16 Nisan 1929 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6

16 Nisan 1929 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İ D veİK gözüne çarptı. Uradun bü- yük bir merdiven aşağıya doğru İniyordu. Önce korkudan yerin- Dahçemi bozmaya mı geldin? Tosun adamın önüne diz ço- küp macerasını anlartı. O vakit zünü açınca bir de nş gör- sün uzakta yüzlerce sim siyah şeytan şeklinde gülyabani boyun- | den kıpırdıyamadı. Sonra: adam Tosunun haline acıdı ve arında , elkrinde zil- — No olursa olsun, dedi bü- | onu kendisine evlat edindi. Be- tokmak'at hora tepip derü- | rada da kalsam açlıktan evsizlik- | raber yaşamağa başladılar. orlar. Hemen tabana kuüvyet | ten ölecek değil miyim, gideyim | — İhtiyar geceleri evine gider maya başladı, yolunun üstün- | bakayım, Bari > oralarda ne var | Tosun da bahçede bekçi kalırdı. rdüf ettiği bir mağazaya | göreyim- Bir gece Tosun yatarken uzak- tan bir takım gürültüler duydu. Küvvetli bir aydınlık kendisine doğru yaklaştığını gördü. Korku- sundan yattığı damdan bir ağaca sıçradı. Bir de baktı ki gelenler bir sürü kız. Havuzun başına top- landılar. Sofra kurup — yemeğe ' Yavaş yavaş merdivenden Indi. nup orada sabahladı. Oh. Bağlık, bahçelik. Havuzlar, ineş doğup orralık aydınla- Ku n v | yemişler. Hemen — havuzün sü- attıfı yerin yanındakl ei yundan İçti. Yemişlerle karnını Jetivreor?) doyurdu. Fakat birden uzaktan Piri yarı bir adam peydahlandı. — Ne arıyorsun burda baka- yım, diye bağırdı, senelerden beri n evladım gibi bakıp tığım | içmeğe, eylenmeğe koyuldular. Maaş kanunu Deuy arıslanın munmLaza- m ordu beslemesinema- lumya,devletler müsade etmiyorlar . Bulgar meb'uslar ımecliste hü- kümetten buna müsa- de edilmesi için teşeb- büste bulunmasını isti- yorlar . Komşusu Yu- nan, harıl harıl hazır- lanırken Bulgarlar eli bağlı dururmu ? Milliyetin tefrikası Sönen ısık — Yazan MEBRURE HURŞİT — Burası hemen çıplak denecek| — “Seni seviyorum!” Ekrem kadar eşyasızdı. Pencerenin di-| Neyranın ağzından bunu daha binde pembe keten örtülü uzun|ilk dafa işidiyordu. Gözleri ya- bir kanepe, duvarın kenarında | şararak kıza sarıldı, onu göğsü- —Sus Neyran! Metanetimi muşamba yaygılı küçük bir malne bastırdı... kırma... bilsen, ben de burada sa, üst üste yığılı bir kaç yer| Saçlarının üzerinde dolaşan | kalmak için nasıl ölüyorum... fa minderi, kapının yanmda da|dudakları, yanaklara, gözlere|kat olmaz... olmaz... kalmamalı kahve takımının durduğu kü-|doğru kaydı... yım... senin şerefin.... gük bir dolap vardı. Neyran sesini çıkarmıyordu,| — Demek istedi, lâkin dudakla- Neyran şapkasını çıkardı, da | kımıldamıyordu. ., |Fr, ateş gibi yakan bir buse ile ğgılan kıvırcık saçlarını elile dü-| — Bu buse oyununda ne büyük | susturuldu. zeltti, kanapenin bir köşesine | tehlikeler saklı olabileceğini ha| — Ekrem! Gitme. , .gitme, .. düşer gibi oturdu. . . başını ar- | tırma bile şetirmiyordu. Ekrem | istemiyorum. .. kaya dayadı, gözlerini kapadı. |dudaklarını ıstrrarak, kendi ken| — Son bir gayretle: Ekrem karşısında ayakta du | dine: ruyordu. Yavaşça: — İnsan bu masumiyete elu- — Ben gitmeliyim, artık. ..|zatmak için sefil olmalı! diye|adam, saçlarını karıştıran, ba- dedi. Neyran gözlerini açmadlı, | düşündü. şını çeken, fakat hâlâ tehlikeyi cevap vermedi, yalnız elini uzat | O esnada lambanın fitili kay| sezemiyen — ince tı. Ekrem bu eli aldı, genç kaı- |dı... alev titredi... süzüldü... dal|çildırtıcı cazibesiniden kurtula- zın ayaklarının dibine oturdu, » veşsöndü! madı, kaçamadı, kollarınım ara- okşadı. . .öptü. . . okşadı. İkisi birden ayağa kalkmış-|sındaki, tabiatım o şaşmıyan — Ben gitmeliyim artık.... Küçük beyaz el, bileklerinin üzerinde dolaşıyor. . . bırak- bırakmak istemediğini anlatıyor.... Ekrem kalktı, Neyranım ya- nma oturdu... başını saçların a- rasından görünen küçük pembe kulakcığa yaklaştırdı, kendi kendini aldatmak ister gibi: — Neyran gitmeliyim... diye mırıldandı. Maliye vekili : - kaldırın şunları ! Yeni maaş layıhası meclise verildi. Hemen her memur bu yeni kanuna nazaren az çok bir zam görmektedir . Yeni kanuna nazaran bundan sonra hiç bir memur komisyon da bulundu , encümene girdi diye para alamıyacak . — kal... kal! Gitme... istemi- yorum... artık karın oldum, se- i... ölürüm... sen gi: dince ben ne yaparım? Bu oda bu ev... korkuyorum... bırakma beni... diye fısıldadı.... Ekrem iki elile onun başını tattü, karanlıkta görmediği sev gili gözleri öperek. ga'başlıyan çıldırtıcı arzulara|ni, ne beklediğini anlamadığı hakim olmağa çalışarak, karan-| halde sokulan, yanan, titreyen, lıkta korkunca, cesaret bulmak | bükülen ince vücude sarıldı. için kendi kendilerine bağırıp| Dudaklarını kavruran nemli söylenen çocuklar gibi, değişik | sıcak nefesler, son tereddütleri heyecanlı bir sesle, isteksizce-|de susturdu, unutturdu! sine: ... — Ben de gideyim... dedi, bir| Neyran sabahleyin telaşlı adım attı... kollarınım arasıma|çıngırak seslerile gözlerini açtı- sığınan sıcak vücudu hissetti...|ği zaman, pembe keten örtülü dudakları aramadan birbirini Üzerinde, üstüinde buldu ve ilk busenin vecdi için-| Ekremirni pardösüsü ile uyumuş de ayrılmadan öylece kaldılar... | olduğunu gördü. Daldığı tehlikeli rüyadan u-| — İşte o da, ayaklarını dibinde yanmak için bütün iradesini sar| yere minderleri yaymış, uzanmı feden Ekrem: Ştr. — Neyran, sevgili Neyran...| Birden ikisi de doğruldular... ayrılmalıyız.., gitmeliyim! dedi.| Neyran Ekremin korkusuna kocam... sen ar-| — Pakat o bu “gitmek” lakırdı-| güldü, ve nedamet duymadığımı seni Ec.'lî ile (iılrlcd'ıl.ı.. orla daha sıkı sı-| göntermek, memnuniyetini an- 1 sarıldı.., bu dal sim) Bi gitmekten bahseden çılgın se giliye sokuldu... korunmak — is- m bir çocuk saffeti ile so- lardı... Ekrem içinden uyanma-| kaidesine kapılarak, ne istediği-| Tusun: —Ne olursa olsun, dedi. şimdiye kadar bunca mihnet ve meşakkat çektim. Birazda şu içki âlemine karışayırı! Diye çtan indi, kızların yanına geldi, kızlar Tosunu ilti- İatla karşıladılar. Saz söz baş- lads, Tosun birazda sarhoş ol- muştu. Ânsızın, deminden beri o dünya güzeli şeklinde yanla- rında oturan kızlar , birer ifrit golyabani şekline girmesinler mi? Eyvah, şimdi Tosun ne yapa caktı? * bitmedi Beyoğlunda Yani is- minde bir Yunanlının 13 yaşındaki kızı babası diğini iddia ederek po- lise müracaat etmiş ve Yani bunun üzerine tevkif edilmiştir . Eğer doğru ise vay alçak baba vay 1.. ni açtın? Bak bana... kuyor muyum? Artık kocamsın *biz evlenmekte biraz acele ettik, işte bu kadar!... Ekrem utanmak aşkımızı gücendirir. . bağımızı kaldıralım, Kimseye bakmaktan çekinmeyelim, . bir- birimizi seviyocduk... saadeti 'e engel oldular.. biz de d dindik, çırpındık onu tekrar el- de ettik... Bu bir günah mı? İdedi. Çıngırak durmadan - çalıyor- du.. , karşıki evlerden kafesi sü Tüp bakanlar oldu.. . Neyran a- cele etmeden kalktı... elbisesi nin buruşuklarını biraz düzelt- ti ve kapıyı açmadan yukarı çı- kıp cumbadan bakmağa karar verdi. Ekremin yanından -geçerken — Neyran... Neyran. .. ya-| onü, masum gelinlerin düğün zık olacak! demek isteyen genç! |gecesinin sabahındaki ©o yarı İmahçup, yarı memnun tebes- sümü ile öptü. Biraz sonra, daha merdivenin üstbaşmdan : — Ekrem, gelen Gece An- nemmiş... şimdi onunla baba- ya haber göndeririz... ne iyi.. iyi! diye bağırarak koştu, kapı- yı açtı. İhtiyar bacı içeri girer — gir- mez, hemen yere çömeliverdi, iki elile başını sıktı, gözlerini kaldırıp Neyrana bakmadan, göğsünden Namığın bir akşam evel ilk cinnet buhranı — içinde yazdığı kâğıdı çıkardı, elleri ti- triye, titriye uzattı. Ekrem küçük odanın kapısı- na çıkmıştı. Bacı onun orada, arkasında olduğunu hissediyor, fakat başmı kaldırmıyordu. Papuçluktaki yerli küplerden birinin kapağına oturmuş, iki yanına sallanıyor, sallanıyordu. Kâğıdın açılırken - çıkardığı hıaşırtı ile titredi. . dün akşamki fe_!iketı de gene böyle küçüçük Vay alçak vay !.. | tarafından ırzına geçil- | i- |a idi? — Kostümle ve spor kostüm 1 liradan ttibaren Meşhür MANDEL BERC €n mükemmel gabardindi Pardesü T Uradan 2 itibaren 1 en son moda ve her renkte Mantolar Namığın çıldırmasına, saba- ha kadar bağırıp çırpınmasına sebep olan gene böyle küçük, küçük kara yazılar değil mi idi? kimseyi tanmmıyor, her kesin yüzüne bakıp, manasız, mana- ız güldükten sonra; | — Çıkardım o melunların güz lerini ya! Oh çıkardım ya! di- yordu. Gelen iki doktor bile ne acaklarını şaşırmışlardı. İnghu'yı: bacı yanaklarından a- |kan yaşları silmeden başını kal dırdi. — Ah Neyran, .. ah! diyemi- rıldandı. Artık ona kırılmıştı! Namığa bu büyük acıyı ve- ren, evlerini yıkan o küçük sev- imli küçük çocuktu ha! “Gece anneciğim, badem şe- keri yok mu? Benim nanoş Ge- ce anneciğim!” diyerek uzanan mini mini sevgili eller bu cina- yeti nasıl işlediniz, nasıl kork- madan, titremeden babayı öl- dürdünüz? — Yalandır! Yalan! Bu ola- maz... bu... Ne 0? Kim bağırdı? Kim bö- yle acı, acı inledi? İhtiyar bacı müşkülatla ye- rinden doğruldu, yetişip tuta- madı, Neyran üzerine bir şey yıkılıyormuş gibi elini başma götürmüş, boğazından hırıltı halinde kurtulan bir “Yalan!” çığlığı ile yere yuvarlanmıştı. Gece anne - şaşırmadı, - telaş İgöstermedi. O zaten böyle bir İsey bekliyordu. Üzerlerine doğ- Tu yuvarlanan felâketin, koca- man bir çığ i, beraberinde yeni yeni musibetler getirerek, gittikçe büyüyerek yaklaştığı- nr hissediyordu. Musluktan avucuna — su dol- durdu, yerde yatan Neyranım yüzüne serpmeğe, saçlarını 15- latinağa başladı. RNA 1929 İlkbaharının büyük sürprizi « EKSELSİYOR Büyük elbise fabrikası terafından takdim olunacaktır. Müntahap çeşitlerimizi görmeden hiç bir mübaysatta bulunmayınız. Bey efendilerle çocuklara mahsus Son moda biçimlerde ve teminatlı cinsten mühtelif İngiliz ve fantazi “kumaşlardan e renkte ler ve müntahap çeşitlerde Trençotlar Hanımlarla genç kızlara mahsus müntahap çeşitlerde gabardin ve Kasha Trençkotlar 1 1/2 Hradan itibaren Pantalonlar Her renkte fanella'ardan 1 liradan 2 itibaren Çocuklara mahsus gayet müntahap çeşitlerde dayanıklı köstümler Ölçü üzerine ısmarlama için husüsi dalre Aylık ve haftalık taksitlerle muamele yapılır. Zavallı Namık işte şimdi de| ğırdı. | ZİRAAT, iaşamt, marangozhane, demirhane ve tamirhaneler için en mükemmel, dayanıklı ve kara, yağmura, ve toza karşı zırhlı kabı ile muhalazalı motorlar VE BAHÇE VE TARLALAR SULAMAĞA MAHSUS SU TULUMBALARI bakkında ğayet elverişli fiat ve çersit ile tafsilâth katalğ talebi İçie, Türkiye umuml vekili bulunan zirdeki adrese müracaat edilmesi rica olunur KRAFT VE OSTROVSKİ. sahibi: Fred. V. Kraft Istanbul Sultan Hamam Açır efndi sokar Yusufidis Han üçüncü ket Tünel caddesi No 809 Telefon Beyi |yordu. İlk önce Neyrana koştu, yere diz çöktü, ağlıyan, yalva- ran bir sesle: — Ne var? Ne oldu? Neyran. Neyran... bak benim! diye ha- Aklına bir şey gelmeden genç kızın bileklerini uğuştururken avucunda sıktığı kâğıdı gördü, güçlükle parmakları açtı ve çok yartılıp, yıpranmadan onu kur- tardı. Taşlık loştu, pencereye yaklaştı ve okumağa başladı: “Kaçtın! Tıpkı anan gibi sen de dostunla kaçtın! İşte yıllar- dır içini didikliyen, bir türlü an- RD-MOTEUR BERNARD markali motorlar ve motorlu su tulumbaları Pa İaealinüşili Çat “za 2900 - Satış mağazatı ve meşheri: 2543 PASTİLLERİNİ Hstimal ediniz M_Gn #Czane ve ceıa depolarında satılır. VALDA İamini taçıyan kutanur h Kendi. kendine traş olmak zevki li a n 'akat ter ve tave o kall için meşhur — iskambilli POKER TRAŞ BİÇAĞI Tahta kalâde 10 numarada. JAK DEKALO VE FLETOKS | SİNEKLERİŞ g ve diğer haşaratı ÖLDÜRÜ KOKÜUSU SIHHİ Â ” VE LÂTİFTİR Yant başında duran, ü eğilen habeş bacımın elleri? rıldı: — Ne idi 0? Ekrem! E€ diye bağırdı.. . ğ Birdenbire gözlerinin 4 mektubun o müthiş “Sen dÖ gilinin kardeşisin!” teş gibi yanan yazılarla yerinden fırladı! Daha o gece, ları c:irlilılıdünneden, larına şahit olan odaya &f zü koyuâı yerde yıuyo:::' Bi Oda duman içinde Bi Burnuna keskin bir barit, 1'31 ğ v İ | N | d '). melvtalmi &) layarnadığın büyük sır: Sen piç sin, Ben de bu sersem kafamla senden iyilik bekledim hat Atı- İyormusun sen ananım - çirkin günahırdan doğan bir piçsin! Baban ki bir sefildi, anandan bıktı ve onu attı. Ben, ortada aldatılan, saadeti ezilen hakiki suçsuz bedbahttım, seni aldım! Açlıktan ölecektin.. . dayanama dım aldım.. . fakat sen iki me- lundan doğma bir yılandın.. ge- nelerdir süren sinsi uykundan uyandın, beni soktun, hayatını kurtaran beni soktun... Zehrin biliyorum, beni öldürecek, fa- kat sen de öleceksin, o da ge- berecek! Belki yarın bunu aldığmız zaman, bütün kalbimle diled- ğim cinayeti işlemiş olacaksı- Nız.. . işte sana geçirdiğin zev- kli anları hiç bir zaman unut- turmıyacak ve nihayet senden de, kahbe anandan da öcümü alacak zehir: Kalbimi parçalıyan, hayatı- mım son ışığını söndüren melun piç! Ananım dostu Münir Fuat, kaçtığın adamın babasıdır, sen de. .. sen de sevgilinin kardeşi- sin !" Ahşap evin camları birden- bire bir tabanca sesile sarsıldı. Demindenberi bir türlü ayıla- nıyan Neyran bu korkunç gü kusu geldi, hıçkırıktan ',l * bir deli kahkahasına bef korkunç bir çığlıkla yanımt gfi | tu, bir akşam evel öpılp ğ güzel saçları tuttu, virdi. Sevgili menekşe gözlef gil * cam parçası gibi donukiyi LLı lardı. . sol kaşının bira£ Y'yfj *« sında, küçük bir deliktef " İf » beyin parçaları akı) artık bir daha kilı yacağı bir kuvvetle © mektubu sıkryordu.. . ©& rinin bu yegâne delilini de beraber götürecekti. , Neyran korku ile ge Kollarını ileri dogf:" 2 sanki üzerine hücum h varmış gibi: çi | 'kı —Kurtarım beni. . « ğ diye haykırdı. M d, Kapıya doğru koştü-” gel q,lıı' çarşaflı ihtiyar bacınıt! ğğ “R dolu gözlerile karşıla$ti; ' rar odaya kaçtı. . - şen ölünün korkunç. Ce bakışlarını, yerde gi' 'ördüe | . yen kan gölcüğünü g? — Üğüş. lerini yüzüne götürdü. Saçlarını yolarak, mruklarken, hırıltılt — Söyleyin! Yalağ”z yalan! B

Bu sayıdan diğer sayfalar: