— Bu ev pek ma o duyarsa, sönra iş bozulur! kullanışlı bir evdir, E fendim. Bakınız, burada gizli bi gid vardır. Yol, doğru bir meyhaneye çıkar! ' — Sus, yavaş söyle, karım duymasın! Bu kolaylık benim işime 89 o Yemek Tarifine Göre kendime karı olarak seçmekle, yanlış ( bir iş yaptığım muhâkkak!.. — Bunları sırf yemek pişirmeyi bilmediğim için mi söylüyorsun bana?. kırılı kalan bir bü Aristokrat gösteriliyor. nile efendilerini çekib çıkarmak için ayyen ıda, — Viski - sodanız hazır. Buyurunuz, Bir taraftan m Kisi taraftan bir uşak, mu - Saati şaşırmadan, ni m 6 Hamlet ;, Tiyatroda Vilyam Şekspirin “Hamlet, isimli şaheseri opruva ediliyordu. Dahi edibin bu şahe - mişti. Bu aktör, kendi san'at kabili- Şarabtan Renk ! Minimini kız, şarap dolu bar - dağa serçe parma; bı bebeğinin ağzına sürüyordu, Onun bu halini gören babası, sordu: — Kızım, ne yapıyorsun ora - da?. — Bebeğimin dudaklarımı bo- yıyorum, baba! Düdâklarınm rengi pek uçuklaşmış'da! — Kızım, şarabla dudak kır. mızı olur mu hiç! Kız, başmı salladı: — Olur elbette!. Annem, se - . nin yüzünün şarab içmekten kı - zardığını söyliyor hep! in Pruvası / yetinden üstün olan bu mühim rolü bir türlü lâyikiyle e rayor, Be gm sinirlendikçe $i- nirleniyor, küplere biniyordu. rek, karısını memnun etmeği ta- sarlıyordu! .. da di: yordu.. İçerden kulağına cızırtıya kulak vererek, — Karıcığım kabağa , mi oldu?. İçeriden karısmın sesi, tiz İş) — Sete, gelmet.. Sonf# rırrm, ği yah in göz alir hi, * elinde yemek pişirme di bı, 'kabağa YE bekliyordu. Fakat,.. koca, baktı, kabağın ys” sirin , görünce, yanağı şikâyetim var. Oda şma bulunmağı i pek düşkün oluşun! . uştu. Ohutam (mânasiyle Cn böğazdan gelir Böh 8 Ke e tedenberi ağız tadıyin pe e 2 — Bi tkdeü gelen yemekleri ili a oturüp kalkıyordu! Beki e Bu keyi boğazıma nemi o yemen ne de nazlı miden ay” ii ay di var senin. , . ipe HADIND, Karı işte gene yemek meselesinden dolayı kav - ga çıkmıştı. Onlar, başka hiç bir dolayı İavya etmezlerdi . . Kavga edişleri bep, bu yüzen m " Şu halde yapılacak şey, şu yemek rürcesine çıkışmasından #onra, ni-! Şu hayet son perdenin pruvası da yapıldı. “Hamlet”, zehirli kılıç u- cu vücudüne değerek, düşüp öl- dü! Şimdi, rejisör memnun görü - nüyordu. Bu hal, görünüşte kal - madı, Rejisör, aktörü tebrik etti: — Bravo, size! İşte böyle öl - meli. Ölüşünüzden o kadar mem- nun oldum ki, sevincimi sözle ta- rif edemem! Aktör, şaşırdı. Hayretle sor- g: du: — Demek ölüş sahnesini pek .beyendiniz?. Sahiden iyi oldu lemek?, Rejisör cevab verd — Evet, evet!.. ni öldü. günüz pek iyi oldu. Sizin bu rolü berbad edişinizi görerek sinir « lenmekten kurtuldum! ALL Okuyup yazmak bilmiyen iki kadın arasınd. “ir konuşma: — Şu ihtiyarı görüyor musun?. O, neler bili se neler! Anlatılanlara bakılırsa, tam yetmiş iki buç; man, ne iyi. Hadi şu-ihtiyarla ahbab — Ökvüle karşı karşıya geçer, tam yetmiş iki buçuk milletin dedikodusunu yaparız! meselesini kökünden halletmekti.. Bunu halletmek de, kadına düşü - yordu!.. seven ve ının da kendisini sevdiğini bilen kadm, türlü o olmıyacak, Se pişirmeyi ya ka - rar verdi. Derhal ir yemek pişir- adaki lamak için, mutbağa sirdil. Kocasmm ağzı kulaklarma va- rıyordu. İşte, (artık eskisi gibi ağız tadiyle yemek yiyecekti. Ko- casmın'boğazını düşünerek, hiç katlanan kadm, şimdi kocası ta - rafrndan bir kat daha fazla sevi- liyordu. Onun bu fedakârlığını muka - belesiz bırakmak, doğru değildi .. Koca, terzi ile daha sık karşılaş - maktan zevk duyacağını söyliye- ne zevkli bir bekleyişti!.. babasınm evinde otürurken de, kızartılan kabağın ateş üstünde kızara kız: karardığı olmuştu. Bu yanık Kani mânası bu!.. Koca, karısının kat'i yasağına rağmen, mutbak kapısınm eşiği ne vardı. Ne yapsın? Dayanamı- is delil Oy Sana gelmemeni söyl sana, dın, bu müdahal akılİr sinirlendi, kocasma " la gözlerini çevirerek, elinö'i tuğu kitabı uzattı. Üstüne e bastığı bir satırı taki tarife “— söz on © var Işık, Söner ! Kadma aşkından bahis açan adam, sağma, soluna sik sık tük- rük çisletiyordu. Onun bu halin- a bene kadın, gislentinin ü geriye bağli) bu geriye çekili - şin sebebini araştıramıyacak ka- dar yanıp tutuşan âşık, onun her çekilişinde tai daha yaklaşı - yordu. Bir aralık, âşık, şöyle dedi: — Siz, benim hayatımın ışı - Izi Kadın, söz eş hazırla - dığı fırsatı kaçırma: siz b gidişle ışığı| söndüreceksiniz! — Manası e olmadığını bilmem. be bih bal — Bahçe m uğraşırken, böyle gömlek giymenin, kravat tak” b muyor. Eğer beni bu halde görmezse, ko sanki anmaışun gibi, zerzevat nükteleri ar ik : ke ii Fakat, muhakkak ki jaydes anı kim 9 Nİ İYeç Bir şirkete yeni giren pilota talimat veriliyordu: — Tayyare sakat olur- sa, paraşütle yere inersiniz. Bun- ları tabii bilirsiniz, usulen biz tarif simneliyiz. Belinize pa - raşütü bağlayıp kendinizi hava - çekersiniz ve paraşüt kendiliğin- den açılır! Bu tarifi sülükeimenk dinli - Paraşüt Dersi! di yen alaycı o genç pilot kille, şöyle “e — Sonra, verdiğinden peki tazminat rai