13 Mart 1929 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

13 Mart 1929 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

sin terlik ökçesi... Tana.. Ka çacakları güne kadar. Kaçtılar, 'zar da dünyanın en kıymetli (ev” milliyet TEÇG BUGÜNKÜ HAVA Dün Azamf hararet 93 Askari 1 di. Bu gün Ruzgir hafif Poytaz esecek, Hava bulutlü olacaktır . FIKRA (DAYAKLIK) LAR Bilmem başkalarının da ba: şına geliyormu? Bir bizim evv, birtakımı tanımadığımız, kibar yaptlr misafirler dadandı, üç beş gün geçmez çatçat kapı, ya bir ilk 'beyle bir hanam, ya bir 1ki hanımla bir hizmetçi nezake'le karşımıza dikili veriyorlar: — Affedersiniz efendim, ytca saclı, uzunca — boylu, etine dolgun, on yedi on sekiz yaş- lazıada, mavimsi entarili bir kiz , burzaya geldimi? mahalle, Eskiden dağda bayırda, evde ağılda tepetepe kullanmak için dört karı alırlardı, şimdi tepe- tepe kullanmak ve gerilegerile dayak atmak için öksüz, yetim, yürekler acısı minimini türk lar. Onlara evlatlık demektense dosdoğruca(Dayaklık) deyip i- şin içinden ,rmelidir. Muh terem Himayei Etfal Cemiye- tinin ehemmiyotle nazarı dikka- tini celbetmeği vazife bildim. FELEK Avrupa güzeli ! Avrupada 17 millet urasında seçilerek nihayet Avrüpa gü- zellik — kıraliçesi ilân edilen macar dilberi kendısine koca arıyormuş. Bu havadisi oku- yanlar arasında - binlerce bu dünya <şüzelinin kocası olmak Için içini çekmiştiryal Haibü ki bu kizla evlenmenin ne kadar numkız? ğ T "KI':::;::: büyüttüğümüz müşkil ve belâlhi olduğunu ovtatlığımızdı da, buraya kaç-| kimse düşünmez! Bütün bu tığını söylediler de, size bir de-| yüzbinlerce , belki milyonlarca | fa soralım dedikti de... — âdamrarasında yalnız bir kişi — Yanlışımız var efendim, on| hu Çok güzel - kadının kocast yedi, on sekiz yaşında uznca bo-| O/mayı iştemediğini söyledi. Bu yla, etine dolgun, sarışm evlat- ö RTEĞD İA hi buraya değil ancak kocaya| Tüstağni - zat * konsilitçi . Mabür lendiükz namile maruf Asaf beydir. Bu “Yahut tempo değişmiştir: —| bahs hakkında diyor ki : — Affedersiniz, kırmızı ya- Bu kadın bana varmak — nokdı, yeşil önlüklü !d: on y-| istese kabul etmem. çünki bu — adfarında varyok, kesik - saçlı,| todar güzel kadının binlerce mercan terlikli bir kız Çocuğu | oyunu olur. Beni nakadar r “'Lîüğğ',:âîır kimin nesi g| SEVerse sevsin, mutlaka bana R vefasızlık eder, benim de elim- amfendi, kim i- e miş a? d — Biröksüzdür, aldık büyüt-| den - hafazanallah - bir. kaza ya girdiğini gör-| çıkar, onun için- islemem ! de, yanımızdan kaçtı Elveda ! | Aziz - karilerimin Tatlı bay- latlığı) oluyorlar — ve mahalle | kapı kapı aranıyorlar. | mun bu sözü bayramlardan zevkalamamaklığımin - sebebini izah etmiş olmasın . FELEK sınHi 5, RUMATİZMA 1 Rumarizina, erlerin ve oyukların ağrlı, müziç, müzmin bir hastalığıdır. Bütün duçar olanlar rutubetsiz yer- lerde, evlerde ikamet eylemelidider; deniz kenarları onlar tçin iyi değildir; az meylili (Acı-badem ciherleri gibi) yerler, bol güneş ve hâva alan sihhi meskenler lazımdır. Rumatizmalılar, başlıca soğ Kıan ve rütübetten zevakki ile beraber Dühassa (nemli İken) cereyanı hava- dav içtnap eylemelidirler. Tenlerinde ış ince bir fanile birdz güneşde tenezzüb ve giceleri (Talearomatize) —muattar talk tozu ile masaj muvafıkdır. Yarınki makalemizde bu hastalığa mahsus tedbirlerle — vesaireden bahis edecegiz. ILBZ. D.r Muhiddin ASKERİ BAHİSLER Almanların mağlubi- * yeti sebepleri , Almanlar büyük harpte müttelik. Terile birlikte pek güzel harbediyor- Tardı. Denile bilirki; öris Avrupada kesif bir Cerman ırkı galçana gel mis, bir tarafa tasruz ediyor ve ba | taaruzlarında da heman hec yerde mubaffak - olayozdu, — bir — taraftan 'Türkiye ve Bulgarları da elde ederek Bağdat ve Misir. seferlerine başladı- Tar, diğer taraftan Sırbistan ve Ro- maayayı çiğnediler . Bu esnada bir zafer daha t6tevvüç H, bu çanak kale idi, çanak kale galeri HilAf . ku vandaolarının mane- viyatma büyük bir. darbe teşkil edi- yordu, çünkü itlfm çanak kalede uğradıkları bu - hezimet en — böyük Zarat KĞ artık Roslarda — birleşmek '“::: ::r:h wkıblı::;-m“:ıî: raınl_ar geçirmelerini lemenni hazsınız ki bu da evlatliktir ve| (derim. -Ben. vaktile . bayramı ©-da her nedense kaçmıştır. So-| Yi7 Çok cihetlerden sever fakat yuetlar artık kapıkapı yalnız bir şey için istemezdim: — law, kim bilir ne çeşitli cevaplar| Şeker, yenir. etbise, talil, gezme F nlıp gözden kaybolarlar. eğlence hep cazip şeyler lâkin 8-12-18-23 yaşlarında olan bu rtraea eli — (evlatlık) lar neden ve niçin ba- ümidi kalmamıştı. Rusla — münferit kalınca — ordularının — malzemelerini ikmal edemiyorlarde Sürü sürü Rus İ efradı hazpro ; sil için arka- daşlarının ölümünü bekliyorlardı. Buntarın ; ması nispe- tinde —iHtiyzcate Çoğ: Çarın xulmünden bıkmış olan Bu garip uzün sırıkla pencerelere daya- nan davulcunun camları tifreten | kaşıkacıvorryorlar? | lı;âmıî merakımı celbetti, sı-| Merhametsız fokmağı , akşam- | © sebep buldum: İiş, 2Bakımsız'| men beni vakilsiz. uyandırdı. F- kıca fıktca araştırdım, üç asli| dan geç yatmış olmama rağ- | N E . b £ — Ne yapayım? dedi, hiç Ç Bu sefil, perişan, kirasesiz hk, 3-Dazak... Evlatlık denilen bu kimsesiz,| zavallılara öyle işler yükletiliy- er ki yarısını Hindistan filine ağır işlere mukabil bakım, görseler, bir büyük ha- Sil Çağırıp bastonla bir de temiz kötek at- maktadır. Bir gün sordum: — Kızım neye dayak yiyor” sun? . yok, kovarsa nereye gi" ? yavruları verilen ağır işle vi biraz eksik yaptılar mı, hır | ferine bakıyorumda Bu dostnma kasız sırtlarına gelsin sopa, Milliyetin tefrikası 32 SÖNEN Yazan — Sara “bakıyorum babacım, gözlerinde © kadar şefkat görü- yonüm ki © fena kararından na- «b olup a vaz geçmediğini dü- şimliyorum. — Hangi kaârar? “Vıldız. dan müt bahsetmek İştiyormn?'hen de senin hölâ aonün ” avnkatlığından nasıl olup a vaz — geçmediğini düşünüyorum. benim değil mi? e âmü. yar mı ya baba: t olan bir şeyi iyorüm Ney- üç| yediğim şekerler, öptüğüm eller Bir kaç senedir. belki daha üzün zemandır. vakta bu say- gisiz. darbalarla - arlık — bizar değilim, fakat o eski zevkleri- mi de birlamiyorum . Ne her bayram giydiğim hazır ve yeni urbalarım gıcır gicir polinlerim | tarın verdiği geçici sathi zevk- | ler mevcut ! Bu saf ve tiflâne sevinçleri neden — bulamadığımı düşünürken bir dostum - geldi ve bana dedi ki : $ — Sana bayram tebriki yapmaya hacet yok değil mi ? — Neden? —- E, sana her gün bayram! İnanınız , ben de bazı hat- hâk veriyorum . Acİba doste- ISIK 0 gil at Alenn sana X K— Plunün başının - sancıları — galibu kâli gelmemişi. Demek 'ki babacunşne ka- dar yalyarsamı, yine bana açı- miyacaksın, öylemi? Peki onu nereye vereceksin? — Kim - bilir ona ne eziyetler edecekler. İm- kânı yok bahacım razı olmiya- cağım.. — Küçük * hanımefendimizin mzasını isteyen yok ki rüdi olacaksın.. | Babacım kuzum eğlenme, Aeyran, hiç öyle mashara- | vallahi ağlıyacağım artık.. Yıldızı hikleris beni kandıracağını — zan — benden nasıl ayırırsın, buna kal: €&tma o gün seni öylo yüzün da) gözün kan içinde görünce ve © melun atı bir de kendi elimle idi, ya daha beter -bir şey Olsa idit — Babucun — hiç Yıldız öyle MEBRURE HURŞİT — -Benim elimden gidiyor ya, ikisi de bir., — Eğer bir daha ona binmege kalkışmıyacagından emin - olsam kim bilir belki de.. — Bu döğrü, emin ölmamakta hakkın var, çünkü herhalde bin- mek - istiyeceğim - sen de nonoş idoğun için beni kir- » bundan azla üzmeği Iüzümsüz bulduartık is- seçtiğimi düşündükçe ne azaplar | tediği vadi elde edebileceğini çektiğimi bilmezsin.. düşün bir | anladı, ve sanki bu planı günler- kere çanım, ya bacağın kırılsa ; cend - ön. değiiş harbin zorluğuna day orduları hep birden isyan ederek cepheyi kümilen terkettiler. Efrat si- Tahları elden starak moskoyaya döğrü çekiliyorlar ve Almanlarda istedikleri kadar Rus arazisini işgal ederek dur- dular. Bu sosyalistlik ceryanı Alman- yada da uşandırıldı. Bidayecte Almanya da nüve bir halde ve az küvvili bulunan sosça- llseler, müharebe esnasında. İngilizler tarafından canlendirildi. İngilizler Al- manların cepheden yıkılamıyacağını ve binmen aleyh bir kale içinden zaptedilir kaldesince Alman sösyalis- lerini besledi böyüttü. Alman efradı vatanları için kan dökerek — cephede — uğraşıken, — yine yal irktan bulünan-bir kısım sösya- Tiztler İngiliz probgandalarına alet olarak pars mükabilinde Alİmanyayı dahilden çöpğerzmeğe oğraşıyorlardı. Cipheden izinli olarak dahile gelen efrâdi isvankâr ruhlarla / besliyorlar ve batoe harbin alevbinde bulunuyor- lardı. f Küldündorf —hatıratında acı bir | Usanla yazışoc, İşte bukusur Alman- [ ları yıktı. Alman milleti kâmilen ve tam olarak vatan bistile büyütülseydi hiç bir Alman düşmanlarının propa- gındelarına zlet olmaz ve harbin zaferlb bitmesine çalışırdı. Tngiliz ve Fransizlar bu böyük harpte pek büyük buarunlar — geçirdikleri belde hiç bic İngiliz isyanı alameti göster- medi memlekeini müdrik Fransız ürevverleri cephede döğüşen efradı isyana değli bilakis sebat ve metanete davet etiler, Alınanların Parisi döğen Bertalarile otârülamaz. * bir hale gel- mişken — berkes — bibirine sükunet telkin ediyorlardı. Bedin bombacdu- mandan masun idicabali tciz edil- miyordu, bir kısım Alman arazisi bile düşmanlar tarafından işgal edilmemişzi haf böyle iken Alınan - sosyalisdleri baş kumandanlık aleyhine ve hükü meti eskeriyyoyi — yikacağız diye ha- gıcarak İngiliz amaline - çalıştılar ve en nehayet cephede kendi samimiyet ve salivetle seve, sevc kanlarınır dü- ken Alman elzadını tahrik ettiler ve içerine Kurt düşürdüler Zatep harpten yörgün ve birkin bir balde Bolunan efratta yaziyeti anla- mıyarak cepheyi terk ve teslimi silah ettiler. İşte Almanlarıt bugünkü aki- betine yine - kendi” yektaşları sehep oldu. Özünçün mildre: verilecek ruh ve terbiyenin başlıcası memleket sev- gisi olmalıdır. Mület mubarebe halindeyken cef- rikaya — düşürecek - pfopagaulara alet ! ü TALLEDE N SRERASAEI VN 4P GÜNÜN LÂTİFELERİ Son zamanlarda Istanbulda bazı ecnebi bankalar tatilifaaliyet etti mmeğe razı c de hırpalamın: sen sözünden dönmezsin. Neyran düşündü.. Hhiç olmazsa- bi sürctte Yıl- dizini İstediği zaman — görebilir. Onu yabancı hain ellere bırakmış olmak üzüntüsünden kurtulurdu.. hem kim bilir belki de ... zaman ile bahayı katıdırırdı . Peki raziyım, babacığım. — Brava Neyran, İşte bak bunu beğendim. Hemen İstanbula ineceğim.. sana Yıldızın üzerinde gezememek teessürünü unuttura- | cak bir şey #slacafım.. Yooo, öyle boynumu Hlan atılma... nafile söylemem.. ur Wizeni Hakikaten bu sürpriz, Neyrana | ceridei Feridenizi tavsiz olarak vatanın çukurunü — kazanlar badehu — düşmen” çizmeleri “alunda ezilirler, bundan sonraki muharebeler imha muharebesi olacakur. Bununçün herket — yüksek — seciye ile yetiştiril- meli ve haricin propagandılarına yet vermemelidir. ve — gayeye ee yürümelidir. her şeyden evvel ker genç ve her yeni nesil yatanperve olarak yetişmeli ve onunla itihar etmelidir. - Doğan Yıldız kkür Sevgili münasebetile tehciren — ve — şifahen taziye lâtlunda bülunan zevatı kirı- ma ayri &y Cevap verineye teessü- rilmüz mani olduğundan zevat mu- ma ileyhime 'Şekkür yici Pederi: Havza fandarma kuman- dani Abdurrahman, - Dayısı; — Baküs cemal, Bir mükâfat 8 Mart Cuma günü Sipahi ncağı karşu trotuvarmdan - ötemobile raki- ben Nişantaşı Çeşmesinin karşısında inen bir madam krymetli bir kol rmtiştür. Belupt Sipahi rşisida T?7 nümerölu ha- üklerinde Kendileri mem- tanbul İkin Galatada per “Ticaret mahkemesin mbe pazarında *Tici ret hanındal6numatada Şişe tcaretiyle müştagil iker19-2-029 tarihinde iflasına hükmolunmuş olan İlya Levi elendinin hususatı iflâsiyenin rüyet ve tesviye- Si zımaında avakat Vehbi beyin esa- leten sendik tayin kılınmış olduğun- dan müflis merkum zimmetinde ala- Cağı olanların kanatnamet — ticaretin 190 ve 200 ncü maddeleri mucibin- ve tahkiki düyün için tarihi itibaran yirmi gün 3or Nisan tarihlerine müsadif pazar ve pazartesi ve Salı günleri saat onbeş- ten itibaren günlerinde ikinci mah- kemel ticaretin iflâs muamelfitine mahsus odasına —gelerek sendik bey müvacehesinde alacaklarımı ispat ve kaydu tasdik ettirmeleri ve müddeti mezkürede —ispatı vücat edemiyen alacaklılar hakkında kanunu mezkü- rTun 2(0 ncu meddesine tevfikan mu- ilân Olyaut, Istanbul ziraat bankasından: | Şabemiz münbalâtı için memur abmacakrır. "Talip olanların şersiti anlamak üzre 23 Mart 020 tarihi- ne kadar rmuhaberat amirliğine müracatları. (Gazeteler) Üç gün sonca, sabalı kahvaltı S1 İçia bahçeye inen genç kız, Onu çakıl taşlı - yoldu gördüğü zaman sevinçten mermer mer- divenleri üçer, Üüçer atlıyarak koştu. Bu, iki kişilik küçük hasır bir faytondu. Namık — kameriyenin — önüne çıkmış, Üç — gündür. meraktan üzülün biten küçügüne bakıyordu Neyran onu görmüyordu — bile.. hemen arabanın içine atlamış, köşeye kurulmuş, — bacaklarını Kkarşıya doğru! uzatmış, minderin rahatlığını deniyordü.. — Neyran, beğendin mif? Bunu söran baba idi. Yavaşça genç kıza düyürmüdan yaklaşmış birdenbire karşısına çıkmıştı. Neyranin yere basmağa bile lüzüm gönmeden arabadan hırla- | yıp çılgın gihi babasının boynuna atılışı, yanaklarına yağdırdığı bu- EEöoKmam Tiyat kalabalık- bir salon. Dans ediliyor, piyano çalıntyor. Genç bir beyin etrafına, dört beş genç, güzel kız sarmış... bir aralık, tenha, bir köşede Oturan, ev sahibinin ihtiyar an- nesi, genç beye seslenir. — Sadi bey., Biraz da benim- de konuşsanıza * Genç bey, genç kızlardan ayrılıp, ihtiyar hanımın yanına gelir: — Emredersiniz hanım efendi — Genç kızlar, ihtiyarlardan daha cazip değil mit — Bilikis efendim.. — Dansı pek mi seviyorsu- vVet.. — Ama seydiğiniz — yalnız dans değil.. Genç hanımlrı da se- vıyorsunuz.. - — tam aşik olunacak kadındır.. Cemileye aşık olmaya- sıny — Kendisini pek az tanırım. — Bundan bir şey - çıkmaz.. İnsan tanimadan aşık olur. —— Hende böyle bir şey yok. — Kabil değil. Senin gibi Küzel bir genç boş — duramaz.. Nahide olmasın? — Yök canımi Fikriyef... İkbal.? - Melahatt — Melahat mif Evet, benim hizmetçim.. Aman hanım efendi... — Bu evin içinde en gözel kadın ©: ”— KEmin olunuz ki; — Ne söyleseniz nafile., her halde birine aşıksın.. Nasıl olsa öğreneceğim. — Üğrenecek bir şey yok ki. — İsmi geçmeyen yalnız iki kadın kaldı. SŞükran Başka? Bir de ben. — Size hörmetim derindir. Pek derine gitmeyiniz.. — Size karşı.. — kısa-kes, ve söyle, kime aşiksın. Haydi dinliyorum. kran hanıma. — Nasıl —olsa — öğreneceğim demedim mif.. — Kendist ” biliyor mu? Hayır, seler memnuniyet ve sevincini o kadar aşikâr bir surette inla- uyordu Ki, gözleri fazla görüyor, sadece: “Benim nonoş cirm, şeker babdacım.. Diye bağırıyordu. Bir müdder, onun - önünden ayrılamadı. Hele bir aralık sevincini en- latmak, arabasının başkaları tara- fından beğenildiğini görmek arzu- Su o kadar artıi ki, hemen İçeri Kkoştu ve az sonra: * Aman kuzucuğum, dür. öyle çekme, Denim halim var mi ki..,, diye söylenen gece annesini elinden tutup çeke, çeke getirdi Gece anneciğim — vallahi olmaz, sade öyle güzel demekle olmaz çıkıp içine — oturacaksın.. nesi yüksek canım? Sen o kadar yere bacağını kaldıramaz misin biçt Bak ben yardım edeyim de nasıl çıkarani N İhtyar habeş Dacağı buğırta, araar <D TA 3 enomı d — Haydi haydi, utanma.. — En büyük zevkim, — sizin salonuuuzda - bulunmaktır. — Malum! Fakat “aceba size bu zevki kim veriyor? Bu işin içinde bir gönül macerası olacak.. — Ne gezer hanım cfendi. — Canım inkâr etme. Sizin gibi güzel gençlere aşk — yaraşır. Bana doğruyu söyle bakayım. Gençlerle sedadan bahsedip, ou- ların esrarını öğrenmek - pek boşuma gider., Eski zamanlarımı batırlarım.. Haydi söyle kime aşıksın? — Hiç kimseye efendim. — Bana emniyetin yok mu? Ben çok ketumum.. Fakat ma- demki sen söylemiyorsun, ben söyleyim. Fatmaya aşıksın. — Kat'iyen. — Fatma — hanım efendiye sadece hörmetim vardır. Neden söyle >iyorsantMü- kemmel bir kadın. — Beğeniyor musunuz? — Çok... Ben şimdi kendisine söylerim. — Kuzum söylemeyiniz.. — Sen karişma.. haydi — git biraz dolaş.. Sana cevap getiririm. Sadi gider; hanım efendi kalkar. Usulcacık oğluna yak- daşır . Senin işini, yaptım.. — İstediğin olacak.. evladım. — Vallahi anne sen olmasan battm haraptır. Çok yaman ka- dınsın. — Şükran.. Şöyle yanıma gel sersem sadi sana aşıkınış da, bir yormuş.. (kunuşmakta devam..) İstanbul icra dairesinden £ Bir deyai mahkümu — bihin temini için maheoz — ve sanılması mukarrer kurk iki parça mübile kilim ve saire 17 Mart 920 nazar günü —saat on üçten icibaren Boysacıköyünde iskele çivarında Muzharpaşa zade Veliyiddir beyin köşkünde müzayede ile satıla- cağından (rlip olanların waballinde memuruna mükacaatları ilân olunur. Çocuk haflası ! 23 Nisanda başlar YANARAAAAMAZ oturtar; kendisi de yanıma Çıkıp ZAVallı — şaşkına ” dönen dadının yanaklarıni tekrar tekrar öperek: — Gece anne muhakkak - se- ni bu araba İle gezdireceğim,ema bu Kıyalette değil evela süsle- hiriz, başını da şik hanımlar göbl sıkarsın. Hem öyle oturma, ha şöyle, arkana yaslan. Ayak- Jarını uzat.. Nasil - rahat — değil mit — Rahatgüzel ama - evlatci- gim. İşle benlm binip bineceğim bu kadar. O da senin hatrın için.. Öyle gezmeği Hlân, Allah göstermesin.. Sana can emniyet edilir mi ayol.. Beni yollarda deli gibi bağırtırsın. Seni bilmez miyim ben? “Geee anne İnsan — korkuya Aalışmalı, iyidirl, diye — — helecandan bir yerime indirirsin.. yok evladım yok. Sen — babı cığinla bin gez.. Ben sizi- gö dükçe gezmiş. kadür olurum... y BÖlücükÜü. —.

Bu sayıdan diğer sayfalar: