i3Milliyet '| Asrın Ümdesi “Milliyet” tir. ! — 27 NİSAN 1930 | f y İDAREHANE — Anlkara caddesi I(Şıı_ 100 Telgraf adresi: Milliyet, le. “anbul ( Telefon numaraları: $ İstanbul 3911, 3912, 3913 '(| Müddeti geçen nushalar 10 kuruştur. Gazete ve matbanya ait işler için müdüriyete müraceat edilir. Garetemiş Nünların mes'uliyetini kabul etmez. BUGÜNKÜ HAVA Dün bateret en çok I9 en az )/9 derece Id Buglin Tüzgür Todos olacaktır. Bu hazin ve hak'r süale mu- B atap zeki çocuğu- ';ı ' 'pu avutmak Şn ne yaptığını ı; lmiyorum, Yalnız bana dedi K Neye maloldu? (Bj!' Gazetelerden biri “Harp ne- İYARL 1 Fikir, Mizah, Edebiyat, Sıhhi bahisler Anne ve Çocuk | Çocuğa altr aylık oluncıya kadar | yalız meme verilir süt içirilir. Çüm- | İdi daha başka bir yiyeceği ne kopa- racak ağıında bir diş, me de hazın e- | decek midesinde bir maya vardır. Bu | KA KA | süphe ediyordum.Ve onun ekse İriya durgun hali beni kuşkulan Id 'ordu. Fakat pomöyunikı' ve kâatlarının arasında benim- kilerden başka bir şeye tesadüf etmedim. Şimdi onun yalnız be| ni severek, yalnız be! düıüne-' İrek öldüğünü düşündükçe ken-| Taksim San'at bahçesi Bugünkü —pazar günü "| Darlişşafaka zaman midesi yalnız sütü hazın eder, 7, $ aylık olup dişleri görünmeğe baplayınca artık süt yalnız başma besliyemez. Daha başka yiyecek is- ter. Meselâ bebeğin büyüyebilmesi i- gin vücude demir lâzım. Çoçuk altı aylık oluncıya kadar vücudüna lâzım Olan öeulri karneğerlüde'depo edlki miş demirden tedarik eder. Yedinci aydan sonra artık karacğerinde de- mir kalmaz. Bunu hariçten tedarik et mek lâzım. Bu sebeple çocuğun yıye- ceğine sütten başka mugaddi bazı un surlar İlâve etmek icap eder. 6, 7 aya kadar besli, tombul bebekler. 7, 8 nci Aaydan sonra usulü üzre beslenmezse, zalfler. Sırkalaşir, hasta, cılız olur, bir sürü hastalıklara tutulur, berbat olur. Çocuğunu memeden keserken bir anne neye dikkat etmeli?Çocuk muay yen bir usul dahilinde tedrici, mun- tazam bir surette hekimin nezareti altında memeden kesilir. Memeden kesmek deyince, Çocuğa artık süt verilmiyecek demek değil. Çocuk iki yaşına gelinciye kadar gıdasının esa- sını süt teşkil eder. Bebek rahatsız, hasta olduğu sıralarda, yazın sıcak havalarda, memeden kesilmez. Sonra birdenbire de kesmek doğru değil, memeden yavaş yavaş kesilir. 7, 8 inci aylarda memeyi seyrekleştirme- h. Eğer çocuk meme ile güzel bes- lenmekte ise 10 ncu aya kadar meme ile iktifa etmeli 13,15 aylık olunca artık memeden büsbütün kesimneli zail, cılız bebekler bir kaç ay fazla emzi- j |tilmeli memeyi seyrekleştirince veya memeden kesinçe çocuk ne yiyecek, ne ile beslenecek. Memeden kesiyorum diye sofraya oturtulup ne bulunursa — yedirilmez, dişlerini bilcsin diye eline ekmek ka- buğu verilmez,ağrında çığneyip boğa zına tıkılmas, Bunlar hep Tehlikeli- . Çocuğu ölüm ve felâkete sürük- ler!, Memeden keserken ne yedirele- ceğini anlatacağız. . CEMAL ZEKİ Kaklapller — mösubalası Çocuk bayramı $O nci haftanın birinciliğini lisesinden 235 Mükerrem İbrahim Bey kazan mıştir. Yazısı şudur: 423 Nisan günü — çocuklar resmi makamatı — işğal ettiler. Türkiyenin İdaresi bir gün ço- cuklara tevdi edildi. Cümhuri (Si $e maloldu?,, serlevhasile bir W azı yazıyor. Bu stalin cevabr- |/ ga vermek o kadar güç ve aztm K lmasa gerek. — Harp, ölenin i:l;ınr:mı. kalanın malına — malol- u i 'n*_'ı Nihayet Köprü parası kalkı- İği vor. Eğer, bizde pek eksik ol- nâgihani birşey olmazsa azirandan sonra köprüden e- ŞAmizi kolumuzu sallıya sallrya ) teçeceğiz. Gönlül isterdi ki bu *1âhoş ve çirkin - para alışının ilgası şerefi, hiç değilse teşeb- Ve üsü şerefi İstanbul Belediye- 'Fa Gine ait olsun'... Kimler Şeh- a cemini, ve kimler Cemiyeti dd imumiye Azası oldular amma Ke| vu şerefi almak, İstanbullulara ":.'e İstanbula bu hizmeti yapma kelivr hatırlanadılar. Bu şeref * |üzsüz olarak Şükrü Kaya | indir. FELEK Köprü parası : le! re H ye ş d0 — Ahmet Sami grupu da Kadı- fal yöyünün maruf çehrelerinden E isini ele geçirmişlerdi. Tesa | Güfün ve daha ziyade paranın, 1 üfuzun kuvvetile hemen yarım İN yaat içinde ele geçirilen avlar, ö? huhtelif kollardan otomobiller, F wabalarla iskeleye indirildiler. Çi | deyeti seferiye muvaffakıyetli &t bir avdan dönmüş kahramanlar M | Şbi yanlarında, kollarında bıl- 80 çırcınlar, keklikler, karacalarla AY notöre girdiler. # > Bu giriş pek hoş bir manzara MA Hi. €© > İik defa gelen Sedat Âli ta- | umı derhal içkiye başlamışlar- || dr. Saz heyeti yerini değiştirip €| yüfenin yanına gelmiş, kızlar| lar, | la beraber okuyorlardı. (” İkinci olarak — gelen Ahmet * Sami takımı idi. Her gelen ye- liyet,,inp2 9bi romanı: 81 yet Halk fırkası müfettişi Hak kr Şinasi Paşa mevkiini bir ço cuğa bıraktı. Kendisine bir altın kalem hediye etti. Vali vekili Fazlr Bey küçük valiye pasta ikram etti. Çocuklar kar şılarında kendilerine hürmet eden bir kütle gördüler. Tabif bunun sebebini araştıracaklar- dır. Çocuğa verilen bu kıymet, onun çalışmak hususundaki ku vvel maneviyesini — takviyeye son derece yardım edecektir. î:ıeı çalışırsa bugün bir müd- için işgal ettiği mevkin yarım tamamen kendi hakkı o- Tacağını aklma — getiriyor. Bu suretle kendisinin ne kırymetli bir varlık olduğunu idrakte gecikmiyor. Bu fikrin hazzile kendisinde bir - büyüklük his- sediyor. Harekâtını — ona göre tanzime uğraşıyor. Daha doğru düşünmeğe, daha — muntazam çalışmağa, daha dürüst hareket etmeğe gayret ediyor. Bunlar Bürhan Cahit ni takrm eskiler tarafından bü- yük alaylar, alkışlarla karşıla- nıyordu. Vakitsiz, iskele başında böy le kadınlı erkekli bir kafilenin taşkın bir zevk ve — heyecanla haykırıp bağırdığını gören iki polis yavaş yavaş sokulmuşlar- dı. Daima ihtiyatlı hareket e- |sallanıyor, saz yeni bir karca-| den zabıta memurları, iskelede| ğar faslına başlıyor, fraklı gar- dolaşan motör kaptanından i-| sonlar bu pek şarkvari eğlenti- çerdekilerin kim olduğunu öğ- | ye hizmet için hazırlanıyorlar- renince bir gölge gibi uzaklaş- |dı. tılar. En nihayet keskin bir kılok-|başında denizde, nerede olur- son sesi ile iskeleye inen bir/ sa olsun, (Cennet) teki vazi- 9, Hül. |fesini ve hizmetini yapıyor. otomobilden Nusret Be; ya, Suzan ve Cevdet Bey çıktı- 'Bu kafilsüla gelişi çok pür- lak oldu. Ahmet Sami daha uzaktan, | Por I Zavallı adam. , ; Zavallı dos- tum. ., Kum torbalarının üstün de şimdi rüyasız uykusunu u-; yuyor;..-Açık gözleri artık gör |müyor. Ve mütemadiyen akşa- mın karanlığına bakıyor... Göğ- |sünün solunda, boz kaputun üs- tünde şarap renginde bir leke var, , Nisanın ılıklaştırdığı 68- mer rüzgâr sarı saçlarını gü- neşin battığı yere doğru çeki- yor,,. Zavallı dostum, zavallı a- dam.... Siperin yanında patlı- yan bir bomba ondan son nefe- sini söküp aldı.. Ve Ali- işte böyle öldü... Onunla ne iyi arkadaştık. Bir hücum esnasında damağım ha raretten kuruduğu zaman bana matrasındaki son damla suları bile vermişti. | Ben de postadan çıkan bütün |sigaralarımı onunla beraberce paylaşırdım. | Ne kadar iyi adamdı, ne ka- dar candan kardeşti yarabbi Bana bütün mektuplarını göste tirdi.Aldığı mektupları da ben- den saklamazdı. Fakat hepsini değil!... Bilhassa karısından aldıklarını kıskançlıkla gizler- di.Ama diğer kadınların mektu pları sır değildi. İşte Ali ile böyle arakadaş- ik. İtum... | —Akşam yavaş yavaş çöküyor. Bütün arkadaşlar sipere girdi- ler. Şimdi onunla ben yapa yal- M nız kaldım. Hiç onu bu kadar süküti görmemiştim. Yüzünde Ven ufak bir istirap eseri — bile; İyok, .. Sanki uzun bir istiraha-. |te yatmış gibi... | Zavallıl.. Bak, bak... İşte bu garip... |Onu öldüren parça, yalnız ka: putunu delmemiş cebindeki portföyünü de paralamış... Ve bu kırmızı kanların arasından bir mektubun beyazlığı görünü- yor. Demek mektupları burada imiş?.. Şimdi nerede ise toskereci ne ferler gelecek sonra, - paraları, nişanı, ve saati ile bütün bu mektupları da alacaklar... Dikkatli dikkatli ona bakı- yorum. Kim, bilir bu portföyde |başka kadınlardan da ne kadar | hatıralar var —O aa bize Türkiyede çocuklara veri- len kıymetin derecesini, onla- İrin küçük, gürbüz. zekfilarına hürmet edilmek lâzım geldiği - ni işaret ediyir. Neticede çocuk larımızın terbiyei fikriyeleri in kişaf ediyor. Çocuğun terbiyesi, çalışma- sı, üzerinde büyük bir rol oy- mıyan bu bayram ve — resmi mevkileri işgaller, haftanın en mühim haberidi: Hülya ile Suzani sevinmek veyahut hırslanmak arasında garip bir kararsızlıkla dişarı fırladı. — Vay kâfirler, nereden çık- tınız?. diye haykırdı. Hülya, bu ele avuca girmez civa gibi kız fıkır fıkır gülüyor- du. Onları karşılamak için hep iskeleye —çıkan kalabalık bir müddet mebzul ay ışıkları altım- da şakalaştılar. Sonra kahkaha- lar, feryatlar, el şakaları içinde motöre doldular. Büyük motör şimdi hamule- sini almış nil dehbiyesi gibi Kadın, şehirde, kırda, dağ Hilkati âdemde ilk insana memnu —meyveyi tattıran bu mahlukun altısı birden biraz evvel aynoroz izbelerine benzi- tık. .. Zavallı Ali.,. Zavallı dos- Ve bütün bun-| |dimi biraz mes'ut hissediyo- tiö e . y Ben de onu başımı öne iğmiş dinliyordum. Nihayet tekrar e- ların hepsi bir torbanın içine limi sıktı. ve ilâve etti. Goldurularak gözleri kara haber —— Alinin ne iyi bir arkadaşı- Şm ı;âı'ımı: karısının eline tes | immiı!Nes. söyliyeceğimi bil- im edilecek, ,, |miyordum. Şaşırmıştım : Biçare kadın aşkm bu feoi ba- — Nasıl “onun değil sizin en iyi kıy::edlı;i ıçug:ı ı:.ansohendll'ırkıdıımwdnn,. diyebilirdim? mektuplarını bulacak... Sonra...! Arkama bakmadan kaçtım. onların arasında yabancılara da| Dişarda parlak ve tatlı bir ni :aîğğl:c;ll:i!.n.i DN B san gü;ıı.eıi vır;irıc.h. » Dişarda, ha. için bun! -| va ve hayat vardı. .. binin üzerinde saklıyordu?. Bu- n nu hiç tahmin edemiyorum. Fa BO MEMAS T kat bunların zavallı karısının e line geçtiği zaman hâsıl olacak facıayı düşünüyorum. ,. Cesede doğru bir iki adım a- tıyorum. Elimi uzatıyorum. Bu portföyü | oradan alacağım. Fakat birden-! bire duruyorum. Tuhaf bir dü-| gıîıce beni hareketsiz tutuyor: âr ölüyü soymağa ne hakkım var?. Hak mr?. . Onu düşünecek zamanda mıyız?, Zavallı bir ka| d, hümmalı, hınçkırıklı bir ka! dın arkada bekliyor,.. Buna rağmen bir hırsız gibi elim titriyor. | | Vapurcular toplanıyor Vapurcular arasında reka- betin men'i için hazırlanan ka- nun projesini tetkik eden ko- misyon bugün içtima edecek- tir. Bu içtimaa vapurcular bir- liği tarafından intihap edilen murahhaslar da iştirak edecek- tir. Irtihal Şehrimiz avukatlarından Na- hit Beyin refikası Raika hanım dün gice vefat etmiştir. cena- Niçin titriyorum. Gece karan Zesi bugün Şehzade başinda lık ve ben burada bir ölü ile ya-| Fevziye caddesindeki hanesin- pa yalnızım. |den kaldırılarak Eyyüp Sultan- Kaputu açıyorum; — Portfö- da alle kabristanıma defnedile- yü tutup çekiyorum. ve sigara- cektir. nın kısa ışığında birerbirer için dekilere bakıyorum : İhtiyar an İnesinin resmi, , , Bir kadınla bir çocuk!. , Her halde karısı olma- hı!,. Kır sakallı bir adam belki |babası... Onları bir tarafa bıra | kıyorum.İşte benim — aradıkla- Allah rahmet eylesin Bugün saat 14,1/2da ETUAL sinemasında iki büyük SESLİ film birden: KONSTANS TALMAÇ ve DON ALVARDO tarafından KISKANÇLIK filmi ve ANTONİO MORENO ve ESTEL 'TAYLOR n temsili MACAR AŞKI filmi Herket bu İki harikal san" «ti görmeğe şitap etmelidir. Bunları alıp bir kibritle yakı- yorum! 'Tekrar portföye bakıyorum. h»« Daha doğrusu yabancı Sî Şey kalmamış: Onu gene ki rmııı cebine koyuyorum. gte teskereciler de geldiler: Aliyi tutup bir sedyeye koyu- yorlar ve götürüyorlar, .. Zavallı dostum, zavallı Alil.. lI Aradan iki sene geçmişti. A- linin karısını Ankarada gör- düm, Kocasının kâatları arasın da benim de ismimi görmüş ve bir mektupla beni çağırmış!. | Güzel, ince bir kadındı. Yüzü hâlâ sap sarı idi. Fakat artık ağ lamıyordu. Ydlnız durgun ve derin nazarları bütün matemle- ri delemiyerek maziyi duman- hi ve karanlık görüyordu. Dizi- jJnin yanında bir çocuk vardı. Beş yaşlarında, sarışın, bukle bukle saçlı bir çocuk, Beni büyük bir heyecanla kar şılamıştı. Alinin ölümünü sor- du, Benden ona dair şeyler sor- du, .. Başını bazan öne doğru iğe- rek anlattıklarımı dinliyordu. Ben bitirdikten sonra dedi ki: — Siz Alinin çok İyi arkadaşı idiniz, Onun için sizden bir şey saklıyacak değilim! Kocamdan | İ | | Yakında umumun talep ve İsnan umum? üzerine (Ç NiklI.. Filml irae edilecektir, YOLGULARI Mümessili JORJ BANKROFT RİŞAR BARTELMES ve 'TTİ OMPSO! Maîıııısııfı şarîıısı Sesli — ve sözlü ve şarkıli filminde (ARTETE PROGRAMİLE BÜYÜK MATiİNE ati hoş geçirmek İsteyenler ASRT sSiİNE MA DA irae edilmekte olan ZO RTARKI BABA filmini — görmeğe şitap etmelidir. Bu sönderece kabkahalı komedinlü İip mümessilleri KARL DAN ve JOR ARTUR seyircileri candan yürekten güldürmektedirler. Ayaca gösterilmekte olan | KATİL ELLER korkunç ve heyecan averfilminde LİONEL BARİ- MOR ve meşhur terbiyeli köpek EKLER şayanı takdir bir surette oynu” maktadırlar. Bugün — saat 16 1-2 matinesinde zengin program Önümüzdeki Pazartesi aksamı | ELHAMIRA Sinemasınlil Yıldızların en dübed K O R 1 N WW0 Ur T ilk SÖZLÜ, ŞARKILI ve SESLİ eseri olan | Aşk nağmeleri | filminde konuşarak ve taganni ederok bütün | seyircilerin hayret ve takdirini celbedecektir- | lâreten: SESLİ ve SÖZLÜ OKS DÜNYA KAYADISLERİ| Umumun heyecan ve takdirini celbetmekte olan Kadınlara inanma Çok mühteşem ve müestlr şarkılı ve sözlü filminin mümessili dünyanın en büyük tenötu RİŞAR TAUBERiİi işitmeğe gelen temaşakiran MELEK SİNEMASINI her seansta hıncahinc doldurmaktadır. Emli Zola'nın meşhur eserinden iktibas edilen bu sesll süperfilm böyük muvaffıkiyetle OPERA SiNEMASINDI | gösterilmektedir. Petrol entrikaları, Borsa oyunları, büyük espektilâe- yöonlar ve bunların tevlit ettiği seadet ve felâkeler bu şaheserde canlandınlmıştır. İlâveten: Sesli İSKELET DANSI T?pebaşı ardeni Kartet Vokal BEKEFFY Bla büyük muvaffakıyetleri pek yakında yeni fevkalâde KLET lar | | | | | | | | X Bu akşım Beyoğlunda MULEN RUJ salonunda San'atkâr NAŞIT Bey vekomik şevkı Bey bir sahnedefi örlci” SABRİYE zz, KONSER Ş €n güzel operetlerinden KITIRCI y.şıc Bey Doit Şevi Bey gelin Dühuliye 30, 60, 75 kuruş. Meşrubat mecburi değildir V h y kşamı Üsküdar Hale sinemasında hasırlık? (X2 p, deniz hepiri, şekli: engini, kokusunu de- ünyanın tadı, tuzu bun- ğiştirdi,keskihi rakı meze ve de|lardır yahul diye cevap veriyor. nizden gelen iyot kokularına! du. şimdi kelkflör, bel sezon koku- ları karıştı. Sazın nağmelerine, | 'yanmdı.. ları, genç kız işveleri karıştı. |de.. Ve kuruyan damarlara kani — Kaptan adalara! geldi, kesilen asaba hareket! har dağ gibi alov saçmağa baş-| ladı. Kadınlar gelişi güzel otur- muşlardı. Yalnız Hülya Cevdet Beyle Nusret Beyin arasındaki koltuğa yerleşmişti. Şimdi gar. sonlar erkeklere, erkekler ka- dınlara servis yapıyor. Y: yaşlı adamlar 18 y..ı.nI' içirdikten sonra kendileri içen- genç kızlara meze taşıyor, ar- ler: tıklarını kendileri içiyor, ve on- lar da bütün çapkınlıklarını gös termek için ağızlarma aldıkları mezenin yarısını dışarıda bıra- karak taksim etmek için erkek- leri davet ediyorlardı. — Canma yandığım kâinat! rak kızları kucaklarına oturtup bulunanlar, on ağır çalgı çalmır ken: ranlar; yen bu kücük tekneye girince diye bağırıyordu içlerinden bi-|kaymak Saz artık beylerle hanımların ' kanmıyarak bardağa boşalttı- Motörün arka tarafı/ ranlar, Udinin elinden çalgısını ahengine cilveli kadın kahkaha' adam akıllı suya batmış bir hal| alıp (Suzan) a vererek: Diye haykatanlar, bilmedikle | tün bunlarla beraber dört ayak geldi ve dumanlı başlar bir yı-'ıi şarkıların güftesini okumı.ı'mud.ivwlı inilen alt kamaraya çalışanlar. Midye dolmı.lınnı!çokülp perdeleri kapatanlar,,. kabuğu ile yemek istiyenler,, .| Bu eğlenti âleminin gözle görü Artık teklifi, tekellüfü unuta-| lebilen manzaraları idi. içki içirmek istiyenler, sağ elle-| Hâle rile tuttukları kadehi kazların| 8; ensesinden dolaştırıp çevirerek | miş gibi bir tarafta sızması, bu- dudaklarına götürenler ve ona|na mukabil Galip Beyin, Hâle — Oht Şeker, bal olsun yav-| yaşında bir rTum! diye teşvikkâr iltifatlarda | neş'e kadınlara takılması idi. — Aman çifte telli! diye bağı| meyişi onun o İçtiğimiz konyak, mezemiz ğız şimdi bütün hevesile eğleni sırnaşıyordu. Hatta bir aralık Hülyanın J? nına sokularak Cevdet Beye! — Bu afacanı bana bırak A lah aşkına! diye yalvardı. ğ çen akşam klüpte gördüği ;n:ln © kadar çanım çekti ki Kİ elf Cevdet Bey, idareli içmÜı beraber esasen içkiye karşı D” taneti olduğu için müvazentt” ne hâkimdi. Evinde lıef"“ hasedini kabartan Hâle gibi g kadını olan adamın bu yalvı ları karşısında hayretten “f' rete düşüyor, derin bir infial yf oynak! Diye kendi endine kanto söy- Tiyenler, rakıyı kadehle içmeğe — Haydi bana şu (Kirpikleri- mi) çal, diye yalvaranlar ve bü- İşin en garibi, bu ziyafeti sırf tASİD sefia dğman hatta nefretle: şimdi kendinden geç-| —— h) nn efendim al, dil du. Senin olsun. l Ve Galip Bey kısa boyu Öp kambur âşık rolüne çıkmış aktör gibi genç kıza sarıl öpmek istiyor, Hülya pın'"’; larını açıp boyunu ölçerek 07 la alay ediyordu. Yarım saat içinde kız! si sarhoş oldular. çef Cevdet Bey, (Hâle) için tğ, tibedildiğine şüphe olmıya" lemin bu şekle dökülmesi! #Birmedi' bi bir fevkelâde ik olan bu adamın kadına ma- gibi pür- alip Beyin bu halini hiç gö- ren yoktu. Bu gece Hâlenin gel dar İşine yara- mıştı ki s«erbest kalan adamca- ların Hf yor, gülüyor, takılıyor, kızlara