büürmeğe karar vermişii Manlı filezof söze karıştı: “Yıkılan şehir tekrar âpı'ır, fakat'bir milletin namusu kirlenirse, m) ko' ay kolay Atlar Seri göğsünü altlarını da kızgın şişler- Eg'ardı. Artık ger ; kadın Emet edemiyscek bir hala ie. a e bir halde yatakta da ik gözürün usiyle Ta - Beder ne öğrenmek istiyor- İmanın o hangi kapıdan ti sen biliyorsun! . Bana Br sn bilmiyor musun ?. Senin ağzından işitmek iste- e kekeli kaya Cenup kapısı! Ni e mm lida sizi bir N Kam İradı Ni a ne den bize vaktiyle ha- a NER Zye KEŞ EA AKLA 2 değil mi?. Xibu sormağa lüzum var mı? yi j yolun ucu nereye daya- VE 16 AK, emranm demirleri Bokendı O an, gözlerini (o kapadı ve nini arasından şu sözler Ek e YAZAN: ISHAK FERDİ ira til dir gene Tan i temizlenmez! ,, Li Zois söze karıştı: > bir memleketin mü - dafaasını ele alan kumandana ita- at etmek lâzımdır. Yarın düşman buraya girerse, hepinize: “Siz ne kansız, ne gusuz adamlarsı - nız. Memleketinizi niçin müdafaa demez mi?. mazlığa şöyle bir teklifle büy vermek istiyordu: Dü olan memleketimizi (o yıktırmaktansa, Tan'ı öldürmek gerektir.. İçimizde bu işi görecek kimse yok mu?. Zenginler başlarını önüne iğe - rek pm yavaş yavaş fısıl- — ie ı öldürmek kolay bir iş değil... —'”Tan duymasın... o Derimizi dürür.. “Yunan feşlezofa tekrar ortaya atıldı: — Yıkılan şehri tekrar yapmak güç değildir.. (Fakat bir milletin şeref ve haysiyeti kirlenirse kolay kolay rm Tire bir memleketin da “buyurun ... Biz pi izi bekliyo - ruzl,; diyecek kadar. uyuşukluk. gösteren bir ee ti tarih tel'in eder. Dikkat serial karar çok eridi ir!. Bu sırada salonda “bir gürültü koptu. Acı bir e yükseldi Ah... Vurmayın... e sizin 5 Mr Ve Zoisin birden yere yuvarlan- dığı görüldü.. Asilzadelerden bir çoğu bu nasihatten hiddetlenerek feylezofun üzerine yürümüşlerdi.. Zenginler hep birden bağrıştı - — Tanı öldüreceğiz.. — Babili yıktırmıyacağız.. O gece (Kişa) adlı bir delikan” Ir, (Tan) röldüreceğini o ve kanlı ve alıp getireceğini vak - “ Dağıldılar. ve “Devamt var) Matbuat Balosu (Basın kurumu) kurumunun o balosu bu sene 31 ikinci Kânunda Maksim iğ EŞYA MA Matbu - at balosunu! mükem - ei aid söylemeğe lüzum yo! nız ei e yakl rine mahsu: time imenmetii İ nil (ÖKONOMİ Ticaret odası Meclis dün son toplan- dısını yaptı Şehrimiz Ticaret odası meclisi ün mn sonra son toplantısı- nı yapmıştı Dünkü bol geçen celse- nin feyizleri okunmuş, Ticaret borsasının gelecek Delili bütçe “ si düşünülmüştür. ştur. Bundan sonra sibel Ticaret odası bütçesi gözden geçirilmiş - tir. iğ bütçenin tutarı 169303 li - mke tetkiki sırasında ba - zı münakaşalar olmuş, fakat en sonunda reye konulan bütçe ka” bul edilmiştir. Rüznamenin sonunda bulunan zeytin ihraç nizamnamesi ile lâs- tik — deri raporunun gözden ge- çirilmesi Yeri meclise bırakıl - mıştır. Tütün eksperleri nizam- namesi ün ekimleri (o nizamnamesi yapılması için bundan bir ay ka - dar evvel inhisarlarda Bay Mithat Nemlinin reisliği altımda bir ko - mite toplanmıştı. Komite, nizam” ritim mai eme için zg gi yon omisyo: mii 3 alama ae na etlerin yeni yıl Ökonomi Bakanlığı komiser - lerinden Bay Mahmud ile (Bay | Adnan, şirketlerin yeni yıl kon - grelerinde bulunmak üzere şelhri- mize gelmişlerdir. Bundan bir kaç gün el gelen komiser Bay Şev” ki bir kaç güne kadar Ankaraya dönecektir. Bay Şevki İstanbulda bulunan 24 Sigorta şirkeitnin işiyle meş - gul olmuşi Portsait seferleri kaldırıldı Deniz yolları işletmesi bundan iki ay kadar evvel İzmir — Pire ve İskenderiye limanları arasında e be ii uğı Öğrendiğimize göre, bazı p N dolayısiyle bundan cayılmış” mi ile Vapurculuk irketi arasında anlaşa- ları işletmesiyle Vapurculuk Şir “ keti arasında taksim edileceğini ıştık. Vapurculuk şirketi yeni aldığı yüze ark bir b Mi çi istemiştir. Dai yolları işletmesi ise bu - na yana: çare aziyet Öko - nomi Bakan bildirmiştir. Ökonomi Bakanlığı bugünlerde Vapurculuk şirketinin bu isteğine cevap verecektir. FETR İTRE — — ZEKÂT Oruç ayındayız, fitre ve zekât vereceğiz. Bunları kimseye me, Tayyare Cemiyeti toplaya - caktır. ver- Fotoğraf haberleri Bugün sekizinci seda çıkan “Fotoğ- raf haberleri” mecmuasında (Tırmarka- nede bir gün) başlığı yi Taci Sadulla hın bir röpörtajı, Kiralık kavalya) is- minde ud Yesarinin bir romanı hakiki bir hapishane hikâyesi, iç ve dış hâdi aile maca bir Binek bi beee yardır. iselerle, spor, sinema, modaya sit Biel i m dinlenmişti. Kurun'un edebi romanı: 68 KURUN 24 bal Şi ay ka MY 0 Birinci kânun 1034 GÜL ÜSTÜNE GÜL KOKLAYANLAR A, biribirimizin artığını iç - | tik. Biribirinin artığını içen onun | sırlarını öğrenirmiş... ygen yarıya kadar içti, sonar bardağını Tekine uzattı: eyse siz de benim sırla - rımı öğreniniz!.. Es smer kadın, iz alay eçirdiğini anlam ve Erkeklerin ye ahlâksız- ır, içlerini de dışarı vurmamakta ll Üstün ii hayran oluyor - si Meğer ne de dilbazmış!.. Lâ- tam gidiğine koymasını da bili- yormuş... Söz altımda kalmıyor - muş... « Derl | 2 Ja hi Nak, İdi O da, Zeyneple ayni bardaktan içmek istedi... Zeynep gülümsiye - rek bardağa dudak dolkundurdu .. Fakat yan gözle, endişeli endi - şeli kocasına bakıyordu.. o Üstün bardağı kadınm elinden aldı, bir yudumda hepsini prn Artık karınları do; miş yediler.. Şarab Ri Tekin şişenin dibindeki son kalanı da bardağa koyup iğ uzattı: — İşte buda Aygen iş ri si içmişti: Sarho: i bilmem akil ZAT ig Midem UD raeemii dudakları kerpiçe dönmüştü... Geri kalan şarabı bı - rakmak istemedi.. Onu da içti: —Adam sen w her gün böyle kırda eğlenilmez. Gözlerinin içine kadar kızar - mıştı Allı yemeni, pullu yemeni, Bir e bir bahçeye, Salla yem: Diye bir ds tuttu rdu... Kalın sesi, suların üstünde aile u yandırarak, gökbitimine doğru u- andı... N Fakat sonunu getiremedi.. Ha- fızasını toplayamıyor, kekeliyor - du, Kimse de yardım etmediğin - “| den mırıldandı, uzandı.. b, Aygenin damarlarını lü- zumundan fazla kaynatmıştı. Ka- ra gözlerinde kızıl yalazlar ışıldı - yor, kahkahalar