Endülüste Kemal Reis : 184 || Yazan: İshak FERDİ rain atığı o, Emir Mehmed vurmadan geçen boğann göğsüne saplanmışlı! “Ceneralime el uzatan, oğlum da olsa vururuml!,, Bu sırada döğüş meydanına ye- di boğayı birden yi el ssd dolaşan döğüşçüler el- leri; ızı bezleri .— rak ale kekliği ve tut- sakların üzerine saldırtıyorlardı. Maryana, Emir Meh - Prenses medi azgın boğaların: > tu-| tamaksız bir malina duğu yerde titremeğe evka Kral Ferlimand başını Krali. çeye çevirdi: — İşte bu melün, atış yerinde mzalveyi ladı.. Be- tan bir adamın bu saate kadar yaşaması bile çoktu. Onun vd nasıl par- çalandığını göreceğiz... Maryana babasının ila sözleri- ni işitir — Demek ki, Kara Rahibin e- vinde ya emi yi Emir Mehmet vu: Diyerek ilk önce geniş eri nefes aldı.. Sonra babasına dönerek: — vr ai a ölüme avuç açmıştı. O bir mus kimle li a acı - rsun “ «Diye bağırmak istedi.. Fakat, >Ürensesin' ni bütün da- ie < göreceklerdi. na kendini güçlükle tut- tu. Ve dişlerini gıcırdatarak & önü ne baktı.. Sağ elini şakağına gö- türdü: — Hayat çok çetin... İnsanlar çok zalim. Diye elli eket versin ki, onun bu mr- rildanışı kimsenin gözüne ça(p * mamıştı. Ni len bakesimleri mn gi, ear işken- ce mahkemeleri, Ka ilmi. etirmek için ei Bu ilm yap tığı işkenceler dünyaya adalet per-| desi altında yayılıyordu, Prenses Maryana, o gün bir kere daha anlamıştı ki, babasının üs- tünde oturduğu taht, zulüm ve is- tibdat berilen sarılmıştı. a can ve- ren iniltilerinden başka bir a ni İşte bir — Kom sl görmek istemezdim. Beni ondan önce ne- den peer Epe ei ye bu sesi — e derin bir 2 ile koca- sına meyi Diye İML kralın alay edici kahkahaları yükseliyordu — Budala..! K harem de tutsak gibi yıl andı... Simdi hürriyetine kavuştun! Bak, artık sana karı: i ŞAK Kollarına Büreeiyren boğalsrla! boğuş.. Kendini ku Maryana bu Mi de duydu, fakat ağzını açıp bir şey söyliye- edi. Ölüm sırası Emir Mehmede gel- mişti, bi Endülüs emiri kolayca ölmek niyetinde a Eline bir mız. rak daha geçseydi, o v vd tri- bünlerde Silarüğ Ee turan kralı gebertec. Aylardariberi liği işken - ce, bu müslüman gencini çok za - yıf düşürmüştü. Emir Mehmet tutsakla; arasına Sai- o söyle bir göz attı.. O, kardeşi di arıyordu. Emir Sait bu ölüm beşiği içine neden atılmamıştı. Sabahleyin ikisini birden kal- şlar.. Fakat, kendisini baska yoldan. üni de bir vk götürmüşlerdi. Emir Mehmet, O kardeşinin de sonu ölüm olduğunu biliyordu. — Bal — benden önce. öldür - dırmı başka üşler ee mele ortasmda cansız bir heykel gibi durdu. Bo onun yaman baş sal- lamadan geçiyor! aile AA e ik döğüşü seyreden 'etro, Emir Mehme- din m imierdi — e adam, oğlum da olsa. ölecektir. Demişti. Don pe sunay prensler- en — Bak, dedi, meydanda dikili bir taş gibi, imıldaşa sd sarsıl- madan nasıl dei Prens gözlerini Boğalar, çok duygulu hay - Eli Mİ K, d 1. 1, ei likanlı, belli ki, boğaların huy'un- dan ve dilinden anlıyor! İspanyol prensi boşuna söyien- Ul. Mehmet, İşbiliyede bi yi boğa fa bele, onların huyunu renmişti, a biri yanına kadar $ 9 Tribünlerden: — Haydi.. Durma.. Boynuzunu n, bu söz- lere eselden e ri > toparlak gözlerini Emirin yü- ikti: den ur ve ölümd yılmaz ilalasia gencini göstere-| reki Dil işleri .. Kılavuz için dersler —3 Ürem — Faiz Ürüt — YER ün —Mi Üretim — İstihs ihsal Bir zamanlar nomal ürem yüz» de 12 idi. Bu yıl ürünümüz iyi idi Gösterdiğiniz. bu rakam ele yoksa ham ürü rinden midir? Memlekette endüstri üretimi gittikçe lee mili biridir. Büyük eyle a işleri pek kötü yönetilmişi Yaratı emri olmayan astist eçegen bir ün alabilir; fakat ça buk mantar: üz lira alacak için aylardan: beri meki yürütge'sinde uğra- şıp duruyorum. o Tüze Bakanlığı yüret işlerine daha iyi bir düzen vermelidir. Siz de yoğatım cezasını e ye mağ istiyenlerilen misi, iyice önül en iyi öykücü'leri: dü nunUM'un Romanı : 19 Babamın kitabı, piyanosu.. Havada bile babamın kokusunu duyuyorum — 18 GİZLİ TABABETİN TATBİKLERİ İm yal kalca odayı $ — KURUN 15 HAZİRAN 19355 7 Yazan: A. Ismet Ulukut piyano sadası gelmeğe başlamış - tr. a tekrar yerine oturdu. Sa- yükseliyor, gittikçe a - her oluyordu. Binnaz hayrete pi e Kitaplara rr Yerine takı “Tevehhüm,, kitabı aldı, kabmı aç tı; ilk sayfasıda bu yazılar vardı: TEVEHHÜM Yahut Binefsihi telkin ülellifi DOKTOR SÜLEYMAN ŞEFİK Neeee,? Bu kitabı babası mı yaz" mış? Bir daha o Doktor Süleyman Şefik Babası yazmış demek!,, Binna- zm az miknatısa tutulmuş bi" lak gelile yuvarlağı Li bu Birkaç * | ağlardı, Bunları hatırladı. Oturdu- ” | ğu koltukta hareketsiz, dal, i- üşmüştü. B parça, tanı- ii ve pek sie bir ve idi. Küçükken babasından çal « masını rica eder, ve ik de yano e Bütün bunlar geçmi- şi gözü öni yaşatmağa kâfi gelmişti, inde bulunduğu bu o - da, gözleri önünde yavaş yavaş si- ri yerine daha geniş bir oda geçmirti, Bir köşede piyano ça - lan baabsımı, ötede şezlonga uzan-. miş ahsta annesini görüyordu. Ba- bir retildiğini biliyor musunuz? e bir üstenci tuzağına yim Bana Antalyadan bir paket gönderildiği hakkında — Istanbul postası er bir bildirge aldım. Bu misallerdeki kelimeler. Öykü — Hikâye Beslev — İaşe Yaratı — İbda Yürütge — e dairesi Yüret — Ter: Yoğatım — Ti 5 > İhale etmek Üstenci — Müteahhit Mi - İhbariye fu ihsan # “| saller vardı. Sonra defa pera; Bu küçük kitap baba- m adigârr demekti. Elleri arasında sıkıyor, gözlerini ondna ayırmıyordu. Yavaş yavaş si bü yük bir merak ile okumak i du. İlk sayfalarda telkine, GL nin kuvvetine dair bahisler ve mi- ii a m kendi kendine nasıl telkin yapa - anlatıyordu. Doktor Süley- man > diyordu Ti “İnsanm her şeyden evvel ge- güveni ila, bir iman taşıması lâzımdır. olunca, en ağır bir hasta bile, “Ben hasta de- ” Yine kendi hayalinde yaşıyor- du. ir kızcağız var - dı; bu küçük Binnazdı. Piyano kesildi, O, hâlâ dalgın- 1. —Tak, tak!., — Tak, tak, tak, tak!.. Tatlı rüyasından rs kapr- .— vurulduğunu işitti;. titrek bir — Giriniz. Dedi. Doktor Nezir, eği tatlı, çok ca» na yakm bir gülümseme ile içeri gr Binnaz derhal Kayıtlanmak — İh Ew işleri ile daha iyi kayıtlar- manız lâzımdır. . İkametgâh etgâ onut Bir şehirde oturan herkes po lise konut göstermek yükümünde- dir. a İmay — Dünkü söylevinizdeki imay'ın benim üzerime olup olmadığını sizden soruyorum. tekrar ederek bu kanaati sabit ve kat'i bir fikir ha linde ke eek ka- bul ettirebilirse, (hastalığından kurtulmasına yardım etmiş olur., Bimmaz bunu okudu; yanakları — ULUS — İrtihal arr Işık Lisesi müdürü bay Eşrefin zevcesi ve (merhum Binbaşı ie in kızı Bayan Maide 2 dap olduğu hastalı ku ıyarak vefat (etmiştir. Merhamesin cenazesi bugün saat ik cemiinde 12 kılmdıktan sonra Feriköy mezar - lığına defnedilecektir. üne dil — eee korkma.. Sana kıy- mıyacağım Diyen bir bakışla delikar'ıyı Bursadan bir heyet Ankaraya gidiyor ğü ile il ere Partinin sehir, köy, ilce, kamu ce bir dereciğin ez düşen bir damla, son cümleyi noktaladı. Yi- ne okumasına de eti yi di mı takdirinde sıhhati, vehamet kes kendi eri "| pedebilir.,, Binnaz durdu. (Ne güzel, ne doğru ledi bunlar! Doktor Ne- evham ile bu hale gel- gelen bu za red- dedebilir ral R Hattâ şimdid. tekrar ediyor — Hayır, Bi ben hiç de has- ta öğ İbi zöfım var, biraz öksürüyorum; bu da geçecek, hem pek çabuk geçecek. Ah, babacı - ğım, öldükten sonra da beni hi -| ,. maye ediyorsun, Senin sözünden dışarıya çıkar mıyım? Hayır, ha 2 PE hasta değilim; iie ka dönüp gitti. RE iin ri liğe virdi. Emir Mı e hik ik kai ha-| ti; pre duruyordu. u sırada tribünlerden bir vi- an koptu. Kral Ferdinandı.ı sa- duğu bir ok, o Emir Mehmedi klein geçip giden (o boğrnın göğsüne 1 (Sonu yarın) dada hizmet ill Ni kişi- lik bir grup Ankaraya gidecek - e Bele vargısı devlet ei ni ee ve ulusal çalışmayı ye- rinde Şe. Grup 14 Hi ziranda Bursadan kalkacak ve 15 Haziranda meme Ke rp Orada pazartı na kadar kalıp o gün Lan treni ni ile Bursa- | ya dönecektir. ani aki dereciğin suları Ya kitabın sabifelerini 1s- latmağa başlamıştı. Mendilini çı - kardı, gözlerini kuruladı. Şimdi kalbinde bir hafiflik hissediyordu. Kitabı ei ie, â Pali den e basmak, mizi i eki | yerinden kalktı... Yanındaki odadan pek lâtif bir İ zıcık bana bakar mısınız şuursuz > begi : — Ah, doktor, siz bana hayat ve saadet Dİ size ne kadar borçluyum. aşkma burası nedir? li kitabı, babamın piyanosu... Ah yarabbi, havada bi- le babamın kokusunu hissed Doktor yine o esile, yine o tatlılığile am inde tutup koltuğa oturttu. : — Size sabah da söyledim; banız ölmemiştir, burası onundur, siz de yanı bulunuyorsunuz. Mn sizi incitecek küçük bir iki düşüncelerin verdiği | e ölem henüz geçmemiş - i, Karşısındaki koltuğa ni gr Yalnız. | — Şimdi nası Dedi ini işitti. Bu söz ona ba- basının kitabını hatırlattı, hemen vap v ven — Çok iyiyim, artık ha: ek pek çabak toplıyacağıma i- anıyorum. le ei gördünüz mü? Ben sizi aldatmamıştım — değil mi? Şimdi ei kendinizi ülemee vakit biaz va sil e hakikati mi Ba- kın, yüzünüz yavaş yavaş 3 bii renk almağa başlıyor, gözleriniz- de canlı bir parlaklık biner a (A el var), ; i