5 Ocak 1935 Tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 5

5 Ocak 1935 tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TEFRIKA Nor 135 YAZAN: ISHAK FERDİ | Blender Gahie green, gencer |, Atılan zambakları kokladı.. 4j İska alorun ilk karısı, k karısı, Yunanlı filozofa yalvarıyordu:| der beni unuttu. Onun gözlerini tekrar benim ie ai senden başka kimse yokl, bakları kendi eliyle bozup yer atmıştı. İskender, akşam m bu odaya girdiği zaman yerlere biye mi Ml Babilde yüzü gül - zan, m bir tek'kadın vardı: Rok- rını gördü. k kıskanç olduğunu bildiği için se- sini çıkarmadı. İran asilzadelerinin na derin bir saygı ile boyun eğdiklerini gördükçe mem- nun oluyordu. İmparatorun Babile geldiği "İl an ailesi Rokzanın baba- pre İsi w in sevmedikleri ğe kızıma da z on emişleri Di zar, kasli tarafından k lm 4 ayrı bir evde o- iy zmetçisi ve uşakla- neşe içinde boğuluyordu. S yüzü kimseye rastlamak kabil değildi. Yunanlı filozof Zois bile, İsken- i, gündenberi rİ tr " ih Evein İmparator tarfından gönderili - ordu, fazla sarab içmeğe a *xiden şarab içerek kendinden ge çenlere kızarken, şimdi şarab iç - meyen ve insanı çıldırtan zevk ve eğlence âlemlerinde kendini kay- betmiyen kimselere hiddetleni - yor, böylelerine selâm vermek is- emiyordu. Fakat, Makedonya ordusu Mindistin seferinden döndüğü Bündenberi, İskender, Rokzanm Süzünü görmemişti. RR T. irerken ev- Rokzan'a Babilde filozof Zois- akıllı Daha doğrusu aklını şarab kâsesinde kaybetmiş olan filozof, Rokzan ile dostluğu- nu ilerlettiği gündenberi, ateşe ve uçuruma yaklaştığının farkında değildi. an bir akşam filozofu e- vine a etmişti. Birlikte ye- tor, — Yaşasın muzaffer impara - Diye kali İskender karı - ty ; Ne nce gülümsemişti. mek yiyorlardı. aba yavaş yavaş ilerledi. Genç kadın, filozofa sordu: — Hayatın ıztırablarına kerşr a iner maiyet zabitlerin - €n ık lâzımdır, di- Gm e a İĞ e VE tenler iu çiçekleri odama koy - ki Diye emretti. Zabit çiçekleri tin mi? ima almıştı. - H ba z — Hayır... iü Parator Babil sarayma var — Hem de bir imparator ka- Zaman genç zabit, kucağın - ki Şiçekleri yukarıya çıkardı ve yg torun srk srk oturduğu is- di, at odasında bir vazoya koy- rısı.. Ve sonra, bu kadının ihmal /— edildiğini ve bu yüzden çektiği ağır ve büyük olduğunu düşün - Al Bu u sırada Dirânm kızı ile kar- mü? nsan eN zabiti birdenbire sa- Hayın e ee Dı —o marş sözünü geri alacak- sın ve ban edeceksin, öy Liri k:zı o İmparatordan erme Şiddetle zabitin ına be acınacak bir halde - Zois!. yim, sari ıztırablarıma kula - pi z 4, ' > Zambakları nereye götür - | 87! çevir!, Ve beni işit!. a2, Zois başını genç kadına çevir- di: “e İmparatorun istirahat oda - 5 a. — Ne yapmamı istiyorsun? | Bunyı e emretti?. — İmparator, gözünü b — İm; mparator Hazretleri. kadın'ar üzerinde delaştırıyor. | Kay irünm ö istiralrat odası Beni ihmal ediyor. Onun gö: | sa Araba ile gelirken RR rini eskisi gbi benim üzerime çe- İsmek aslan DR AR b'r vireceksin?.. la 0, ii Zambak attığını vörmüştü, Elindeki şarab ka lehini ağ da bü rain a araba- | fa uzatarak ağlamağa başladı: YOK: Me een ie sonra bu fki genç ün arasnda müdh'ş bir kıs - lek başlamıştı. b ender benim için her şeydi. Bir hak Fransız kadını ööliaik edebilecek ? Geçen yıl Türk kadınları say- lav seçmek ve seçilmek “hakkını kazanırlarken Fransız kadını bir hak kazanmıştır: Polis olmak! ransa umumi emniyet müdü- rü, ilk defa olarak Jan Veniyel adında bir kızı polis kadrosuna almıştır. Türk kadınlarını kıs - anan Fransız bayanları hiç ol- mazsa bununla biraz müteselli o- labilirler. Jurnal gazetesi, Bayan Ve yel ile yaptığı bir mülâkatı yazı- or: Polis üniforması giyip giy- miyeceği hakkında sorulan suale bayan polis şu cevabı veriyor: 'ni - —A,r cak değilim. fötr ile bir jüp - redingot. İşte bu adar!, Bizi mümkün'olduğu ka dar az tanımalıdırlar. Bir çok kadınlarımızın cesaretini kıran u resmi elbise değil midir? Bili- yorsunuz ki bundan sonra arzu €- denler bu yeni mesleğe girebile- ceklerdir. Bayan polis yapacağı işleri de anlatıyor: nız kanunun kuvvetini mi insanlığa iyilik yapı- lamaz. zan bir meselenin tah- kiki sürüp görede polisin bir ia kım ailelerle teması lâz yor. pd ie B be gitmekten mahrum raki çocuklar var. Biz, bunlarm sebeb lerini bulur ve ortadan kaldırabi- miz Bayan Veniyel kerlisine ri len bu insani vazifenin ileri daha ziyade eee m tâ kadın er olun- masını temi de Fire a az gaddar; fakat daha çok sevimli olacaklardır. Bayan Veniyel insani işler için ez? bir kızdır. Bir sınai içtimai hizmetler biri de kendisi idi. ler bu hizmeti pek güzel bâşara bilmişti. O bütün sefaletleri tanır. Hat- izlerin çocuklarına g B “ağlarsa mojekipoy 1veğe J90u O, daha se bütün günahla- rı a rşensemteszi m po, Nöbetçi eczaneler Yemişte: Ben Saron, Divanyo da: Esad, Veznecilerde: Üni tı 1 Al Rıza, Samatyada: Teofilüs, iler. de: Vitali, Şehremininde: Nazım, Karagümrükte: Suad rayda E, Petro, Galatada: Kapı içi, Be yoğlunda Buston başında; İtimad Tepebaşında: Kinigölü, alk e 5 yan, köyde: şa e Yeli Turan ec aaadaEARRR AASERLASANI ve anal kten sonra De. bütün varlı - rından dolan güneş, zanmış, kollarını başının arkasına atmıştı. Memed giri Muhakkak baren güneş atelyenin içindeydi. Model, işığa sırtını vermişti, Uzun kirpikleri, iri koyu laciverd gözlerini gölgeleyib menevişleri « ni ışıldatıyor, kırmızı kalın du - daklarında tatlı bir gülümseme dalgalanıyordu. Vücudu, üstat bir heykeltraş elinden çıkmış şa - heser bir sanam kadar güzeldi. İki saattenberidir, şövalyesinin önünde çalışan Memed, iki adım geriledi. Paletini bıraktı. Bitmek üzere olan eserinden memnun gö- ründü. Sonra bakışları, yorulmuş bıkmış gibi kımıldamadan yatan modeline takıldı. öper da fevkalâde güzeldi. med ağır ağır yaklaştı, kızm Miray ptü, Suzan, derin uykudan uyanmış gibi irkildi, re: ın sipenela başlıyan şakaklarına — Çocuk gibisin! dedi. İşte karı koca o gün bu haldey- diler, Ressam, okşar bir sesle, hem â- tek hem baba siker. Kp orulmadın ya Suzi plak koluna AP a başını avucuna koymuştu: — Yorulmadım. Böyle rahatım, ER, Sen memnun mu - un? — Evet, Bu eserde senden bir şey var. Belki on Ka eserim olacak. Görmek ister mi — Hayır, bittikten sonra göre- ım. — Modelim sen olduğun za - manlar başarımdan'eminim. Ar - kadaşlarım itiraz ediyorlar: “Her . €n€- | zaman ayni kadını yapıyorsun !,, di yorlar. Bu yanlış, sende, bir araya gelmiş yüz kadın var. em ben yalnız ve ancak senin resmini ya- pabiliyorsam ne olacak? Ben de model kullanmak istedim. Senin canını sıkmaktan korkuyorum. a- ma iyi bir şey yapamadım. Gözleri Ça- iğım, erkeğe nasıl sa- hibaen, artiste de öylece sahibsin. uzan cevab vermedi. Yarı ku- lakla dinliyordu. emed devam etti: — Senden evvel, bir resim yap yoda içi en iyi eserim oldu... Kadın lü: —o a karının pek ma- um bir kadına benzemediğini söy Temediler mi? — Sen istediğin zaman meleğe, vi bir yolcu gibi nereye gide- ceğimi, ne yapacağımı şaşırdım... Sen bana bir kurtuluş yolu göster, Zois!. Sen beni bu yalnızlıktan urtar !. (Devamı var) istediğin zaman şeytana benzer - sin, Güzelliğinin en büyük kudre - tide bu Suzan başını gene arkaya daya- dı: — Pozumu alı; Memed şövalesinin bağl dön- dü. Şimdi, fırçasınm ucuyla du- 5 — KURUN 5 İkincikânun 1935 K& URUN" un Edebi 7 Tefrikası: 1 Yazan: Selâmi İzzet alis Atelyenin yan ve tepe akk Lİ daklarla çeneye Bazli — İnsan modellerde ği gü- zelce vücutlar bulabiliyor, Fa - t kafa ve yüz itibariyle orta gü - zellikte bir şey bulmak hemen he- men imkânsız. Beş on para almak için karşımızda duranlarda buda - la bir ifade vardır... Halbuki se- nin bakışlarındaki zekâ, saçları- nın kıvrımlarına bile carlı bir ifa- de veriyor... Sen, senelerdir ara- dığım, iz va kadınsın... Hem seni seviyorum... | İşte bu kadar. Şöyle biraz sağa 1 öğe — Böyle mi? Seni tanımadan evvel yetim yoktu. Senin sayende sanat- kâr oldum. Sen Memed ği ölleriyii gözleri- ni oğuşturdu: — - Hava kararıyor mu? üneş, bol aydınlığı, göz ka - | maştıran ışığı ile, (o genç kadının güzel vücudunu sarıyor, odadaki madeni şeylerin gölgesini duvar- larda meneyişlendiriyordu, an: — Saat henüz üç, dedi, gökyü- zünde de tek bulut yok. Dikkat et, doktor Salimin sözünü unutma, — Evet, doktor Salime kalsa €- lime fırça almamam lâzım. Salim çıldırmış. Bir aydır gayet iyiyim. Bi ir şey Vi geçti. Biraz gözle - rim karai Suzan İ: Idu — Dinlensen a Memed karısının ellerini kata — Güzel plan kadar da iyi kadınsın. Büyük bir çini e Ikbaha- rım son odunları Mere Sos banın karşısındaki e geniş sedire yanyana oturdular. — Seni seviyorum Suzan... Kır saçlarıma bakmadan O bunusana söyliyebildiğim için, bunu bana söylettiğin için bahtiyarım. oOOn beş senedir e tek başımıza yaşıyorduk... çölü andıran evi- me hayat e Kızımın ablası oldun;.. Minnettarım.. Yirmi yaşında ateşli bir âşık gi- i karısını omuzunu öpüyordu. Suzan biraz soğuk cevab verdi: — Bana değerimden fazla ilti- fat ediyorsun. Arkal e güneş yükseliyor » du. Şimdi, büyük bakır manga - İın değirmi ml tutuşturmuş- Suzan, mavi ipek kadife oda en- Ayaklarını incili Memed birdenbire: gelmişken sana bir düğünden bahsedeyim. m TN ü? Ra onu düşün- menin sırası deği Suzan lâkayt ye büktü: — Sahi, tam evlenme çağında, — Ben sana bir şey danışmadan yapmam. Galiba Berin birini se- viyor. — Kimi?... Danışı mı? Danış Hayır. iyi çocuktur, Berine kendini sevdirecek kabili- yeti yok. Hayır, Suzanım, rüyası nl ği Anlamak pek güç de de- — ürperdi, Boğuk bir sesle? — Salimi mi seviyor? dedi. (Devamı varj

Bu sayıdan diğer sayfalar: