-K M G Ğ WrE SS ... y <e e Z ) ' ü ;. ( Ki : bi çar A a ileri ) P4 Z Kağame A N Naklede Britanikus — Merhaba - Bari... Britanikus - senin| Sğlun olsa... yüreğim yanmaz! Klodius bu son söz üzerine lona kalmıştı. Karısının sözle- “inden bir şey anlamadan ser- sem sersem yüzüne bakıyordu. “Kadın Kayserin kulağına eğil- di, mücssir bir sesle: ' oğlun olsaydı!... Nereden bili- Messalin onu doğururken gö sünle gördün mü?,. İ| Ben her şeyi biliyorum. Fa- tat bu işi yapanları ele verme- neğe yemin etmiştim. İmpara- şoriçe kız doğurmuştu. Sana bir ralcf yetiştirmek, o sayede İm- yaratorluğu ele geçirmek - isti- Yordu. Onun için doğurduğu ço suğu öldürttü, adi bir esirin pi- N kendi çocuğun diye senin el sucağına verdi!. . İşte bu çocuk lehine karanlık ba niçe kumpaslar kuruluyor sa | : ! ya bir düşman yetiştiriliyor, bel 'çi de kendisi kâfirce bir katle a- €et edilmek isteniliyor!. Korku ve hiddetten tirtir tit- seyen Klodius derhal bir çok jsimselerin idamını emretti. Bri Yanikus'e sokulmuş olmakla naznun bazı kimseler boğazları hılar. Muallimi Sosibitus katle-! Üü lüdi. Yalnız Narsisi tehlikeli igördükleri için ona dokunmadı- (ar. Bunun üzerine Britamikus- DA ee bir kodla ha aa Gi kaydetmeğe meyyal 9- Ş eye Augustanın casuslarından yaşka kimse nüfuz edemiyordu. "Haftalarca saraydan çıkması nenedildi. Daha o zamandan tu | af tuhaf şayialar duyulmağa paşladı. Güya çocuk günde bir çaç defa kudsi bir illete zebun blarak yerlerde yuvarlanıyor- nüş. Hizmetçiler müraicesine gö- füs geçirerek: — Allah encamını hayretsin! “liyorlardı. Dakika bedakika ö- dümü bekleniyor. | Agripin bu suretle efkârı ha- “ırlamak istiyordu. Fakat sonra| Üdissetti ki, prensin kendi emri * le katli yaşamasından daha teh | ikeli olacak. Bunun üzerine ta- Ü Mahkeme bu hâdiselerde müd- leiden şahit istemektedir. Hal- suki dayak zaten gizli ve yalnız atıldığı için şahit gösterileme- imekte ve binâenaleyh alâkadar yar tecziye edilmemektedir. Hal guki tabibi adlilerin muayene faporları kat'i bir kıymeti haiz olsa tahmin ediyorum ki hâdi- İheler ender denebilerek hir vazi if€te girecektir “Milliyet,, in tarih tefrikası :1t NERON Bircihanın cançekişmesi..! n: KÂMRA Neron — Merhaba Britaniküş... — Evet!.. dedi. Bari senin| ŞERİF n Ahcnobarbus!!.. nazar etti. Bu esnada Neron on dört ya- İşmna basmış ve kanuni hadden üç yaş evvel sinni rüşt harmani- yesini gi ti. Ayni zamanda âyan tarafından kosül namze- di nasbedildi. Yirmi üç yaşına geldiği zaman kendisine konsül |olacaktı. Sinni rüşte varmadan uhde- sine konsül vekili salâhiyeti tef- fiz edildi. Bu suretle Roma sur- ları haricinde karargâh kurmuş folan bütün Roma ordularının başkumandanı olmuştu. Halkın teveccühünü celp için namına kucak kucak paralar dağıtıldı. Halk ve ücretli askerler yolun- da durarak; — Neron imparator!.... Neron Sezar!.... Neron ilâl AŞILLAMICI Tahdidi - teslihat : Mücadele hara- retli olacak — Bahrt konferans işini bitirdi.. Elde edilen neticeler kabul edil| di, ilân olundu. Fakat bahri tah didi teslihat meselesi bundan sonra—hatta belki asıl bundan sonra—sık sık mevzu bahsol- maktan geri kalmıyacaktır. Konferansın aktinde Ameri- ka Reisicumhuru Mr. Hooverin ne kadar müessir bir rol oynadı ği malümdur. Reis Hoover şim di de konferansın neticesinde aktedilen muahedeleri Amerika parlâmentosu olan — kongreye tastik ettirmek için oğraşacak- tır. Amerika köngresi şimdiye kadar bir kaç mühim beynelmi- lel meselede göstermiş olduğu asabiyetle her — tarafın—tabir caizse — gözünü korkutmuştüur. Versailles (Versay) muahede- sinin on senc evvel oğradığı a- kibet malümdur. Reis Wilson' un oğraşması beyhude oldu. imdi de Amerika - Japonya - İngiltere arasındaki muahede- nin tastika aleyhinde Amerika- |da çalışan bir çok nüfuz sahibi adamlar vardır. Amerikanm | raklıler toplargpıştı. Koridorlar öşıyğh?;?ıf“ Hat İi seyler |da düranlar salondan gelecek re taraftar değildirler. Her hal- de bu mücadele şayanı dikkat olacak.... Washington, 24 A.A. — M. Hoover, Londra bahri muahede sini alır almaz kongrenin tasti- kına arzedeceğini bildirmiştir. Mac nutku LONDRA, 23 A.A.—M. Mac Donald deniz konferansı hakkında söylediği bir nutukta demiştir ki: “— Milletler bir çok nesiller imtidadınca teslihat için müt- hiş paralar sarfetmekle kendile rini harp tehlikesinden kurtara- bilecekler zannında bulunmuş- lar ve her 30 senede etmişlerdir. 'Teslihat ile harp — ortadan kalkmaz. Bu felâketi kökünden kazımak için daha başka şeyler lâzımdır ki, bunun başlıcası in- saniyetperver ve pratik zihni- yettir. M. Mac Donald beşler konferansında çıkan müşkilâtı Diye bağırıyorlardı. Tdman sahasında oyunlar ter-| tip edildi. Genç Neron, sirma işlemeli, allı harmaniyesini bir| zafer libası gibi gururla taşıya- rak, imparatora mahsus locada görününce dört bir taraftan müthiş bir sayha ve alkış kasır- İgası yükseldi. Arkasında, Ne- |ronun azametini daha iyi belli etmek için konulmuş gibi soluk ve perişan çehresi ile Britan'- kus, çocuklara malısus elbisesi-| nin kıvrımlarını siska göğsüne bastırarak saklanmağa çalışı- yordu. Fakat ayni senc zarfında, müfrit heyecanla düşkün ve i- lan bu inangan millet, bazı müt hiş tecelliyat karşısında titredi. Zelzelerden bir çok evler yı- kıldı; bir çok insanlar enkaz al- |tında kalıp öldü. Mahsul kıt ol- du, kıtlık halkı ayaklandırdı. Bir kit'ai askeriye tam vaktinde yetişip kurtarmasaydı Klodius Forunda fena bir muameleye maruz kalacaktı. Vaziyet fecidi: Bereket versin ki, şarkta le- jiyonlar Roma satvetini yüksel- tip fenalığın önüne geçtiler, Partlara ve Ermenilere karşı ihraz edilen muzafferiyetin ha- beri gizli haberciler tarafından kulaktan kulağa işaa edilen |meş'üm tefeüllerin tesirini bir :d:rtceye kadar tadil ediyordu. Neron da böylelikle impara- torluk san'atini öğreniyordu. Sarayda ve Romada Neron için cinayet ve sefahatten baş- ka bir görenek yoktu. Her gün Klodiusa sürü ile yeni gözdeler getiriliyordu. İmparatorün hir- sı iştihası ancak mütemadi bir değişmenin tahriki ile canlana- biliyordu.Agripinle oğlunun da hazır bulunduğu ziyafetlerde | hatırlattıktan sonra iyi kötü bir M. Hoover yeni bir harp çıktığı halde bugüne kâ- dar bu batıl fikirlerinde sebat Adliye vekilinin Haydar Rifat ey aleyhine açtığı davaya başlandı Adliye Vekili mahke etmiştir. I—lay_(_iar Rifat B ANKARA, 24 (Telefonla) — Adliye vekili tarafından avu- kat H. Rifat Bey aleyhine açı- lan iftira, hakaret ve sövme da- vasına bugün ağırceza mahke- mesi salonunda toplanan asliye ceza mahkemesi heyetinin hu- zurunda rüyet edilmeğe başlan dı. İddia makamında müddei umumi Ekmel B. vardı. Muhakemeye saat 14 te baş landı, bilâfasıla 20 ye kadar de- vam etti. Mahkeme salonu hın- cahınç dolmuş, koridorlardan merdiven başlarına kadar mu- hakemeyi dinlemeğe gelen me her hangi bir sesi duymak ümi- dile arasıra başlarını kaldırıp kulak kabartıyorlardı, Salonda- ki sıraların üstüne umuz umu- za istiflenmiş meraklılar, za- man, zaman çatırdılarla yıkılan ve kırılan sıralardan devriliyor lar, ellerinden eksilmiyen men dillerle mütemadiyen alınların-| da ve boyunlarındaki terleri si-| hıyorlardı. Salon içinde Salon içinde beş altı polis memuru bu müthiş meraklı küt lesi arasında intizamı temine çalışıyordu. Haydar Rifat B. ağırcezanım maznunlara mahsus tahta par- maklığı içine oturtulmamış, bu höcrenin önüne konan bir san- daliyede yer almıştı. Adliye sarayının hali Sadettin Ferit, Salâheddin ve Vasli Raşit Beyler müddei namına avukat mahallini işgal etmişlerdi. Samiin arasında pro fesörler, meb'uslar, Adliye er- kânı, hukuk talebesi, kadın er- kek” halkın her — tabakasından ,vatandaş vardı. Adliye sarayı faaliyetini tatil etmiş, Sarayın bütün memurları ayni merkez- |de toplanmışlardı. Sıkışıp ta: |“ölüyoruz!” diye bağıran kadın| İlar vardı, Halbuki — koridorda durup ta içeri girebilmek için, | her şeyi yakından duyarak ve| görerek tatmak için ölmeğe ra- zi olacak meraklılar çoktu:, W Hüviyyeti tesbit Maznunun büviyeti tesbit edilirken: “— Mahkumiyeti sabıkanız var mı sualine, Haydar Rifat B. Nazim B. meselesinden dolayı son dafa nasıl ve niçin mahkâm ,'cdıldi ğini anlatmağa kalkısınca şreis, sözünü keserek kısa bir ce) İ vap istedi. Mütcakıben son — tahkikat hakkında kararnamenin okuna- €ser meydana getirildiğini, bu-| cağı reis tarafından söylendiği mun bir başlangıç olduğunu, mil| şaman Rifat B. bazı itirazatı ol letlerin harp kabusunu ortadan | duğunu söyledi, ve Ankara mah kaldırmak ve teslihat yükünü|kemesinin bu davayı rüyete sa- hafifletmek için daha çok çalış| âhiyeti olmadığı ve cürmün te- mağa mecbur olacağını söyle-İ ,, miştir. İngilizler topa tutuyor! LONDRA, 23 A. A. Arabis- tan sahilinde ahı taatsizlik eseri gösteren bir köyün bir kor vet tarafından bömbardıman dilmiş olduğu bahriye nezareti tarafından bildirilmiştir. van oburluğu ile muttasıl yiyor, sonra kuvvetli esirlerin kolunda kusmağa gidiyor, bu suretle mi desinde: yeni yemekler için yer açıyord'" Salyaları akarak, 'h'l layıp oflıyarak, sarışın bir. Su- riyeli kızın, mor dudaklı lezin, muhteris ve zalim bir ya- hudinin, gözleri şakaklarına ka- dar üuzamış bir Mısırlının kolla- rı arasında ketidinden geçiyor- imparatör al şallar içinde yu- varlanıvot. uvukluyor. bir hav | dü (Bitmedi) evvün edip, etmediği esasları n tahlil etti. Mahkeme heyeti müzakere- ye çekildi, Bu sırada salonun i- çinde havasızlıktan ve sıcaktan İbunalan halka kırmızı testi ile |su tevziatı başladı. Bir bardak su î Haydar Rifat Bey cebinden çıkardığı kara kaplı bir kanun | kitabını karıştırdı. Testiden bir | bardak içti. Mahkeme hey'eti on dakika| sonra salona avdet etti. Karar zabıt kâtibine okuttu- | mesinin salâhiyeti ittifakla der- kâr gösterilmişti. Bundan sonra Haydar Rifat Bey Adliye vekili aleyhinde Ankarada açtığı hakaret ve ifti ra davasının bu dava ile tevhi- dini istedi, bu hususta dedi ki: — Adliye vekili, Maarif veki- linin, Maliye vekilinin, zat işle- ri müdürü Cevdet Beyin yanın- da aleyhimde tefevvühatta bu- lunmuştür. İkametgâhı burada- dır, Ben de davamı Ankarada açtım. Bu sırada mahkeme Haydar Rifat Beye: — Çok bağırmayım ihtarında bulundu. Haydar Rifat Bey — Ben pa- tırdıcı adam değilim, gok yavaş söyliyeceğim, diyerek sözünün tonunu indirdi. Mahkeme hey'- eti bu talebi de kabul etmedi. Açılan davanın mahkemeye ma Tüm olmamasına ve böyle bir da va mevcut olduğu takdirde her zaman işbu davalarm — tevhidi kabil olduğuna göre şimdilik açılmış olan davanın diğerile tevhidi maksadile tehirine lü- züm göstermedi. Haydar Rilfat Bey ısrar etti; “dava istidamın numaralarını söylerim. Mahmut Esat Beyi buürada maznun mevkiinde gör- mek isterim.,, Müteakıben davanın açılma- sı hakkındaki kararname okun- du. Bu sırada salonda bir ses: — Adliye vekili geliyor. Samiin kütlesi arasında yol açıkdr. Mahmut Esat Bey içeri- ye girdi. Avukatlarının yanında müddei mevkiini işgal etti. Maz nun avukat kararın kendisine tebliğ edilmediğini ileri stirerek buna da itiraz etti ve bu - itira- zının esbabı nakziye teşkil ede- bileceği mütaleasile zapta geç- mesini istedi. Reis ceza mahke meleri usul kanununun — (203) üncü maddesi muücibince tah- kikatın açılması kararı aleyhine maznun tarafından itiraz oluna mıyacağını beyan etti. Müteakıben Adliye vekili aya reisi ğa kalkarak önünde duran 40-| $0 sahifeye yakın notlarına ba- karak beyanatta bulundu. Mahkeme hey'etine hitaben: — Türk, demokrasisinde bir afettir. dedi. Türk hâkimi ça- ğırdığı gün icra vekilleri eti âzalarının nasıl buraya gel diklerini hep biliriz. Hafızamda yanılmıyorsam bundan - bir za- man evvel Başvekil de bir me- seleden dolayı hâkime gitmiş ve maznun beraet etmişti. Bun lar birer intıba devresi olsun. Ben size geldim. Şuradaki avu- kattan davacıyım. İhbarnamte- ler yalnız şahsıma ait olsaydı hey'etinizi meşgul etmez bu a- vukattan dava etmeği tenezzül addederdim. Haydar Rifat Bey — Teca- vüz ediyor. Ez'afı muzaafasile iade ederim. Adliye vekili (devamla) — Halbuki ihbarnamelerinin mün derecatı bana tevdi edilen ema- nete de müteveccihtir. Elimde- ki emanet hakkında Türk ada- let tarihine tevdi edeceğim söz ler vardır. Diyerek Haydar Ri- fat Beyin ihbarnamelerindeki e saslara birer birer cevap — verdi veon senelik inkılâbın başım- danberi n zevk ve arzuları- n bu inkılâbin yürümesine has- reden bir adam olduğunu sui- kasıçılarla beraber olamıyacağı nı, ateşin bir ifade ile müdafaa |etti. Ve kendisini değil emane- tin kutsiyetini müdafaa ettiğini ir me | ruldu, Kararda Ankara mahke- | tekrar ederek: — Muhbir avukat — diyor ki, Kadriye Hanım ve rüfekası- nın beraeti için emir veren ben imişim. Kesif bir muhalefete rağmen tahkikat emrini vere- nin ben olduğumu bilivarum. E meye gelerek davasınmı ızah ey ne cevap mir verdiğim gece bana muha- lif kalanlara ben de suikastçılar la beraberdirler mi demeliyim. Mahmut Esat Bey teşrihatı- na devam ederek Haydar Rifat Bey ruhunda adamları - “bağır- larr kararmış,, olarak tavsif e- dince, Haydar Rifat Bey atıla- rak Rcisc hitaben: — İhtaratta bulununuz, teca vüz ediyor. Reis cevap verdi — Hakaret değildir. Karar- mış, beyazlanmış bundan ne çı- kar. Adliye vekili yine bu sırada heyecanlı bir tarzda Haydar Ri fat Beyin yüzüne bakarak: — Mahmut Esat suikastçı- larla beraber mi, idi. Sualini sordu. Maznun avukat bağırdı: Cevap vereceğim. Adliye vekili bundan sonra Cümhuriyet kanunlarını, Kadri ye H. ve süfekasını beraet için. değil, son kerteye kadar takibi için kullandığını ve beraet kara rile Türk hâkimlerinin kanaat- larının nasıl el değmez ve bü- külmez bir demir olduğunun bir daha atılaşıldığını ifade ede rek: — Kanunlarımızı inkilâbın sesi aleyhinde niçin ve neden kullanacaktım, Onların millet muvacehesinde ispatını bekli- yorum. Türk hâkimleri müda- hale ve tesir altında kalmazlar, Bu hakişmler, ki Umumi harbin en felâketli günlerinde maaş alamayınca aç kalmışlar, tarlar lardan ot toplıyarak ailelerinin ve kendilerinin karınlarını do- yurmağa çalışmışlardır. Hâkim lerimizin feragat ve vazife aşkı- nı H, Rifat B. gibiler anlıyamaz sa onları mazur görürüz. İsmet müzakeresi sırasında Türk ad- liyesi hakkında çok şeyler söy- lediler, Fakat Türk hakimi mü dahele ve tesir altında kalır de- mediler. H. Rifat B. bu- mem- leketin şerefine hemde haksız yere kastetti. Amalar bile baş- İlarını taşa çarpınca — hakikatı hissederler, Fakat H, Rifat B. gibiler hâkikatı ölünceye kadar göremezler ve göremiyecekler- dir. Haydar Rifat B., (bağırdı) — Hakikatı kendisinden bin defa daha fazla görürüm. Adliye vekili, mütcakiben H. Rifat Beye ihbarnamelerinde is nat ettiği irtişa meselesinde ta- 'kibat içrasını İstanbul müddei umumiliğine eretmek ve irtişa hakkında İstanbul gazeteleri- nin neşriyatı üzerine aleyhine açılan davanın Bursaya — nakli hakkında mahkemeler üzerine tesir ifası ve kanuna mugayir hiç bir hareketi olmadığını izah etti. Siyasi rakiplerinin mevcu diyetinden bihaber olduğunu, laik ve cumhuriyetçi olmak şartile hiç bir hasmı olmadığını leyerek H. Rilat Beyin ken- isine olan garezinin sebepleri- ni anlattı. Adliye vekili sözünü bitirirken : “— Bu rejimi idare edenlerin cesetleri yere getirilebilir, fa- kat alınları asla... dedi ve H. Rifat B. in hareketini Abdülha- mit devrinin sılâhı olarak tav- sif etti. Ve teşekkür ederim, ki bu devirde bu silâhın kullanı!- masına yüz verecek kimse yok- tur. Teşekkür ederim Haydar Rifat B. (yerinden) - Estağfu- rullah. .. (Salonda handeler) Mahmut Esat B.bundan sonra mahkemenin daima emrinde ol duğunu söyliyerek — salondan çıktı. Haydar Rifat Bey .Benim ce- Pş. Lozanda kapitülasyonların | verdi? vaplarımı da dinlemek Tâtfl göstermezler mi diye ' sorü Müteakıben cürmün sübut talarinı teşkil eden mektu; zabıt kâtibi tarafından bo bir şive ile okundu. Yanlış! oldukça Haydar Rifat Bey 0 ğu yerden tashih ediyordu. | İ Bilâhare müddeinin avı larr kanuni teşrihatta bulund lar. Bilhassa Reisicümhur F retlerine takdim edilen muli raların iftira cürmünün un nu teşkil eden ihbarname hiyetinde olduğunu iddia ler, *Karaman koyunu,, - tabiril askerden kurtulmak — için komiserlik almak için a: kapanmanın, maslâp Şükrüd tahsisat almanın Adliye vel kadar kör ve aptal,, olmak" rinin Reisicümhura husumeti hakaret vesövülme esası t ettiğini söylediler. Bunu mütcakıp Haydar B fat Bey, 340 senesinde Adlişfi vekiline yazdığım bir mektüfi okunuyor, Ellerinde bütün dığım mektuplar var. D mektuplarıma kıymet vetip lamış. Demin vekâletini - tebri ettiğim bir mektubu okudi orada kendisini takdir değil t€j menniyatta bulunmuşum. mennilerimi tutamamış,, | Adliye vekilinin Beyanatıl birer, birer cevap verdi. u le dedi ki: — Adliye vekili mahkemı te müdahale ediyor. Onları b bat, petişan bir hale getirdi. İS bat edeceğim. Daha ilk davafflil açtığınız gün yirmi günde ligat yaptıramazsınız, İstanbi avukatlarının Tistesini — getif| dim. Hepsi şahidimdir. | Adliyeyi bu'hale koyan bu damdır. Hangi vatandaşr bir |rafa çekseniz, samimi konu: |nız herkesten ayni - şikâ; | dinlersiniz. Elimden geleni | tem. İsterdim, ki ehil bir 7 | gelsin. Onu yaptım, onu yap#il cağım, ne ise bu böyle ilânihi ye sürmez zaten, Haydar Rifat Bey bunı sonra irtişa maznunlarının ay haksız yere mevkuf kaldık! rını iddia etti. Adliye vekilinif| Jan Basati İstanbul müddeit'| mumisine verdiği bir emirle t6 |) liye ettirdiğini söyledi. Tahkikat esnasında maznufl” ların eski vekil Hasan Beye, | tibi umumi Tevfik Beye ne diniz, ısrarla sıkıştırıldı! bu suallerin zabıtlarda mevci olduğunu, zabıtlatın yalnız H suallerle dolu bulunduğumu ledi. Kadriye Hanım ve rüfeks nın beraeti emrinin İzmir müd deiumumisi Hasan Bey tarafi! dan avukat Hikmet Galip Bef söylendiğini, ontt Büyükadad | avukat Avni ve Kavalalı Hüst” mettin Beylerden duyduğu! söyledi. Mektuplarındaki ratı hakkında malümat Be devam ederek: Edirnede 340 kişinin devlet borcundan dolayt mevkuf ğgunu, hatta belediye reisinin ” Te (150) liralık borcundan YÜ | yapmasa gönderildiğini ifadi) etti. Kredi kesildi, felâket 7 * ğaldı, icra ve iflâs kanumu İ07 iflâs kanunudur. dedi. | — Muhakeme, Cumartesi sabi” İlr ona talik edildi. unyd;rj |fat Bey o gün davacı” av Ç rın beyanatlarına cevap tir. Muhakemenin nihayet zara ikmaline kat'i nazarla kılıyor, k PE 5