diği yerlerde yeni hükumet teşkil etmek yahut eskilerini ika etmek gibi birtakım keyfi harekata teşebbüs eylemekdedir. Baltık Denizi sevahilinde, ve Rusya'nın dahilinde, Macaristan'da, Kafkasya'da, Anadolu'da, Irak'da, Arabistan'da, İran'da hatta Merih seyyaresinde (!) bu hatt-ı hareketi takip etmek istiyor; İngiltere Avrupa ve Asya kıt'alarının üzerinde Napolyon ve Alman imparatorluklarının te'sis etmek hayalini beslemiş oldukları müstemlekenin bir şekl-i diğerini tertibe kalkışıyor. Harb-i Umumi kendisinin en ziyade tarafdar olanların dahi ihtimal vermedikleri derecede zayıf olduğunu, ne amirali, ne diplomatı ve ne de birinci sınıfDan add İdilecek ricali olmadığını irae eyledi. Daha ziyade büyümeye yeltenmek intihar olabilir. Filhakika yeni imparatorluk te'sis itmezden her tarafı dökülüyor. İngiltere Rusya'da çeverdiği entrikalar ve sarf ettiği milyarlarla ancak Bolşevikliği takviye itmeye kaht ü gala husule getirmeye ve fakr ü zaruretle kargaşalığı artırmağa ve müstakil Rusya Alman ittifakını hazırlamağa badi oldu. Devletler, kemal-i hırs ve tama'la Türk İmparatorluğu'nun terekesini birbirleri elinden kapmaya uğraşıyorlar. İngiltere kendisine en büyük lokmayı ayırıyor. Fakat aynı zamanda Türkiye'de gözleri önünde anarşi baş göstererek cümlesini dağıtıyor. Paris Konferansı Şark'ın tertibat-ı ciddiyesini devletler arasında bir i'tilaf husule getirilmesinin müşkülatından değil Anadolu'da yarım asır mütemadiyen azim ordular beslemeye hazırlanmadıkça hiçbir şey yapılamayacağını takdir ettiği için ta'alluk etmek mecburiyetinde kalıyor. Hülasa Fransa, İngiltere'nin ihtirasat-ı istilacuyanesi sayesinde Avrupa kıtasında sulh ve sükun tebeyyün etti. İngiltere ise Fransa'nın kendi dostluk ve mu'avenetine olan ihtiyacından bil istifade Avrupa ve Asya'da mu'azzam bir müstemleke te'sisine teşebbüs idiyor. Guna-gun tehlikeler irae eden garib ittifak yüzünden külli mesa'il gayr-i kabil-i hal bir hale gelmiş ve cihan anarşiye kapılmıştır. Endişeye düşen Amerika Avrupa'nın herc ü merc-i siyasisinden kaçıyor. Almanya şikarını gözleyen hayvanat-ı vahşiye gibi ahz-ı mevki etmiş bakıyor. *** memleket servet-i umumiyesi boşalub gidiyor. Fakat kulak asan kim? Hiçbir kimse idare ile meşgul olmuyor, devletler dağılıyor; ara sıra Fransa ihtilal tarihinde olduğu gibi bir soğuk rüzgar eser gibi oluyor; ba'zan de (1848) yaz mevsiminin hatıralarını andıracak ahval zuhur ider gibi oluyor. Her tarafda ya bir darbe-i hükumetden veya bir ihtilal zuhurundan gah korkuluyor gah arzu idiliyor. Arada sosyalistler ise cesaret alıyor. Seslerini yükseldiyor ve selamet-i alemin yegane amili kendileri olduklarını ilan ve beyan idiyorlar. İşte yeni dünyanın ilk senesi tarihinin hutut-ı umumiyesi bu merkezdedir. Meseleyi tedkik ile icab eden çareleri arayacağız. Şimdiki halde bil mecburiye devr-i atikin inkıraz bulduğu halde nihayet bulmadığını kayd etmekle iktifa idiyoruz. Devr-i atikin enkazı altında akvam medfun bulunuyor. Devr-i cedid bu enkazın kaldırıldığı zaman başlayacakdır. Halbuki bu uzun ve tehlikeli bir iştir. Sosyalistler enkaz-ı mezkureye ateş verüb büyük bir yangın çıkarmaya yelteniyorlar. Bu tabi'i *** ve kahramanane bir vasıdadır. Fakat yalnız enkaz değil hakde (?) medfun bulunan milletleri de canlı canlı ihrak idecekdir. Muhterem Heyet-i Temsiliyenin Kayseri Ahali-i Muhteremesine Beyannamesi Sureti