İktisat ve Sosyalist Birliği siyasi fırkalarına intihab-ı meb'usanda mukadderat-ı millet ve memleketi bihakkın tahlise ma'tuf maksadla tevaggullarından dolayı hassaten takdim-i teşekkürat iyleriz. Şayi'at-ı mütevatire üzerine serdine lüzum gördüğünüz mütala'at bizce de pek ziyade haiz-i ehemmiyet görülmüştür. Bu gibi tevatürlerin sıhhat ve adem-i sıhhatini tebeyyün ettirmek müşkül oluyor. Çünkü zat-ı alinizin de güya Çiftçi Derneği namı altında, İttihad ve Terakki maklubu olan, Teceddüd Fırkasının azasını meb'us yazdırmak için Eskişehir, İzmir, Kastamonu, Kütahya, Bursa, Trabzon, Erzurum, Sivas gibi mahallere birçok mektublar ve hatta memur-ı mahsuslar gönderdiğiniz ve bazı zevata Teceddüd Fırkasının namzed listesini yolladığınız ve bu suretle milletin te'min-i vahdetine hadim olan Anadolu ve Rumeli Müdafa'a-i Hukuk Cemiyetinin teşkilat-ı milliyesini teşvişata duçar itmeye ve bugün kendi lisanınızla takbih etmekde bulunduğunuz bu heyetin vucud bulmasına çalışmakda olduğunuz hakkında şikayat varid olmuştur. Milletin intihab ideceği meb'usların ahlak ve evsaf-ı lazımeyi haiz bulunmaları bittabi' bizce de pek ziyade şayan-ı temennidir. Ancak bu hususda mücerreb kimseleri tamamen tanımadığımız içindir ki işi doğrudan doğruya milletin safvet-i vicdan ve dimağına terk itmeyi lüzumlu bulduk. Binaenaleyh bu suretle milletin müntehabları olacak meb'uslardan mürekkeb heyete ne dahilen ve ne de haricen hiç kimsenin i'tiraza hak ve salahiyeti olamaz. Bazı meb'us namzedlerinin Kuva-yi Milliyeden mükteseb tesirat dahilinde intihablarının te'minine çalıştıkları muhtac-ı te'yiddir. Heyet-i Temsiliyenin hiçbir yerde mümessili mevcud olmadığından bu babdaki istihbaratınız doğru değildir. Bu haberi verenlerin muradı Müdafa'a-i Hukuk Cemiyetine mensub olan herhangi bir zatın veya efradın intihab-ı meb'usanda kanunen kendilerine bahş olunmuş hakkı veya vazifeyi her ferd-i millet gibi isti'mal eylemekde olmaları ise, bu pek tabi'idir. İntihab-ı meb'usan hakkındaki beyannamemizin bahş eylediği itimatın teeyyüd ve tahakkuku için bizden ef'ale intizar buyrulur ise bunda ma'zur olduğumuzu arza müsa'adenizi rica ideriz. Çünkü teklifinizi ifa etmek için intihabata fiilen müdahale etmek lazımdır. Halbuki cem'iyetimiz bir fırka-i siyasiye olmayıb bilcümle fırkaların içtihadına hürmetkar bihakkın muayyen maksadlar için milletin vahdetini te'mine ma'tuf bulunduğundan intihabata bilhassa fiilen müdahale halinde bir tarafı iltizam ve diğer tarafla mu'araza eylemeyi kabul etmek icab idecekdir ki bu da cem'iyetin gayesine münafidir. Hükumet-i hazıra dahi cem'iyetimizin intihab-ı meb'usana müdahale itmemesinde isabet görerek bu hususu hepimizden taleb eylemiş ve o yolda ta'ahhüd edilmiş olması da cem'iyetimizi bir kere daha men' etmiş bulunuyor. Binaenaleyh meb'usanın şöyle veya böyle intihab edilmekde bulunmasından vücuda gelecek meclis-i meb'usanın şunun veya bunun hoşuna gedip gitmeyeceğinden dolayı cem'iyetimiz bir guna mes'uliyet kabul itmez. Meb'us intihabında milleti irşad etmek için bilcümle siyasi fırkalar, meydan-ı fa'aliyet küşadedir. Böyle bir fa'aliyeti meşru'aya mümana'ata kalkışanlar olursa vekiller hakkında dahi Hükumet-i Seniyyeyi icabat-ı kanuniyeyi tatbikden kimse men' idemez. Cemiyetimiz namına gayr-i kanuni ef'al ve müdahalatda bulunanlar mevcud ise bu gibiler nerede ve ne türlü ef'al-i gayr-i kanuniyede bulunduklarını maddeten tasrih halinde cem'iyetimizce ittihaz-ı tedabirde teehhür edilmeyeceğine emniyet buyrulmalıdır. Ma'ahaza telgrafname-i alileri ile ma'ruz cevabnamemiz mündericatına umumca ıttıla' husulü efkara medar olacağından her ikisinin payitaht matbuatına tevdi' buyrulması rica ve buraca da neşir ve ta'mim olunacağı arz olunur efendim. Anadolu ve Rumeli Müdafa'a-i Hukuk Cemiyeti Heyet-i Temsiliyesi namına Mustafa Kemal - - - - - - - - - - - ❖ - - - - - - - - - - - Şarki Anadolu'muzun kilidi, aziz vatanımızın şanlı bir kalesi olan mübarek Erzurum'umuzda mütarekeden beri duçar olmakda bulunduğumuz ahidşikenliklere, haksızlıklara karşı, feryad eden, milletin birliği, istiklali uğrunda cansiperane çalışan muhterem arkadaşımız (Albayrak)'da kemal-i fahr ü şükranla okuduğumuz bervech-i ati makaleyi, milletin hissiyatına, ruhuna tercüman olmak itibarıyla aynen derci bir vazife-i minnetdari add eyledik. İttihadçılık İddi'aları Türkiye Ajansı: sabık sadrazamla hempalarının Düvel-i İtilafiyeye müraca'at iderek harekat-ı milliyenin arkasında İttihadçılığın gizli bulunduğunu ve kendilerine mu'avenet itmelerini taleb ettiklerini ve Venizelos'un da aynı mealde bir müraca'atda bulunduğunu bildiriyor. Biz bu haber karşısında hem müteessir ve hem de memnun olduk. Müteessiriz, çünkü en mukaddes, en pak ve samimi emelleri makus bir mahiyetde göstermek suretiyle hariçden mu'avenet taleb idecek ve şahsi ihtiras ve menfa'atleri için vatanı işgale, istiklali tehlikeye bırakacak kadar namus ve gayretden mahrum şahısların aylarca başımızda kalmasına tahammül etmişiz. Memnunuz, çünkü amal-i milliyenin her türlü fırka ve şahsi emellerden uzak bulunduğunu bir kere daha te'yide vesile bulduk. Kemal-i samimiyetle iddi'a ve amal-i milliyenin karar ve teşebbüsleri ile isbat ideriz ki harekat-ı milliye sırf hukuk ve istiklalimizin müdafa'ası maksad-ı meşru'undan doğmuştur. Şu veya bu tesirden bahs etmek milletin namus ve vicdanına karşı küstahane bir tecavüzdür. Çünkü Müdafa'a-i Hukuk Cemiyeti bütün Müslümanları aza-yı tabi'iyesinden add etmiş ve içtihat farkı asla gözetmemiş olduğundan fa'al a'zaları meyanında her fırkadan zevat vardır. Amal-i milliye Erzurum, Sivas kongrelerinde takarrür ve tebellür eden vatani, milli esaslardan ibarettir. Bu hususda muhalif bir ferd tasavvuru mümkün olmadığı gibi bunu bir fırka veya zümreye tahsis etmek kabil değildir; bu, doğrudan doğruya vicdan-ı millinin mahsulüdür. Amal-i milliye bir fırka veya bir zümrenin tesirinden doğmuş olsa idi namzed iraesi suretiyle intihaba iştirak itmemeye karar verilir mi idi? Amal-i milliyenin arkasında başka şahsiyetler bulunsaydı Heyet-i Temsiliye a'zası resmi vazife kabul etmekten ictinab ider miydi? Vatan ve millet endişesinden başka bir emel mevcud olsaydı afv-ı umuminin aleyhinde bulunmak mümkün olur mu idi? Memleketde kanun ve meşrutiyetin hükümran olmasından ayrı bir düşüncenin vücudu bulunsaydı Meclis-i Millinin in'ikadından evvel birtakım yeni vaziyetler ihdasına teşebbüs edilmez mi idi? Daha açık söyleyelim: Ferid Paşa'nın, Venizelos'un dedikleri gibi Harekat-ı Milliyenin arkasında Talatlar, Enverler olsa idi ilk def'a harb mücrimlerinin muhakemesini taleb etmek kabil olur muydu? İşte yüksek sesle söylüyoruz: Bu nev'i iftiralar, milletimizin ehliyetsizliğini düşmanlar nazarında isbat için söylenmiş hezeyanlardan başka bir şey değildir. Biz, bu türlü iğrenç sözleri bir av'aveden başka bir mahiyetde göremeyiz. Necib milletimiz mevcudiyetini kaplayan tehlikeyi gördü ve bu tesirle vazife başına geçdi. Hiçbir fırkanın, hiçbir şahsın arzusuna, amaline mümaşat itmemiş ve itmeyecekdir. Millet hiçbir zaman tarihin kucağına defin ve tevdi' etmiş olduğu İttihad ve Terakkiyi ihya itmeyi hatırına getirmemiştir. İttihad ve Terakki artık bir mevcud-ı tarihidir. Saha-i hayatda yeri kalmamıştır. Bu ismi her söz başında tekrar etmek ve şahsi menfa'atlere alet ittihaz eylemek, hayat ve icraatının hesabını vermeye muktedir olanların işi değildir. Çünkü böyle propagandalar setr-i seyyiat için yapılır. Millet, vicdanı gibi pak olan necib nasiyesiyle işte meydandadır. Güneşi balçıkla sıvamak kabilse çalışsınlar. Şurasını da zikredelim ki Erzurum, Sivas kongreleri mukarreratı müdevvendir. Herkes tedkik idebilir. Mukarrerat-ı esasiyenin ihtiva ettiği esaslar, öyle fırka gayretiyle hareket ider insanların dimağından doğacak bir şey midir? İstanbul'da vatanın ekser köşelerinde her ses susdurulmuş, her his basdırılmış olduğu ve bu suretle milletin ölü sayıldığı bir zamanda isbat-ı hayata ve izhar-ı iradeye müsara'at etmek öyle fırkacılık gibi küçük gayretlerin mahsulü olabilir mi? Bu, vatanın müdhiş sükutu, istiklalin ufulü, ihtimali karşısında titreyen, kükreyen, kıyam eden vicdan-ı milleden doğmuştur. Namuskar insanımız amal-i milliye muvacehesinde başka bir hisse kapılamaz, nur içinde zulmet gördüğünü iddi'a idemez. İstihbarat Sivas: - - 335 1 - Makam-ı sadaret-i uzma ile harbiye ve dahiliye nezaret-i celilelerine Hostal, Mandaranos, Çabırlar, Zalk, Şabanlı, Vara, Ermenos, Manlı, Çapatos, Kodele, Rora, Fontirile karyeleri ahali-i Hristiyaniyesiyle Hızırilyas, Meryemana Serrahibleri tarafından keşide idilen telgrafname sureti zire yazıldı: [Milli varlığımız Hükumet-i Osmaniye'nin büyüklüğü ve himayesi yüzündendir. Dünyanın her tarafında görüldüğü üzere civarımızda bazı hadisat vaki' oluyor ise de bunlar o adil hükumet memurları tarafından bilatefrik-i cins ve mezheb ve hatta Hristiyanlara daha mütemayil olarak hal ve teskin edilmekdedir. Biz Osmanlı doğduk Osmanlı kalmak isteriz. Cebir ve tazyik görmemiz ve başka bir idare istediğimiz kat'iyen yalandır.] 2 – Ayıntab'a 27 – 10 – 35'te deminstrator sıfatıyla ma'iyetinde iki kişi olduğu halde bir Fransız miralayı gelmiştir.. Ayıntab'da Kuva-yı Milliye ile Fransızlar arasında müsademe vuku' bularak tarafeyn mühim zayi'at vermiş ve fakat bu havadis muhtac-ı te'yid bulunmuştur. 3 – Ayıntab'daki Ermeniler Fransız Ordusuna gönüllü yazılmak üzere hazırlanmakda olduklarından bunun beyne'l anasır şedid ihtilaf zuhura getirmesinden korkulmakda olduğu bildirilmekdedir. 4 – Musul'dan firar eden Kalkütalı Abdülkerim isminde Hindli bir Müslüman Hindistan İhtilali'nden dolayı İngilizlerin Müslümanlara karşı fevkal'ade mezalim icra etmekde olduklarını ve Hindistan eşrafından iki bin kişi kadar idam eylediklerini kuvvetlerini Hindistan'a göndermek üzere İngilizlerin Musul'u terk ideceğini ifade eylemiştir. 5 – Nusaybin'den boş vagonları toplayarak Haleb'e avdet etmek üzere olan bir treni Nusaybin ahalisiyle civar Urban ve aşayiri bu trenin Fransız askeri getirmek üzere hareket ideceği fikriyle hareketine mani' olmuşlarsa da buralara Fransızların gelmesi ihtimali olmadığı hakkında mesa'i icrası suretiyle heyecan-ı umumi teskin idilebilmiş ve Diyarbekir vilayetinde Milli, Karakeçili, Şammar gibi kamilen müsellah aşayir arasında bundan dolayı büyük bir heyecan ve galeyan bulduğu ve şayet Fransızlar Diyarbekir hududuna girecek olurlarsa binlerce aşayirin müsellahan mukabelede bulunacakları bildiriliyor.