10 Kasım 1942 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— —e A TT E. D Askerlik Ha Ebedi Şef Atatürkün askerlik hayatı birbirinden ayrı itç devre içinde tetkik olunabilir, Onun or du hayatı, 29 birincikânun 1904 te erkânıharp yüzbaşısı olarak Mektepten çıkmasiyle baslamıştır. Erkânıharp yüzbaşısı Mustafa Ke Mmalin ilk vazifesi Şamda 90 uncu sSüvari alayındadır. 7? haziran 190? de kolağası, oldu, Aynı y?m 30 eylülünde Selânikte ordu erkânı harbiyesine tayin edildi ve iki yıl Sonra Selânik redif tümeni erkâ- Dıharbi oldu, Makedonyadaki bu muhtelif kur May hizmetlerinde Mustafa Kemal Bgerek hazar mesaisi Ve gerek ha- Pekâtta çok zeki, müstesna kabili- Yetli, kuvvetli karakter sahibi hir erkânıharp zabiti olarak tanındı., Bu mesaj, Makedonyanın oteş için Üe bulunduğu devreye rastlıyor. 81 MART VAK'ASI Mustafa Kemalin askerlik ha. yatmı tetkik ederken bu senenin 81 martında zuhur eden meşhur iİsyan vak'asının Üzerinde ehemmm; yetle durmak lâzımdır. Buudan 31 Sene evvel ve Mesrutiyetin ilânın- dan 8,5 ay sonra İstanbulda zu- hur eden bu vak'a irticam körük lediği askeri bir isyandan ibaretti. İsyanın her tarafta heyecan, korku ve şaşkmlık doğurduğu buh- ranlı anlarda, Selânik redif fır. kası kurmay başkanı kolağası Mus tafa Kemal ne yaprlacağını tasar lamış, bir teskilât ve harek&t nplâ- Diyel ordu karargâhma koşarak tekliflere baslamıstı, Mustafa Kemalin hazırladığı teşkilât plânında —1 — hareket ordusu namı verilen bir tedip or. dusu teşkili; 2 — ikinci ve dör. düncü ordularla da derha! muha- rebe edilerek bunların da mürza. heretlerinin temini, 83 — Bu ordu. hun nizamiye, kısmen redif tabur- larından ve toplanacatk gönüllü müfrezelerinden vücude getirilme Si: 4 — Bu tabur ve mülrezeler. den mürekkep fırka, liva Va_nlny. lar teşkili vardı. Harekât plânın- Gda ise: 1 — Kıtaatı şimendiferle Hadımköyüne naklederek #Hadım- köy, Halkalı mmtakasında topla. mak; 2 — Vaziyete göre İstanbu- lu işgal etmek üzere ileri hareke. te başlamak; $ — Nakliyatın te- Mini için Şark şimendifer kumparnı Yasının yardımmı temin etmek: * — Silâhlı, silâhsız her türlü Mmukavemeti şiddetle yok etmek: 5 — Asi kıtaları silâhtan tecrid etmek; 6 — Bütün elebaşı mürte. tileri tevkif etmek; ? — Sefaret- hanelerin, ecnebilerle bankaların Ve ekalliyetlerin hiçbir zarara uğ5- Famaması için en küzumul tedibir. leri almak dahil bulunuyorda. Mustafa Kemalin bu teşkilâtta en çok dikkat ettiği notta, ku- Mmandan meselesiydi, Hareket orud Sunun ' başma kim gefîrîlı-rektı? Bir defa kendisi teşekkül edecek ordunun kurmaylığını almağı tek- lif ve kabul ettirmişti. Kumandan tiarak da üçüncü süvari fırkası kumandanı mirliva (T ümgcııc_rnl! Suphi Paşayı teklif etti. Sephi Pa- Ba Mustafa Kemali çok severdı'_; hd hunla rütbe farkı gözetmeksizin bek sıkı arkadaşlık yapardı, Tas ten büyük, küçük herkes Mustafa Kemalin muhabbetine ve arkadaş- lğma meftun bulunuyordu, Çün kü onun arkadaşlığı çok samimiv- di. Malâyâni lJâkırdılar söylemer, memleket ve millet için faydalı Büyük asker ve inkdâüpçı Atatürkün milli mücadele sıralarında çekilmiş bir resmi fikirler ortaya atan cevval bir zekânım, selim bir aklın, mantıki, pürüzsüz bir nâtıkanın mahsulü sözlerle konuşurdu, Mustafa Kemal, Suphi Paşa ile birlikte en doğru kararlar almak Ve en seri canlı icraatta bulunmak mümkün olacağımna kani tbulunu yordu. Ancak, çok nazik bir me sele olan İstanbul irticamı tedip işinde ateşin bir zekâ ve faalivetin Suphi Paşanın mahiyetini kavra- Mmaması muhtemel bir takım poli- tika Ve siyasi vaziyetler ürcrinde l'a_z'la bir tesir yapması zan ve tah min edildiğinden üiçüncü ardu ku- ?mıdanı, hareket ordusu icin Se- Jânik redif fırkası komutanı ferik Hüseyin Hüsnü Paşayı tercih ve tensip etmişti, Gariptir* Sunh: (pasa) Silleyman Sefik'ten sonra kuvayı inzibatiye kumandanlığını deruhte eden generaldir. Bunu niçin yaptımız? Diye sordukları zaman Mustafa Kemale mağlüp nl_ mak içili cevabını vermişti, Hüsnü (paşa) daha yaşlı, ıığı.r başlı — ve kibar hissiyata alışık bir zattı., 'Zfı. ten Kolağası Mustafa Kemalin asıl komutanı da bu idi, Mustala Kemali çok severdi. Ve zekâsma, malümatına cidden itimad — ve hürmet gösterirdi, Binanenaleyh, ilk hareket ordusu karargâhı bu yatrtı suretle Hüseyin Hüsnü (paşa* nın kumandasmda Mustafa Komalin kurmay başkanlığında pek mnl- du, subaylardan teşekkül etti, Bu hareket yalniz memlekette değil, tekmil Avrupada hattâ bütün dün yada mühim akisler uyandırmış. tır, Mustafa Kemal muvaffalryeti muhakkak görüyordu, Bir taraf. tan kümandanımn her türlü endi. Şesini bertaraf etmeğe çalışıyor, bir taraftan da asker için ve İs. tanbul halkı için beyanameler ha zırlryordu, Ordu, Mustafa Kemalim keskin zekâsiyle çizdiği plân dairesinde muhtelif kollar halinde İstanbul üzerinde hârekete Zeçti, Bu tedip hareketi malüm olduğu üzere mu. vaffakıyetle neticelenmiştir, Fe , kat, Şerefli, askeri rütbe disinüini nin icabr olarak başkalarınım Üzes | ride kalmış, fakat Mustafa, Ke malin içinde yaşıyan büyük cev. herin ışıldamıasına fırsat vermisti, Mustafa Kemal, hareket ordu. sunun sür'atle teşekkül ve sevk | ve idaresinde en mühim rolü ifa ettiği halde artık âdeta İstanbul da Mevcut değilmis gib; bir tarafa çekilmişti. O, ardanın islahımı düşünmüyor değildir. O, kak'teyi ıslah ederek ardu subay heyvetine bir abenk ve intizam vermekle bu- nun Vo'*1 olacağını mülâhaza edi- yordu ve ordunun siyasetle alâka- smmn tamamen kesilmesi kanaati, ni kuvvetla müdafaa ediyardu, —— - ERE. LA . r a Ç Rutubetli, melâlli, puslu bir İs. tanbul akşamı,,, Hayatla ölüm H rasındakji Mmesafeyi kısaltan, bez- gin Ve bezdiren bir tabiat deko. ru içindeyiz Gökten kasvet akı- yor; yerden elem ve nor fışkırı yor, Deniz, gümüş rengsini kaybet, miştir; parlamıyor, Martılar uçmu yor, Engin deniz bir avuç su ka- dar dar, hudutsuz tabiat hit mah:- pes gibi mahdut ve sıkıcıdır, İnsanlart niçin ve nereye gitti- ğini kendilerinin de bilmediği bi- rer şuursuz mahlük halinde kıml, dıyor; eş$ya sakit ve mağmum ta- biat icinde, mânasız ve mechnl bir esrar yığını halinde,, Boğazın yer yer kudurmus hissi. Ni Veren akıntısında bu aksam hir | sessizlik okunuyor; köpüklü dal- | galar dinmiş, Boğaz mehtan altın da bir ışık seli gibi alayor. Dol mabahte'niu beyaz Ve temiz gül- gelerini karıştırıyor, Atatüirk hasta,., O, bu bina içinde, günlerden. beri ölümle mücadele ediyor, Fu- kat hiçbir gün (ah) demeden ve bütün dehşetiyle görünüp kaybs lan ölümün karsısmda en kiücük bir mağlübiyet zâfiyet) göüsterme, den,.. Bütün Türk millet; öyle biliyor. dünya O'nu böyle tanıyor, Harp meydanlarınm muzaffer kumanda ni talihsizliklerin — bahtarılıklarm galip kahramanı ölümü de yencrek sanıyoruz! Belki teselli bu'mak için ve fakat daha çok hakikat ol duüğuü için,.. Tarih, O'nun ölüme güldüğünü bilir, Gene o tarih ölümür Ondan korktuğunu da kaydeder. O, ya istiklâl, ya ölüm demişti. İstiklâli aldı ve ölümü, bütür. bir medeniyet dünyasınım önünde öl. dürdü, Fakat, Atatürk — Dolmabahcede hasta yatıyor. Olmıyacak şeyleri aldurduğu, muhayyirülükulü mümkün kıldığı için Ona, inanıyoruz: Korktuğu- muz başımıza gelmiyecektir. Fakat ya tabiat? Ya, bu her verdiğini ge ri alan, hasis ve zalim hayat., 0 nü nasıl tatmin edebilirdik ? Dolmabahcenin önü Atatürkün sihhat haberini almak icin demir- HMAYA '1'['!”!*""1€ıufln.1 Rarllnn Renç, ihtiyar, kadım; erkek vatun. — Atatlirk nasıl? Diye soruyaor. Onun sıhhati hakkmda malümat almadan evlerine dönemiyordu, Onun müdavi doktorlarımndan biri şunları söylüyor: — Atatürk'e pazartesi günü bir poksiyon yapıldı. Widelerinde bir bulantı hissettiler. Bundan sonra umumi halleri yavaş vyavaş fena- lasıyordu, Sah günü aksşamı saat 1*.30 da artık kama baslıyordu, En essnada Atatürkün gözleri açıldı, Ve son ra yavasça sordu: TRABLUS VE BALRAN HARBİ İtalya, Trahlusgarpn baskım su retiyle taarruz ettiği zaman bin- başı Mustafa Kemal gönüllü ola- rak Derneye gitti. Derne Sirena- yik mıntakasının müdafaasını ve oradaki kuüvvetlerin komutanlığını derühte etti. Müstafa Kemalı vâ, si bir sahada müstakil Şel olarak ilk defa Afrikada görüyoruz Toş kilât yapmak, insanları idare et- mek; ateşe sürmek, bin zorluk ve yokluk içinde bir devlete harp et- mek, Sanki genç kurmay subayı, istik balde, yapacağı hbüyük işler icin Afrikada staj yapıyordu. Musinfa Kemal aşiretleri kendisine cezbet ti. Mukavemeti tanzim etti: İtal — yanlara mütemadiyen ve muvaffa kıyetle karşı koydu. Fakat Balkan harbi zuhur edince ana vatana döndü, Balkan harbinde Atatürk (bin başı Mustafa Kemal) Galihaolu va- rımadasında yani ikji sene sonra büvyük muharebeler idare »decet' darülharekâtta — “Bahris-f'i hu vayi Mürettehesi komutanlığı hi rinej şube (harekât şubesi) mü dürlüğünü” ve sonra Bolayır mıt- takasındaki mürettep — kolordunun kurmay başkanlığını ifa eti Balkan harbinden sonra Safya- ya ataşemiliter oldu, (Sonu Yarm) |teymisş gibi canlı “Saat kaç ?,, — Saat kaç? Kendisine cevan verdiler, sustu, Ve bir daha konuşmullı, Saati niçin sormuştu” ruz, Zamansız ebediyete edertten zamana ait fani oldu, Saat 19.15 te artik tamamen kendisinden geçmisti. Etrifmında kileri bile farkedemiyorlardı, Çarşamba gününü tamamen bay gın bir halde gecirdiler, Sihhut Trite porlarına imza atan doktarlar ©e ce gündüz Onun başı ucunda idi- ler, Nabzı, atesi ve teneffüsü mü- temadiyen kontrol ve teshit edi, İkyardu, Persembe sahahı saat dokuza on ka'a hastanımn başı ucima gelne doöktor, kalbini muayene etti; €9i- famdı, Fukat tam — dakurda yevi biz müarene ktlnda bir vüfivet isa- Bilmiya | ihtikal svalj bu pi — P ”) < * daslarımı çağırdı. Kalhin tmaıka- vemetinde bir arıza görüler, Bütün doktorlar. Büyük hafta « nn bası ucuna tonlanmış, iki gün. denberi beygın bir. halde yatan Büyük Önderin gözleri büsin ha- yatiyetiyle parlıyordu, Daktorlar son bir tmitle çırpımryorlardı. O, son dakikalarda etrafmı alan bu kederli insanlara, tahlili mümkün bir hisle derin derin batttı, — İlk defa nlarak gözlerini sank” sil hat. Ve parlak aç mıştı, Ve sonra, tek kelime söylemek- sizin O derin mânalı. dele? vo tile reten gözlerini kapadı, Büyük salonu bir ölüm siitftu kanlamıstı, Dolmabahcenin Ürerin- deki bavyrak yavaş Yavas — yarıva iniyordu, BULUNUR KURTARACAK 1922 kışı... Atatfirk Bursada,., Bursatt'ar, Büyük kurtarırtlarmı Alkışİryor, kucakhyor, bağrrlarmıa basıyorlar, O, bir hattrasmı anla tryor: “— Arkadaşlar, Bursa '<t'lâ DN dilmisti. O gün Büyük Millat Mec. Esinin kuüb'tesi hıçkırık'arin emi.- yordu. İçlerinde — ağlamaktan memnun olan bir tek İnsan versa 6 da bendim, Bir hatip arkafaş kürstiden feryat ediyordu- Vatanın bağrına düşman dava mış hancerini: “Yok muduür kurtaracak — babtı kara maderini?,. Yerimden fırladım? — Yanlış söylüyorsmn, ve: Vatanm bağrma düşman daya- sım hançerini, Bulunur kurtaracak hahtı kora maderini., Diye ben de haykırdım..* dedira | &i anasırı ruhiye * Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize görecekleri tahsilin hudutları ©e olursa olsun en ev. vel ve her şeyden evvel Türkiye- nin istiklâline, kendi mülküne Ve milli an'anelerine düşman o- lan bütün anasırla mücadele et. mek lüzumu öğretilmelidir. Bey: nelmilel vaziyeti cihana güre, böyle bir cidalin istilzam eyledi- ile mücehhez olmıyan ferdlere ve bu mahiyet- te ferdclerden mürekkep cemi: yötlere hayat ve islikl5) vyoktur, * Bir heyeti içtimajyeyi sevk Ve idare eden insanlar için, He- Veti ictimayenin tarihi üzerinde hüküm vermek mevkiinde bulu- nan dostlar veva düsmanlar için miyar, bu heyeti ietimajyenin ef- kârı üumuüniüyesinden anlaşman kabiliyet ve kıymettir, Sen öldün, ölüm güzel demektir Çehreler, manzaralar bir tek elem salıjbidir kepsi bir günde içinden çöküvermiş gibidir... Noöye baksam, kiml görsem düğünür tıçkırarak Yorgun argın yarıyollarda kalır her bayrak Lökülür gözyaşı taljnde olan yapraklar,, Mütemin gezdiği başlarda sayılmaz aklar, Yaşların çizdiği yüzlerde çoğalmış kırışık, Kaimamış sisli uluklar gibi gözlerde ışık... Sarki bin yıl yaşamış gamlı ojhan bir günde! Çocuğum ilk acıdan sarsılıyor ömründe, Eşjinin benzi kül olmakta anarken yarım, “Gitti yavrum,, diye annem Ve Bu giden yolcuyu bir boyda yaraşmış yâradan! Üİlk asırdanberi hiçbir gidenin ardından, Bu kadar yandığı dünyada bilinmez Türkün Atatürk öldü, bütün millete can verdiği gün! İayor sıu:lnrıııı,_:' Sen ki yüksek doğarak gün gibi yüksek yaşadım, BDaha yüksekti ölürken yaşıyanlardan adım Bauna baktıkça gümneş türlyor, ay ksskamıyarı Çünkü yüksek yaşamaktan büyük ölmek daha Zor!,. Faruk Nafiz CAMLIBEL

Bu sayıdan diğer sayfalar: