8 Mayıs 1930 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

8 Mayıs 1930 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

A Ümdesi “Milliyet” MAYIS 1930 İLEHANE — Ankara caddesi | Telgraf adresi: Milliyet, İ “Babbitt,, Sinclair Lewis'in en meşhur| daha yüksek klöblere girmek romanı olan Babbitt'in Fransız| gayesini takip eder. Diğer ta- caya tercümesi bundan bir bu-|raftan nutuk söylemek merakı- Çük ay evvel çıktı. (1) “Bab-İna düşkündür: Bereket versin bitt”, Amerikalının “tip,, i dir.|ki Amerika bu gibi arzuların tat Ve bu “tip,, in bütün noksanla-|minine en müsait memlekettir. rını, acınacak taraflarını kendin | Babbitt bir taraftan nutuk söy- |de cemettiği içindir ki S. Le-|ler, emlâk satışları yapar, bir wis'in eseri fevkalâde bir mu-|taraftan da karısından kurtula- vaffakıyet kazandı. Bouvard,|bildikçe gizli zevk âlemlerine Pöcuchet ve Homais'ten hâsıl|dalar, hatta hissi maceralardan olmuş bir halita tasavvur edin;|bile kaçınmaz. fakat o halitanın bir katlı ev| Fakat cüssesile, sözlerile, ha- y| içinde değil, kırk sekiz katlı bir| rekâtile, hayatının her türlü te- İlev içinde yaşadığını nazarı iti-| zahüratile nikbinliği ifade eden | Ne yemeli ? Bir gazete bu serlevha al- tında bir kolon açmış, karileri- ne mevsim yemekleri hatırlatı- yor.. Ben de katilerime şu gün- İerde yenebilecek yemekleri ha- tırlatmak isterdim, aklıma şu iki üç isimden baska münasip bir şey gelmedi: Keşkülü fukara, kadınbudu, dilber dudağı, — kadın göbeği, vezir parmağı, yalancı dolma. Meraklı avukat Adı lâzim değil, İstanbulun temizliğine bakan bir dairenin gene adı lâzım değil, meraklı bir avukatı var... Kalın enseli, ve ince düşünceli! Bu meraklı avukat o dairenin Bursada ga- zeteciler aleyhine açtığı dava- ları takip için haftada, onbeş günde bir Bursaya gider ve ta- biyetçe yapılmış yemekler yer | Kokusuna alıştık ! Tashih işlerile meşgul olan bir arkadaşımız vardır. Sizden iyi olmasın pek hoş meşrep bir zattır, Yirmi beş senelik akşam- cı olduğu halde geçenlerde ra- kıyı bıraktı. Hem öyle bit bırakış bıraktı ki, şimdi rakı içenlerden tiksi- niyor: Telcfon numaraları: Çanbul 3911, 3912, 3913 ONE ÜCRETLERİ Türkiye için Hariç için 400 kuruş 800 kuruş 750 » 1400 » 1400 2700 » | ym evrak geri verilmez | ; geçen nushalar 10 kuruştur. ğ matbaaya ait işler için Boğulan kadın! —Fransızcadan— lar böylece geçti. Fakat birder bire bir ses, saat tıkırdısına ber ziyen bir ses duyuldu. Sonra bi ribiri ardına saat altıyı çaldı Son darbenin ihtizazı henüz de vam ediyordu ki birden bire bi feryat duyuldu. Bir kadın haykırıyordu. Dot tor karşısındaki hastayr dikkat le tetkik ediyordu. Fakat he kim de sararmaktan kendini me nedememişti. Alnında ter dâm- laları belirmişti. Doktor biraz titreyen elini alnıma götürdü: — Evet, dedi, ben de duy: dum. Doktor birdenbire hasta: sımın değiştiğini farketmişti. Hasta değişmişti. Muztarip, endişeli adamın yerinde şimdi sakin, bütün dertlerinin teselli: sini bulmuş bir adam vardı. Sa: kin bir sesle hekime dedi — Hayır, sen duymadın. .. Bu ses hakikatte zevcemin sesi değildi, Denizden çıkaranm se- si... Bu kim?.. Ehemmiyeti yok... Fakat ben kurtuldum ar- tık... İyi oldum artık. .. Bu ak- şam o haykırmadı.... Kütüpaneden çıkıp giderken doktor, evin uşağı ile karşılaş- tı. Uşak diyordu: beraber gelmek zahmetin kat- lanır mısiniz?... Aşçı kadın ellerini haşladı. Belki de acı feryadını siz de duydunuz!, , İş anlaşılmıştı. Doktor: — Peki, gelirim, dedi fakat efendinize bundan hiç bahset- meyiniz!. . İkisi de her tarafı ciltlerle doj lu duran kütüpaneye girmişler,| saatlerden beri oturuyorlardı. P di bakan biri & zi At traiide SİĞier ö _çnç:;î len dışarı bakan biri ö- ken O zıkkım da içilir mi? diyip| — Hiç bir şey görülmüyor!. duruyor, Sonra elektrik düğmesini çe- virerek ortalığı aydınlattı. Diğe| ri bir hekimdi. Ona dikkatle ba- karak dedi ki: — Devam et; sonra... Öbürü oturdu ve sözüne de- vamla: ! — Senden başka biri - olsay-| |dr kabil değil bunları söyliye- |mezdim. Fakat aramızdaki dost ve hele mutlaka Çekirgede ka-| luk çok eskidir, Hatırlarsın ki lsp banyo alır, akşamları da Al-, — Kolay gelsin Hazret, de- evlendiğim zaman ilk sen&ler muştür; her Amerikalr gibi se-| bir gün artık mektebe gitmeme- lah ne nasip ettise içerek key-|dim, gene anasonlu gevrek ha...'çok iyi geçti. Hülâsa bahtiyar kiz on klöbe mensuptur ve her |ğe ve hayatını istediği gibi tan-| fini çatar, dava günü — gelip te — Yüzüme şöyle mânâlı mânâlı bir adam olduğuma kendimin| birinde ahlâk, ticaret, idealizm| zim etmeğe karar verir. Bütün Mahkemeye çıktı mı müdiri me-| haktıktan sonra: de şüphem kalmamıştı. Zevcem ye paraya dair nutuklar irat e-|aile efradı, bu isyanı bastırmak | S'ulü hazır bulunmıyan gazete-| — NL l Ç çök güzel. .. : der. Çocuklarını boks darbeleri|üzre Ted'in etrafını sarar. O va- lere karşı - ateşler saçar, âdeta| ( jzedemi- —— Evet; evet bilirim. Devam için sıkrlmış bir elle okşar. Zev kit, Babbitt oğlunu bir köşeye'aslan kesilir. Böyle aslan ke- | vv A L nn St cesinden çekinir ve onu aldata-|çekerek kendisine şu sözlerden Silmekte de doğrusu — haklıdır. (3 , —Talihten şikâyet etmek hiç cağı zaman Zenith'ten uzaklaş-| başka diyecek bir şey bulamaz: Çünkü bütün bu Bursa safası- Kulak Misatiri Yi bit şey değildir. Lâkin saa- Yarır. Bir arsanın satışını, para,| — “Sakın annen duymasın am- | nın masrafı fazlasile — adı 1â- Hab Msaliri | detimin nasıl bir denbire kıril- kadın, ve mücevherle dolu bir|ma, ben de ömrümde istediğim| zım değil — o daireden çıkar. AA |dığını düşündüğüm zaman ken- şehre baskın yapan eski Condo-| hiç bir şey'i yapamadım, hiç bir| - Kendisini bir defa Bursa| — Meklopliler - mlsabakası dimi talihe karşı ısyan etmek- ttiereler tarzında idare eder. Ze'şeyde muvalfak olmadım. Sen,| mahkemesinde gördüm, — öyle ten menedemiyorum. rafeti, işlerine verdiği mahiyet| istediğini yapmak cür'etini gös| aslanlaşmıştı ki tanıyamadım, Hint istiklâli Bu nasıl oldu?.. Düşündü- ve “rythme” e münhasırdır. Fi-|terdin. İleri, oğlum! Dünya se-| sordum: " güyocümüSakat 'izalıvedekniyo: kirleri, yüz yirmi milyon kişi|nindir”. Mt -e Yıhu.lmoger sen neymiş- 52 inci haftanın 5 inciliğini| rum, Kadıncağızı ölü getirdiler. için yapılmış fikirlerdir: Onla- Fılılı: bu ıl;ı:;mık bir :;luı—(âı"!’au nâgihân — aslanlık ne-| Galatasaray lisesinden M. Nej-| Ölü, fakat gene güzeli rt ezberlemek ve çocuklarma|sür gölgesi Babbitt'in mahiye-|den? z ç et B. kı ğ -| —Lâki öğretmek için sayısız klöblerin|tini değiştirmez. Hiç kimse ha-| — — Ey, azizim, bir'aslan sütü| det P- kazanmıştır. Yamısı şu-| / —Lâkin ven her sefer tazele birine intisap etmiş olmak kâ-| yatından memnun değildir, ve| içeriz.. Xeğ İ tar, K r. Esasen Babbitt'in büyük-| hayatını istediği üsleyo-| , Cevap hoşuma gitmiş, fakat| - Pu baftanın sa mühim haberi |'Uf: — D lüği temsil ettiği insan nü- memiş, güzelleştirememiş ol-|inek sütü içince bu — aslanlık| zannımca Hindistandaki istik- tiği halde bunu unutamıyo- munesinin azametini teşkil e-|maktan mütevellit hüzün, — bir neye inkılâp edeceği hakkın-İlâl hareketlerinin kulağımıza | (7 Her gün ona ait bir hatıra kadar gelen akisleridir. Hint peygamberi Gandinin idare et- tiği bu harekete karşı İnğiltere hükümeti ilk önce lâkayt dav- iyete müracaat edilir. ilânların mes'uliyetini Bu arkadaşa ne zaman rast- lasam elinde bir anasonlu gev- rek, kıtır kıtir gevelerken görü- yorum. Dün akşam, gene baktım kö- sesine çekilmiş, anasonlu gevre ğini yemekle meşgul, Küçük çay semaveri de yanı başında fıkır fıkır kaynıyor: bare alarak o ölçüye göre tev-|bu adam hakikaten bir nikbin- si edin: İşte Babbitt. midir? Bunu tayin edemezsiniz. Babbitt, Zenith ismini taşı-|Durmak - dinlenmek bilmeyen || yan muhayyel bir Amerika şeh|bir faaliyet nikbinlik alameti |rinde emlâk tellâlıdır. O, “Kon-|değil de nedir? Ancak kitabın formizm,, in muazzam bir tim-|nihayetinde, son sahifesinde sali, bir mümessilidir. İçkinin'bir iki satır, Babbitt'i büsbütün men'ine şiddetle taraftardır ve| başka türlü görmemize müsaa- herkesten çok içer; ticari ede- de ediyor. Babbitt'in yetişmiş biyatta emsalsiz bir üstat ol-|bir oğlu vardır, Ted. Bu Ted, —O Hüraret Cen çok 18'en az y idi Bügün — rüzgâr >s7cek, havaaçık olacaktır. —— arasında u kabadayılık!. 'arın hepsi olabilir.Olma ç ida da ayrıca bir ç ve hakaret faslı olmaz, | bunlarla uğraşmaz birinde İstanbula Ma- gelmiş, temsiller ver- da ziyafetler, supeler , küpeler daha bir çok ' *er verilmiş. igle” gözümüze ilişen bir v âhılıiımrıı gelen bir i- ni 6, &İn Muhiddin Bey. ” V, günün birinde Hüseyin h Jey Cumhuriyet'te bir hic jşrediyor, bizim de kula- İ gelen isimden, gözümü- &n portreden bahsediyor. | den şey, hu_“fjkiş.. huıuıun_ıla- em_lak_tellıllmm bile ruhunda |da aklımdan geçen müz'iç sıl- kederimi tazeliyor, Düşün ki ki şahsiyetsizliktir, ortadaki fi-| doğabilir. kirleri tahlil etmek zahmetine — Filvaki, Babbitt hicvi bir eser lüzum görmeden kabuldeki, be-!|dir. Ancak hiciv, mevzuun Şek- nimsemekteki küdrettir (bura-|lini bozmaz, büyük gösterir. ali sormamıştım. İşte bu meraklı avukat her gün bütln gazeteleri baştan a- şağı okur ve iki şey arar: Birin Galatasaraylıların bayram tenezzühü zevcemin ölüsünü getirdikleri zaman ben gene bu kütüpanede bulunuyor, yazı yazıyordum. “ilimelere bakılırsa kaba, bıs he 'il nzası gibi zalim bir hi- günün — birinde Raşit melerden sonra tekrar dönüyor ve binlerce er başın alkışları arasın- da “kudret,, kelimesinden daha münasip bir tabir bulamıyo- rum.) Sonra, bu “fikir,, lere bir idealizm rengi vermekteki ma- haret te ayrıca kayde şayandır: Filhakika Babbitt, paraya, em-| lâk tellâllığına, otomobil - bol-| Yüz yirmi milyonluk muazzam bir milletin standardis&€ nümu- nesi olan Babbitt, her halde o millet hakkında müsait bir fi- kir vermez. Deruni hayata bir saniye fırsat bırakmayan bir ya- şayış tarzı, açık hava, sıhhat, ranır gibi gözükmüş, lâkin son- radan tehlikenin büyüklüğünü anlayınca, ciddi tedbirler almak lüzumunu hissetmiştir. Bu hürriyet ve istiklâl hare- cisi kendi leh veye aleyhine ya- zı... Bu, onun merakıdır ve bir adamdan iyi, kötül bahsedilme- si reklâmdır.. — * İkinci aradığı sey adı lâzım değil o dairenin aleyhinde bir nde Dir |keti artık şarkta İngiliz empel yazı... Bunlardan birincisini bu $ AFLÜK SA0Kta ÂDgllla op Boğulan zevcemin soğuk, fa-| kat güzel ölüsünü getirmişler- di. Saat altı olmuştu. Bir feryat! bal Vişittim. Zevcemin acı feryadı. . Bu fer yat halâ kulağımda. .. Galatasaray klübü spor kapten- vakıtlar geçirmesini teminen bayra- mın 3 üncü günü için hususi bir te- nezzüh tertip edilmiştir. Bu tenezsü- he klübün bötün futbokcuları, deniz- yalizminin iflâs ettiğini, mazi- si ve münevver bir gençliği ©- lan her milletin istiklâlini eline almak istediğini göstermesi iti- | barile çok mühimdir . Bütün şark milletlerinin Tür kiyemizin açtığı istiklâl yolun- cileri ve atletleri iştirak edecek, Be- yikoz çayırmda futbol müsabakaları, yarışlar ve oyunlar yapılacaktır. Ba- yramın $ üncü günlü adalar İskelesin- den saat ikide hareket edecek — olan hususi bir vapur Beylerbeyi, Bebek, Anadoluhisar, Emirgan ve Yeniköy iskelelerine uğradıktan sonra Bey- koz'a gidecektir. Vapurda bir cazbant ta bulunacak ur. Vapurda ehven bir bille de ha- Şimdi gene onu duyuyorum. Hekim ciddiyetle: — Hasta- lık, dedi, sinirlerin tedaviye| muhtaç... İyi olunca bir şeyin kalmıyacak... Lâkin öteki şiddetle: — İm- kânsız, dedi, bütün sinir hekim- leri bir araya gelse bunun çare-| sini bulamıyacaklardır. Çünkü nsilini veriyor. Bütün sahneye çevrildiği ileceği bir sırada bir bir baston şakırtısını irdenbire çevriliyor! toruz ki bu kalkan el: İhhiddin Beyin eli, şama- iği surat Hüseyin Suat kuvvet gibi unsurların birleşme| lursa memnun olur, bulmazsa sinden hâsıl olan estetik fazilet aldırmaz; lâkin ikincisini bula- leri ne derece