Niyazi Ahmed Okan Yazan: . Miskinler mescidi harabesi HAYREDDİN: ÇAVUŞ : — (964 — 1556) da ölen Hayreddin Çavuş bir mesçit yaptırmıştı. Ma. hallenin adı, ondan kaldı. Hay - reddin Çavuş camii (1252. 1845) yılında yandı... Türbesi kal- e dı. Burada Hacı Bedel adlı bir mektebi vardı. T PAZARI: — Burada bulu - i nan Etek bir meydanda hay- van pazarı ke yi meni “> yerdim. A mesçidin ya” bir çeşme vardır. o Çeşmeyi üze - © rindeki tarihten Mehmed Paşanın Ir bir ozan, tarihini: © Dedi bw olekiz beli Be e İ Zemzem sebil etti cihana Memed Paşa Kemeraltı camiinin in da ayni yıl bir çeşme yapılmış, tari - hini Şakir adlı bir ozan yazmış - i tır. Osman Efendi cam'ini Hü- dayi Mahmud Efendi kurmuştur. ğ Camiin mesçidine tarih söyli - yen Behişti adlı bir ozan, ocaml'i Osman Efendinin bildirü'ine göre, camie E ve) denmesi, ondan gelmiş ca. i TE AZASKER AHMED EF. :— diriden Ahmed Keşfi Efendinin © bir tekkesi ile (O (1110 - 1698) de p yapılmış Bayramı tekkesi, Mısırlı © Fatma Hanımın vantırdığı kadm Ni eli emi İm de yapılmış | mekteb yaptırmı gömülüdür. Mahallede gene Ka - | Usküdarın mahalleleri Miskinler tekkesi (Cüzamhane) Mn vardır. Fat anım, skar gömülmüştür. Çeşmeyi (1719 - 1132) de Meh- med Ata yaptırmış, (1889 - 1307) de tamir edilmiştir. BE hastahanenin FENDİ (1132 - izi da yapılmış ve son- Ta yanmış bir cami vardı. Camii, Hacı Mehmed Efendi yaptırmış - tr. Mahallede mutbah emini Ha- cı Selâmi ağa bir kütüphane ile bir ıştır. Kütüphane - nin tarihini, Tevfik adlı bir ozan girme Kuruluş tarihi (1191 - 1777) SELÂMI ALI EFENDİ: — e Selâmi Ali Efendi bir yaptırmıştı. Selâmi Efen - di yakl (1104 - 1692) de öldü. Buraya gömüldü.. SOLAK SİNAN : — (955. 1548) de Solak Sinan ağa tara - fından tahtadan bir mesçit yapıl - mıştı. Sonraları tamir (o edilen bu inesçit, (1300'- 1882) yılında yık dırrmla zedelenmiş, Hacı Ahme Efendi adımda biri yeniden tamir tmi: haneli oğlu cad - desinin nihayetinde (1131 - 1718) de yapılmış çeşmeyi Halil Efendi yaptırmıştı iş m MURAD REİS; — Mahalle, 8S meşhur Piri Re'sten O sonra gel Mısır kaptanı Murad reisin bura - da kurduğu camiden bu adı almış- b pa 1) Miskinler tekkesi ve Cüzamhane Miskinler tekkesi, Üsküdar ta- rihinde olduğu kadar, Türk tıb tarihinde de ehemmiyetle kayde - dilmeğe değer bir semttir. OBu- rası ha'kınla pek kısa Omalmat Tefrika No. —19 — i Cüzamirların nezir taşı veren elimizde iki eser vardır. Bi- ri (1193 - 1779)'yılmda Ayvan - saraylı Hacı İsmail Efendi tara - fından yazılmış, Hadikatülceva - mi, diğeri Evliya Çelebi seyahat - namesidir. Evliya Çelebi “Miş - şi Tekkesi,, için şunları yazı e “Tarikiâm ü üzere şehir de bir tekkedir. Cümle ile anda sakin op nezir ile iğ ler. Şehir içinde bir miskin ha - ber alınsa Pre aman vermeyip tekkelerine götürürler. ayan ve eşraftan olsun hiç dinle - mezler.. Ellerinde hattı eğme bileebir alıp miskirihaneye irler. Çünkü diyarı rumun e zam marazı saridir deyu şehir içinde durmak yasak edilmiştir. O cihetle her şehrin. haricinde âyrıca —miskinhaneler vardır ki miskinler kimse ile ihtilât etmeyip başkaca sakin olurlar. Cild 1, Z a 47b.,, Hadikatülcevami'in ikinci cil - dinde de (Sayıfa 246) şu satırlar vardır: “Dedeler mesçidi: Mis ler mesçidi denmekle mar Banisi Mısır fatihi Sultan Selim dir. Binası (920 - 1514) dedir. Bu miskin tabiri fakir demek ol- yazübillâh her kim se, am ara gittikte Gi o illetten bir e zühur etmiş ise yanları- na öleli ve illâ li kimseyi içlerine dahil . etmezler. (o Gerek sadakat eksik değildir. Ve gene kendilerinden bir şeyhleri ve ken- lerine mahsus hir âvinleri olun Ankaradan .. . temızliği insana hemi; Ankara, 415, Ankara Kaysı 265, ayseri - Diyarbalii ise 439 Km. dir. Eski - buldan Diyabikire 30 Di yerme . Bugün bu me - safeyi, trenle Mi beş günde, tey- Uçuş meydanını şehire bağlıyan p m düzlüğü, Diyarbekirde değil bir Garp şehrinde bulunduğu hissini verir m m Diyarbekire si Yazan: ömer Nakıb © yl ne iman edenler arasında, gayet zengin bir kız da varmış.. İsa i bu kızı kaleyi yapmaya me et- miş. Kız da kaleyi yaptı: medi nun üzerine de şehre ( ELİ dad) manasmda Diyarı bikir denilmiş.. Eyliun Celebi Diyarbekir kal yareyle altı, kân içine girmiş bulunuyor! un yalnız Diyarbekir değil, bütün lideri için ne kadar me- sut bir hâdise ÜZE söylemek bile E Kaklağır bek 1 PE denon m e kadar uzaktadır. Meydanı şehre bağlıyan v üzlüğü, temizliği insana Diyar - bekirde değil, bir garb iri bulunduğu hissini verir. Uçuş mey danından şehre bakılmca şöyle bir manzara ile karşılaşılır: Tam kar- şıda büyük bir fabrika,. Fabrika - nın iki yanımda modern yapılar. “e ve san'atlar mektebi,.. Ordu halkevleri. e epi ünlü ca, geçmişle bugünü, bugünle ya - rını o kadar yakından görüyor ki.. Tarihçiler Diyarbekir adı etra- fında birçok dedikodu yaparlar. Meselâ A e ağa eye bekirin (kız şehri) demek olduğu- nu yazarlar!. Güya Yunus peygam ber eski Musulda otururken halkı dine davet eylemiş.. Ancak hiç bir kimsenin bu dâvete aldırmadığını görünce Musuldan Diyarrbekire hicret etmiş.. Diyarıbekirliler hiç bir mucize istemeden kendisine i - man etmişler. Bunun üzerine Yu - nus bir mağaraya çekilerek orada edi sene sair hpr Kendisi - yağlıkçı M (1172 - e da vazeylem'ştir.,, sinden bahsederken, kaleyi (hakir adımlarile) ölçtüğünü tam 11,000 ım geldiğini ri e ei mi” 1 nların yı madığı, Ny bile a 3 bu bir kısmı, bil- miyoruz ne gibi bir düşünceyle yıktırılmıştır. Her ne kadar bize burasının şehri kale dışına çıkara- | bilmek için yıktırldığı söylenmişse e, bu, uzun ve şerefli bir tarihin gibi, bu tarzı har: gös- * terebilecek hi diğer bir se» gf de ge Alâkadarla- e yadigâr ka- il lan in Dine ve eşsiz eserin geri kalan kısmının olsun, ko yolunda lâzım gelen tedbirler! ak i maktan geri kalmıyacaklı muyoruz. (Devamı var) Şimali Afrika Müs- lümanları 4 Şimali İn (Cezayir, vin dürü Bay Messali fi ei mücadeleleri tmakla doludur. Bu malümatlar, burada bir cü- : zam hastahanesinin mevcud ol- duğunu apaçık göstermektedir. - , (Devamı var) (1) Üsküdarın bütün ar - lerini burada yazmış o Hepsini aynı şekilde Meni için daha birçok sütunlar doldurmak lâzım gelir, ki bu da, semtlerin ta- rihinden ziyade, mahallelerin ta - rihi şeklini alır. Bu mahallelerden va otuz - dan fazla cami, âkırktan fazla mesçit, birçok çeşme ve: sebil vardır. o Hensi birden o birtarih cildi. teşkil oeder. (Bunlardan y başka Hüdayi tekkesi ve sair tek- keler gelir, bunlar da ayrıca tet - i ml mevzular olduğundan .. Burada, bütün İs - tanbul balim alâka ile okuma» si ıştığım . “Semtler, tarihi ile alâkalandırı bileceğim. bir iki ğ cami ile, syri e büyük saraylar- la bezenmiş olan Harem, ğ ve Kızkulesini anlatacaöm. Kaşlariyle i ? a Ml bir Tak yudum saldı... : artık: — Nasılsın!.. * Diye sörmiyo- rum, ünkü bu sorgu karşısında dudaklarının öyle ( bir bükülüşü, nin öyle bir bakışı var ki!. ş u sabah onu daha hare- ket ed © Yarıya Salik tiği bardağı 'ken yüzüme baktı: ar" — Söyle Ergin... Sesinin eski tonu gelmiş gibi: — Bir şey soracağım sana — Sor yavrum.. Yastığını eliyle düzeltmeğe çalışarak başını bana çevirdi: az Gül eyken.. — Evet... ; — Sen Man Göz Herinie içine ei Hayatım çekildiği bu dumanlı göz- lerde gene bir kıvılcım DA — > Ergin ben Mi da üzbaşı ilinde seviştin E Biymii içinde bir şimşek çaktr.. Manisanın o sırnaşık esmer yüzbaşısını (derhal hatırladım.. Fakat beni her zaman s'nir'endi - ba sdümdün Fri iiiber — Gene imzasız mektuplar mı Ergin!.. Nefesini yormamak için gözle- nı büktürüp anlatırken aklıma bu yüzbaşmın hâlâ güldüğüm bir sö- zü geldi... riyle konuşuyor: — Bu İlini bir iddiası da — Evet... rmış Ergin, dedim. . — İnandın mı ?. Yüzüme b Dudakalarını büktü: n güz “ie geçmiyecek — Sana olduğu gibi > şeyi m em ii iyor an yeğ inanacak mısın Kaşları indi: — Evet... e b iliştim.. aman nemli, pekaz soğuk iie e parmalarımla okşa - ya okşaya benide sinirlendiren bu Manisa hatırasını anlattım. Gözleri tavana dikili, kımılda- madan dinled Or inek ederim dai ani - lerinde; | e dimi. bel vakaya Ez e ii Gözlerin ne Sü ısık rr Yüzü - — Sana inanırım ek dedi .. Fakat bütün bu ku: ilsen beni ne kadar keğülnd r. Yoru'mamak için kelimeler a8- zındlan tane tane dö'“lüvor.. Bu ili adamın bitmez. tükenmez şüp- eleri uğruna sa”lr*mı kaybet - mekteki inadmı hâlâ yenemdi - zili man bize bunu niçin söylemedin. Kuru, renksiz dudakları büzük — Bilmem ki! — ge mıydı? Hayır: ) am) ilerini sesinin to - nunu © küdür zorluyordu ki bu inanışı geri tepiy: yumi he serde kapatılıp beslenmiş bir vahşi zehirli ot gibi ği yerde filizleniyor, yn sonra yemişini veriyor. oi ava- A siyle, kokus'yle için için nn sahile. diği bu tehlikeli tohumları #'lkip atacak verde kalbinin köşesinde âdeta kilidleyip sa'rvor. DM