dr | Yedi Başlı Ejderha Balkanlar ve Balkanlı Milletler Hahratar mamaamaımam 7 5 un Ahmed Tevfik gaza kiya nasıl bulundu? : Uzünü kö si ellerindeki topoğrafya, topoğrafya ai öylüler, birazını da jandar- ar öldürdü iler, bir kısmı da boğuldu TET Kariğstal kıyısında tel ve leyla. kendilerine e olan bir köylünün oğlu bir ge baha k ormana çıkar. Dolaşırken etrafta hi lenin b ahalisinden kırları e bir çok köylü fe yi Sl sevkedilen müf - Kadrmezarlı ş vurursa şıyor, gece ormanlar yordu. arik edemiyorlar, öge iya ile birleşemiyor - ln in üç yüzden fazla Sabi bir ihtilal çı - A te ihtimalinden ileri vi, kibatı şok ciddi ve ? ve hangi . ormanda il e » ri , vYe işin umaibalâ ve o Mi Bulgaris- Ra, Plânı mı tertib dı in Sp Ni mim R İm şaşırtmak mı | Baki, hali sa ” ine e ar inde ba, v Yari Bular kiyle - bi, eşkıyanın çok İenberi izinin bulun - Yanın, sıkıyordu. Nü a A dimezarlığından | ; amzal iye Bibi nden a ul mA ğe biliniyor - 8 ile müsade - maalirden eli dinle” Yukarı bir dak ele dk J ra NE Paker Mi Va bye açlık ve vü mma tuhaf z tesa- zahmetsiz mah. “şkıyaya hiç bir su - Ea #demiyordu. şi in derece şiddetli ol- orman iğinde bir hışırtı, hırıltı ol- uğunu işidir, ürker, eve döner, babasmı uyandırır. a bir kalabalık olduğunu, e e ve iniltisinden kalkar yavaş ya - vaş ormana doğru bir noktaya ka- dar gider. ikaten gezintiler, lâkırdılar işitir. Bir eşkiya çetesi olduğunu anlar, bunların gün ağa- rınca köyü basacaklarını zanne - der; komşularına ve bütün sm 7 haberler gönderir, yakında r bir islâm köyü ahalisi v hâdiseyi haber alır. Silâhını, baltasını, bıçağını eline alan köy- lüler ormana hücum ederler. Ki - mi uykuda, kimi yorgunluktan bi- tab ekserisi açlıktan bayğın ve aşkm bir halde olan eşkiya, köy- lülerin hücumu karşısında kor - kar, kendilerini müdafaaya dav - ranamazlar. Köylüler eşkiyadan iki yüz kadarını orada telef eder- ler. Körlülerin hücumuudan kur - tulanlar Ustruma nehrine doğru ka çarlar ise de birçoğu nehrin köp- rüsünü bekleyen iki taraftaki jan- darma karakollarından atılan kur- sunlardan maktul düşer; eşkiya - nın geri kalanı da öte tarafa geç- mek için kendilerini nehre atar - lar, fakat çoğu geçemeyip boğu - lur. yaln geçen eşkiya çe- telerinin en mühimlerinden olan bu üç yüz Kişilik çete dahilde bir çok karışıklıklar yapacak idi, fa- kat fırsat bulamadı, tamamen mahvoldu. Şurası garibtir ki üç kişilik âdi bir eşkiya çetesinin bile dağlarda a a yiyecek te darik etme - sindeki güçlük bilinirken in yüz ir bir. çetenin hiiylece 1 toprağına geçirilmesi akıl bendi rilecrek şey değildir. Komitenin bundan gayesi Bulgar fedailerinin çokluğunu ve ölümden korkma « dıklarını göstermek miydi? Ne de olsa böyle sürü ile insan öldürt - mek fecaati akıl kârı değildir. em hâdise Bulgaristanda, Ma- kedonyada komitenin büyük bir setbirsizliği olarak karşılandı. Ko- mite iii değiştirdi, yerli sergerdeler etti, çete ter- tibatı bunlar maci inilalağa İsmi başlanıldı. Harcan güneşi namını miz Apostol Selânik ik sancağında, andanskide, Siroz sancağın een başı idiler, ( Arkiki var ) “Aliyön işleri - İran afyon anlaşması A - | konuşmaları sürmektedir. İran murahhaslarından bazı hu - suslarda salâhiyet almak üzere ya kında İrana gidecek ve döndük - ten sonra daha esaslı bir konuşma mevzuuna girilebilecektir Akyel çaylarında ve balolarda Kadın tuvaleti Kadmların öğleden sonra akşam ve gece tuvaletleri gibi çeşit çeşit el- biseleri olduğu ve bu elbiselerin da- ima modaya tâbi bulunduğu malüm- dur; Şimdi balo mevsimi olduğu için burada biraz akşam çaylarma ve balolara mahsus olan kadm tu- valetlerinden bahsedelim, 'm akşam tuvaletleri u- zun bir elbisedir, kolludur, bunun siyalı veya renkli olmasınd. ö ur yoktur. Balo elbisesiyle gidile- miyen büyük çay ziyafetlerine, tiyat- rolara ve davetlere böyle bir elbise a a bir mah Onun için da verilir, lan kundura oldukça dekolte ve m fiftir, çorap açık renktir, (oçanla ipektendir, elbisenin tezyinatı ren- gine ve biçimine uygun olmal: Balolara mahsus olan elbiselerin diğer kadın elbiselerinden farkı faz- Je dekolte olmasıdır. Bu elbise için moda her zaman yeni yeni şekiller Takat son senelerde de- kolte ön tarafından ziyade arka ta- rafa açılmaktadır. Kolların ve omüz ların oldukça kapalı bulunması mu- vafık görülmektedir. Burada dala ziyade estetik kaidelere riayet oldu- ğu gözetilmektedir. Meselâ omuzlar dekolte olursa koltuk altmdaki tüy- lerin itina ile temizlenmiş olmasına ehemmiyet verilmektedir. Son 2: manlarda kısa kollu balo elbisele- rine sık sık tesadüf (o edilmektedir. Genç kadınların böyle ( kısa kollu balo elbiseleri giymeleri daha mu- I afık olur. Balo elbiselerinden onları giyen- lerin o elbiselerle süslenmeleridir. Onun için balo elbisesine elverişli bütün kumaşların anılması mümkündür. Hiç bir kadın yoktur ki parlak ve “donuk, şak v sert, dik duran ve kebdiliğinden dö- külen kumaşlar içinde kendisine u- yanmı bulsun da vücudüne yakıştır- nasm, Balo iskarpini ipekten olma lıdır. Altı ve gümüş yaldızlı ve ya hut lâma da olabilir. Balo çorabı mutlaka açık renkte olmalıdır. Ço- rap ve kundura ayni renkte olursa iyi görünür. Baloda biraz zinet şarttır, hakiki elması olmıyanlar ayni tesiri yapan sahtelerini de kullanabilirler. Kes- me taşlar balo salonlarmım bol ziya- sı altımda pırıldamalıdır. Balo çan- taları ve balo eldiyenleri o modaya tâbidir. Bünlarm türlü türlü kipi, leri vardır. Her halde gündüz biatsizliğe delâlet eden . & pırıldayıcı tezyinata geceleri ihti- GEBENEELEREEEE Bu gece şam Nöbetçi eczaneler Samatyada: Teofilos, Fenerde; Vitali, Şehzadebaşında: Asaf, Şeh - remininde; Nazım, Karagümrükte; Suad, Aksarayda: E, Pertev, Sirke - cid; Beşir Kemal, Divanyolunda; E- sad, Bşiktaşta Ali Rıza, Kumkapı - da: Belkis, Zeyrekte; Hasan Hulü- si, Galatada; Hidayet, Beyoğlunda: Kanzuk, Pangaltıda; Krakin Kürk- ciyan, Kurtuluşta: Necdet Ekrem, m NT Hasköyde; Hi — 3 — KURUN 29 İkincikânun 1935 sema BÜYÜK DENİZ ROMANI | Endülüste Kemal Reis | . | Tefrika No: 6 O gece Türk gemilerinde yüzü gülmiyen bir kişi vardı: Kemal Rei Ke mal Reis Vardiyada dolaşan Sinan'ın yanına doğru yürüdü . — Nöbe sen mi varsın, Si- nan?. — Evet Reis! Nöbetçi benim ... aydi, git.. Sen de arkadaş- rl Ma gül, eğlen.. Vardi- ben kalacağım.. İİ Yazan: Jehak FERDİ | nay, Istanbulun on temiz Kızlarından rr. On okadar göresin ge. turarak yenirmi mi za - e verdiği neş'eyle an u Karamanlı Kamel Sina - na karşı eski ve riyasız bir dostlu - gu vardı. Biribirlerini kardeş gi- bi severlerdi. Kara Mahmud, başka gemidey- ken, onu Kemal Reisin ogemisine pek Sinandan başka biri de - ildi.. Kara Mahmudun yüzünden za- çizgiler Endülüse ne için çi Bir İspanyol dilberine esir olan Emir Saidi daldığı uykudan uyan- dırmak ve yahut (omillet işlerini bugüne kadar ihmal ENR göz - delerinin koynundan dışarıya çık- mıyan Endülüs kl iii getirmek için mi “Müslümanları Li siyor.. kardeşlerinizi kurtarmağa geli - niz!,, Diye haykıran Endülüs sultanı acaba yalnız kendi tahtının kur - tulması için mi Türkiyeye ( iltica etmişti?. Ebukasımın verdiği izahata ba- kılırsa, Endülüs sultanı sefahet içinde yaşıyor ve müslüman asıl - zadeleri zevk ve eğlencelerinden İkinci Bayazıd, İstanbuldan ay- rılırken Kemal Reise: — Avrupa nasıl olsa ve de gizli gizli ittifaklar yapmakta dır. Eğer yolda düşmanm birleş. tiğini sezersen, o birleşmeye giren bütün devletlerin sahillerini yakıp a mezunsun!.,, inal Role İspan - ee Venediklilerin Türkler a- leyhinde birleştiklerini ve Endü - ortadan kaldırmağa karar verdiklerini anladıktan son- ra, kendi kendine şu hükmü ver - mişti: ii ? mi yen, bir islâm devletidir. Ne ba - hasına olursa olsun, ona yardım etmek borcumuzdur. Ve geminin vardiyasında bek - lerken, şen tayfaların hep biz ağız- dan söylenen e mii Ke - mal Reisi de coşt “Biz o milletiz zi a eli SÖZ - den geri dönmeyiz.,, Sabah olmuştu. Sinan, çok yorgun bir halde u - yuyan iye dürterek: ne uyku be?!.. Ben sabi ça gözümü kırpmadım. Sen de gözünü açmadan doğuncıya kadar horul horul uyu- dun!.. Haydi, gözlerini Arkadaşı homurdanarak gerin - di: — Neredeyiz, Sinan?, -— Nerede miyiz? Deniz a bulunduğumuzu unutuyor musun Arkadaşı yüksek sesle sn gözlerini açtı: — Vay... e im senden baş: ka kimse yok m kim sn ?. Kendini 9 “a EEE sevgilinin evinde mi sanıyordun?. Kara Mahmud gözlerini uğuş - w onarma Ki Kemal | çer neş'esinin yarattığı is, İsekel gönderdikten ri vardiyada Sinan da ar dolaşmağa başlami kadaşının neş'esini gördükçe sinirleniyordu. — Ulan, sevgilini ne çabuk u - nuttun?. Beni sabaha kadar (Al- tınay) 1 ni gözüme uy- ku girme Diye e ahmud geniş yürekli ve <a bir delikanlıydı: n de,. Ben bir daha Mbeie' ya karll Yahut dön- mem.. Dönsem bile, iş be- ni bu kadar uzun zaman be mez ki... — Hiç hatırma şii mu... Benimki. si ve “e su vi eni yaşıyor - — amin eni tut... Haydi, geveze « ği bırak!.. Ben senin sandığın ka > in bir erkek değilim .. Fakat , diki ayi kadınları- olma: Sinancığım!.. Fatihin | e ri "aldığı günden - beri, burada yaşayan insanların ruhunu, Bizansın eski sefahet ve kararsızlığı (o sarmış, ml bir erkekle yüz yüze gelince, da - yanamıyorlar.. Aşklarından dem vuruyorlar.. Erkekler de böyle ya.. Bereket versin ki, biz gemicilerin ömrü daima denizlerde geçtiği için, bu hastalığı tutulm Am diğimize karşı da sever eml yiz.. Sen nasılsın, Sinan? o Senin erailkğ de acaba seni, senin onu düşündüğün kadar düşünüyor mu? belanı içini çekerek cevab ver - — Altınay ein en temiz birid kızlarından r. O Bizansın değil, kendi Giszliğü mahallenin bile tesiri altında (kalmamıştır resindeki fesliyen saksılarını su - Jar ve mahalle delikanlıları ara - za benden al birine göz at- Ben onu nasıl seviyorsam, YE beni iğ hattâ belki de ben- den fazla sever.. Ah yavrucuğum! Onu öyle çok göresim geldi ki... '( Arkası var ) Gayrimübadiller komisyonu Gayrimübadillerin işlerine bak- mak üzere kurulan yeni komisyo- na Akçe Bakanlığınca gayrimü- badillerden Bay Subhi ve Nüzhet aza olarak seçilmişlerdir.