meraklısı vardı. Biri roman çi: tirir, öteki aruzla, hece ile şiir dö- kurdu. Hocalardan bazıları ları pek beğenirler ve bizlere ör - nek diye gösterirlerdi. Onlar gibi olun.. Sözünü iki se ne kadar dinledim. Biz onlar gibi olamadık. Fakat onların ne oldu - ğunu bilmiyorum. Çünkü lisenin son sınıflarında onları kaybettim o gün bugündür bu dâhi şair ve Tomancıya ne ben, ne de yazı pi - yasası, ne de okuyucular rast gel- diler. Sanıyorum ki, bu çocukları iki şey boğdu. Birincisi bizim yarım gö - rüşlü hocanın bir balon gibi şişir. diğ çocukların varlıkları, ikincisi çocuklarin yalnız kendilerini gö - ren, başka şeylere karşı'bir budak deliğinden farksız olan gözleridir.| | Bazen bizim döhileri mektebin bahçesinde uzaktan seyrederdim. Onlar rüzgârla dalgalanan saçla- rın gölgesinde bir şeyler konuşur- — ceplerinden çıkardıkları def - eri açarlar, biribirlerine gözle- vi süze süze bir şeyler okurlar - X Onların biribirlerine anlattık - ları şey sanki birer vahi idi. M. le yukardan bakarlardı ki, hepi - miz bu zorlu dâhilrin kendimizi birer kaz yavrusu zan- nederdik.. s. bitirdim. Ben bizim dâ-| M Azeri abidin Tukot. a günden “beri bereketli bir oni debi oldı hissedi TL1 Ri Darüsvafal A dünkü ihtifal üstad Ahmet Kasim, Salih Zeki, Ismail Safa ve Ferid'in hatıraları anıldı Hasan Ahmet Rasim Darüşşafaka lisesinden yetişen gerli taşlarm hatmalarını anmak için Darüşşafakalılar cemi- yeti tarafından lise salonunda dün bir v me T ipliğe bulu - nan dal ELİ a yetişenler hazır bulunmuşlardır. Toplantıyı açan bay Ali Kâmi, demiştir ki: Okulumuzdan yetişen kıy - zak mietli unsurları anmak ii er en iştirak e tıya eden bütün mezunlara teşekkür ederim * Lisemiz memlekete yeğ in- san ye li unların “| sırida, nalan e hizmet - ler etmiş olanlar vardır. v | uğumu o mütemadiyen alay, alay, dâhi. se Şiyor. Çoğundan ümitleniyorum fakat mış bulunuyor, buriları birer Çe saymak uzun bir zaman işidir. Dugün bunlardan ancak dört ta» nesini ey e | memi Tatabil Bu yapan Darüşşa - “fakalılar cemiyetine de ayrıca te- biraz sonra hayıfla söylemek Vi “İ şekkür etmeği bir vazife bilirim.,, ziyetindeyim ki, bu edebiyat hileri benim mektepteki dâhilerim| gibi çabucak yoklara karışıyor - lar, Niçin? Benim mektep arkadaşım dâ - hiler için söylediğim şeyler bun - > lar için de doğrudur İk samimileşmiş, âdeta balon a8 şişmiş bir benlik, Bariş rmiş mid. ü iz oluyor. İstidat ve zekâ parça- ları bu mideye bir taş gibi oluru - Yo, an fazla samimileşen| Benlik eş her şeyden üstün &örüyor. Fakat bu üstünlük bü - Yük muhitlerin verdiği üstün bir Yeğerden uzağ an f. a samimil: Benlik dünya N değerle" ti kendisile mükayeseye taraftar değidir a, W Fiye taraftar olamaz. Bir vilâyet imadığı gi- Tek 2 Jada bir Bİ. leydir, bir şehir mikyası pek dar - Hır. Bir mahalledeki değerleri ken Üsile kıyas etmeği aklına getir Mez bir kahvenin insanları yok'gi.| man Sidi, i Ancak mikyas dünyada bir Memleketin bir Tl bir ehrinin, bir "ahvesinin bir masasının i Salih Zeki sonra kürsüye Şirketi sinin küçük yaşta iken pederi ve valdesi ölmüştür. e Büyükannesi tarafından büyütülen Salih Zeki iştir. Salih Zekinin sıralarında iken dikkati du. Okulda her yıl smif birincilik- le geçiyordu. Liseyi tamamladık - 80) zamanki Posta, tel - graf müdürü bay İzzet, zekâsını beğenerek ( kendisini Avrupaya tahsile göndermeğe karar verdi, ve gönderdi. eki Avrupada telgraf - gılık okulunda okudu. Elektrikçi- iği mükemmelen tahsil etti. Elek- İtrik mühendisi diplomasını alarak şehrimize geldi. (o Burada posta, re müdürlüğünde uzun za - lıştı. Ayni Zamanda me - Bay Filip Kalyot aramızda Estonya ile yapılan mahallesinin, bir) yeni ticaret muahedesini imzala - -İ mağa pi cal Estonyanm tir. en Bulgaristanla da ing esası üzerine bir ticaret alemi imzalıyacaklardır. Ihtifalde bulunanlar zun olduğu Darüşşafaka lisesinde riyaziye hocalığı yaptı. Bay Salih Zeki memlekete bir Ismail Safa Hasan Ferit çok kıymetli eserler hediye ettik- ten sonra 2 Temmuz 1920 de öl- dü., Ahmet Rasim Bay Mehmet İzzet Salih Zeki - den sonra merhum Ahmet Rasime geçmiş ve üstat hakkında da şun- ları söylemiştir: '— Ahmet Rasim Darüşşafaka» talk edebiyatı : Halkevinde dün bir konferans verildi Bay Yusuf Ziya kürsüde Talebe birliki tarafndan Halke vi salonunda birlik üyelerine bir onferans tertip Ziya vermiş ve debiyatını yapmış, başka memleketlerdeki ve bizde. Salih Zeki nm yetiştirdiği ey gençler - den biridir. Ahmet Rasim da doğrusu bir bye olarak yetiş. | m niştir. B Ahmet Rasim Darüşşafakada pek iyi derecede riyaziye tahsil et- ti. Fakat riyaziyeci yerine gaze - teci oldu. Onu gazeteci yapan Ah- met Mitat Efendi idi. O Ahmet Mitat efendinin ya - mia uzun zaman çalıştı. Ahmet mlekete bir çok hizmet- e şi bu değerli yazıcı- nın 85 den fazla basılmış eseri var- et Rasim ayni zamanda müsiki | İçin de çalışmıştı. Bugün el'an güfte ve bestelerine tesadüf edilmektedir, Ahmet Rasim Da - şşafakanm yetiştirdiği büyük bir şahsiyettir... ismail Sata Bundan so tekrar | Bay Ali Kâmi gli ve ağa hamil ki en anlattı; ei eyi bi küçükken k defa yazdığı şiir. er im li Nacinin, Saadet ga- Zetesine yolaldı, bu şiirler mual - acinin hoşuna gitti, ve gaze teye koyarak onu methetti, smail Safa yavaş ya vaş iler - ledi, ve şairliğe iy ei tarihinde kendisinin babasınm yazdığı şiirlerle bir hitap yapıldı. smail Safa 1866 da d Ee oğdu ve Bundan sonra yeniden kürsüye gelen Bay Mehmet lp Hasan Feridin hayatını Eği — Hasan Ferit mle ketimi - zin kıymetli Siyasiielililen bi- riydi. ve Ferit Darüşşafaka yı bitirdikten sonra bir müddet hocalık yaptı. e bir çok eserler hediye Hasan Ferit çok a idi, onun zel N n bü tüyük riyaziye e air bile, güç balailecği meseleler da, kikasmda h; ilirdi. Onun ara m eksilmesi bi - vetlilere takdim edildi ve toplan- tı bitirildi. ki halk edebiyati harel bahsetmiştir. Bundan sonra da halk türkülerine geçerek bunların nasıl araştırıldığını, türkülerin na.| sıl doğduğu ve nasıl yaşadığı - i insanlar, Rayih mas İp, ni uzun uzun anlatmış plâğa alı - İşte şişirme düdük gibi kendi Kalyot hard Sofyaya gidecek- ini şisiren ve havası boşal #r civaklayanlar birer hastadır, Sa illetine tatalmuşlardır. Sadri Ertem nan türkülerden bir kısmı çalın Ta Yusuf Ziya ayni mevzu et- rafmda altı konferans daha vere - cektir. Bir Mel kapatıldı Tahmil ve tahliye işçileri cemi- e ide bazı yila görüldü için polis tarafından tahkikat A rdu. Duyduğumuza göre yapılan tah kikat cemiyetin m Ligi yaptı- ğmı moydana vilâyet kararile cemiyet va ç Daldan dı dala | Tiamy ei Yaşasın develerin kuyruğu | amvay yollarındaki görünür nekapı yolunda işletilmeğe baş- lanması çok isabetli oldu. Çünkü, bu yol, koca İstanbul- daki bütün tramvay yollarının en yenisi olduğu halde, belki de en biletçisi, e çen ara- sında her iki a luna, önüne sine Deer İLE asılmış olan bir ilemi fazla mahalle çocuğunu müşterilere gös- tererek va deri yanıyordu: kadar bizi yıldıran Gg Bu mübarek (yolun eliz hele Fatihle Edirnekapı arasında, Easamakları asılma ci- | hetinden bütün başka i çocuklarına karşı rekor kırmışlar- dır. İşte görüyorsunuz, ben bun- | ların hangi birini kovayım? Öğ. Hattâ, kömür develerinin kuy- raklarına bile asılırlar.. imdi i basamı balar ilk defa bu yolda işlemeğe başla" dılar ya... Artık bir kerteye kadar: vatmanlı larla biletçilerin “ başlart dinç kalacak demektir. Fakat, seyredin siz şimdiden sonra o yel- — Atikali seferleri yapan on, on beş atlı araba var; zaten her gün ellerindeki kamçıları önlerindeki beygirlerin sırtlarından ziyade i- kide bir başlarını © geriye çevirip arabalarının arkalarına takd. çocuklara doğru sallamaktan ana- ları ağlıyan zavallı arabacılar, bundan sonra arabalarını ileriye sürerken yüzlerini tamamiyle ge - riye dönecekler demektir! Öyle ya, artık tramvaylarda e sılacak yer bulamıyan bu yolun te onun için tramvay kapıla- rt ile birlikte bu çocukların da yo- la getirilmeleri gerektir. Yoksa, yoldan geçen kömürcü develerinin kuyruklarına asılacak kadar haşa | ri olan bu çocuklar böyle kaldıkça siz isterseniz tramvayların, araba- arın lg bahar mevsimi- nin taze, gürbüz ısırganlarından la asın, kaç para eder? O. C, Havaızıs Bir çocuk kuyuya düşerek boğuldu Hacıkadın mahallesinde 45 mu- maralı evde oturan bayan Fatma evinin bahçe kapısı yanındaki ku- yudan su aldıktan © sonra kapağı kapamayı unutmuştur. Bu unut - kanlık çok acı bir netice vermiş ve orada oyramakta olan Fatmanm bir buçuk yaşmdaki küçük oğlu açık bulunan kuyunun içine dü » şerek boğulmuştur.