Anadolu'nun hayat-ı iktisadiyesinde ebedi bir mevki-i bülendi olan Kayseri'nin Heyet-i Temsiliyeye açdığı aguş-ı samimiyet ve uhuvvet ol kadar harr ve o kadar nevazişkar oldu ki Muhterem Kayserililere aleni bir lisan-ı minnet ve şükran ile hitab itmeye lüzum gördük. Kadın, erkek, çocuk bütün efrad-ı milletin umumi bir galeyan ve heyecan ile izhar ettiği teveccüh ve samimiyet, Heyet-i Temsiliyeyi teşkil eden naçiz ferdlerin şahısları itibarıyla değil, asıl müteveccih olduğu gaye-i mukaddese-i vahdetde, bila istisna her kalbin birleşmiş ve her kuvvet ve şahsiyetin i'tilaf ve irtibat etmiş bulunması cihetiyle pek kıymetdar ve pek ulvi bir mahiyetdedir. Heyet etrafında her çehrede ve her Türk'den taşan tufan-ı muhabbet ve samimiyet içinde, hayatını vakf etmiş olduğu mesa'inin amal-i milliyeye tamamen istinad ettiğini görmekle bahtiyar ve memleketin yegane haris-i tamamiyeti ve milletin ilk ve son çare-i necat ve selameti olan bu vahdet devam ettikçe istikbalin telafi-i mafatına behemahal imkan bahş ideceğinden ümitvar oldu. Bu tahassüsat ile gaye-i milliyeye daha ziyade kuvvet ve metanetle yürümek için milletin azim ve imanına istinad itiğini hissederek müteşekkir kaldı. Anadolu'nun kalb-i heyecanına bu seyahatimizin ilk merhalesinde Kayseri'de temas ettik. Bu temasın bırakdığı hatıra-i hürmet ve merbutiyeti ve şahsen mütehassis olduğumuz asar-ı uhuvvet ve nezaketin tevlid ettiği hiss-i şükranı ömrümüz oldukça muhafaza ideceğiz. Gayemiz, şiddet-i merbutiyetin yüreklerimize bahş ettiği hiss-i iftihar ile seyahatimize devam iderken arkamızda Anadolu'nun bütün teheyyücat-ı vatanperveranesini nefsinde en güzel temsil ve tecelli ettirmiş kuvvetli, zeki, mukdedir samimi bir merkez-i fa'aliyet mevcud olduğunu daima düşünerek müftehir olacağız. Bu tahassüsatı ve bu iftihar hislerini bize hiss ettirdiğinizden dolayı Kayseri'nin muhterem ahalisine teşekküratımızı alenen takdim ve gayeye müteveccih mesa'ide daima kalben müttehid kalarak arz-ı veda ideriz. Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Heyet-i Temsiliyesi Namına Mustafa Kemal ------------❖---------- Irak'da Irak'da Zibar havalisinde İngilizlerle Kürdler arasında büyük müsademeler cereyan etmekdedir. ∼∼∼∼∼∼∼∼∼∼∼ Suriye'de Arabca gazeteler açıkdan açığa Fransız ve İngilizlere karşı hücum etmekde ve Türklerden iftiraka nedamet etmekdedir. “İstiklal-i Garbi” gazetesinin bir nüshasında “Eğer General Gouraud muzaffer olmakda mahir ise Sivas'a ilerlesin de tecrübe-i tali' etsin” mealinde bir makale görülmüştür. ∼∼∼∼∼∼∼∼∼∼∼ İngiliz – Bolşevik Müzakeratı Kopenhag'de cereyan eden İngiltere – Bolşevik müzakeresi kısa bir inkıta'dan sonra yeneden başlamıştır. ∼∼∼∼∼∼∼∼∼∼∼∼∼∼∼ Fransızların Telaşı Almanlar son zamanlarda İ'tilafiyyuna karşı aksi vaziyet almış ve Fransızlar telaşa düşmüşlerdir. ∼∼∼∼∼∼∼∼∼∼∼∼ İmam Yahya Nezdinde İmam Yahya nezdine İngilizler tarafından gönderilen veya Hill mevkinde Tihame Arabları tarafından esir idilen İngiliz heyeti teşebbüsat-ı mükerreye rağmen henüz tahliye edilmemiştir. ∼∼∼∼∼∼∼∼∼∼∼ Mısır İhtilali Mısır ihtilali devam etmekdedir. İhtilalin teskini için İngilizler tarafından bir heyet gönderilmiş ise de İngilizlerin bu heyetden istifade idemedikleri gibi heyetin bir kaç azası ihtilalciler tarafından itlaf edilmiştir. -----------❖----------- Sulhumuz İki Aya Kadar Nihayet Bulacak Macaristan ve Türkiye sulh müzakeratına mübaşeret edilmiştir. Türkiye Sulhu iki aya kadar nihayet bulacakdır. İtalya Hariciye Nazırı ile Lloyd George Paris'e gelmişlerdir. İtalya ile Yunanistan arasındaki gerginlik Venizelos'un Roma'yı ziyaretinden sonra zail olmuştur. ————— Yunanistan'da Neler Oluyor. Yunanistan'da Venizelos tarafdarı olan menabi'den tereşşuh eden haberler, Yunan ahvalini gayet nikbinane bir suretde göstermekdedir. Bu haberlere inanmak lazım gelirse Yunanistan'da Venizelos lehinde mevcud olan cereyan-ı efkar gayet kuvvetlidir. Halbuki son posta ile gelen İsviçre gazeteleri vaziyeti büsbütün başka bir şekilde gösteriyor. Mezkur gazetelerden birinin verdiği malumata nazaran Atina'da münteşir [Proini Espariti] gazeteleri sahibi -Patoros- Yunanistan idare-i hazırasına karşı hayırhahane hareket itmediğinden dolayı yedi sene habis cezasına mahkum edilmiştir. Bundan başka Venizelos Hükumeti tarafından daha birçok gazeteciler tevkif olunmuştur. Bunlar meyanında en eski Yunan gazetelerinden olan [Teaimera]nın sahibi –Halko Kondili- [Isgrib] gazetesi müdüri –Ostranyadis- ve [Imedisya] gazetesi muharrirlerinden –Netoduridis- bulunmakdadır. Atina'nın üç mühim gazetesi başmuharriri –Nedelidis- üç sene habse mahkum edilmiştir. Atina'da intişar eden yegane sosyalist gazete olan [Ergasifus] sahibi –Piçopulos- da iki sene müddetle hapsedilmiştir. [Tenosis] gazetesi başmuharriri –Kamiyanis- Venizelos aleyhinde bir makale yazdığı cihetle bu son günlerde tevkif edilmiştir. Yunanistan'da vaziyet gettikçe kararsız bir vaziyet iktisab etmiştir. İdare-i örfiyenin takviye edilmesi neticesi olarak her türlü hürriyet zail olmuştur. En meşhur muharrirler ve gazeteciler birbirini müte'akib habse atılmıştır. Gazetelerin en mühim kısmı kamilen beyaz olarak çıkmakdadır. Kürek ve idam cezasıyla mahkum idilenlerin mikdarı gettikçe tezayüd etmekdedir. Bütün ithamnamelerde sebeb-i mahkumiyet olarak –idare-i hazıraya karşı hayırhahlık göstermemek- cümlesi mevcud bulunuyor. Habishaneler mücrimin-i siyasiye ile dolmuştur. Bunlar mücrimin-i mezkurenin hükumet-i hazıra ile hemfikir bulundukları ma'nasını ifham eylemekdedir. Verem hastalığı bu zavallılar arasında müdhiş tahribat icra eylemekdedir. Yunanistan'da hayatın cereyan-ı tabi'iyesini iktisab eylemesi için mevcud ümitler pek zayıfdır. Çünkü bir tarafdan istibdad-ı idare devam ettiği gibi diğer tarafdan da altı aydan altı aya te'hir olunmakdadır. Yunan milletinin ekseriyet-i azimesi idare-i hazıranın aleyhinde bulunduğu cihetle hükumet intihabat icrasına bir türlü cesaret idemiyor. İrtikab ve irtişa ümit edilmez ve tasavvur olunmaz bir vaziyet iktisab eylemiştir. Kahve garsonları zabitliğe tayin olunduğu gibi yüzbaşı rütbesinde olanlar generalliğe terfi eylemişlerdir. Venizelos tarafdaranından her biri vazife-i askeriye almış ve bu suretle birçok tazminatdan istifade etmek çaresini bulmuştur. Bir hayli mühim vazaif ve memuriyetler için keyfiyet böyle olmuş ve milletin güzide sınıfı habishanelerde bulunduğu halde surre (?) ve birçok meziyetsizler dolgun maaşlı memuriyetler almıştır. ∼∼∼∼∼∼∼∼∼∼ İzmir'i Benimsiyorlar Yerli Rumlar ile Yunanlılar İzmir'i benimseme hususunda fevkal'ade nikbin oldukları ve yerli Rumlardan birçok kimselerin jandarma kayd idilerek talim ve terbiye ile iştigal etmekde oldukları haber alınmıştır. Düvel-i İtilafiyece İzmir'in tahliyesi teklif idildiği