Milliyet 1 ŞUBAT 1930 JAREHANE — Ankara enddesi yt ı._ıoo Telgraf adresi: Milliyet, İs- nbul ! Telefon numaraları: İstanbul 3911, 3912, 3913 ABONE ÜCRETLERİ 'Türkiye için Hariç için 400 kuruş 800 İuruş ö . HM U » 1400 2700 Gelen evrak geri verilmez V ğüddeti geçen nushalar 10 kuruştur. ı[ Gazete ve matbaaya ait işler için. müdiriyete müracaat edilir. Gazetemiz ilânların kabul etmez. " BUGÜNKÜ HAVA * Dün harsret en çok 15, en az İYİL derece idi. TüZgâr müte- Ükayvil esecek ve hava kapalı ve Vafif yağmur mühtemeldir. i aylığı Tdl- ” Haftanın yazısı Malüm ola ki: 14 Ramazanda camilerde halka Ulsarruf hakkında va zi nasi- )( ut edilmesi kararlaştı. Gazetc P .r esasen bu işi daha ilk gün- W n yapıyorlar, hatta bu uğur- W hiç bir tasarrufa riayet et- kiyorlardı. Fakat hiç kimse Ş ı sütunlarda bir varz metni Puzmadı. Fakir hem dindaşları- yı bir hizmet hem de mücibi rü mesübat olur ümidile bu kü bendimi buü işe tahsis yA/ ledim. ilmdi. Ey tabibi ilmü irfan! İafil olma! Cenabı Rezzaku â- * m kitabı mübininde “Yel İç ama isfaf etme!,, buyuruyor.. Winaenlâzalik, enval erzaktan| “ulbah olan her-neyi ki canm ker ise, Hemen ye! Velâkin / Paf etme. Bu meyanda ma- | pn yenen şeyler dahi dahildir. “ayak, “Vettini vezzeytuni, su I lşenleemden ilham alıp fuka y havyarı temsiye . olunan si- Çh zeytinle gününü gün et! İ lnku kelâmi kibardır:,, Para- zanmnını, ve mezhel sak- » derler.. Parada işten art- ı:. dişten artar. Eğer dişin ı azla ise söktür. Dişlilikten diş idik evlâdır.,, *Dehrin ne safa var acaba simül İN gerinde?,, Ü Yasam Brrakır hepsini hini gü- i, terinde.,, Ü Beyti ga[ıl şaıımı sözüdür. İMyitın anahtar her kapiyi açar,, j tler bu kelâma tam değilse 4 kısmen itikatta beis yoktur.. (hasa sözüm meclisten dışarı l ngeneye süal etmişler,,. — Cehenneme gider misin? ÜlyEeAylık kaç?,, cevabını ver- © iş. Filvaki âlemi hıristiyani L,' tte cennetin anahtarlarını va Ü nakit mukabili tedarlik et- Üderi kütübü tevârihte mukay çŞ ttir. . İtmdi aylığı sağa bağladıktan İira cehennemi gidüp orada| ”7 Üfdil bir hıristiyan elinden bir | nnu anathtarı iştira ediver- -k ve öylece cennati adne nak Şmekân ile hüri ve gilmanlar- Üybem bezmi işü muş olmak ih | vermiş ve yalnız bir tek — ağız Venali eltafi ilâhiyeden me'mü (ik kavidir. Hak taalâ ve Takad ,8 hazretleri insana yani biz H— Köko - Tiflit apandiküler, Fdi, yarın derhal ameliyat is- M ;Niınzı sapsarı oldu: — Eyvahi... — Merak edilecek bir şey Ük. Hattâ kloroform bile vere- | k değilim . Tekrar ediyorum: :r:k edilecek hiç bir şey yok. r etomobile binip hastaneye ı“lmeı odadan çıktığı zaman Üh cti: mek istedi, bunu söylemeğe ha- ! aciz ve gafil beşer kulunun her| eline beşerden on adet parmak | yaratmıştır. Sübhâne men - ta- hayyer! Bu ne demektir? Şu demektir ki! Ey kulum sen - on. kazanıp bir yiyeceksin! Eyice anlaşılıyor mu? Hulâsaedelim: Ön kazanıp bir yiyeceğiz, bir yiyip bin şülkredeceğiz. ”Zengunn malı fukarannı çe nesini yorar,, derler, pek muva fik kelâmdır. Elin parası için Çeneni yoracak yere kendin için yorulsan a! Ey ür:met! Bundan sonra ak ça sarfetmemeğe ahtediyor mu sunuz? Buadan böyle - paralarınızı bezlü israf etmemeğe yormusunuz? Amma diyeceksi- niz ki: Ey hoca sen bize akçe sarfetmevin! diyorsun ya ! Ve işte Kemaliye bu aşk ve gurbet diya- rının yeni sviçrenin beyaz götürüp Fırat'ın kenarına koyunuz. Bumu beyaz ve sarı çiçek- lerle lııılzymıı. isterseniz adına Sa- v çiçek, yahut deyiniz. Bu dağların aralarını sık- ağaçlarla - ve dağlardan çıkıp Fırata kadar uzanan işte Kemaliye'nin kuş bakaşı panura- BDâSl, .. di ğ lâkin para harcamadan nasıl | içi: imrari hayat ederiz!.. Ha! İş- te bu günkü dersimizde bunu da ber tafsil hikâye edeceğiz... Ev- velâ mekülât ve meşrubatın gayet ehvenine rıgbzt edıp pa halısmdan kaçımnız.. köprüyü mümkün olduğu ka- dar meccanen geçmeğe gayret ediniz! Böylece sırat köprüsün den de badireva geçmeğe mu- | Hiyenin bahçel vaffak olunrsunuz.. Gazete ve mecmualar iştirası yok tramvaylarda öi zatin ceridesini okuya bilirsiniz. Kat'iyyen günah yoktur.Hatta müstahap olduğuna dair bir| &' kavle bile tesadüf ettim. Daima kahve veya çayhaneler önünde ahbap ve aşinalara rastlayıp on ların ikram ettikleri kahve çay, ve lâ siyüemâ ihlomur menku- unu içmekte dübâlâ ecrü se- vap ve faidei bihisap vardır. He diye ve hatırakabilinden bir şe yi reddetmemek ve bilâkis mü| nasebet düştükçe eşe dosta böy le şeyler vermesi: için meselâ hitan ve velime gibi vesaili ha- sene ihzar ve. tertip eylemek badit fevâit olmakla emri hasen dir. “ Ak akça kar gün çindir. sözüne bakıp ta akçanın yalnız akma rağbet ve karasını reddit me! Akçanın rengine değil den gine bak: “Ne verirsen elinle! O gider seninle!,, sözü badema tashih olunmak lâzımdır. Zaman ile ahkâm tebeddül eylediğinden bunun yerine"'Ne alırsan elinle, O gider seninle!,, | kaziyesi ikame edilecektir“Kaz gelen yerden tavuk - esirgen- mez,, sözünde “Kaz gelen yer den civ civ esirgenmez!,, diyü ta'dil edilmelidir. Günde üç öğün yerine bir de fa taam edip onunla iktifa et- mek ve bir ekmek yerine iki su içmek hem nakten hem de be- denen müfittir. Ey cemaat bu günkü dersi- miz burada hitama erdi “Vakit nakittir,, fehvasınca zamanımı- zı israf etmemek için sözü bu- rada kestik. Cenabı hak cüm-« lenize hazinei gaybı ilâhisinden mali Karun ve sehayi Hâtem ih san eyleye Amin! FELEK Güzel yerlerimiz A Gâşo Bu yabancı isim ne dir? Kemali- yenin bir köyü. . , Bunu bilmezsiniz; Ya Kemaliye? Bunu da çok iyi bilir- . Milli havalarımızı dinlerken ci- zi derin ve uzak duyğulara götüren bir türl küler, senin 'ışin: çok daha iyi | gelir: Fazla telâşa düşürmemek | için demerak edecek bir şey olmadığını söyledim . Hastanede her şeyi yoluna koymuştu ', Binanın nihayetin- de küçük bir oda hazırlamıştı. Nimet bittabi beraber gel- cet yok. Görülecek bir halde idi. Belki yirmi defa Şadiye Ha nıma haber vermek lâzım mı değil mi? V:r:yırg mi, vermi- yeyıın mi d.ıye sordu. başlamıştır. Hep liyenin en yakın köylerinden biri; Fakat kendisini Mon Blan dıvarları şehirden ayırmıştır. Gâşolu şehre gel mek için keçilerin gezemediği ve ak | babaların hr»ıııııılıiı bu kaya dıvıı-' larıı aşmağa ve nehrin - üzerin: Sırat köprüsünden geçmeğe mecbur- dur. Gâşolularm asırlardan beri çıkıp indiği bu sarp izlere bir isim - veril. miştir: Kaban. Kaban bir yol de- | &il, nalların ve çivili kunduraların o- yduğu küçük basamaklar demektir. Burada kaç ayak kanamış ve natırla- mış, kaç fakir köylünün eşeği yuvar- | s lanıp ölmüştür. Ne olurta olsun köy- Ki ba yolu kat edecektir. Bütün ihti- | ,, yaçlarımı, ilacını, mektuplarını ve buğ | * dayını şehirden alacaktır. Başka yol yoktur. Fakat keşke bu tehlikeli yo- ha her zaman bulabilse... Hayır. . bir karış kar bu Kaban geçidini de kapar ve Gâüşe dünya ile alâkasını ta- mamen keser. Asrımız değişmiş, adamlarımız de ğişmiş ve her şeyden evvel yol devri bu naktai nazardan kamı Tevfik Bey köylülere yardım ettiler. Yeni bir köprü yapılıncaya kadar şehirle Gâşo arasında bir kayık işletmeğe karar verildi. c.q.ı. sene yağan Nuh yağmurla- rı her tarafı harap etmiş, Fırat asır- larbanberi yuttuğu hâdiseleri hazme- dememiş gibi kabararak köprü ve yol mamma ne varsa söküp götürmüştü. Nihayet köylünün parasile yeni sistem bir kayık yapıldı ve iki sahil arasına gerilen tel üzerinde dönen makara ile gidip — gelmeğe başladı. Mahallinden yazılan bir mektupta de) niyor ki: “10 ikincikânun da — kaymakam Tevfik Bey ve şehirlilerle köylüler. den mürekkep büyük bir - kalabalık kayığın resmi küşadını yaptılar. Mevsime rağmen hava sakin bir bahar gününü andırıyordu. Kumlar üstünde pek eğlenceli ziyafetler ve- rildi.” Muhterem Vali Nazmi Beyfendi- nin vZat ve himmetlerile köprünün yapılmasına intizaren vakı himmete Güşolular namına teşekkürler. AZIZ HÜDAL DOKTOR semn Süleyman Sırrı İstanbul Sihhat Yurdu tabibi Gece ve gündüz dalma yurtta bulunur. Tetefon İstanbal 1161 yegâne sahibim kala caktı. Odama girdim, yatağıma gir- dim, Temiz ve rahat bir yatak- Yarım saat sonra doktorum geldi . — Bak neye karar verdim, İdedi, göce yarısındatı sonra ge- “leceğim , Biraz soğük et getiri- |rim; ökmek - olmaz, kırıntıları vardır, bize ihanet eder. Derhal ameliyata lüzum göstereceğim. i, | müştü . a | yordu: Kema- | tepelere doğtu çıkmağa başla- Nevzat Hanmi, otelin önün- deki kaklırımda yap yalmız bek liyordu. İçindebir sıkıntı vardı. O gece, yorgundu. Üzüntü, can sıkıntısından mütevellit Ü- İzüntü, gözlerinin altınr çürüt- |mü; göz bebeklerine hüznün ibrişimi ile, yesten bir tül ör- Gece, saat on vardı. Cazbant, Adanın yıldızlarna, gülguleli ahengini yükseltiyordu . Nevzat Hanım hulya kuru- yordu. İşi, gücü, düşünce ve endişesi olmıyan, dünyada yalnız yaşa- yan genç, güzel, şuh ve çapkın bir kadının hülyası ne olabilir?, Sergüzeşt, yüzü demir mas- keli sergüzeşt, insanı çığrından çıkarıp kanını kaynatan sergü- şet ve bu esrarengiz sergüzeş- tin ilânı âşka pok benziyen ince sesli sözleri kulaklarımda çın- — İleri doğru yürü güzel da- d, çamlıklara çık, yıldızlar şeriki cürmün olsun.. Nevzat Hanım yıldızlara şe- rik oldu. Çamların arasından dı, Arkasından takip eden bir erkek vardı. Erkek yaklaştı: — Affedersiniz Hanımefendi| — Kimsiniz? — Mısır prenslerinden Naci Abdullah Paşanın hususi kâti-| biyim, — Ne istiyorsunuz? — Naci Paşa güzel bir erkek- tir. Prens olmasa idi, Holivutta inema artisti olurdu. Dün gece Adaya gekdi ve aşksız yaşanmı- ğını söyledi. Ihtifal r T Üstat Ekrem Dün bir ihtifal yapıldı Dün Galataşaray lisesi son sınıf talebasi büyük edip Recaf zade Ektem Beyin ölümünün 17 inci yıl dönümü münasebe- tile merhumun hatırasını ihya | etmiştir. Bu ihtifalde merhu- | mun büyük dostu Abdülhak | Hamit B. de hazır bultmüuyor- du. Üstat en ön sıraya oturmuş | söylenen en ufak bir sözü bile kaçırmamak istiyordu . Burdan başka davetliler meyanında Se- lim Sırrı B. ve kerimeleri, mü- derris Etem Akif B. ve birçok | muharrirlerle mektepliler bu- lunuyordu. İhtifale son sımıf taleb den Hayri Aziz Beyin Recaâi za de Ekrem Beyin eserlerini ve hayatımı tafsil eden beyanatile | başlanıldı. 'Bundan sonra Da- rüttalimi musiki heyeti Üsta- din eserlerini çalmış ve çok al- | kışlanmıştır. Bü sırada merhu- | mun toruna Muvakkar B. şah- neye gelerek büyük babası hak | kında gösterileri teyeccüh ve a- | lâkaya teşekkür etti. Son srmf talebesinden | min Be- yin Ekrem Beyin şiirlerinden i- ki parçası okunduktan — sonra | merhum tarafından Kalemç a- hınmış, “çok bilen çok yanılır” komedisinin iki perdesi temsil olundu. ışacak . Eğet biraz vicdanlı a- damsan, yataktan kalkar, tele- fona gider; ikisini de teskin e- dersin Ben hiç bir tehlike ol- madığını temin ediyorum fakat korkudan ötleri patlıyor, tele- fon başında titreşiyorlar, Kâfir oğlan, kendini amma da sev- dirmişsin! — Gelmelerine müsaade et- medin mi? — Ettim,ettim amma yarın in . Sana istirahati kâmile 1â- Bırben, bir hastabakıcım, bir de sen ışımıxl bitiririz. Şöylı bir karnını çızenm — Yol... Bunu istemem. — Amma ben istiyorum, Bı- çak yeri kalmalıdır yavrum, Se- nin hatırın için kırk yıllık na- Onun üstüne koca bir pansı- | man, — Telefon ettiler mi? —Buda g#özmü?. Telefan İmek lâzımdır. Hastabakıcı te- İlefonun başında bekliyor. Seni zımolduğunu söyledim. Ame- hyzıun sonra misafir kabul e- İdilmez. Bu işte muvaffak ol- "mak için rekora ehemmiyet ver sordular mı yajnız o cevap ve- mımı berbat edemem ben...lrzcek._ Herneyse azizim bu icat ettiğin şey mükemmel bir muthike olur,.. Şimdilik allâ- harsmarladık, gece görüşürüz. Yatak ucumda hareret ced- dunnadııı işliyor. K.ırılann.hıl veline bir şeyler yazdı . Harare- İm 2N Hüranlerace ! — Yat. — Evet... İstanbula indim. Barlardan bir artist angaje et- tim. Fakat siz aksiliğe bakın kadın birdenbire hastalanmış, gelemiyormuş. — Peki, bana ne? — Prensebunu — söylüyeme- dim. Vapuru kaçırmış motörle gelecek, dedim, —-Sonra? — Sonra sizi gördüm. Eğer bu geceyi zengin ve gü- zel bir prensle geçirmeğe razı olursanız.,.. Düşünmeyin, bu macerayı kimse bilmiyecektir. Bu gece başlıyacak, yarın şe- fakla nihayet bulacak... Nevzat Hanım tereddüt et- medi, razı oldu. **8 Bir kaç gün sonra Nevzat Hanım çamlarda dolaşırken, bir gece geçirdiği Mısır prensi ile hususf kâtibini gördü . Yanlarında biri daha vardı, ikonuşuyorlardı . Novzat Hanım kulak kabart- tı. Mısır prensi arkadaşma: — En güzel kadınların ele geçirmenin çaresini buldum, diyordu. Sana'da tavsiye ede- rim, Kendine, hüviyetini her- kesten gizlemek istiyen bir Mı- sır prensi süsü verirsin . İetmek istediğin kadına, kâ hususi rolünü oynıyacak bir ar- kadaş gönderirsin . Eğer arkadaşın rolünü iyi oy- narsa hanımefendi çantada kek lük demektir . Meselâ ben geçen akşam gü- zel bir kadımı... M.M. Hatk sütunu Heybeliada susuz. Heybeliada haikr “ümumi etle susuzluktan — şikâyetçidir. Halk bu dertten göyle şikâyet etmektedir: Heybeli adada eskiden bir çeşme vardır, bu Çeşime su ihti. yacını bir derece telâfi ediyor- Geçen sene çeşme bozuldu, |o zamandanberi susuzluk — baş İgösterdi. Halk yıkanmak için | Maltepedeki çeşmeden - su ge- tirtmeğe meobur oluyor. Bu su- yun tenekesinden — Maltepede |bir, Adada bir kuruş resim alı- nıyor. El, kap kaçak yıkamak |için kullanmlacak bir suyun te- nekesine 2 kuruş resim vermek çok fazladır. .. İçecek suya ge- lince, bu ateş bahasınadır. Adaların imari için projeler yapıliırken her geyden - evel su derdine bir çare bulmak lâzım | dır. Bilhassa Heybeli bu husüs |ta eri müşkül vaziyettedir. 'Bu müşkülâta bir an evel çare bul- mak 3800 kişiyi susuzluktan urtarmak lâzmıdır. Belyoğlu, No İstiklili caddesi Husust dersler banenisde veya Bugünkü yeni bilmecemiz SOLDAN SAĞA: 1 — Memeden sağılan (3). Piyano taşı (3). 3 — İhtiyar (3). Havada uçan (3) 4 — Âşık usandıran lamek 6 — Sıcakta dökülen (3). - Nida| (3). 7 X Polaşmak (9). Bir mevi kö- . y v-.-ı.—ıı.ıı (3). Lezzet(3). 'Telefon : İrtihal Cemiyeti umumiye belediye azasındari mütaahhit Emin Be- yin mahdumu genç mimarları- mızdan Muammet Bey dün Su adiyedeki hanesiride üç senedir d evam eden hain hastalığın- tir. Cenazesi bugün öğleden sonra saat üçte kaldırılarak Sah rayı cedit kabristanma defn edi lecektir. Eiyevm ASRİ SİNEMA nın göstermekte olduğu GANBAZRANE- KIZI filminin —mümessilesi DOLORES — KOSTELLA seyircileri teshir — etmektedir. Bogün saat 16 1/2 müzinesinde varyete nümeroları ! Doktor SEYFETTİN triklç — tedavi-, eder. Karaköyde Abdüllah EK. lokantası yanında Ferit İB. Han 3 üncü kat. Her gün. dan kurtulamıyarak vefat etmiş ! || Her nevi cilt, frengi, yeni ve eeki | belsoğukdluğu, idrar darlığı, ademi ik-| tidarı ağrısız en yeni vesait ve clek-| eğlenceleri Dünkü dilmecemizi 1 hallediimis şekli £ YUKARDAN AŞAĞI: — — 1 — Tutulacak yer (3).Kemer(3' 2 — Ayı yuvası (2). Nida m. 3 — Tartıdan çıkarılan — (4) Bi ahti gae 7 —)Mma-ıu yelkenli (4). Nikâh (4). (3). Si (). —c.——— İttihadı Millt Türk sigorta şirketi Harik ve hayat üzerine sigorta muamelesi icra eyleriz. Sigortaları halk için müsait şeraiti havidir Merkezi İdaresi: Galatada Ünyon Hanındadı Acntesi bulunmayan şehirlerde acente aranmaktadı” Beyoğlu - 2003 ISTANBUL VİLÂYE DEFTERDARLIK ILÂNATI Kumkapı ve Samatyada Hazine namına mazbut 1050 kild |meşe kömürü ile 25 buçuk çeki meşe odunu 20/2/930 Perşembe günü ihale edilmek üzre müzayedeye çikarılmıştır. Taliplerin yevmü mezkürda saat üçte Defterdarlık binasındaki ihâle komi- syonüna müracaatları ilân olunur, Tepel yatrosundu bü akşam sant 21,30 & Tersineaka | nehir 3 perde Yetil mallar Rimizanda het gece temsil. vazdır. — ue ai SAMSUN ORMAN MÜDİR İYETİNDEN: Vezirköprü kazasında val Sarıçiçek ormanından on sen müddetle ve kapalı zarfla müz yedeye çıkarılan 14270 metf' mikâbı. gayrımamul karaçâı eşcarımıım beher metro mikâ 421 kuruş bedeli mühammenr 125-1-930 tarihinden itibaren i! ay müddetle yeniden müzay deye çıkarılmıştır. — Talipler yevmi ihale olan 26/3/ 930 Ça şamba günü saat onbeşte Sar sun orman idaresinde harır b lunmaları ve bubaptaki şartı' meyi görmek, daha ziyade ta silât almak istiyenlerin Ankar da orman umum mMmüdürlüğün? İstanbul, Sinop ve Samsun o6 man müdüriyetlerine müracaâ ları ilân olunur. işia yeni kur ÜZAZT SA SA SAEDARAURAA DST L İNT YA mektepte HER LİSANI ÖĞRETİR Tecrübe dersi MECCANENDİR — ($" sçlyer ) — Telefon ettiler mi? — Evet , İki kiği, ikişer defa. İkişer defat Bu muvazene hayre alâmetti . Bakışmızdan: — Asıl alâmet olan bu adam! İki kadını birder beyhude yere üzüyor, meraka düşürüyor, dis yorsunuz . Ben, biraz sonra kurtulumca; ikisine birden - vereceğim - se- vinci düşünüyorum . Gece sükün içinde geçti. Kar nımı çizdiler, pansıman koydu- lar. Doktorum: — Hanımefendileri on buçuk ta davet edeceğim, dedi. Seni katı'yyen Jâzım geldiğini tembih edece ğim. Ondan sonra bir an evvel hastaneden çıkıp gitmeğe bak, Emin ol, hakiki ameliyat bu se- nin işinden çok daha basittir. — Hakkın var kardeşim . — Şimdi asıl işin tuhafı ne o- hur bilir misin?.. Bir bafta son- madığımı söyler durur . Şimdi en mühim sahneye geldik , Bu çok heyecanlı ve samimt bir sahne oldu. Beş gündür traş olmamıştım. yüzüm feci bir balde idi. . Saat ©n buçuk oldu . Karnim bezler- le kabarmış yatağımda istira- hat ediyordum , Kapı açıldı: İçeriye Nimet gindi « Ayaklarının ucuna ' basarak bana doğru yaklaştı... Hastabakıcr gülmemek - için duüdaklarını isirryordü. Niha- yet dutamadı odadan çıktı. Nimet çok müteesesirdi ... Birdenbire, geceyarısı yapıl ameliyat herhalde tehlikeli bir şey olmalı idi... Gözlerimi yarım açtım . .. Kolumu, usulcacık yorganımn altından çıkardım . li, istırap çe kiyor muıun? .— Hayır... — Ameliyat esnasmda a duymadın mı? — Hiç duymadım. Yalan söylemiyordum . —— Konuşma ... nuşmasın, dedi . Hasta ziyaret edildiği zam? «konuşman Konuştma derler, - sonra bir lây sual sorarlar, :: Bü esnada kapı âçildi, Şı(' ye göründü. Fılıu bu sefer hıııılıldı:ı b daya girmek cesaretini - göst Temedi, Koridorda kaldı ve hemt ” kapıyı kapadı. Ayni yorgun tavurla gözler mi yarım açtım, dünyadan w klaşmış bir adam tavrı ile gi lümsedim, kolumu çıkardın elini uzattım: — Şadiye. . . canım. . . kurtul: lhıık olan (2). Nida (l)— l Kebaba geçirilen Döktor k — t |