di B mi betle ta “ki at muharebesi akla oğdu. n Petronun Pol- ari ettiği İsveç Şarl, Tür çeki . Osmanlılar, MEL Mehmet paşanın ku- b olarak Isakçı- f yal ayı yu Kagol deme Külsübiaral Rus ordusu da Buğdan- inn Coçura mevkiine ti. Ruslar, acele edip yonu geçtiler, Yaş girdiler. li ordusu cöpheden da, hem açlığın, susuz- m tehdidi altında kal- B Rus teceddüdünü yarat- iş olan Çar, ne yapacağını niyordu. Karısı Katerin mına koştu. Teselli edip cesaret verdi. ,Osmanlı rına gelmiş, ağlamış, yal-| —— b kumandanı, çenber i us ordusuna hü- anlak vazgeçtirmiş. Petro, “Teslim olmaktan a her teklifi kabul ede- Dİ,, diyerek baş nazırı- Osmanlı Oo kumandabına dı. Nazır, Rusyayı müş vaziyete düşürecek ka. ağır tekliflerle karşıla- tağını umuyordu. Halbuki 1 Mehmet paşa bu ba- & gartla sulbu aktetti : sma .LgÂzak kalesi, Os lem (HALKIN SESİ) — Şehir Haberleri e Mİ A ER EE AE SUK EVVELÂ TO- MLUK AYIRMALI.. Geçen senenin sonbaha- rında havaların daimi suret- te yağışlı gitmesi yüzünden normal senelerdekine nisbet- le ekim işi noksan olmuştur. Bu vaziyeti gözönünde bulunduran vilâyet makamı, önümüzdeki sene tohumluk içim sıkıntı çekilmemek üze- re çiftçilerin yeni sene mab- sulünü elde eder etmez her mam yeni mabsu'den| evvelâ tohumluklarını ayır- İmaları lüzumu tamim edildi Öşeyden önce tohumluklarını ayırmaları lüzumunu, orta Anadoludan getirilecek buğ- day, arpa ve çavdarlar yay- la mahsulü olduğu için İz- mir iklimine uymadığı cihet- le bunların tohumluk olarak kullanılmamasını, müstabsi!- lere bildirilmek üzere alâ- kadarlara tamimen tebliğ et- miştir, Tiyatro Tenkidi Çam Sakızı Ankara tiyatro san'atkâr- ları dün akşam Çorakkapi Altınparkta (Çam Sakızı) nı temsil ettiler. Park binca hınç dolu herkeste bir sü küt gözler sahnede San'at- kârları seyrediyorlardı. San'- atkâr Bay Mehmed Ozan Cavid Kâzım rolünde çok muvaffakıyet kazandılar ve halk tarafindan iünülendiz lar. Hey'etin müstesna san atkârlarından ihtiyar rolün- de A akşamki temsilde göstermiş- tir. Hasan Kâzım rolünde Adnan Sert'in sop ti inkâr edilem Hey'etin lek vi - medarı iftiharı büyük sa kâr Bay Hayri Aksoy No rolünde çok büyük eskime kıyetldr kazanmış, tiyatroda bulunan balk kendisini sü- rekli bir surette alkışlamış- tır. Teyze rolünde Bayan Suad, Naşide rolünde Sevim Vilma rolünde Bayan Nadi- de de çok muvaffak olmuş- lardır. Bu akşam Abdülrefik Ah- med Nurinin Döıt Cihar na- mındaki 3 perdelik vodvili temsil edilecektir. San'atkârları tebrik ederiz. 3 —İsveç kralının memle- ketine serbes dönmesine mü- saade edilecek, Petro bu şi rı memnu- niyetle kabul etti, Muahede- imiş şöyle düşünü- yorlar ; Şayed Mehmed paşa bu derece yumuşak davranma- saydı, Rusyanın inkişafı hiç değilse elli sene geç kalır- dı. . z . 0 Fuarda ticaret odaları pavyonu İzmir enternasyonal fua- rında Türkiye ticaret ve sa- nayi odaları pavyonu (için hazırlıklara başlanmıştır. Bu işle meşgul olmak üzere bir komite teşkil edilmiş, tica- ret vekâletinden gelen bir Turgut Türkoğlu ile Istan- bul ticaret odasından bay Servet Faikin tayin edilmiş oldukları bildirilmiştir. Ticaret vekâleti avyon için hangi ticaret odalarının e miktar para gönderecek- lerini tesbit etmiş, her mın- taksnın ne gibi mahsul ve mamulâtı teşhir edeceğini de bildirmiştir. Nümünelerden bazıları şehrimize getirilmiş bulun- iie pü vilâyetler- en de nelerin gönde- nie yi bildirilmiş- tir, Belediye bu sene sergi sarayındaki C. pavyonunu tamamen Ticaret ve e odaları ti, olarak ti sis etmişti ———0 m Ev konserve- you .ciliği kursu açılıyor 10 Temmuz perşenbe gü- nü saat İ5Sta İzmirde Gazi bulvarı Kız sanat okulunda ev konserveciliği kursu açı- rslara herkes kanli edebilecektir, 16. Tem çarşamba günü nihsyet le cak olan kurs müddeti altı gündür. Her gün ayni santta de- vam edeçek olan kurslarda O ni i ik vg bilümum gıda m eri ve çok İY Aİ yk delin İNMERİ 10 Temmuz 194) İLK TÜRK PEHLEVANI > değerini — Ben güreşten kaçmam.. Fakat karşıma (o Çaltoftan daha üstün bir pehlivan çı- karınız ki güreş tuttuğuma değsin!... Yoksa ondan da- hi pehlivanlarınızla soyunup güreşememi... Diyor, meseleyi kestirip atıyordu.. Sözüm yabana, Çalmofun meğlübiyetinden sonra da bir çok pehlivanlar Deli Me- mişe meydan okumağa baş- lamışlar, ber ne babasına olursa olsun onunla er mey- danında boy ölçüşmeğö ha- zırlanmışlardı.. Fakat bütün bu seslere Memiş kulak bile asmıyor, dinlemeğe tenezzül bile etmek istemiyordu. Ve hakkı da vardı. Ar- tık onun için Deli ormanda bir ikinci güreştutmak abes olacak, Çalmoftan üstün bir pehlivan olmadıkça diğerle- riyle boy ölçüşmesinde hiç bir mana olmıyacaktı! f meşhur pehlivanları “Taşof,,u dağdan indirmeğe, ve b müdbhiş Türk pehlivanını ona yendirmeğe azmediyorlar, ve bu vadide büyük teşebbüs- lere girişiyorlardı... Ve onu ancak “Taşof, un yeheceğine kani bulunuyor- lardı... ki: ba düşünceleri de kısmen doğru idi; çünkü “Taşof,, . Deli Memişle bir çok korkulu dakikalar ya- şatmış, hattâ bir defasında da yere atınış olan “Çal- mof, tan çok daha üstün bir pehlivandıl... Fakat senelerdenberi dağ: larda mağaralarda yaşıyan ve o güne kadar öldürdüğü sayısız insanların ahını gi- yabında verilen idam kara- riyle çekmekte olan “Taşof,, nasıl olabilirdi de tekrar şebre indirilir, ve yüz bin- lerce insanın gözü önünde çatır çatır Deli Memiş yen- dirilirdi?,.. İşte bu ilk tatlı hülyasiyle senelerdenberi dağlarda do- ei kendisi gibi iki yüz ea bebe > Şu yaman pehlivanla bir karşılaşsam da, j kendi gücümün hakiki anlasam 1... ben de üzere şehre inmesini © için her çareye baş V” yor, hükümet nezdind? zü geçer kimseler, bi teşebbüslerden * geri © yordu.. 5 b Bütün bunlara “Taşof,, un öyle elini i nu sallıyarak yebre ne, ve güreş mey nâralar atarak peh kei bir türlü:k rıza ; gösterilemiyor. 7 büyük kimselerin * rağmen bu işe boyu” ” miyordu, Vaziyet bir lisa “ii siyle Deli e <i yor, şayed dağlard 5 a şan, canavarlarla vi k pehlivanı şehre ine6* yunup onunla olursa, muhakkak yenebileceği, hart de! reşin ortasada iz şında, kendisine: lere anlatılmağı yer Memiş, bu ledikçe keyifleniyo”” pehlivanla da, be hakiki değerini Diyor, ve mu “Taşof, denen nerede olursa ols tutmak istediğini” du.. ğ Artık Deli © e korkulacak biç w mamış, Deli Me”. dan daha istekle yapılmasına nu en açık kese anlatmıştı" şakisi buluna ilk ve son di