eylememiş fırkaları iltifat buyurulmayarak adl ve reviyyet ve dirayetle milletin itimadına mazhar, tecrübeli ve umura vakıf rical-i devletden bir merkez kabinesi teşkil etmek. 4. Vaziyet-i hariciye derece-i kifayede tavazzuh etmiş olmasıyla ashab-ı iktidar ve ihtisasdan ve rical-i devletden bir heyet-i meşveret teşkil ile şerait-i hazıra dairesinde mümkinü'l-husul olan gayeyi te'min idecek sarih ve ma'kul teklifin hemen teemmülüyle efkar-ı umumiye-i cihana arz ve bu suretde menafi-i hayatiye-i memlekete mugayir mukarreratın suduruna tekaddüm olunması. 5. İcraat-ı lazımenin seri'an ifası ve bu hususda milletiyle kat'-ı alaka etmek ve bu suretle birtakım ahval-i gayr-ı layıkaya hitam vermek üzere afv-ı umumi ilanı. 6. Anadolu'da teşekkül eden cem'iyetlerin mutalabatını tedkik edip ahvale göre menafi-i umumiyeye elverişli ve müfid olanların kabul ve icrası. 7. Ahali arasında gettikçe ziyadeleşen münaferet mütekabile-i umumiyenin izalesine son derece sarf-ı mukadderet iderek millet-i islamiyeyi bir kitle-i vahide haline getirmek ve bütün cihana yek emel, yek menfa'at, sahibül-azm bir millet halinde görünmek. Bu nukat-ı mühimmenin icrasında idilecek tekasül hafazanallah felaketi azimeye sebeb olacağını zat-ı humayunlarından hafi tutmak bir ihanet olacağından bi-hasebil-vazife arza cür'et-yab olurum ol babda.... 15 Şevval 337 ve 16 Temmuz 335 --------------------------------------------------------- (Gazetemizin 1. nüshasındaki baş makalede, veliaht-ı saltanat devletli necabetli Abdülmecid Efendi Hazretleri'nin 15 Şevval Sene 1337 ve 16 Temmuz Sene 1335 tarihinde zat-ı hazret-i padişahiye ahval-i hazıradan ve bilhassa İstanbul'daki Ferid Paşa kabinesinin acziyle ihanetinden bahs fevkalade mühim ve tarihi bir layiha takdim ettiklerinden bahs ile bu layihanın İstanbul'da (Memleket) Gazetesi tarafından neşr olunduğunu tebşir etmiştik. "Memleket" Gazetesi'nin harekat-ı milliyemizden bahis olarak sansüre göstermeden çıkan ve altı büyük sayfa üzerine devlet ve milletimizin mukadderatı ile alakadar pek çok vesaiki muhtevi bulunan fevkalade nüshası ahiren Sivas'a da gelmiş olduğundan, Abdülmecid Efendi Hazretleri'nin layihalarını aynen derc-i sütun-u iftihar idiyoruz; zat-ı şahane bu layihayı alıp okudukdan sonra şimdiki sadrazam Ferid Paşa'yı nezd-i hümayunlarına çağıryb kendisini istintak etmişlerse de merkum layiha münderecatını tasdik etmekten başka birşey söyleyemediğinden gazab-ı hümayun tezayüd etmiş ve bunun üzerine bir kabine listesi tertibi sadr-ı esbak Tevfik Paşa'ya ferman buyurulmuştur. Tevfik Paşa listeyi veliaht Hazretleri'nin re'y ve tensibi dairesinde tertib etmişse de, ecnebi kuvve-i işgaliyesine istinaden icra-yı hükümet eden kabine ma'at-teessüf sükut itmediğinden kabil-i tatbik olmamıştır; bilakis Ferid Paşa ile avanesi veliaht-ı saltanat hazretlerinin saray-ı necabetpenahilerini ecnebi ve osmanlı polislerinden mürekkeb muhafız bir zabıta heyeti tarafından tarassud altına aldırmışlardır. 16 Ağustos 35 Erzurum'dan Hükümetin Kuva-yi Milliye Hakkında Takip Etdiği Siyasetin Yanlış Olduğu Hakkında Sedaret-i Uzmaya Telgraf "Şifre" --------------- Sadrazam Damad-ı Şehriyari Ferid Paşa Hazretleri'ne[*] Bir zaman için tahassül eden ihtilaf nazarı sevaik-i cededenin izale etmekde bulunduğuna kani' olarak zat-ı asfaneleri için mahfuz istirhamatdan bil-istifade kalblerimizin müşterek bir rabıta ile çırpındığı gaye-i mukaddesenin son safhasına bir kere daha enzar-ı fehametpenahilerini celb eylerim. Mösyö Klamenso'nun (Georges Clemenceau) zat-ı fehametpenahilerine olan mufassal cevabnameleri ahiren mutala'a-i güzar şakiranem oldukdan sonra Dersa'adet'e nasıl bir hamule-i ye's ve alam ile muavedet buyurduklarını takdir idiyorum. Altı buçuk asırlık saltanat süren ve aktar-ı cihanda tarih-i müstakili ma'ruf olan devlet ve milletimize karşı pek açık bir lisanla çizilmiş taksim ve imha kanaatini bu kadar bariz ve habiz-şiken gösteren bir ifade karşısında titremeyecek ferd-i hassas tasavvur idemem. Cenab-ı Hakka binlerce hamd ü sena iderim ki milletimiz ruhundaki azim ve celadetle tarih-i hayat-ı mevcudiyeti ne tekevvüle ve ne de celladane hükümlere hiçbir zaman kurban itmeyecekdir. Vekayi' ve hadisat-ı umumiyeyi vatan ve milletimiz hakkında ecanibin ihtilaf ve tesadum-i menafi'ini bütün millet idrak ve takip idiyor. Şimdi pek eminim ki dur-bin olan zat-ı fehametpenahileri bugünkü vaziyet-i umumiyeyi ve menafi-i sahihayı devlet ve milleti üç ay evvelki nazarlarla görmüyorlar. Dokuz aydan beri işbaşına gelen kabinelerin daima birbirlerinden fazla zaafa uğraması ve nihayet ma'alesef artık adeta mefluç bir menzileye inmesi haysiyet-i aliye-yi milliye karşısında cidden pek hazin oluyor. Muhakkakdır ki vatan ve milletin mukadderatı için dahilen ve haricen mesmu ve sahib-i kelam olmak mutlaka irade-i milliyeye istinadla meşrutdur. Bilhassa mandaterlik mübahasatı başlayalı beri bütün düvel ve milel mukadderat emrinde ancak milletimizin sadasını işetmek istiyorlar. Ruh-ı halasın etrafında toplanan bütün milletin umdesi vatanın tamamisi, milletin istiklali, makam-ı saltanat ve hilafetin masuniyetidir. Bu esasat değil yalnız Şarki Anadolu'da aynı teşkilata malik olan umum vatanda bütün kuvveti ile kaimdir. Hakk-ı hayat ve istiklali için çalışan milletin maksadındaki nezahet ve hadis(?) mukabil hükümet-i merkeziye ruesa-yı memurin-i mülkiye ve askeriyeye icra eylemiş olduğu gizli telgrafla vahdet-i milliyeyi kırmak selamet-i mülk ve millete ma'tuf teşebbüsat-ı milliyeyi atıl bırakmak, hülasa millete karşı hasım vaziyet almak cihetini iltizam idiyor. Bu tarz hareket bittabi' mucib-i esef-i azimdir. Bu hal milleti hükümet-i merkeziyeye karşı arzu edilmeyecek hareketlere saik olabilecek mahiyetdedir. Gayet samimi olarak arz iderim ki millet her türlü iradesini ika'a mukdedirdir. Teşebbüsatının önüne geçebilecek hiçbir kuvvet mevcud değildir. Hükumeti merkeziyenin men'-i teşebbüsatı hiçbir tarafda ve hiçbir kimse tarafından cay-ı tatbik bulamamaya mahkumdur. Millet çizdiği program dairesinde gayet kat'i ve sarih hatvelerle maksadına yürümekdedir. Hükümet-i merkeziyenin şimdiye kadar olan mümana'at-kar teşebbüslerinin hiçbir tarafta hiçbir tesir yapmamakda olmasıyla hakikat-ı vaziyetin takdir buyurulmuş olacağına şübhe yokdur. İngilizlerin irae eyledikleri tarikde çare-yi halası aramayı dahi abesdir. Ve binnetice mucib-i hüsrandır. Ma'a haza İngilizler dahi en nihayet kuvvetin milletde olduğunu takdir iderek hiçbir istinadı olmayan ve millet namına hiçbir ta'ahhüdde bulunmayan ve bulunsa bile milletçe muta' olamayacak olan bir heyet-i hükümetle neticeli bir işe girişmek mümkün olamayacağına kani' olmuşlardır. Bu havalide İngiliz mümessili olan ka-imakam (Rovinson) da bu hakikati bizzat acizlerine ifade eylemiştir. Bundan ahval-i alemin malumı asifaneler olduğu vecihle bugün almış olduğu ve daha da alacağı cereyan sebebiyle ve milletimizin vahdet ve azmi karşısında ecanibin tehdidlerini maddeten ika'a kudretleri kalmamakdadır. Bütün temenniler şu merkezdedir ki hükümet-i seniyemiz meşru' olan cereyan-ı milliye karşı mümanaatkarlıkdan velev muvakkaten olsun bi-günah olan memurları duçar-ı kadr etmekten feragatla bil'akis kuva-yi milliyeye istinad ve her türlü teşebbüsatında amal-i milliyeyi rehber ittihaz eylemelidir. Bunun için de mevcudiyet ve irade-i milliyeyi temsil idecek olan meclis-i meb'usanın amal ve iradat-ı mukaddese-i şahaneyi takviye eylemek üzere en kısa bir zamanda in'ikadını te'min eylemelidir. Zat-ı fehametpenahilerine müteveccih olan bu hareket-i necibane ile devlet ve milletin ve makam-ı saltanat ve hilafetin tarihi yeni bir sayfaya idhal ve bugün muhtel olduğuna şübhe olmayan revabıt-ı aliye-i hükümet bir samimiyet-i mütekabile ile manzume-i salaha irca buyurulacak ve bu suretle dahile ve harice karşı da bir haysiyet tecelli ettirilmiş olacakdır. Yed-i iktidar-ı celilinizde bu son kuvve-i te'lif mevcuddur. Bunun tecellisini tek merbut olduğum vatan ve milletin selameti ve pek sadakatkar bulunduğum zat-ı akdes hümayunun mazhar-ı fevz ü nusret olmaları namına niyaz ve ta'zimatın mahsusamın kabulüne müsa'ade buyurulmasını istirham eylerim. Mustafa Kemal ___________________________________________ [*] İrade-i Milliye Bu telgrafname teşkilat-ı milliyenin bidayetinde hükümete karşı serd idilen temenniyatın ne derece mantıki ve muhik ve vatani olduğunu ve aynı zamanda bunların şimdiye kadar nazar-ı dikkate alınmayarak evvelki nüshalarımızda münderiç vesaik-i ihanetden anlaşılacağı vech ile milletin amal-i meşru'asının imhasına hükümetçe azmedildiğini isbat iyler. ------oOo------ Şura-yı Devlet Reisi Rauf ve Bahriye Nazırı Salih Paşalar Hazeratına Vatan ve milletin felaket ve sa'adeti ile alakadar ve pek ziyade dindar tanıdığım ve erbab-ı namus ve iffetden bildiğim ikinizi makina başına davet etmekten maksadım Anadolu vaziyet-i hazırası ile memleketi el ele tutulacak kadar takarrub ve tehdid eden muhakkak bir felaketden haberdar iderek nan ve ni'meti ile perverde olduğum vatanıma son bir vazife ifa eylemekdir. Paşa Efendiler, Anadolu'daki harekat-ı milliye heyet-i vükelanın yalan, yanlış istihbarata istinaden zan ve tahmin ettikleri gibi 5-10 kişinin eser-i tahriki değildir. Umum memurin, asker ve ahali bu hareketde müttehiddir. Bunun böyle olduğunu Anadolu'nun her tarafından Sadarete, Dahiliye Nezaretine çekilen telgrafnameler heyet-i vükelaya ifham idemediyse affınıza mağruren pek gafil olduklarını söyleyeceğim. İşin bu derece kesb-i vehamet itmesinin saiki de mütarekenin akdinden sonra mevki-i iktidara gelen ömrü az, hatayatı çok kabinelerin tedbirsizlikleri neticesidir. Bu hakikati anlamayan hiçbir ecnebi hiçbir osmanlı kalmamıştır. Son def'a Versay Konferansı'na azimet ve avdet eden murahhaslarımızın vaziyetleri büsbütün vehameti tezyit eyleyerek kalbleri endişe-i vatanla çarpan efrad-ı milleti son derece düçar-ı ye's etmiştir. Avrupa'lıların ve Amerikalıların hükümet-i hazırayı ile temasdan ziyade milletin re'yini öğrenmek için muhtelif mahallere müte'addid komisyonlar gönderdikleri ve bu komisyonların bir kısmı İstanbul'da anasır-ı muhtelifeye mensub heyetleri celb ile re'ylerini sordukları ve Rumların patrikhanede, kiliselerde ictima ile alenen makarr-ı hilafet bizimdir diye yüksek sesle bağırdıkları İzmir üzerinde de bir hak taleb ve dava ettikleri ve ifratperver Ermenilerin Kızılırmak'dan hudud keserek bütün Vilayat-ı Şarkiye'yi Ermenistan'a ilhak için çalışmak üzere alenen akd-i içtima ettikleri bir zamanda umum Anadolu ve Rumeli vilayat-ı şahanesinden müntahab bir kitle-i hamiyyetin Sivas'da toplanarak hukuk-ı Osmaniyeyi müdafa'aten çıkaracakları muhik ve meşru bir sadayı boğmaya kail olan zevatın nasıl vicdan taşıdıklarını tayininde doğrusu tereddüd idiyorum. İşte bu ma'ruzatından anlarsınız ki burada kongre akd eden zevat vatan haini değil, padişahlarına da asi değil sırf endişe-i vatanla mütehassis ve kendilerini hain-i vatan zann edenlerden pek yüksek vicdana malik fedakaran-ı ümmettir. Bunların amal ve metalibini anlamadan dinlemeden alel-ıtlak erbab-ı fesaddan, zadid-i ittihaddan addetmek gösterecekleri tezahürat-ı milliyeyi alem-i medeniyet nazarında kıymetden düşürmek Millet-i Necibe-i Osmaniyeyi bir cism-i camid telakki etmekten, hiçe saymaktan başka ne suretle ta'rif olunabilir. Rumlar, Ermeniler her türlü vesait-i mefsedetle propagandalar yapar, bağırır çağırırlarken Türkler neden susturuluyor. Ortada millete istinad ider bir kabine yokdur ki beyanat ve ifadatı mesmu ve mu'teber olsun.