atıyor, (yerinde duramıyor, Tekinin yanmda kıpır- danıp hoplıyordu. Oraya, dört kişi bir arada uzanıp uyumağı tu- haf buluyordu. Amma dayanama- dı, sırt üstü yattı. Vücudunun ol - gun güzelliklerini yere serdi. Kısa. etekleri sıyrılmış, dizlerinden biri- ni meydana bırakmıştı... Tekin de hesabı kaçırmış, alış - Hi issi - yatmı karısına belli seneki için o da örkasını dönüp yattı. Zeyneb sapsarıydı.. Biraz ev - velki o yürümenin yor; Yanakl arı - nin eği gitmişti... Oo Başı ağrıyor o bi yatmak uyumak istiyordu. Uyursa belki başı geçerdi.. Şarab ağırlık vermiş olacaktı.. o Nediye sanki Üstünün hatırını kırmamak için içmişti? Zeyneb de uzandı. Yaza»: Selâmi İzzet Kayacan Dördünün de gözleri kapandı... Biraz sonra kadının muntazam nefesleriyle Üstünün horultusu du- yulmağa b e Onların gürültüsiyle, dalgaların İK başka bir şey duyulmıyor Arada bir yukarıki gazino- ii bir iki ses geliyor, uzaktan ge- çen bir otomobilin horultusu, tre - nin düdüğü duyuluyordu.. Hava da hafiften serinlemişti... Öğlenin ağırlığı yoktu artık... Gü- Denizin öte nıyor, köşklerin camları parlıyor - du p. Çilingirle Zeyneb uyuyalı bir çeyrek saat olmuştu.. o Aygen de, uyumak i ster gibi gözlerimi: yum - muştu,. Fakat Ça- kıllı kumların üstünde, bir sağa bir sola dönüyordu.. Kanının kay- ralayıb üç arkadaşına bakıyordu. Tekin de uyumamıştı... Gözleri kapalıydı amma, o aklı uyanıktr.. Başı ateşler içinde yanıyordu .. Bir aralık (Aygen içini çekti, gözünü açtı. OGöz göze geldiler.. Bunun üzerine genç kadın kahkaha s ekin rr uyayanlarn uya iz oysa Z Tekin ümide düştü. Aygene uyu- yanları rahatsız etmemesini işa» retledi... Emekliyerek sokuldu.. Aygenin sinirleri tutmuştu.. Bir- denbire susamadr.. Daha hızlı güldü... Kıvranarak, O bükülerek gülüyordu.. Tekin, kadına doğru elini uza - tırken, Zeyneb kımıldadı, gözünü r. Tekin bozulmadı, karısiyle arkadaşının uykularını korumak ML My gibi, çılgın kadınm ağ- zına elini kapadı.. urada arzusunu tatmin edemiyeceğini kavradı.. Şöyle bir ei tasarladı, kalktı: anım bizi uyutmıyacak.. — Bu Yorgunlar kalsın, ben biraz yürü- yeceğim. Bn yerinden fırladı: — Ben hiç yorgun değilim. Zeyneb yorgundu... Fakat çare- siz kalktı... Top atılsa uyanmıya - cak olan Üstünün kolundan çek - ti.. Zeyneb için için Aygene kızı- örmediği v ona aksi aksi bakıyordu... Hali tavrt, sarhoşluğu, kahkahası, her şeyi 8i- nirine dokunmağa başlamıştı Yarım saat kadar (yürüdüler. Küçük bir ormancığın okenarına geldiler... Aygenle Tekin, onlar - dan iki yüz metre kadar uzaklaş - mışlardı.. Zeyneple Üstün gene a- ğır ağır, beraber yürüyorlardı. Aygenin uzun saçları iki firkete ile şöylece arkasına tutturulmuştu. İkide bir (omuzlarına düşüyor du. oHallerinden, böyle eğlence- lere alışık olduğu, beraber bulun - duğu erkekle kuytu bir köşe ara © maktan zevk duyduğu görülüyor - du... Tekinin koluna girmiş, omzu- na dayanmış,, sıçrayarak yürü * yor, her söze yılışık yılışık gülü - ordu.. : (Devamı var)