cazip olursa ol- marır mr mahzun olur, meyus sun, bir nevi korku vermektetn /| olnr, münkesir olur, hasta has- hali kalmıyor. Çünkü bu kadar tadil olur.. Çünkü eğer Bursa- enerji netice itibarile tecavüze daki davalar intaç edilmeden inkilâp eder. - evvel yeni davalar açamazsa el- Maamafih belki bu tarz ferdi| veda Bursa safasma, — elveda noktat nazardan idealdır. Sean- karcırahlara ve elveda aslan sti-| (* i luğuna mefkürevi bir mahiyet vermek hususunda bibedeldir. Dört yüz elli sahifelik bu u- zun romanın mevzuu yoktur; her faslı Babbitt'in biribirinden “tipik,, menakibine aittir. Bab- bitt'in işleri pek parlak değilse de kendisine Zenithi'de oldukça iyi bir mevki temin etmektedir. _bıı gecenin sabahında le Muhiddin Beyin bir okuyoruz: | |Fakat Babbitt, her fert gibi, mensup olduğu içtimaf tabaka- |dan daha yüksek tabakalara, a- asından bulunduğu klöblerden soammmem —e nnn bir nol kendisini şu ıoı;ıİ-I dardisation usulünün insanlara| teşmili belki fert için tasavvur fevkinde bir nimettir.... Ayrı a- yrı her ferdin mes'uliyet hissini idare ve tekeffüll eden bir cemi- yette fert, mes'uliyet hissi gibi tüne!... İste bu meraklı avukatın ga- zeteler aleyhine — sık sık dava açmasının hikmeti. lecek bir şeydir. Bütün bu mil- letlerin açtıkları mücadelelerde müsbet neticeler almalarını te- İmemni ederiz. i|bu feryadı benim hayalim icat etmiyor. Bu ses bana hariçten, zevce- lenize düştüğü yerden geliyor. Kolunu uzattı, pencereden zirlanmıştır. | — Vapur akşam grupta Beykoz'dan: haraketle Boğazın yukarı — kismind |bir devir yaptıktan sonra saat on bi min feci bir kazaya uğrıyatak| ge köprüye dönecektir. di Tenezzühe Galatasaray klübü az: sı ile aileleri ve dostları davetlidir. tli olursa olsun hayatta llktr el'an hâkimdir. Çünkü yer yü- zünde hakiki medeniyet henüz teesslis etmemeştir; ve edince- ye kadar insanların hayatını i- dare edecek olan, fikirdir. Belki bu medeniyet teessüs ettiği gün ölecektir, Fakat o zaman da bu sahada ona lüzum kalmıyacak- tır, REŞAT NURİ E seleyi derhal anlatmak hiç ol- Akşamın doğru altı vapuru|mazsa vazifesini yapmış olmak gelmiş, Nizam caddesinden ara|lâzımdı. balar geçmeğe, yayalar sıklaş-| Hâle misafirlerinden bir daki mağa başlamıştı, Tam bu sıra-|ka müsaade alarak içeri gitti, da kapının önünde bir arabajbiraz sonra Kadri Beyin hanımı durdu, Cevdet Bey elinde ikilda kendisini takip etti. üç küçük paketle atladı. İki kadın alt kat salonda bu- Onun gelişi Cemiyete yeni bir|luştular. Kadıncağız özür dile- hareket verdi. Şimdi hepsi on-|di: dan İstanbul havadisi soruyor-| — Rahatsız ettim hanımefen- lardı, di, fakat bu akşam telefonla gö- Cevdet paketlerini boş bir|rüşmek istediğim meseleyi an- sandaliyenin üzerine yerleştire-|latmadan gidemiyeceğim. Şura rek halkaya karıştı. Kadri Be-|da iki satırlık konuşalım bari, yin hanımı bu dost ve ahbap| Hâle, derhal misafirine bir çerçevesi içinde meramını anlat| koltuk gösterdi. mak imkânı olmıyacağını gör-| — Karşılıklı oturdular. dü. Bir aralık Hâleye işaret ede| — Misafirlerin beklediklerini bi rek içeriye çağırdı. len kadımcağız işi hulâsa etti.| Bey için ayrılan yer pek fakir-'natlı, hem de kaçamaklı idi. M: Onun bu meseleyi genç kadı-|Dosları arasında en ziyade iti-|di. Genç kadın bu yorgun çeh- amafih kadincağız onun nezakı na açmak için bu kadar acele|mat ve emniyet ettiği Fethi Belreye gömülü küçük birer tesbih ket ve mazereti karşısında t: edişinde şu sebep vardı. Hâle-| yin pek ciddi bir şekilde kendi-| tanesine benziyen gözlerde saf-'rar etmedi. Bu cevap redden nin etrafında toplanan âşıklar sile izdivaca talip olduğunu an-| lık, biraz da babalık hisleri oku- yade Kkabul mahiyetinde idi grupunun bu çerçeveyi gittikçe | lattı. muştu. Yalnız işi biraz tavlamak, zamı Fethi Beyefendi, va-/lara en cski ve nikâhlı aileler vadisleri taşıyorlardı. daralttıklarını gören kadınca-| Bir kaç zamandanberi böyle| Böyle bir teklif karşısında mü nmı kollamak lâzımdı. Hanım Galip Beyle gıpta ettiler, Bu Galip Beyden| Dedikodu devam etti, Nusret! ğız işi pek sıkı ve samimi tutan| tekliflere çok maruz kaldığı için| nakaşaya bile lüzum yoktu,fa-' — Peki hanımefendi, dedi boturmuyordu. Bunu bcrıfa. la Hâle Hanımın faziletidir.| Bey artık mevsimin sonu Beyin bu şerait içinde itidalini kaçırmıyan genç kadın|kat araya pek hörmet ettiği bir hakkınız var. Şu halde işi bui iber biz de biliyorduk.!' Cünkü © hiç bir zaman serbest'laştığını, bazılarının şi iyi kaybedeceğine kanaat halifçe gülümsemekten kendini|dostunun girmiş aolması onu da bırakalım, Sözlerinizi ikadar temi x ve ciddi biribir kadının düşeceği vıriyet!e-:ıwîeıe hazırlandıklarını getirmişti. Ne olursa olsun me-|alamadı. Muhitinde uzaktan, va! tedbirli olmağa davet etti. Ken #Ritemadiy dan geriye alamıyor: (ağır bir yükten — kurtulmuş ve — A Muhiddin Bey, bu mem | binsenaleyh bahtiyar olur. U- lekette hâkim ve mahkeme yok 'nutmıyalım ki, insan cinsi - bu | mu?.. gibi usullara hılkaten teşnedir; Şüphe yok ki hâkim de var..| ferdiyetinden ne kadar kaybe- mahkeme de. O halde ne diye|derse o kadar rahat eder. bütün bu yolları kendimize ka- Fakat Amerikalıların da bu par da tokadı üstün buluruz?...|nevi esaretten halâs olmak iste cömert bir idealizmin hâkim ol- Ah bu kabadayılık!.. dikleri görülü t masına müsaade edecekleri mu. hicivdir dedim. Bugünkü Ame-! hakkaktır. Madde ne kadar kuv! rikan cemiyetinin teşekki | zı aleyhinde Babbitt gibi — bir çok mühim eserler yazılmış, ve henüz zaif, fakat mümtaz bir |kütle tarafından hararetle alkış Tanmıştır. Amerikalıların da bir. gün gelip hayatlarında — daha Yeni neşriya Türk Spor 32 nol sıyısı dün çıktı. Fuat Hüsmü, Ahmet Fetgeri ve T- M. Beylerin yazıları, Haf- tanın spor hareketleri. Spor si- heması. Hikâye V. S. bir istikameti gösteriyordu. Doktor hem ayakta gezini- yor, hem de onu dinliyordu: — Sen beni çıldırmış bir has- ta farzediyorsun. — Hayır, o kadar değil... Yalnız vakit vakit hastalığı be- liren bir sinir hastası... Bundan sonra söz gene kesil- di. İkisi de susuyordu. Dakika-' iddin Bey hâdisenin se- anlatırken de yukar. imiz gibi: hödük, düdük.. filân , hoş amma insan | re düşmedi. Bütün fırsatlardan| di. |istifade etmedi. Temiz, kibar İve samimi yaşadı, bence nikâh-| l1 bir kadımdan asla farkı yok- tur, Onun için kendisine meşru bir şekilde elimi seve seve uza- tacağım. Fethi Beyin bu cevabı Kadri Beyın Hâleye tesahüp|hayat geçiriyordu ki biz ailece| Beyin hanımını tatmin etti. Ki- in bulduğu vısıtalarlgörüşmekıen çekinmiyorduk.!bar kadın üzerine alacağı vazi- mahut meyanecisin | Fakatsiz de ayni şekilde mi ya-| fenin yüz kızartıcı bir şekle dö- kti. Ne kadar olsa|şamak istiyorsunuz, buna razı! külmesinden korkuyordu. Bu ce üş, insan / tanımış bir | olacağını mı zannediyorsunuz. İvap endişelerini izale etti. Ve , Hâle gibi ince ve yük-| — Fethi Bey telâşlı telâşlı içini|zaten pek samimi görüştüğü t kadına muamele etmesi| döktü: Hâleye işi anlatmakta müşkü- nese bile bu yollarda ria-| — Yok hanımefendi, hayır,|lât çekmiyeceğine emin oldu. lilecek usul ve erkâna vâ-|biz onu pek iyi tanıdık? Nikâh| Telefonla aldığı randevüye, gibi bağlar resmi rabıtalardır| icabet için akşam yediye doğrul ki ancak harice karşı bir siper| Hâlenin köşküne gittiği zaman birine işi açtı. Bulmahiyetindedir. Halbuki Hâle!' genç kadını şık bir spor kıyafe- müdürlerinden Kadri! Hanımla Galip Beyin hayauîtile bahçede buldu. Yanında bir hanımı da het iki tara| gözlerimizin önünde geçti... Bir.musevi madamla meb'us Nus- iyordu. Bu meseleyi onla-| çok ciddı ve resmi rabıtalı ret Bey vardı. fı zaman Kadri Beyin hallerden çok daha kuvvetli bir sıl Hâle artık klübe gitmediği i-. mimiyet içinde yaşadılar. On- çin misafirleri ona klübe ait ha kından gördüğü, görüştüğü, ya- hut yalnız isimlerini, şahsiyetle rini bildiği insanları pek iyi tet- kik etmişti. İnce bir kadın ze kâsının kuvvetli projektörleri muhitindeki erkekleri uzaktan, yakından o kadar iyi tahlil eder ki en uzak bir ahbabın ne kırat-|bir nokta var. Galip Beyin va ta, ne fıtratta, ne zekâda bir er-|ziyeti beni müşkül mevkie ko; kek olduğunu bu keskin gözler| muştur. Bu vak'anın henüz ded derhal keşfederler. kodusu üzerinde iken benim he Zeki kadınların hafızası velhangi bir şekilde olursa olsu gözleri zengin bir erkek kolek-|bir başka erkekle alâkadar ol siyonu gibidir. mam biraz çirkin olur zannede Gördükleri erkek vaziyeti,'rim. Bunun müzZakeresini başkal zevki, zekâsı burada — saklıdır.|bir zamana bıraksak olmaz m: Ve icabında derhal hükümlerini| Bilmem, siz nasıl düşünürsünü: verirler. ı hanımefendi. Hâlenin hafızasında Fethi: Hâlenin bu tevabı hem temi dine mahsus nezaket ve zarafet le; — Fikrinizi anlıyorum hanı- mefendir dedi. Samimiyetinizel de hiç şüphem yok, Sizin delâ- let ettiğiniz bir teklif her haldel Bürhan Cahit benim için şerefli olur. Yalnız lenif tanıştığı müşterek

Bu sayıdan diğer sayfalar: