10 Haziran 1935 Tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 8

10 Haziran 1935 tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bug —— 8 — KURUN 10 HAZİRAN 1935 Konuşan Kadavra..! Çeviren: Jskender Fahreddin| dece sarı kıvırcık saçları gözüne : z Ah, Kay mun saçlarına ne kadar da benzi- -Scott Davvson— (Başı dünkü sayımızdadır.) | Dün intişar eden kısmın hülâsası: n, Ame; de fa- kültesi ve salonunun bek- dir, Fakültenin hu hastaba - erlarından Edit adir güzel bir kızla evleniyor. Bir ço - cukları oluyor. Bir gün çocu- Ogün çocuk bahçeder oynar- İ ken, iş meçhul adam, ger ğu kaçryyor, m Dikson ve davetliler eve ha diği za: aya sil ük analarını çocuğun ları arsın » da bayan Tabayarlığ | ..) Nevyork polisi bir haftadanbe - ri Jüli'yi arıyordu. Kaybo| cuğun izi bi ryordu. Eee in kaybol Edit'i de fena halde sarsmıştı. dönü - münü tes'it edecekleri bir gecede | © Mölünin kayboluşu, böyle. yeni ku: Ma masin uş bir aile'için ne büyük bir i! Dikson, fakültedeki imtihanla - rın sonunu bekliyordu., İmtihan - dan sonra İşi ar ve ge» nn bir nefes almak fırsatını bula- tı. Teşrih pe ölüle» A gördüler dalma çocuğunu hatır. kyor ve ağlıyordu. a O gün teşrih imtihanmda tale- N xüçük çocuklar moya tetki- at yapacaktı, Dikson geceyi fa rl nöbetçi süleeli, geçirmiş - ti, mizlemeğe başlamıştı. İ İlkönce başta duran on “ yaş» — larında bir erkek çocuğu c ilâçladr.. Kulaklarmın dibindeki - kalın damarlardan eter şırıngaları yaptı.. Öteki de sekiz yaşlarında bir erkek çocuğu idi. Bunlar he - men hemen birer hafta önce öl » müş cesetlerdi Fakülte son günlerde çocuk ce- iş . setleri bulmakta müşkülât çeki - yordu. Bu işle uğraşan e gizli bir şirket vardı.. (Ölüleri kain > te) diye gazetelerin her zam ip tuttukları bu şebekeyi fal ia - şebekeyi himaye etmeğe eler » oluyordu. Zaten başka eket . lerde de böyle tıp aç m sp © çalışan gizli adamlar vardır. | Dikson, uzun yıllardan beri teş- - rih salonuna mezarlıklardan geti» . rilen sayısız ölüler görmüştü. | Bkm bir alışkanlıkla Oüçüncü ya sokuldu.. Cesedin üstün - is deki arz örtüyü açtı. yaşlarında bir kız çocu - | Fakat,o birdenbire bu cocuğun pe e dikkatli bakmamıştı. Sa - ayan İuşu Di om m D — Ve rar iye ie kalbe bolan yavrucuğu - < or Diyerek ağlamağa başlamıştı. Ona da, ötekiler gibi, ensesin- den bir (muzadı taaffün) şırın - ”*| gası yaptı.. Ve örtüsünü çekti.. Fa- kat, çocuğun başımı kapayama - dr.. Gözü çocuğun yüzüne ilişti. Ve avazı çıktığı kadar haykırdı: — Jüli.. Sevgili yavrum! rmer masanın üstünde ya * tan küçük çocuk, Diksonun vurarak: ocuğumu şim uşlar,, Diyerek bağırmağa (o başladı.. izlerinin üzerinde duramıyordu. Dikson bu korkunç manzara ö- nünde kendini kaybetmişti. vw orkun meşhur polis hafi - yeleriden M. X. fakülte direktörü- ne bir müjde getirmişti: “Diksonun çocuğunu bir iki gü. ne kadar bulacağız. Memurlarımız Jülinin izi üzerinde yürüyorlar. Kendisine söyleyiniz.. Sevinsin! iken er, fakülteye gelir gel rattı, Ona bu a haberi rideleimeci - ti. Diksonu teşrih salonunda bula- madlılar.. Ve teşrihhanenin büyük mİ ardına kadar açık duruyor- du. “ *» 4 İmtihan vercek talebeler teşrih salonundaki kadavraların etrafına üşüşmüşlerdi. De e talebeden bi - rine soğuduktan sonra, tek- rastladınız 8; o — Evet.. Kolumbiyada bir köy. Ni kad. aMidiiLü K sani sonra dirilmiş.. Kalkmış. Bu kadını ben — dirildikten sonra — gözümle rdüm., Sorguya çekilen talebe, tezin - de muvaffak olmak için, bu mev- zu etrafındaki etütlerini anlatı - ordu: — Şikago haz de bu - a benzer bir dir me yak'ası s1 > - cudü berelenmemişti. Tayyaretirl iyi fakültenin teşrih salonuna getir - dikleri zaman, biz de o gece mek- tepte misafirdik. Sabahleyin fa - kültede inanılmıyacak bir haberle karşılaştık: Tayyareci gece yarı - sından sonra dirilmiş dediler. Profesör ayni talebeye sordu: — Bu çocuğu kaç yaşında tah - min ediyorsun? — Beş yaşlarında,. — Kaç gün önce öldüğünü an - layabilir misin? albe ağzını açama: Nereden eN se rağ bir ses yükseldi — O ölmedi.. TO kaçırmışlar- dın Profesör, talebeden utanma - saydı teşrih salonunu terkedip ka- çacaktı. Çocuklar hep birden ke - Mak a 1 Ay A TAKViM © 10 Haziran İt Hazin 9.R, Evvel TOR. Evv Gün doğuşu 458 448 Gün batısı 19.10 19,40 Sabah namaz, 331 40 Öğle namazı 1213 218 İkindi pamazı 16,14 16.14 am bamaz 19,40 9,40 Yatsı namazı 9143 2140 Imsak 209 209 Yılın geçen günleri) 140 wi Yılın Kalan günleri 196 195 , | Jarınr denize attıklarndı “| telefata sebep olmaktadır Deniz kuşlarını korumak için Lord Robert Cecil ve Mac Donald'ın eğiu ortaya atıldılar İngilizlerin çok meşhur şahsi » yetlerinden bazıları ve bunlar ara- sında Lord Robert Cecil ve Ram- say Mac Donald'in oğlu aşağıdaki talep ve temenni ile Times gaze - tesine müracaat etmişlerdir: “Yağ yakan gemiler > artık- ru yüz- den deniz kuşları sr büyük lar, De- nize dalan kuşların bu yağ artık- ları ile vücutları ağırlaşıyor. Bu ağırlık onları na mâni oluyor. Hattâ zavallı kuşlar bu se- beple hareket kabiliyetlerini gt bederek yavaş ve ıztıraplı bir Jüme duçar oluyorlar, ileri vize ölen yahut can ekte olan kuşlarla Dihekie Bu şikâyet mektubunda yağ ar- tıkları içinde muzur maddeleri se- yi vasıtasile uzaklaştır - anm mümkün olduğu, hattâ bu mai yağ dahi tasarruf edilece- ği ve bu tasarrufun seyaratörle - rin ARE yada kayde - dilmekte, bununla beraber bu hu- susta ein bir anlaşma ya - evvel seyrisefain şir - ketlerinin herbininin böyle yap * i, İngiliz hü- kümetinin uluslar sosyetesine mü- acaat ettiği, sosyetenin de muh- telif devletlere birer sual varaka - sı gönderdiği, fakat işin simdiye | Te kadar müsbet bir sonuca bağlana- madiğr yazılarak şikâyetnameyi |. » imza edenlerin dünyanın denizci mileltleri arasında birinci yeri a- m e efieâri secmek del Gidi mecburiyetinde kal, dıkları bildiril HÜSEYİN USMAN Haseki Hastan Dahiliye Mütehassısı Lâleli Lütüf Apartımanı saat 4-7ekadar Telefon 22459 Ma gi Yazan: Niyazi Ahmed Okan Topkapı 2 Tefrika No. o —158— ve cıvarı Kırklar mevkü nasıl bir yerdir? Topkapı sarayının denizden görünüşü 8 Haziran 1325 “günlemecini taşıyan son bir talimatname, sa - ray ocaklarında * bulunanlar için daha ağır hükümler taşımakta idi. Bu talimatnameye göre ayağa yirmiye kadar değnek vurulurdu. cağa mensup tek kimse, ne dı - şarda, ne de sarayın başka bir ye- rinde misafir olarak kalabilirdi. Sarayın baş kapı gulâmı ile nö- bet odası arasında koridorda et - rafı parmaklıkla ll Me Jar mevkii,, var: te göre “Kösem Valde Süha işinde parmakları oldiğürda; dürülenlerin gömüldüğü yer ei ğundan verilmiştir. , Ağalar mesinin. aşağısında isı ve kapı- nn De da “tahta Gi de - aş kapı gulâmının oturarak maiyetine > verdiği sedir yeri vardı. a başkası otura- v7 aapigağlaki denen yerin eski a- dı “Ortancr,, lara mahsus hapi - sane idi, Fakat burada hapsedili » şin garip bir şekli vardı. Zenci ha- Tel Hele Bae aşi sınıftan amazanın on beşini Seklerlerdi, enik on beşinci ki a irade o çıkıncaya kada; ya yükselecekler bu - rada bekle İrade çıktıktan sonra buradan çıkarlardı. m bu da hapis olma,, nın anla Sanasen iki kanatlu bir hama » z dır pencere Şark ve garba açılır iki kanat- ları mü Revzanı kasrı şaha kışver kü - şadır pencer&. Seferli len birinci Ahmet kui apılmış, ve 1331 yı - lında Ka 1335 yılmda da “Çin meşheri,, yapılmıştı. Sa - ray hazinesi 1210 yılında üçüncü Selim tarafımdan tamir edilmiş ve büyütülmüştü. Sofa camii 1223 de ikinçi Mahmut tarafından, İğ75de e Abdülmecit tarafından yeniden yn ustafa paşa köşkü diye bah - mii Sofa köşkü, 1704 de ü- üncü Ahmet tarafından, 1752 de birinci Mahmut tarafından tamir ettirilmişti. sg am daire- sini birinci Selim kurmuştu. Birinci Gir veren Emiri Se- yit Berekâtın, oğlu Şerif Ebunemi ile gönderdiği emanetler şunlar - dır: Peygamberin bir dişi, iki nali- ni, hırkası — bu hırkayı Peygam- ber kendisiiçin güzel, bir ka- side yazan Kâ'bı bin Züheyre he- diye etmişti — Diem şeki berin ayak izi taş, Peygamberin pa ün rin seccadesi, Peygamberin bir kı- lıç kabzası, oku, Nuhun tencere * si, Hazreti İbrahimin kazanı, haz“ nara çekildiler.. onuşuyor ek ka biribirlerine bakışıyorl! e birdenbire geriye çe- kildiği zaman, mermer masanın altında yatan bir adam gördü ve: yı Dikson, gece çocuğunu teşrih masası üzerinde görünce çıldırmış ve bu saate ği masanın altın - da ila kalmi m saat, yl kesilmiş kolları ve bacakları, yarının fen adamlarmın ellerinde dolaşıyor « du.. Ve zavallı Edit, yıllarca ken- disinden saklanan bu sırrı öğren- meden yaşadı.. Saçları ağarıncaya > Be- li iki büklüm oluncaya kadı zara gidinceye kadar, yavrusunu bekledi. kaybol sinin bütün tafailâtmi ki iin sütun sütun yazı yazmak icap e - rayda mevcut hemen her yerin üzerinde beyitler ve yazılar var - dır, Burada misal olarak bir pen - cere için yazılmış ( birkaç mısral alıyoruz: Kasr içinde mazharı nuru ziya- dar pencere Ruşenalık bahşeden bir ruşe - nadır pencere Dembedem bundan girer kasın içine rüz; Durduğu yerde güzergâhı hava- ie pencere P Kasrı sultan Ahmedi seyretme- ğe enmişdurur atak o bir sürü köşkler lm “» gusü tin oluk, Mekkede “Makamı İbra his i in gümüş kapağı, Peygambe" Mekkenin anahtarı, belki de Ba ve büttevbe ve kapının kapağı, prak, Peygamberin I halifenin ima meleri, kılıçları, Cafer Tayyarın bea Halit, bin Zeyyidin kılıc, bir parça (Arkası var) Konya dördüncü yerli mallar vg 20 Haziranda em” muzda kapanacaktır. Ye erlimalı ya” pan ulusal fabrikalarımızın sergi katışmaları en değerli vazifeleridir. Ul mi ve Arttırmi Kurumu Emi izl yn

Bu sayıdan diğer sayfalar: