di |. Pat Paterson gü- peş banyosu bay - .umda söylüyor: “neş banyolarını çok sevirm. Sırtımı on dakika, karnımı ge- ne on dakika güne - .$e maruz bırakırım. Mis Bay bulmıy: e pudraları sarışın- lar için iyi görmiyorum. Hele yaz elbise giydikleri zaman. Kum- rallara gelince zaten koyu renkte olan derilere hiç de münasip de” güzelliği arttırmış olsun.Bence yanaklars bi raz kırmızı, göz kapaklarına biraz yeşil, kirpiklere biraz kozmatik, dudaklara da koyu kırmızı kâfi - dir.,, gr Ya nız yüzü! ve Saçlarımı kaparım. Çünkü güneş Yüzü ve saçları kurutuyor. Bu ise Büzelliğe karşı bir hatadır, Vücu- Miyorum.,. Bu suretle ğe fark b raz kaybolmuş oluy: Ayni za Manda yüzümün Sall iyi bir İhelte muhafaza ediyor iyor. ç Klodet et Kolber bunu ( muvafık, ———— men kırk seneyi geçti. rsi ü Resimde —o SANAT 15 — KURUN 23 NİSAN 1935 -—j/ Inkılâbı henüz resmedemedi. Konya saylavı Bay Şevket genç ressamları nasıl görüyor ? Yazan: Kadri Kemal Kop Ankara — Başbakanlık neşri- yat müdürü Bay Bahaettinin oda- sında, Bay Bahaettin, Konya sayla- bakan- lık zat işleri müdürü Bay Emin gü- ğinden, zindeliğinden hiç de bir £ i şey kaybetmemiş. Meşrutiyetin ilk senelerinde, birinde ve galiba 22 nci re üstadın bir resmini görmüştü resim hocalığına getirilmesi dola - yısiyle neşretmişti. İki tarih ve iki profil arasında ki farkı tetkik ederken bir aralık sözlerimiz resme ve tikal etti. Hiç şüphe yok ki; sim bilginlerimizin ön safında yer i almiş olanlardan birisi bulunan ressam Bay Şevketi Türkiyede ta-| geleceği kaza gençlerimiz nımıyan yoktur. Ziya hüzmeleri:| vardır. Bununla r bazı ni, hatlı mabet mozaiklerini ve) genç betlerin mimari tezyin san'atla. rmdaki inceliklerini tersimde en iyi muvaffak olan ressamı kime sorsanız herkes tanır. Cami penceresinden Ayasofya- “Hü ha birçok bu janer da tablolariyle kendisine ün ve saygı muhiti yaratan üstat Şevket mübalâğasız denilebilir ki başlı. e bir âlimdir. gün bu tesadüften artık bir inç duyarlı keti hepberaber dinliyoruz, O an. latıyor: — “Devlet hizmetim hemen he. mlara im-! Fan, Ressam Bay Şevket sini EN ve bize tanıttır. mamıştır ?,, demiş ve hayret ettiği. ni eylemin ii . yeni gençler hakkım. daki über yo sizi ihti. yar zümresinden saydığımı san- mayınız. Üstat bu sorgu üzerine güldü, teşekkür etti ve bi iraz düşünür gibi davranarak cevap verdi: — “Gençler hakkındaki fikirle. rimi soruyorsunuz.. Güzel. Res- samlarımız arasında değerli ve at) nu küçük ressamlarımızın da noksan tarafları bulunduğunu kaydetmek lâzımdır. Bilmem bu selmek, hattâ çarçabuk zengin ol- mak istiyorlar. Fakat hakikatin ö- zü hiç de böyle değildir. Hayalin resimde yeri vardır. Amma, hayattaki mevkii < kadar ehemmiyetli olmasa gerek.. Hele imdi bazı gençlerimizin haf ve Da mahsus birçeşit endişe . Buhar sık sık ortaya Koy: his çekinmiyorlar; ları ni, biriki sertifikayı sayısız yıl ların, sonsuz deneme ve bilgile: rin ortaya koyduğu varlıkların üs:| inde görmek ve bu varlıkları — biraz daha açık konüşarak diyebi. lirim ki — istihdaf etmek istiyor. lar. Maalesef bu zihniyette bazı gençlerimiz — tabii ben ressamlar mından konuşuy: var. . Fakat ortada halkın, bilgin lerin gözleri ve idrakleri gibi açık bir müsabaka meydanı bulundu « ğunu lakin Yedin "Sie bu. Türk ressamlar birliği namze Dee olsun.. dediler. Ben il im: r p da namzetlei ilerminiei Umumi heyeti k i seçerse. O sırada mukabil tarafların k di fikirlerindeki mi üzeri Cevdet Kerim işe karıştı. du: — Niçin israr rim Yi sa itimat elmiyor musunuz — Hayır, il meselesi değ Biz gençlerin idare heyetinde | lunmasını istiyoruz. Her grup namzet göstermesi usulünü beği miyoruz.. dediler. Bay Cevdet Kerime verilen c vap o vakit bana ve oradakilı pek haklı; fakat bu şeki'de il sürülen biraz teşrifatsız gibi izh edilen, bir zihniyet sanığı verm ti, — Üstat, bu kısım gençler Avrupa cak nasıl de sunuz? — “Bu hususta size belki faz izahat vermekte mazurum. Yaln size şunu söylemek isterim ki gel lerimizden Avrupa ilim lerinde esaslı tahsil görmüş olanl rin yn değerleri yükskti tahsil görmemiş ve yalnız birk: sene herhangi bir san'atkârın ya nında çalışmışlardır. Bunların b hususiyetleri in modaya göre r yapmaktı. İlim o bizati, istikrarı Ül, eder. Modare Çünkü modada bizatihi değişikli demektir. Avrapada yü duğuma he men hükmelmeyiniz. İlimde ma hafazakârlıkla ilmin istikrarı ay ayrı şeylerdir. Ben burada ili ve teknik istikrarını kastediyorun Size bu sözlerimi ispat edecek bi misal e söyliyeyim: İnkılâ resmedemedik Bunun da SA sebepleri — o kip edenlerin günün odalarır r meleri günün modaları ni takip edenlerin de ( bütün İstan ni Halkevinde Nefis sa- natlar komütesinde bir gün bir top- devrin hususiyetlerini çizmeğe mi Mep mevzu üzerinde daha baş ka İM de bulunduğunu san dığımızı anlıyorum. Onlar hangile ridir? Yaslandığı maruken koltuktı İni 1 Üstat “1 1: dan bir müddet evvel Fransız sa- nayi nefise salonundaki büyük ve beynelmilel sergiye gönde:diğim rig benim gönencimi art. lantı yapılmıştı. O zaman İstan. bulan fırka idare heyeti reisi bu- Eer çi alama yani elin Bay dl Sağda» Sevimli kumaşlar içinde kadınların daima en çok rağbe- ini kazanan çiçeklerin her rengi üzerinde yapılan taftalardır. Solda: Bu yıl kadınların kalçaları ve belle-i klâsik bir itina ile ke- iliyor ve elbiselerin vücuda tastamam uymasına ehemmiyet verili.) tıracak bir surette güzel bi lü e 5 e heyeti seçilecekti. yag su ümerinda konuşmak heyecanın tor, Resimde görülen elbis3 bej renginde yündür. Düğmeleri siyahtır. Sn Sergi mizde lekeli) genç ,| duyanların sıcak isteğiyle ( bira: aş şişe Ma Avrupada sezmisler de vardı. Biz li