9 Şubat 1930 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

9 Şubat 1930 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Milliyet | Asrın Ümdesi “Milliyet” tir 'a 9 ŞUBAT 1930 “AREHANE — Ankara caddesi 100 Telgraf adresi: Milliyet, İs. ybul Telefon numaraları: Tatanbul. 3911, 3912, 3913 ABONE ÜCRETLERİ Türkiye için Hariç için 400 kuruş 800 kuruş 750 00 aylığı Gelen evrak geri verilmez iddeti geçen nushalar 10 kuruştur. Gazete ve matbaaya nit işler için üdiriyete müracaat edilir. emiz ilânlarımn mesuliyetini kabul etmez. BUĞGÜNKÜ HAVA Dün bararet en çok (4 'en az ) derece di Bugün tuzgâr mü- esecek kapalı ._mFFLFK I— | ZORLA GÜZELLİK ' le OLMAZ İzAvrupada yapılan — güzellik isabakasını 18 diğer milletle * ) Çzaber bizim güzel de kaybet- lı' f : ğllutmm olduk amma, gö- jyorum ki, mütenebbih olma-| £ 'F::;unku güzellik gibi millete il şahsa ait olan bir hastatı | havalardan memnun görünür- ken bu zatın o tarzda şikâyeti nazarı dikkatı celbetmiş ve dos tum sormüş: — Bu kimdir allah aşkımna, kömür tüccarı mı? Güneşten şi- kâyet edip duruyor? — Yok a canım! Fatin Beyle bu sene çok şiddetli kış olacak diye iddiaya girişen budur. Havalar iyi gittikçe hiddetle. niyor da öyle söylüyor! Cevabı- nı almı; FELEK Keçi hanım... Tramvayda adım atacak yer |yoktu. Adeta kapısı kapalr de- mir bir kafes içinde mahpus kalmış gibi idik, Kondöktör: — Beyazıt! diye bağırdı, Altın gözlüklü, çarşafı çene lik bir hanım, rasgeldiğini çi; niyerek sahanlığa doğru yü dü. Fakat buradan bir adım i- leri geçmek ne mümkün? Ha- | 'nım oldukça zorbalılardanmış. Bir kaç dirsek te burada vurdu. O sırada bir. yolcu yaşına | hürmet ederek kendisine yer açtı: — Geç Hanım!, Vay sen misin bunu diyen. , Kadın adeta ifrit kesildi: — Sen onu-kime dedin ba- kayım. Gidi yüzsüz, —arsız, e- lepsiz.. — Aman Hanim.. — Bak hâlâ söyleniyor. Ben dayanamadım: Bir ılkbahar gecesi Bedia teyzesinin oğlu Vecihi- ye varacaktı. Beraber büyüdük leri için, âşkın teklif ve tekel- “|lüfüne kapılmamışlardı. Hattâ tzun müddet, biribirilerini sev- |diklerinin farkma bile varma- mnışlardı. Biribirleri ile şakala- Şır öpüşürlerdi. Fakat öpüştük- leri zaman vücutlarında hiç bir ürperme hissetmezlerdi. Vecihi, Bediayı: — “Güzel, | sevimli kız,, bulur, mülâhaza- sını bundan öteye vardırmaz- Vd Bugün Bedia, annesinin tey zesine söylediği bir cümleyi duydu. Annesi — Cemile tey- zesine değil, Şefika teyzesine - |“Bu çacuklar biribirlerini sevi- yorlar, kendime Vecihiden iyi damat mr bulacağım, ,, demiş- ti. Bu söz üzerine Bedia Veci- hiyi sevmeğe başlamıştı. Artık teyzesinin oğlunu görünce kı- zarıyor, elini tutunca titriyor, gözgöze geldikleri vakit önüne bakıyordu. Bir gün, Vecihi onu öpmek isteyince, gerilemişti. Bunun dzerine Bedia'yı zorla kolları- nın arasında sıkmış: “Seni se- viyorum Bedia!,, demişti. O günden sonra çifte kum- | büyük kıymeti vardı. Çocukların — düğünü Mayıs sonunda olacaktı. Ârtık başba şa, elele, gözgöze — kalpkalbe yaşıyorlardı. O sene ilkbahar gecikmişti, havalar çok serin gidiyordu. Bir gece, hafif sisli bir ge- ce, Bedia ile Vecihi köşkün bü- Yük bahçesine çıktılar. Anneleri bir müddet konuş- tular, sonra uykuları gelince: — Çocuklara seslenelim, de- diler. Biri pencereden baktı, ağaç- ların altında başbaşa vermiş il gölge gördü: — Bırakalım, dedi. Cemile başını kaldırdı: — Siz yatm, dedi, ben onları beklerim. Anneler yatti Cemile kalktı, pençerenin ö- |nüne gitti. Mehtap'olunca, sis yavaş yavaş dağılmış, rutubet ayın 1- şığile erimiş, nem yerleri, dal- ları, yaprâkları uslatmıştı. Bedia ile Vecihi havuz başın da durmuşlar, öplişerek, gülüşe rek, suya vüran ayın gölgesini serediyorlardı. Bir aralık Bedia eve doğru | ŞEHREMANETİ Bugün MALEK SİNMASINDA FRANK VEDEKİND'in eseri MEŞ'UM FAHİŞE OlİSE BROOKSİ Tlşubat gah nkşami saat 21 Fransız Tiyalrosunda Skala dö Milâno meşhur. muganı Madam ADA SARİ tarafından veda resitali verilecek- rir. Kişeler her gün açıktır Tepebaşı Ti yarrosunda bu akşam sast 21,30 da Fazilet kuklası 8 perde nakledeni Mebrure Hurgit l " lıı Mahkemei Asliye Birinci Ti- caret Dairesinden: | Yusuf Cebbar efendi - tarafından Kayseri'de mukim Hacı Renci zade Mustafa efendi ile Köprülü — handa Mehmet efendi aleyhine ikame — olu> nan dökuz yüz otuz bir lira elli ku- Tuşun tahsili ve hacız mevzuun tasdi- ALEMDAR Sİ2 EMASINDA | Bügünden itibaren Ramazanı şecife mahsus zengin NUHUN GEMİSİ Şaheserinin mümessilesi (DOLORES KOÖS'TELLO) tarafıtıdan temsil edilmiş CANBAZHANE KIZI 8 kısımlık mühteşem dram İki kısımlık komik o Ayrıca ; Ekranın en dilber ve en meşhur yıldızı Ürik LADY HAMİLTON ETU göstermekte olduğu Tamamile soğorize Z<IZIZ) OPERA | FORD, YEN ve büyük programlarımızdan ş HAVA KARAKOLU 5 kısımlık * « Mükemmel ve ser- . * güzeşt dramı KORİN GRİFFİT 'I SİNEMASININ Seslendirilmiş ) çox mükemmel filiminde ffer olmaktadır. zenginliğile bütün sevircileri tesi j GEZSELELELLLU ANİTA PAGE BA K Öoteüzdeki Çarşamba akyasai 1 .,ıJı w.uı en dilber DA “l VA ı'ı:ıyııl ve üks eseri olan YeÖİLEİN DANS ÜZ filminde MELEK SİNEMASINDA arzı ligle d * * Bu dehakâr va kostüm. r edecektir endam edecektir. anslar ibesi larınızın ahlâk, sıhhatile meş; gul olan valideler ! Önümüzdeki- çarşarıba —akşam gösterilecek olan JAN CRAW- ve NİLS- ASTER in temsili R B RR çok merakayer sesli ve şarkılı filmini görmeğe gidiniz! Asri bakireletin yaptıkları çılgın ahlâksı zli gördüğünüz zaman kızlarınızın bir gün y İ BĞ $ qlA Yunanlı kızın kazanmasına ki davasının esnayi tahkikatında i- ayni hale düşmelerine mânl olacak küvveti elde etmiş olacaksınız. e.ımmuı edemediğimizi görü- ç em. " Yan yana musabakaya girdi- aiz bir kızın eskiden düşma- mız olan bir millete ait olması h eynelmilel intihabı yapan ha b n heyetinin kıymetsizliğine A ?:, ,delâlet eder? 4 F Gâh ciddi gâh lâtife olarak * otiğımız hareketler hep ka- san ve kazandıranlara müte- cih hücumlardan ibaret! diç kendi kusurlarımızdan isetmiyoruz. uwrupa kıraliçesini yenmek söylenen sözler arasında, / intihap eden hakemlerin da f yediklerinden bile bahset- Onlar dayak yiyerek bi- intihap ettiler kazandı. Bi- |a hakemler de pasta yiyerek gihap ettiler, kaybettik. â*Sence bu gibi beynelmilel te g “gslar milletlerin bin bir sebep| aralarında tahaddüs eden has İne vaz'iyetleri “ biraz tadil İh, vesilci haserit,, dir. Binaen ' Cak tavur o hedefe göre ta- | etmek lâzımdır. | |fer beynelmilel müsabakada | T emirde onu kaybetmesini | gaybedenlerin hak ve vazife- " ai öğrenmeliyiz ki, kazanmı muvaffak olabilelim! AY ALLAH CEZASINI VERSİN! öyyünde otüran bir Altum iki gündür tesadüf etti- t İsir zatın halini şayanı istig- — Çbulmuş.. Bu zat oturduğu sen sabahlâyın çıkıp ta güne- ! dörünce: t- Hay allah cezasını versin! 16'a değil, cehennem! diyor- | — — Affedersiniz valde hanım Efendi fena bir şey mi söyledi? — Gözlüklerini düzelterek: — Daha ne diyecek, oğlum, keçi hanım.. dedi. nmmı” 1 keçi hanım anlamış. Kulak misatiri Keklepliler müsabakası Türk - Fransız dostluğu Mektepliler müsabakası 39 uncu hafta birinciliğini Darüş- şafaka Lisesinden 257 Fethi Se- zai Bey kazanmıştır. Yazısı şu- dur: haberi, heriki hükümette de derin alâkalar tevlit eden Türk- Fransız dostluğu muahedesinin imzalanmasıdır. Fransız harici- ye nazırile Paris sefirimiz ara- Sında imzalanan bu hakem ve bitaraflık muahedesi, en — yeni -| Sulh esaslarına istinat ediyor. Ezcümle bundan bahseden “Temps” gazetesi bu uzlaşma- nın “Cenevrenin tavsiye ettiği itilâflar dahilinde aktedilmiş olduğunu ve temamile bir sulh ve itilâf vesikası bulunduğunu" kayt Ve işaret ediyor. Bu, Cum- huriyet Türkiyesinin büyük bir hüsnüniyet ve alâka ile takip et tiği vâsi sulhcüluk prensipinin tahakkukuna doğru atılan bü- yük bir adımdır. Esasen Türki - yenin cihan sulhünün temadi ve inkişafı karşısında oynadığı rolün ehemmiyeti, onun sulhü | emniyet altına alatm her hareke- te karşı gösterdiği derin alâka- dan da sarahatle anlaşıla! Bu muahede ile, zaten iyi lan münasebatımız, daha mü .ı * ŞMilliyet, in edebi romanı: 5 at ir n-!-*efdz Hanım imzalana- F. okunatak mühim bir şey gmı? ilenç kız başını kaldırdı: * O halde söyle ııhıncı Ma iBey gelsin. dyasanın maruf tüccarı, şiş- Bı, kısa boylu bir adam kapı- ntek kanadımdan zorlukla İ girdi . h' Bonjur dostum, dışarısı Ybalık, sona kalacağım diye kuyordum. Beni çağırınca ı" sevindim ki! - Otur bakayım hemşenm z Uze ig bir sigara anlat şu ;Wdcl sıkı fıkı gonmılklen- ? askiden, politikacılık haya- İan kalmış bir alışkanlıkt- Y “aşerim der. f "hlık Bey anlattı: .4_ ; Bürthan Cahit — Şu nafıa nazırı çok titiz adam monşer, demir yollarında çalışan amelenin yiyeceği için bir münakasa açtı. Girdik, fiat ikardık, kazandık . Şimdi müka- velenamede almıyan bir Şşey teklif ediyor. Biz zahireyi üç Büyük merkezde teslim ede- cektik ... İşi öyle hesabettik . Şimdi nerede inşaat varsa ora- larda teclim edeceksiniz diyor. — Nc ziyan ediyorsunuz . — En aşağı yirmi beş bin.. — Nazır münakasa kararna- mesini imzaladi mi? Malik Bey elletini birbirine | çarptı: —Ah, öonu bilsem.. levazım - dairesinde. .. da kuş uçurtmıyorlar. — İmzalandise mesele yok- tur, , evrak Meğer kadıncağız “geç.. ha- | 39 uncu haftanın en mühim | oradan | rular gibi yaşamağa başladılar Nişanlanmışlardı. Bu iki gen- cin aşk safhaları, bilhassa Ce- mile teyzeyi — heyecanlandırı- |yordu. Cemile evde kalmiş, evlen- | Memiş, ömrünü yalnız geçir- miş, kısa boylu, çok esmer, ses siz, ihtiyar bir kızdı. Az konu- şurdu, yemek zamanları mey- dana çıkardı. Bedia ile Vecihinin anneleri meclisârâ kadımlardı. Cemile- ye hiç ehemmiyet vermezlerdi. Analarmdan örnek alan çocuk- lar da, Cemileye aldırış etmi- yorlardı. Hattâ bayram günle- ri bile odasına çıkıp elini öp: mezlerdi. Cemile, ödasının 4 dıvarr arasında münzevi bir hayat iyordu. Meydana İçıkmadığı zaman, ismini ağza alan bile olmazdı. “Cemile tey- ze,, evin içinde «kahve cezve- si aşekerlik» gibi — bir şeydi. Samur kedinin ondan çok daha G li aöi el zen aü İpet bir safhaya girmiş bulunu- yor, Bundan 400 sene evvelden başlıyan dostane münasebatı- mız, her iki devleti de tarih hu- zurunda, hâdiseler karşısında çok samimi bağlarla- biribirine raptediyor. Türkiye'nin Fransa İtanın yeni bir safha * dahilinde başlangıcı olan bu muahede, iş- |te bu an'anevi dostluğun idame | si için kuvvetli bir senettir. | he; bizi refaha, saadete kavuş- turacak sulhe doğru koşuyoruz. Sulh ve emniyet için yer yer ya- pilan müzakereler, konferans- lar yanmda Türk - Fransız dos- ye mandalarile olan münaseba- | ŞÜ Her halde harbe değil, sul- | |baktı, pençerenin önünde du- ran teyzesini gördü, —AL. dedi, Cemile teyze bize bakıyor. Vecihi'de döndü: — Sahi, dedi, Cemile teyze bakiyor, Ve gene sevişerek, kolkola girerek, ayın rüyasına daldılar. Aydan, çiy; yağmur gibi yağ mağa başlamıştı; Bedia: — Artık girelim, dedi, Girdiler. Odada, Cemile teyze yerine oturmuştu. Vecihi: — Teyze Biz'yatıyoruz, de- di. İhtiyar kiz başmı kaldırdı. Gözleri, ağlamış gibi kıpkır- Mmızı idi. Pakat çocuklar aldiriş etmediler. Vecihi, Bedia'nin 18- lak iskarpinlerini gördü: — Minicik ayakların üşüdü mü canim? diye sordu. Cemile teyze hıçkırmağa başladı. .. Çoçuklar ona doğru koştu- | H, lar. Bedia önünde diz çöktü: — Teyze?:.. Ne oldun, nen var teyze? Cemile, hiçkırıklar arasında cevap verdi: mü? deye sordu.. Ba-| .. ömrümde - kimse böyle tatlı bir şey göylemedi.., Bu- aun için ağlıyorum: Nakleden: Selâmi İzzet VEFAT Üsküdar Amerikan Kız Lise- si Müdürü Miss Mary Kiriney Cumartcsx gecesi saat 8 de ve- bugün saat 15 de Feriköy'ünde çç ze bu te- | klifi kabul etmezseniz yeniden münakasa açacağız diyorlar. — Nezaretin kararı - feshe hakkı var. Cevdet Bey misafirinin göz- lerinin içine bakt — Olabilir bu iş. .. | Ve elinin beş parmağını açıp (Beş bin) işareti verdi. j — Kabul! ) — © halde bana öbür gün ak | şat yedide gel — Müvafık,.. Haydi öyle i- se eyvallah! Malik Bey yuvarlana yuvar- lana çıktı. Cevdet Bey odacısına işaret ettir — Mosyö Rabeyi çağır. Içmyı uzun boylu, yaşlı çi- ni mavi gözlü bir alman girdi. — Gud morgın! — Gud morgiın! ladılar, Rabe, (Kayseri) hava gazı ikumpanyasının — müdürü. (Ço- rum) da yapılacak gaz şebeke- sinin imtiyvazı peşinde koşuyor. F 'rık gireceği bu yeni Ve almanca konuşmağa baş- |çi Protestan kabristanında icra | olunacaktır. İ Bunun imtiyazınt belediye al- mış, şimdi tesisatı yapacak ser- |mayedar arıyor. Rabe bu işiti ancak Cevdet Beyin vardımile - olabileceğini bildiği için üç gündenberi onun |peşinde koşuyordu. İlci iş adamı karşı karşıya bir müddet görüştüler. Cevdet hu işte yalmız bir komisyoner gi- bi hareket etmek istemiyordu. (Rabe) nin temsil ettiği şir- ketin de ekseriyetini haiz ola- şirkete |kendisi de müessis gibi dahil tolmak fikrinde idi. , Bunu Rabeye izah etti. Esas itibarile mutabık kaldılar. Cev- det Bey bu imtiyazı devren âl |dığı takdirde idare —meclisini ınııhıp edeceği kimselerden teşkil edecekti. Rabe bir hafta sonra nmetice hakkında malümat almak üzre iketı. Cevdet Bey seslendi: — Hasati, Farhi Efendiyi içeri al. Hilekâr füzlü bir musevf, büyük bir ccza fabrikasının kametgâhı meçhul — bulunan Hacı Renci zade Mustafa Efendi - ilânen tebliğata rağmen mahkemeye mü- racaatla tebliği mutezi evrakı tebliğ ve cevap lâyıhar name mahkeme divanhanesine tali kı- kamış olduğundan mumaileyh 15gün zarlında tarifatı kanuniye dairesinde kârarı mezküre itiraz eylemediği ve 23-2-930 tarihine müsadif Pazar gü- Hü saat 13,30 da mahkemeye gelme diği veya vekil göndermediği takdir- bul edilmeyeceği ilân olunur. Devredilecek ihtira beratı mevadı iptidaiyenin muamele usulü” hakkında onbeş sene müddetle 3 Kâ- nunusani 1925 tarih ve 241-245 nu- mero tahtında Sanai Mü bir kıt'a ihtira beratı ti. Bu kere ü da Yeni Postahane arkasında Aşır |Efendi kütüphane sokağında Türkiye 18—22 numerolarda mukim ve- ISTOK efendiye müracant eyle- meleri. Boksörlerin seçme müsabakası Boks Heyetinden: ? Mayıs 930 da Peşte de yapı- lacak Avrupa şampiyonasına iş tirak etmek üzre ayrılacak Bok sörlerimizin birinci seçme mü- sabakası 13 Şubat 930 Perşem- be günü saat 17 de Galatasaray klübü Boks salonunda icra edi- lecektir. Tartılma, müsabaka- dan yarım saat evvel yapılaca- Eindan müsabakaya iştirak ede cek boksörlerin levazımatile birlikte mezkür mahalde niha- yet 16 bııçuk ta hazır buluııma. — Bonjur Cevdet beğimiz. in, iyi misin, öh, ob, çok K çi Dostla- | rm yüzü yüldükçez bizin yü- | zümüz de yüler. E nasin baka- | lum, işler iyi gidiyor mu? Farhinin bu gevezeliği Cev- det Beyin pek hoşuna gitme- di. Dişarıda herhalde daha be- kliyenler vardı. Onu fazla söy- letmemek için sigara kahve i- kram etmeden; — Gene ne var bakalım se- nyör, dedi. Anlat bakalım. — Ne anlatayım kuzum, kırk yılda bir adam akıllı iş yapa- lum dedik, yüzümüze - yözümü ze bulaştırdık. — E ne oldu, söyle bakayim: Farhi-Efendi etrafına dikkat li dikkatli baktı. Daktilo çalı- İşıyordu. Mühim