30 Aralık 1934 Tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 7

30 Aralık 1934 tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“ Yazan: Niyazi Ahmed Okan .. DAVUD PAŞA — Kara nişan- cı Davud paşanın yaptırdığı bir camiden sonra bali Davud Paşa den aki cami bir yangında süliş 1868 yılımda ta- mir edilmiştir. Senih adlı bir ozan tarihini Yazdı. Bu tarihte camiin Aziz ağa a- da biri tarafından yapıldığı bildirilmekte, bununla beraber miin kapısı üzerindeki tarihten camiyi asıl kuranın Hasan ağa a- dında birisi olduğu anlaşılmakta- Ir, AHMEDİYE : — Üçüncü Ah - me: i ve re sebil ile kütüphane yaptır - , © Onun için buraya Ahme- iza dendi. (Ahmed ağa, sapa ve boş bir yer olan bakam yap: ÜUsküdarın Usküdar mahallerinden biri: dan sonra büyük bir keramet sa - len İsmail Hakkı Efendinin yetmiş kadar risalesi vardı. Hakkı adiy- le de bir çi Mllağiğda bir çok yerlerinde bu- lunmuş, sonra İstanbula gelmiş - Yıl. Mn bahsederek propağanda yaptığın - dan Tekirdağma nefyedilmişti. birinin bir *di varmış... Ahmed ağa, ca- mii, bu mesçidin yanında yaptır- mış Kefçe sokağı (o burada hâlâ mevciı Tr, Ahmediye camiine bazı kera - metler atfedildiğini yazmıştım.. Burada i ikinci bir misalini Yaza Tcağrm. Tefrika No. —18 — mahalleleri Karacaahmed mezarlığı. Bu mahallede ettirib pâk verâna mektebi oz zamanlar İmer olmuşken eçende bir harik Haile eyledi ihrak a ve imha mektebi undan sonra camii Osman E- kalin. me yazı! dır. Üz eki tarih (1289 - 1872) dir. Bu mahallede bir de Sadi tek - kesi vardı. Bu tekkeyi kızlar ağası İsmail ağa yaptırmıştı. (o Tekke - de Feth Efendi'adında biri gö - mülüdür. Rüfai tekkesini burada gömü - lü olan Şeyh Ata adında biri yap- tırmıştı. Bu tekke Sa 1780) de yapılmıştır. o Emin zade çeş- mesi (1133 - 1720) de yaptırılmış- tır. Ahmediye ; camii pi camii bul tırdrğı çeşme cami şenlendirmiş, sayılı bir mahalel Pe erin in . Ah- med 1 de yaptır - mış, kendisi ; e ölmüş, yap- terdığı cam'de gömülmüştür. Ahmediye camiine çok ehem - miyet verilir, hattâ bu camie kera- Pi yeri maları vazetmekte in yersen nl İsmali Hakkı emi Bursada ii tanıdıkla - bir müş Rüyamda! TE Hakk Efendi Pimi Ra um hakka kur- Ru eyledim. ;, Bir müddet sonra İsmail Hak - 1 gören se şevhin Söylediği mısrar hatırlamış, he - sab etmiş ebced hesabiyle tam İs- Mail Hakkı Efendinin a e 137. 1724 vir erkivor.. Ru. ne kadar basit şeylerle öltiğümü | de göz önünde tutulursa, uydurma kerametlerin oynadığı (rol daha iyi anlaşılmış olacaktır. Ahmed ağanm yaptırmış oldu- 'a e ve cak bir şey yoktur.. Tabii bir hal.. Fakat o devirde bu bövle olma - mıştır lu ağacın medrese du - varırdan çıkısı bir keramet sayıl - mış, hattâ o devri vazan kitanlar ile servi ağacını (Havret hahşı ukul, kelimesi ile fade etmişler - v3 Buradaki çeşme, (1280 - 1863) de yenilenmiş, üzerine şu tarih yazılmıştır: Ahmediye camii ban'si kılmıştı bina önce, Kefçe Dede ğunu yazmıştık... Kefçe b ca mii (947 — 1540) da yaptırmış - tr. Bu cami (1301 - 1883) de ye- fak reisi ği ağa bir mesçit yaptırmıştı. Mehmed ağa (1062 — 1652) da ölmüş, eyi gö - mülmüştür.. Camiin minberini ü- güncü Ahmed e baş ahçı Selim ağa koymuştur. Ahçıbaşı e arr bu adı, ya Mehmed ağadan y Selim ağadan aldığı söylenebilir... Çün- kü her ikisi de ahçı idiler.. Bu mahallede 1846 da yapılmş bir se- bil Fatma Sultanm 1791 - 1794 - te yaptırdığı iki çeşme vardı. Sebili, mahallede oturan Ze - Tihakadın yaptırmıştı. (Devamı var) a genelkâtibi bay Numan Menemen cioğlu ve bakanlık birinci ve pro- tokol daireleri müdürleri ve Irak saf ve elçilik ileri gelenleri ta - rafından karşılanmıştır. Nuri paşa, Ankara palasa in - miş, ve öğleden evvel dış bakanı Bay Tevfik Rüştü. Arası ziyaret et- mu dem mesele ile.uğraş - iki taraf da işti İran devleti Dışişleri Bakanı, I- rak hükümeti de Başbakanmı Ce- nevreye göndermektedir. Her iki devlet adamı da yola çıkmıştır. Ajansın telgrafından anlaşıl- iyi esi Irak Başbakanı Ankara- miştir. İran Dış İşleri Baka- a birkaç güne kadar Ankara- in bulunacaktır. İki devlet adamı- aradaki (o anlaşamamazlığı hal için devletimizin ara bulması- nı istiyecekleri sanılıyor. i uz arası! anlaşamamazlık şudur: İran ile Irak sınrlarmı 1847'de Osmanlı devleti ile İran devleti arasında yapılan Erzurum antlaş- ması ile 1913 de imzalanan proto- kol çizmiştir. Bu sınırı tespit hu- susunda yardım eden Rusya ve Britanya devletleri mmurahhasları da bu antlaşmaları imzalamışlar - dr. çikan (Baş tarafı 1 inci sayıfada) 1914 yılında bitmiştir. Irak hükümetinin iddiasına gö- re İran, bu sınırı tanımamakta ve ikide birde bu çemberi tecavüz et- mektedir. Bu hudud hâdiseleri ik taraf arasında bir hayli konuşmalara yol açmış i- se de bir netice vermemiş, İran ükümeti bu smırm doğruluğunu tanımadığını ileri sürmüştür, Bunun üzerine Irak hükümeti kendisile İran arasında uzlaşma ve dostluğu kurmak için uluslar kurumu konseyinin nazarı dikka » tini celi lüzum göl b bir kısmı (Şattülarab) sularma aiddir. Bu rın İrana aid tarfı ile Irağa a- d tarafı üzerinde anlaşamamaz » lıklar olmuş, Irak hükümeti bunla- ra dair hazırladığı raporları ulus- lar konseyine vermiştir, İli taraf murahhasmın Anka - raya uğramaları son derece dik » kate değer bir hâdisedir. Daha önce İran ile Afganistan arasında çıkan sınır anlaşama - mazlığınm hakemliği Türkiyeye bnakıldığı düşünülürse iki kom - şumuz arasında çıkan bu anlaşa mamazlığın da aynı şekilde da - line teşebbüs olunması çok muh - ir, Komşularımız arasında tam bir uzlaşma ve anlaşmanm hâkim olmasını öz yürekle diler, ve bu anlaşamamazlığın iki komşu ara » eri zerre kadar sarsmadığını görmekten se- Vinç duyduğumuzu ilâve edöriz. sındaki iyi münasebeti Avusturya protokolu JA (Baş tarafı 1 inci sayıfada) Avusturyanın istiklâline aid saf - hasındaki işlerin herkesin temen- ni ettiği müsaid bir cereyan alma- ması ri Dün akşam, küçük itilâfla ve en hükümeti ile görüştükten nra, Fransız Dışbakanlığı Ro - koli elçiye mühim bir tebliğ imi Siyasi mahafilin fik- re bugün yahud yarın seya- Yek görü tayin edilecektir.,, “L'övr,, gazetesi de bunu teyid ederek diyor ki: a protokolunu imza eden devletlerden biribirlerinin hudutları daimi surette muhafa- zayı taahhüd etmeleri istenecek - tir, Küçük itilâf tarafından görü » Jen ve ihtimal ki Londrada tasvib ve s0 ir Romaya gönderil- edilirse bay yi otkionmdr ikinci günü Ro- dei eyer 6 Paris,, gazetesi A - n çekinecek olurlarsa, öteki devlet - ler gene imza edecek ve sonradan bu iki devletin'de iltihakma uygun (Lütfen sayıfayı çeviriniz) Yu gözleri yüzümüzde dolaşıyor . Yalnız kalmak istemediği hal - b çağa çok oturursam sıkılı - Aysel... Biraz si hava al... Odanm mikroplu hava W seni zehirlemesin, si lin ışarı çıkarıyo — Doktor (Mer al) i gile sok - ie diye her gelişinde tenbih e- Din kullandığı her şeyle ken- dim, meşgul oluyorum. ( Sübli - | Meli su ellerimi berbad etti. o Ne | im acıyo) Gündüzleri bi çalışırken o da- Fakat bu (uykuları gıcık ökk parçalıyor.. Gece oda- amak, o sobayısöndür- için geç vakte kadar bek - n 'akat gündüzün yor - beni paçavra gibi min - tü gündüz , i isliori, i a) ” uykusunu aldığı i için bütün gece - yi gözü açık geçiriyor. un ve ağır uykuya daldı - ğım halde ara sıra onun gizleye - mediği iniltilerle uyanıyorum. önük, kısık nefes gibi bir ses: e yi Sıcak ıhlamur onun hem öksü - rüğüne hem b iyi geli - yor. Sobanın üstünden eks'k et- mediğim som ibriğini tasına b veriyorum,. Uy ser - semliğiyle yaptığım pasalaklığa bakıp acıyor: — Sana çok yük oluyorum Ay- sel.. Yoruluyorsun.. Bilmem ki bu iyiliklerini nasıl ödeyeceğim .. Ben şaka etmeğe hazırlanırken o bu acılarına zehir katar gibi ilâ- — Sana en büyük iyilik bir gün evvel ölmektir.. Gece yarısı kan uyku- dan gözümü açar açmaz iş'ttiğim bu korkunç kelime sinirlerimi alt- üst ediyor.. Ihlamurunu eline tü - tuşturup (başımı yastı! a» sına saklıyor ve artık yeni bir is- tirab gününün başlamasını bek - liyerek için yi ağlıyor ve zehri - mi içime akıtıyorum. ll * Röntgen ei Heybeliye gi - deli bir ayr buldu. Hâlâ sıra bekliyoruz... İçime kuşku düştü. Acaba bizim raporu bir ( tarafta unuttular mı? Hergün telefon bekliyoruz... Babam ve ben ara sı- ra telefonla soruyoruz.. Hep aynı Merak edip (o karlı bir günde le kadar Bihin Müdür sıraya konan raporları gösterdi : — İşte bakm. Daha üç 8 var.... Fazla yerimiz yok. İyi olan- lar çıkmalı ki bunlara sıra gelsin Bu hain derd ne salgm... İnsan yakından görünce ürküyor.. O gün eve e zaman geri i daha fena Artık kendini zaralı” halde ine yiyemiyor... r he yumurta eksi ik adin n taze Çe İstanbulda bu karlı kış mevsiminde taze yumurta bulmak ne kadar da güç.. Babamdan sı - kılıyorum.. Adamcağız her gün ya kendisi gi- dip Beyoğlu sütcülerinde taze yu- murta arıyor, yahut odacıyı yollr- yor... Bir ç'ftlik O süthanesi adını an dükkânda günlük tazı yumurtayı on küruşa veriyorlar. e taze yumur - talardan birinden (bir gün cılık pos e hiç birinin günlük, unları vr haftalık olmadığını bile bile © iyidir al Iyoruz ıç yol . Fakat ri onu diye i rafa veni da içemez ol Babam su e ialküki belki diye Ortaköy tepesindeki bir mandıradan süt get'rtiyor.. ai en büyük ga ti. 3 Zavallı Medi o kadar ii - kımsız kaldı ki! Okusun di; gil, evde oturup babasının | görmesin diye Küre Ni be gidip geliyor... 7 (De a lin ma O

Bu sayıdan diğer sayfalar: