BÜYÜK DENİZ ROMANI | Endülüste Kemal Reis MTTefrika No: 185 | | Yazan: İshak FERDİ İspanyol papasları (m ödürüleceğini ir dalde işkence e söylerler Salina mahkemeden çı- kınca nereye gitti? Emir Sait yem yüksek sesle| a başlamış! '— Yakında bir any prenİ si ile evleneceğim i Reisin yanından Slim bra birdenbire Emirin elindeki m tubu kaparak çekildi: Emir Sait: — Bana mahkemede olsun öz- genlik (hürriyet) veriniz... Diye bağırıyo! po mektübü reise vermiş- “Bu hâdise Prenses Salinayı da şüpheye Gö Hayretle etra- fına b: — Mahkem ei bir komedya... ik söylenmekten kendini ala- Ve, 7 ağ tavırla mahkeme re- isine döndi — b LZ, müsaade etmiyor: Emir Sait iliş bariz — İşte siz bana bu mektubu MN Ve ondan sonra yaz- plara cevap vermedi- ME Niçin UZ miz! Prenses: — Ben sana böyle bir mektup sellim. Diye de ayri sözleri takrarlamı; Ben de size o mealde ün göndermedim. Emir Sait reise hitaben şu söz- leri de söylemekten çkinmed bir e düş bebini iii istiyorum | (Kara Rahip) Bütün bu kon maları büyük bir soğuk ie i ie dinledikten sonra. n kargılı belbeiçilere vip — Şu herifi zindana götürünüz. Ve bacaklarına zincir vurmayı u - nutmayınız! Emir Sait olduğu yerde şahla « narak: — Ben mücrim değilim.. Ben kimseye tankla yapmadım... memlekette adalet yok mu..? Mer-| * hamet yok mu..? Siz dosiluktan ve insanlıktan anlamaz mısınız? n sürükliye- rek zorla dışarıya çıkarmışlardı. Endülüs veliahdi: — İspanyol medeniyetinin içyü- zünü anladım.. Fakat işi işten geç ti. . Ordunuz Garnataya | girdi.. Elimizden silâhımızı aldınız. Bi- hücum — Bu deyir neden işken- ce yapıyo! Reis ei iile önündeki yeşil örtülü masa — Hâlâ a imz mı? diye bağırdı. Endülüs hanedanınm nes- söndürmek istiyoruz. Büyük lüzum görmüştür. me yalvardı: — Onu affediniz.. Bana bağış- layınız! Çünkü, ben onun yardı - miyle Garnatanın ve Elhamra sa- rayının içyüzünü öğrendim. O ol. masaydı, Endülüs saltanatı kolay kolay devrilemezdi. yaptım. kâfatını görmek hakkım değil mi- dir? e» Mellâ başını sallıyarak verdi: — “Mah arından geri dönemez. Emir Sait, krala ei suçuyla işkence eri öldürüle- De € ye bu sözü işitince titredi: Sem Krala el uza- değildir. - Emir Satin ii diöülnü büyük Reis, Salinanın sözlerini dinle- mek istemiyordu. Nöbetçiye eliyle işaret ederek: — Prensesi dışarıya (o çıkarın.. Dedi.. D Dn a kal hipler iğ onu Di etiler ve ar- çıkmaz, b Mi yanına iki nö- betçi atl. Salina nereye gidiyordu? Ne yapacaktı? Şimdilik bunu bilen tu. Güzel prenses göz yaşıyla 1s- lanan yüzünü silerek ( arabasına bindi... Ve mahkemenin önünden ayrılı #*. Emir > mahkemeden * çıkar ni kurulan bir işkence Mn ei Endülüs ; veli. ahdi, boğaların ağzında parçala- nan küçük kardeşi kadar taham - u) müllü bir adam değildi.. Sarayda üş, dağda, bayır- Emir Saidi burada ( çıyanlarla big toprağın üstüne yatırmışlar- Emir Sait, kendisi ei etrağn: a bir çok mi ücahitle- rinin kollarından ve azalir rın- dan gerilerek Ri konuldu- ğunu görünce şai şaşı — Alçaklar. Bu ki ediyorsunuz! Dün, na; sfiniz üzerine verdiniz. bugün ne çabuk unuttu Emir, Sait eee sesi ke- silmişti. Uzaktan birkaç kere: Ah s ve şere- ei — Ah... Ahhhhh.. Diyen feryatlar işitildi.. Ve bu feryatların arkası: larr aksetti. Prenses Salina mahkeme salonunda yalnız kal - Genç kadın, şimdi Emir Sa - idin arkasından ağlıyordu. yaşlarını peçesinin altından sildi.. Teessürlerini gizlemeğe çalışa- rak, mahkeme reisine sordu: ndan kamçı şa) nüz. Diye bağırmağa başladı. | hangisidir? Dil işleri Kılavuz için dersler inerler Demeği haz skirmn en yüksek erece ocuğunun ölümü, onu yüre - ğinden vuran bir çarpı olmuştur. Ne gevezelik ediniz. ne de sus- kun olunuz. Sizni güzeyinizde ilerledim. Onun üslübunda herkesin ho- şuna giden bir akkınlık var. u adamdan alacağınızın bu kadar olduğunu gösterir bir bel - gitiniz var mı? ikbaşlık, ve başeğim; ikisi de gi Gal, gazete ayları ya ee il. gili vii varışlı bir adam olm lıdır. Ordumuz düşman here ları üstünden bir yuvu gibi geçi Barışcıllığımız, yurd savgası Pali savsayacak Susa varma- pa tliğin sınırı şu dağın doru- ğunda bitiyor. Bu misallerdeki karşılıkları > Remiz kelimeler ve Güze; Akkınlık > Selâset Belgit - Sened Dikbaşli Serfüru Varışlı — Seriülintikal Yuvu > Silindir Batışcıl > Sulhperver D irve , Örkün < Rükn “Doğruluk, ahlakın künlerinden biridir. e tarak — Sar'a Tutaraklı kedileri evde tutma- yınız! » 4 Yayintı — Şayi: Söylenti Riva; Halk arasındaki ayakk ku- lak veriniz. Sofya'daki söylenti'lere göre... — ULUS — Yeni yayın OL 7 Ve Za Yeni Adam TT nei sayısı çıktı. leke! İs. mail Hakkı, En büyük devlet siyasa- adur, m e. Heykel gen nün dedikleri, İs - ar Bir EET tariye Gültekin, E büy 7 olectiflik, Zahir Sıtkı, Et (hikâye). Kanok, Bir köy demirceisi. KURUN Gündelik Siyasi Gazete Istanbul dün caddesi, (VAKIT) yurdu 24370 Telgrat ge İstanbul — (KURUN) ABONE sener Posta kutusu No, Türkiye Gr Omuzundan tırmanan küçül lar ve kara ai a Saidi hayatın tiksindirmi rtık ya: ei azra vd me Beni öldürü - ü Ml yanına u lari kara taşlı rr üstünden süzülerek, geni: yağ, a içinde dağıldı.. u ve öl mahkümların feryadını ami > tek kulak yoktu! (Arkası var) Senelik 1400 Kir, 2700 Er. 6 aylık 730 ,, 1 3 aylık 4 , 800» 1 aylık 6 , 300» İlân ipe Ticart yeli timi 30 kuruştan baar Ti aa “250 kuruşa kadar Büyük, fazla dram Uân verenlere ald ağrı tenzilât “mili ilânların e e satırı 10 kuruştur Küçük Hanlar: Bir defa 30, ie defası 50, Uç detasi 60, t defası 75 ve on defası 100 kuruştur. ii iaşe yla bir defası beds- -İ meniz için her şeyi görüp bilme - dünyaya 8 getirdi. KURUM'un Romanı : 24 Bahçeye ei Sivil me- mur, ohastahanenin havasmda bile sırlardan Sol bir başka- yım diye her tarafı didikleyici ba- e gem istiyordu. am altmda top- lanmış bir iki hasa epin Hüsnü doktora B a ei ya- sak mıdır? — Hayır, kat'iyyen. Burada di- lediğiniz ibi hareket etmenizi ri- im. İleride bize yardım et- çük bir şüpheniz, mahrum kalmamıza sebep olabi - eğ il Hastalarm yanma geldiler. Doktor anlatmağa başladı: — Bunlar, ir hafta ile yirmi ge arasında buraya gelmişlerdi. 'amanki hallerile şimdiki du - melas! kendilerinden sorabilir- siniz. vii biri, sual bekle - ediz sormaymız, dedi. Beni İz raya acik götürür gibi getir- diler. iri dakika nefesim tıka-a- cak sanıyordum. Allah razı olsun iade ne yaptıysa yap- t,ongün içinde beni yenide “arasından | zü — e mırıldandı. Hüsnü bu - 1, Önce buradan çıkmış mer da gene bu sözleri i - şitmişti. Yalnız bu kadının, Süley- man Şefiğin ruhuna düa etmed ğine hayret etti; soracaktı, sora - madı; doktorun keskin bakışları ile karşılaştı. Kadın devam edi - yordu: — Yarın, öbürgün taburcu ola- cağım; kimsem yok, lâkin doktor beni de sefalete düşmekten kur- taracak, e) > balli. geçine- cek bir iş bul oktor “ül memurun kulağına eğilerek: — Şimdilik (o Binhaza heyecan verecek şeyler söyletmemenizi ri- ca ederim. Burada yalnız kaldığı- nız zaman ne isterseniz sorabilir- siniz. Mae ü bunu doğru buldu. Bin- nazın emdi re hatsaların bir iş evine gönderildiklerini öğ- rTenmesi iyi bir şey yam Çok duygulu bir kız olan Binna: bastalara sorulan şeylerle pek bik la alâkalanıyor, hepsinin burada iyi olduklarmı ( işittikçe çapar kuvveti arttıkça artıyor, kendisi - nin de şifa bulacağına şüphesi kal mıyordu. Hüsnü bir saati bütün zekâsı ile her şeyi ince ince araştırmağa çalışmış, Binnaza ve polis e gireli Ke ederek h TE 5 — KURUN in | Binnaza, Sül 20 HAZİRAN 1945 m. Yazan: A. Ismet Ulukut Doktor benide sefalete düşmekten kurtaracak, bana da bir iş bulacak. ran zekâsı, zembereği Okopmuş bir saat gibi durmuştu. oOHiç bir şey düşünemiyordu. Böyle eksin tı. Bütün bu meçhüller bir malüm olsa oradan hareket e- decek, küçük bir kordan bir yan- gin yapacaktı. Bu sinirli. haliyle koca şehri, altüst edecek kadar, araştırdı; ge- ne Hacı Yaşar Ağa hakkında ufak bir iz bile bulamadı. Önündeki çe- tin muadelenin malümları yalnız şunlardı: Doktor Nezir, Binnaz; bir de, niçin öldürüldüğü, hasta - hanede kendisine niçin hayır düa edildiği belli olmayan Süleyman Şefik! Hüsnü, doktor Neziri tıbbiye o- kulundaki talebeliğinden, Hindis- tan esaretine Bunları araştırmış, Trbbiyedeki kaydı şöyley: Adı: M endi Babasının adı: Sallan Bey Annesinin adı: e Hanım Doğum tarihi: Doğum yeri: . irni Vefa idadisinden Salâhaddin el, orta isin bir çiftçi idi. Nuri de Edirneliyd. Bu üç kişilik aile, namuslu, ken - di hallerinde yaşıyan insanlardı. an Şefiğe dair bildiği şeyler de birkaç sö- geçmiyordu. Bunlara “karşı ö“ nündeki meçhuller (de Şunlardı: Edirneli bir doktor Mehmedin Av- rethisarlı bir Süleyman Şefikle a- lâkası; elindeki servet; şu mahut Hacı Yaşar Ağa ve bunun da Bin- nazla alâkası; seye ait > olacak teşebbüsleri alem. gözebil - nu bilmiyor. Bu hayat da Hindis- man Şefik! Bu nun Avrethisarlı li bili - ; fakat daha ilerisi? Karanlık skala Eriş eni belki ikisi « a 'bir bağ bulunabile - peri vi halde ii Hacı Ya « şar Ağanın bir firma olup ie . dığını anlamaktan erek da- ha'müsbet mea girmek her hal- de 9 fayda nü çok Mi Hindistan: daki esirlikten dönüp gelenler a - rasında doktor Mehmedi tanıyan » lardan birini buldu, bu yol ile Ne- zirin esirlik arkadaşlarını bul - mak güç olmamıştı. Bunlardan bi- ri bildiklerini şöyle anlattı: nu çok yüksek fedakârlıklara sev - ketmişti, Çanakkale harbinde bu - di eee EL mişti, —19— SIVİL MEMUR FARAZİYELER « ARASINDA polis dairesine pek meş- iş bir £ fikirle gelmişti. ka damarları zonkluyordu. pa de - ten imkânsız görünen bu hâdise - leri ne kadar ere bağım eçen ilânların ofazin iinde beg, Eİ e hesap edilir. istese bir türlü muvaffak olam yordu. En karışık a çözen, ayı- Şunu, ğını, nefer gibi düşmanla çarpıştı. yaralandığını bize anlatırken yi -. ne o helecanlı dakikaları e muş gibi bir e in duğ lizlere esir olduk. Bizi Hindistana gönderdiler. (Arkası var) 7 EE Sekli van A iğ