W $ Memleketimiz, harf inkılâbının feyizli tesirlerini idrak etmek yolunda iyor. Ümit edilmiyecek kadar kısa bir zaman zarfında yeni harfler- *kuyp yazanların miktarı yüzbinlere baliğ oldu. Ancak, yeni harflerin irfan âlemin yapacağı büyük inkılâbı, şüphe Öeki ancak yeni yetişen nesil idrak edecektir. | e larası & w Kötlar Binaenaleyh, daha bir kaç sene ceki Arap harflerile yazılmış eserler ele gezecek ve kitap okuyucuları daha ziyade bunları okuyacaklar- Memleketimizde okumaktan zevk alanlar daha ziyade gençlerdir Hayazıttaki umumi kütüphanenin yüzde altmış müdavimlerini, 16—25 gençler tekilş etmektedir. Divanyolundaki Amerikan kıraathane devamlı ziyaretçileri ise hemen kâmilen mektep talebcesidir. Acaba bu gençler ne okuyorlar? bu nokta üzerinde durulacak bir noktadır. Gençlerin -okudukları arasında yüzde seksenini zabıta romanları, akıl almaz hayale sığ- sergüzeştlerle dolu masallar teşkil etmekiğdir. Bu arada seyahatnamelere, coğrafya kitaplarına, tarihi eserlere merak Vdrahlar da görülüyorsa da bunların miktarı pek azdır. Gönç neslin maltmatını çoğaltacak istifâdeli eserler rağbetini celbet lâzımdır. Bunu terhin için, açık bir lisan ve uslüp ile yazılmış ciddi eserlere ihti- vardır. Mektepleri, mektep sıraları haricinde cski harflerle - basılmış Pları okumak külfetinden kurtarmalıyız! Bu sene çilek bolluğu var ! AŞ ilek yetiştiren memleket, yalnız İstanbul değildir. Fakat Çi “anbulur çileği lezzetçe hiç bir çileğe benzemez. Hele Arna- Htköyün çileği şöhretine bihakkın değer. Son günlerde, çi- Pek bollanmış, okkası toptan 60—65 kuruşa kadar düş- tür, Bir çok kimseler bu çilek bolluğundan bilistifade bunlardan lk reçel yapmaktadırlar. V10.. alo. burası İstanbul Radyosu — Radyo yakında faaliyete | © sesi aylar var ki işitr geçiyor. Evlerinde radyo aleti bu-| — Bir kaç güne kadar konser r, artık memleket nağ-|lere başlanıyor.. y OM, aksettirmiyen bu kutu-| — Bu habererin hiç biri teeyyüt Soktan bir kenara atmışlar|etmedi. Radyo,hâlâ susuyor ve : kimbilir böyle ne zmana kadar S Radva şirketi, filanca kum| susacak? Kapalı ye B SRE * Sinemalar için ölü mevsimi başlamak üzeredir. Halk, bu ay larda her tarafr kapalı sinema salonları — içinde havasızlıktan ve sıcaktan boğulmak istemez. Sokakl a Şehremanetnin yeni bir kara rı var: Müşteri bekliyen otomo biller on dakikadan fazla bek- lemiyeceklerse caddenin yalnız bir tarafına dizilip duramıya- caklar, Ayın tek ve fiçt günle- rine göre, meselâ 2 sinde, 4 ün- Bedava eğlenti » Tarihi Alman çeşmesinin et- rafındaki parkın mevsimi b ladı. Günün hemen her saatin- de ve assa akamlşarı çok ka labalık oluyor. Parasız eğelenmek &:-.:nı öğ tenmiven kalmı Kırlara, mesirelere çıkar ve a- çık havada eğlenir, İstanbul mesireleri bilhassa Cuma günleri pek kalabalık ol- İmaktadır. Bütün bir haftanın Iyofzunluğuııu dinlendirmek i- ek-. a rda: t mi, de, 6 sında (ilâhır) sağ ve mese| 1â 3, 5, 7, 9, 11.... inci günlerin- de de sol taraflarında bekliye- ceklermiş. Böyle bir karar alma Ba sebep te,önürde durdukla- rr dükkânların alışverişine mâ- ni olmaları imiş. Hoş fikir doğrusu.. Yalnız bu. Çeşmenin - dibi delik.. ' | — Eyipte Cezrikasım paşa ma- hallesinde büyük bir şeşme var- dır. Bu çeşme - eskiden musluk | suz kalip daima aktığından ki- taşımaktadır. Bütün o civarın sularının taksim edildiği hatta Türkiyenin cn mensucat fabrikası olan Feshane'ye bile su veren bu muazzam çeşmenin su hazinesi geçenlerde delindi. Tabü çeşmenin üç musluğun- dan güldür, güldür akan sular başladı iplik misal bir hal al- maya, bir hafta bekledi, bekleştik gören var ne de tamir eden. Sular müdüriyetine müraca-| at cdelim dedik, fakat öğrendik ki mezkür müdüriyet bu vazi yetten haberdarmışta — aldırmı- yormuş. Şimdi sizden soruyo- İrum: Evkafın mülga — “Miyahı İvakfiye” müdüriyetini rahmetle İaratan Emanet sular mürüriye- timi bu deliği kapatmalıdır, yok ve sa biz mahalleli para toplıyarak , rden açık havaya çin şöyle bir kaç saat kır havası almak kifayet eder. Yağışlı gi- den havalardan sonra geçen Cu ma ilk defa olarak güzel bir ta- til günü yaşadık. çift karar tatbik edilirken, şoförle- rin yanlışlığına meydan verme mek için büyük caddelerde tel- lâllar dolaştırıp: — Bugün ayın tek günüdür! Diye bağırmak fena olmıya- cak! Safa yokuşu mu,cefa yokuşu mu FRT Tn Ka n 'Topkapı tramvay caddesi ile Yenibahçe caddesı arasında $—600 metrelik bir yol vardır. Kısa bir yokuştan ibaret olan bu yol âdi kaldırım döşenmiştir. Fakat, öyle harap olmuş öyle bitmş bir haldedir ki, meselâ buradan bir otomobil geçemez. — | Geçmek isterse parçalanır. Yokuşun bulunduğu caddeye ge- | lince, ehemmiyeti birinci derecededir. Silivri, Çatalca ve Çek- meceler gibi İstanbulla karadan alâkası olan yerlerin hemen de yegâne muvasale tarikidir. Az bir para ve nihayet bir kaç bin parke taşı ile pek âlâ tamir edilebildiği halde şimdiye ka- dar el bile sürülmemiştir. Caddede Elektrik şirketinin bir haval hattı olduğu halde bu raya bir kaç fener takmak kimsenin hatırına gelmemiştir. Hatta değil, bir kaç fener, yokuşta Safa bostanı denilen yere r tek fener takılsa Topkapıdan Yenibahçeye kadar bütün sa- hayı ve civardaki sokakları aydınlatmağa kâfi gelecekti: Biraz da şehrin göze çarpr>an taraflarını düşünelim!.. Dükkân yerine sergi t K Ğ A Postane önündeki şu gördüğünüz seyyar dükkânları Be diye arka sokağa nakletti. Maamafih açıkta mal satan seyyar esnaf dükkân sahipleri gibi vergi vermediklerinden, işleri daha yolundadır. Bazı seyyar satıcılarda ihtiyacınız olan eşyayı mağazaların yart yarıya eksiğine tedarik edebilirsiniz. Bu da gösterir ki, küçük ticaret sahası dükkân ve mağazalar lan çıkıp köşe başlarında kuruları portatif sergiciklere intikal |d diyör. Havuz safası yapanların şikâyeti Adalara rağbet F Zremem y | | naye olacak - Akarçeşme ismini | | | Mahalleli bir gün, beş gün,| | ükada bu yaz çok rağbet tedir. Bağaz içinin yavaş yavaş sönmesine mukabil tim bu nadide incisi şa'şasından hiç bir şey kaybetmiyor. mı yaptıralım? erimlzden A, F Marmara-| Şu gördüğünüz manzaraya adile, sanile havuz safası der- Akşamları yolunuz düşerse Beyazıt meydanından geçer- seniz havuzun etrafındaki sıra kanapelerde yan gelenlere şöy- e bir göz atınız. | Burada kimi sırtüstü uzanıp yatmıştır, kimi de etrafını seyretmekle meşguldür. R Bu havuz safasının tiryakilerinin işittiğimize göre yalnız bir | şeyden şikâyetleri var: Arka arkaya konulan sıralârm üzerinde oturan iki yabancının biribirlerinin ne konuştuklarını işitmesi, biraz keyiflerini kaçırıyormuş. Mümkünse bu sıralar yan yana konulsun diyorlar.. sohbetle kimi