oğlunun ismini Osman ko- vardır, tali > | yuşu hanedana bağlı olduğunu) Gülüş . | gösterir. Veli Efendiye gelince| “ideal, namzcdi hayalhanem-| © birkere evine git bak.. Misafir 'de bile bulşmadım. FELEK Eteni izzet © bitirsin, müsaadesini rica ede-| istirahate terkolunmuş yim. O, kazayı anlatıyordu. A-İkat, Paşanm anlatışı dadan dönüyormuşlar ve.. Mo- tör bütün hızı ile geliyormuş. Karanlığın, sandalda fener ol. “mayışın, dalpnlığın, oçarça- buk manevr: pamayışın tesi ti olmuş, motör sandala bind i z.. denize döltülmü © şü. Cahit ve Şadan sandalı tu- tabilmişler lar. Ben ka “altında kalm b müşum, ölüm te şim. Motör, hepi © aya getirmiş. P. me bir başkası ge- um, tuhaf. . Uzun, dal gibi £, kupkuru. Bıyık» ları kırpık ve kıranta, Yüz de- rileri ya — Sırım.. Dedikleri şey. rengi. Kırk beş, ellilik ferah fe- kurtarılmış-İrah var. Tepesi de hayli açıl n sandalın|mış. Dildeki tam anlaşılışı ile, &peyce sn yut | çirkin bir adam, Ya insanı esi geçirmi-|hayretten hayrete - düşürecek nizi almış, ya-İkadar geveze. Bütün s konuşuşunda nazik gör ve gök Hoş kendisi de az tnhaf değil yaşayış onda. .. ince bir runu! | Ankaraya hareket edecektir. 23 yeni mühendis Bn sene mühendis mektebi Alisinden 23 efendi mezun ol- muştur. Önümüzdeki senâ sar- fmda da 31 genç mesunolacak- Caz di reselerin istimlâki Büyük camilerin harimleri dahilinde bulunan medreselerin kiraya verilmemesi ve Evkaf ta rafından camiler namına İstim- lâk olunması için karar veril. Dolca ve Kohler etiketleri büyük müsabakasının keşidesi 28 teğrini evvel Sak günü sabah 9 1-9da Beyoğlu'nda Melek sinemasında icra olunacağı muhterem ohaliye arz İle kesbi şerşt eyler. KÜRKLERİNİ tedarik etmenin tam ZAMANIDIR İBeyoplu, İstiklâl enddesi No.391 EPREM Kürk ticaretha- nesinde rekabet kabul etmez fiatlarle başında bir def tüsünü anlattı. Kimin aklına nün birinde böyle bir. tesadüf olacak. Biz, Ekremle yarışa çı kacağız, paşanın motörü sanda leceğiz.. 5. ceğiz. ismini, bir de; —Servet Zamanın Ka- Dendiğini bilirdim. Halbuki,| ,onun yanında, onun evinde ok İmak, onun yatağında yatmak, birdenbire insana ne tuhaf geli- Kara, kösele' yor. İnsan da garip şey. Büyük bir ölüm tehEkesi geçirdiğini u- nutuyor & bunları düşünüyor. Yalıda kafamı saran istifham lardanbiri de hiç bir beyaz ka- dın görmemek oldu açtım, karşımda gelirdi ki, gü-| İka kimsesi yok mu?... jiçine bakan, emrini dinliyen, ge-| lmiza bindirecek, denize dökü- len giren yürüyen, gezen hep mra da ölümün ağ- bu putlaşmış ve makineleşmiş zındn derlenip buraya getirile- | siyahlar! Ben yalnız bu paşanm! jt GN ME sI Mizah, Ee leliyei Sarvrat — SİNEMALAR? Hayvanları himaye mi? Bazı insanlar vardır, talihsiz doğarlar. Dostum Mazlum Sami bu insanlardan biridir. Cidden talih sizdoğmuş... Bundan on onbeş gün evvel bana gelmişti. Hayvanları hima ye etmekten bahsaçılmıştı. — Aman Mazlum, dedim, sen | H.H.C. azası değilmisin? — Hayır, dedi. Ben H.H.C. müessislerinden biri olduğum için çıkıştım: —H.H.C. âza olmak vazifen- dir. Hayvalârı himaye etmek ne zevkli şeydir. Meselâ Gala Okçu Musa yokuşunda bir yük arabasma rasgeliyorsün, bakı- yorsun ki kadidi çıkmış bir bey gir, nalları germiş, koşulduğu a| rabayı çekemiyor ve çekemediği | için de gırbaç altında inliyor.H. H.C: arâsından bulunmadığın| hasebile hemen müdahale edi-| yor, hayvanı dayaktan kurtarı- yorsun... Nasıl, zevkli bir şey de | ğil mi!.. Dünyada Hayvanikrı| himaye eden, yarın ahirette ra- hat eder.. çi Bir ay sonra Mazlumdan su tezkereyi aldım: | Sen kerataların Şahısm I-Maz hum, Ben kerstaların Şahı dım? Neden körataların Şahi olu-! yordum? Ben keratalarm şahı mıy- dım? Neden keratalarm şahı olu- yordum? Hemen kalkıp Mazlö'mun e- vine gittim. Bir de baktım, Maz lâm yüzü koyu karyolâya uzan- mış, inliyor. — Yahu, dedim, ben sana ne yaptım? — Gözüme görünme, alimal- lah tepelerim... Şu halime miy- Beni geç!. Yaban domuzu gibi koskoca- man bir köpek... Yirmi dört se ne evvel olsaydı, köpeğin tek- me yemesi vız gelirdi. Fakat o skşam H. H. C. âza olmuştum. Tavsiyen mucibince derhal müdahale ettim: — Ayıptır, günahtır, dövülmez! Birahanede bulunan müşteri- ler himayei hayvanat cemiye tine mensup muydular bilmem, fakat her hald. sanları hima- yeye taraftar görünüyorlardı. Bir ses duyuldu: “Alay hayvan var, İköpekler hırlaşıyor! Benim ta-| girik da vardı, amma me İseleyi kıskıslamak için: gil mi?.. Çıkış herife!...., Bazan insan aptallaşır. de o anda aptallaştım; İnn önüne dikildim: - Eğer hayvancağıza bir da İha el uzatırsanız size gösteri- İrim, hem H. H. C. müessislerin denim, Alman kafasını bile kaldır- madı, yüzüme bile bakmadı, kö peğine bir tekme daha indirdi. Bunun üzerine yapıştım he- rifin yakasına. .. Şöyle bir sars tam, sonra havalandırdım. Ada- akları yerden kesildi... Karpuz gibi yere vuracaktım, tem bu esnada bir hırlama, son Ben Alma- İ Allah. , Küba etime sekiz on diş bir- den battı!.. Almanın köpeği, hi- mayesini deruhte ettiğim kö- poğlu köpek, üstüme saldırmış, beni ısrmıştı. Beşeriyeti bilirsin.. Kuvvete hayrandır. Biraz evvel bana ta- raftar olanlar, şimdi benimle a- lây ediyorlar, ben ateşe düşmüş gibi acıdan ciyak siyak bağırı- yordum. Mazlöm Sami coşmuştu. Bu çaşkunlukla yarasının üstüne 0- turdu ve yay gibi yerinden far- bak. — Ne oldun? İ — Senin H. H. C. yaman bir! cemiyetmiş... Dün akşam he-' men istifamı dayadım.. muz oğlu domuz hayvanlar". Hayvan oğlu hayvanları bir da! ha zor himaye ederim!.. — Canım ne oldu anlat! | Kolundan tuttum: “Köpoğlu| köpek1,, diye söylenerek karyo! ladan indi. Şöyle yanlamasına kanapeye oturdu. — Seninle görüştüğümün er- | tesi günü sözüne kapılıp Hima-| yei hayvana; cemiyetine âza ol dum. Akşam da bir birahaneye gittim. Yanımdaki masada bir| Alman vardı. Bir aralık, durup köpeğine bir tekme! ek te amıma e köpe e.. Hepsinden çığı Paşa", . Sonra, Paşanın karısı yok mu, kızı yok mu, kendinden baş Gözünün Paşa, kazayr anlatmasını biti rir bitirmez, hemen toplandım, |dan ia, debdebe onda, | teşekkürlerimle beraber: — Müsandenizi rica ediyo- ruz. Dedim. Kararlı bir sükün için de. — Yok... Olmaz efendim. . Demesin mi?.. — Aman Paşam, çok gecik- Diyecek oldum, sözümü yarı da bıraktı — Daha yemek yemedik Ha- nimefendi. Sizin iyileşmenizi bekliyordük Dedi ve Anlatmak iste- ladı: “Hay köpoğlu köpek!..., Bir bardağ su istedi, verdim. j Kana kana içti, sonra yumruk- larını sıkıp haykırdı — Himayei hayvanat, ha!.. Bundan sonra, beni geç Selâmi İzzet “Beyin! hakkı var, hayvana yazık de-| ra bir havlama oldu ve... Aman! ş; 4069995 ELHAMRA JAZZ güzel sinema (| yıldızlarını muhieşem Bu film tasavvuru mümkün yaryete İhtar KLHAMRA sinema geçen olduğu numero sene p Bilmecemiz bilmecemizin halledilmiş şekli 34567 Bugünkü bilmecemiz Soldan sağa ve yukardan aşağı 1 — Bir rüğre (4). Kolay (4). 2 — Buyaz (2). Tatk bir madde (5).. Neta (2). 4 — Çivi (3). Sert bir madde (3) 4 — Telkih (3). Rabıt edatı (3). Bayağı (3). $ — Mütehassıs (4). Esir (4) 6 — Yama (2). Nefi edatı (2). 7 — Damen (4). Marpuç (4). 8 — Ortası (3). Çansız (3). adet (3) 9 — Bir şark kumaşı (3). Eskiden mürekkebin içine | konurdu (8). 10 — Kırmızı (2). Söylemek (5). Başına bir derviş sırtına alır (2) 1 — Dolayı (4). Mukades inan ma (4) Bir 0000000000094000000090000 İTTIHADI MİLLİ Jde şimdi ağız tadile bir yemek lim . maz. Evde beklerlermiş, merak lanırlarmış, babası Şadanı, an- lar Paşanın nesine. O, herkesi kendisi gibi zannedebilir. Onun içindir ki, bu sefer hep bir ağız — Lâtfunuza çok teşekkür ederiz, Bu kadarı yeter. Müsa- ade ediniz de gidelim, Evdeki- İler de meraktan kurtulsunlar . , Dedik. Sanki, biz duvara söy İliyoruz. Paşa, buna da aldırma dı, — Evlerinize haber göndere- yim efendim. Adamlarımız var, Hattâ, isterseniz ve kendilerine zahmet olmazsa onlar da teşrif etsinler ..- Dedi. Bu, son cümleyi işitir işitmez yüreğim, ciz .. etti. E- Jimde olmaksızın Cahidin yüzü di: — gazi M i ne nal Cahit te bana bak mia rm zy vi Tabii Paşanın umurunda ok) İonları buraya getirtmek çok güç İolur. Hem, bütün bütün telâşa nem beni arar dururlarmış, bun | düşerler!. vii a i ? Türk sigorta şirketi Harik ve hayat üzerine sigorta muamelesi icra eyleriz. Sigortaları halk için müsait şeraiti havidir. Merkezi idaresi: Galatada Unyon Hanında Acentası bulunmayan şehirlerde acenta aranmaktadır. sin! Hemencecik ben atıldım: — Aman Paşam bu saatten sonra, evlere haber göndermek, dedim. Cahit, tevek- külle devam etti: — Oldu olacak, bari Paşa Hazretlerinin arzularını yerine getirelim Ben, yine hâlâ: — Çok geç kalacağız. . hit... Demekte ısrar ediyordum. ... Ca- Bilmiyorum, saat yarım mı İidi, bir miydi?.. Yalıdan dışarı- ya adım attık. Çıkar çıkmaz Ca ki hidin koluna bir çimdik bastım, çocukcağızı bağırttım. Kapıda otomobil bekliyordu. Paşanın hususi otomobili. Bizi ayrı ayrı evlerimize bırakmasını şoföre emretmiş, Zâten ne kadarcık yer?, Hisar - Emirgân. Fakat, ne mükellef bir sofrada yemek yel: giye düştüm Aca: nda sözlü filminde programlarını 000990098 iri 891011) (A) koyarsan) ş Telefon: Boyoğlu 2003 49986966) 095640 SİNEMASI olan ANNY KIZI takdim fevkalâde, dan ONDRA'yı edecekti. ve en heyecank olanı muhtevidir” bu firden isil ibi pazartesi akşamları ir 444944690 MELEK SİNEMASI tibaren €T ecektir pazartesi akşamından büyük Fransız artisti olan GABEY MORLAY" Elyesm Paris'te ( MARİVAL muvaffa olan Eran İs. B. Darülbed temsilleri Bu gün mati ii ii ini - da ve si sant 21,30 de Darülbedayi mtidüriyetinder kaydolunâ” 4 saat onbif€ müracaarları Sinemasında fevkaldde kiyetle gösterilmekte “ca sözlü MÜTTEHEM KALKINIZ Parlak filmind: takdim edecekti perde Yazan: Sur ed Nakleder: li all laPı Tiyatro ve mekt namzetlerin pazar kadar darüibedayt. Kadıköy Süreyya Sinemasi VENÜS Kon; Talmaç Sesli, Şarkılı Film — Bu akşam Millet tiy Komik Naşit Br | Rejisör karakaş bi İ çiçek komedi, Sperde varyeti tr0sU ölüm Cemal Sahir Bu akşam Ferah & Damiili İsmail ef. Hi Sefiller oteli cinayet dıram İsofra mıydi, yoksa her İmı böyle?. Hâlâda şüphe İyim! Cahide: — Nasıl senin solrana be yor mu?. Dedim. — Aldırma bizim de olur Dedi. Fakat, Paşa ne yaptı, bizi yemeğe alıkoydu a Amma, bu yemeği nerem€ dim, bilmiyordum?. Her 1ok” zehir oldu. — Evde neler oluyor?.. — Annem ne halde?.. : — Babam, küplere binmi? tir “Diye o kadar üzü « En çok korktuğum İseridi; Eğer korku ve endi$€ gidip te kazayı eve haber ve” ye dei il dil Annem ya ölmüş, olmuştur .. 'Diyordum. Sonra ti, !