bir sır söyliye- |cekmiş gibi gözlerini kıstı, Ya- zıhaneye doğru eğildi: — Cevdet Beyimiz, dedi, ge- çen hafta sihhiye nezareti bir |milyon kilo sulfato alacaktı, münakaşa açtı. Kapalı zarf ve- rilecekti, Ne vakit ki zarflar a- vermediği — cihetle işi |hakkında giyap kararı verilerek karar enet zirindeki imza ile müuhtevi- || Jyatını ve vakiaları kabul ve ikrar et- | miş addile bir daha mahkemeye ka- “Yuksek kâserli hamzı havi olan | Talep ve isran ELHAMRA AŞK GE tir. Bügün saat 1 de murzzam mat ya b vmumi üzerine SİNEMASI Bu haftanın en tüyük muzafferiyeti olan CELERİ ÇLa nult est & nous ) tamamile Fransızca sözlü filmini bir hafta daha İraesine karar vermiş- tine. Pazartesi akşamı sözlü ve sesli İliğ. Bugün bütün şehir ehalisi ASRİ S1 gösterilmekte olan ADELKİ MİLİ ZENGİN VARYE MADAM S ES şabeser piyesi temsi 13 Şubat perşen:be akşamı M A Harik, hayat, kaza ve “Galatada Ünyon hanında kâin yaptırınız. Türkiyede bilafasıla icra WKnnı;ım)uınn bir kere uğramadıı T aton: Ber çıldı. Bizim ilen beraber bir at bir çıktı. | — Ohalde şimdi de pazarlık ederiz. — Değil kuzum. Pazarlık ol- sa raziyim. Orada bir komisy- on reisi var. Düşünelim hangisi lişimize gelirse onu tercih ede- |riz dedi, haftaya cevap vere- cekler, Cevdet Bey vaziyeti mıştı? — Peki, dedi, Bir çaresine ba karız, — Aman Cevdet Beyin. İş büyük iştir. Böylesi yılda bir düşer, şunu sağlama bağlıya- lim kuzum. Düşündü, not defterini çika- rıp bir şey kaydetti. Olur dostum, dedi. Salr günü görüşelim. Ahbapça bir şey yaparız. Farhi Efendi kalktı. İri göv- desini bir yük gibi taşıyarak dr şarı çıktı. Cevdet Bey telefonu açtı: — Beyoğlu 63712, evet mat- mazel, anla- G M000000000000SAA0500050S: Fransız fabrikasının verdiği fi- | NEMADA LAR ve MONA MARİSin temsili Filmin mevzeu maruf gece at 16,1/2 matinesile suvarede PROGRAMI M900000000000 Önümüzdeki çarşamba akşamından itibaren FRANSIZ TİYATROSUNDA HL S:0.REL taha idaresindeki heyeti temsiliyenin ilk müsameresi olarak Dodenin el olan il edilecektir, Sudermanın en meşhur eseri BDrre A otomodı! sigortalarınızı Ünyon sigorta kutmpaayasına yı muamele etmekta olan . ÜNYON n sigörta yaptırmayınız. yoğlu -2 002 | — Allo, Şevki Bey; ben Cev- det. Kardeşim seni bu akşam yediden evel nerede - görebi tim... Evet, yok, yemekte bir yere davetliyim. .. Evet, ister- sen “Kafe Türk te buluşalım... Bravo... Oröv Ve odacıya seslendi: — Hasan bekliyen var mı? — Azize Hanım bekliyor E- fendim. Cevdet Bey bışmı kaşıdı, Iıışlınnı kaldırdı. Dudaklarını büktü. — Peki; ÖĞÜ Satonü at — Ve kendisi bir iki yere daha telefon ettikten sonra salona geçti. şinde dolaşan, onlara zamanın en yeni ve yüksek kadınlarmı bulup getiren maruf bir tipti. Şişman vücudile —maroken İkoltuklara gömülen kadının Cevdet Beye büyük bir hürme- ti vardı. Kendini zorlıyarak ayağa kalktı. İş adamlarının ne kadar meşgul — olduklarını, yazıhanelerinde çalışırken va. Bitmedi Âzize Hafım zenginlerin pe- — 4|

Bu sayıdan diğer sayfalar: