—— s — KURUN 20 TEMMUZ 1935 Amerikayı ilk gö- renler kimlerdir? Kristof Kolombün Okyanusa çıkışın- dan birkaç asır önce yazılmış bir kitap i Cumartesi | PAZAR 70 Temı 21 Temmuz Takvim OR. sür 20 R. Ahir Gün doğuşu 4.45 446 dn bası 19.37 19,34 340 242 1290 130 16.18 16.15 1047 19,36 Y 2132 231 sak 235 237 Yılın geçen günleri| 404 sol Yılın kalan günleri 156 55 Sicilyalı ldrisinin Romada basılan bu kita- bında işitilmemiş şeyler var... Kristof Kolomb'un Yeni dünyayı keşf için birinci seyahati Kristof ven organa çıkışından zılmış ve era v2 abi ba- sılmış Arapça coğrafya kita bında Farhereld şu sözleri KU. cularma vermek için ği bir arzu koptu. Okuduğum kitabın adı “Nüg- hetülmüştak,, a Sicilyalı İdrisi adında birisi bu kitabımı dostu Si- &çilya Kralı il a sunduğunu İb- © ni Haldun da söyler. İzban şehrini anlatırken şöyle ) açe denilen mağ Kuzey (şimal) indedir, rm ğa Tuleytıle (Tülado) nal da denir. Şehrin önündeki genişliği altı mildir. iie karanlıklar de- da ırmağın geçe- Güney (cenup) inde Maden kalesi vardır. Deniz şahlanıp bu- ralara saldırdığı zamanlarda altın tozları bıraktığından bu ad veril- miştir. Lizbon yakininde (Alda- nanların yolu) diye — o var- | manı gelince dır. Okan denizine sekiz kişi buradan denize atımları. Bu çıkış şöyle olmuştur: Hepsi li a dam büyük bir yol gemisi yaptı- ar dağlaşıyor, ışık gittikçe bitiyordu. Bu karanlık dalgalar altında ni ladılar. Bu bez arkalarında i de rk Diril ye yelini; hapse götürüldüler. Gezmenler seyyahlar da zim tenli uzun boylu, uzun saçlı insanlar gördüler. Güzel ka- yanlarına geldiler, Nereden ve ni- ç iklerini so mek için katlandıkla- rını söylediler. Adanın iyesi bu sözlerine gülerek: “Benim dn da bu meraka düşmüştü. Ada rını bir gemiye koyarak 5 caya degin kapalı beklediler. Za- onlar ' için lev soon başka bir gemiye elle- gözleri bağlı Ka rüyüş üç gün üç gecelik bir vii, Bir sabah gemi yanaştı. Gene elleri ve gözleri bağlı olarak karaya bıra kıldılar, Güneşin doğduğunu ılık değeninden anladılar. İnsan ses- leri kulaklarına geliyordu. Hep çözdü, sorular ara » karşılık ei. geminin nn beriki ellerine alarak güne; lr ği başladılar bir o kadar A 9z sonra yun adası iye in adladıkları adaya yaklaştılar ve kıyıladılar. Burada ız koyun sürüleri dolu idi. Ne çobanları, ne iyeleri vardı. Çıktılar su bulup aldılar. lardan bir kaçını kesip yemek is- t Ağıza konulmıya. acıydr. Yalnız derilerini alıp deni- de yeli aşmak kayıklarla çevrildiklerini ler. Kayıklar gemiyi çekip lattılar. İçindekilerini bağlayıp buraya iki aylık bir ia olduğunu öğrenince va- esfa diye haykırdılar. Bu adaya işte bunun için bu adı verdiler. Ada vak Berbe rlerdi. İstanbulda basılmış olan (Ha- disi Nev) bin yıl önce ölmüş olan Suudiden göçürdüğü başka bir üykü daha söylemktedir. Bunda, geziye m kaptanm adı da geç- mektedir, Suudi bu —— dö- benliği vii irdikleri (ga rip) nesnelerle, Önelilni Dahl bi gün > Endülüste çalkanmakta al kendi oymakları ile alan büyük Berber kumandanı Tarık (Tarıki) nin oymak adları- nı Kanarya dalarında bulanlar, genler bu le görmezden nc de Kuze; azarlarınm NE eski ak Okanda yel- alli LT | RAbyo | Bugün İSTANBUL 18.30: Yüzme dersleri. Bayan Aza” Fransızca ders, 19, Türkçe sözlü eserler. 21.30: Son ha berler. Borsalar, 21.40: Bayan Babik- anil n). 22: Plâk neşriyatı. ARŞOVA 15: Mozart'ın I: di 05: Sözler. 20,15: Reklâm - kılar. 20,50: Aktüalite. Lemberg'den röle, Sö ik konser. Spor. 28, 10: Sözler, 23,30: Küçük or- Ka konseri. DAPEŞTE sti; Harpa konseri. 21,10: Şiir - ği İri Budapeşte konser çinli 23,30: Duyumlar, 23,50: Çingi ne ii KAHİR! Sabah 6,30 bedeni terbiye (Münaim Muhtar), ve Kur'an (Mehmet Sey- e il Plik'n neşriyatı (Ahmet Abdül- ini Ümmü Gülsüm, Hayriye, Ah met Şerif, Necat Ali). 11,10 son, İL Ali Makine Ht Birinci ticaret dilleni mn ma, inde: usiki, monoloğ, vi Musiki nim Sadik), kaside Son s Milâno # Brükse olya » Amsterdarı * Prag # Stokholm » Londra » Nevyork # Paris * line , e iilesiine — tavileri. e seriye Bor. .AI5) Elektrik e 26A75| Tramvav 31. 70 gi ii 26.09) Rihtim 12.00 zi) nl 94,00 . Anadol Ergan! istikraz, 95. Saki hu u © a 198 AM (6, dolu Mi 1,40 Sıvas-Erzurum 95--, Fan A 400 ken Den ge Ke anlamakta güç- lük çekmi H. F. Targal 1 Ebe, Roma nRURUM'un Komanı — Nasıl söyliyeyim? Sonra si- vil memur bin türlü soruya baş- lar. Binnaz Hüsnüye yalvarıyordu: —Sormazsınız değil mi? Be- nim hatırım için söz verin. Memurun rdeşi de: — Aaa, ne diye soracak? Hiç dr sey olur mu? Hüsnü, söyle- sene! dedi. Sivil memur, gene gizlilikler- vr doğma bir sey oluğağını an İri rp e >> e gibi uygun ia > şimdilik bir şey sormıyacağım. Doktor razı oldu. i, olsun. Takip sineği. niz işler bittikten sonra bütün me- rak ettiğiniz şeyleri söyliyeceğimi görünme; vadetmemiş miydi, — Uzun vade! Başka türlü olmaz ki... Peki söz veri; Doktor cebinden bir kâğıt gı- karıp Binnaza verdi. —Size gönderilmiş bir mek- tup! Okuyunuz da dinliyelim . Binnaz hayretle baktı, .sonra öcünü a- 4 sun, hakkın var; fakat mes'ut ol- maj malısın. Etrafında güzel bir aile tur: Baban, annen, kar- rünün dediği gibi şifa ve saadet bul m; çünkü bunlar senin hakkındır. Büyük bir sevgi gözlerinden giri yavrum. aşar ağa Hüsnü doktora mba mânalı baktı; fakat Nezirin imi ti) üzerine bir şey söylemedi. Bin- naz sordu: Doktor, geçende de söyle- dim, aramızda bulunduğunu; fa- kat kendisini bildirmemek isteme- diğini zannettiğim bu şefkatli in- sanla bir kerecik olsun beni gö- rüştürseniz ne olur? Ellerine a- yaklarına sarılıp teşekkür edece- ğim. — Aramızda hi diyor- Se bu sizin düşün » Ba- nu ilk söylediğiniz'e gün de Bl böyle bir kimsenin bu lunmadığını, hattâ sizin sivil me- murumuzdan fazla bir zekâ gös- terdiğiniz, hiç olmazsa demediğinizi söylemiştim. Yaşar, her nedense simdilik kim- seye etmem istemiy: tubu kim str imi kendini tutamad n Binnaz; siz örlek - ten is sivil memur olursunuz, de- i, Doktor cevap verdi: — Kapıcıya bir zarf vermişler, üstünde benim adresim vardı da takip ediyormuş? - dam! Bizden teşekkür istememek için kendisini göstermiyor. — Bize ne? Siz el u/ basması, sayfa (91 kurtul-| ki (işare-| run sır! * | Kiklerine yayıldı. Kız, daha cak yerde elinizdeki fotoğrafinin | hakamadı, azan. A. ismet Ulukut i Cemil meri inanma kızım, inanmal Şimdi bize unutturur Binnaz fotoğrafiyi çevirdi, ge ne hayretle sordu — Bunu kim yazdı? | | — Haklısınız, dokuz, on ya” şında bir kız, ayin süzeli ve imzasını tanır hi za! — Geçen ıl demeki,, Amma na" | sıl olur? On yıl önce... , Doktor söyletmedi: | — Sivil memura “sorma,, der- | ken siz mi başlıyacaksınız? | — Amma anlamıyorum ki... i m piyano çaldığna anırsınız da, bunu yazdığma İ nanmaz mısmız? mi — Babam mı — Ben ne bileyim? Polis mü * | dürüne öyle söylememiş miydi et öyle diyordum, sizin Lei e Benim fikrim... aa çalışıyordum; medim bile 4 —o di benim söylediğimi nereden biliyorsunuz?.. Bu sözü li ile Hüsnünün 1 kahkahaları takip etti. Zeki hızm işit n için beni değil, doktoru tanr-| va; ruttunuz Binnaz cevap vermedi. Dokto- nun > var mıydı? Babasının piyano çalışmı işittikter sonra, eli altımdaki (o “sevgili l i sırlarını ol amasnıa im” N düşünmüş olabilirim. Hastanede bir in varsa, emrediniz de çal sın, ne olur — iri, hay! Yemekten sonr3 söylerim. Cemil bağırdı —İnanma, kızım, inanma! Şim” di bize unutturur. — Nasıl unutturur? Ben unut” mam ki — Hele b ir gözlerine bak; bü” tün e rins aklından Ala — Alır Nezir: — Ne münasebet, dedi, hiç ö”” le mi olur? az z, mağa başle” mıştı. O leri ne ney” vr O gece sofradan kalktıkta” neden yut” edi iz Gizlice doktorun si lerine bakmak istedi; gece o Ae başka bir sır ir 'n sıcak bir parıltı meyi Bu gibi arından, Y arkasına baksanız daha iyi olur. (Arkası var)