8 Şubat 1929 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

8 Şubat 1929 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ftkir, ıMlıah 3 Emlılhy $'« ASRIN ÜMDESİ *MİLLİYET,TİR BUGUNKL' HAVA Rasthanenin verdiği “malumata göce dün #zami” hararet O, Asğarl rüzgâr şimal mütehavvil siğderle esecek, Terakkiye doğru Günlerdenberi Ankaradayım. — Mücessem bir eseri kemal olan k bu mamürel nevtulüu ikl sene evel de ziyaret etmiştim. Te » rakkiye doğru gördüğüm farkı azim şüphe yok ki, hem hayret- balış hem mefharetfezadır. Tam bir mamuriyetin meba- disinde isek de dalmi bir faali- yetin gayesinde — bulunuyoruz diyebilirim. Vaktile Washin'gion namında Amerikalı büyük bir vatanperver, Amerikayı tâbil - yetten tahlis ile metbulyete isal etmiş ve sonra onun namına bir Washington şehri inşa edilmiş- tir. Bizde de mahza Gazi Haz- retlerinin uluvvü himmeti dahi- —. yanesile Amerika inkılâbına bir nazire inşa edilmiş ve bu mü - ceddit ve müstakli bir hükümet- le beraber Asyal bir Washing - ton olmak üzre bu Ankara şeh- vi peyda olmuş. Günden güne terakki adımlarile yürür - bir şehir, belki de süy ve himmet kanatları ile uçmağa hazırlan - muş gibi durur bir şehir ; evet, bu, Anadoluda Washington şeh- ri, fakat buta Avrupada Mus- tafa Kemal şehri deniliyor. Bu onun yadigârı himmeti, onun abidesidir. Bu millet payitahtı - dir; ve burada Reisicümhur milleti hükümdar etmiştir. O, milletin efradından bulunduğum için büyük halâskârının saye - sinde ben de hür ve müstekil bir Terdim, daha doğrusu - yine onun sayesinde - ben de kendi kendimin metbuuyum., Hakimi- yeti milliye bu. demektir. İstikbale müteveccili - birer şehbali istiklâl olan mebanll Âliye öonun himmeti ile yapı! - maştır ve önun sayesinde açılan yollar mazi ile, ııudılılyetlt. yabancılıkla, hırafat İle ki münascbet etmiş birer uııııı mevcüdiyettir. O olmasa bunla- rın hiç biri olmuyacaktı. Ben de olmuyacaktım. Halbuki bugün etmiş yedi ııııı olduğum bk Iı yedi Yanü ı,'.';. L mllıl.lı. Nıll ıııeınkulıı ve henlm devletimdir. Ve ben ne kadar onunsam o da © kadar benimdir. Ben hatta zirl türabe girdikten sonra da bu hür, bu müstekli, bu muazzam, bu hü- Xxümdar milletin efradından ola- rak yadolunacağım. Kanaatımca en büyük rahmet, dünyevi ve uhrevi rahmet büdür, Abdülhak Hamit ... BİZE GÖRE AVRUPALILIK Bizl “Şovenizme, ve ec- — nebi düşmanlığı ile ittiham — muhafazai edenler — bilmelidirler ki *Türk Naslonalizmi, bir nefis, endişe- Ünden doğmuştur. ve Avru- pama bir çok yerlerinde olduğu gibi ne tarihi bir Içtihadı, ne ırki bir Iddlayı, ne fazla bir gururu ne de taşkın bir ihtirası Kade eder. Kelimenin bütün manası ile taarruzi değil, tedafüi bir , “nasionalizim, dir. Zaten asırlardan beri me- — dez ve otokratik bir İmpa- v için üzülüyorum. Bımı ratorluk — içinde Türkler için yaşayan rihi ve yı tefrikası İ1 Fakat Dü da senin elinde. O üğer istersen onun yanında ka- abilirim. < - Anlamadım. Bunda anlamıyacak bir şey yok Muhsin... —Aramızda D0 düyaman, Eğer düyarsa, Ne olur? * — O da benden yülz çevirir.. H lkuna kendim için Geğil, onan açımı- orsın Ona acı l arki bir — milliyetperverlik gütmesinin imkânı yok di *“Bilâ tefrik cins ve mezhep bütün — Osmanlılar, — tabiri bundan on sene evıllne ge- inceye kadar Türk matbu- atının ve Türk ricalinin ağızından düşmeyen — bir Devlet ümdesi idi. Fakat vaktakl yırtıcı ve açgözlü avrupa kartalının pençesini ta kalbimize saplanmış his- settik, ve Rum, Ermeni hiya- netinin yolumuz — üstünde açtığı. mnçurumu gördük o vakıt bütün — vücudumuzu mükâddes bir İstirap raşesi kapladı; Işte, bunun adına *Türk Naslonalizmi, dedik. Bu raşeden çok mühim şeyler doğmuştur; anın için bizim indimizde bu Istirap her hangi bir meserretten daha aziz olmalıdır. Fakat, maattessüf öyle olmamıştır. Türkte intikamcılık ve kin- darlık hisleri uzun müddet devam edemez ve onda fe- laket hafızası gayet kısadır. gasp edilmiş haklarını geriye aldıktan sonra artık kılıcını tamamile kınına soktu ve *“naslonalizm, kelimesinin manaıs bir nevi “halkçılık, hareketini - tazamımun eder oldu; daha sonra yenileşme ve avrupalılaşma ceryanları bizi asil azimet noktamızdan aldı, başka hedeflere doğru sürükler gibi görünmeğe başladı. *Halbuki, gerek “halıkçi- hık,, yani “demokratlık,, gerek #av rupehlaşma, cereyanları esasen “Naslonalizme,, Idea- hüse mevcut ve mündemiç ümdeler İdi: yalnız düşman- ları yenmek kâfi değildi, ba'- dema yenilmemenin esbabı- nı bulmak dahi lazımdı, bu ise ancak halkın maddi, manevi yükselmesi, kuvet- lenmesi ve bütün milletin medeniyet denilen çelikten zırha bürünmesi ile kabildi, Lâkin görüyoruz ki ne bu medeniyet, nede o demok- ratlık umdeleri bir çok kimse- ler tarafından bu tarzda anla- şılmamağa başlamıştır. Nasıl ki bir zamanlar “Tanzimat, hare keti münevver sınıl ara- sında bir nevi “Vatansızlık, ve *Züppelik, şekline girdi ise, bu sefer de Avrupalılık cere- yanı bie nevi “Kozmopoli- t#izme,, mahiyetini — iktisap etmeğe yüz tuttu. Geçenlerde bir ecnebi professör bana diyordı ki: “Siz Avrupalılaşmıyorsunu:; kurmuşsunuz! - Ne yapalım bey baba çeni | — Selâmi İzzet — Dudaklarında hazın bir tebes süm büküldü: —Bu sadakanı öondan esir geme Mühsin. O sana hiç bir yapmadı; o seni daima sevdi. gönlünü olsun hırpalama Bu samimi heyecamı arasında ilâve etti: Eger beni yaşalırsa ancak babam yaşatabilir. Beni bundan sonra yayarta bağlıyacak babam- İ dır.. Hayactan ve bekleyebilirim Kekü n üL e b | peni MİLLİYET, — C nı kAye, AT AM . nomun Tiyntro Leyantinleşiyorsunuz!, Bu sözde bir çok hakikat mev« çut olduğunu İtiraf ederim, Avrupalılaşma — cereyanı, Avrupalılara karşı hudutsuz ve pasif birhayranlık ve em- niyet hissinin Wadesi de- gildir. Avrupalı, — elinde *Jupiter, in Yıldırımını tutu- yor, biz bu yıldırımın ateşin- den bir kısmıni alacağız, tıpkı “Promethe,,; gibi cağız ve elinden ateşini apardığımız İlâh, bir zaman “Jüpiter,, in “Promethe, ye yaptığı gibi bizi tehlikeli bu- lup bir kayaya bağlamasın diye ona karşı dalma uyanık ve tetikte duracağız. İşte Türk milliyetperverine göre Avrupalılaşmanın ma« nası budur. Yakup Kadri FELEK Rasathanede! Zeman zeman havai haberler veren kalender meşrep bir ra- sathanemiz vardır. Her rasat- hane gibi onun da verdiği haberlere pek - itimat - etmek istemezler . Her gaipien haber vermek isteyenler gibi rasatha- nenin de isabet ettirdiği kera- nellere kimse dikkat etmiyor da isabet etmeyenleri parmak- darına dolayorlar . Lâkin bu bütün - rasathaneleein muked- der talileri böyledir. Pariste de 'bir Rahip Gab- riyel isminde bir müneccim vardır, 0 da - taşa ölçelim - bizim Fatin efendi gibi her gün havadan bühse mecburdur, İransız gazeteleri onunda da alay ederler. Son günlerde hava - kehanetlerinin isabet ve ademi isabeti mevzau bahsö- danca bir arkadaşımız - Fatin efendiye müracaat ederek bu yazılara ne dediğini sormuş , ve şür cevabi almiş : — Evet ! Ara sıra tahmin- derimizde aldanıyornz , lâkin , biz en az uldananlardanız ! Aman gümrük1 Çok garip ve şayanı hayret bir haleti ruhlye bizim esnafı sarmış görünüyor. Hangi esndf işini bozuk görürse “ harict ve fameşru, rakabele hamlediyor. Özgrendik ki İstanbulda *Şoson, yani üstü ilikli lâstik kaloş çok ithal edildiği için kundu- racılar ziyan etmişler, hükümete müracaat edip lâstik ğümrü- #ünün tezyidini isteyeceklermiş. Bundan evel'de berberler, herkesin kendi kendine tıraş olmasından içerisi buradan berbat.. arıma kapandı ve adeta haykırdı: Halbbuki — hayât — seninle beraber ne güzeldi.. Affet Muh sin, beni bu kadarcik — olsun aflet.. Ona bir şey — söyleme. Eger söylersen her ikinizi de kaypbetmiş olacağım.. O da senin Siz erkekleri benzersiniz. Sana layik bir kadın olduğumu a dığı gün , kendine de layık görmez senin yaptığını y yap yalmız kalırım .. Her birer 0 zaman,her şey mahvlour. Mübsin buseler - karısının ya lan söylemediğine, samimi oldu Buna inandı. /— Sacide devam ediyordu. H ada gibibir. biribirinize apar ve hayattı Dam akıyor.. f a d MEN Apartıman deyıp geçme! Güzel hamım, — küçük — yum- ruğunu şiddetle masaya — vurup haykırdı: Artık kâli! Çirkin bey bilatereddüt cevap verdi.: — Bana çoktan fazla bile geliyor yal Sen daha şimdi kütl biliyorsun. — Şu halde neden beraber yaşıyoruz?. Ayrılalım. Boşa beni. — Ben teklif edemiyor, tek- lif bekliyordum, — Hata etmişsin. Sen artık çekilmez bir adam oldun. - Sen kendini çekilir mi farzediyorsun?. Her Halde senin gibi deği- lim. Apartımanı otel yerine koy- dun. Beni de karşında hizmetçi zannediyorsun. İüraf ederim, olalrak kalabilirsin, Kalabilirim hal, kalamzsın.. Seni uşak deye lanmam. Ben de seni hizmetçi deye Tütfen tutacaktım. — Terbiyesiz. boşa. hizmetci Ama sen Beni hemen Pek HÂ canım. — Yarın mahkemey müracaat edeceğim. Sonrs ne yapacaksın. Bo şandıktan santa nereye gideceksin? Nereye gideceğim ne de dolayı zarar — gördüklerinden bahisle emniyet — usturalarına ağır gümrük konmasını - iste- yecekler diye Dir söz çıkmıştı . Bu ne garip - zihniyettir ! Şu halde falan filân esnaf- kâr etsin diye biz çamurda giyecek ve suratımızı mutlaka ele mi tıraş ettireceğiz. ? Ltite ettiler 1 — Şehre kürt İndi dedilerdi! — Evet Yön de“ inanma- dımidt ama, geni” görünce !.. valar açınca Kar fırtınası başlar başla- maz yapraklarını döken — ve havalar sükünet bulunca tekrar yaprak açan zührel matbuat hangisidir . FELEK GÜNÜN LÂTİFELERİ Dışarda Fırtına durdu; içerde baslad- Ne o efendi oğlum, böyle çoluk çocuk, bu kışta kıyamette kapının öründe meclisi şey mahvolur. | zturab hsin. Fakat daha olmak, daha İstiyorum. Bu izdrap İçinde kıvzanarak, çırpmarak ölmek, bu dünyadan gitmek istiyorum. Seninle beraber yaşarken ne mesuttnm.. - Vrtik mahvuldum.. . Sana bu sözleri bit ölü süylüyor Muhsin. İnau, bu ademki aramızda her şey ör inanahilinsin.. Mademki dp ettin bu çılğinliğim eti başladığını biliyorsu- Muhsin, — Mühsin, — affet çok — muztarip çok azap çekmek bitmi. beni dünden' ndar, benil., ... Muhsin odadan çıkğı zaman fını, neye karat vere- kul- | merdivenlerden | | — Öyle ya, kış ortası - beş apartıman ve ya ev bulunurmu sanıyorsun? Apartımana, eve Ihtiyacım yok.. İşte aprtımanımda — oturu- yorum, Anlamadım.. Bu apartıman benimdir. Kunturat benim mamı- madır. Şuradan şuraya gitmem sekiz senelik karınım, Öm ründe bir kere olsun kibarlık edip aparımanı bana — bırakabilirdin Zannederim. Kibarlık edip otel köşele- rinde şürüncmem. Şu halde evelâ kendime bir apartıman arayıp bulurum Ondan sonra boşanırım. Sen - bilirsin. - Senl sekiz senedir başımda çekiyorum,biraz çekerim. Ne daha taksirat, yapalım | | | | Bir gün gelir elbette inti- kamımı alırım. Görürsün sen. * Karı kocanın hayataları bir ces Kadın - uncak iki Ay tahammül - eti ve muvalık bir —apartıman — bulmadığından alıp başımı ötele gitti. Ayrıldılar, hennem oldu, * Ayrıldıktarından bir ay sonra, beyletdi — odasında — otürürken kapı açıldı ve içeriye eski karısı girdi Bonjur beyfendi! Bonjur.. Sebebi ziyaretiniz?. — İntikamımı almaya geldim. Çok güzel. Apartıman buldum. Bana nef — Müsaade buyurun. Bulduğum apartmantı pkı sizin aparımanı- nıza benziyor.. Bu apartmanın birinci dayiresi gibi. Yani ev sahibinin orurduğu kat gibi. Eyet... Eskiden beri ev sa- hibiyle aramanın pek iyifolduğu nu biliyordunuz. Sizinle a tan sonra onunla buluştum. Evle- niyoruz. — Yal, — Evet efendim. Size bu gün | ev sahibi sıfariyle müracaat edi- yorüm, kunturatınız üç ay sonra bitiyor. Tecdit etmek istivorsanız kiraya yüzde yüz z7am yapacı- ğız. Ya ayda iki yüz İira verip oturursunuz, yahut da kendinize başka bir apartuman bulursunuz elendim. Nakteden Selâmi İzzet Şehrazat eeğini bilmiyordu. rişan bir halde idi;be müfekkeresi dürmüştu. felce ağ- ramış gibiydi. Odasına girince bavulu ona birdenbire İstanbula nasıl geldi gini, karısını na: hiddetini ve. Sacideye karşı olan derin aşkmı batırlattı.. Bir an düşündü, sanra düşün- memek istedi. Kayın — pederiyle lazımdi KörÜŞMESİ yakalar tina, | | Kartvizitine bir iki satır yazdı, | gursonu çağırdı. Kâzım beyle karşı' kaşıya gö, Hince, Sacidenin ricasını, nfyazını, vasiyetini unuttu, kayın pederine her şeyi söyledi. her şeyi anlartı. Sacideye merhamet etmek'caiz | gına kananr getirdi eğildi. O her şeye müsthaktı, * Öve Rasputin |Şehrazat| | ilândan irbaren yirmi gün zsrfında van Mosjoukine Çarın Yaveri —— Dün akşam a Ma]ık sinemasında Büyük artist (CON BARİMOR)un DENİZLER CANAVARI filminde cidden Salon halkınlâyenkati alkış ve takdirlerile çınlayordu. Gidiniz. görünüz. _-I_ ç000c0cccc>crrcceccE ( RASPUTİN ) in hayatını $ Mosavver ve Rus- İmparatoriçası- $ pin bizzat görü yegâne hakikt film Rasputinin $ Muaşıkaları Filmidir. İmaperatoriça rolündet ana Karen, li Lisenko Bu oiğ Greta Garbo ön ALHAMRA SİNEMASINDA seansların programı Saat (2,5 tan 14,5 ga kadar VOLGA... VOLGA Sast 145 tan 15,5 ga kadar AŞK DIı.ENclLFııI POLA NEGRİ Saat 15,Stan (7, îlı kıılıı 05 ga kadar VOLGA... ile Rus hey'eti mugünniyesi Rus hey'eti muganniyesi suarede dahi taganni edecektii Yıldızların en dilberi MARIA JAKOBİNİ, Erkeklerin en .u- zeli JAN ANJELO, Eserlerin en mükemmeli olan Vera Mirçeva iilminde pek yakında Melek sinemasında arzı öndam edeceklerdir. FAHİŞENİN KIZI l gün Melek sinemasında Doroti Giş ve Antonio MorenOnun temsili güzinleri | Bu meşhur nedimenin Versaydaki hayatı.. Entirkaları.. Aşk maceralarını musavver müazzam filim Suvarede FRANKARDİNİN yeni numaraları. Istanbul Baro riyasetinden: 26 Kânunosani tarihinde — vaki vımı şubat cumartesi gününe Talikına karar devam etmekte olduğundan umurtl İçtit hazır bulunmaları rica olanur, İvan 'X/Imjoukim':- Çarın Yaveri İstanbul ikinci ticaret dalresinden; Asma altında Pupas oğla hanımda 23 numeroda icrayi ticaretle meşgul İken ilânı iflasına bükmolunmuş olan Kağıtcı İbrahim Halil Kehtymui efen- dinin hususatı iflâsiyesinin rüyet Ve tesviyesi zımnında avukat Atıf beyin esalecen sendik tayin kılınmış olduk larından müflisi merkum zirametinde alacağı olanların kanunnamet ticare n 190 ve 200 ncü maddeleri mu cibince tahkiki diyon için taribi sehedatını mahkeme kâtiblac lts:lın eylemeleri ve möddeti mezküre hit mından sonna üç günde yani 020, 3 Mart 020, 4 Mart 02 artesi, Pazar, Pazartesi günler ikinci mahkemel ticaretin WİS moa. melâtinn mahsus todasına — gelerek sendik — efendiler — müvacehesinde | alacaklarını İspat ve kaydü tasdik ettirmeleri ve müddeti mexküredi ispatı vöcut edemiyen — alacaklılar hakkında kanuny mezkürün 210 ncu maddesine tevfikan muamele oluna. cağı ilân cilunur Darülbedayi Tepebaşı tiyarrosunda Dü gün sant 15,30 du ve akşamı saac21,30 da Mürai ede komedi iyiliğe ve 'ırrh.ımeıe / değil.. Muhsin — sözünü — bitirdikten sonra kâzim bey doğruldu ve sordu: Bunları bana - söylediğinizi Saciee bilmiyor değil mif Hayır. size bir şey söyleme- mem İçin rica etti. Aramızda bir karar verelim, dedi: Kararımı verdi. Kayın pederi elini kaldırdı. Hayır Muhsin, bugün hiç bir karar veremezsin. Verme de. Bir kaç gün daha düşün. Seninle mektuplaşırız. Ona gelinces. Kol- uyla şöyle mübhem bir hareketyaptı. Öğle üzeri — kızının - odasına girdi. Her zamanki gibi sakın ve müştikti . “ Sacide — babasıiım buç bir şeyden haberdar olmadı Matt | Cu: Tinde /— Kâzım bey sordu. #a dil amt içtimada devarmı müzakerenin 9 mühalefeti anutn 25 çubat mezkür günde azanın verilmiş isede havanın Yıldızların en dilberi MARİA JAKOBİNİ, — Erkeklerin en güzell JAN ANJELO, Eserle- rin en mükemmeli olan Vera Mirçeva Filminde pek yakında Melek sinemasında arzı endam edeceklerdir. İLÂN Feriköyünde Kuyülu bağ arkası sokağında 73 numarada kâin İNTİ BAH ÇAMAŞIR FABRİKA sına ait S Cit ve 2( yarık namaralı eşya .mııum Makbuza ve dipkoçanı ka zaen S Şubat 1920 Salı günü zayi Olduğundan hükmü olmadığı — ilân olunur. İzmir be ediye riya- setinden: İzmirin bilamum cadde ve sokak talık edilecek lavl zarf üsülile » Nü saat onbeş ediyede mübayant at m Harbiye mektebi müdüriyetinden: 929 Şubat bidayetinden Nisanın birinci haftasına kadar Harbiye mek tebine Talebe kayı- edilecektir Şersiti anlamak üzere İstanbulda bulunan genelerin Askerlik şubelerile Herbiye mektebi tedrisat şubesine, Taşradaki — gençlerin de'en —büyük askerlik şubesi ve kalemlerine Tüzü- mu/ müracascı Kadıköy Hale Tiyatrosunda Çardaş - Fürstin t 3 perde — Hasta mısın? — biraz. — Pekel yavrum. rahat et.. Sacide dudaklarının arasında mırıldandı; — Teşekkür ederim Muhsin. sen ne eyi adamsin! İşte ihanet hadisesi böyle ol mi iniz kalan bir b din ani bir Gnnetle İdalettayin bir erkeğin koli ativermişti. Kâzım bey ilç dört günlük bir muhakemeden sonra kızının kabahatsız olduğun: şeuri bir “günalı işlediğine mış.damadını- inandırmış ve hsinle Sacideyi barıştırmıştı Karı Koca me'sut ve bahtıyar- dar.Mes'ur ve bahtıyar yaşıyorlar, & eeBittim Uyu; isti inan M

Bu sayıdan diğer sayfalar: